Şu bir gerçektir ki Muaviye, Hz. Ali'nin müslüman kanı dökülmesinden rahatsız olduğunu bilecek kadar kurnazdır. Sıffin'i diyorum! Zorda kalınca hemen mızrakların ucuna Kur'an sayfalarını astırıyor..
Her ehli sünnet, sahabe döneminde yaşasaydı Hz. Ali'nin safında yer alacağını söyler. Peki, Sıffin'de Muaviye'ye karşı savaşırken hangi duyguyla savaşacaktınız? Örneğin diyelim ki Hz. Ali'nin bir askerisiniz ve Muaviye ile ilgili bir cümle kuracaksınız. Hz. Ali ile konuşurken ''Hz. Muaviye radiyallahüanh efendimiz ve onun güzide askerlerine karşı şuradan saldıralım komutanım''... Bu mudur?
Bu savaş, belki insanlığın sosyolojik olarak ayrıldığı iki cephenin niteliğini taşıyor. Faşistler ve Sosyalistler cephesinde bile bu niteliğe rastlarsınız. Birisi saraycıdır, diğeri ise halkçıdır.. Buna ilerleyen asırlarda siyaset bilimi SAĞCILAR ve SOLCULAR diye isim koymuş. Aslında bu fraksiyonların niteliği insanlık tarihi boyunca hep vardı zaten.. Örneğin Alevi'lerin siyaset olarak sosyalistlerin safında olmaları tesadüf değildir. Ben olayları bu açıdan ele alıyorum..
Sayın Başbakan olsun CB olsun o saraylarda otururken istedikleri kadar ''Alevilik Ali'yi sevmekse ben herkesten daha Aleviyim'' desin dursun.. Bununla kimseyi kandıramazlar. Çünkü hitap ettikleri kesimi haddinden fazla aptal sanıyorlar. Belki, bu işin derinliklerine kafa yormadıkları için kendilerini bile kandırıyor olabilirler. Eğer gerçekten Ali'yi seviyorlarsa o zaman sarayı yaptırtmayacak, makam araçlarında gezmeyecekti.. Hatta çocuklarının ve akrabalarının ticaret yapmasına izin vermiyecekti.. Zenginlikten elini ayağını çekecek, önüne bir yağlı kuzu çevirmesi getirildiğinde onu yemiyecek ve diyecek ki ''ben bu makamda otururken bu kuzu çevirmesini yiyemem. Çünkü başında bulunduğum insanların hepisinin sofrasında bu kuzu çevirme olmadan bana bunu yemek haramdır''.. Bu tavrı sergileyebilirse o zaman ALİ'Yİ HEPİNİZDEN ÇOK SEVİYORUM diyebilir. Aksi taktirde sende sahtekarsın, sende aldatanlardansın, sende bu isimleri istismar edensin kardeşim.. Bunun lamı çimi yok, tmm mı!..
Şahsen ben olsam, o son model mercedesin içinde giderken lambada dilenen bir çocuk gördüğümde üzerimde ki kaşmir paltodan, altımda ki arabadan utanır, hatta makamımdan utanır yerlere kapanırdım.. Ha, devletin malı mı, benim değil mi, ben giderim başkası gelir giyer biner mi, devletin şerefi mi, temsili mi, dışarıya forsu mu?! O lambada dilenen kişi ne peki? Gecekondularda yaşayanlar ne peki? Bilmiyorum işte, otur bunları düşün!..