Cüppeli Hoca cennette arsa dağıtıyor!..
İmdi, Cüppeli Ahmet Hoca’nın müridi sıfatıyla saydıracaklara bu fakirin genel düşüncesini söyleyerek yazıya başlayalım ki, boşuna günaha girmesinler…
Çünkü ne yaparsak yapalım, “kesin inançlılar” söylediklerimizin içeriğine cevap vermekten çok hakaret edip düşmanlıkla suçlayacaklar…
Bir; Ben Cüppeli Ahmet Hoca’nın kendi klasik giysisiyle televizyon ekranlarındaki performansını son derece başarılı bulanlardanım…
İki; Cüppeli Ahmet Hoca mütedeyyin kitlenin dışında kalan kocaman bir nüfusun gözünde Fatih-Çarşamba ile sembolleşen algıyı kökünden değiştirmiştir…
Üç; Gırgır tipi Müslüman imajını yıkan adamdır. Yıllarca uzun sakallı, yağlı pardesülü, kızgın ve itici Müslüman tipi ile ifade edilen İsmailağa Cemaatinin milyonların gözünde normalleşmesini sağlamıştır…
Dört; Habertürk ekranlarına çıkıp Fatih Altaylı ve Murat Bardakçı’nın ağzını açık bıraktığı konuşma performanslarında çok beğenmiştim… Aslında açık ve büyük bir kanalda gün birincisi olacak bir reyting başarısı da getirmişti…
Toplarsak, bir insanın iyi yaptığı işleri de, kendi ölçümüze göre beğenmediğimiz yönlerini de eleştirebilme hakkına sahibiz…
O nedenle, şu an kendisini tutuklu yargılatan suçlardan itham edildiğinde cidden üzülenlerdenim…
Müslüman bir adam kimliği ile ağzından çıkanlar ile bağdaşmayacak utanç verici bir suç isnadıyla tutuklanmasını bazıları gibi “oh olsun” mantığı ile bakmayı doğru bulmam…
Ama, müridi sıfatıyla hocasının hep yaptığını doğru bulan, onları normal günahkar insanlar gibi değil de neredeyse günah işlemez birer melaike kabul edenlerle de aynı safta buluşman da mümkün değil…
Bu kadar girizgahı, aslında şahsına bir kıllığım olmadığını, önyargıya sahip bulunmadığımı, bu yazının konusu olan eleştiri ve itirazımı arkasında herhangi bir düşünce bulunmaksızın sadece kendi içinde değerlendirmeniz için yazdım…
Şimdi size kısa bir video izletmek istiyorum…
Bu görüntüde vaaz eden Cüppeli Ahmet Hoca aynen şunları söylüyor;
“Efendi babamdan duydum, Ali Haydar Efendi hazretlerinden işittim. Yarın ahrette kabirden çıkan bir adamı azap melekleri yakalasa, azaba götürürlerken yaka paça o adam dese ki, ‘Ben Nakşibendi tarikatının Halidi kolundanım’ dese bırakırlar. Bunu Ali Haydar Efendi dört mezhep üstünde söylüyor bunu. Yani neyi anlatmak istiyor? Halidi kolunun ne kadar büyük bir kol olduğunu anlatmak için bunu söylüyor…”
Videonun önü ve sonu yok…
Muhtemelen önünde ve sonunda kendi mensubu olduğu tarikatı ve kolunu anlatıyor…
Eyvallah da…
Bu ne ayrıcalıklı bir kolmuş…
Yani diyor ki bu videoda, “istediğin günahı işle, istediğin kadar sefil yaşa yeter ki Nakşibendiliğin Halidi kolundan ol, seni azaba götürmek isteyen melekler bırakırlar..”
Niye?..
Kur’an’da nerde yazıyor birinin torpilli olduğu?
Çok uzun uzun düşündüm bu yazıyı yazarken…
Çok sıkıntı da çektim…
Burada Allah adına hüküm verme yok mu?..
Allah adına karar verme, cennette tapu dağıtma durum yok mu?..
Ve bu problemli bir durum değil mi?..
Hatta ve hatta kendini Allah’ın yerine koyarak hüküm verme durumu biraz şirke karışmıyor mu?..
Ben soru soruyorum, tartışmaya açıyorum yoksa hüküm vermiyorum..
Bileniniz varsa yazsın Allah aşkına!...
Bu dünyada kapı gibi bir Halidi kolu mensubiyeti çıkarttın mı öbür dünya garanti!..
Peki o zaman bunca ibadet, bunca dua, bunca kötülüklerden kaçınma nerede?..
Peygamberimiz ki, (SAV) alemler onun yüzü suyu hürmetine yaratıldı, o bile kendini garanti görmeyin gece gündüz ibadet ederken, ondan yüzlerce yıl sonra çıkmış bir tarikatın bir kolunun Allah ile ne tür bir anlaşması ya da bağlantısı var ki, o kola mensubiyet cennette pasaport niyetine geçiyor?..
E, hani üstünlük takva ileydi?..
Cennette imtiyazlı ve ayrıcalıklı bir sınıfın varlığını Kur’an haber vermezken Cüppeli Ahmet Hoca neye dayanarak böylesine sakıncalı cümleleri rahatça kuruyor?..
Bu kadar din imam bilen, Arapçaya vakıf, her konuştuğunda ayet hadis ile cevap veren birisi nasıl böyle bir söz söyleyebiliyor, kafam almadı…
Lütfen birileri beni aydınlatsın…
Eğer gerçekten azap meleklerine “Ben Nakşibendi tarikatının Halidi kolundanım” demek bizi azaptan kurtarıyor ve sonsuz cennete kavuşturuyorsa, o zaman tüm Müslümanların toplu olarak bu kola koşması gerekmez mi?..
Yani bu durum biraz Vatikan’ın cennet için anahtar vermesine benzemiyor mu?..
Yok yok, bunlar ağır konular, benim kafam basmıyor…
Birileri çıkar belki bu sorulara makul cevaplar verir de bizi aydınlatır…
Selam ile…
Siyah TÜRK / Rotahaber