Burçlar Hakkında Görüşler

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
YENGEÇ

Duygusal, merhametli, hassas ve sadakatli bir kişilikleri vardır. Gözyaşları akmağa hazır bekler. Acıma duyguları güçlüdür. Son derece anaç ve koruyucudurlar. Bu durum karşı tarafı bıktıracak derecelere bile varabilir.

Sevdikleri ve sahiplendikleri kişilerin her şeyini düşünürler, karşılamağa gayret ederler. Aile, çocuklar, anne baba çok önemlidir. Huzurlu ve güvenli bir yuva en önemli ihtiyaçlarıdır. Aynı zamanda maddi güven içinde olmak en büyük arzularıdır. Ailelerinden, evlerinden, vatanlarından uzaklaşmak onlar için çok zordur.

Genellikle kendilerine güvenleri azdır. Ama cesaretlerini toplayıp, kazanacaklarından emin oldukları zaman, büyük bir coşku ile harekete geçerler, hatta böyle zamanlarda insanları rahatlıkla peşlerinden çekebilirler. Bir başlangıca öncülük yapabilirler.

Aslında çalışkan ve faaldirler. Oldukça da aceleci, telaşlı hareket ederler. Dikkatsizlikleri ile tanınırlar. Ancak çok kolay etkilenip duygu değişikliğine girdikleri için bu halleri devamlı değildir. Neşeli, konuşkan, iyimser, canlı ve hareketli iken aniden, size göre, ortada hiçbir sebep yokken somurtkan, sessiz ve dargın oluverirler. Aslında sebep yok değildir. Kimbilir akıllarından, eskiden olan ne gelmiş veya kimin bir sözünden o anda nem kapmışlardır, kuşkuya, kıskançlığa esir oluvermişlerdir. Bu onlara yıldızlaro olan Ay’ın oynadığı oyunlardır....

Tuttuklarını asla bırakmazlar. Bu bir fikir, bir kişi veya herhangi birşey olabilir. Ellerinden kurtulmak çok zordur. Çabuk etki almalarına karşın bu şekilde direnme güçleri fazladır. Eskiye, ananelere bağlıdırlar.

Biriktirici, toplayıcı ve yedekçidirler. Daima bir yerlerde yedek para veya ihtiyaçları olabilecek şeyler bulunur. Param yok diyorlarsa, bunun anlamı, yedeklerinin dışında paraları olmaması demektir. Biriktirmek için fazla çaba harcamazlar aslında, çünkü para v.s onlarda kendiliğinden birikir... Elleri bereketlidir...

Dışarı karşı, özgüveni kuvvetli, gibi bir imajları vardır; ama aslında güvene ihtiyaçları vardır. Çekingen ve içe dönüktürler. Hata yapınca üzülür ve suçu genellikle kendilerinde bulurlar. Birileri dikkatle onlara bakıyorsa, bundan huzursuz olurlar; ve acaba bende bir çirkinlik mi var; diye düşünürler. Beğenildiğim için bana bakıyorlardır, diye düşünmek akıllarına gelmez...
Çoğu kez başkalarının onlara haksızlık ettiklerini de düşünürler. Niye bana böyle yaptılar veya yapmıyorlar gibi düşüncelere çok kapılırlar. Yardım görmemekten yakınırlar. Şikayet etme, vırvır yapma huyları çoktur!. Ayrıca yüzlerini asma yani somurtmaları ile meşhurdurlar!. Üzüntülü zamanlarında alışveriş yararak tatmin olma huyları da vardır.

Sevdiklerinin, yakınlarının, kendilerini sorumlu hissettikleri kişilerin dertleri onları çok üzer. Yoksul, yardıma muhtaç kim olursa hemen yardım etme isteği duyarlar. Aşırı merhametleri suistimal edilebilir. Buna çok incinir, bir daha iyi olmamağa karar verirler. Ama bir müddet sonra gene merhametleri ön plana geçer, dayanamazlar..

Sezgileri güçlüdür. Kendilerinden ne istendiğini hissederek ona göre davranarak sevilmeyi başarırlar. Çok fazla hayal ve hülyalara dalarlar. Kurdukları hayallerle uzun süre oyalanır; gerçekmiş gibi anlatırlar!. Hafızaları da güçlü olduğu için bu oyuna uzun süreler devam edebilirler. Bu özellik çocuklarda çok hakimdir.

Yemek yapmayı, mutfak ve ev işlerini severler. Ellerinden lezzetli yemekler yiyebilirsiniz. Ayrıca midelerine düşkün olurlar.

Sevgi yönleri kuvvetlidir. Ama kuşkucu tutumları, kuruntuları ve kıskançlıkları ile sevgiyi hem kendilerine hem de sevdiklerine zehir edebilirler. Sevdiği kişi yanındayken iyidir; ama yanında değilse hemen kuşkulanacak bir fikir üretebilirler!. Şüphelenerek olayların üstüne gider, araştırır incelerler. Bu tutumları çoğu kez kuşkularının daha çok artmasından başka bir işe yaramaz.

Aile bağları güçlüdür. Evlenseler bile bu böyle kalır. Hatta bu aşırı ebeveyn düşkünlüğü eşleri ile aralarında sorunlar çıkmasına neden olabilir. Ailesini kaybetmek, yanlız kalmaktan çok korkarlar. Yanında güveneceği birinin olması onu rahatlatır.

Romantik ilişkilere, sevildiğini billmekten öte hissetmeğe ihtiyacı vardır. Pek çok durum karşısında çok çabuk dehşete kapılırlar, panik yaparlar. Bu yüzden zarar vermeyecek durumlarda bile zarar görebilirler.

İçine kapanık olmadığı, duygularının esiri olmadığı zamanlarda oldukça sevimli, konuşkan, neşelidirler. Gevezelik etmeği, dedikodu yapmayı severler. Hatta taklit yetenekleri bile vardır. Bulundukları ortama çabuk uyum sağlarlar. Gereken şekli çabuk alabilirler.

Aceleciliklerini yenmeği, duygularını ağırlığını mantık kullanarak dengelemeği ve tuttuğunu bırakabilmeği öğrenmelidirler...
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
ASLAN


Benlikleri çok kuvvetlidir. Kendilerine güvenleri tamdır.
Herkesin onları beğendiğini düşünürler, hatta düşünmekten öte bundan öylesine emindirler ki, beğenilmedikleri hiç akıllarına gelmez.

Eğer insanlar onlara bakıyorsa; “ben güzelim, bana gıpta ediyorlar, diye kabul ederler. Daima ilgi merkezi olmak isterler. Beğenilmek, takdir edilmek, öğülmekten ve sürekli onlar ile ilgilenilmesinden çok hoşlanırlar. Aksi halde neşeleri kaçar. Sessizleşirler. Ya oradan uzaklaşırlar veya her hangi bir şekilde ilgi çekme yolları bulurlar.

Övünmek gibi bir huyları da vardır. Güçlü artistik yetenekleri onlara yardımcıdır. Çok güzel, gayet inandırıcı rol yapmada rakip tanımazlar. İstedikleri kılığa kolayca bürünerek, hedeflerine rahatlıkla ulaşabilirler. Bu iki yüzlülük veya sahtekarlık değildir. Sadece klasını bozmamak, krallığını kaybetmemek içindir..

Zirvede kalmak onlar için çok önemlidir. İstedikleri şeylere sahip olmak başlıca amaçlarıdır...

Yaratıcı güçleri, sanatsal yönleri, artistik kapasiteleri vardır. İstedikleri, ilgi duydukları bir dalda son derece yaratıcı olurlar. Herkesin yaptığını taklit etmezler.

Kendilerine özgü güzellik anlayışları başkalarına ters gelebilir.

Gösterişli, canlı, pahalı ve lüks şeylere meraklıdırlar...
İşleri planlama, organize etme, başkalarını yönetmek, idare etmek ve çalıştırmada çok başarılıdırlar. Yumuşak, sıcak kanlı ve sevecen olmaları işlerini daha da kolaylaştırır.

Sert etkiler almamış bir aslanın çekiciliğine kapılmamak ve hayır demek hemen hemen imkansız gibidir. Niyetine girdiği işi çok iyi planlar, uygular ve başarıyı yakalar.

Başladıkları işi yarıda bırakmaz sonuna dek götürürler. Bir hayli de seri çalışırlar. Etraflarındaki kimselerin de atak ve çabuk iş bitirir olmasını isterler. Bu ateşli halleri bazen ortalığın karışmasına neden olabilir.

Çünkü herkes onların temposuna ayak uyduramaz. Hele kafasına koyduğunu yapmağa konsantre olmuşsa adeta etraflarını unuturlar. Kimseyi, duymaz, görmez olurlar... Adeta, aranızdadırlar ama değildirler... Bu zamanda kayıtsız olurlar. Onlar için tek önemli şey yapmağı planladıklarıdır.

Bunu başarırlarsa, gene aranıza döner, neşeli ve canlı olurlar.

Mert, cesur ve açık sözlüdürler. Kendilerine olan aşırı güvenleri, başkalarının da onlara güvenmesini kolaylaştırır. Karşılarındaki insanı çok kolay etki altına alırlar. Sorumluluk sahibidirler. İlgilendikleri, kendilerini seven ve güvenen insanları asla yarı yolda bırakmazlar...

Kendilerine yapılan iyilik ve fedakarlıklara karşı nankör olmazlar. Ellerinden geldiğince karşılığını kendi yöntemleri ile vermeğe çalışırlar. İri ve güçlü görünüşlerine rağmen genellikle yumuşak bir tabiatları vardır.

Gururlu ve kibirlidirler. Yaptıklarının beğenilmemesine, küçük görülmeğe, tenkid edilmeğe tahammülleri yoktur. Aynı şekilde yönetilmege, başkaları tarafından sıkboğaz edilmeğe de gelemezler!.. Asla başeğmezler!.

Hatalı olduğunu anlarsa bunu hemen başkalarına yükleme rollerine baş vurur. Öfkesi pek kötüdür; ama zayıf yönü olan benliğini okşarsanız kızgın aslan uysal bir kedi olur.

Kolay kolay herkezi beğenip arkadaş olmazlar. Kalite ararlar. Kendileri çok üstün oldukları için arkadaş seçme hakkı da hep onlardadır sanki..!

Hayat enerjileri, yaşama sevinçleri çoktur. Hayatı dolu dolu ve hissederek yaşarlar. Bu nedenle onunla birlikte olmak pek çok kişi için mutluluk kaynağı olur. Eğlenceyi severler. Talihli ve şanslıdırlar. Kumar ve şanş oyunları hoşlarına gider. Daima bir çocuksu yönleri vardır. Çocukları da severler. İyi çocuk yetiştirirler.

Zodyak kuşağının en çömert burcudur. Sevdiklerini düşünür, onlara yardım ederler. Herkese karşı iyi niyetli ve vericidirler. Verince tam verirler. Sevince tam severler. Ama kral daima kendileridir. Herşeye rağmen daima önce kendileri gelir....

Tek sevgi ile yetinemezler. Bir kaç sevgilileri olur. Ayrıca da herkes tarafından da sevilmelidirler. Tabiatı, doğayı, hayvanları, eşyaları ve güzel olan herşeyi de severler.
İhanete uğrarlarsa çok yıkılır, hayata küserler...

Kendilerinden son derece emindirler. İstedikleri kişiyi veya şeyi hemen elde etmek, ona sahİp olmak isterler. Bunun için beklemeği hiç bilmezler. İstediklerine sahip olurken başkalarının incinip incinmiyeceği hiç akıllarına gelmez.
Öyle sıkıya gelemezler. Kendileri gibi etrafları da hür olmalıdır.

Mal kıymeti bilmezler. Düzenli ve tertipli değildirler. Çok para vererek aldıkları değerli bir giysiyi çıkarıp rastgele bir yere koyabildikleri gibi, rahatlıkla birine de verebilirler. Ama iş konusunda bunun tam tersidirler....

Yaşlanmaktan, çekiciliklerini kaybetmekten, yenilgi ve başarısızlıktan çok korkarlar. İyidir hoşturlar ama, dünyada sadece kendi krallıklarının hüküm sürmeyeceğini, önce ben demekten vazgeçmeği öğrenmelidirler...
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
AKREP

Daima aşırı uçlarda yaşarlar. Hayat görüşleri “ya hep, ya hiç“ prensibine dayanır.

Yaşamlarında renkler yoktur. Var olan renk sadece siyah ve beyazdır. Olanla yetinmek, ortalarda kalmak onlara hiç mi hiç uymaz. Hedefleri daima, her şeyde derinleşmek, en zirveye ulaşmaktır. Bir şey, ”ya olacaktır, ya olacaktır“... Olursa olur, olmazsa olmaz değildir...

Onlar pek çok kişinin göremediği çok farklı ve gizli noktaları görebilir, birbirine bağlıyabilir ve bir netice elde edeblirler.. Asla olayların, konuların kıyısında kalmazlar. Araştırır, analiz eder ve sırlarına inerler... Hangi konuyu, hangi alanı seçerlerse seçsinler sonunda mutlaka başarılı olacaklardır. Zaten başarılı olma isteği onlarda bir hırs şeklindedir. Ancak bu hırs ters dönüp en aşağılara düşmeleride mümkündür. Kimselerin onları geçmelerine izin vermezler. Zirvede onların bayrakları dalgalanmalıdır.

Geçinilmesi oldukça zor insanlardır. Onları memnun etmek zordur. Mutlaka bir yerden bir huzursuzluk çıkaracak şey bulurlar, mantıklı veya mantıksız...

Son derece kıskanç ve kincidirler. Kendilerine yapılan kötülük saydıkları şeyleri asla unutmazlar ve öç almadan rahat etmezler.

Genellikle davranışlarında başkalarına nisbet veya öç alma duygusu yattığından, uzun vadede de olsa haksız yaptıkları şeyler neticede kendilerine zarar verir... Çünkü güçlü benlik duyguları ile kasıtlı yapılan şeylerde haddi aşınca zararı kişinin kendisinedir... Kendi kendisini mahveder. Yani, artık kaçacak delik bulamayan akrebin kendi iğnesi ile zehirini kendine sokması gibi...

Çok iyi bir dost ama bir o kadar da çok kötü düşmandırlar!. Sevdiğinin, kendine bağlı olan kişilerin her ihtiyacını, ondan evvel düşünür ve yardım eder. Onun için herşeyi yapar. Son derece sadık ve düşünceli bir dost olur. Ama kızdırırsanız, bir kötülük yaparsanız ya da onun isteklerine ters düşerseniz yandınız. Sizi asla rahat bırakmaz. Nefreti sonsuzdur!.

Gizlilik, suskunluk ve kararlılık önemli özellikleridir. Kendini saklar ama herkesin sırlarını öğrenmek ister. İyi bir gözlemci, iyi bir dinleyicidir. Sır tutar. Zaten kendisi çok konuşmaz. Daha ziyade dinlemeyi tercih eder. Yüzünde soğuk bir ifade vardır, ancak az kullandığı gülmesi ile yüzü ışıklanır ve ısınır.. Emir almak, hükmedilmek, güdülmek için var değildir. Kimsenin boyunduruğu altına girmez.

Sex gücü fazladır. Son derece çekici, esrarlı ve sexsidir. Sevdiği kişi sadece onun olmalıdır. Bu konuda çok kıskançtır. Olur olmaz şeyler için sevdiğini suçlar. Ama sonuçta onun zannı gibi çıkmaz ve pişman olur!.

Aldatılırsa, bir ajan gibi araştırır, bulur ve elinden geleni ardına koymaz. Acımasız olur. Arkadaşlarını da başkaları ile paylaşmak istemez. Şayet sevdiği kişi sadıksa o zaman, yuvasına bağlı ve onları çok fazla düşünen, ihtiyaçlarını yerine getiren biri olur.

Ölüm, ölüm ötesi, mistik, felsefi, ilmi ve dini konular ilgi alanı içindedir. Bu konuları araştırmak, derinliğine inip sırlar bulmak ister. Sezgileri de çok güçlüdür. Bu yollu aldıklarını iyi değerlendirir.

Gizli işler planlama, uygulamada çok başarılıdır. Az konuşmayı başarabildiği için, sinsice, sessizce iş yürütmek onun için çok kolaydır.

Şiddet, öfke, geçimsizlik, nırmal dışı istekler, sex düşkünlüğü, kuşku kuruntu, kendi hatalarının acısını başkalarından çıkarma, tatminsizlik ve hırslı istekleri yüzünden etrafındakilere hayatı zehretme gibi durumlar hep Akrep Burcu insanlarında görülen hallerdendir. Bu bir uçtur!.

Diğer uçta da üstün bir Akrep tipi vardır. Bunlar aklını kullanan, gayretli, hırslı ama başarmak için, sezgi ve analiz güçleri ile ileriyi görerek toplumda zirve noktaya gelebilmiş, insanlığa faydalı, yetenekli ve kesin başarılı insanlardır. Ama gene de zor insanlardır!...

Şöyle veya böyle, neticede Akrep insanı ile geçinmek oldukça zordur. Çünkü kendini asla açmaz... Buna karşın, kars›s›ndakinin zayıf ve kuvvetli yönlerini çok iyi görür ve böylece istediği gibi davranır. Yani ipler onun elindedir.... Maddeye, paraya önenm verir. Tutucudur!. Aldığı kararlardan asla dönmez. Çok güçlü ve sebatlıdır. Kolay kolay kimseye güvenmez. Dostu yok gibidir.. Arzusu sürekli güven içinde olmaktır.

Dostluk veya beraberliklerinde hakim unsur maddi veya manevi menfaat duygusu ağır basar.. Kolayca nankörlük yapabilir.. Dostluklarından hiç bir zaman emin olunmaz; arkadan vurabilirler..

Sadistçe yönleri de vardır. Hem korkar, hem de kendi canının yanmasından adeta zevk alırlar. Bedensel acı adeta ona zevk verir. Yani başkalarına yaptığı gibi kendinede acımasız davranabilir. Ölümden ve kan görmekten korkar.

Ayrıca kendi düşüncelerinin, gizli planlarının başkaları tarafından anlaşılacağı düşüncesi onu çok tedirgin eder. Onun için susar... Yaşam boyu hırsları, enerjileri, kin ve nefretleri, yaşam hırsları asla bitmez. Adeta ölüme meydan okurlar...

Olayları analiz etme, derinliğine inerek bulduklarını birbirine bağlayıp netice çıkarmada çok cin fikirlidir. İyi bir dedektif, ajan veya zor ve gizli işleri çözümleyici olur. Ayrıca hemşirelik, doktorluğun ağır dalları ve gizemli sanatkarlık onlar için çok uygun alanlardır..
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
YAY

Hayata iyimser bakan, asaletli, herkesi dost bilen, arkadaş canlısı, sıcak kanlı ve samimi kimselerdir.

Olduğu gibi görünür. Çabuk inanır. Merttir, kimseyi incitmek, haksızlık yapmak istemezler. Herkesten de bunları beklerler. Hareketli, neşeli ve espirilidirler. Ortama çabuk uyabilirler. Duruma göre espiriler yapabilirler. Beğenmedikleri şeyleri bıyık altından gülercesine alaya alırlar.

Genelde her sözlerinde, acıtmayan ama dokunduran espiriler vardır... Kırılsa da darılmaz; ama hıncını sözleri ile iğneleyerek alır!.

Çift karakterli ve değişken yapılı bu burç insanlarının iki yönü vardır. Birincisi, duygulu, içine döünük, kolay etki alan, çekingen olan yönü; ikinciside de cesur, ateşli, tedbirsiz, gururuna dokulunursa sözünü esirgemeyen yönü... Bunlardan biri ağırlıklı olabilir veya iki yönde yerine göre ortaya çıkar.

Özgürlüğü çok önemlidir.

Seyahat etmekten, maceralar yaşamaktan, gezip görmekten çok hoşlanır. Esasen çok cesur değildir. Bir taraftan korkarken bir yandan da macera peşinde koşar. Aslında koşmasına da gerek kalmaz. Macera onu bulur. Her gezmesi, seyahati veya günlük bir yaşamı sonunda genellikle anlatmağa değer, enterasan bir şeyleri vardır. Neşeli, canlı unutulmayacak anılarınız olsun istiyorsanız Yay insanı ile seyahat edin. Seyahat arkadaşlıkları da problemsizdir.

Yaşam onlara çok şeyler verir. Öyle olaylar, öyle durumlarla karşılaşırlar ki; bunlardan çok derin ve anlamlı tecrübeler edinirler. Bunlar ona, hayatın sadece oyun ve eğlence olmadığını öğretir.

Kazandığı tecrübelerden ders alır, aynı yanlışları yapmamağa özen gösterir ve başkalarının da faydalanması amacı ile herkese akıl verir. Hatta çok bilgiçlik karşısındakini sıkacak dereceye varabilir. Her konuyu bildiğini sanmaya başlar... Neticede olgunlaşır ama asla pinti, karamsar ve hareketsiz bir insan olmaz. O her zaman yaydan fırlamağa hazır bir ok gibidir.

Açık havayı, ferahı ve geniş alanları sever. Perdeleri çekik, pancurları kapalı bir evde oturamaz.

Maddi veya manevi olarak kısıtlanmaktan, bağımsızlığının elinden alınmasından, sorumluluk altında kalmaktan çok korkar. Bunun için de bir yere, bir kişiye bağlanmak istemez.

Diğer taraftan sevdiği insanla olmak, bir şeyler paylaşmayı da arzu eder. Neye sahip olursa olsun sevdikleri ile paylaşmadıktan sonra onun için elindeki herşey değersizdir. Bilgisini, varını yoğunu, üzüntü ve sevincini paylaşmalıdır ki mutlu olsun... Aksi halde mutsuz, huzursuz ve huysuz olur. Yaşama küsmez ama çok kırgın yaşar...

İleri yaşlarda birine bağlanmanın, sorumluluk almanın öyle korkunç birşey olmadığını anlar, ama artık bazı şeyler için çok geç kaldığını görür.

Ateşli bir sevgilidir. Sevince çok sever. Hem sevgili hem de iyi bir dosttur. Sevdiği için her şeyi yapar. Onu kaybetmemek için hayatını bile ortaya koyar, her şeyinden vaz geçebilir. Ne isterse yapmağa, vermeğe hazırdır. Ama genellikle beklediğini bulamaz.

Aldatılırsa, severken terkedilirse çok yıkılr, ateşi söner ama o gene de sevmeye devam eder. Bağışlar... En azından dost kalma yolları arar..

Genellikle iki veya daha fazla ilişki yaşar. Bu ilişkilerden biri kötüdür ama kendini zamanında kurtarabilir. Gizli aşk ilişkileri yüzünden çok acı çekebilir.

Sevgide olsun yaşamında olsun, tam olarak aradıklarını bulması uzun zaman alır. Bu süre içinde daldan dala konar. Kararsız, aceleci, değişken, çabuk meraklanıp ilgilenen ama çabuk bıkan biridir. Fakat aradığını tam olarak bulunca son derece sebatkar olur. Bu sebat onun başarısı demektir. Konuya iyice dalar, aklını, zekasını sonuna kadar kullanır, zamanla ilgilendiği konuda çok bilgili, öğretici olur hatta eser bile ortaya koyabilir. Geniş alanda ün sahibi olmak arzusu vardır...

Cömettir ve fedakarlık yönü ile tanınır. Kendinden çok ödün verir. Ancak verdiklerinin karşılığını bekler. Bu yüzden sıkıntıları bitmez, çünkü beklediğini bulamaz.

Çok üzülse de, yıkılsa da, haksızlığa da uğrasa gene iyimserlik ve affedicilik yönü filizlenecek bir aralık bulur. Neticede suçu kendine yükler, herkesi hoş görür, haklı bulur.

Kullanıldığının farkına çok geç varır. Ne zaman ki insanlar ondan uzaklaşırlar, o zaman anlar. Bir daha bu tongaya düşmemeğe karar verir. Ama ona ihtiyacı olan birini görürse dayanamaz....

Allah’ın ona verdiklerini başkaları ile paylaşmalıdır. İnsanların çaresiz, zavallı, muhtaç durumda kalmaları onu çok etkiler. Acıma ve yardım etme duyguları güçlüdür. Kendileri ile ilgili iyi olsun kötü olsun hiçbir sorunlarını saklamağı beceremezler. Hemen sevdiği, güvendiği birine açılmalıdırlar. Bu yüzden gizli saklı bir şeyleri yoktur.

Beklemeğe, bekletilmeğe tahammülleri yoktur. Birşey olacaksa hemen olmalıdır. Hareketleri çok çeviktir. Yerinden bir ok gibi fırlar. Aklına geleni hemen uygulamak ister. Ama dereyi görmeden paçayı sıvadığı için sık sık sükütu hayale uğrar. Pişmanlığı en çok yaşayanlardandır. Bir de abartma huyları vardır. Bire beş katarak anlatır. Bir zayıf noktaları da kendilerini çok fazla önemsemeleridir.

Gençleri çok severler, gençlerle birlikte olmaktan zevz alırlar. Sevilen bir öğretmendirler. Kısaca onlar asla yaşlanmaz, yarına umutla bakarlar.. Daima, yarın yeni bir gündür!.

Din, Felsefe, İlim, eğitim, psikoloji konularına meraklıdırlar. Sadece öğrenmekle kalmayıp, bilgiyi dağıtıcı da olurlar. Bunun ötesinde evrensel boyutlarda yayılma, genişleme yapabilecek kapasiteleri vardır.

6.cı hisleri çok kuvvetlidir. Hiç bir sebep yokken olacak bir şeyi hissedip ona göre davranabilirler. Eğer yapmamışlarsa, çoğu kez hissettikleri olur ve, ah keşke yapsaydım, derler. İleriyi görme, gelecekte olanları bilebilme gibi bir özellikleri de vardır...

Din, felsefe, eğitim, öğrenim alanları, yazı yazma, eser verme, gazetecilik gibi meslek alanları onlara uygundur. Geniş çapta tanınan biri olmak isterler. Öğretmenlik yapabilirler. Sporcu olabilirler. Espiri dallarındada başarılı olabilirler.

Yaşamı biraz daha, ciddiye alıp, gerçeklere daha objektif bakabilmeliler. Aşırı özverinin de aşırı kendini düşünmekle, bir bakıma eşit olduğunu görerek, herşeye hemen atılmaktan vazgeçip biraz daha düşünerek hareket etmeği öğrenmeleri iyi olur!...
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
OĞLAK

Çok düşünen, az konuşan, meraklı, mütevazi ama kontrollü ve ağır hareket eden yapılardır...

Değişikliklere, özellikle yeni bir şeye adapte olmaları çok uzun zaman alır!. Karar vermeleri zordur... Ama bu kararsızlıklarından kaynaklanmaz; aksine yanlış karar vermemek ve başarısız olmamak kökenlidir.

Önce inceden inceye uzun uzun düşünüp, artısını eksisini hesaplamadan, kendi düzen ve disiplinlerine oturtmadan harekete geçmezler.

Onlara yapılacak şeyleri asla son dakikada söylememelisiniz. Reddedilirsiniz... Düşünmeleri için uzun bir süre tanımalısınız. Bunun iyi bir yanı vardır. O da, bir şeye karar verdikten sonra artık geri adım atmamaları ve sonuna kadar götürmeleridir.... Bu onların başarısıdır...

Bu kararlığın yanı sıra doğruculukları da eklenince, bir iş konusunda onlara güvenmemek mümkün değildir. Önlerine çıkacak engeller veya kendi hataları yüzünden geri çekilmeyecek kadar ciddi ve doğrudurlar. Gerçi hatanın tümünü kendilerine almaz, bunda başkalarını da suçlarlar ama, gene de hile, yalan dolan ve sahtekarlık yapmazlar!.

Durgun, düşünceli ve karamsardırlar.

Hayata genellikle koyu renkli camlar ardından bakarlar. Son derece sabırlı, güçlü, inatçı ve soğukkanlıdırlar. Olaylar karşısında paniğe kapılmazlar, sessiz ve sakin hareket ederler. Bu onları, panikten doğabilecek pek çok yan tehlikelerden korur. Böyle bir tutum onda, hayattan ne istediğini bilen bir kişi görünüşü yaratır. Kararsız, çelişkiler içinde kalmış iseniz, oğlak insanının yanında rahatlar, kafanızı toplar ve güven duyarsınız. Ancak, çok uzun süre Oğlaklarla beraberlik yorucu ve sıkıcı olur....

Çalışmak daima birinci plandadır. Yükselmek, başa geçmek en büyük arzularıdır. Onlar iş ve meslek dünyasının temel taşlarıdır. Hem emir alabilir hem de emir verebilmeleri başarılarını destekler. Kanunlara, kurallara, prensiplere karşı saygılıdırlar.

Çok ideal bir yönetici, idareci, müdür olurlar veya disipline dayanan askeri alanlarda başarılıdırlar. Büyük şirketlerin başında onları görmek mümkündür.

Zengin olmak, yükselmek, ünlü ve başarılı olmak ana hedefleridir. Tüm bunları sabırlı, sebatlı, düzenli çalışmaları ile kendileri elde ederler.

Esneklik yönleri yoktur. Birşey nasıl yapılması isteniyorsa mutlaka öyle olmalıdır. Böyle durumlarda Nuh der, Peygamber demezler... İlave olarak, dürüstlük özellikleri ile güvenilirlik elde ederler. İşle ilgili projeleri son derece pratik, telaşsız ve en iyi şekilde neticelendirebilirler.

Başarıları belli bir konudadır. Her sahaya el atmazlar. Kendine uygun olan işi dikkatle seçer ve sadece ona konsantre olur. Zamanının tümünü bu yolda harcar ve istediğini elde eder. Bunun hangi dalda olacağını haritadaki en güçlü yıldız belli eder. Bu alanlar müzik, edebiyat veya ticaret, bankacılık, iderecilik hatta politika olabilir. Okumayı, öğrenmeyide severler ama bilgiyi dağıtıcı değildirler.

Zamanı boşa harcamak istemezler. Her zaman yapacak bir işleri vardır. Meraklı olmalarına karşın bunu belli etmez ve incelemelerini gizli gizli yaparlar. Kapalı bir kutu gibidirler. Bu kutunun kapağını çok nadir aralarlar. Her şeyi bir sır gibi saklarlar. Ama kendilerine herşey söylensin isterler. Bunun temelinde yatan şey kimseye güvenmemeleri sadece kendilerine güvenmeleridir..

Son derece kontrollü ve kuşkucudurlar. Ağızları sıkı olduğu için içlerinde esen fırtınaları kimse bilmez. Ama dudaklarının ucuklaması, yüzde çıkan sivilceler, arpacıklar bunu ele verir.

Kendilerine yapılan iyilikleri ve kötülükleri asla unutmazlar. Sabırla bekleyerek uygun zamanda taşı gediğine koymayı başarırlar. Bunun için bir yaşam boyu bile sabredebilirler. Onların intikam almaları kinciliklerinden ziyade karşısındakinin dersini vermek, kendilerince onu eğitmektir. Bundan asla vazgeçmezler, affetmezler. Dersini verdikten sonra o kişi ile konuşmağa devam ederler. Durup dururken kendileri başkalarına fenalık yapmak, kimseyi rahatsız etmek istemezler... Ama kendilerine yapılanın karşılığını mutlaka verirler. Öfkeleri de çok şiddetlidir. Kızınca gözleri birşey görmez. Atar, vurur, kırıp dökebilirler.

Oğlakların bir dez avantajı vardır. O da çabuk harekete geçememeleri ve alışkanlıklarından kurtulamamalarıdır.

Doğru düşünürler ama uygulamaya başlamaları zordur. Uykuyu severler. Sigara içki gibi tutkuları vardır. Paraya ve maddi değerlere çok bağlıdırlar.

Sabırla elde ettikleri maddi varlıklarını kaybetmekten ve her şeye yeniden başlama zorunda kalmaktan çok korkarlar. Onlar için her şey maddi güç demektir. Çıkarları ve menfaatleri daima ön plandadır. Bundan pek ödün vermezler. Sevdikleri için bile bunu yapmaları zordur. Hele başkalarının istek ve ihtiyaçları onları pek ilgilendirmez. Düşünmeden konuşmamalarının bir nedeni de çıkarlarına zarar getirmemek içindir.

Hayatı bu denli ciddiye almamayı, biraz güleç ve hoşgörülü olmayı, kendilerinden başkalarına da güvenebilmeği ve paylaşmayı öğrenmeleri daha rahat bir hayat sürmelerine imkan verecektir...
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
ŞİRON HİDAYETE ERDİRİR

İnsanın zihinsel fonksiyonları :

Nefs (ben kavramı), akıl fikir, hayâl, idrak (kavrayış), vehim (varsayım), himmet, ve hâfıza (yani bellek).

Bu saydığımız zihinsel fonksiyonlar esas itibarı ile iki ana kuvvetin etkisi altındadır...

Yani, fikir, hayâl, duygu, nefs, himmet daima iki ana kuvvetin birinin tesiri altına girer. Ya, vehmin hükmü altına girerek çalışır, ya aklın hükmü altına girerek çalışır.

Fikir; çeşitli konularda aklımıza gelen yeni yeni düşüncelerdir. Bize herhangi bir konuyu düşünmemizi sağlayan ana materyaldir. Kökeni ya beynin üretimi ya da dış etkilerdir; ilham, astrolojik etkiler vs...

Sonrasında hayâl gelir. Yani, o fikirleri kafamızda hayâl ederiz.. Anlayıp kavramak için bir suret haline sokarız. Bu hayâl edişe aynı zamanda "musavvire gücü" denilir.

Yani, tasvir etme şekillendirme. Beyinde şekillendirme olayı vardır. O fikirler otomatikman şekillenerek anlaşılır. O da nasıl anlaşılır? Müdrike yani idrak gücü ile, idrak edilir.

Bu idrakın hemen sonrasında, o idrakı hükmü altına alan vehim vardır. Vehim özetle şudur: Var olmayan şeyi varsanmak!. Var olan şeyi de yoksaymaktır. "Varsayım" dediğimiz cevherdir.
Bunlardan, "Nefs" dediğimiz yapıyı da Dünyanın ruhâniyeti meydana getirir.

Fikir, Merkürün ruhâniyetinden; Hayâl, musavvire Venüsün ruhâniyetinden meydana gelir.

İdrak, müdrike Güneşin ruhâniyetinden gelir.

Vehim, Marsın ruhâniyetinden gelir.

Himmet, Jüpiterin ruhâniyetinden gelir.

Akıl, Satürn`ün ruhâniyetinden gelir. Fakat Satürn`ün ruhâniyetinden meydana gelen akıl maddi bir akıldır. Dünyaya ve maddeye dönüktür.

Uranüs`ten gelen akıl ise "aklı kül"den yansımadır!. Çok geniş boyutlu, madde ötesine dönük düşünceleri meydana getirir.

Madde ötesine dönük düşünceler Şiron`un uygun açıyla beslemesi hâlinde “hidayet” dediğimiz "ALLAH"a ve özüne yönelme" tesirlerini meydana getirir.

Neptün, yüksek sezgi gücünü meydana getirir.

Pluton, "ALLAH"`a ait "var etme ve yok etme" gücünün yeryüzünde zâhire çıkmasına vesile olur.

Eğer bir kişide Merkür`ün tesirleri güçlü ise, onda çeşitli fikirler meydana gelir. Merkür`ün güçlü tesirini almış, ruhaniyetinden feyz almış insan, zeki insandır. Zekâ, Merkür`ün ruhaniyetine bağlıdır.

Cinlerin büyük çoğunluğu, Merkür`ün güçlü tesirlerinden feyz aldıkları için hemen hepsinde zekâ güçlüdür. Dolayısı ile şeytan da çok zekidir. Buna karşın cinler, akıl yönünden zayıftırlar!.

Bir insan zekî olabilir; fakat yeterince akıllı olmayabilir!... Akıllı olabilir; zekî olmayabilir!. Hem zekâsı hem de aklı kıt olabilir!. Hem zekî ve hem de akıllı olabilir!.. Çünkü zekâ Merkür`ün ruhâniyetinden kaynaklanır, akıl ise Satürn ve Uranüs tesirleri ile meydana gelir.

İdrak (kavrama) gücünü Güneşin ruhâniyeti verir.

Hayâl gücü Venüsün ruhaniyetinden hasıl olur. Buna Musavvire, şekillendirme gücü de denebilir.

Kişinin himmeti (azmi) jüpiter`in ve Şiron`un tesirleri iledir.

Güçlü olarak Jüpiter`in ruhaniyetini almışsa o kişi, maddeye dönük bir şekilde şanslı hayat sürer. Maddi sıkıntıları az, refahı fazla olur.. Şiron`un tesirini güçlü almışsa kişi, mâneviyata yönelir ve mâneviyatta büyük derecelere ulaşma imkanını elde eder.

Satürn tamamen maddeye dönük bir akıl verir; yani bu kişi maddeyi ne yönde nasıl değerlendireceğini iyi bilir.

Uranüs`ün ruhâniyetinden feyz alan kişi maddi nesnelere hiç bakmaz, değer vermez. Tamamen madde ötesi soyut değerler ve nesnelerle ilgilenir.. Yani, gerçek âlemin, madde ötesi bir yapı olduğunu idrak eder. Ona yönelir.

Ancak, madde ötesi yapıya yönelme eğer Şiron’dan destek almamışsa o kişi felsefeci olarak kalır. Eğer bu hâl Şiron`dan desteklenmişse bu defa tasavvuf ehli velâyet mertebelerinin sahibi olur; icabında nübüvvet mertebesiyle zâhir olur. Aradaki fark Şiron`dan desteklenen bir Uranüs; veya Şiron`dan desteksiz kalmış Uranüs`tür.

Felsefeci ile tasavvuf ehli arasındaki fark, "Şiron" farkıdır!. "Şiron" güneş sistemi içinde yer alan ve son yıllarda tesbit edilen bir gezegendir!..

Ancak şunu dikkatten kaçırmayalım!..

Allah, bir kişinin maneviyat ehli olmasını takdir etmişse, onu, uygun tesirler altında dünyaya getirir; ve mesela Şiron`un güçlü açılımı o kişiyi bu olaya hazırlar!.

Yani, takdir ALLAH`ındır; yıldız ve planet etkileri ise takdiri oluşturan mekanizmadır!. Beyindeki bilincin yanında, elin yeri ne ise; ALLAH takdiri ve hükmünün yanında planet ve yıldızların yeri de odur!.

Programında, Uranüs`ün etkisi güçlü olan; yani yüksek akıl sahibi olup maddeye değer vermeyen kişi eğer Şiron`un ruhaniyetinden feyz almamışsa bu kişi felsefeci olarak kalır!. Madde dünyası ile hiç uğraşmaz ve maddeye değer vermez. Ama mâneviyat yönü zayıftır.

Esasen, bu tesirler, her insanda vardır..Ancak, bu tesirler kiminde güçlü olarak alınmıştır; kiminde de zayıf olarak... Bizler bu değişik tesirlerin oluşturduğu farklı formüle sahip bileşimleriz!.
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
Güzel bir paylasim olmus,Allah razi olsun...Dogum tarihlerinin insan üzerindeki etkisi bir gercektir...fakat yildiz meselesini henüz cözebilmis degilim,misal saturn saati nedir,nezamandir?
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Güzel bir paylasim olmus,Allah razi olsun...Dogum tarihlerinin insan üzerindeki etkisi bir gercektir...fakat yildiz meselesini henüz cözebilmis degilim,misal saturn saati nedir,nezamandir?

hangi şehirdesiniz hesaplayayım
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
hangi şehirdesiniz hesaplayayım

Almanya,Bremen...

nasil hesablayacaksin merak ettim???

Birsey daha dikkatimi cekti.ben boga burcundanim,eklemis oldugunuz yazida bircok sey uyusmuyor,misal ickiyi alem yapmayi severmisim,yanlis...
yemeye cok düskünmüsüm,buda yanlis,mal ve para biriktirmeyi severmisim falan...hele zeki degilmisiz diyor yazida,yaziyi yazan kisi kafadan atmis, cogu bilgiler yanlis:)
kanuni Sultan süleyman boga burcundanmis misal,onun zeki olmadigini söylemek olurmu...

Bu yorumu bizim "cagdaslar" yapmis olmali...

fakat bazi tesbitler uyuor,misal cok sabirliyizdir,cok nadir kizariz,kizdigimiz zaman patlariz,böyle durumlarda ben kendimden bile korkarim...her insanin yaradilistan kaynaklanan zaaflari vardir,herkesin imtihani farklidir,bu zaaflari nefsi terbiye ederek tedavi edebiliriz,yani her özellik illa dogrudur anlami cikmaz,huylar ve karakterler egitim ve terbiye ile düzeltilebilir...
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Size hesap yapacağınız linki vereyim. Annemin bilgisayarında açılmıyor ama benimkinde açıldı, sizde durum ne olur bilmiyorum.

http://sufizmveinsan.com/astroloji/gezgsaat/gezegen_tablo.htm

Bulunduğunuz şehrin bu günkü yıldız saati bu tablosunu kaydettim. GECE VE GÜNDÜZ Buna dikkat edin. SATÜRN SAATİ GECE 00:09
43705951.jpg
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Birsey daha dikkatimi cekti.ben boga burcundanim,eklemis oldugunuz yazida bircok sey uyusmuyor,misal ickiyi alem yapmayi severmisim,yanlis...
yemeye cok düskünmüsüm,buda yanlis,mal ve para biriktirmeyi severmisim falan...hele zeki degilmisiz diyor yazida,yaziyi yazan kisi kafadan atmis, cogu bilgiler yanlis:)
kanuni Sultan süleyman boga burcundanmis misal,onun zeki olmadigini söylemek olurmu...

Bu yorumu bizim "cagdaslar" yapmis olmali...

fakat bazi tesbitler uyuor,misal cok sabirliyizdir,cok nadir kizariz,kizdigimiz zaman patlariz,böyle durumlarda ben kendimden bile korkarim...her insanin yaradilistan kaynaklanan zaaflari vardir,herkesin imtihani farklidir,bu zaaflari nefsi terbiye ederek tedavi edebiliriz,yani her özellik illa dogrudur anlami cikmaz,huylar ve karakterler egitim ve terbiye ile düzeltilebilir...[/QUOTE]

HUYLARI EĞİTİM VE TERBİYE İLE YOLA SOKARIZ BU DOĞRU.

Yaşınız 30 ve üzeri ise siz yükselen burcun etkisindesiniz yüzde 90

Ay burcu, yükselen burçda karakteriniz üzerinde etkilidir. Örneğin boğa burcu olursunuz ama ay burcunuz başak ise başak gibi düşünürsünüz. Yükselen burcunuz oğlak ise sizi gören oğlak burcu zanneder. Veya daha baskın bir burcun etkisi altında olabilirisniz.
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Almanya,Bremen...

nasil hesablayacaksin merak ettim???

Birsey daha dikkatimi cekti.ben boga burcundanim,eklemis oldugunuz yazida bircok sey uyusmuyor,misal ickiyi alem yapmayi severmisim,yanlis...
yemeye cok düskünmüsüm,buda yanlis,mal ve para biriktirmeyi severmisim falan...hele zeki degilmisiz diyor yazida,yaziyi yazan kisi kafadan atmis, cogu bilgiler yanlis:)
kanuni Sultan süleyman boga burcundanmis misal,onun zeki olmadigini söylemek olurmu...

Bu yorumu bizim "cagdaslar" yapmis olmali...

fakat bazi tesbitler uyuor,misal cok sabirliyizdir,cok nadir kizariz,kizdigimiz zaman patlariz,böyle durumlarda ben kendimden bile korkarim...her insanin yaradilistan kaynaklanan zaaflari vardir,herkesin imtihani farklidir,bu zaaflari nefsi terbiye ederek tedavi edebiliriz,yani her özellik illa dogrudur anlami cikmaz,huylar ve karakterler egitim ve terbiye ile düzeltilebilir...

HUYLARI EĞİTİM VE TERBİYE İLE YOLA SOKARIZ BU DOĞRU.

Yaşınız 30 ve üzeri ise siz yükselen burcun etkisindesiniz yüzde 90

Ay burcu, yükselen burçda karakteriniz üzerinde etkilidir. Örneğin boğa burcu olursunuz ama ay burcunuz başak ise başak gibi düşünürsünüz. Yükselen burcunuz oğlak ise sizi gören oğlak burcu zanneder. Veya daha baskın bir burcun etkisi altında olabilirisniz.
 

UBEYDUN

Ordinaryus
Katılım
16 Ara 2006
Mesajlar
2,548
Tepkime puanı
286
Puanları
0
Konum
göçmen
ASLAN


Benlikleri çok kuvvetlidir. Kendilerine güvenleri tamdır.
Herkesin onları beğendiğini düşünürler, hatta düşünmekten öte bundan öylesine emindirler ki, beğenilmedikleri hiç akıllarına gelmez.

Eğer insanlar onlara bakıyorsa; “ben güzelim, bana gıpta ediyorlar, diye kabul ederler. Daima ilgi merkezi olmak isterler. Beğenilmek, takdir edilmek, öğülmekten ve sürekli onlar ile ilgilenilmesinden çok hoşlanırlar. Aksi halde neşeleri kaçar. Sessizleşirler. Ya oradan uzaklaşırlar veya her hangi bir şekilde ilgi çekme yolları bulurlar.

Övünmek gibi bir huyları da vardır. Güçlü artistik yetenekleri onlara yardımcıdır. Çok güzel, gayet inandırıcı rol yapmada rakip tanımazlar. İstedikleri kılığa kolayca bürünerek, hedeflerine rahatlıkla ulaşabilirler. Bu iki yüzlülük veya sahtekarlık değildir. Sadece klasını bozmamak, krallığını kaybetmemek içindir..

Zirvede kalmak onlar için çok önemlidir. İstedikleri şeylere sahip olmak başlıca amaçlarıdır...

Yaratıcı güçleri, sanatsal yönleri, artistik kapasiteleri vardır. İstedikleri, ilgi duydukları bir dalda son derece yaratıcı olurlar. Herkesin yaptığını taklit etmezler.

Kendilerine özgü güzellik anlayışları başkalarına ters gelebilir.

Gösterişli, canlı, pahalı ve lüks şeylere meraklıdırlar...
İşleri planlama, organize etme, başkalarını yönetmek, idare etmek ve çalıştırmada çok başarılıdırlar. Yumuşak, sıcak kanlı ve sevecen olmaları işlerini daha da kolaylaştırır.

Sert etkiler almamış bir aslanın çekiciliğine kapılmamak ve hayır demek hemen hemen imkansız gibidir. Niyetine girdiği işi çok iyi planlar, uygular ve başarıyı yakalar.

Başladıkları işi yarıda bırakmaz sonuna dek götürürler. Bir hayli de seri çalışırlar. Etraflarındaki kimselerin de atak ve çabuk iş bitirir olmasını isterler. Bu ateşli halleri bazen ortalığın karışmasına neden olabilir.

Çünkü herkes onların temposuna ayak uyduramaz. Hele kafasına koyduğunu yapmağa konsantre olmuşsa adeta etraflarını unuturlar. Kimseyi, duymaz, görmez olurlar... Adeta, aranızdadırlar ama değildirler... Bu zamanda kayıtsız olurlar. Onlar için tek önemli şey yapmağı planladıklarıdır.

Bunu başarırlarsa, gene aranıza döner, neşeli ve canlı olurlar.

Mert, cesur ve açık sözlüdürler. Kendilerine olan aşırı güvenleri, başkalarının da onlara güvenmesini kolaylaştırır. Karşılarındaki insanı çok kolay etki altına alırlar. Sorumluluk sahibidirler. İlgilendikleri, kendilerini seven ve güvenen insanları asla yarı yolda bırakmazlar...

Kendilerine yapılan iyilik ve fedakarlıklara karşı nankör olmazlar. Ellerinden geldiğince karşılığını kendi yöntemleri ile vermeğe çalışırlar. İri ve güçlü görünüşlerine rağmen genellikle yumuşak bir tabiatları vardır.

Gururlu ve kibirlidirler. Yaptıklarının beğenilmemesine, küçük görülmeğe, tenkid edilmeğe tahammülleri yoktur. Aynı şekilde yönetilmege, başkaları tarafından sıkboğaz edilmeğe de gelemezler!.. Asla başeğmezler!.

Hatalı olduğunu anlarsa bunu hemen başkalarına yükleme rollerine baş vurur. Öfkesi pek kötüdür; ama zayıf yönü olan benliğini okşarsanız kızgın aslan uysal bir kedi olur.

Kolay kolay herkezi beğenip arkadaş olmazlar. Kalite ararlar. Kendileri çok üstün oldukları için arkadaş seçme hakkı da hep onlardadır sanki..!

Hayat enerjileri, yaşama sevinçleri çoktur. Hayatı dolu dolu ve hissederek yaşarlar. Bu nedenle onunla birlikte olmak pek çok kişi için mutluluk kaynağı olur. Eğlenceyi severler. Talihli ve şanslıdırlar. Kumar ve şanş oyunları hoşlarına gider. Daima bir çocuksu yönleri vardır. Çocukları da severler. İyi çocuk yetiştirirler.

Zodyak kuşağının en çömert burcudur. Sevdiklerini düşünür, onlara yardım ederler. Herkese karşı iyi niyetli ve vericidirler. Verince tam verirler. Sevince tam severler. Ama kral daima kendileridir. Herşeye rağmen daima önce kendileri gelir....

Tek sevgi ile yetinemezler. Bir kaç sevgilileri olur. Ayrıca da herkes tarafından da sevilmelidirler. Tabiatı, doğayı, hayvanları, eşyaları ve güzel olan herşeyi de severler.
İhanete uğrarlarsa çok yıkılır, hayata küserler...

Kendilerinden son derece emindirler. İstedikleri kişiyi veya şeyi hemen elde etmek, ona sahİp olmak isterler. Bunun için beklemeği hiç bilmezler. İstediklerine sahip olurken başkalarının incinip incinmiyeceği hiç akıllarına gelmez.
Öyle sıkıya gelemezler. Kendileri gibi etrafları da hür olmalıdır.

Mal kıymeti bilmezler. Düzenli ve tertipli değildirler. Çok para vererek aldıkları değerli bir giysiyi çıkarıp rastgele bir yere koyabildikleri gibi, rahatlıkla birine de verebilirler. Ama iş konusunda bunun tam tersidirler....

Yaşlanmaktan, çekiciliklerini kaybetmekten, yenilgi ve başarısızlıktan çok korkarlar. İyidir hoşturlar ama, dünyada sadece kendi krallıklarının hüküm sürmeyeceğini, önce ben demekten vazgeçmeği öğrenmelidirler...

ya ben hastanede karıştım yada bunarın hepsi palavra :)
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
ya ben hastanede karıştım yada bunarın hepsi palavra :)


Yaşınız 30 ve üzeri ise siz yükselen burcun etkisindesiniz yüzde 90

Ay burcu, yükselen burçda karakteriniz üzerinde etkilidir. Örneğin boğa burcu olursunuz ama ay burcunuz başak ise başak gibi düşünürsünüz. Yükselen burcunuz oğlak ise sizi gören oğlak burcu zanneder. Veya daha baskın bir burcun etkisi altında olabilirisniz.

Bu sözler sizide kapsıyor
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
İDRiS Aleyhisselam'a BURÇLAR İLMİ verildi

Allah, insanlara, doğru yolu göstermeleri; onlara, kendi TEK'liğini bildirmeleri için, gönderdiği peygamberlerinin her birine, değişik konularda çeşitli ilim hazineleri vermiştir. Ve böylece her konunun başlangıcına temel teşkil edecek, rehber olacak bilgi kaynakları meydana gelmiştir.
Çok okuyan, kalemi bulan ve kalemle yazı yazabilen ilk peygamber olan İDRiS Aleyhisselam'a BURÇLAR İLMİ verilmiş, kendisi de bunu genişletmiştir.

Yeri, göğü, buradaki sistemi ve bunu yaratan Mutlak Varlığı, yakîn üzere bilen İdris Peygamber’in, Allah'ın izni ve kudretiyle göğe çıktığı; 4.cü kat sema boyutunun kendisine mekân olduğu, diğer sema katlarında (boyutlarında) da dolaşabildiği, eski dini kaynaklarda belirtilmektedir. .

İdris Peygamber, alm²¦ oldu­u vahye dayalı bir şekilde Burçlar ve yıldızların, gerek insanlar, gerek yeryüzünde mevcut tüm birimler üzerindeki tesir ve önemini anlatmağa çalışmıştır. Yani, vahye dayalı olarak okuduğu sistemi, o devrin idrak ve anlayışına göre anlatmıştır.

Bir başka anlatımla, İdris Peygamber, Allah`ın yaratmış olduğu sistemdeki düzenleme mekanizması olan burçlar ve yıldızlar sistemini açıklamış; bunların, Allah`ın ilim ve kudretiyle alemde ilahi tasarrufun O devirde yaşamış insanlar, İdris Peygamberin ne anlatmak istediğini hakkıyla çözebildiler mi acaba...? Kimbilir..!

Kısaca, Yıldız ilmi veya Burçlar ilmi, İdris Peygamber'in mucizesi olup; daha sonra aynı çağda ilk defa Babiller tarafından, mevcut veriler ışığında düzenlenmiş ve genişletilmiştir. Bundan sonra da tüm insanlığa yayılarak, her devirde, bir şekilde insanların ilgisini çeken bir konu olmuştur.

Bu arada zaman içinde edinilen tecrübeler ve yaşanılan olaylar neticesinde, insanlar, burçlardan gelen ışınların etkilerinin, insan kaderi üzerindeki rolünü çok rahat ve açık bir şekilde tesbit etmişlerdir.
Ne var ki bu tesbit onları, bütün oluşların ardında yıldızlar olduğuna göre, o halde yıldızlar "tanrı" dır düşüncesine getirmiştir.

Böylece, başta Güneş olmak üzere, Ay ve çeşitli yıldızlara tapınma devri başlamıştır!.
Oysa, yıldızların yaydıkları bu etkiler Allah takdir ve kudretinin açığa çıkmasından başka bir şey değildir!.
Dolayısıyla esas amaçtan sapılarak, Astroloji ilmi, hak etmediği bir noktaya indirilmiştir.

Daha sonra, Hz. İbrahim Peygamber başta olmak üzere, tüm peygamberler, yıldızların tanrı olmadığını; bütün evreni ve evrende var olan her şeyi yaratanın, Mutlak Varlık olan Allah olduğunu sürekli olarak açıklamışlardır. Dolayısıyla, yıldızları mevcut özellikleriyle yaratan ve onlar üzerinde de, yegane söz sahibi olan, ALLAH’tır; gerçeğini insanlara idrak ettirmeğe çalışmışlardır.

Pek çok İslâm düşünürü de, yıldızlar konusunu inceleyerek, varlığın var oluşunda burçların ve yıldızların rolünü, çeşitli kitaplarında anlatmışlardır.
Ayrıca, bir ilim deryası olan, Kutsal Kitabımız Kur'ân-ı Kerîm’de, yıldızlarla ilgili 60 küsur Âyet ve "El- BURÛÇ" sûresinde anlatılanları bir düşünmek gerekir...
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Kur'an da Burçlar

"Hakikaten biz, gökte BURÇLAR yarattık. Ve temaşa edenler için süsledik." (Hicr/16)
* * *
"Gökte BURÇLAR yaratan ve onların içinde bir kandil ve nurlu bir Ay yaratan Allah’ın şanı ne yücedir! .." (Fûrkan/61)
* * *
"Güneş ay’a yetişemez. Gece de gündüzü geçemez. Hepsi birer felekte yüzerler." (Yâsin/40)
* * *
"Allah, gökleri ve yeri HAK olarak yarattı. Bunda müminler için ibret vardır." (Ânkebût/44)
** *
"Göklerde ve yerde olanların tamamı O’nundur. Hepsi O’na boyun eğicidirler." (Rûm/26)
* **
"Gece, gündüz, güneş ve Ay Allah’ın kudretine delalet eden âyetlerindendir. Siz, güneşe ve aya secde etmeyin. Onları yaratan Allah’a secde edin..." (Fussûlet/37)
* * *
"Biz gökleri yeri ve aralarındakileri eğlence ve boş yere yaratmadık. Biz onları ancak Hak ile yarattık. Fakat onların çoğu bunu bilmezler." (Dühan/38-39)
* * *
"O göklerde ve yerdekilerin tamamını, kendi tarafından sizin hizmetinize verdi. Bunda tefekkür eden bir kavim için âyetler ve ibretler vardır." (Casiye/13)
* * *
"Biz, yeri, göğü ve aralarındaki şeyleri kâfirlerin zannettikleri gibi abes ve batıl, boş yere yaratmadık." (Sât/27)
* * *
"Ve size geceyi, gündüzü, güneşi, ayı ve yıldızları musahhar kıldı. Bütün bunlar O’nun emrine boyun eğmişlerdir. Bunların herbirinde akıl kullanacak bir kavim için alâmetler vardır." (Nahl/12)
* * *
"Gökten yere kadar bütün dünya işlerini o tedbir eder." (Secde/5)
* * *
"Allah gökleri ve yeri ve ikisinin arasında bulunan şeyleri ancak Hakkı yerleştirmek için ve muayyen bir müddetle yarattı." (Rûm/8)
* * *
"Görmez misin ki, Allah, göklerde ve yerde olan şeyleri hep sizin menfaatinize musahhar kıldı. Üzerinize açık ve gizli olarak birçok nimetleri tamamladı." (Lokman/20)
* * *
"Gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde, Allah’ın göklerde ve yerde yarattığı şeylerde muttaki kavim için özel ayetler vardır." (Yunûs/6)
* * *
"Göklerde ve yerde nice âyetler vardır ki onlar, o alâmetlerin üstüne basıp geçerler ve onlardan yüz çevirirler." (Yusuf/105)
* * *
"Üstünüze yedi sağlam göğü bina ettik. Oraya parlayan bir kandil astık." (Nebe/13)
* * *
"Biz dünya semasını yıldız ziynetleri ile süsledik . Ve onları azgın şeytanlardan koruduk." (Saffat/6-7)
* * *
Görüldüğü gibi Kur`ân-ı Kerim’de bizden, düşünmemiz, aklımızı kullanmamız istenmektedir.

Bu ve bunlar gibi diğer âyetleri iyice inceler ve araştırırsak, gökyüzü ve içindekilerin birer hikmetle yaratıldığını, her birinin belli bir işlevi oldu­unu, muazzam bir sistemin anlatıldığını görebiliriz.

Yıldızların süs için yaratılmayıp, Allah’ın hükmü ile belirli görevleri yapmak için meydana getirildiklerini anlayabilirsek, artık bundan sonra da bize düşen bu sistem ve düzenin ne olduğunu öğrenmektir...
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
MEVLANA DERKİ:

Güneş, bir burçtan bir burca gidip durduğundan, pencereye vuran ziyası da evin etrafında döner dolaşır. Kimin bir yıldızla alaka ve mecburiyeti varsa; o, kendi yıldızı ile döner, dolaşır, o yıldızın tesiri altındadır.

Talihli Zühre ( Venüs) ise şevki, çalıp çağırmayı, aşkı diler, onlara adamakıllı meyli vardır. Kan dökücü huylu Merih'e (mars ) mensup ise cen, bühtan ( iftira ) ve düşmanlık arar. Yıldızların ardında yıldızlar vardır ki, onlarda ihtirak (güneşe yaklaşma) ve nasih ( uğursuzluk ) olmaz.

onlar, bu meşhur yedi kat gökten başka diğer göklerde seyir ve hareket ederler. Birbirlerine bitişik ve birbirlerinden ayrı olmayan bu yıldızlar, tanrı nurlarının ışığında dururlar. Her kimin talihi o yıldızlardan olursa, o kimsenin zatı, kafirleri taşlayıp yakar.

Onun hışmı, bazen galip gelen, bazan mağlup olan ve tesiri böylece değişerek yürüyen Merih'in hışmına benzemez. Galip nur, noksandan ve karanlıktan emindir. Tanrı nurunun iki parmağı arasındadır.
O nuru, canlara Hak saçtı. Davetliler, onunla eteklerini doldurmuşlardır.

İBRAHİM HAKKI ERZURUMİ DERKİ:

" Bu feleklerle yıldızların, bu dönen ve seyreden varlıkların tabiatları, bu eşya ve aletlerin hepsi birer hayal gibidir. Asıl döndüren, yapan ve yaptıran hep Allah. Bütün bu halleri inceleyip düşünmek. Cenabı Hak'kı bilmeğe vesile olmak dolayısıyla hepsini insanın, kendi nefsinde bulması için yer ve göklerin, feleklerle yıldızların durumları, bu Marifetname'de bu kadarcık anlatılmakla yetinilmiştir.

"Yıldızlar, meleklerin elinde mecbur ve hüküm altındadır. Melekler de Hak Teala'nın emri altındadır. Hepsi de O'nun irade ve kudreti ile hareket ederler.
Mesela, Güneş kuru, sıcak tabiatlıdır. Ay ise soğuk ve rutubetlidir. Yıldızlar bu keyfiyetleri ile alemde tasarruf ederler.

Ancak bütün bu işlerin yalnızca yıldızlara bağlanması hatadır, çünkü yıldızlar da, Hak’ın hükmüyle bu tasarrufu yapmaktadır.

Fezadaki yıldızlar ve güneş sistemindeki gezegenler ateş, hava, su, toprak gibi unsurlar ile madenler, nebatlar ve hayvanlar üzerinde tasarruf ederler. Hakiki meessir ise Rabbül Erbab'dır.

Burçlar ve gezegenler ise aletler ve sebepler gibidirler."
"Bütün ulvi cisimlerin ( gök cisimlerinin ) sufli cisimlere ( yer cisimlerine ) çeşit çeşit tesirleri daima olduğundan; bütün halkın, şekil, hal, ahlak ve tavrı henüz ana rahminde nutfe iken, rast gelen baht ve talihine göre ( burçlardan gelen kozmik ışınımın ihtiva ettiği mananın beyinlere nakşedilmesi ile ) meydana gelmiştir."

Ana rahminde nufte vaki olduğu saatte, baba ve annenin talileri hangi işte ise, o, nuftenin özüne tesirle işlenmiş olur.
Mesela; saadet, şakilik, anlayışsızlık, cimrilik, cömertlik, fakirlik ve zenginlik, rahat ve rahatsızlık, yaşama ve yaşamama, cemal ve kemal celal ve melal her ne hal üzere ise, o, nutfenin zatına tal'i olur. Çünkü o nutfe, ceninin cisminin Levh-i Mahfuzudur. Levh-i Mahfuz ise alemin aynasıdır.

O halde, said olan saadetini annesi karnında bulmuştur, şaki olan da şekavetini annesi karnında bulmuştur."

MUHYİTTİN ARABİ DERKİ:

“Şunu bil ki, Hak Tealâ daha evvel anlattığımız kürsî içinde şeffaf yuvarlak dairevi bir cisim yaratmıştır. Bunu da 12 eşit parçaya ayırmıştır. Bu parçalara BURÇLAR adını vermiştir.

Bu burçlar, sulu ve topraklı, havalı ve ateşli unsurlardan mürekkep olup, tıpkı dünya ehlinin unsurları gibidir. Hak Teala her bir burçta, Cennet ehlinden bir melaikeyi orada iskan ettirir. İşte bu burçlardan, Cennetlerde tekevvün edecek şeyler tekevvün eder. Tekevvün etmeyecek olanlar da tekevvün etmez.

Gerçek olarak bütün âlemin öncülüğünü bu 12 burçta bulunan 12 melâike yapmaktadır. Böylelikle bu 12 burç alemlerin gerçek olarak imamlığını yapmaktadır. Bu 12 melâike yerlerinde sabit olup tekevvün itibariyle bulundukları menzillerden hiç bir sebeple değiştirilmezler."

İslâm Tasavvufunun en büyük şahsiyetlerinden biri olan, dünyaca ünlü Muhyiddin Arabî , "FUTÛHAT-I MEKKÎYE" isimli değerli eserinde, burçlar ile ilgili bunları söyledikten sonra yine aynı eserinde özetle şöyle anlatıyor:

"Arşın esası 4 kâide üzerine oturtulduğundan, bu burçlar 12 olmasına rağmen 4 mertebe üzerinde bulunmaktadırlar.
Fakat bu konaklar üçtür. Bunlar Dünya, Berzah ve Ahirettir. Bu konaklardan her bir konağın 4 menzili vardır. Bu konaklarda bunların hükmü geçer. 3 konağı 4 menzille çarparsak 12 eder ki, bu 12 burca tekabül eder.

Bunlardan KOÇ - ASLAN - YAY burçları dört menzilin etkisi altında bulunmakla beraber, aynı mizaç ve mertebededir. BOĞA - BAŞAK - OĞLAK başka mertebede aynı mizaçtadır. iKiZLER - TERAZİ - KOVA aynı mizaçtadır. YENGEÇ - AKREP - BALIK başka mertebede aynı mizaçtadır."


 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
HUYLARI EĞİTİM VE TERBİYE İLE YOLA SOKARIZ BU DOĞRU.

Yaşınız 30 ve üzeri ise siz yükselen burcun etkisindesiniz yüzde 90

Ay burcu, yükselen burçda karakteriniz üzerinde etkilidir. Örneğin boğa burcu olursunuz ama ay burcunuz başak ise başak gibi düşünürsünüz. Yükselen burcunuz oğlak ise sizi gören oğlak burcu zanneder. Veya daha baskın bir burcun etkisi altında olabilirisniz.

yükselen burcumun hangisi oldugunu nasil ögrenecegim?
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
yükselen burcumun hangisi oldugunu nasil ögrenecegim?

Doğum : gün- ay- yıl -saat-şehir olarak biliniyorsa bulmak kolay. Bu bilgileri verin , Ay burcu ve yükselen burcunuzu ben bulayım, isterseniz internette doğru bilgi verecek bir yerdende bakabilirisniz.

Bakalım nasıl bir karakter ortaya çıkacak.
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
Doğum : gün- ay- yıl -saat-şehir olarak biliniyorsa bulmak kolay. Bu bilgileri verin , Ay burcu ve yükselen burcunuzu ben bulayım, isterseniz internette doğru bilgi verecek bir yerdende bakabilirisniz.

Bakalım nasıl bir karakter ortaya çıkacak.

6 Mayis 1974 istanbul okmeydani hastanesinde...anneme sordum,öglene dogru dedi,ögle ile ikindi arasi olabilir...Merak ettim bende:)
 
Üst