Sayn. sağlıkçı ...Sultan Abdülhamitin Veli olduğunu nerden biliyorsunuz ?
Bediüzzaman Hz.leri Siyasete Karşımıydı?
- Konbuyu başlatan GENCAKINCI
- Başlangıç tarihi
Sayn. sağlıkçı ...Sultan Abdülhamitin Veli olduğunu nerden biliyorsunuz ?
Zatı aliniz bu hususlarda kıymet hükmü nasıl koyuyorsa bizde kıymet hükümleriyle hareket ediyoruz.
Mesala aslonan hüsnü zandır.Ben öyle zan ediyorum.Bunun aksi isbat edilmedikce böyledir.Sizde bana veli olmadığını isbat ediniz.
Ben size veli olamayacağına dair öyle bir sebep gösteririm ki aklın uçuklar. Ama, gerek görmüyorum. Senin mantığını işletirsek, her müslüman aksi isbat edilemdikçe velidir. Bu mantık tarikat ve tasavvuf düşmanı modernist ve reformistlerin mantığına ne kadar da çok benziyor !
hirahos
Kıdemli Üye
- Katılım
- 9 Kas 2006
- Mesajlar
- 35,948
- Tepkime puanı
- 483
- Puanları
- 0
- Yaş
- 55
Ve hatta, Nursi merhum, gençliğinde Abdulhamid Sultan Han'a olan taarruzlarından pişman olup, Torunu Nemika Sultandan, kızı ve damadının evinde özür dilemiş, helallik istemiştir. Vefatından hemen önce. Ankara'da. Damat Osman Turan'ın ağzından nakleden Kadir Mısıroğlu.
İşte bu hatırayı maalesef nurcular kabul etmezler. Kadir Mısıroğlu'nu da yalancılık ve iftiracılık suçlamasıyla karşılarlar. Bunun sebebi özür dileyen bir ÜSTAD görüntüsünden duydukları rahatsızlık olmalıdır.
~ş@hin~
Paylaşımcı
- Katılım
- 23 Kas 2009
- Mesajlar
- 118
- Tepkime puanı
- 15
- Puanları
- 0
- Yaş
- 44
Peki... Ama ülkemizde işlerin nasıl ilerlediği belli... Demokratiğiz ya !!! Müslümanlar soyutlarsa kendilerini siyasetten ( ki ben bu anlamda cidden ikilemdeyim ) meydan tamamen boş kalmaz mı... Siyasetten nefret eden birisi olarak ne yapılması gerektiğinin cevabını da bulmuş değilim. Üstad hz. leri Allah a sığınıyor siyasetin şerrinden. Sual edilmez tabi ki, her söz ve davranışı hikmetlerle bezeli bir Allah dostu... fakat ne yapacağız?... Tamamen cami ve medreselere kapanmak ne derece doğru ? Anaysa da tek bir zerre miktar İslami yanaşma veya ılımlılaşma olması daha iyi değil mi ? Kafam karışık bu konuda, edebi aştım ise rabbe sığınırım... ve aydınlanmayı bekliyorum 
... fikri olan ?
... fikri olan ?
Hakkında ileri- geri konuşmak?? Hani nerede?
Ben padişaha karşı mücadele etmedi demedim. Ama iddialarınız gerçek dışı.
Ağıza alınmayacak ifadeler neymiş acaba?? Bildir de biz de bilelim.
üstad padişah için bir tarafta şahsiyeti itibarıyla "veli" derken ,
Uygulamaları, yönetimi için istibdat demiştir..
Sen eğer "istibdat yoktu" dersen tarihi hiç bilmiyorsun demektir. Onu tartışmaya bile açmam.
Son paragrafta "bir kişinin alim olması başka, siyasi mücadelesi başka. Siyasi mücadelesini beğenmediğin birinin alimliğini tartışmaya açmak haddin değildir" dedim. Bu bir hakaret değil. Sen ne dersin HADDİN Mİ?
ÜSTAD HAZRETLERİ MEŞRUTİ İDAREYİ SAVUNUYORDU. Münazarat, Hutbe-i Şamiye vs. eserlerinde bunu delilleriyle belirtir.. Bunları bilmeden okumadan yafta yapıştıramassın, anlamadıysan hata sendedir.
Birde diyorsun ki "islam birliğini darmadağın olmasına parmağı olanlardan.." diyorsun. Üstadı tanımadığın bu satırlardan belli. Belli de sıkılmadan nasıl iftira atabiliyorsun hayret..
Şahsınla ilgili hiç bir takıntım yoktur, tanımam etmem.. Beni ilgilendiren hatalı fikirlerin..
Bu fikirler sende kalsa yine bir şey demem. Ama paylaştığına göre bende fikrimi yazacağım tabi...Rahatsız olman umrumda değil..
Peki... Ama ülkemizde işlerin nasıl ilerlediği belli... Demokratiğiz ya !!! Müslümanlar soyutlarsa kendilerini siyasetten ( ki ben bu anlamda cidden ikilemdeyim ) meydan tamamen boş kalmaz mı... Siyasetten nefret eden birisi olarak ne yapılması gerektiğinin cevabını da bulmuş değilim. Üstad hz. leri Allah a sığınıyor siyasetin şerrinden. Sual edilmez tabi ki, her söz ve davranışı hikmetlerle bezeli bir Allah dostu... fakat ne yapacağız?... Tamamen cami ve medreselere kapanmak ne derece doğru ? Anaysa da tek bir zerre miktar İslami yanaşma veya ılımlılaşma olması daha iyi değil mi ? Kafam karışık bu konuda, edebi aştım ise rabbe sığınırım... ve aydınlanmayı bekliyorum
Senin gibi düşünüp te bu ülkede 40 yıldır müslümanları siyasete çağıranlar son kongrelerinde birbirlerini yedi arkadaşım ! Halâ daha birbirlerini ymekele de meşgüller. Aralarından ayrılanları da gömlek değiştirmekle yaftalayıp düşman bellediler ! Şimdi,sana yaşanan bu kadar bilgiyi hatırlatarak kendi aklınla kendi yolunu çizmeni tavsiye ediyorum .
Kardeş üstadın özür dilemesinden niye rahatsız olalım? Özür dilemek küçüklükmü??
Ama siz Mısırolu'nun söylediğinin doğru olduğunu nerden biliyorsunuz?
Ben yalancı demiyorum, Ama kaynaklarında bir hata, yanlış anlama olabilir.
Üstad hayatta değil. Olayın şahidi Mısıroğlu..Ama üstad dan doğrulatamıyoruz.. Onun için iş ahirete kalmıştır. Bizim için eserleri makbuldur ve eserlerinde pişman olduğuna dair, o çalışmalarının hata olduğuna dair en ufak bir bahis yoktur.
Bilmem anlatabildim mi?
~ş@hin~
Paylaşımcı
- Katılım
- 23 Kas 2009
- Mesajlar
- 118
- Tepkime puanı
- 15
- Puanları
- 0
- Yaş
- 44
Aklım bu nokta da iş yapsa danışmazdım dimi güzel kardeşim : )... demek istediğini anlıyorum ve nefret ediyorum o tarz zihniyetten... Ama ??? Ne yapmak lazım diyorum, cami ev ve medreselerdemi olsun hep işimiz... Hani islam adına bir iş yapabilmek için sorulan masumane bir soru
... ve siyasetleştiremedi hala bu ülke beni şükürler olsun. sadece takıldığım bazı noktalar var. oda ilk mesajımda açık gene de sağolasın Aklım bu nokta da iş yapsa danışmazdım dimi güzel kardeşim : )... demek istediğini anlıyorum ve nefret ediyorum o tarz zihniyetten... Ama ??? Ne yapmak lazım diyorum, cami ev ve medreselerdemi olsun hep işimiz... Hani islam adına bir iş yapabilmek için sorulan masumane bir soru
Size sadece bir hadis-i şerifi hatırlatmayı yeterli görüyorum.Biz nasılsak, öyle idare oluruz. O bakımdan hiç tasa ve kaygıya gerek yok diye düşünüyorum.
~ş@hin~
Paylaşımcı
- Katılım
- 23 Kas 2009
- Mesajlar
- 118
- Tepkime puanı
- 15
- Puanları
- 0
- Yaş
- 44
Şİmcik ben halimizin içler acısı olduğunun farkındayım... O zaman yol belli. kalpler safileşsin önce yardım gökten gelir... iksir karışık be kardeşim konu... hayırlısı olsun. oy vermezseniz vebal altındasınız diyorlar. diğerine bakıyosun tam tersi... bende bir veriyorum bir vermiyorum :d... Vebal onların başına 
Zirve-i-Hiç
Paylaşımcı
- Katılım
- 20 Tem 2010
- Mesajlar
- 103
- Tepkime puanı
- 14
- Puanları
- 0
- Konum
- Nasib
- Web sitesi
- www.marifetatolyesi.blogcu.com
o insan değilmi kulanamazmı ..insanları hatasızlık konumuna neden oturtup sonrada KUSURSUZLUK arıyoruz..o halde KENDİ kabahatlerimizn peşine düşelim bakalım işin ucunu nerde bulucaz..
Zirve-i-Hiç
Paylaşımcı
- Katılım
- 20 Tem 2010
- Mesajlar
- 103
- Tepkime puanı
- 14
- Puanları
- 0
- Konum
- Nasib
- Web sitesi
- www.marifetatolyesi.blogcu.com
Üstadın yol arkadaşlrından Mustafa Sungur ağabeye sorulan bir sorudan alıntıdır..
- Bediüzzaman’ın siyasete yaklaşımını nasıl görüyorsunuz?
- Üstad, siyasetten Allah’a sığındı. Doğrudan doğruya iman hakikatlerinin neşriyle uğraştı. Ama Üstad, İslâm Birliğine eserlerinde de önem veriyor. Bunu da siyaset adına yapmıyor. Hükümete karşı bir hareket olarak anlatmıyor. Siyasetten uzak, halis ebedi hayatı kazanmaya ve Kur’an hakikatlerine uygun bir şekilde yapıyor. Üçüncü Said döneminde bunları söylüyor. ..
"Yirmi beş senedir hayat-ı siyasiye ve içtimaiyeden çekilmişim. Hükümet-i cumhuriye ne hal kastettiğini bilmiyorum. El'iyazü billah, eğer dinsizlik hesabına, iman ve ahiretine çalışanları mes'ul edecek kanunları yapan ve kabul eden bir dehşetli şekle girmiş ise, bunu size bila perva ilan ve ihtar ederim ki, bin canım olsa, iman ve ahiretime feda etmeye hazırım." (Şualar, s. 363-364.)
Bediüzzaman iman, İslâm, ibadet, ukubat, sosyal ve şer’î meseleleri izah ve ispat ettiği gibi; elbette bir müceddid, mütefekkir ve müçtehid olarak, günümüz Kur’ânî ve Sünnetî siyaset stratejisini de çizmiştir. Nitekim, Mûnâzarât isimli eseri için, “Münâzarât, siyaset tabiblerine teşhis-i illet için lüzumludur"dileyen bulur ve okur..
- Bediüzzaman’ın siyasete yaklaşımını nasıl görüyorsunuz?
- Üstad, siyasetten Allah’a sığındı. Doğrudan doğruya iman hakikatlerinin neşriyle uğraştı. Ama Üstad, İslâm Birliğine eserlerinde de önem veriyor. Bunu da siyaset adına yapmıyor. Hükümete karşı bir hareket olarak anlatmıyor. Siyasetten uzak, halis ebedi hayatı kazanmaya ve Kur’an hakikatlerine uygun bir şekilde yapıyor. Üçüncü Said döneminde bunları söylüyor. ..
"Yirmi beş senedir hayat-ı siyasiye ve içtimaiyeden çekilmişim. Hükümet-i cumhuriye ne hal kastettiğini bilmiyorum. El'iyazü billah, eğer dinsizlik hesabına, iman ve ahiretine çalışanları mes'ul edecek kanunları yapan ve kabul eden bir dehşetli şekle girmiş ise, bunu size bila perva ilan ve ihtar ederim ki, bin canım olsa, iman ve ahiretime feda etmeye hazırım." (Şualar, s. 363-364.)
Bediüzzaman iman, İslâm, ibadet, ukubat, sosyal ve şer’î meseleleri izah ve ispat ettiği gibi; elbette bir müceddid, mütefekkir ve müçtehid olarak, günümüz Kur’ânî ve Sünnetî siyaset stratejisini de çizmiştir. Nitekim, Mûnâzarât isimli eseri için, “Münâzarât, siyaset tabiblerine teşhis-i illet için lüzumludur"dileyen bulur ve okur..
Sofuoglu
Ordinaryus
- Katılım
- 29 Tem 2006
- Mesajlar
- 4,603
- Tepkime puanı
- 254
- Puanları
- 83
Bediüzzaman Hz.leri Siyasete Karşımıydı? değilmiydi bilmiyoruz,
lakin muhteremlerin yolundan gittigini iddia eden! bir cok zumre malesef her yonuyle siyasetin icine iliklerine kadar girmis durumdalar!
bildigimiz ve yolun buyuklerinden ogrendigimiz şudur!!!!
Bugün insanları en çok helâk eden şeylerden birisi de siyasettir. O batağa düşmekten hazer ediniz, kalbi işgal ediyor, sonra da meşgul ediyor.
Bir kalpte iki sevginin yaşamasına imkân yoktur. Masivâ girerse muhabbet-i Mevlâ sâkıt olur. Muhabbet-i Mevlâ girerse mâsivâ sâkıt olur.
Bir muhabbet ki Hazret-i Allah'ın muhabbetini geçmişse, o kalpte muhabbetullah yoktur. Merbudiyet nereye ise o vardır; Hakk'a rabtetmişse kişi Hakk'tadır, halka rabtetmişse halktadır. Kendimizi daima kontrol edelim. Hakk ile miyiz halk ile mi? Kalbimiz ne ile meşgul? Hepimiz geldik, hep göçücüyüz, göçerken meşgalemizle göçeceğiz. Halka müteveccih bir kalbin Mevlâ ile merbudiyeti olamaz. Ancak Hakk'a yönelen bir kalp kalb-i selimdir.
Müslüman gönlünü Hakk'a bağlayacak, her işinde Allah için hareket edecek. Partiye-pırtıya bağlanmayacak. Kalbini oraya verip kendini kaptırırsa Hakk'tan çözülmüş partiye bağlanmış olur. O gönül harabe haline gelir. Meselâ sinek, balı tatlı olarak görünce hemen üzerine düşer fakat bu düşüş onun hayatına mâlolur.
Parti de siyasette böyledir. Bal gibi görünürse de, kalbi işgal ettiği zaman muhabbet-i Mevlâ'nın çıkmasına vesile olur. Ebedî hayatı hiçe müncer eder. Binaenaleyh siyaset saâdet getirmez
lakin muhteremlerin yolundan gittigini iddia eden! bir cok zumre malesef her yonuyle siyasetin icine iliklerine kadar girmis durumdalar!
bildigimiz ve yolun buyuklerinden ogrendigimiz şudur!!!!
Bugün insanları en çok helâk eden şeylerden birisi de siyasettir. O batağa düşmekten hazer ediniz, kalbi işgal ediyor, sonra da meşgul ediyor.
Bir kalpte iki sevginin yaşamasına imkân yoktur. Masivâ girerse muhabbet-i Mevlâ sâkıt olur. Muhabbet-i Mevlâ girerse mâsivâ sâkıt olur.
Bir muhabbet ki Hazret-i Allah'ın muhabbetini geçmişse, o kalpte muhabbetullah yoktur. Merbudiyet nereye ise o vardır; Hakk'a rabtetmişse kişi Hakk'tadır, halka rabtetmişse halktadır. Kendimizi daima kontrol edelim. Hakk ile miyiz halk ile mi? Kalbimiz ne ile meşgul? Hepimiz geldik, hep göçücüyüz, göçerken meşgalemizle göçeceğiz. Halka müteveccih bir kalbin Mevlâ ile merbudiyeti olamaz. Ancak Hakk'a yönelen bir kalp kalb-i selimdir.
Müslüman gönlünü Hakk'a bağlayacak, her işinde Allah için hareket edecek. Partiye-pırtıya bağlanmayacak. Kalbini oraya verip kendini kaptırırsa Hakk'tan çözülmüş partiye bağlanmış olur. O gönül harabe haline gelir. Meselâ sinek, balı tatlı olarak görünce hemen üzerine düşer fakat bu düşüş onun hayatına mâlolur.
Parti de siyasette böyledir. Bal gibi görünürse de, kalbi işgal ettiği zaman muhabbet-i Mevlâ'nın çıkmasına vesile olur. Ebedî hayatı hiçe müncer eder. Binaenaleyh siyaset saâdet getirmez
cahid
Kıdemli Üye
Aklım bu nokta da iş yapsa danışmazdım dimi güzel kardeşim : )... demek istediğini anlıyorum ve nefret ediyorum o tarz zihniyetten... Ama ??? Ne yapmak lazım diyorum, cami ev ve medreselerdemi olsun hep işimiz... Hani islam adına bir iş yapabilmek için sorulan masumane bir soru
Kardeşim elinden geldi kadar uzak dur bu siyaset denen şeyden.. Çünkü kaypaktır.. Bugün "a" diyen yarın "b" diyebiliyorsa güvenilir bir tarafı yoktur.. Mevcut siyasetçilerin hepsinin bir hareketi diğeriyle uyuşmamaktadır.. Sözleri uyuşsa fiilleri uyuşmaz.. Kısacası âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz.. Hem sorun kökte var sorun sistemdedir.. Bozuk bir temelin üstüne dikilen hangi bina olursa olsun yıkılmaya mahkumdur.. Gücünü Allah'tan (c.c.) almayan sistemlerin Allah'a (c.c.) karşı muzaffer olamayacaklarını tarih defalarca kez gösterdi. Sistemin uygulayıcısının iyi ya da kötü olması bu sorunu değiştirmez. Zina serbest , faiz helâl v.b. durumlara hangi siyasetçi müdahale edebiliyor ya da değiştirebiliyor ki mevcut sistemde değiştiremez.. Çünkü en temel maddesi laikliktir.. Yani helale harama bakmaz sistem.. Camiiye git namazını kıl sesini kes der.. İllaki bir yol alıyorsan ve kendi selâmetini istiyorsan uzak durmanı tavsiye ediyorum şahsen.. Senelerdir değiştirmeyi düşünenlerin aldığı yol bir arpa boyu değildir... İnsanların kendilerini düzeltmedikleri sürece Allah (c.c.) da yönetimlerini , idarecilerini düzeltmez.. Ferdî olarak ne yapabiliyorsan kar bil.. (Bundan tek başına başının dikine git gibi bir tavsiye anlaşılmasın.. Siyaset hususunda) He dersen ki ben ülkeyi düzeltmek istiyorum o yüzden siyasetçi olacam.. Son olarak şöyle derim düzeltemeyeceğin gibi sistemin veballerine de ortak olursun.. İnsanlar zannetmesinler ki kötünün iyisini seçerek vebalden kurtulacaklar.. Fakat ferdî hareketle en azından kendini vebalden kurtarırsın ülkeyi kurtaramasan bile.. Aksi takdirde öyle ya da böyle sistemin bozuk çarklarının dönmesi için yağ su olursun ancak...
İçler acısı diye hiçbir şey yok mukadderatta !..Rabbimiz ne yapmışsa güzel yapmış ve yapar. Bizim istediğimiz ve arzu ettiğimiz güzelliklerin hayır mı şer mi olacağına dair ileriye dönük bir bilgi sahibi değiliz ! Size ---Oy vermezsen vebâl altına girersin!--- diyenlerin milleti ya da müslümanları kendi dünyevi menfaatleri için sağmal inek olarak görenler olduğunu bir gün anladığında herşey ortaya çıkacaktır.
))
hirahos
Kıdemli Üye
- Katılım
- 9 Kas 2006
- Mesajlar
- 35,948
- Tepkime puanı
- 483
- Puanları
- 0
- Yaş
- 55
Efendi kardeşim, bir kere bu hatırayı serin kanlı karşılayan ilk kişisiniz. Bu kadar serinkanlı karşılanmıyor. Ne hikmetse hep bir infiale neden olduğunu görmüşüzdür.
İkincisi, olayın şahidi Mısıroğlu değildir. Nemika Sultanın damadı ve kızıdır. Mısıroğlu olay cereyan ederken orda yok. Damat daha sonra gözüyle gördüğünü Mısıroğlu'na naklediyor.
Üçüncüsü, Abdulhamid Sultan hakkında Nursi merhumun övücü kelamı var gibi hatırlıyorum. Tam emin de olamadım. Ancak Nurcuların Abdulhamid Hanı sevmediklerine, meşrutiyet ve hatta cumhuriyeti övdüklerine pek çok defa şahid olmuşumdur. Böyle bir damarın var olduğu vakıadır.
korakademik
Ordinaryus
- Katılım
- 17 Ağu 2009
- Mesajlar
- 2,236
- Tepkime puanı
- 63
- Puanları
- 0
korakademik
Ordinaryus
- Katılım
- 17 Ağu 2009
- Mesajlar
- 2,236
- Tepkime puanı
- 63
- Puanları
- 0
Medreset-üz Zehra'ya tahsis edilen paralara ne oldu?
http://www.ihvanforum.org/showthread.php?t=86694&p=822209#post822209
http://www.ihvanforum.org/showthread.php?t=86694&p=822209#post822209
Değerli ve kıymettar kardeşim hirahos
Kadir Mısıroğlundan nakille Said Nursi merhumun Sultan Abdulhamid Han Hazretlerinin torunundan özür dilediğini bildirmişssiniz.
Bu belki bir nezaket olabilir ama ne kadar doğru olabilir.Yani hak benim siz benim hakkımı bana vermiyor (Buradaki haktan maksadım miras olaçak haklar değildir.)başkasından benim adıma özür diliyorsunuz,düşündürücü değilmi.Bakınız Teyfik Fikret Özürünü bizzat Sultan Abdulhamid Han Hazretlerinin ruhuna itiraf ederek şiir yazarak özrünü açık seçik beyan eyledi de diğer özür dilemesi gerekenler bir kalemle bunu acıkca itiraf edemediler.
Hem dahi iş işten geçtikten sonra özür dilesen ne olurki.
Atı alan Üsküdarı geçtikten sonra.Koskoca Devleti Ali Osmanlı yıkıldıktan sonra.Ümmeti Muhammed yetim kaldıktan sonra.Değilmi kıymetli kardeşim.