Ateistler ile hadis inkarcıları arasında ne fark var?

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Abdullah b. Mes'ud (r.a) Rasûlullah (s.a)ın şöyle bu*yurduğunu söylemiştir:


"İsrail oğullarında meydana gelen ilk kusur şudur:

Birisi, (kötülük işleyen) başka bir adamla karşılaşır ve ona: "Ey adam! Allah'tan kork, yaptığını terket, çünkü o sana helal olmaz, derdi. Sonra ertesi gün onunla tekrar karşılaşır fakat dünkü yap*tığı, onunla birlikte yemesine, içmesine ve oturmasına mani olmazdı. Bunu yaptıklarında Allah onların kalblerini birbirine karıştırdı (Gü*nah işlemeyenlerin kalplerini günah işleyenlerin kalplerine muvafık kıldı)"


"Dikkat ediniz, gerçekten vallahi siz ya iyiliği emreder kötülükten menedersiniz, zalimin elinden tutup onu hakka döndürürsünüz ve onu hak üzere tutarsınız (ya da sizin de kalplerinizi birbirine karıştırır)
@cihad38 bu hadisi senin okumanı istiyorum. Hadis inkarcılarının kıl kadar bir yazılarını bile beğenmek tehlikelidir. Onlara buğzetmek ve sert davranmak dinin gereğidir.
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
@cihad38 bu hadisi senin okumanı istiyorum. Hadis inkarcılarının kıl kadar bir yazılarını bile beğenmek tehlikelidir. Onlara buğzetmek ve sert davranmak dinin gereğidir.

Kuran'dan birhabersin. İşin gücün goygoyculuk. Kaç kere söyledim sana şu fanatikliği bırak da biraz meal ve tefsir oku da cehaletini gider diye.

A be kuzum bak kelamullah sana nasıl davranmak gerektiğini söylüyor. Biliyorum ayet senin gibilere birşey ifade etmiyor, ancak inadını ve cehaletini artırıyor ama olur ya belki Allah'tan korkarsın.

"İnanc(ınız)dan dolayı size karşı savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan sürmeyen (inkarcılara) gelince, Allah onlara nezaketle ve adaletle davranmanızı yasaklamaz çünkü Allah adil davrananları sever." Mumtehine 8

Addas nasıl müslüman olmuş git bir araştır. Keza sürekli peygamberi hicveden müşrik bir şair peygamberin hangi davranışıyla imana gelmiş git oku. Bırak burada çok şey biliyormuş havalarını. Herkes biliyor ki işin gücün kopyalayıp yapıştırmak.

"İslam, ne bugünkü Müslümanların tavır ve davranışları, ne İslam tarihinin şu veya bu dönemi, ne de İslam adına kaleme alınan şu veya bu kitabın anlattıklarıdır. İslam Ku'ran'dır..."
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Şüphesiz, Allah’ı ve peygamberlerini inkâr edenler, Allah’a inanıp peygamberlerine inanmayarak ayrım yapmak isteyenler, “(Peygamberlerin) kimine inanırız, kimini inkâr ederiz” diyenler ve böylece bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isteyenler var ya; işte onlar gerçekten kâfirlerdir. Biz de kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,989
Tepkime puanı
2,087
Puanları
113
Konum
Mars
Şüphesiz, Allah’ı ve peygamberlerini inkâr edenler, Allah’a inanıp peygamberlerine inanmayarak ayrım yapmak isteyenler, “(Peygamberlerin) kimine inanırız, kimini inkâr ederiz” diyenler ve böylece bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isteyenler var ya; işte onlar gerçekten kâfirlerdir. Biz de kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.

Sayende çok şey öğrendim...
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir


Kuran'dan birhabersin.


"İnanc(ınız)dan dolayı size karşı savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan sürmeyen (inkarcılara) gelince, Allah onlara nezaketle ve adaletle davranmanızı yasaklamaz çünkü Allah adil davrananları sever." Mumtehine 8



Biz gerçekleri yazalım da kim haberli kim habersiz ona bizi okuyanlar karar versin:





CİHADIN MEŞRU KILINMASININ AŞAMALARI:

Allah yolunda cihadın meşru kılınması, dört aşamada gerçekleşmiştir:



Birinci Aşama:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Mekke’de Allah'a davet görevini yerine getirdiğinde insanlar ona düşman olup eziyet ettiler. Bu dönemde Allah Teâlâ ona kendisine yapılanlara aldırış etmemeyi, sabretmeyi ve affetmeyi, onlarla Allah'a davet, Kur'ân ve delille cihad etmeyi emretti. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:


“(Rasûlüm!) Sen şimdi sabret. Bil ki Allah'ın vâdi gerçektir. (Buna) iyice inanmamış olanlar, sakın seni gevşekliğe sevk etmesin!”
(Rum, 60)



“İman edenlere söyle: Allah'ın (ceza) günlerinin geleceğini ummayanları bağışlasınlar. Çünkü Allah her toplumu, yaptığına göre cezalandıracaktır.”
(Casiye, 14)


“Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri ancak hak ile (bir amaç için) yarattık. O saat (kıyamet), mutlaka gelecektir. Şimdilik onlara güzel muamele et.”
(Hicr, 85)



İkinci Aşama:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e ve ashabı radıyallahu anhum’a yapılan eziyetlerin şiddeti artınca Allah Teâlâ, Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem’in Mekke’den Medine’ye hicret etmesine izin verdi. Rasulûllah sallallahu aleyhi ve sellem de ashabına oraya hicret etmelerini söylemesini emretti. Bu, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e risaletin gönderilişinden on üç sene sonra idi. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:


“Hatırla ki, kâfirler seni tutup hapsetmek veya öldürmek yahut da seni (yurdundan) çıkarmak için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar (sana) tuzak kurarlarken Allah da (onlara) tuzak kuruyordu. Allah tuzak kuranların en iyisidir.”
(Enfal, 30)


“Eğer siz ona (Rasûlullah'a) yardım etmezseniz (bu önemli değil); ona Allah yardım etmiştir: Hani, kâfirler onu, iki kişiden biri olarak (Ebu Bekir ile birlikte Mekke'den) çıkarmışlardı. Hani onlar mağaradaydı ve o, arkadaşına: Üzülme, çünkü Allah bizimle beraberdir, diyordu. Bunun üzerine Allah ona (sükûnet sağlayan) emniyetini indirdi, onu sizin görmediğiniz bir ordu ile destekledi ve kâfir olanların sözünü alçalttı. Allah'ın sözü ise en yücedir. Allah güçlü ve izzetlidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”
(Tevbe, 40)



Üçüncü Aşama:
Daha sonra Allah Teâlâ, Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem’e ve müminlere savaş izni verdi. Bu, hicretin ardından Medine’de, düşmanların müminleri kuşattığı, onlara saldırıp zulmettikleri ve haksız yere onları yurtlarından çıkardıkları dönemde olmuştur. Allah Teâlâ kendilerini savunmaları, dinlerini emniyet altına almaları, kendilerine yapılan zulüm ve haksızlıkları def etmeleri için onların savaşmasına izin verdi. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:



“Kendileriyle savaşılanlara (müminlere), zulme uğramış olmaları sebebiyle, (savaş konusunda) izin verildi. Şüphe yok ki Allah, onlara yardıma mutlak surette kadirdir. Onlar, başka bir nedenden değil, sırf
"Rabbimiz Allah'tır" dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah, bir kısım insanları (kötülüklerini) diğer bir kısmı ile defedip önlemeseydi, mutlak surette, içlerinde Allah'ın ismi çokça anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler yıkılır giderdi. Allah, kendisine (kendi dinine) yardım edenlere muhakkak surette yardım eder. Hiç şüphesiz Allah, güçlüdür, aziz ve galip olandır.”
(Hac, 39-40)



“Fitne/şirk ortadan kalkıncaya ve din tamamen Allah'ın olup (yalnız O’na kulluk edilinceye) kadar onlarla savaşın. Şayet vazgeçerlerse zalimlerden başkasına düşmanlık ve saldırı yoktur.”
(Bakara, 193)

“Size karşı savaşanlarla siz de Allah yolunda savaşın. Sakın haddi aşmayın, çünkü Allah haddi aşanları sevmez.” (Bakara, 190)





Dördüncü Aşama:
Son olarak Allah Teâlâ, Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem’e ve müminlere bütün kâfirlerle savaşmayı emretmiştir. Bu, itaat ve kulluğun tamamıyla Allah'a yapılması, İslam’a girmeyi isteyen herkesin önündeki kapıların açılması, engellerin kalkması ve din tamamen Allah’ın oluncaya kadar gayret gösterilmesi içindi.


Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Müşrikler nasıl sizinle topyekûn savaşıyorlarsa siz de onlara karşı topyekûn savaşın ve bilin ki Allah muttakilerle beraberdir.” (Tevbe, 36)

Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Ben, insanlar Allah'tan başka hak ilah olmadığına, Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğuna şahadet getirerek namazı kılıp zekâtı verinceye kadar onlara karşı savaşmakla emrolundum. Bunları yerine getirdiklerinde kanlarını ve mallarını -İslam'ın hakkı hariç- benden korumuş olurlar. Hesapları ise Allah'a kalmıştır.” (Buhârî, Müslim)
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Sayende çok şey öğrendim...

Bir de o ayeti öğrensen ne güzel olacak.

"İslam, ne bugünkü Müslümanların tavır ve davranışları, ne İslam tarihinin şu veya bu dönemi, ne de İslam adına kaleme alınan şu veya bu kitabın anlattıklarıdır. İslam Ku'ran'dır..."
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,989
Tepkime puanı
2,087
Puanları
113
Konum
Mars


Bir de o ayeti öğrensen ne güzel olacak.

"İslam, ne bugünkü Müslümanların tavır ve davranışları, ne İslam tarihinin şu veya bu dönemi, ne de İslam adına kaleme alınan şu veya bu kitabın anlattıklarıdır. İslam Ku'ran'dır..."

Lütfen rica ediyorum mümkünse istirham ediyorum..
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
İnandığı şeyleri kendi sözleriyle ifade edemeyip sürekli kopyala-yapıştır yapanlar bırada yalandan yere vakitlerini harcamasınlar. Biliyor olsalardı bildiklerini ifade ederlerdi.

"İslam, ne bugünkü Müslümanların tavır ve davranışları, ne İslam tarihinin şu veya bu dönemi, ne de İslam adına kaleme alınan şu veya bu kitabın anlattıklarıdır. İslam Ku'ran'dır..."
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
İnandığı şeyleri kendi sözleriyle ifade edemeyip sürekli kopyala-yapıştır yapanlar bırada yalandan yere vakitlerini harcamasınlar. Biliyor olsalardı bildiklerini ifade ederlerdi.



“De ki: Ben, ağaran sabahın Rabbine sığınırım, yarattığı şeylerin şerrinden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden, düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden ve haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden.” (Felak Sûresi, Ayet 1-5)
 

Zülkarneyn-23

Doçent
Katılım
7 Kas 2013
Mesajlar
556
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Hadis: Lügatte; söz, haber, sonradan vücuda gelen şey anlamındadır.
Anlam itibarı ile hadis vahiy demek değildir. Ayet vahiydir, Allah kelamıdır.

Hadis, doğrudan Allah kelamı değildir. Hz. Muhammed günümüzde yaşıyor olsaydı; sözlerine, hadislerine %100 itibar ederdik ama yaşamadığı için vefatından sonra onun sözü diye 10 binlerce 100binlerce söz uyduruldu.

Hadislerin tümünü inkar etmek de doğru değildir.

Hadislere tarihi belge olarak bakmak lazım. Tarihi belge içinde doğru da var, yalan da var. Doğruları yalanların içinden ayıklamak lazım.

Ne tümden hadis inkarcısı olalım; ne de hayvan sidiği içmeceli, uydurma hadislere ayet niyetine yapışalım.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Hadis: Lügatte; söz, haber, sonradan vücuda gelen şey anlamındadır.
Anlam itibarı ile hadis vahiy demek değildir. Ayet vahiydir, Allah kelamıdır.

Hadis, doğrudan Allah kelamı değildir. Hz. Muhammed günümüzde yaşıyor olsaydı; sözlerine, hadislerine %100 itibar ederdik ama yaşamadığı için vefatından sonra onun sözü diye 10 binlerce 100binlerce söz uyduruldu.

Hadislerin tümünü inkar etmek de doğru değildir.

Hadislere tarihi belge olarak bakmak lazım. Tarihi belge içinde doğru da var, yalan da var. Doğruları yalanların içinden ayıkamak lazım.

Ne tümden hadis inkarcısı olalım; ne de hayvan sidiği içmeceli, uydurma hadislere ayet niyetine yapışalım.

Sen boşver bunları, cinlerle aran nasıl?

Yeni haberler var mı?

Başbakanımız hakkında neler söylüyorlar?
 

CENGİZHAN

Yasaklı
Katılım
15 Ara 2011
Mesajlar
4,261
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Konum
Ankara
Yanlış bir bilgi ve hüküm ! İslâm, Adem Aleyhisselâm'dan bu yana gelmiş-geçmiş bütün peygamberlere gelen semavi kitapalr, suhuflar emirlerin tümüdür. İslâm Kuran'la başlamadı !



Kim demiş bunu...???

Yukarıdaki LAF kur'anı inkardır....
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,989
Tepkime puanı
2,087
Puanları
113
Konum
Mars
Şüphesiz, Allah’ı ve peygamberlerini inkâr edenler, Allah’a inanıp peygamberlerine inanmayarak ayrım yapmak isteyenler, “(Peygamberlerin) kimine inanırız, kimini inkâr ederiz” diyenler ve böylece bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isteyenler var ya; işte onlar gerçekten kâfirlerdir. Biz de kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.

Elçi ve ayet nedir bunu kavradığın zaman bu ayeti daha iyi anlarsın
ayetleri kendi istek ve arzun doğrultusunda burada delil ve kanıt olarak sunman ve kendi istediğin anlayışta anlaman seni haklı çıkarmaz. Sureleri bir bütün düşünmüyorsun ayetleri bağlamından koparıyorsun kelimelere yükleyeceğin manaları yanlış veriyorsun arada ayet çıkarıyorsun bu senin yaptığın montaj güzel kardeşim kesiyorsun kırpıyorsun bırak bu işleri İbrahim 'in hatalı ise zincirleme olarak son elçiye kadar hatalar işlersin önce çocukluğuna inmek gerek ve İbrahim 'i tekrar gözden geçirmek gerek....
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Hadis: Lügatte; söz, haber, sonradan vücuda gelen şey anlamındadır.
Anlam itibarı ile hadis vahiy demek değildir. Ayet vahiydir, Allah kelamıdır.

Hadis, doğrudan Allah kelamı değildir. Hz. Muhammed günümüzde yaşıyor olsaydı; sözlerine, hadislerine %100 itibar ederdik ama yaşamadığı için vefatından sonra onun sözü diye 10 binlerce 100binlerce söz uyduruldu.

Hadislerin tümünü inkar etmek de doğru değildir.
Hadislere tarihi belge olarak bakmak lazım. Tarihi belge içinde doğru da var, yalan da var. Doğruları yalanların içinden ayıkamak lazım.
Ne tümden hadis inkarcısı olalım; ne de hayvan sidiği içmeceli, uydurma hadislere ayet niyetine yapışalım.

Vay ! Mehdi'nin arkadaşı yine arz-ı endam etmiş!
Beyim, arkadaşın Mehdi nerdeşu an acaba ? Onu bizden neden gizliyorsun?
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir




Kim demiş bunu...???

Yukarıdaki LAF kur'anı inkardır....


Allah uğrunda hakkıyla cihad edin. O, sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Babanız İbrahim’in dinine uyun. Allah, sizi hem daha önce, hem de bu Kur’an’da müslüman diye isimlendirdi ki, Peygamber size şahit (ve örnek) olsun, siz de insanlara şahit (ve örnek) olasınız. Artık namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah’a sarılın. O, sizin sahibinizdir. O, ne güzel sahip, ne güzel yardımcıdır!


İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hıristiyan. Fakat o, hanif (Allah’ı bir tanıyan, hakka yönelen) bir müslümandı. Allah’a ortak koşanlardan da değildi.
 

Zülkarneyn-23

Doçent
Katılım
7 Kas 2013
Mesajlar
556
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Sen boşver bunları, cinlerle aran nasıl?

Yeni haberler var mı?

Başbakanımız hakkında neler söylüyorlar?

Ben, başbakan dahil, tüm meclisi gayri meşru olarak görüyorum. Meclis içinde ve dışında hiçbir partiyi tanımıyorum.

Allah'ın emirlerini dikkate almayan, amerika, israil ve ingilterenin emirlerini dikkate alan meclisi tanımıyorum !!

Başbakanla ilgili metafizik alemden bilgi aldım. Metafizik alemden gelen bilgiye göre başbakanı indirmek çok zormuş. Onu indirmeye çalışanların şu anki yaptıkları yeterli değilmiş. Arkası çok ama çok sağlammış. O yüzden onu indirmek isteyenlerin çok daha fazla çaba sarfetmesi gerekirmiş.

Başka bir örnek vereyim. Firavun da zamanında çok güçlüydü. O kadar güçlendi ve kibirlendi ki, sonunda ben Allah'ım dedi. Ama sonu ne oldu; o da yok olup gitti. Bu dünya ne firavuna ne de karuna kalır. Onun için kibirlenmemek, büyüklenmemek, hırsızlık yapmamak, kul hakkına girmemek gerekir.
 
Üst