Ataatürk Olmasaydı Bakın Neler Olurdu !!!

Serasker' Alıntı:

Atatürkle uğraşmayın
Atatürk olmadaydı anneniz belli olurdu ama babanız kim olurdu gibi ağır bir laf kullanmak istemiyorum.

Türkiye cumhuriyetinde yaşıyorsanız cumhuriyetten dolayı Atatürke İslamdan dolayı peygambere saygılı olacaksınız.

Genişletmek için tıkla ...

Mustafa Kemal'in İslam adına yaptığı bir inkılap veya devrim varsa söyle de bilelim...

Herşeyi şöyle bir tarafa bırakırsak hiçbir millette olmayan kendi öz dilini ve kültürünü yok edecek dereceye getiren zihniyeti biz nasıl sevelim?Hangi bir millet kendi öz dilini ve kültürünü yok etmiştir veya buna izin vermiştir?.Harf devrimi yapılınca bu millet bir gece de cahil duruma düşürüldü.Sen git asıl Cumhuriyet tarihini sor, sorgula araştır öyle gel buraya!..

Sen şu Belgeyi okuyabiliyor musun?Ben okuyabiliyorum.Ancak hepsini okusam uzun olur.Kısaca başlığından birkaç cümle okuyalım diğerini sen oku!..



[25] no’lu dipnotta bahsi geçen telgraf

M. Kemal’in 14 Haziran 1919 tarihinde Samsun/ Havza’dan Sultan Vahidüddin’e yolladığı bir telgrafta da Milli Mücadele’ye kendi arzusuyla katılmadığı görülüyor:
“Huzurdayken İzmir’in işgali karşısında “pek mahzun olan” kalbinizin “bu nokta-i necâta ait ilhamatı”nı, (yani ülkenin sizin öncülüğünüzde millî mukaddes bir kudretle kurtulacağına dair verdiğiniz ilhamları) şu an gibi hatırlıyorum. Sizin “ilkâ”nızdan, (yani Şemseddin Sami’nin “Kamus-i Türkî “sine bakılırsa,“benim fikrimi çelmenizden”) aldığım imanın azmiyle görevime devam ediyorum.



“Benim fikrimi çelmenizden” diyor, daha ne desin? Kendisi Milli Mücadele’ye “ikna” edilmiş.
Peki M. Kemal Samsun’a gitmeye neden ikna edilmeye çalışılmıştı? M. Kemal’in Istanbul da kalmak istemesinin nedeni, yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, sonradan ihanet ile suçladığı insanların kabinesine (hükümetine) girmek isteyişindendi.
Bu gerçeği, Kazım Karabekir de hatıralarında yazmıştır:
“..Yıldırım ordularının grubunun lağvı üzerine açıkta kalmış olan Mirliva (Tuğgeneral) M. Kemal Paşa Hazretleri’ni ziyaret ettim. Bu ziyaret sebeplerinden biri de müşarünileyh (anılan kişiyi, yani M. Kemal’i) İstanbul’da kalıp `Kabineye´ girmek hususundaki arzularından sarfınazar ettirmek (vazgeçirmek) gayesine matuftu.”[26]



Son olarak “Gazi’nin Hayatı” isimli eserin 79. sayfasına bakalım:
“M. Kemal Paşa, Anadolu’ya kendisini uzaklaştırmak isteyen hasımları tarafından gönderilmiştir.”[27]

Gördüğünüz gibi bu eserde de M. Kemal’in “gönderildiği” yazmaktadır. M. Kemal ve müdafileri “hasımları tarafından Istanbul’dan uzaklaştırıldığını” iddia ederler… Bu sadece onların “yorumu”dur. Oysa Milli Mücadele’ye gönderildiğini M. Kemal’in telgrafında açıkça görmek mümkündür.


25] Atatürk’ün Tamim Telgraf ve Beyannameleri, cild 1, Der. Nimet Arsan, Ankara 1963, sayfa 15-17.

Ayrıca bakınız; Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, cild 1, Devre 1, İçtima 1, İnikat 2, sayfa 10, 11. (Meclis tutanakları)

[26] Kazım Karabekir Anlatıyor, Yayına Hazırlayan: Uğur Mumcu, Tekin Yayınevi, Ankara 1993 sayfa 25, 26.

[27] Gazi’nin Hayatı, sayfa 79 (Kitap, M. Kemal Atatürk yaşarken hazırlanmıştır.)

Bak arkadaşım....

Böyle kulaktan dolma , Kemalistlerin uydurduğu hikayelerle cumhuriyet tarihinin aslını öğrenemezsin...Cumhuriyet tarihini sorgulamazsak işte sizin gibi böyle taassupluklara düşmüş oluruz.Elhamdülillah, bizim sorgulama yeteneğimiz çok geliştiği için bütün şeylerin hak ve hakikatlerini öğrenmeye çalışıyoruz.

"Ya istiklal ya ölüm!." emrini veren Kazım Karabekir paşadır.Bunu bu eserinde dile getiriyor.Bu eseri ben de okudum

Cumhuriyet tarihi, Kemalistler tarafından öyle masallarla uyduruldu ki 100 yıla yakın geçen bir zamanda milyonlarca iki kuşak nesil bundan etkilendi.Şimdi ise yavaş yavaş arşivler açılmaya başlıyor.Bu nesil yeniden şahlanışla aslına döneceği günler yakındır.Biz de diyoruz ki:Ya hepten yozlaşıp yok oluş, ya da yeniden dirilip şahlanışa geçeceğiz.İşte bu iki seçenekten birini yaşayacağız.

Beyhûdar ve ümitvar olunuz.Yakın gelecekde İslam'ın gür sedası tüm dünyayı saracaktır.

O Enver ki Alman hayranlığı yüzünden Ç.kale'de 400 bin vatan evladını; Allahu ekber dağlarında bile bile 90 bin vatan evladını telef ettiren... Bunlar sadece iki yerdeki zayiatı. Bunlara 1. cihan harbindeki diğer zayiatları ekleyin.

Alacaksın birini, vuracaksın diğerlerine.

DostunDostu' Alıntı:

Enver, namazlı niyazlı müslüman adam..

Genişletmek için tıkla ...

Tabi tabi.

DostunDostu' Alıntı:

Doğru söylüyorsun, Enver durmasını bilmiyordu. Muhtemelen Yunanı dize getirdikten sonra Viyana'ya kadar işi zorlardı. Enver'in elinde en azından bu devrimler olmazdı diye düşünüyorum çünkü Atatürk gibi değil. Enver, namazlı niyazlı müslüman adam..

Genişletmek için tıkla ...

Demirel de Cuma namazlarına giderdi...

Atatürk olmasaydi baskasi olurdu, bu mesleyi bu kada uzatmanin alemi yok bence.

Mustafa kemal, ittihacialrin icinden cikmis birisidir, yaptiklari devrimlerin hepsi ittihacilarin yapmak istedigi seylerdi. Ittihatcialrin arzu ettikleri bir cok seyi de gerceklesitirdi.

Mustafa Kemal'in bu kadar tartışmalı bir kişiliğe sahip olması sırf kemalistlerin yüzündendir.Bunlar cumhuriyet tarihinin asıl vakıalarını gizleyip kendilerinin uydurdukları bir takım sahte delillerle onu ilahlaştırmışlardır.Halbuki Türkiye'de ki saklı arşivlerden bazıları açıldığında görüyoruz ki onların yalanları hep ayyuka çıkıyor.

Ben bizzat istiklal ve Çanakkale gazisi torunuyum.Rahmetli dedem Mustafa Kemal hakkında hiç de iyi şeyler söylemiyordu.O en çok da Kazım Karabekir Paşa ile Yarbay Giresunlu Topal Osmanağa'yı meth ediyordu.Anlattıklarına göre,dedem 16 yaşında harbe giriyor bütün cephelerde savaşıyor ingilizler İstanbul'u işgal ediyor ve nihayet askerler kasıtlı olarak terhis edildikten sonra köyümüze 27 yaşında geliyor.Tam ömrünün 11 senesini harp meydanlarında geçiriyor.İstanbul'u işgal eden İngilizler tam 7 sene bekletilip Lozan antlaşması bitene kadar orada kalıyorlar.Herşey bittikten sonra çekip gidiyorlar.Oysa İstanbul'da bir çatışma çıksa İngilizlerin hepsi gebertilecekti.İstanbul ve etrafı kasıtlı olarak savunmasız bıraktırılıyor ve nihayet Lozan ihanetine uğradığımızdan dolayı hilafet de bu arada kalkmış oluyor.Yani sizin anlayacağınız biz harplerde galip gelmişiz lakin masa başlarında topraklarımız elden gidiyor.Kıbrıs Rodos, Midilli, Sakız adası ve Ege denizin tamamı, Batı Trakya, Yunanistan'a devrediliyor.İşte lozan ihaneti bunlardır.

"Çanakkale geçilmez" denildi ama bal gibi masa başında geçtiler.Lozan antlaşmasında ki bütün maddeler kayıtsız şartsız Mustafa kemal'e imzalattırılıyor ona göre cumhuriyeti kurmasına in veriliyor.Şu hale bakın, bir de kalkmış Çanakkale destanıyla övünüyoruz.Yahu oralarda şehit düşen ecdadımız bu cumhuriyet kurulacağını bilselerdi hiç de Mustafa Kemal'i dinlerler miydi?

Biz Giresunluyuz.Bizim dedelerimizden savaşmayan hiçbir kimse yoktur.Savaşan dedem, annemin babasıdır.Babamın babası ise o yıllarda yaşı küçük olduğu için onu harbe göndermemişler.

Kısaca ifade etmek gerekirse, bu Mustafa Kemal ile cumhuriyet tarihi iyice araştırılıp sorgulanmalı ve herkese anlatılmalıdır.Kemalistler her ne kadar uyduruk hikayeler ve sahte deliller gösterseler bile Osmanlı arşivleri onları tamamen yalanlıyor.İşte biz bunun için uğraşıyoruz.Hem sonra cumhuriyet bir kere değil ikinci kez kurulmuştur.Birincisini kabul etmeyen Mustafa Kemal, hiç boş durmayıp kendi fikrinde olan her kimler varsa mecliste milletvekili tayin edip onlarla beraber cumhuriyeti kuruyor.Bundan da kendisine muhalif olan paşaların haberi olmuyor.Kazım Karabekir Paşa kendi eserlerinde ki anılarında bunları anlatmaktadır.

toprak kabul etmedi atti gibi uyduruk seyler mutlaka vardir . Ancak bunlar var diye tarihi gerceklere göz kapayamayiz.

Son dönemde dersimde neler yasandigini az cok ögrendik. Daha dersime gelesiye kadar 16 Anadolu isyani var, bunlar cogu orta anadolu ve bati illerinde cikmis, bunlari kürtlere baglama cabasi bu bakimdan da gecersiz kaliyor.

Birileri bu milelte istemedigi halde batililasmayi tüfegin kabzasiyle dayatti. Rizenin denizden bombalandigini bilmeyen yok. Keza sapkadan dolayi asilanlari da biliyoruz. Bu memlekette birileri kendi ideolojilerini, milletin kültürünü, inanclarini ezerek dayatti. Bu ideoloji iki günde de olusmadi, bu ittihatcilarin ideolojisiydi. Bugün suriye de katliam yapan BAAS´la bunlarin zihniyeti ayniydi. Seküler, ulusalci, modernist kafa!

Bunlari kabullenmek bazilarimiza zor gelebilir, nitekim bizde ayni duygulari yasadik.

Allah bilir daha kazsak neler cikacak ortaya.

Bununla beraber ittihatcilerin yapmak istedikleri herşey yanlış da değildi bunu da not edebilecekseniz kudretiniz kâfi ise ediniz.

Çanakkale ve istiklal şehitlerimiz ve gazilerimiz bu ülkeye demokrasi ve laiklik gelsin, İslam'a muhalif devrimler yapılsın diye harp etmediler.

Şu hale bakın memleket nereye gidiyor?.İslam alemi hilafet kaldırılınca mahfoldu perişan bir duruma geldi. Bunun vebalini şimdi biz kimlerden soralım peki?.

Bizi ne laiklik, ne demokrasi ne de kemalizm kurtarır.Cümle İslam aleminin dirilişi, hilafetin tekrar geri gelişi ile ancak kendimize gelebiliriz.Var mı bunun başka alternatifi?..Varsa söyleyin neymiş bakalım?..

Gavurların papası, hahambaşısı var bizim bir halifemiz niye yok, nedeeenn?Sakın olasınız ki,bana "Diyanet İşleri Başkanlığı ne güne duruyor?" demeyesiniz.Buna kargalar bile güler..

Diyanet İşleri Başkanlığı, devletin emrinde olup kukla dini bir kurum ve kuruluştur.Onlardan İslam alemine yapılan zulüm ve işgalllerde hiçbir caydırıcı yetkisi, de yok.Biz ne yapalım onları?..Zaten diyanete bağlı hoca efendiler ne tv,lerde ne camiilerde daha siyonizmden zerre kadar bahsetmeye bile cesaretleri yok.Bunlar İslam düşmanlarına karşı göz dağı bile vermekten acizdirler.Mustafa Kemal, Diyanet İşleri başkanlığını formalite icabı kurmuştur.Asıl mevki olan şeyhülislamlık ve hilafet makamlığı lağv edilmiştir.Bunlar elden gidince ülkede şekilden ibaret sadece görüntü arzeden bir İslam bırakmıştır.

Bizi ne laiklik, ne demokrasi ne de kemalizm kurtarır.Cümle İslam aleminin dirilişi, hilafetin tekrar geri gelişi ile ancak kendimize gelebiliriz.Var mı bunun başka alternatifi?..Varsa söyleyin neymiş bakalım?..

Genişletmek için tıkla ...

Tek sorun kimi halife yapacağımız değil mi!!

Tam bir hayalcilik ürünü saçmalık.

Senin halifetlikten kafanda olan veya kastın ne olursa olsun, kesinlikle güçlendirilmiş bir sultanlık olmaktan farklı bir şey değil..

Ne peygamberler, ne tarihin büyük liderleri hiçbir zaman tepeden inmemişlerdir, adım adım etraflarınki insanları "etkileyip", eğitip, değiştirip, perspektif vererek insanları doğal ve kastırma olmayan yoldan kendilerine bağlı ve yakın etmişlerdir. Bu kadar!

Takiyüddin' Alıntı:

Tek sorun kimi halife yapacağımız değil mi!!

Tam bir hayalcilik ürünü saçmalık.

Senin halifetlikten kafanda olan veya kastın ne olursa olsun, kesinlikle güçlendirilmiş bir sultanlık olmaktan farklı bir şey değil..

Ne peygamberler, ne tarihin büyük liderleri hiçbir zaman tepeden inmemişlerdir, adım adım etraflarınki insanları "etkileyip", eğitip, değiştirip, perspektif vererek insanları doğal ve kastırma olmayan yoldan kendilerine bağlı ve yakın etmişlerdir. Bu kadar!

Genişletmek için tıkla ...

Biz hayallerle yaşamayız.Ancak hayalsiz planda olmaz.Varılacak hedefler önce hayal edilir.Ön plan ön eleştiri, müzakere yapılır,yol haritası ondan sonra çizilir.Hedefe varılacak yerde tüm engeller beritaraf nasıl edilecekse bunlar hesap edilir..Bu plan ve proje ile sabır ve azimle yola çıkılır.Kuru hayaller ancak havanda su dövmeye çalışır.Bizim öyle kuru hayallere kapılma sevdamız da yoktur.Allah'ın rızası ne gerektiriyorsa onu yapmaya gayret ederiz.

Halife olabilecek deneyimli, birikimli, münevver, mücehhez dünya siyasetini iyi bilen siyonizm ve kapitalizm düşmanı nice İslam alimleri vardır ki yeter ki onların önü açılsın.Aralarından birini seçmek için cümle İslam alemi bir araya gelirse ancak halife seçilebilir.Halifelikle sultanlık bir değildir.Önce sen halifelik nasıl kurulur kimler halife olmaya haizdir, nasıl seçilir bunu öğrenin...

Peygamber metodu çok güzeldir.Ancak, önce bu 100 yıla yakın, dinde cahil bırakılmış şeriattan korkan müslümanlar irşad edilmelidir ki bu gerçekleşsin.Bunun da alternatifi, ilahiyat fakültelerini lağv edip onun yerine İslam medreselerini kurmaktır.Bunlar laik rejimlerle olacak işler değildir.Demokrasi yoluyla hilafetin gelmeyeceğini de hiçbir zaman unutmayasınız.

Hilafet veya halifelik gökten inmez.Bu öyle bu şimdi ki çakma alim,paragöz, mal ve makam heveslisi, feminist, laik, reformcu, bid'atçı,müşteşrik alimler seçilmez.Ehli sünnet itikadı çok düzgün olan alimler ancak buna uygundur.

MÜTEŞEKKÜR' Alıntı:

Biz hayallerle yaşamayız.Ancak hayalsiz planda olmaz.

Genişletmek için tıkla ...

Bu sözün (doğru) kullanım yeri burası değil dostum sözünün gerisini okumadım bunu görünce. Bundan vazgeç o zaman belki konuşalım iyi günler.

şeriattan korkan müslümanlar irşad edilmelidir ki

Genişletmek için tıkla ...

Yani zorla kabul ettirilmelidir. Seçtiğin kelimeler bir kenara demek istediğin ancak budur. Zorlayla ilgili sahip olduğunuz yanılgıyı iki önceki mesajımda azcık belirttim tekrar etmeyeceğim.

Hilafet veya halifelik gökten inmez.Bu öyle bu şimdi ki çakma alim,paragöz, mal ve makam heveslisi, feminist, laik, reformcu, bid'atçı,müşteşrik alimler seçilmez

Genişletmek için tıkla ...

Gökten de inmez yerden de bitmez. Fakat siz ise tepeden indirmeye bayılanlardınsınız! Gerçekçi iyi olmayan bayılmalı dünyalar..