Ataatürk Olmasaydı Bakın Neler Olurdu !!!
- Konbuyu başlatan Dua Nur
- Başlangıç tarihi
Kadir Razlık
Kısıtlı Erişim
merhametli olduğu için insan ateşde yakilan bir insani görse yada duysa yardim etmez mi
Kadir Razlık
Kısıtlı Erişim
bi bakima doğru şeriat kaldirilinca ses çikaran çok olmadi şapka kanunu çikinca millet hoplamaya başladi insanlara o dönemde atatürk laikmiş allahü teala onu verdi rusyaya lenin stalin uygunmuş onu bela olarak verdi çine maoyu yugoslavyaya titoyu almanyaya hitleri arnavutluya enver hocayi verdi
Kadir Razlık
Kısıtlı Erişim
bi allahin kulu olan devletler yahudileri kabul etmedi yahudileri sevmem ama ne yapaydi osmanli denize mi ataydi
Dua Nur
Kıdemli Üye
- Katılım
- 29 Nis 2007
- Mesajlar
- 37,459
- Tepkime puanı
- 247
- Puanları
- 0
MİLLİ İRADE @saglam_irade_ · 9 sa.9 saat önce
Kemalistler istiyorlar ki, kendi kendilerini inandırdıkları yalana biz de inanalım !!
Kemalistler istiyorlar ki, kendi kendilerini inandırdıkları yalana biz de inanalım !!
Dua Nur
Kıdemli Üye
- Katılım
- 29 Nis 2007
- Mesajlar
- 37,459
- Tepkime puanı
- 247
- Puanları
- 0
MİLLİ İRADE @saglam_irade_ · 21 sa.21 saat önce
Sahibi Yahudi olan Vakko şirketi, şapka devrimi sayesinde şapka satarak zengin olmuştur. Devrimlerin kime yaradığı çok belli !!
Sahibi Yahudi olan Vakko şirketi, şapka devrimi sayesinde şapka satarak zengin olmuştur. Devrimlerin kime yaradığı çok belli !!
çelebiler
Kıdemli Üye
- Katılım
- 4 Ocak 2013
- Mesajlar
- 7,457
- Tepkime puanı
- 211
- Puanları
- 0
Hayır merhametli olduğu için değil.Yahudiler her devirde ticarette iyidirler Davut peygamber zaman~ndan beri ticaretin önemini kavramış ve kendilerini sürekli bu konuda geliştirmişler.
Kanuni de ticaret ve halka meslek öğretmeleri için getirtti.
çelebiler
Kıdemli Üye
- Katılım
- 4 Ocak 2013
- Mesajlar
- 7,457
- Tepkime puanı
- 211
- Puanları
- 0
Hayır Lenin'in Rusya'nın başına gelmesinin sebebi gelişen kapitalist Avrupa'ya karşı kendilerini koruma çabasıdır.
Kapitalizm girdiği her yerin kaynaklarını sömürür.
Ahi Evran
Profesör
- Katılım
- 18 Haz 2007
- Mesajlar
- 1,695
- Tepkime puanı
- 14
- Puanları
- 38
- Yaş
- 45
Atatürkçe
Adı, Kamâl; soyadı Atatürk! (Nüfus Cüzdanı-Anıtkabir) Arapoğlu’nun yavelerinden hiç hazzetmedi! Arapoğlunun yavelerini (saçmalıklarını) ‘Türk oğullarına öğretmek için Kur’ân’ı Türkçeye çevirttireceğim. Ve böylece de okutacağım. Ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler’ (Uğur Mumcu) Arapların dininin, yani ‘Muhammed’in kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde şamil bir Arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu.’ (Medeni Bilgiler) ‘Herşeyden önce din anlayışını kaldırmalıyız’ ‘benim dinim yok. Bazen bütün dinler denizin dibine batsın istiyorum’ (Can Dündar) ‘Doğa insanları türetti; onları kendine taptırdı da.’ ‘İnsanlar sularda kaynaşıp çırpınan bir varlıktan bugünkü şekline geldi. İnsanın bugünkü yüksek zekâ, idrak ve kudreti, milyonlarca ve milyonlarca kuşaktan geçerek hazırlandı. Artık insan bugün, doğanın sonsuz büyüklüğüne ve doğa içinde kendi türünün yazgısına, gittikçe büyüyen bir irade ve bilinç ile bakıyor.’ ‘Yaşam, herhangi bir doğa dışı etkenin karışması olmaksızın dünya üzerinde doğal ve zorunlu bir kimya ve fizik seyri sonucudur.’ (atam.gov.tr-Yaşam Görüşü) ‘İnsanlar, sürfeler gibi sulardan çıktılar ilk önce... İlk ceddimiz balıktır. İşler daha ilerledikçe o insanlar, primat zümresinden türediler. Biz maymunlarız; düşüncelerimiz insandır.’ ‘Daha sonra (1-2 milyon süren devrede) denizde ilk balıklar meydana geldi.’ ‘Asırdan asıra birçok şekilde hayvanlar, denizden karaya çıkmaya başladı.’ ‘Tesbit ettiğimiz hayat zincirinin başlangıcı ve nihayeti daha aydınlatılmak ihtiyacındadır.’ ‘Gördük ki, hayat zincirinin son halkası insandır. Bu zincire nazaran insanın sair memeli hayvanlar gibi, daha basit bir sınıfa ait cetlerden geldiği kanaatine varılır. Filhakika umumiyetle iddia olunuyor ki, insanın ve büyük maymunların müşterek bir cetleri vardır.’ (evrimagaci.org-Atatürk ve Evrim) Dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet yönetimimizdeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, yönetimde ve politikada bizi aydınlatıcı ana çizgilerdir. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz. Bizim yolumuzu çizen, içinde yaşadığımız yurt; bağrından çıktığımız Türk ulusu ve bir de, uluslar tarihinin bin bir acıklı olay ve sıkıntı ile dolu yapraklarından çıkardığımız sonuçlardır. Elimizdeki programın ruhu, bizi sadece bir kısım vatandaşlarla ilgilenmekten engeller, biz bütün Türk ulusuna hizmet ederiz. (TBMM)
Adı, Kamâl; soyadı Atatürk! (Nüfus Cüzdanı-Anıtkabir) Arapoğlu’nun yavelerinden hiç hazzetmedi! Arapoğlunun yavelerini (saçmalıklarını) ‘Türk oğullarına öğretmek için Kur’ân’ı Türkçeye çevirttireceğim. Ve böylece de okutacağım. Ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler’ (Uğur Mumcu) Arapların dininin, yani ‘Muhammed’in kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde şamil bir Arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu.’ (Medeni Bilgiler) ‘Herşeyden önce din anlayışını kaldırmalıyız’ ‘benim dinim yok. Bazen bütün dinler denizin dibine batsın istiyorum’ (Can Dündar) ‘Doğa insanları türetti; onları kendine taptırdı da.’ ‘İnsanlar sularda kaynaşıp çırpınan bir varlıktan bugünkü şekline geldi. İnsanın bugünkü yüksek zekâ, idrak ve kudreti, milyonlarca ve milyonlarca kuşaktan geçerek hazırlandı. Artık insan bugün, doğanın sonsuz büyüklüğüne ve doğa içinde kendi türünün yazgısına, gittikçe büyüyen bir irade ve bilinç ile bakıyor.’ ‘Yaşam, herhangi bir doğa dışı etkenin karışması olmaksızın dünya üzerinde doğal ve zorunlu bir kimya ve fizik seyri sonucudur.’ (atam.gov.tr-Yaşam Görüşü) ‘İnsanlar, sürfeler gibi sulardan çıktılar ilk önce... İlk ceddimiz balıktır. İşler daha ilerledikçe o insanlar, primat zümresinden türediler. Biz maymunlarız; düşüncelerimiz insandır.’ ‘Daha sonra (1-2 milyon süren devrede) denizde ilk balıklar meydana geldi.’ ‘Asırdan asıra birçok şekilde hayvanlar, denizden karaya çıkmaya başladı.’ ‘Tesbit ettiğimiz hayat zincirinin başlangıcı ve nihayeti daha aydınlatılmak ihtiyacındadır.’ ‘Gördük ki, hayat zincirinin son halkası insandır. Bu zincire nazaran insanın sair memeli hayvanlar gibi, daha basit bir sınıfa ait cetlerden geldiği kanaatine varılır. Filhakika umumiyetle iddia olunuyor ki, insanın ve büyük maymunların müşterek bir cetleri vardır.’ (evrimagaci.org-Atatürk ve Evrim) Dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet yönetimimizdeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, yönetimde ve politikada bizi aydınlatıcı ana çizgilerdir. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz. Bizim yolumuzu çizen, içinde yaşadığımız yurt; bağrından çıktığımız Türk ulusu ve bir de, uluslar tarihinin bin bir acıklı olay ve sıkıntı ile dolu yapraklarından çıkardığımız sonuçlardır. Elimizdeki programın ruhu, bizi sadece bir kısım vatandaşlarla ilgilenmekten engeller, biz bütün Türk ulusuna hizmet ederiz. (TBMM)
Kadir Razlık
Kısıtlı Erişim
olabilir tam bilgim yok
Kadir Razlık
Kısıtlı Erişim
öyle yada böyle rusyanin başina ilahi ceza olarak geldi ne din birakTI ne iman ne baş biraktilar ne ayak
Kadir Razlık
Kısıtlı Erişim
sosyalizmde yahudi mali kapitalizmde
MÜTEŞEKKÜR
Kıdemli Üye
- Katılım
- 17 Ağu 2009
- Mesajlar
- 6,938
- Tepkime puanı
- 198
- Puanları
- 0
Dediğin kısmen doğrudur.Ancak, Osmanlılar ticareti yahudilerden iyice öğrendikten sonra onlara yine merhametli davrandı.Zira o devirde devlete hizmet eden kim ise o dışlanmıyordu.
MÜTEŞEKKÜR
Kıdemli Üye
- Katılım
- 17 Ağu 2009
- Mesajlar
- 6,938
- Tepkime puanı
- 198
- Puanları
- 0
Mustafa Kemal o sözleri cumhuriyeti kurduktan sonra söylemiştir.Ondan evvel İslam ve peygamberimiz hakkında methiyeler düzüyordu.Ne zaman ki cumhurbaşkanı olup koltuğu kapıp başa geçince yukarıda ki yazmış olduğunuz esas zihniyetini belli etmiştir, olay budur.Köprüyü geçene kadar ayıya "dayı" demiştir.
çelebiler
Kıdemli Üye
- Katılım
- 4 Ocak 2013
- Mesajlar
- 7,457
- Tepkime puanı
- 211
- Puanları
- 0
Tabi ki de Osmanlı akıllı bir yönetim sergiledi genelde.
Ben de bunu eleştirmek için söylemedim zaten.
BİZ OSMANLI TORUNLARI NAMUS VE ŞEREFİMİZ İÇİN CAN VERDİK ÇANAKKALE'DE.
BİZİM ANALARIMIZ NAMUSLARINA HALEL GETİRMEKTENSE; CANLARINA KIYARLARDI, YİNE DE EL SÜRDÜRTMEZLERDİ KENDİLERİNE.
AMA SİZ, ANNELERİNİZDEN ŞÜPHE DUYUYORSANIZ
BU SİZİN NAMUSSUZLUĞUNUZ. BİZİM DEĞİL!
BİZİM ANALARIMIZ NAMUSLARINA HALEL GETİRMEKTENSE; CANLARINA KIYARLARDI, YİNE DE EL SÜRDÜRTMEZLERDİ KENDİLERİNE.
AMA SİZ, ANNELERİNİZDEN ŞÜPHE DUYUYORSANIZ
BU SİZİN NAMUSSUZLUĞUNUZ. BİZİM DEĞİL!
Dua Nur
Kıdemli Üye
- Katılım
- 29 Nis 2007
- Mesajlar
- 37,459
- Tepkime puanı
- 247
- Puanları
- 0
Engin Ardıç'tan Olay Yaratacak OLMASAYDI Yazısı
"Anan kurtulmuş" başlıklı yazısında Ardıç, "Atatürk olmasaydı ezan sesi duyamayacaktınız" görüşünün nasıl mantık hatası olduğunu anlatıyor. Yazara göre söylenenler hükümete çatmak için "enayi propagandası"ndan başka bir şey değil. İşte o yazı:
YA ÇERKEZ ETHEM GEÇSEYDİ?
"Dindarlara karşı sıkça ileri sürülen bir "argüman" vardır: "Eğer Atatürk olmasaydı Anadolu'daki camileri kilise yapacaklardı, kubbelere haç, minarelere çan takacaklardı, ezan sesi duyamayacaktınız"... İlhan Selçuk bunu bir slogan haline getirmişti, dönüp dönüp yazardı.
Yani örneğin milli kuvvetlerin başına Çerkes Ethem geçseydi, öyle mi?
Ya da kurtuluş savaşı diyelim Kazım Karabekir önderliğinde kazanılsaydı...
Demek ki mantık sakatlığını, bir kere, "kurtuluş savaşını kazanamasaydık" diye düzeltmek gerekiyor.
İkincisi de, oturup düşünmek gerekiyor: Acaba öyle mi olurdu?
Sevres Antlaşması'yla Orta Anadolu bize bırakılmıştı, orayı geçiniz, acaba Yunanistan İzmir ve çevresinde öyle bir uygulamaya gider miydi?
İzmir'de büyük bir ortodoks katedrali vardı, Aya Fotini. (Biz bunun yerine Büyük Efes Oteli'ni yaptık.) Ayrıca birçok kilise... Ayios Polikarpos'tan, Ayios Yoannis'ten Saint- Antoine'a, Santa Maria'ya kadar... Yunanlılar'ın İzmir'in Türk mahallesine dalıp camileri kiliseye çevirmelerine gerek yoktu, ellerinde kilise boldu. Nitekim üç yıl üç ay süren işgal boyunca böyle bir şeye hiç kalkışmadılar. İstanbul camilerine hiç mi hiç bulaşamazlardı, acaba Ege'nin Müslüman köylerindeki camilere el atabilirler miydi?
Bunu niçin yapsınlar?
ABARTILI ÖNYARGILAR
Müslüman nüfusu o köylerden koparıp Sevres'e göre belirlenmiş olan "Anadolu'nun Türk bölgesine" zorla göndermedikleri sürece... Bu da antlaşmaya aykırıydı.
Sevres Antlaşması'nı onlar çiğnemediler, biz çiğnedik, yırttık attık! Öyleyse, "camileri kilise yapacaklardı" şeklindeki abartılı önyargıyı şimdiki hükümete karşı kullanmaya çalışmaktan vazgeçelim.
Bu bir. İkincisi, beddua etmeyelim. Beddua edenin kendisi gülünç duruma düşüyor, alay konusu oluyor. Politikacı da "ölsün" demekle ölmüyor. "Evi yıkılsın" diyorsun, köşke geçiyor.
Üçüncüsü de, küfür etmeyelim.
Dün postalcılardan birinin köşesinde bir şiir okudum. Neyzen Tevfik'e atfedilen ama onun yazmadığı da bilinen bu çirkin maskaralığın son dizeleri şöyle: "İşgaldeki hali sakın unutma... Atatürk'e dil uzatma sebepsiz... Sen anandan yine çıkardın ama... Baban kimdi bilemezdin ş********z !"
"BAKALIM KAÇ BUDALA ÇIKIP 'SEVRES'İ SAVUNUYOR' DİYECEK"
Demek ki, İstanbul'daki İngiliz ve Fransız işgal kuvvetleri bütün kadınlarımızın ırzına geçecekler... Doğacak çocukları da tanımayacaklar, nüfuslarına almayacaklar... Aynı eylemi İzmir'de de Yunan ordusu yapacak... Herhalde Ermeniler de doğuda...
Ama bunu mütareke sırasında değil, kuva-yı miliye yenildikten sonra yapacaklar.
Allah Allah, niçin o kadar beklesinler? Bunu "ortalık karışıkken" yapmak daha akılcı değil midir? Savaşta mı ırza geçmek daha kolaydır, barışta mı?
Çünkü, birkaç münferit olay dışında, öyle topluca bir "tecavüz kampanyası" da işgal boyunca görülmemiş.
Demek ki, hükümete çatmak için bu tür "erkeklik gururu gıdıklayıcı enayi propagandasını" da bir kenara bırakmak gerekiyor.
Ben de şimdi merak ediyorum: Bakalım kaç budala çıkıp "Sevres'i savunuyor" diyecek, sanal zevzeklik ortamlarında?"
"Anan kurtulmuş" başlıklı yazısında Ardıç, "Atatürk olmasaydı ezan sesi duyamayacaktınız" görüşünün nasıl mantık hatası olduğunu anlatıyor. Yazara göre söylenenler hükümete çatmak için "enayi propagandası"ndan başka bir şey değil. İşte o yazı:
YA ÇERKEZ ETHEM GEÇSEYDİ?
"Dindarlara karşı sıkça ileri sürülen bir "argüman" vardır: "Eğer Atatürk olmasaydı Anadolu'daki camileri kilise yapacaklardı, kubbelere haç, minarelere çan takacaklardı, ezan sesi duyamayacaktınız"... İlhan Selçuk bunu bir slogan haline getirmişti, dönüp dönüp yazardı.
Yani örneğin milli kuvvetlerin başına Çerkes Ethem geçseydi, öyle mi?
Ya da kurtuluş savaşı diyelim Kazım Karabekir önderliğinde kazanılsaydı...
Demek ki mantık sakatlığını, bir kere, "kurtuluş savaşını kazanamasaydık" diye düzeltmek gerekiyor.
İkincisi de, oturup düşünmek gerekiyor: Acaba öyle mi olurdu?
Sevres Antlaşması'yla Orta Anadolu bize bırakılmıştı, orayı geçiniz, acaba Yunanistan İzmir ve çevresinde öyle bir uygulamaya gider miydi?
İzmir'de büyük bir ortodoks katedrali vardı, Aya Fotini. (Biz bunun yerine Büyük Efes Oteli'ni yaptık.) Ayrıca birçok kilise... Ayios Polikarpos'tan, Ayios Yoannis'ten Saint- Antoine'a, Santa Maria'ya kadar... Yunanlılar'ın İzmir'in Türk mahallesine dalıp camileri kiliseye çevirmelerine gerek yoktu, ellerinde kilise boldu. Nitekim üç yıl üç ay süren işgal boyunca böyle bir şeye hiç kalkışmadılar. İstanbul camilerine hiç mi hiç bulaşamazlardı, acaba Ege'nin Müslüman köylerindeki camilere el atabilirler miydi?
Bunu niçin yapsınlar?
ABARTILI ÖNYARGILAR
Müslüman nüfusu o köylerden koparıp Sevres'e göre belirlenmiş olan "Anadolu'nun Türk bölgesine" zorla göndermedikleri sürece... Bu da antlaşmaya aykırıydı.
Sevres Antlaşması'nı onlar çiğnemediler, biz çiğnedik, yırttık attık! Öyleyse, "camileri kilise yapacaklardı" şeklindeki abartılı önyargıyı şimdiki hükümete karşı kullanmaya çalışmaktan vazgeçelim.
Bu bir. İkincisi, beddua etmeyelim. Beddua edenin kendisi gülünç duruma düşüyor, alay konusu oluyor. Politikacı da "ölsün" demekle ölmüyor. "Evi yıkılsın" diyorsun, köşke geçiyor.
Üçüncüsü de, küfür etmeyelim.
Dün postalcılardan birinin köşesinde bir şiir okudum. Neyzen Tevfik'e atfedilen ama onun yazmadığı da bilinen bu çirkin maskaralığın son dizeleri şöyle: "İşgaldeki hali sakın unutma... Atatürk'e dil uzatma sebepsiz... Sen anandan yine çıkardın ama... Baban kimdi bilemezdin ş********z !"
"BAKALIM KAÇ BUDALA ÇIKIP 'SEVRES'İ SAVUNUYOR' DİYECEK"
Demek ki, İstanbul'daki İngiliz ve Fransız işgal kuvvetleri bütün kadınlarımızın ırzına geçecekler... Doğacak çocukları da tanımayacaklar, nüfuslarına almayacaklar... Aynı eylemi İzmir'de de Yunan ordusu yapacak... Herhalde Ermeniler de doğuda...
Ama bunu mütareke sırasında değil, kuva-yı miliye yenildikten sonra yapacaklar.
Allah Allah, niçin o kadar beklesinler? Bunu "ortalık karışıkken" yapmak daha akılcı değil midir? Savaşta mı ırza geçmek daha kolaydır, barışta mı?
Çünkü, birkaç münferit olay dışında, öyle topluca bir "tecavüz kampanyası" da işgal boyunca görülmemiş.
Demek ki, hükümete çatmak için bu tür "erkeklik gururu gıdıklayıcı enayi propagandasını" da bir kenara bırakmak gerekiyor.
Ben de şimdi merak ediyorum: Bakalım kaç budala çıkıp "Sevres'i savunuyor" diyecek, sanal zevzeklik ortamlarında?"
