Altını çizdiğiniz satırlar

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
1515017_573504206073331_217074113_n.jpg
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
İslami düşünce akımlarının her şeyden önce,her tür aşırılıktan arınması gerekir.Hizipçi mutlakiyetçiliklerin,mezhepçi mutlakiyetçiliklerin,etnik mutlakiyetçiliklerin yaşandığı,sıradanlaştığı bir dünyada bir Ümmet dayanışması gerçekleştirilemez.Bireysel anlamda da,toplumsal anlamda da her aşırılık,ilgili bireyin ya da toplumun henüz olgunlaşmadığını gösterir,olgunluk,bireye de,topluma da denge ve ölçü kazandırır.
Tekfirci bir anlayış nasıl bir aşırılık ise,teslimiyetçilikte bi...r o kadar aşırılıktır.Temel İslami ilkelere bağlılık ve sadakatin yerini,kişilere bağlılık ve sadakatin alması bir aşırılıktır.

Atasoy Müftüoğlu-
Yeni bir İnşa İradesi Gerekiyor
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Din, insanların kurtuluş yolu iken, bid'atlarla, dua ve ibadetlerde aracılarla, Allah'ın yanında insan üzerinden başkalarına da tasarruf yetkisi tanıyarak şirk bataklığına dönüştürülmüştür.

[Bu dönüşüm] Kendilerine herkesten daha yakın, daha şefkatli, daha merhametli, daha bağışlayıcı, daha çok bilen gören ve işiten, her şeye gücü yeten Allah'ı gereği gibi anlamayan kişilerin bid'at çıkarmaları, Allah'la beraber başkalarına da dua ederek onu aracı yapmaları ve şefaat ümidine kapılmalarıyla olmaktadır.

İbrahim SARMIŞ
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
İnsanları İslâmi bir geleceğe sevketmenin teminatı olmayan hiçbir davranış sırat-ı müstakim gereği doğmuş olamaz.

İsmet Özel
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Hiçbir dinin bir milleti kendine özgü elbiseler giymeye zorlamaması dikkat çekicidir. Fakat dini tutuculukla savaşanlar, Türkiye'de büyük bir bağnazlıkla Müslümanlara Batılı elbiseler giydirdiler. Ankara'lı bir dostum vardı; onun anlattığına göre, rejim değişmeden önce onun oğlu Türkiye'nin önde gelen şahsiyetlerinden biriydi: ama rejim değiştikten sonra Batı tipi elbiseler giymemek için evine kapandı, kızı ise karşısında bir evde oturuyordu, emniyet güçlerinin hazırladığı rapora göre bu adam bazen kızını karşıdaki evde görmek üzere o eski elbiseleriyle caddeden karşıya geçtiği için büyük bir takibe alınmıştı. Batılı elbiseler giymediği takdirde yakalanacağını, göz altına alınacağını söylemişler ama becerememişler; çünkü artık adam bir daha çıkmamıştı.

Ali Şeriati - Yalnızlık Sözleri II
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Öfkelenince neden bağırırız?

Hintli bir ermiş öğrencileri ile gezinirken Ganj nehri kenarında birbirlerine öfke içinde bağıran bir aile görmüş. Öğrencilerine d...önüp “insanlar neden birbirlerine öfke ile bağırırlar?” diye sormuş. Öğrencilerden biri “çünkü sükûnetimizi kaybederiz” deyince ermiş “ama öfkelendiğimiz insan yanı başımızdayken neden bağırırız? O kişiye söylemek istediklerimizi daha alçak bir ses tonu ile de aktarabilecekken niye bağırırız?” diye tekrar sormuş.

Öğrencilerden ses çıkmayınca anlatmaya başlamış: “İki insan birbirine öfkelendiği zaman, kalpleri birbirinden uzaklaşır. Bu uzak mesafeden birbirlerinin kalplerine seslerini duyurabilmek için bağırmak zorunda kalırlar. Ne kadar çok öfkelenirlerse, arada açılan mesafeyi kapatabilmek için o kadar çok bağırmaları gerekir.”

“Peki, iki insan birbirini sevdiğinde ne olur? Birbirlerine bağırmak yerine sakince konuşurlar, çünkü kalpleri birbirine yakındır, arada mesafe ya yoktur ya da çok azdır. Peki, iki insan birbirini daha da fazla severse ne olur? Artık konuşmazlar, sadece fısıldaşırlar çünkü kalpleri birbirlerine daha da yakınlaşmıştır. Artık bir süre sonra konuşmalarına bile gerek kalmaz, sadece birbirlerine bakmaları yeterli olur. İşte birbirini gerçek anlamda seven iki insanın yakınlığı böyle bir şeydir.”

Daha sonra ermiş öğrencilerine bakarak şöyle devam etmiş: “Bu nedenle tartıştığınız zaman kalplerinizin arasına mesafe girmesine izin vermeyin. Aranıza mesafe koyacak sözcüklerden uzak durun. Aksi takdirde mesafenin arttığı öyle bir gün gelir ki, geriye dönüp birbirinize yakınlaşacak yolu bulamayabilirsiniz.
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
insan bu, önce kendisini sever, sonra başkasını / aslında başkasında bulup sevdiği de kendisidir / dedim ya insan bu, hep kendisini sever.

Dücane
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Namaz, çirkinliğin ve kötülüğün reddedilip engellenme vesilesidir. Kişinin namazının böyle bir rol işlevi yoksa ve ondan bu sonuçlar çıkmıyorsa, namaz kılanla beynamaz birdir.

Ali Şeriati
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
''Allah onları sizin eliniz ile cezalandırmak ister." buyuruyor. Biz ise ey Muhammed gel kurtar bizi diyoruz. Gelse peygamber acaba gel diyenleri kendine kabul eder mi? Peygamber de, Mehdi de bizim damarlarımızda, yüreğimizde, zihnimizde, kalbimizde olması gerekiyor.

ALİYA İZZETBEGOVİÇ
 

ziyattin

Üye
Katılım
15 Şub 2014
Mesajlar
51
Tepkime puanı
0
Puanları
0
"Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum." (HZ. ALİ)
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Zikir etmek her işinde Allah'ı hatırlamak demektir. Şimdilerde yapıldığı gibi bir zikir terminolojisi peygamberimiz zamanında yoktu. Yani böyle sahabiler mescidin bir kenarında 10. bin defa tesbih çekmiyordu. Allah deyip savaşa gidiyorlardı, bir garibanın derdi ile ilgileniyorlardı, bir yetimin başını okşuyorlardı. Şimdi ne oldu? İşi asıl mecrasından çektik, kelimelere hapsettik, eylemleri bıraktık kelimeler ile idare ediyoruz.

M.Okuyan
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Mehmet Okuyan'in pazar gunku "envaru'l kuran" dersi gercekten cok guzeldi. Bu sozleri orada sarf etmisti. Her iki haftada bir pazar gunu gerceklesen Hilal Tv'deki tefsir derslerini kacirmayin derim.

i9703 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
"Halk yasalarla yönetilir ve cezalarla yola getirilmek istenirse, onlar kendilerini cezalardan kurtarmaya çalışacaklar; ama hiç utanç duymayacaklardır. Onlar erdemle yönetilir ve terbiye gerekleriyle yola getirilmek istenirse, utanç duyacaklar ve böylece iyi olmaya çalışacaklardır."
Konfüçyus'un - Konuşmalar
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Zaferin birinci şartı: Fedakarlık. Kavgaların en çetini karşısındayız: Kendimizle kavga. Haysiyet ve namus kavgası. Hakikat uğruna bu kadarcık tehlikeyi göze alamayanların yaşamaya hakları var mı?

Cemil Meriç - Kültürden İrfana
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
"TERBİYE, insanın ruhu üzerine, sevgi, örnek, bağışlama ve hatta cezalar sayesinde icra edilen, dahili bir faaliyeti harekete geçiren ve insanı değiştiren çok ince bir tesirdir. ZORLAMA ise, haddizatında hayvani olduğundan, insanın, muayyen bir şekilde davranmaya; sözde, doğru davranmaya sevk veya mecbur edilmesine matuf bir tedbirler ve hareket tarzları sistemidir. Terbiye, insan; Zorlama ise, hayvan içindir."
Aliya İzzetbegoviç - Doğu ve Batı Arasında İslam
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Pervane bilmeden ateşe atar kendini. Balık oltayı fark etmediği için yeme koşar. Biz arzuların felaketle örülü bir ağ olduğunu biliriz, ama uzaklaşmayız onlardan. Ne korkunç gaflet!

Cemil Meriç - Bir Dünyanın Eşiğinde
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Ölenlerin kanında Musa bilincinin çiçeği açar. Zulümde boğulan halka, suda boğulmayan bir çocuk yol gösterir: Suları yarıp geçme yolunu.

Sezai Karakoç
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Kanaatimizce biz Müslümanlar okuyamadığımız, kendimizi geliştiremediğimiz, salih amel işlemek suretiyle topluma faydalı olan nesiller yetiştiremediğimiz için bugün acınacak haldeyiz. Biz hep bizi bu hallere düşüren yabancılara öfkelenmekle vaktimizi geçirdik. Hala da aynı durumdayız. Tabiri caizse slogan atmaktan, bağırıp çağırmaktan okumaya hiç vaktimiz olmadı. Örneğin Kur’ân’ı ve Peygamber Efendimizi sloganlara malzeme ettiğimiz kadar onlarla hem hâl de olsaydık manzara şüphesiz çok farklı olurdu.

Hadi Ensar Ceylan
 

Ecrin

'Bâd-ı Sabâ..'
Katılım
16 Ara 2009
Mesajlar
0
Tepkime puanı
2,484
Puanları
0
'Bir adamda ne kadar akıl eksikliği varsa,
kibir o kadar fazladır!'

F. Nietzsche
 
Üst