Altını çizdiğiniz satırlar

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Modern insan, sabah evden çıkınca gördüğü her şeye sahip olmak istiyor: Kadın, para, araba, kariyer, güç…“Kişisel Gelişim” kandırmacasıyla insanlar yırtıcı hayvanlara dönüştü. 21. yüzyıl, kabaran, isteyen, şımarık nefislerimizin yüzyılı oldu. Kişisel Gelişim, insanı ürün haline getiriyor, herkes herkese müşteri ya da tüketim nesnesi olarak bakıyor. Kendi yetenek ve gövdelerimize tapındığımız için en küçük aksilikte depresyona girip kibir patlamalarıyla yıkılıyoruz.

B.Akyürek - İçinizdeki Öküze Oha Deyin
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Kudüs'teki gazeteciden Dolmabahçe'deki hizmetçiye kadar herkese Yahudi olduğunu itiraf eden şahsa AtaTürk demek nedir? İngiltere'den valilik isteyen, Samsun'a İ...ngiltere'nin özel vizesiyle gidebilen, Nutuk'ta inkar etmesine rağmen Sivas Kongresi'nden ABD'ye Manda/Himaye mektubu gönderdiği imzasına kadar ortaya çıkan bir subay için, Vatan Kurtaran Ulu Önder demek nedir? Allah'ın Kitabı Kur'an için -haşa- Arab'ın Uydurması diyen ateist için Atatürk Dindardı demek, nedir? Bu yalanları böylece yeni nesle öğretmek, nasıl bir ebeveynliktir? Bu nasıl bir şuursuzluk, nasıl bir kör cehalet, nasıl bir fanatizm ve yobazlıktır? Bunları izah etmeden 1 milyon değil, 7 milyar insan olup da Anıtkabir'e yığılsanız, yaptığınız yine boş yine anlamsızdır. Üzüntümüz ve endişemiz elbette bu kalabalıklar için değil; Resmi Tarih Yalanlarıyla uyutulup ileride 3 soruda çökecek masallarla gençliği harcanan nesillerimiz, bu yalanlar sayesinde cebini dolduran koç gibi hırsızların fakir bıraktığı halkımız ve sömürülen ekinlerimiz nedeniyledir.
Fatih Tezcan
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
''Çevremizdeki acıların tamamını bizim de çekmemiz gerekiyor. Hepimizin ortak bir vücudu yoktur ama ortak bir büyüme yolumuz vardır ve bu ise; şu ya da bu biçimde, acılar içinden götürür bizi. Biz yaşadığımız dünyanın tüm acılarından geçerek gelişiriz...'' Franz Kafka
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Her türlü aşağılığa sessiz kalanlar ise yaşadıkları sürece tarihin sönük ve aşağılık ölüleri olmaya mahkumdurlar. Bir bakın! Bugün; kaçabilecekleri yüzlerce sığınak, sığınabilecekleri yüzlerce şeri hüküm varken Hüseyin’le birlikte ölümü seçenler mi, yoksa Hüseyin’i bırakıp Yezid karşısında susmayı tercih edenler mi yaşıyor? Hala diri olanlar kimler?

[Ali Şeriati || Şehadetten Sonra]
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
"HİCRET" kelimesi, hepimizin bildiği gibi bir yerden ayrılarak başka bir yere göç etmek anlamındadır. Lut Aleyhisselam'ın kavmine karşı "Ben Rabbime hicret edec...eğim" demesi, ben sizin Allah'a şirk koştuklarınızdan uzaklaşarak yüzümü Rabbime çevriyor ve sadece O'na kulluk edeceğim bir yere gidiyorum anlamına gelir. Tabi ki Lut Aleyhisselam bu sözü söylerken, nereye gidebileceğini ve Allah'ın kendisini neyle karşılaştıracağını bilmiyordu.Dolayısıyle Lut Aleyhisselam'ın "Ben Rabbime hicret edeceğim" sözünü, "Sadece Allah'a kulluk niyetiyle, Rabbimin takdirine yönelip, o takdire doğru yürüyeceğim" şeklinde de anlayabiliriz. Bu yönelişte ve bu yürüyüşte gözetilen hedef, gidilecek yer veya adres değil, sadece ve sadece Allah ve Allah'ın rızasıdır. Mehmed Alagaş-YARATILIŞ VE İNSANLIK TARİHİ
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Gençliğin çağdaş problemleri özde, çözülmemiş statüden ve anne ile ailenin toplumdaki tanınmayan rollerinden kaynaklanmaktadır.

Aliya İzzetbegoviç
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Kur'an'ı hayatına koymayanın öldükten sonra mezarına Kur'an fayda vermez.
Çünkü Kur'an Hayat kitabıdır; hayata okunmalı, hayata taşınmalıdır.

Mehmet Okuyan
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Bir gün mutlaka öleceksin! Bugün sana akıl verenler o gün mezarına gelecek ve üstüne acele acele toprak serpecek. 'Çok iyi bir insandı o!' diyecek ve seni ıssızda yalnız bırakıp geri dönecek... Kimse girmeyecek seninle mezara ve hiç kimse senin için bürünmeyecek sonsuz yasa. Sadece sen tutacaksın kendi yasını ki ölenlerin yüzlerce yıllık devam eden matem sessizliği de bundandır zaten. Sen de susacaksın bir gün kendin için ve şaka değil senden başka herkes işine geri dönecek ertesi sabah. Öyleyse tekrar düşün: Seni senden daha çok kim sevebilir, ölmeden cevap bul buna?! Nedir bu kaygılarının sebebi? "O ne der, bu ne der?.." bundan sana ne Allah aşkına?

DEMİRKIRAN
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Bu ülkenin bütün ırklarını, tek ırk, tek kalp, tek insan hâline getiren İslâmiyet olmuş.

Biyolojik bir vahdet değil bu. Ne kanla ilgisi var, ne kafatasıyla. Vahdetlerin en büyüğü, en mukaddesi. İster siyah derili, ister sarı... inananlar kardeştir.

Aynı şeyleri sevmek, aynı şeyler için yaşamak ve ölmek....

Türk'ü, Arap'ı, Arnavut'u düğüne koşar gibi gazaya koşturan bir inanç; gazaya, yani irşada.

Altı yüzyıl beraber ağlayıp, beraber gülmek. Sonra bu muhteşem rüyayı korkunç bir kâbusa kalbeden meşum bir salgın: maddecilik.

Tarihin dışına çıkan Anadolu, tarihin ve hayatın. Heyhat, bu çöküşte kıyametlerin ihtişamı da yok, şiirsiz ve şikayetsiz.

Cemil Meriç - Bu Ülke
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
FİRAVUN,halkı neden bir takım parçalara bölmüştü?
Buna neden gerek duymuştu?
Toplum üzerine yeterli araştırma yapan kimseler, bu nedeni gayet açık anlayabileceklerdir. İnsanlarda muhalefet duygusu olduğu gibi, insanlardan meydana gelen toplumlarda da aynı duygu bulunmaktadır. Hele ki bu toplumların başında firavun ve firavuna benzer kimseler bulunuyor ve halka zulmediyor ise, bu halkın firavuna karşı aşırı muhalif olacağı aşikardır. Şayet zulme uğrayan halk, zulüm karşısında bütünleşmiş ise, muhalefet duygusu bir noktada toplanacak ve bu noktada büyüyen muhalefet potansiyeli, firavunu ve yandaşlarını fazla zorlanmadan devirebilecektir.
Firavunun hem zulmetmesi, hem de iktidarını koruyabilmesi için; halkı birbirine muhalif çeşitli gruplara, partilere bölmesi gerekmektedir. Bu yapıldığı zaman, toplumdaki muhalefet duygusu, partiler ve gruplar arasındaki komplo sürtüşmelere yansıyacak; muhalif olmanın getirdiği aksiyon, toplumun kendi bünyesinde pasifize edilebilecektir. Halkı çeşitli gruplara ayıran ve bu grupların üstünde olan Firavun; birbirine muhalif olan grupların hepsini perde arkasından kısmi olarak destekler ve kuvvetlenen grubu zayıflatmak için diğer gruplara yardım ederse, Hem gruplar arası dengeyi muhafaza etmiş olacak ve hem de yardımı kutsal bir aziz durumuna getirilecektir.

Mehmed Alagaş-İŞARET YAZILARI

1473040_615857831786420_83341395_n.jpg
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Senin inandığın kaza ve kader diyor ki: her olan iş, her işin yapıcısı, vurulan her tokat, yenen her lokma, yağmalanan her servet, bireyin tüm yaptığı, halkları...n çektiği zulüm, yani her şey ben ve senden önce yazılmış ve değşimezdir. Öyleyse cani cinayet işlememezlik edemez! Maktul, kurban edilmeye karşı çıkamaz! Yani, olmuş ve olacak her şey ne senin ne de benim elimde ve irademizdedir. Öyleyse ne cani suçludur, ne yoksullukla cinayeti kabullenme kusurdur. Ne yağmalayan suçlu, ne de yağmalanan mazlum! Her şey kesin ve değişmez. Ne senin iraden, ne benim iradem, ne senin ve ne de benim sorumluluğum; ne "cani" olmayı ne de "kurban" olmayı seçme yetisini bize verir. Zalim ya da mazlum olmak yazgısı önceden sabittir. Ve biz önümüzdekini icra etme memuruyuz. Eğer ilahi cebir doğruysa ahlaki ve hukuki kurallar anlamsızdır. Eğer her şey cebirse, herkes hiçtir.

Ali Şeriati; Anne Baba Biz Suçluyuz
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Acaba gerçek dert ve yenilgi, yalancı ümit ve se*vinçten daha iyi değil midir? Şuurdan doğan dert, akılsızlıktan doğan dertsizlikten daha iyi değil midir?

Ali Şeriati | Dinler Tarihi
 

Rosasepia

Ordinaryus
Katılım
25 Ağu 2007
Mesajlar
2,427
Tepkime puanı
787
Puanları
0
Konum
Seyyâh-ı âlem
Her hâlimizi mîzân etme durumundayız: “Benim bu hâlim Allah rızâsına uygun mu, değil mi?”, “Peygamber Efendimiz yanımda olsa bana tebessüm eder miydi?”, “Kardeşlerime karşı hissiyâtım nasıl?”.
Bir kul, bu uhrevî muhasebeler içerisinde kalb...î hayatını, içtimâî hayatını ıslah ederse; ilâhî mükâfâtın müjdesine nâil olur.

İbadet ve sâlih amellerde Allah rızâsından başka gâyeler taşımak ve ihlâsı yok eden riyâ ve gösterişe kaçmak, gizli şirke düşmek demektir. Yapılan amellere fânîleri veya nefsânî menfaatleri ortak etmek, o amellerin boşa çıkmasına sebebiyet verir.

Osman Nûri Topbaş
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
ÖKSE İLE KUŞ AVLAMAK isteyen avcı, ökseye avlamak istediği kuşun hoşlanacağı yiyecekleri koyar. Yaşadığımız ortamda da birçok grubun kendilerine has ökseleri vardır. Bu ökselerin hepsinde, parça parça alınmış İslami gerçekler bulunmaktadır. Belli bir tevhidi şuura gelmemiş olan müslümanların, bu ökselerden kurtulabilmeleri oldukça zordur. Bu ökselere yakalanan müslümanlar, ökselerde gördükleri parça gerçekleri İslam'ın bütünü sanmakta ve diğer insanları da bulundukları ökselere davet etmektedirler!.
Değişik ökselerden gelen bu davetlerde; "Biz buna çağırmakla aslında Allah'a çağırıyoruz, biz buna davet etmekle aslında İslam'a davet ediyoruz" denilmektedir. Oysa ki İslami davetin bu şekilde ikiyüzlülüğe, bu şekilde zikzaklı yollara hiçbir ihtiyacı yoktur. Çağrı ve davet tüm açıklığı ile Allah'adır.

Mehmed Alagaş-DÜNDEN BUGÜNE "ŞEYTAN VE DOSTLARI"
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Kendi kalbine bakamayanın yaşamı bulanıktır; kendi yüreğine bakabilme cesareti gösterenler gönlünün muradını keşfedenlerdir. Dışarıya bakan rüya görür, hayal dünyasında kaybolur; içeriye bakan uyanır, kendini keşfeder.

Doğan Cüceloğlu
 

nur_eslem

münzevi...
Katılım
30 May 2008
Mesajlar
1,131
Tepkime puanı
287
Puanları
0
Konum
....
"(...)Ve elbette lale doğuludur,Hıristiyanlık kadar, Musevilik kadar, islamiyet kadar doğuludur yani... Lale utangaçtır, taze bir gelin kadar, iltifat görmüş bir nazenin kadar utangaç yani... Lale altı yaprağıyla hercayidir, batılar ve kuzeyler kadar, alt veya üstler kadar... Lale sabr u sebatın, ölümden sonra dirilmenin adıdır yani, ekim mevsiminde ekilip nisan mevsiminde açacak kadar... Lalenin serancamı necip Türk milletinin tarihi sayılır yani; ikisinin de zaman atlasında yaptıkları yolculuklar sanki örtüşmektedir. Türk milleti de tıpkı lale gibi taşralı olarak nitelendirilmiştir yani. Çünkü o kırda, bozkırda yaşar. Ancak bozkırın tahakkümü onun elindedir. Yani bozkırda söz sahibi odur. Dolayısıyla oranın sultanıdır. Şehre geldiğinde yani, taşralı olarak nitelendirildiği için kabul görmez ve oradan uzaklaştırılmak istenir. çünkü şehirde yaşayanlara göre yani, medeniyetten bihaber olan Türkler buraya yaraşık değillerdir. Tıpkı kırların çiçeği laleleri bahçelerine almayan milletler gibi yani. Bundan dolayı Avrupalılar Türkleri hep geldiği yere, bozkıra geri göndermek isterler yani. Bu isteğe kulak tıkayan ve şehirde bulunanlarla mücadele eden Türkler, önce şehre yerleştikten sonra yani, hem kurdukları üç kıtaya yayılan cihan devleti ile hem de oluşturdukları kültür ve medeniyet ile yani, bütün dünya milletlerinin dikkatini çekmiş, sonra da onların gıpta ile baktıkları bir hüviyete sahip olmuşlardır. Böylece her görülen, yani tahkir ve tazir edilen, küçümsenen asil Türk milleti tıpkı lalenin ışığı gibi parlayarak bütün dünya devletlerinin sultanı haline gelmiş ve tek güç konumuna yükselmiştir yani. Çiçekler içinde lale ne ise milletler içinde Türk odur yani. Ayrıca nasıl ki lale İslam'ın remzi olmuşsa yani, Türkler de İslam'ı temsil eden bir kimliğe bürünmüştür. Türk denince İslam, Islam denince Türk'ün akla gelmesi işte bundandır yani. Öte yandan lale, aşkın adıdır. Hani şu, bağrını firkat ateşlerinin yaktığı özge âşıkın yani.. Kadife kadife lalenin taç yaprağı *üzerindeki bir çığ tanesine yıldırım düşüp de bağrını yakmış gibi... Yoksa yüzlerce lale isminde, bunca aşk ahengi ve şiirsellik bulunabilir miydi yani?(...)"*
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Karanlık kinlerin birbirine saldırttığı çılgın sürülerin savaş çığlığıdır slogan. İlkelin, budalanın, papağanın ideolojisidir. Düşünce ile çığlık bağdaşmaz. Şuurun sesi çığlık değildir, yabani bağırır medeni insan konuşur.

Cemil Meriç - Bu Ülke
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
“Yorgunum. Yorgunsun.

Şimdi sen çok yorgunsun. Her gün daha az şaşıracak daha az sarsılacak kadar. Bütün eski defterleri kapatacak ama yeni bir sayfa da açmayacak kadar. Bir ömür boyu can taşır gibi saklanmış sayfaları bulup çıkaramayacak, emanet cümlelere sığınacak kadar. Anlatmaktan değil susmaktan. Yaşamaktan değil yaşamamaktan. O kadar yorgunsun.”

-Nazan Bekiroğlu-
(Mimoza Sürgünü kitabından)
 
Üst