MÜTEŞEKKÜR muhterem...
Mezhebsizlik cereyanlarıyla tarikat, tasavvuf, risale müzakerelerinin ilgisi yoktur. Evet dediğiniz kesimler varlar. Zaman zaman bu forumda da arz-ı endam ederler, lakin o ayrıdır, bu konu ayrı... Ve mezhebsiz kesim, Kur'aniyyun, mealciler dediğiniz gibidirler. Haricilerin modern torunlarıdırlar. Haricileri tanıyanlar bu "torun" ifademizden pek çok manayı anlamışlardır.
Öte yandan, risale ve cemaati hakkında getirilen tenkidlerin tamamına haksız, delilsiz, dayanaksız diyemeyiz. Evet, misallerine rastladık, kuru kuruya, sırf karalamak için laf söz edenler de vardır. Anlamadan, incelemeden gözden düşürmeye çalışanlar olmakta. Fakat, böyle misalleri olması, risale ve cemaatleri hakkında her nasihat edenin haksız ve isabetsiz olacağını da göstermez. Göstermemeli.
Her nasihat sahibini de propagandacı, komita adamı, bencil, enaniyetini öldürememiş, kıskanç vs. gibi sıfatlarla yaftalamak; ne dediğine, niçin dediğine, neyi delil getirdiğine bakmamayı netice verir. Veriyor da... Hakikatı ıskalama, doğruyu kaçırma ihtimalini barındırır. İlim sıfatı, tenkidlerin haklı haksız olanlarını ayırabilme, söylenileni temel ölçülere, esas kaynaklara göre ele alıp üzerinde tefekkür etme kuvvetini vermesi lazım. Bu sadece risale cemaatleri için değil, bütün Müslüman grupları içindir. Neden? Resulullah efendimizin haber verdiği fırkalardan sakınabilmek, memduh fırkaya dahil olabilmek için hakkaniyete, insafa, sabit fikirlerden uzak durmaya, sınamaya, incelemeye, akletmeye ve hatta danışmaya ihtiyacımız vardır.