Yetiş ya Abdulkadir Geylani !

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
Allah izin verirse Geylaniyi de vesile eder seni de vesile eder beni de edebilir. Bu yalnızca Allahın elindedir. Yetiş şu bu falan direkt ondan yardım dilemek elbette şirktir. Sen ilk Allahtan isteyeceksin sonra o sana kimi göndereceğini veya neyi göndereceğini kendi bilir. Ve bu vesileden belkide vesile olan kişinin haberi bile olmaz. Onun suretinde Allah bir meleği görevlendirir. Olabilir bunlar Allah'a imkansız değildir ve Allah sevdiği kuluna yardımsız bırakırmı sanıyorsunuz.

Allaha hiç bir şey imkansız değildir Allah sevdiği kuluna yardım eder elbetteki ama sünnetullah gereği sevdiği kulunada bazen yardım etmez
hz. zekeriya şehit edildi yani Allah haşa hz Zekeriyayı sevmıyorumuyduda testereyle kesilirken yardım etmedi Bu Allahın takdiri idi ve gerçekleşti
 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
konu da ne uzadi ... bir katki da benden olsun.

11160582_963488933681684_1323126824716441002_n.jpg
 

Yüzde bir

Doçent
Katılım
18 Haz 2011
Mesajlar
711
Tepkime puanı
356
Puanları
63
Cevaplandırırsanız sevinirim.


10924131-lg.jpg


Hoş bulduk sayın @Yahayy, göstermiş olduğunuz inceliğinize müteşekkiriz;

Allah ki, Allahlığını kimseye vermez asla ve kat’a şerik ittihaz etmez … Farenin şerrini def etmeden ambara buğday koyma be güzel … Güzellik de, iyilik de, kusur da, küsur da vb. hepsi görene aittir … Gerisi kıyl ü kal hem bunların bize ne faydası var … İnsanın tekamül süreci asla sırf bilmekle tamamlanacak bir süreç değildir … Hem buluş haline getirilemeyen bir bilişin ve dahi bir oluş haline getirilemeyen bir buluşun bize hiçbir faydasının olmayacağı gün gibi aşikardır … Yanlış hatırlamıyorsam Kuran-ı Kerim 23 sene zarfında inzal oldu … Oysa ki rabbimiz Kuran-ı Kerim’in tamamını bir gecede inzal buyurmaya muktedir iken yıllara sari olarak indirmesi nice hikmetlere mebni değil midir ?.. Öğrenilen ayetlerin bir eğitim süreciyle yaşanması sonucu oluşan ve insanı devamlı terakki üzere kılan bir hal öyle ki 23 sene zarfı sonunda “Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim” hitabıyla tekamül bulan bir süreç … Ne güzel değil mi, bizim oturduğumuz yerden bugün bir tuşa basarak bile elde edebileceğimiz sırf bilgiye dayalı, eğitimden uzak, yaşamaktan uzak bir öğrenim süreci sonucu elde ettiğimiz bir biliş ile; bulduk ve artık olduk zannımızın hakikatten bize aceb bir faydası olur mu ki … Yok, yok her şeyin tabiidir ki bir karşılığı vardır ama son derece kıymetli olan zamanın böyle harcaması sonucu insanın, tekamül etmesi neticesinde ulaşabileceği noktadan uzak ve ayrı kalacağı gün gibi aşikardır … Düşmanına o kadar yüklenme gün gelir dostun olur, dostuna o kadar güvenme gün gelir düşmanın olur ... Tüm bu takıldıklarından geç be güzel; orta halli olmak güzeldir … Allah var, sen doğru ol da bırak eğri belasını zaten bulur … Sıdk ile sen Allah’a dayan, etmez mi gör ihsan sana … Kusur ve küsurumuzu aff buyurunuz lütfen … Saygılarımla …
 

Yüzde bir

Doçent
Katılım
18 Haz 2011
Mesajlar
711
Tepkime puanı
356
Puanları
63
Güzel kardeşim biz bir şey dilerken bile bize hayırmı şermi olacağını bilmiyoruz şimdi bize vesile olacak olanın durumu nedir?

17644625-lg.jpg


Beli sayın adams77, beli eyvallah …

İnsanın özü ne ise gözü de onu görür demişler de bunlar ne de güzel deyişler … Hassaten cevap edilen hususlar için lütfetmişsiniz teşekkür ederim … Sebepler dairesindeyiz ne deyim ki be güzel … Müddei olmamız da mümkün değil çünkü hakikatte bize ait bir şey yok, bildiğim kulun O ndan başka da bir hakkı yok … Başka hak sahiplerinin davalarının görüleceği mahkemenin ne Kadısı ne de Hakim’i de olmadığım gibi hüküm sahibi hiç değilim … Bize vesile olacak olanın durumu nedir ? sualinize cevaben diyebileceğim yemeği yemek için bize vesile olan çatal ve kaşığının durumunu asla ve kat’a merak etmemde, O nun; Allah’a layık bir abd-i mahz olmasına vesile olan efendisinin bir anlık üzülmesine rıza gösteremeyip “Ya Rabbi, bedenimi o kadar büyüt ve beni cehennemine koy ki orada hiç yer kalmasın” diye rabbine niyaz eden Ebubekir Sıddık efendimizin haline hayret edip hayran olurum … Bu laf işi değil öyle özel bir hal ki … Ya hu be güzelim O na hiç baha olur mu, bibaha olana vesile olup vasıl edeni, insan nasıl unutabilir ki … Bize vesile olacak olanın durumu şimdi n’olur; yok be güzelim sen düşünme onu, tek O üzülmesin yeter elbette cehenneme bile girecek biri olur … Ahh min’el aşk … Saygılarımla …
 

naib45

Paylaşımcı
Katılım
6 Mar 2007
Mesajlar
169
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Web sitesi
www.facebook.com
sa bu konon baştarafıbdan okudum biraz öyle yazıyorum.
bu kerameti inkar edenlerin amacı maksadı üzerine bu konuyu tartışalım arkadaşlar.
bunların amacı kerametı hak kabul edenleri kafir müşrik ilan edip müslümanların kanını malını namusunu kendilerine helal edinip yagmalamak icin bunu yapıyolar.
suriyede ıraktada bunu tasavvuf ehline karşı uyguluyolar zaten.
unutmıyalımki bunlar hz ali ra da allahın hükmüne hakemin hükmünü tercih etti diyerek muşrük ilan etmişlerdi hemde maide suresinin 44 ayeti celilesini delil getirmeye calışarak bunu yapmaya cüret edicekkadar pervasız bunlar.
1436 senedir aynışekilde islamı yaşıyan insalara müşrik diyerek ne yapmak istiyolar amacları ne bunların.
 

Okyanus

Profesör
Katılım
11 Şub 2008
Mesajlar
1,317
Tepkime puanı
163
Puanları
0
[IZLESENE][/IZLESENE]Allahı aramada samimi olanlar elbet o'nun yolunu bulacaklardır.Ama herkesin yürüdüğü yol aynı yol olmayacaktır,kimileri benzerlik gösterebilir.Yollardaki işaretlerin kimisi aşikardır onu bazıları göremez .Bazı işaretler de gizlidir,o işaretleride kimileri göremez.Netice;herkes samimiyeti ve niyeti kadar yolda bi şeyler görür.Ama unutmamak gerekir ki,Yıllar öncesinden Allah bize yolda yürümesini öğreten bir Rehber göndermiştir.Onu tanıdığımız oranda istikametimiz düzgün olacaktır.
Gerçeği ise , O gün göreceğiz.O zaman niyete ve samimiyete gerek kalmayacak,her şey aşikar ortada olacak.
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz


17644625-lg.jpg


Beli sayın adams77, beli eyvallah …

İnsanın özü ne ise gözü de onu görür demişler de bunlar ne de güzel deyişler … Hassaten cevap edilen hususlar için lütfetmişsiniz teşekkür ederim … Sebepler dairesindeyiz ne deyim ki be güzel … Müddei olmamız da mümkün değil çünkü hakikatte bize ait bir şey yok, bildiğim kulun O ndan başka da bir hakkı yok … Başka hak sahiplerinin davalarının görüleceği mahkemenin ne Kadısı ne de Hakim’i de olmadığım gibi hüküm sahibi hiç değilim … Bize vesile olacak olanın durumu nedir ? sualinize cevaben diyebileceğim yemeği yemek için bize vesile olan çatal ve kaşığının durumunu asla ve kat’a merak etmemde, O nun; Allah’a layık bir abd-i mahz olmasına vesile olan efendisinin bir anlık üzülmesine rıza gösteremeyip “Ya Rabbi, bedenimi o kadar büyüt ve beni cehennemine koy ki orada hiç yer kalmasın” diye rabbine niyaz eden Ebubekir Sıddık efendimizin haline hayret edip hayran olurum … Bu laf işi değil öyle özel bir hal ki … Ya hu be güzelim O na hiç baha olur mu, bibaha olana vesile olup vasıl edeni, insan nasıl unutabilir ki … Bize vesile olacak olanın durumu şimdi n’olur; yok be güzelim sen düşünme onu, tek O üzülmesin yeter elbette cehenneme bile girecek biri olur … Ahh min’el aşk … Saygılarımla …


İşte buyrun: (anacım) bu nasıl güzel anlatma böyle Tasavvufsuz asla olamazdı :) Bunca sayfadır yazılan mesajlara bakıp karşıt görüştekilerin yazdıklarına bakınca bîtasavvuf olanın hoyratlığı da hemen çıkar karşınıza... ikisine kıyas kabul edilir mi? vesselam :)
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,940
Tepkime puanı
2,067
Puanları
113
Konum
Mars


17644625-lg.jpg


Beli sayın adams77, beli eyvallah …

İnsanın özü ne ise gözü de onu görür demişler de bunlar ne de güzel deyişler … Hassaten cevap edilen hususlar için lütfetmişsiniz teşekkür ederim … Sebepler dairesindeyiz ne deyim ki be güzel … Müddei olmamız da mümkün değil çünkü hakikatte bize ait bir şey yok, bildiğim kulun O ndan başka da bir hakkı yok … Başka hak sahiplerinin davalarının görüleceği mahkemenin ne Kadısı ne de Hakim’i de olmadığım gibi hüküm sahibi hiç değilim … Bize vesile olacak olanın durumu nedir ? sualinize cevaben diyebileceğim yemeği yemek için bize vesile olan çatal ve kaşığının durumunu asla ve kat’a merak etmemde, O nun; Allah’a layık bir abd-i mahz olmasına vesile olan efendisinin bir anlık üzülmesine rıza gösteremeyip “Ya Rabbi, bedenimi o kadar büyüt ve beni cehennemine koy ki orada hiç yer kalmasın” diye rabbine niyaz eden Ebubekir Sıddık efendimizin haline hayret edip hayran olurum … Bu laf işi değil öyle özel bir hal ki … Ya hu be güzelim O na hiç baha olur mu, bibaha olana vesile olup vasıl edeni, insan nasıl unutabilir ki … Bize vesile olacak olanın durumu şimdi n’olur; yok be güzelim sen düşünme onu, tek O üzülmesin yeter elbette cehenneme bile girecek biri olur … Ahh min’el aşk … Saygılarımla …

Güzel abim

Gözlerini kapatmışsın kulakların açık sadece ve sadece rüya aleminde kurgu yapıyorsun atlarının ayakları yere basmıyor farkında değilsin.

Konunun başından beri konuştuğumuz sünnetullahı kendi duyduklarınıza göre anlamak istiyorsunuz oysa şuan bile işleyen bir sünnetullah var neden duyduklarınızı test etmiyorsunuz. İşleyen kanun ve nizam sizin duyduklarınız ile eşleşmiyor ki?

Şimdi gelelim ana meseleye insan emaneti hiç düşünmeden yüklendi? Peki yüklendiği emanet neydi? İçinde bulunduğun dairenin belli bir sistemi var. Aynı boyutta olduğun kişiler ile diyalog halindesin peki sen okuduğun kitaptan hakkın olanı almıyormusun?

Seni oluşturan atom senin sözüne mi bakıyor yoksa Allah 'ın koymuş olduğu yasa ve kanunlara mı? Şimdi senin hak etmediğin bir şeyi bu sistem içinde sana kim getirebilir ki? Sen şunu diyorsun aslında Allah 'ın koymuş olduğu yasa ve kanunlar değişebilir değiştirilebilir torpil geçilebilir vs vs Allah kanun ve nizamı koymuş artık işletim hakkını da sizin seçtiği yetişlere bırakmış yani desitliğin kıyısındayız.

İçinde bulunduğun dairede bir toz tanesi bile O 'nun yasa ve kanunlarına göre hareket ederken senin sözüne nasıl baksın ki? Allah 'ın yasa ve kanunlarına karşı gelmek Allah 'ın indirdiği ile hükmetmemek nedir?

Şimdi sen tercihlerini kullandın sorumluluğu üzerine aldın bir iş yaptın sonuç olarak zarar ettin içinden çıkılmaz bir hal aldı yaptığın iş, hımm düşünüyorsun düşünüyorsun ne yapabilirim buldum yetiş yaa diyorsun içinde bulunduğu durumdan seni kurtaracak vesileler ortaya çıkıyor oldumu şimdi? Ya hu yine tercihler senin elinde yine sorumluluk senin elinde sen Allah 'ın koyduğu nizam ve yasalara dönmediğin sürece seni içinde bulunduğu durumdan kimse kurtaramaz kurtarmaya da yetkisi yok bırak vesile yaratmayı senin hak etmediğin bir şeyi sana kimse vesile edemez.

Sonuç itibari ile senin dışında herşey Allah 'ın sünnetullahı çerçevesinde senin eylemelerine bakarak hareket eder senin hakkını sana teslim ederler. Yani burada yetiş ya dediğiniz kişiler bile bu sünnetullah çerçevesinde sana yetişebilirler :) sen doğru olanı yapmadığın sürece sana yetişmezler yetişemezler.

Sizin acilen kader konusunda daha derine dalmanız gerekiyor.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,940
Tepkime puanı
2,067
Puanları
113
Konum
Mars
Kader var birde kader içinde kader var.
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul



10924131-lg.jpg


Hoş bulduk sayın @Yahayy, göstermiş olduğunuz inceliğinize müteşekkiriz;

Allah ki, Allahlığını kimseye vermez asla ve kat’a şerik ittihaz etmez … Farenin şerrini def etmeden ambara buğday koyma be güzel … Güzellik de, iyilik de, kusur da, küsur da vb. hepsi görene aittir … Gerisi kıyl ü kal hem bunların bize ne faydası var … İnsanın tekamül süreci asla sırf bilmekle tamamlanacak bir süreç değildir … Hem buluş haline getirilemeyen bir bilişin ve dahi bir oluş haline getirilemeyen bir buluşun bize hiçbir faydasının olmayacağı gün gibi aşikardır … Yanlış hatırlamıyorsam Kuran-ı Kerim 23 sene zarfında inzal oldu … Oysa ki rabbimiz Kuran-ı Kerim’in tamamını bir gecede inzal buyurmaya muktedir iken yıllara sari olarak indirmesi nice hikmetlere mebni değil midir ?.. Öğrenilen ayetlerin bir eğitim süreciyle yaşanması sonucu oluşan ve insanı devamlı terakki üzere kılan bir hal öyle ki 23 sene zarfı sonunda “Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim” hitabıyla tekamül bulan bir süreç … Ne güzel değil mi, bizim oturduğumuz yerden bugün bir tuşa basarak bile elde edebileceğimiz sırf bilgiye dayalı, eğitimden uzak, yaşamaktan uzak bir öğrenim süreci sonucu elde ettiğimiz bir biliş ile; bulduk ve artık olduk zannımızın hakikatten bize aceb bir faydası olur mu ki … Yok, yok her şeyin tabiidir ki bir karşılığı vardır ama son derece kıymetli olan zamanın böyle harcaması sonucu insanın, tekamül etmesi neticesinde ulaşabileceği noktadan uzak ve ayrı kalacağı gün gibi aşikardır … Düşmanına o kadar yüklenme gün gelir dostun olur, dostuna o kadar güvenme gün gelir düşmanın olur ... Tüm bu takıldıklarından geç be güzel; orta halli olmak güzeldir … Allah var, sen doğru ol da bırak eğri belasını zaten bulur … Sıdk ile sen Allah’a dayan, etmez mi gör ihsan sana … Kusur ve küsurumuzu aff buyurunuz lütfen … Saygılarımla …
Uslubunuzdaki hassasiyeti keşke sorulara yönelik de gösterseydiniz syn @Yüzde bir

Tekamül konusunda müttefikiz,
Tekamül tefekkür, tedebbür ve takva ile gerçekleşir.

Ancak tekamül için Allah'ın sınırları zan üzere keşif üzere ihlal edilmez, bu ilkeyi bir köşeye yazın dost tavsiyesi olarak. O zaman kitabın önceliği kalmaz, kitap anlamsızlaşır.

Vehhabi, harici vurgusu yapanlara zaten söylenecek bir şey yok, ne kadar az düşünüyorsunuz, önünüze konulan kaptaki gıdadan çok daha fazlası var nimet olarak, ama Allah için düşünmeyen, akletmeyen insanın bir değeri yoktur, diğer yarattıkları ile aynı seviyededir.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,940
Tepkime puanı
2,067
Puanları
113
Konum
Mars
@Yüzde bir predestination filmini beğenmişsin nedenini bizimle paylaşmak istermisin?
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,940
Tepkime puanı
2,067
Puanları
113
Konum
Mars
[video=youtube_share;flSDE7FnGOU]http://youtu.be/flSDE7FnGOU[/video]
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
İnsanı zoraki konuşturuyorsunuz zoraki ! Buradaki bir çok -özellikle hadis ve evliyâ munkiri - zevat küçük bir havuza düşse ve boğulmaya başlasa, bırakın evliyâdan yardım istemeyi en serseri-sarhoş takımına bile "imdad can kurtaran yok mu?" diye bağıracağını, buradaki insanların düşünemeyeceği kadar cahil mi zannediyorsunuz ?
Hadi ordan sahtekârlar, hadi ordan !
 

Yüzde bir

Doçent
Katılım
18 Haz 2011
Mesajlar
711
Tepkime puanı
356
Puanları
63
İman etmedikçe cennete giremezsiniz ...
Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız ...

17995760-lg.jpg


Evet arkadaşlar; menfi, müspet fikirlerimizi paylaşalım eyvallah … Ama her an bildiğimizin üstünde bir bilginin, bilenin olabileceğini asla unutmadan fayda hasıl etmek için uyanık olalım ve bilmediğimiz, anlamadığımız hususlarda suçlamadan ziyade hüsnü zan ile öğrenmeye de açık olalım … İlim, hikmet müslümanın yitik malıdır öyle ki Çin de bile olsa almamız gereklidir … O ki hayat devam ediyor ve bizimde bir günümüzün diğer bir günümüze müsavi olmaması gerekiyor ise ilim yapma hususunda; asla ilmin sahibini unutmadan, geri kalmamız gerekmektedir … Cümle ilmin gayesi O nun bilip bulmaktır yoksa ki yaptığımız ilim değil ancak bir kuru emektir … Hani meşhur menkıbedir; Adamın biri, kötü yoldan kazandığı parayla bir inek satın almış ... Sonra yaptığından pişman olmuş ve iyi bir şey yapmak için ineği Hacı Bektaş-ı Veli'nin dergahına bağışlamak istemiş … Hacı Bektaş-ı Veli, “helal değil” diye ineği geri çevirmiş ... Adam da bunun üzerine bir de Mevlana dergahına gitmiş ... Mevlana hemen hediyeyi kabul etmiş ... Adam şaşkın bir şekilde daha önce Hacı Bektaş-ı Veli'nin bu ineği kabul etmediğini söylemiş ve Mevlana'ya bunun sebebini sormuş ... Mevlana, “Biz bir kargayız nerde bir leş bulsak konarız, Hacı Bektaş-ı Veli ise bir şahin gibidir öyle leşe falan konmaz” demiş … Adam üşenmemiş kalkmış Hacı Bektaş-ı Veli'nin dergahına gitmiş ... Hacı Bektaş-ı Veli'ye, Mevlana'nın ineği kabul ettiğini söylemiş ... Bunun sebebini bir de siz açıklar mısınız? diye sormuş ... Hacı Bektaş-ı Veli de şöyle söylemiş ”Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana'nın gönlü okyanus gibidir ... Bu yüzden, senin o pis bir damlan bizim suyumuzu kirletebilir ama Mevlana öylemi O bir okyanustur, senin o pis damlan onu nasıl kirletebilir” … Evet işte böylesine tevazu, hoşgörü ve saygı ile yaptıkları harç ile farklı mozaiklerden oluşan anadolumuzun birlik ve beraberliğini tesis etti mübarekler … Peki aceb farkında mıyız, bizler ne yapıyoruz arkadaşlar … Müminin eşi, dostu ve sevdikleri değerlidir, kıymetlidir … Öyle ki kerremallâhü veche Ali efendimiz kendi kılıcını bile bir kafirin kılıcıyla müsavi görmez üstün tutarken, biz de mümin gördüklerimizin sevdiklerini sevmesek, anlamasak bile en azından saygı duymamız gerekmektedir ama değil mi … Unutmayalım ki tefrika çıkaran bizden değildir, aman dikkat ki dikkat fitne uykudadır, uyandıran olmayalım … Sayın @Yahayy hassasiyetimiz üslubumuza değil de Zat-ı Ali’nizedir böyle bilesiniz … Tavsiyeniz ve inceliğiniz için de müteşekkiriz … Yazılanlara baktığımızda sorduğunuz suallere cevap edildiğini, hepsinin cevabının orada olduğunu gördük … Sizlerden istirhamım bu konuda yazmış olduğumuz önceki üç adet yazıyı; hüsnü zan ile önünü ardını bırakıp tarafsız bir göz ve tefekkürle tekrardan gözden geçirmenizdir … Rabbim söylenenlerin idrakini kolaylaştırsın … Sayın @adams77 belirtmiş olduğunuz hususlar ve tavsiyeleriniz için teşekkür ederim … Sizden de istirhamım lütfen bundan önceki bizim yazdıklarımızı sayın Yahayy dan istediğimiz gibi tarafsız bir göz ve hüsnü zan ile tekrar okumanızdır … Söylenen ve söylenmesi istenen hususlar aşikar orda söylendiği şekilde durmaktadır; sözleri, söylenenden daha farklı manalara çekerek dallandırıp budaklandırmaya gerek yoktur … Hususiyet arz eden bir soruyu da umumiyet arz eden bir mahalden sormuşsunuz; özür dilerim ama şahsımla alakalı bir hususun, umuma açık bir ortamda mevzu bahis edilmesine de gerek yoktur … Sayın @ummuhan gördüğünüz güzellikler Zat-ı Ali’nize aittir, inceliğinize müteşekkirim … Saygılarımla …
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
İnuit'lerin geleneksel zikirleri(!).. :D

Şimdi birileri kesin aha deyüp işi şamanizme bağlayacaktır..:)

Inuit throat singing ile sesli zikir arasında böylece ilk kez bağlantı kurulmuş oldu. İhvanforum ayrıcalığı diyelim! Tepe tepe kullanın..

İnuid'ler hristiyan olduktan sonra papazlar bu geleneği şiddetle yasaklamışlar. Unutulan bu geleneği yaşatmaya çalışıyorlar. Ben siyah beyaz bir belgeselde bunun orjinalini izlemiştim. İki kişi karşılıklı ellerini tutuyorlar ve ritim halinde bir öne bir arkaya eğilerek yapıyorlar bunu. Malesef o videoyu bulamıyorum. Yeni nesil ritmi unutmuş, tam yapamıyorlar. Bizde ki mevlevi semahı gibi bu da turizme dönüşmüş anlaşılan. Yazık!


Edit: Bu arada kendi tezimi de yazayım ki çorbada tuzum bulunsun. Abi şimdi İslamın ilk yıllarında Arap seyyahlar veya savaşçıları yoluyla kuzey steplerinden Türkler esir alınırlar. Getirilen bu esirlerin bir kısmı boş vakitlerinde bu geleneklerini icra ederler. Bunu gören kalp ehli bu sesleri ''Allah'' isminin tinine benzetir. Kıyas olarak Stv'de çıkan ''Aslan, Allah dedi'' haberleri gibi düşünün! İşte bugünün meraklıları o günde vardır. Meraklılar bunu ahırın kapısından duyunca ''aa bunlar Allah diyor'' diye sağa sola yayarlar. Sonra başlarına toplanıp tekrar icra ettirirler falan. E zamanla bu iş sempati kazanır ve Şam sokaklarında karşılık bulur. Böylece İslam geleneğine ''Allah diyen Aslan'' mantığıyla sesli zikir girer.

Nasılım? :p (bunu önümüzde ki haftalarda birisi haber yaparsa vallahi şaşmam..)
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Üst