Vird (zikir) ve hatme'nin Kuran ve Sünnette yeri..

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
İkinci yazı Molla merhum İsmail Çetin efendiden:

TESBiH KULLANMANIN HÜKMÜ

Takrir-i Rasul'e mebni, tesbih ve zikirleri, sebha, taşlar veyahud iplerle yapmak meselesi:

Bunlar asla bid'at değil, müstehab hatta sünnettir. İbnu Sa'd'ın tahric ettiği bir esere göre, Sa'd bin Vakkas radıyallahu anh, küçük çakıl taşlarıyla tesbihlerini sayardı. Abdullah bin İmam Ahmed'in de tahric ettiği bir esere göre, Ebu Hureyre, Ebu Hureyre radıyallahu anh'ın da kendisine mahsus, iki bin düğümlü bir ipi vardı; onunla tesbihlerini sayardı.

Deylemi'nin firdevsi'nden tahric ettiği Hazreti Ali'den gelen merfu' bir hadiste şöyle buyrulur: "Ne güzel hatırlayıcıdır şu sebha." Nasreddin elbani bu hadisin mevdu' olduğunu söylemiştir; fakat Şeyh Abdullah Hereri Habeşi, reddiyesini yazmış olduğu risalede, bu hadisin mevdu' olmadığını kaydetmiştir.

İmam Suyuti bu hususta El-Minha fisSebha adlı eserinde şöyle diyor:

Selef ve haleften hiçbir kimse sebha ile zikrin sayılmasını mekruh saymamıştır. Bilakis onlardan kısmi azamisi, zikirlerini sebha ile sayarlardı.

Ebu Davud'un şarihlerinden Muhammed Mahmud Hattab, el-Menhel-ul-Azb-ul-Mevrud'da; Şeyh halil Ahmed es-Siharen-fori, Bezl-ul-Mechud'da; ve Avn-ul-Ma'bud'un yazarı, 1486 nolu hadisin şerhinde; ayrıca el-Mubar Kef3uri, Tirmizi'nin 3553. hadisinin şerhinde, Suyuti'nin ibaresini naklettikten sonra; "Sebha ile, taş ile, zikir ve tesbihlerin sayılmasını bid'at sayanların sözlerine asla bakılmaz" demişlerdir.

Bunda asıl, Ebu Davud ve başkalarının tahric ettikleri, Sa'd bin Vakkas'ın hadisidir. Muşarun ileyh diyor ki:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'le birlikte bir kadının yanına gittim. Ne bakayım ki önünde hurma çekirdekleri (yahud ufak taşlar) vardır; onlarla tesbihlerini sayıyordu. Peygamber aleyhisselam ona:

Bundan daha kolayını ve daha faziletlisini sana söyleyeyim:

Subhanallahi adede ma halaka fissemai. subhanallahi adede ma halaka fil'ardi ve Subhanallahi adede ma halaka beyne zalike ve Subhanallahi adede ma huve Halikun Vallahu Ekber mislü zalike velhamdü lillahi mislü zalike ve la ilahe illa Billahi mislu zalike buyurdu."

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onu, taşlarla tesbih saymaktan men etmemiştir. Eğer mekruh olsaydı men ederdi. İşte bu hadiste, taşlarla, sebha ile tesbih ve zikrin sayılmasına delil vardır. Bu hadisi Tirmizi, Nesei, Ibnu Mace, Hakim'in ve daha başkaları tahric etmişlerdir. Kaldı ki, Elbani'nin mevdu' saydığı Deylemi'nin hadisini, Şevkani de naklediyor. ve mevdu'dur demiyor.

Netice-i meram namaz tesbihlerini parmakla yapmak sünnettir, sebha da caizdir. Bid'at tarafı, sebhaya üfürmek ve dili kıpırdatmaksızın devretmektir.

Her halukarda hatme, teveccüh ve nefy u isbatın taşlarla, parmaklarla, tesbihle sayılması varid olmuştur. Mesela Ebu Davud, Tirmizi ve Hakim'in de tahric ettikleri "Siz kadınlara tesbih, Tehlil ve Takdis gerek.. Parmaklarınızın eklemleri ile bunları sayınız. Çünkü onlar (yaptıklarından) sorumludurlar. Lehte ve aleyhte konuşucudurlar. Sakın ha, faflete dalmayın; unutursunuz." mealindeki hadis-i şerif konuya delildir.

Münavi diyor ki, İmam Suyuti, Celaleddin Bulki'nin muasırlarından şunu nakletmektedir. Bu hadisin zahirine göre, şaşırmaktan emin olan kimseye nezaran parmaklarla tesbih saymak, sebha ve taşla saymaktan daha efdaldir. Eğer emin olunmazsa sebha ile efdaldir.

Gerçekte birçok evliyanın ellerinde sebha bulunmuştur. Hatta Cüneyd Bağdadi'ye: Sen de mi sebhayı eline alıyorsun, denilince: Evet, bununla Rabbim Teala'ya kavuştum. Artık bu yoldan ayrılmam. (Yahud) Başlangıçta bunu kullandık; nihayette bırakmayız. Kaldı ki dilim, kalbim ve ellerimle zikretmeyi severim." demiştir.

Sebha'nın mendub olmasının şartları vardır: Dil ve kalb yahud cemiyetle zikretmek ve bunu çok gizli yapmak şarttır. Yoksa gaflet halinde elde sebhayı tutanın devretmesi; sebha tanelerini süslendirmek, çok pahalı tesbihi elde tutmak; kalb ve dil dünya ile meşgul iken şakır şakır devretmek, en çirkin bid'at ve mekruhtur.

Şeyh Ahmed Gümüşhanevi ve İmam Münavi bu hadisin şerhinde yukardaki paragrafları özellikle yazmışlardır.

Bunlardan daha çirkin, zamanımızdaki adetlerdir.Görürsün adam, sağa sola baktığı halde kalbi çarşı pazarda gezerken, tevhid ve Tehlil hatmi diye birbirlerine taşları devrederler. bu mevtanın ruhuna okunan tehlilmiş.. bunun aslı esası yoktur. Para mukabilinde olursa daha çirkin bid'attir. Bunun için yapılan vasiyetin batıl olduğunu, Mevlana Halid'in kahraman halifelerinden İbnu Abidin de tasrih etmiştir.

Bir de namazdan sonra cemaat ferdleri veyahud imamın, tesbihleri dağıtmaları veya atmaları da çirkin bid'attir. Hele biri sebhayı alır, üfürür; dilini hiç kıpırdatmadığı halde aşağıya yukarıya devreder. Oyuncak!.. Hatta müezzin "Subhanallah" komutunu verir; bazı kere tecrübe olsun diye "sub, sub" dediğim halde yine zor yetiştiririm. Bir de insanların kapmaca tesbih çekmeleri yahud zikretmeleri, bid'atten de çıkarılmış bir bid'attir.

İktibas: İsmail ÇETİN rahimehullah, Özleşme Yolu, Dilara Yayınları
 

İlim Talebesi

Yasaklı
Katılım
18 Ağu 2014
Mesajlar
1,630
Tepkime puanı
28
Puanları
0
hirahos

Kısaca

1-Parmaklarla tesbih çekmek daha faziletli olmakla beraber , taşlarla,çakıllarla tesbih çekmek caizdir.

2-Namazlardan sonra Mescidde birisinin komut vererek tesbihatı yaptırması , okuyanın tesbihe üflemesi , dilini kıpırdatmadan söylemesi , sub sub diye hızlı çekmesi, müezzine yetişme acelesi ve bundan dolayı kalbin ve zihnin bulanıklığı bunların hepsi bidattır.

3-En doğrusu kişinin tesbihleri kendi kendine yapması ve tane tane okumasıdır.Kalp ve zihin açısından da en güzel olanı budur.Sünnet ve Nafileleri camide kılmak caizdir.Evde kılmak ise daha faziletlidir.
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Şu uğraştıklarınıza bak ya hu, akıl alır gibi değil cidden. En önemli konu ortada dururken, insanların yüzde 90 ı belki daha fazlası, ne rüku da ne secde de ne aralarda okuduklarından, Allah'a ne söylediğinden tamamen gafil, hatta çektiği vird den de tesbihattan da, gafil iken sayı tutturma derdine düşmüş.
verilen sayıyı tutturunca zikretmiş oluyor yani, ne olacak Allah sayı ile mi zikredilmesi emri vermiş, şu kadar ziktettim diye mi bir şeylere hak kazanılacakmış. Çok İlginç ya hu, 1000 tane tesbih çekeceğine bu adam gidip bir ayeti, Fatihayı, tesbihatların manalarını öğrenmeye çalışsa, ağzından çıkan sözcükler ile Allah'a nasıl bir tesbihatta bulunduğunu ya da namazında kurandan ne okuduğunu bilse ve huşu ile manası ile kılsa bin kat daha faydalı bir iş yapmış olur.
Allah resulu bu tesbihatları yaparken bu terimler sihirli olduğu için anlamını bilmesenizde ağız hareketleri size zikir mi yazılır dedi yoksa zikirden maksat bizatihi söylediğin şey ile Allah'ı ne şekilde andığı bilmek midir. Tabiki aslını bilmektir, bunlarla uğraşıp dinin anlaşılması seferberliği yapacağına miller tefriciye partileri yapıyor, ne mana ne bir şey dudak jimnastiği yap dur, Allah akıl fikir versin
 

menzil5453

Doçent
Katılım
11 Eyl 2014
Mesajlar
579
Tepkime puanı
12
Puanları
0
Şu uğraştıklarınıza bak ya hu, akıl alır gibi değil cidden. En önemli konu ortada dururken, insanların yüzde 90 ı belki daha fazlası, ne rüku da ne secde de ne aralarda okuduklarından, Allah'a ne söylediğinden tamamen gafil, hatta çektiği vird den de tesbihattan da, gafil iken sayı tutturma derdine düşmüş.
verilen sayıyı tutturunca zikretmiş oluyor yani, ne olacak Allah sayı ile mi zikredilmesi emri vermiş, şu kadar ziktettim diye mi bir şeylere hak kazanılacakmış. Çok İlginç ya hu, 1000 tane tesbih çekeceğine bu adam gidip bir ayeti, Fatihayı, tesbihatların manalarını öğrenmeye çalışsa, ağzından çıkan sözcükler ile Allah'a nasıl bir tesbihatta bulunduğunu ya da namazında kurandan ne okuduğunu bilse ve huşu ile manası ile kılsa bin kat daha faydalı bir iş yapmış olur.
Allah resulu bu tesbihatları yaparken bu terimler sihirli olduğu için anlamını bilmesenizde ağız hareketleri size zikir mi yazılır dedi yoksa zikirden maksat bizatihi söylediğin şey ile Allah'ı ne şekilde andığı bilmek midir. Tabiki aslını bilmektir, bunlarla uğraşıp dinin anlaşılması seferberliği yapacağına miller tefriciye partileri yapıyor, ne mana ne bir şey dudak jimnastiği yap dur, Allah akıl fikir versin

Insanların çektiği zikir seni neden bu kadar rahatsız ediyor? Insanların Allah demesinin neresi kötü? Allah Kuran da beni zikredin diye emretmiyormu? Ve sen böyle konuşmakla zikir Ayetlerine muhalefet etmiş oluyorsun.

Herşeyi birbirine karıştırıyorsun. İnsanlar zikir de çeksin. İlim de öğrensin. Kuran da okusun. Anlamlarına da kafa yorsun.

Bir tek akıl sende var, diğerlerine Allah akıl fikir versin dimi? Yazık bir müslümanın söylemi böyle mi olmalı? Senin kalbinde tevazu yoksa, vakar yoksa, merhamet yoksa senin kalbin kalbî selim olamamış ise? Sen aslını da bilsen, bütün islami ilimleri de bilsen neye yarar? Kalp kardeşim kalp. Sen namaz kılıyorsun ama kalbin kötülük ile dolu. Allah'a tam manasıyla teslim olmamışın. Teslim olsan zaten başını secdeden ve dilini zikirden alıkoyamazsın.

İşte zikir (vird) kalbi Allah'a tam bağlamak için mürşidin müridine verdiği bir ilaçtır. Bir tatlandırıcıdır.

Sayı olarak 5000 veya 10000 farketmez. Sayı önemli değil. Sayının üzerine durulmasının sebebi kalbe daha çok Allah dedirtebilmek. Eğer zikir (vird) artırılarak samimiyetle çekilmeye devam ederse kişinin kalbi artık dünya meşgale ve uğraşlarından çok Allahın emirlerine ve Allah'a temlimiyete doğru mesafe alıyor. Ee ne oluyor o zaman ? Kişi namazlarını da daha huşu ve teslimiyet içinde kılıyor. Diğer ibadetlerini de aynı teslimiyet içinde yapıyor. Günlük hayatı da Allah ile tam bağ kurulmuş bir düzen içinde devam ediyor.

Discovery cihazımdan Tapatalk 2 ile gönderildi
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Zikir, hayat ve yaşamı Kur'an'la kuşanmaktır... İnsan önce böyle bir inanç içersinde olur...

Zikir, mesela, üniversite imtahanından 3 gün önce bir iki günlük türbe ziyaretleri değildir... Oradaki yatanlardan, "Ya şeyhim çocuğumun imtahanı için medeeettttttt" demek değildir...

Zikir, çocuğunu imtahan için okul içine bıraktıktan sonra anası ya da babası ya da kardeşleri tarafından iki dudak arasında zikredilen bir şey değildir öz anlamda...

Orada beklerken Yasin falan da okumak değpildir öz anlamda...

Zikir, müslüman bir anne ve babanın çocuğunu Kur'an üzere yetiştirmesi ve evladı için hangi bölümü istiyorsa o bölüm üzerine her gün kaç saat çalışması gerekiyorsa o şekilde çocuğunu çalıştırması ve ortam hazırlamasıdır...

İşte "zikir" budur...

Çocuk Allah'a kulluğunu yapacak ve derslerine muntazaman çalışacak ve gevşeklik göstermeyecek...

İşte zikir...

Babası ve annesi olsun çocuk olsun, imtahana girerken de şunu ifade ederler:

Allah'ım..!!! Evladımı olmasan gereken hal ile üniversite imtahanına hazırladım. O kalbini engin tut...

Öğrenci de duasında:

"Allah'ım! Elimden gelen gayreti gösterdim... İmtahanda kalbimi engin tut..."

Bunun ötesinde bir zikir yoktur öz itibariyle...

Üniversite sınavlarının önünde eli yasinli parmaklarında da xikir matik olanların bir hallerine bakınız,

Hemen hemen tamamına yakınında hayat ve yaşamına "zikir" dahil olmamıştır...

Anlaşılıyor çünkü...

İşte tasavvuf ya da tarikat denilen pazar, zikri de perişan etmiştir... Zaten her şeyi perişan ettikleri gibi bunu da perişan etmişlerdir...

Bizler de mücadelemizle zikri Kur'an'ın şekillendirdiği manada onların perişan ettiklerine doğruyu ifade etmeye çalışıyoruz...

Yani ne bileyim tarikatın hemen hemen tamamı, istisnalar vardır, "öz"ü sulandırıyor...
 

İlim Talebesi

Yasaklı
Katılım
18 Ağu 2014
Mesajlar
1,630
Tepkime puanı
28
Puanları
0
Şu uğraştıklarınıza bak ya hu, akıl alır gibi değil cidden. En önemli konu ortada dururken, insanların yüzde 90 ı belki daha fazlası, ne rüku da ne secde de ne aralarda okuduklarından, Allah'a ne söylediğinden tamamen gafil, hatta çektiği vird den de tesbihattan da, gafil iken sayı tutturma derdine düşmüş.
verilen sayıyı tutturunca zikretmiş oluyor yani, ne olacak Allah sayı ile mi zikredilmesi emri vermiş, şu kadar ziktettim diye mi bir şeylere hak kazanılacakmış. Çok İlginç ya hu, 1000 tane tesbih çekeceğine bu adam gidip bir ayeti, Fatihayı, tesbihatların manalarını öğrenmeye çalışsa, ağzından çıkan sözcükler ile Allah'a nasıl bir tesbihatta bulunduğunu ya da namazında kurandan ne okuduğunu bilse ve huşu ile manası ile kılsa bin kat daha faydalı bir iş yapmış olur.
Allah resulu bu tesbihatları yaparken bu terimler sihirli olduğu için anlamını bilmesenizde ağız hareketleri size zikir mi yazılır dedi yoksa zikirden maksat bizatihi söylediğin şey ile Allah'ı ne şekilde andığı bilmek midir. Tabiki aslını bilmektir, bunlarla uğraşıp dinin anlaşılması seferberliği yapacağına miller tefriciye partileri yapıyor, ne mana ne bir şey dudak jimnastiği yap dur, Allah akıl fikir versin

Manayı bilmek,şuurlu okumak tabiki önemlidir.


أَنَّ الْمُرَادَ بِذِكْرِ اللَّهِ فِي حَدِيثِ أَبِي الدَّرْدَاءِ الذِّكْرُ الْكَامِلُ وَهُوَ مَا يَجْتَمِعُ فِيهِ ذِكْرُ اللِّسَانِ وَالْقَلْبِ بِالتَّفَكُّرِ فِي الْمَعْنَى وَاسْتِحْضَارِ عَظَمَةِ اللَّهِ - تَعَالَى

Allahın zikrinden maksat Kamil (Tam bir) Zikirdir.Yani Dili ile zikretmekle beraber kalbi ile tefekkür ederek (manasını düşünerek) ve anlayarak Allahın büyüklüğünü hatıra getirmektir.
 

Ahi Evran

Profesör
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
1,695
Tepkime puanı
14
Puanları
38
Yaş
45
Vird (zikir) ve hatme'nin Kuran ve Sünnette yeri..

:) Sünnete yüzlerce sahih hadis var Hz.Peygamber'in (sav) evradına, ezkarına dair...

Ancak bugün tarikatların uyguladıklarının çoğunu bunlar arasında göremezsiniz, neden acaba?
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Tasavufçuların tasavvuf özellerinin Kur'an'la, İslam'la bir ilgi ve alakası yoktur...
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Insanların çektiği zikir seni neden bu kadar rahatsız ediyor? Insanların Allah demesinin neresi kötü? Allah Kuran da beni zikredin diye emretmiyormu? Ve sen böyle konuşmakla zikir Ayetlerine muhalefet etmiş oluyorsun.

Herşeyi birbirine karıştırıyorsun. İnsanlar zikir de çeksin. İlim de öğrensin. Kuran da okusun. Anlamlarına da kafa yorsun.

Bir tek akıl sende var, diğerlerine Allah akıl fikir versin dimi? Yazık bir müslümanın söylemi böyle mi olmalı? Senin kalbinde tevazu yoksa, vakar yoksa, merhamet yoksa senin kalbin kalbî selim olamamış ise? Sen aslını da bilsen, bütün islami ilimleri de bilsen neye yarar? Kalp kardeşim kalp. Sen namaz kılıyorsun ama kalbin kötülük ile dolu. Allah'a tam manasıyla teslim olmamışın. Teslim olsan zaten başını secdeden ve dilini zikirden alıkoyamazsın.

İşte zikir (vird) kalbi Allah'a tam bağlamak için mürşidin müridine verdiği bir ilaçtır. Bir tatlandırıcıdır.

Sayı olarak 5000 veya 10000 farketmez. Sayı önemli değil. Sayının üzerine durulmasının sebebi kalbe daha çok Allah dedirtebilmek. Eğer zikir (vird) artırılarak samimiyetle çekilmeye devam ederse kişinin kalbi artık dünya meşgale ve uğraşlarından çok Allahın emirlerine ve Allah'a temlimiyete doğru mesafe alıyor. Ee ne oluyor o zaman ? Kişi namazlarını da daha huşu ve teslimiyet içinde kılıyor. Diğer ibadetlerini de aynı teslimiyet içinde yapıyor. Günlük hayatı da Allah ile tam bağ kurulmuş bir düzen içinde devam ediyor.

Discovery cihazımdan Tapatalk 2 ile gönderildi
Allah'ın zikri beni neden rahatsız etsin tevbe est.
Zikr Kur'an okuyan biri için çok açıktır.
Ben ritüel haline gelmiş dudak jimnastiği için söyledim onları.
Zikr Mü'minin her halinde Allah'ı anması ve yaptığı işte Allah'tan gafil olmaması şeklinde tarif edilmiştir.
Alışverişinde, Akraba ilişkisinde, çocuğu ile ilişkisinde vs Allah'ı hatırdan çıkarmayıp, ona gereği gibi hamdetmek, övmek, tesbih etmek, noksanlıktan tenzih etmek zikirdir.

Ben genele şamil konuşuyorum, gel bir de uygulamaya bak, 3 aylar tesbihatı alan bir teyze başlıyor binlik tesbih boynunea "Ya Gaffarrüz zünub Celle Şanühü"
-Teyze ne diyorsun burada Allah'a
-Allah'ı zikrediyorum
-Tamam ama Allah'ı nasıl atıyorsun
-Bilmem, bana böyle verdiler 1000 tane bundan okuyacağım, 1000 tane şundan, 1000 tane şundan, bunları okuyana Allah köşk veriyomuş
-Hmm

Alsana günümüz zikri.
Yazık Kurandan uzaklaşmış bir millete böyle Post üzerine yayılıp tesbih çekmeyi zikir diye yutturur, dünyası ile Kuranın baplantısını keser, uyuşuk, şekilci bir din icad edersin, ki olan budur.Siz Resulullah ve sahabesinin oturupta 1000 sayısını sayarak bir kekime tekrarlayacak birileri olarak tanıyorsanız, kusura bakmayın ne Resulullah ne de ashabını zerre tanımamışsınız. Öyle ise bu bir din uydurmak değil dir de nedir?
Müslümanların neyi eksikte İslam alemi bu durumda,
-Müslümanlar olarak bizlerin ne si doğru diye sormamız gerek aslında, her tarafımızdsn basitlik akıyor, resmen aciz ve ruhbancı bir kitle yetiştirilmiş yıllar içerisinde.
 

İlim Talebesi

Yasaklı
Katılım
18 Ağu 2014
Mesajlar
1,630
Tepkime puanı
28
Puanları
0
Allah'ın zikri beni neden rahatsız etsin tevbe est.
Zikr Kur'an okuyan biri için çok açıktır.
Ben ritüel haline gelmiş dudak jimnastiği için söyledim onları.
Zikr Mü'minin her halinde Allah'ı anması ve yaptığı işte Allah'tan gafil olmaması şeklinde tarif edilmiştir.
Alışverişinde, Akraba ilişkisinde, çocuğu ile ilişkisinde vs Allah'ı hatırdan çıkarmayıp, ona gereği gibi hamdetmek, övmek, tesbih etmek, noksanlıktan tenzih etmek zikirdir.

Ben genele şamil konuşuyorum, gel bir de uygulamaya bak, 3 aylar tesbihatı alan bir teyze başlıyor binlik tesbih boynunea "Ya Gaffarrüz zünub Celle Şanühü"
-Teyze ne diyorsun burada Allah'a
-Allah'ı zikrediyorum
-Tamam ama Allah'ı nasıl atıyorsun
-Bilmem, bana böyle verdiler 1000 tane bundan okuyacağım, 1000 tane şundan, 1000 tane şundan, bunları okuyana Allah köşk veriyomuş
-Hmm

Alsana günümüz zikri.
Yazık Kurandan uzaklaşmış bir millete böyle Post üzerine yayılıp tesbih çekmeyi zikir diye yutturur, dünyası ile Kuranın baplantısını keser, uyuşuk, şekilci bir din icad edersin, ki olan budur.Siz Resulullah ve sahabesinin oturupta 1000 sayısını sayarak bir kekime tekrarlayacak birileri olarak tanıyorsanız, kusura bakmayın ne Resulullah ne de ashabını zerre tanımamışsınız. Öyle ise bu bir din uydurmak değil dir de nedir?
Müslümanların neyi eksikte İslam alemi bu durumda,
-Müslümanlar olarak bizlerin ne si doğru diye sormamız gerek aslında, her tarafımızdsn basitlik akıyor, resmen aciz ve ruhbancı bir kitle yetiştirilmiş yıllar içerisinde.

Bide Müslümanların arapça bilmediği bir dezavantaj durumu da ortada :)

Tabi bu mazeret olmasa gerek.Teşekkürler.Selam ve dua ile.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Komutla tesbihat ve zikrin mevcut ve caiz olduğu, naklettiğimiz rivayetlerden anlaşılıyor zaten...

Nitekim İmam Darimi, Sünen’inde yaptığı bir rivayette, Ebu Musa’l Eş’ari, Mescidde ellerinde küçük taşlar bulunan insanlardan meydana gelen bir zikir halkası görmüştü. (Birisi), Yüz defa tekbir getirin, diyor, yüz defa tekbir getiriyorlardı (Allahu Ekber diyorlardı). Sonra yüz defa La İlahe İllallah deyin diyor, onlar da yüz defa la ilahe illallah, diyorlardı. Yüz kerre sübhanallah deyin diyor, onlar da yüz defa sübhanellah diyorlardı. Ebu Musa el Eş’ari bunu hayırlı bir iş, İbn-i Mes’ud da bid’at olarak gördüklerini söylediler. (210. Hadis)
 
Üst