Turgay Güler - "Bu Algıya Keşke Sen Teslim Olmasaydın"

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
1464650_190243691168165_995226437_n.jpg

konu zaten dershane değildi o bahaneydi, dershane konusu kapandı gitti samanyolu bile sustu artık, mesele büyük ve cemaat kan kaybetmeye devam ediyor, operasyonların kendilerine yapıldığın anladılar...


valla kendileirni kurtarmak isiyorlarsa geri çekliecekler ve hükümete desteği alenen verecekelr yoksa halleri harap.


@salimabi

BİR ZAMANLAR SİZİN GİBİ İDİM asla DOĞRU yu bulmak için ŞÜPHE duymadım Yıllar sonra anladım ki BÜYÜK HATA.Forum un bana göre Kadrolu bir F.Gülen KARŞITISINIZ bu sizin düşünceniz FAKAT F.GÜLEN i suçlarken NEFSİNİZ le değil AKLINIZLA hareket edin TARAFGİRLİĞİNİZİ bir kenara atın.

Aşağıda bir alıntı var şimdi onu okuyun ve ÜSTAT ın ın ATATÜRK hakkında getirdiğiniz ve Ulusalcı kaynakça hazırlanman resim ve Üzerindeki yazıları karşılaştırın.


Daha önce varlığı ve içeriği konusunda çeşitli spekülasyonlar yapılan mektupta, Nursi, övgü dolu sözlerle Atatürk'e hitap edip nasihatlerde bulunuyor.

Bu tarihi mektup, üzerine 'Çok mühim bir mektup' notu düşülerek, Cumhurbaşkanlığı Arşivi'nde muhafaza ediliyor.

İSLAM ALEMİ KAHRAMANI PAŞA HAZRETLERİ

HABERTÜRK'ün ulaştığı mektupta Nursi, önce Atatürk'e "İslam âlemi kahramanı Paşa Hazretleri" olarak hitap ederek, akabinde şu ifadeleri kullanıyor: "Ey şanlı gazi. Zat-ı âliniz hem muzaffer ordunun hem muazzam Meclis'in manevi şahsiyetini temsil ediyorsunuz."

BU FAKİRİN NASİHATİNİ DİNLEYİN

Bediüzzaman, iltifatlarda bulunduktan sonra, "İki cihanda mutluluk ve başarılarınızı can-ı gönülden dileyen bu fakirin, bir meselede 10 sözünü, tavsiyesini birkaç nasihatini dinlemenizi rica ediyorum" diyor.

Said-i Nursi 9 Kasım 1922'de ziyaret ettiği Meclis'te Bitlis Mebusu Arif Bey ve arkadaşlarının Meclis Başkanlığı'na yaptıkları başvuruyla kürsüye davet edilir.

Kürsüde Milli Mücadele gazilerini tebriklerini sunup, dua eder. Bu gelişmeler, aynı gün Meclis Zabıt Ceridesi'nin kayıtlarına girer, bir gün sonra Hâkimiyeti Milliye Gazetesi'nde de haber olur. Fakat dua ve tebrik dışında uzun bir konuşma söz konusu değildir.

Yılların tartışma konusu olan, 88 yıldır orijinal hali bilinmeyen ve ilk defa ortaya çıkan bu tarihi mektubun 10 nasihatlik bölümü, Atatürk'e özel olarak hitap ettiği ifadeler çıkarılıp, bazı değişiklikler yapılarak Bediüzzaman'ın 'Tarihçe-i Hayat' kitabında yayınlanmış. Ancak, çeşitli kaynaklarda Bediüzzaman'ın Meclis'te 9 Kasım 1922'de yaptığı konuşma olduğu zannedilen 10 maddelik metin ile bu mektup arasında çok farklılık var. Tarihçe-i Hayat kitabının 124-125-126-127 No'lu sayfalarında, milletvekillerinde dine karşı gördüğü lakaytlık sebebiyle on maddelik beyanname neşredip, dağıttığı belirtiliyor.


NAPOLYON'U DEĞİL SELAHADDİN EYYUBİ'Yİ ÖRNEK AL

Bediüzzaman, bu mektubu Meclis ziyaretinden kısa süre sonra, 23 Kasım 1922'de yazar.

Mektubunda, Atatürk'e Napolyon'u değil, Selahaddin-i Eyyubi gibi İslam kahramanlarını örnek alması gerektiğini hatırlatan Nursi, "Sizin bu başarınızı ve büyük hizmetinizi takdir eden ve sizi çok seven müminler, sıradan ama sağlam Müslüman'dırlar. Sizi ciddi sever ve sizi tutar ve size minnettardırlar" diye devam eder.

Yıllardır varlığı tartışılan bu mektup Bediüzzaman'ın Atatürk'e yazdığı ilk ve son mektuptur.

İşte Atatürk’e övgüler düzülen ‘Duacınız Said-i Kürdi’ imzalı tarihi mektup

-Duacına Saıd-i Kürdi' imzasıyla 23 Kasım 1922'de Atatürk'e yazdığı, Cumhurbaşkanlığı arşivinde bulunan ve çok mühim bir mektup' notu düşülerek saklanan tarihi mektubun günümüz Türkçesi ile sadeleştirilmiş hali.

İNNESS'ELATE KÂNET ALE'L-MÜ'MİNİNE KİTABEN MEVKUTA

"Şüphesiz namaz belli vakitlerde müminlere farz kılınmıştır." (Nisa Suresi, 103)
İslâm âleminin kahramanı Paşa Hazretleri'ne
Ey şanlı Gazi, yüce şahsiyetiniz hem başanlı ordunun hem de yüce Meclis'in manevi kişiliğini temsil ediyor. Bu vesileyle kişilerin kusuru, onların manevi kişiliğine ve temsilcisinin hesabına geçer. Dolayısıyla kişileri ve temsilcileri doğru yola teşvik etmek, yönlendirmek en önemli görevinizdir. İki cihanda mutluluk ve başarılarınızı can-ı gönülden dileyen bu fakirin, bir meselede 10 sözünü, tavsiyesini, birkaç nasihatini dinlemenizi rica ediyorum.

1) Allah'ın verdiği olağanüstü bu başarılar, bir teşekkür ister ki sürekli olsun, artmaya devam etsin. Eğer nimet, şükür görmezse gider. Madem Allah'ın yardımıyla Kuran'ı düşmanın saldırılarından kurtardınız, Kuran'ın en açık ve kesin emri olan "namaz" gibi farzları yerine getirmeniz gerekir. Böylece namazın feyzi (ilmi, bolluğu, hazzı) şahane işleriniz için sürekli bir şekilde üstünüzde olsun ve devam etsin.

2) İslam dünyasını mutlu ettiniz, sevgilerini ve yakın ilgilerini kazandınız. Ancak o yakın ilgi, alaka ve sevginin devamlılığı, İslami yaşamın gereklerini yerine getirmekle olur. Çünkü Müslümanlar, İslamiyet adına sizi severler. Siz de İslami yaşantınızla ahretinizi güçlendirin ve İslamiyet'e bağlılığınızı ortaya koyunuz.

3) Başta yüce şahsiyetiniz olmak üzere siz ve silah arkadaşlarınız olan kahramanlar, bu dünyada
Allah dostları (evliyaullah) hükmünde olan gazi ve şehitlere komutanlık ettiniz.
Kuran'ın kesin emirlerini uygulamak ve uygulatmakla öteki âlemde de nurlu gruba önder olmaya çalışmak, sizin gibi büyük yardıma mazhar olanlara layıktır. Aksi takdirde burada kumandanken orada bir neferden yardım dilenme zorunda kalabilirsiniz. Bu basit, boş dünya şan ve şerefiyle, öyle madde değil ki, sizin gibi yüce ruhlu, karakterli insanları doyursun, tatmin etsin ve onların gerçek amacı bunlar olsun.

4) Bu milletin Müslüman toplulukları, o kadar ki bir cemaat namazsız kalsa, sapkın günahkâr olsa bile yine de başlarındakini dini bütün görmek ister. Hatta bütün Kürdistan'da, görev verilen tüm memurlara yönelik ilk önce sorulan soru şudur: "Acaba namaz kılıyor mu?" Namaz kılan memura kesinlikle güvenirler, kılmayan memur da ne kadar başarılı ve etkili olsa bile onlara göre suçludur.
Bir zamanlar "Beytüşşebap" aşiretlerinde isyan vardı. Ben gittim, sordum: "Sebep nedir?" Dediler ki: "Kaymakamımız namaz kılmıyordu, rakı içiyordu. Öyle dinsizlere nasıl itaat edeceğiz?"
Bu sözü söyleyenler de namazsız, hem de eşkıya (hırsız, haydut) idiler.

5) Peygamberlerin çoğunluğunun Doğu'dan, âlim ve bilginlerin önemli bir kısmının ise Batı'dan çıkması, ezeli bir kaderin işaretidir. Bu nedenle Doğu'yu ayağa kaldıracak din ve kalptir, akıl ve felsefe değildir. Doğu'yu uyandırdınız, hak ettiği yere getirdiniz, o halde tabiatına uygun davranınız. Aksi halde bütün emeğiniz ya boşa gider veya başarılarınız çok yüzeysel kalır.

6) Düşmanınız ve İslamiyet düşmanı olan melun İngiliz, İslam dinine karşı olan duyarsızlığımızdan pek fazla istifade etti ve ediyor. Hatta diyebilirim ki, Yunan kadar İslam'a zarar veren, dinde ihmalimizi bahane edip bundan faydalanan iç düşmanlarımızdır. İslamiyet'in faydası ve milletin güvenliği için bu ihmali ortadan kaldırmamız gerekir. İttihatçılar o kadar harika, gayretli, istikrarlı olmalarına ve fedakârlık göstermelerine rağmen, hatta İslam'ın uyanışına sebep oldukları halde, dinde kısmen laubalilik tavrı gösterdikleri için içerideki millet onlardan nefret etti ve değersiz görüldüler. Dışarıdaki Müslümanlar ise İttihatçıların dindeki ihmallerini görmedikleri için hürmet gösterdiler, gösteriyorlar.

7) Küfür âlemi bütün vasıtalarıyla, medeniyetiyle, felsefesiyle, ilim ve sanatlarıyla, misyonerleriyle İslam âlemine saldırdı ve maddi olarak uzun zamandan beri galip olduğu halde İslam âlemine dinen galip gelemedi. İçeride sapkınlığa düşmüş bütün grupların, İslam'a az miktarda zarar verecek ölçüde kaldığı, İslamiyet direncini ve sağlamlığını sünnete bağlılık ve birliktelikle koruduğu, şimdi ise üstün bir konuma geçmeye hazırlandığı bir zamanda, ayrıca sizin gibi yüce bir kahramanı İslam'ın koruyucusu ve savunucusu bulduğu bir anda, laubali bir şekilde pis Avrupa medeniyetinden süzülen uydurma bir akım gönlünde yer tutamaz. İslâm âlemi içinde önemli ve devrim niteliğinde bir iş yapmak, ancak İslamiyet'in kurallarına teslimiyetle mümkün olabilir. Aksi olamaz ve olmamıştır. Olsa dahi kısa sürede sönüp gitmiştir.

8) Dinin zayıflayıp etkisini kaybetmesine sebep olan alçak Avrupa medeniyeti yırtılmaya yüz tuttuğu bir zamanda ve Kuran medeniyetinin ortaya çıkmasının vakti geldiği bir anda lakayt ve ihmalkâr bir şekilde "olumlu bir iş yapılamaz"; olumsuz ve yıkıcı işe ise bu kadar yıkıma maruz kalan İslam zaten muhtaç değildir. Napolyon'a değil belki Selahaddin-i Eyyubi gibi İslâm kahramanlarına tabi olmanız gerekir.

9) Sizin bu başarınızı, yüce hizmetinizi takdir eden ve sizi canı gönülden sevenlerin çoğunluğu inananlardır ve özellikle halk tabakasıdır ki, bunlar da sağlam Müslüman'dırlar. Sizi ciddi anlamda sever, tutar ve size minnet duyarlar. Fedakârlığın takdir eder, uyanışa geçmiş en büyük ve en müthiş bir kuvveti size sunarlar. Siz dahi Kuran'ın emirlerini uygulayıp, onlara bağlanıp dayanmanı; İslam'ın yararı adına gereklidir. Yoksa İslamiyet'ti soyutlanmış olan bedbaht, milliyetsiz Avrupa dükünü, Batı taklitçilerini Müslüman halka tercih etmek İslam'ın yararına aykırı olduğundan İslam âlemi bakışını başka tarafa çevirmeye ve başkasından yardım istemeye mecbur kalacaktır.

10) Bir yolda dokuz yok olma ve bir kurtuluş ihtimali varsa, hayatından vazgeçmiş cesur bir k gerekir ki, o kurtuluş yoluna yönelsin. Şimdi 24 saatten bir saati işgal eden namaz gibi bir dini zorunluluğun uygulamasında yüzde 99 kurtuluş iht mali vardır. Yalnız gaflet ve tembellik gibi bir risk belki dünyevi bir zarar olabilir. Hâlbuki farzların terk edilmesinde doksan dokuz zarar ihtimali bulunuyor. Yalnız gaflete, sapkınlığa dayanan tek b kurtuluş ihtimali olabilir. Acaba dine ve dünyaya zarar olan ihmal ve farzların terkine ne bahane olabilir? Onur ve haysiyet buna nâsil izin verir? Mücahit grubun ve yüce Meclis'in hal ve hareketleri halk tarafından taklit edilir. Kusurlarını millet ya taklit edecektir ya
da eleştirecektir ki her ikisi de zarardır. Demek ki onlardaki Allah'ın hukuku, kulların haklarını da kapsıyor. Sırr-ı tevatür (sağlam bilgilerin, güvenilir isimler tarafından nesilden nesile nakledilmesi) ve fikir birlikteliğini kapsayan hadsiz, haberleri ve delilleri dinlemeyen ve nefsin safsatalarını ve şeytanın vesveselerinden gelen vehimleri kabul eden adamlarla hakiki ve ciddi bir iş görülmez. Bu büyük inkılabın temel taşlarının sağlam olması gerekir. Bilirsiniz ki ebedi düşmanlarınız, sapkınlıklarınız ve hasımlarınız, İslâm'ın gerekliliklerini tahrip ediyorlar. Öyle ise mecburi göreviniz İslam'ın gerekliliklerini yaşatmak ve korumaktır. İslam'ın değerlerini hafife alma, milletin zayıflığını gösterir, zayıflık ise düşmanı durdurmaz, bilakis cesaretlendirir.
-Hasbunallahu ve ni'me'l-vekîl, ni'me'l-mevlâ ve ni'me'n-nasîr- "Allah bize yeter. O ne güzel vekildir (Al-i İmran Suresi, 173). O ne güzel dost ve O ne güzel yardımcıdır (Enfal Suresi, 40)."
23 Kasım 1922
Duacınız
Said-i Kürdi
Meclis Riyaseti 5/3218
Evraka 2/12/338 Hıfzı


Ayrıca suçlama yaptığınız Konunun ilk mesajında F.Gülen ve Cemeati için sizinle her paragrafı istişare eder ve Münazara yaparım.

Marmara gemisi olayındamı ? Gezi taksim protestoları konusundamı ?

Ayrıca Emre uslunun yazısını yorumlamak için BAŞKA AKIL ARAMAYIN ALLAH cc size verdiği akıl la yorumlayın.

salimabi nin derdi F.GÜLEN ve CEMEATİ değil onun derdi İKİ BÜYÜK OLUŞUMA senpati duyanların ve gönül verenleri birbirine düşürmek Bir ata sözü vardır İKİ TESTİ BİRBİRİNE VURULURSA ne olur gibi birşeydi tam hatırlamıyorum. @Dua Nur un başka versionu Dua Nur da İlk İhvan Forum a geldiğinde HIZLI KATI bir F.Gülen cemeati üyesi idi kendini öyle enpoze etmişti.
 

salimabi

Kısıtlı Erişim
Katılım
1 Kas 2011
Mesajlar
0
Tepkime puanı
1,396
Puanları
0
mailine niye gelicem

İHVAN FORUM da suçlamalarını yapıyorsun üyeler önünde ozaman üyeler önünde yapalım GİZLİ SAKLI ya gerek yok.

BEN HATALI İSEM HATALI DÜŞÜYORSAM HATALARIMI bana anlat neden TOPLUM önünden kaçalım.

İŞTE İHVAN FORUM İŞTE DÜŞÜNCE ER MEYDANI buyur.

Neden özel istiyorsun o zaman İhvan da yazma hep özel den yaz.

günaydınnnnnnnnnnn...iyi akşamlaaaarrrrrrrrrrrr.......güle güleeeeeeeeeeeeeeee

************
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir

konu zaten dershane değildi o bahaneydi, dershane konusu kapandı gitti samanyolu bile sustu artık, mesele büyük ve cemaat kan kaybetmeye devam ediyor, operasyonların kendilerine yapıldığın anladılar...


valla kendileirni kurtarmak isiyorlarsa geri çekliecekler ve hükümete desteği alenen verecekelr yoksa halleri harap.


@salimabi

BİR ZAMANLAR SİZİN GİBİ İDİM asla DOĞRU yu bulmak için ŞÜPHE duymadım Yıllar sonra anladım ki BÜYÜK HATA.Forum un bana göre Kadrolu bir F.Gülen KARŞITISINIZ bu sizin düşünceniz FAKAT F.GÜLEN i suçlarken NEFSİNİZ le değil AKLINIZLA hareket edin TARAFGİRLİĞİNİZİ bir kenara atın.

Aşağıda bir alıntı var şimdi onu okuyun ve ÜSTAT ın ın ATATÜRK hakkında getirdiğiniz ve Ulusalcı kaynakça hazırlanman resim ve Üzerindeki yazıları karşılaştırın.


Daha önce varlığı ve içeriği konusunda çeşitli spekülasyonlar yapılan mektupta, Nursi, övgü dolu sözlerle Atatürk'e hitap edip nasihatlerde bulunuyor.

Bu tarihi mektup, üzerine 'Çok mühim bir mektup' notu düşülerek, Cumhurbaşkanlığı Arşivi'nde muhafaza ediliyor.

İSLAM ALEMİ KAHRAMANI PAŞA HAZRETLERİ

HABERTÜRK'ün ulaştığı mektupta Nursi, önce Atatürk'e "İslam âlemi kahramanı Paşa Hazretleri" olarak hitap ederek, akabinde şu ifadeleri kullanıyor: "Ey şanlı gazi. Zat-ı âliniz hem muzaffer ordunun hem muazzam Meclis'in manevi şahsiyetini temsil ediyorsunuz."

BU FAKİRİN NASİHATİNİ DİNLEYİN

Bediüzzaman, iltifatlarda bulunduktan sonra, "İki cihanda mutluluk ve başarılarınızı can-ı gönülden dileyen bu fakirin, bir meselede 10 sözünü, tavsiyesini birkaç nasihatini dinlemenizi rica ediyorum" diyor.

Said-i Nursi 9 Kasım 1922'de ziyaret ettiği Meclis'te Bitlis Mebusu Arif Bey ve arkadaşlarının Meclis Başkanlığı'na yaptıkları başvuruyla kürsüye davet edilir.

Kürsüde Milli Mücadele gazilerini tebriklerini sunup, dua eder. Bu gelişmeler, aynı gün Meclis Zabıt Ceridesi'nin kayıtlarına girer, bir gün sonra Hâkimiyeti Milliye Gazetesi'nde de haber olur. Fakat dua ve tebrik dışında uzun bir konuşma söz konusu değildir.

Yılların tartışma konusu olan, 88 yıldır orijinal hali bilinmeyen ve ilk defa ortaya çıkan bu tarihi mektubun 10 nasihatlik bölümü, Atatürk'e özel olarak hitap ettiği ifadeler çıkarılıp, bazı değişiklikler yapılarak Bediüzzaman'ın 'Tarihçe-i Hayat' kitabında yayınlanmış. Ancak, çeşitli kaynaklarda Bediüzzaman'ın Meclis'te 9 Kasım 1922'de yaptığı konuşma olduğu zannedilen 10 maddelik metin ile bu mektup arasında çok farklılık var. Tarihçe-i Hayat kitabının 124-125-126-127 No'lu sayfalarında, milletvekillerinde dine karşı gördüğü lakaytlık sebebiyle on maddelik beyanname neşredip, dağıttığı belirtiliyor.


NAPOLYON'U DEĞİL SELAHADDİN EYYUBİ'Yİ ÖRNEK AL

Bediüzzaman, bu mektubu Meclis ziyaretinden kısa süre sonra, 23 Kasım 1922'de yazar.

Mektubunda, Atatürk'e Napolyon'u değil, Selahaddin-i Eyyubi gibi İslam kahramanlarını örnek alması gerektiğini hatırlatan Nursi, "Sizin bu başarınızı ve büyük hizmetinizi takdir eden ve sizi çok seven müminler, sıradan ama sağlam Müslüman'dırlar. Sizi ciddi sever ve sizi tutar ve size minnettardırlar" diye devam eder.

Yıllardır varlığı tartışılan bu mektup Bediüzzaman'ın Atatürk'e yazdığı ilk ve son mektuptur.

İşte Atatürk’e övgüler düzülen ‘Duacınız Said-i Kürdi’ imzalı tarihi mektup

-Duacına Saıd-i Kürdi' imzasıyla 23 Kasım 1922'de Atatürk'e yazdığı, Cumhurbaşkanlığı arşivinde bulunan ve çok mühim bir mektup' notu düşülerek saklanan tarihi mektubun günümüz Türkçesi ile sadeleştirilmiş hali.

İNNESS'ELATE KÂNET ALE'L-MÜ'MİNİNE KİTABEN MEVKUTA

"Şüphesiz namaz belli vakitlerde müminlere farz kılınmıştır." (Nisa Suresi, 103)
İslâm âleminin kahramanı Paşa Hazretleri'ne
Ey şanlı Gazi, yüce şahsiyetiniz hem başanlı ordunun hem de yüce Meclis'in manevi kişiliğini temsil ediyor. Bu vesileyle kişilerin kusuru, onların manevi kişiliğine ve temsilcisinin hesabına geçer. Dolayısıyla kişileri ve temsilcileri doğru yola teşvik etmek, yönlendirmek en önemli görevinizdir. İki cihanda mutluluk ve başarılarınızı can-ı gönülden dileyen bu fakirin, bir meselede 10 sözünü, tavsiyesini, birkaç nasihatini dinlemenizi rica ediyorum.

1) Allah'ın verdiği olağanüstü bu başarılar, bir teşekkür ister ki sürekli olsun, artmaya devam etsin. Eğer nimet, şükür görmezse gider. Madem Allah'ın yardımıyla Kuran'ı düşmanın saldırılarından kurtardınız, Kuran'ın en açık ve kesin emri olan "namaz" gibi farzları yerine getirmeniz gerekir. Böylece namazın feyzi (ilmi, bolluğu, hazzı) şahane işleriniz için sürekli bir şekilde üstünüzde olsun ve devam etsin.

2) İslam dünyasını mutlu ettiniz, sevgilerini ve yakın ilgilerini kazandınız. Ancak o yakın ilgi, alaka ve sevginin devamlılığı, İslami yaşamın gereklerini yerine getirmekle olur. Çünkü Müslümanlar, İslamiyet adına sizi severler. Siz de İslami yaşantınızla ahretinizi güçlendirin ve İslamiyet'e bağlılığınızı ortaya koyunuz.

3) Başta yüce şahsiyetiniz olmak üzere siz ve silah arkadaşlarınız olan kahramanlar, bu dünyada
Allah dostları (evliyaullah) hükmünde olan gazi ve şehitlere komutanlık ettiniz.
Kuran'ın kesin emirlerini uygulamak ve uygulatmakla öteki âlemde de nurlu gruba önder olmaya çalışmak, sizin gibi büyük yardıma mazhar olanlara layıktır. Aksi takdirde burada kumandanken orada bir neferden yardım dilenme zorunda kalabilirsiniz. Bu basit, boş dünya şan ve şerefiyle, öyle madde değil ki, sizin gibi yüce ruhlu, karakterli insanları doyursun, tatmin etsin ve onların gerçek amacı bunlar olsun.

4) Bu milletin Müslüman toplulukları, o kadar ki bir cemaat namazsız kalsa, sapkın günahkâr olsa bile yine de başlarındakini dini bütün görmek ister. Hatta bütün Kürdistan'da, görev verilen tüm memurlara yönelik ilk önce sorulan soru şudur: "Acaba namaz kılıyor mu?" Namaz kılan memura kesinlikle güvenirler, kılmayan memur da ne kadar başarılı ve etkili olsa bile onlara göre suçludur.
Bir zamanlar "Beytüşşebap" aşiretlerinde isyan vardı. Ben gittim, sordum: "Sebep nedir?" Dediler ki: "Kaymakamımız namaz kılmıyordu, rakı içiyordu. Öyle dinsizlere nasıl itaat edeceğiz?"
Bu sözü söyleyenler de namazsız, hem de eşkıya (hırsız, haydut) idiler.

5) Peygamberlerin çoğunluğunun Doğu'dan, âlim ve bilginlerin önemli bir kısmının ise Batı'dan çıkması, ezeli bir kaderin işaretidir. Bu nedenle Doğu'yu ayağa kaldıracak din ve kalptir, akıl ve felsefe değildir. Doğu'yu uyandırdınız, hak ettiği yere getirdiniz, o halde tabiatına uygun davranınız. Aksi halde bütün emeğiniz ya boşa gider veya başarılarınız çok yüzeysel kalır.

6) Düşmanınız ve İslamiyet düşmanı olan melun İngiliz, İslam dinine karşı olan duyarsızlığımızdan pek fazla istifade etti ve ediyor. Hatta diyebilirim ki, Yunan kadar İslam'a zarar veren, dinde ihmalimizi bahane edip bundan faydalanan iç düşmanlarımızdır. İslamiyet'in faydası ve milletin güvenliği için bu ihmali ortadan kaldırmamız gerekir. İttihatçılar o kadar harika, gayretli, istikrarlı olmalarına ve fedakârlık göstermelerine rağmen, hatta İslam'ın uyanışına sebep oldukları halde, dinde kısmen laubalilik tavrı gösterdikleri için içerideki millet onlardan nefret etti ve değersiz görüldüler. Dışarıdaki Müslümanlar ise İttihatçıların dindeki ihmallerini görmedikleri için hürmet gösterdiler, gösteriyorlar.

7) Küfür âlemi bütün vasıtalarıyla, medeniyetiyle, felsefesiyle, ilim ve sanatlarıyla, misyonerleriyle İslam âlemine saldırdı ve maddi olarak uzun zamandan beri galip olduğu halde İslam âlemine dinen galip gelemedi. İçeride sapkınlığa düşmüş bütün grupların, İslam'a az miktarda zarar verecek ölçüde kaldığı, İslamiyet direncini ve sağlamlığını sünnete bağlılık ve birliktelikle koruduğu, şimdi ise üstün bir konuma geçmeye hazırlandığı bir zamanda, ayrıca sizin gibi yüce bir kahramanı İslam'ın koruyucusu ve savunucusu bulduğu bir anda, laubali bir şekilde pis Avrupa medeniyetinden süzülen uydurma bir akım gönlünde yer tutamaz. İslâm âlemi içinde önemli ve devrim niteliğinde bir iş yapmak, ancak İslamiyet'in kurallarına teslimiyetle mümkün olabilir. Aksi olamaz ve olmamıştır. Olsa dahi kısa sürede sönüp gitmiştir.

8) Dinin zayıflayıp etkisini kaybetmesine sebep olan alçak Avrupa medeniyeti yırtılmaya yüz tuttuğu bir zamanda ve Kuran medeniyetinin ortaya çıkmasının vakti geldiği bir anda lakayt ve ihmalkâr bir şekilde "olumlu bir iş yapılamaz"; olumsuz ve yıkıcı işe ise bu kadar yıkıma maruz kalan İslam zaten muhtaç değildir. Napolyon'a değil belki Selahaddin-i Eyyubi gibi İslâm kahramanlarına tabi olmanız gerekir.

9) Sizin bu başarınızı, yüce hizmetinizi takdir eden ve sizi canı gönülden sevenlerin çoğunluğu inananlardır ve özellikle halk tabakasıdır ki, bunlar da sağlam Müslüman'dırlar. Sizi ciddi anlamda sever, tutar ve size minnet duyarlar. Fedakârlığın takdir eder, uyanışa geçmiş en büyük ve en müthiş bir kuvveti size sunarlar. Siz dahi Kuran'ın emirlerini uygulayıp, onlara bağlanıp dayanmanı; İslam'ın yararı adına gereklidir. Yoksa İslamiyet'ti soyutlanmış olan bedbaht, milliyetsiz Avrupa dükünü, Batı taklitçilerini Müslüman halka tercih etmek İslam'ın yararına aykırı olduğundan İslam âlemi bakışını başka tarafa çevirmeye ve başkasından yardım istemeye mecbur kalacaktır.

10) Bir yolda dokuz yok olma ve bir kurtuluş ihtimali varsa, hayatından vazgeçmiş cesur bir k gerekir ki, o kurtuluş yoluna yönelsin. Şimdi 24 saatten bir saati işgal eden namaz gibi bir dini zorunluluğun uygulamasında yüzde 99 kurtuluş iht mali vardır. Yalnız gaflet ve tembellik gibi bir risk belki dünyevi bir zarar olabilir. Hâlbuki farzların terk edilmesinde doksan dokuz zarar ihtimali bulunuyor. Yalnız gaflete, sapkınlığa dayanan tek b kurtuluş ihtimali olabilir. Acaba dine ve dünyaya zarar olan ihmal ve farzların terkine ne bahane olabilir? Onur ve haysiyet buna nâsil izin verir? Mücahit grubun ve yüce Meclis'in hal ve hareketleri halk tarafından taklit edilir. Kusurlarını millet ya taklit edecektir ya
da eleştirecektir ki her ikisi de zarardır. Demek ki onlardaki Allah'ın hukuku, kulların haklarını da kapsıyor. Sırr-ı tevatür (sağlam bilgilerin, güvenilir isimler tarafından nesilden nesile nakledilmesi) ve fikir birlikteliğini kapsayan hadsiz, haberleri ve delilleri dinlemeyen ve nefsin safsatalarını ve şeytanın vesveselerinden gelen vehimleri kabul eden adamlarla hakiki ve ciddi bir iş görülmez. Bu büyük inkılabın temel taşlarının sağlam olması gerekir. Bilirsiniz ki ebedi düşmanlarınız, sapkınlıklarınız ve hasımlarınız, İslâm'ın gerekliliklerini tahrip ediyorlar. Öyle ise mecburi göreviniz İslam'ın gerekliliklerini yaşatmak ve korumaktır. İslam'ın değerlerini hafife alma, milletin zayıflığını gösterir, zayıflık ise düşmanı durdurmaz, bilakis cesaretlendirir.
-Hasbunallahu ve ni'me'l-vekîl, ni'me'l-mevlâ ve ni'me'n-nasîr- "Allah bize yeter. O ne güzel vekildir (Al-i İmran Suresi, 173). O ne güzel dost ve O ne güzel yardımcıdır (Enfal Suresi, 40)."
23 Kasım 1922
Duacınız
Said-i Kürdi
Meclis Riyaseti 5/3218
Evraka 2/12/338 Hıfzı


Ayrıca suçlama yaptığınız Konunun ilk mesajında F.Gülen ve Cemeati için sizinle her paragrafı istişare eder ve Münazara yaparım.

Marmara gemisi olayındamı ? Gezi taksim protestoları konusundamı ?

Ayrıca Emre uslunun yazısını yorumlamak için BAŞKA AKIL ARAMAYIN ALLAH cc size verdiği akıl la yorumlayın.

günaydınnnnnnnnnnn...iyi akşamlaaaarrrrrrrrrrrr.......güle güleeeeeeeeeeeeeeee

************

Benim içinde bulunduğum oluşumlar için temeli olmayan yorumlar da bulunup alıntılar getirsen her zaman size karşılık yazarım.

Eüğer yorumlarınızda haklı iseniz çıkar cevap yazarsınız veya İşte böyle İyi akşamlar güle gülelerle zaman geçirirsiniz.
 

salimabi

Kısıtlı Erişim
Katılım
1 Kas 2011
Mesajlar
0
Tepkime puanı
1,396
Puanları
0
Benim içinde bulunduğum oluşumlar için temeli olmayan yorumlar da bulunup alıntılar getirsen her zaman size karşılık yazarım.

Eüğer yorumlarınızda haklı iseniz çıkar cevap yazarsınız veya İşte böyle İyi akşamlar güle gülelerle zaman geçirirsiniz.

.*.*.*..*..*i*.*i*.*i.-*i-*i-:İ.*.*.*i*.*.
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
Bilmediğin konularda ahkâm kesme bilenlerin karşısında Rezil olursun ki bak bu iddianla benim kul hakkıma girdin.

Be husben misin nesin SİGORTA ACENTELERİN KESTİĞİ HER POLİÇE HAZİNE MÜSTEŞARLIĞIN da kayıt altına alınır buda vergi dairesine gider SGK Payı , THGF , Gider vergisi YANİ İSTESENDE KAÇIRAMAZSIN İki kazak sattım bir sattım d,iyemezsin veya kazağı 20 satıp 10 sattım diyemezsin.BİLMEDİĞİN KONULARDA SUS ta seni alim sansınlar ALİM görmeyenler seni alim sanır nasıl olsa.

sen bilirsin işini agbi 153 hessaplarla oynarsın stogu dusur gecıcı vergıyı az ode
 

salimabi

Kısıtlı Erişim
Katılım
1 Kas 2011
Mesajlar
0
Tepkime puanı
1,396
Puanları
0
1497573_10152059640182778_1207535940_n.jpg


ÂLEM-İ SEMÂYA MANŞET OLDU AMA ZAMAN'A MANŞET OLAMADI !
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
sen bilirsin işini agbi 153 hessaplarla oynarsın stogu dusur gecıcı vergıyı az ode

HANİ DERLER YAAA C

DELİ den Korkma CAHİL den kork.

Bu kendini akıllı sanan üye Benim ml sattığımı sanıyor ama Normal bu akıl STOK lardan bahseder SİGORTA POLİÇE sinde STOK varmış ALLAH ALLAH

STOK u düşürcekmişim Geçici vergiyi az ödeyecekmişim bu kişi galiba yani Hüsmen ağalığını çok güzel gösteriyor DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN SİGORTA POLİÇELERİNDE STOK varmış Tam Hüsmen ağalık bir düşünce.

Haa birde Muhasebe AHKAM kesmiş.AHKAM kessen ne yazar HER YERİN FALSO ve HÜSMEN AĞA.
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
HANİ DERLER YAAA C

DELİ den Korkma CAHİL den kork.

Bu kendini akıllı sanan üye Benim ml sattığımı sanıyor ama Normal bu akıl STOK lardan bahseder SİGORTA POLİÇE sinde STOK varmış ALLAH ALLAH

STOK u düşürcekmişim Geçici vergiyi az ödeyecekmişim bu kişi galiba yani Hüsmen ağalığını çok güzel gösteriyor DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN SİGORTA POLİÇELERİNDE STOK varmış Tam Hüsmen ağalık bir düşünce.

Haa birde Muhasebe AHKAM kesmiş.AHKAM kessen ne yazar HER YERİN FALSO ve HÜSMEN AĞA.
bıak @agbi bu işleri muhasebecıyım demedınmı ?sıgorta nerden cıktı
şimdide sıgortacımı oldun
bence senin sigortaların atmış agbi
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
bıak @agbi bu işleri muhasebecıyım demedınmı ?sıgorta nerden cıktı
şimdide sıgortacımı oldun
bence senin sigortaların atmış agbi

Benim muhasebeci olduğumu beyan ettiğim bir mesajımı bul Forum u terk edicem.

ALLAH ta şahidim dirki hiç bir zaman mesleğim muhasebecili tir demedim hem Burda hem de Gerçek yaşamda.

Fakat Normal senin gibi kişilerin bu iddiaları ANLAMAK İÇİN OKUMUYORSUNUZ ki.

Birde bana Münazara teklif ediyorsunuz önce Teklif ettiğiniz kişiyi tanıyın,

TV bir tipleme vardı HÜSMEN AĞA bana onu hatırlatıyorsunuz Gerçi devamlı seyretmedimde birgün reytng yaparken görmüştüm EKMEK İÇİ EKMEK yerken gördüm ÇOK İLGİNÇ ti EKMEK İÇİ EKMEK.
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
Benim muhasebeci olduğumu beyan ettiğim bir mesajımı bul Forum u terk edicem.

ALLAH ta şahidim dirki hiç bir zaman mesleğim muhasebecili tir demedim hem Burda hem de Gerçek yaşamda.

Fakat Normal senin gibi kişilerin bu iddiaları ANLAMAK İÇİN OKUMUYORSUNUZ ki.

Birde bana Münazara teklif ediyorsunuz önce Teklif ettiğiniz kişiyi tanıyın,

ben muhasebecıyım dedin @agbi yoksa durup duruken sana neden muhasebecisin diyeyim ?
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
ben muhasebecıyım dedin @agbi yoksa durup duruken sana neden muhasebecisin diyeyim ?


Benim muhasebeci olduğumu beyan ettiğim bir mesajımı bul Forum u terk edicem.

ALLAH ta şahidim dirki hiç bir zaman mesleğim muhasebecili tir demedim hem Burda hem de Gerçek yaşamda.

Fakat Normal senin gibi kişilerin bu iddiaları ANLAMAK İÇİN OKUMUYORSUNUZ ki.

Birde bana Münazara teklif ediyorsunuz önce Teklif ettiğiniz kişiyi tanıyın,

TV bir tipleme vardı HÜSMEN AĞA bana onu hatırlatıyorsunuz Gerçi devamlı seyretmedimde birgün reytng yaparken görmüştüm EKMEK İÇİ EKMEK yerken gördüm ÇOK İLGİNÇ ti EKMEK İÇİ EKMEK.
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
Benim muhasebeci olduğumu beyan ettiğim bir mesajımı bul Forum u terk edicem.

ALLAH ta şahidim dirki hiç bir zaman mesleğim muhasebecili tir demedim hem Burda hem de Gerçek yaşamda.

Fakat Normal senin gibi kişilerin bu iddiaları ANLAMAK İÇİN OKUMUYORSUNUZ ki.

Birde bana Münazara teklif ediyorsunuz önce Teklif ettiğiniz kişiyi tanıyın,

TV bir tipleme vardı HÜSMEN AĞA bana onu hatırlatıyorsunuz Gerçi devamlı seyretmedimde birgün reytng yaparken görmüştüm EKMEK İÇİ EKMEK yerken gördüm ÇOK İLGİNÇ ti EKMEK İÇİ EKMEK.

yahu bırak formu terkedemesisin sen kaç kere konu açtın bırakacma diye bir türlü bırakmadın sigara gıbı değilmi agbı bırakılmıyor cekkkk bırakkkkk
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
yahu bırak formu terkedemesisin sen kaç kere konu açtın bırakacma diye bir türlü bırakmadın sigara gıbı değilmi agbı bırakılmıyor cekkkk bırakkkkk

Siz ve Sizin gibilere ne derler GICIKLIK olsun diye İHVAN FORUM u bırakmıyorum.

Yukarıdaki hitab biraz abiyane oldu ama hakkettin be EKMEK ARASI EKMEK müptelası Hüsmen ağa.
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
hüseyine cevap veren bi sensin galiba
bari mizah filan
olmadı bi atışma görsek
okunmuyor bile
yönetim silsin.
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
hüseyine cevap veren bi sensin galiba
bari mizah filan
olmadı bi atışma görsek
okunmuyor bile
yönetim silsin.

bu forumda senİ kİmse kaale almiyor ne malll olduĞun belİ bu yÜzden kendİĞİnİ nİmet sanma
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
siz ve sizin gibilere ne derler giciklik olsun diye İhvan forum u bırakmıyorum.

Yukarıdaki hitab biraz abiyane oldu ama hakkettin be ekmek arasi ekmek müptelası hüsmen ağa.

@agbİ sen enden kuran ayetİnİn kelİmesİyel dalga geÇİyorsun yakiŞiyormu senİn gİbİ Üstada
 

ebkem

Baş Yücelik
Katılım
3 Ara 2011
Mesajlar
3,128
Tepkime puanı
321
Puanları
0
Turgay Güler:28 Şubat'tan betermiş!

Turgay GÜLER [email protected]

Dillerine dolamışlar gidiyor.
Neymiş; "28 Şubat'tan betermiş".
Hiç utanmadan, sıkılmadan oturup kalkıp bunu söylüyorlar.
Bu nasıl bir beter ki; bugün dev bir medyanız, bankanız, polisiniz, askeriniz, savcınız, hâkiminiz var?
Bun nasıl bir beter ki; bugün milletin iktidarına darbe yapmaya kalkışabiliyorsunuz?
Duyan da "28 Şubat'ta başlarına bir iş gelmiş" sanacak!
Hem 28 Şubat'tan beter diyecek en son cemaat sizsiniz yahu.
"Aman bana dokunma" diyerek darbeye destek oldunuz.
Hem de açıktan, aleni.
Ecevit'e ve darbeye verdiğiniz destek karşılığında okullarınızı kurtardınız.
Sonra da kalkıp, "Destek vermeseydik, okullarımızı kapatacaklardı" dediniz.
Hiç utanmadan sıkılmadan!
Tamam, siz okullarınızı kurtardınız da, milyonlarca insan sizin darbeye verdiğiniz bu destek nedeniyle inim inim inledi.
Saydırtmayın şimdi bana...
Kapansaydı senin okulun da; o çocuklar okul önlerinde başlarındaki örtü nedeniyle coplanmasaydı.
Kapansaydı senin okulun da; küçücük bedenlerin cop altında verdikleri başörtüsü mücadelesi için "furuat" demeseydin.
Kırmasaydın kalplerini, yıkmasaydın ümitlerini.
"Bunun vebalini nasıl öderim?" diye dertlenmeyeceksin, kalkıp bir de pişkin pişkin "28 Şubat'tan beter" diyeceksin.
İnsanda azıcık utanma olur yahu.
Azıcık!
28 Şubatçılarla kol kola gireceksin, ananas, tespih göndereceksin, ihaleler ayarlayacaksın, ballı sponsorluklar kapacaksın, yargılanmaları engelleyeceksin yüzün kızarmadan bir de "28 Şubat'tan beter" diyeceksin.
Ayıp yahu!
Ağzından çıkanı kulağın duymayacak, suçunu bastırırcasına bir de "nefret dili, nefret dili!" diyerek ağlayacaksın.
Firavun diyeceksin, kalleş diyeceksin, haramzade diyeceksin, Yezit diyeceksin, hırsız diyeceksin, küfredeceksin, hakaret edeceksin, tüm bunları yapacaksın ardından da mart kedisi gibi bağıracaksın.
Ayıp yahu!
Din iman nutukları atacaksın; yazarın kalkıp Hazreti Peygamber'e hakaret edecek, mümine bir kadına küfredecek, senin de gıkın çıkmayacak!
Ayıp yahu!
Göklere çıkarıp himaye ettiğin "tipoloji" her türlü küfrü edecek; sen de pişkin pişkin "bunların bizimle alakası yok" diyeceksin.
Sağa sola goygoycular, fitneciler diye ayar vermeye kalkacaksın, Allah'tan korkmadan "Yezit" benzetmesi yapacaksın.
Sonra bu ayıbını tevil etmeye çalışacaksın.
Pes doğrusu!

Beddua gibi anket

Zaman Gazetesi dün bir anket yayımladı.
Beddua bu kez anket kılığına girmiş.
Anketi yapan "şirket" Cihan Veri Toplama Araştırma Servisi'ymiş.
Cihan Haber Ajansı'nın yan kolu.
Yabancı değil.
Bu pazar günü Cumhurbaşkanlığı seçimleri olsa diye sormuş "arkadaşlar".
Erdoğan'a 17,5, Abdullah Gül'e 47 çıkmış.
Cemaatin "rüya" anketi.
Neyse.
Gelelim asıl meseleye.
Bunu manşet yapan Zaman, öylesine bir acemiliğe imza atıyor ki sormayın.
Niyetlerini daha ilk satırda faş etmişler acemice.
"Cumhurbaşkanı daha aktif olmalı" diye dileniyorlar.
"Sayın Cumhurbaşkanım bizi kurtar" diye yalvarıyorlar.
Karşılığında ise "seni yeniden cumhurbaşkanı seçtirelim" diye 'rüşvet' vermeye kalkışıyorlar!
Uyanıklar ya!
Dahası var.
Benzer uyanıklığı dün GYV de yaptı.
Onlar da Cumhurbaşkanı'nı aktif olmaya çağırdı.
İki kardeş arasında fitne çıkarmaya çalışıyorlar.
Maşallah pek mahirler bu işlerde.
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Anglosakson şeytani zekâ ve Yeni Türkiye


Türkiye'de 13 gün sonra seçim var. Siyasetçiler meydanlarda hiç olmadığı kadar özgürce propaganda yapıyor.
Öylesine özgürce ki; kimileri rakibi hakkında her türlü hakareti, küfrü edebiliyor.
Öylesine özgürce ki; suç olmasına rağmen dinleme kayıtlarını yayımlayabiliyor.
Bunlara gazete, radyo, televizyon ve internet medyasında yapılanları da dâhil edebilirsiniz.
Mesela bir radyocu çıkıp "Ecelinizle ölmeyeceksiniz, acılar içinde öleceksiniz" diyebiliyor.
Bir köşe yazarı kalkıp "Yatacak yerin yok bilesin. Tükürmesinler diye mezar taşına, toma bekleyecek başında" diyebiliyor.
Bir terör örgütü 22 yaşındaki bir genci öldürebiliyor.
Dahası "ben öldürdüm" diyebiliyor.
Bir genel başkan "Yok sen öldürmedin, elektrikler kesildi!" diyebiliyor.
Devlete sızmış bir çete ülkenin cumhurbaşkanını, meclis başkanını, başbakanını, genelkurmay başkanını dinleyebiliyor.
Birileri kalkıp ortalığı savaş alanına çevirebiliyor.
İşadamları yakıp yıkanlara, kırıp dökenlere, öldürenlere, yağmalayanlara sponsor olabiliyor.
Sonra da hepsi ağız birliği etmişçesine koro halinde "diktatör" diye bağırabiliyor.
Çoğu gitti azı kaldı; 13 gün sonra sandık milletin önüne gelecek.
Millet kendi kaderini tayin edecek bir seçim yapacak.
Gel gör ki, bu Vandalların milletin tercihine de saygısı yok.
Onu yok saydığı gibi, vereceği oyu da önemsemiyor.
"Yüzde seksen de alsan, nafile" diyebiliyor.
Çünkü o yüzde sekseni "bidon kafalı" olarak görüyor.
"Göbeğini kaşıyan adam" olarak!
Peki tüm bunları niçin yapıyor?
Onu da cemaatçi yazarın ağzından dinleyelim:
"Yarının Türkiye'sinde AKP'yle teması olan hiçbir kurum, kuruluş ve yapı kalmayacak. Erdoğan'la birlikte hareket eden bütün yapılar, buna cemaatler ve tarikatlar da dâhil, tasfiye edilecek."
Böyle söylüyor muhterem!
Soralım o halde neye güvenerek söylüyor?
Şüphesiz yaptığı kirli ittifaklara!
Yere göğe sığdıramadığı
İsrail'e.
Yazının devamını okumak için tıklayınız!
 
Üst