Ercan Tekin
Kıdemli Üye
- Katılım
- 25 Eyl 2010
- Mesajlar
- 5,631
- Tepkime puanı
- 266
- Puanları
- 0
TARİKATLERİMİZ SİYONİZM TARAFINDAN KUŞATILMIŞTIR
Tarikat haktır. İslamda tarikatlerimiz nefis terbiyesi eğitimi maksatlı olarak oluşturulan toplulukların baş eğitmen (şeyh) tarafından eğitildiği güzel istikametlerdir.
Osmanlıda 600 sene yeryüzüne tarikatlerle hükmedilmiştir. Osmanlı sultanlarının hepsi bir tarikat mensubuydu.
Ehli küfür (siyonizm), müslümanların tarikatlerle Peygamberlerinin yoluna daha sıkı bağlandığını ve başarılı devlet gücüne ulaştığını Osmanlı ile tespit etmiş bu konuda batılı üniversitelerde Çanakkale savaşı ve milli mücadelede tarikatlerin rolü diye derin araştırmalar yaptıkları bilinmektedir.
Tabi şeytan ve deccallin yolu batılın bu düzeni bozması gerekiyordu ve bozunca tekrar müslüman türk milletinin şeriate bağlı tarikatlerle yeryüzüne hakimiyet kurmaması için milli mücadeleden sonra tarikatler toptan medreseler kapatıldı.
Daha sonraki milli şef dönemlerinden sonra tarikatlerimiz tekrar canlanmaya başladı.
O sırada Türkiye'nin ehli sünnet ve'l cemaat tarikatleri 1970'de Ankara'da İskenderpaşa cemaati önderi şeyh Mehmed Zahid Kotku hz'leri önderliğinde bir araya geldiler.
Ve bu toplantıda ortak kanaat şuydu; "biz müslümanlar Osmanlıdan sonra zayıfladık tekrar müslümanların aslına dönerek, birleşerek ümmeti Türkiye önderliğinde ayağa kaldıramamız lazım, buda görülüyor ki parlemantodan geçiyor, bu sebeple Milli Görüşü kuracağız ve siyasî partisi olup meclise girip hakkı hakim kılacağız..."
Peki kimler vardı Ankara kültür merkezindeki o toplantıda?
Mehmed Zahid Kotku hazretleri, Sami Efendi hazretleri, Mahmud Efendi hazretleri, Kayserili Hasan Efendi, Konyalı Ali Ulvi Kurucu bey, Bayburtlu Dede Paşa hazretleri ve Sultan Baba hazretleri, alimler, İslam ülkelerinden temsilciler, profesörler, devlet adamlarından oluşan 150 kişi ile bu toplantıda bulunup Millî Görüşü kurdular başınada ilkin Mehmet Emin Er hocaefendiyi seçmek istediler ama hocaefendi; "ben siyonizmin planlarını şeklini çok bilmiyorum o yüzden kabul edemem" diyerek Emir-el Müminin görevini geri çevirdi devamında Lütfü Doğan hocaefendiye teklif ettiler ama O'da aynı gerekçelerle kabul etmedi. Mehmed Zahid efendi hz'leri daha sonra talebesi Necmettin Erbakan'a teklif etti Erbakan iki defa reddettiysede üçüncüsünde hocasının baskısıyla kabul etmek zorunda kalmıştır.
Peki tarikatlerin kurduğu Milli Görüşü bugün aynı tarikatler şimdi çoğunluğu neden desteklemiyor?
Yoksa Erbakan önderliğindeki Milli Görüş kurulup oluşturulan tüzüğünden saptımı yoksa tarikatlermi siyasi yoldan saptırıldı?
Baktığımızda Erbakan hocamız davanın ilk gününden vefatına kadar olan kısımdan asla yoldan sapmadığı gibi İslama büyük hizmetleri oldu.
Peki Milli Görüşü temsil eden kadrolar davayı yoldan istikametten çıkarıp bozmadıysa tarikatlerimize ne oldu?
Tarikatlerimiz içerisine öncelikle kripto kimlikli ajanlar mürid olarak sızdalar bazıları hoca oldu ve cemaatte saygın konumlara ulaştı tabi maddi kaynak aktarımında bu kripto mürid ve hocaların cemaate cömert davranması konumlarını söz sahibi olacak şekilde yükseltti.
Bazı cemaatlerimizin maddi gücündeki gelişimlerinin holding seviyelerine ulaşması sanırım anlaşılır örnektir.
Zaten bu kripto kimlikli mürid+hocaların cemaatlere sızmasını Cübbeli Ahmed hocaefendi bir sohbetinde açıkca dile getirmiş ve cemaatini uyarmıştı.
Tabi bu kriptolardan hocalar vekiller çıkınca cemaatte parayı görünce bunlardan güce yöneliş oldu yani dünya metahına meyl kaçınılmaz oldu. Zira Osmanlı zamanında şeyh Hacı Bayram Veli hz'lerinin müridlerinin vergiden ve askerlikten muaf olma hakları Padişah tarafından cemaate lütfedilince cemaatin sayısı epeyce arttı o kıssayı bilirsiniz mesaj alındı o zaman!
İslamda tarikatler şeriat ile haktır, şeriatsiz tarikat batıldır.
Şeriatte ise cihad en büyük ibadettir çünkü Kur'anda namaz, oruç, zekat, gibi temel ibadetlerden çokca fazla olarak cihad emri ve ismiyle önemi telaffuz edilerek cihadın önemi Rabbimiz tarafından biz kullarına özellikle iletilmiştir.
Şimdiki tarikatlerimizin cihad ruhu adeta sökülerek yahudi kölesi müslüman profiline uyan şekle girmiştir.
Ne demek istiyoruz?
Diyoruz ki faiz düzenine karşı değiller, karşı olsalardı zamanında Anapı ve şimdi Akpartiyi desteklemezlerdi, Milli Görüşü desteklemeleri gerekirdi, amerikan işgallerine, israilin işgallerine karşı değiller, eğer karşı olsalardı Anapı ve Akpartiyi desteklemez Milli Görüşü desteklemeleri gerekirdi.
Vs. Vs. Vs.
Yahudi kölesi müslüman nedir?
Siyonizmin işgallerine engel olmaya çalışan Milli Görüşü desteklemeyen, sadece işgalleri kınayan işbirlikçi siyasileri destekleyen, zulümlere aldırmayan, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın kafası olan, faiz düzenine ses etmeyip düzenin parçası olmayı kabullenen, ayrıca cihad ibadeti hariç, namazını kılan, orucunu tutan dini diğer vecibelerini yerine getiren ve kurtulduğunu zanneden müslümanlara yahudi kölesi müslümanı denir.
Gelelim şeyhlerimize, istihbaratın raporlarına göre ülkemizde 600 civarında kendisine şeyh denilen kişi var.
Artık kaçı doğru kaçı yanlış siz karar verin.
Şeyhlerimizden ehli sünnet olanları elleri öpülesi biat edilmesi, saygı gösterilmesi gereken kimselerdir.
Ancak bir şeyh sizlere vahyi ön planda tutan Milli Görüşü işaret etmiyorsa havada uçsa bile o kimselere aldanmayın.
Gerçek şeyh vahyi ön planda tutanları işaret eder, cihadı sevdirir unutturmaz şuurlandırır.
Şeyh efendi vahyi ön planda tutan hareketi işaret etse dahi cemaatin içinden kripto mürid+hocaları ve menfaatçi müridlerin hoşuna gitmez ve etrafa şeyh efendileri adına söylentiler yayarak gitmeyi ateşlendirirler mesala şöyle bir söylentiye yabancı "Efendi hz'leri bu seçimde felanca partiyi destekleyin dedi." Smsler, sözlü bildirimlerle bu söylentileri yayarak fitneyi yapıyorlar.
İlmi siyaset bilmeyen alimlerimizde o kriptoların ve fitnecilerin iftiralarına inanıp cemaatleri yanlış yönlendirmektedirler.
Bu fitneler elbet bitecek ama çok fazla müslüman kardeşimiz bu imtihanları geçememektedirler.
İnşaAllah cemaatlerimiz tarikatlerine sızan mürtedlerden, münafıklardan, müfterilerden en kısa zamanda kurtuluşa erer ve siyonizmin işgalinden kurtulur.
O zaman tarikatlerimiz kendi davaları olan Milli Görüşü ayağa kaldırıp ümmetin kurtuluşuna vesile olacaklardır.
Cemaatlerdeki kardeşlerimize tenbih ediyoruz fitne büyük dikkatli olun düşman aramızda bizi birbirimize düşürmekle meşgul, hakkı bilip hakka ittiba, batılı bilip batıldan iştinap eylemeyi Cenab-ı Hak hepimize nasip eylesin.
Siyonizmin işgalinden kendini koruyan şeyhlerimizi ve cemaatlerini tenzih eder sevgilerimizi arz ederiz.
Zira bu yazımızda genel hali dile getirdik.
Vesselam
Ercan Tekin
Tarikat haktır. İslamda tarikatlerimiz nefis terbiyesi eğitimi maksatlı olarak oluşturulan toplulukların baş eğitmen (şeyh) tarafından eğitildiği güzel istikametlerdir.
Osmanlıda 600 sene yeryüzüne tarikatlerle hükmedilmiştir. Osmanlı sultanlarının hepsi bir tarikat mensubuydu.
Ehli küfür (siyonizm), müslümanların tarikatlerle Peygamberlerinin yoluna daha sıkı bağlandığını ve başarılı devlet gücüne ulaştığını Osmanlı ile tespit etmiş bu konuda batılı üniversitelerde Çanakkale savaşı ve milli mücadelede tarikatlerin rolü diye derin araştırmalar yaptıkları bilinmektedir.
Tabi şeytan ve deccallin yolu batılın bu düzeni bozması gerekiyordu ve bozunca tekrar müslüman türk milletinin şeriate bağlı tarikatlerle yeryüzüne hakimiyet kurmaması için milli mücadeleden sonra tarikatler toptan medreseler kapatıldı.
Daha sonraki milli şef dönemlerinden sonra tarikatlerimiz tekrar canlanmaya başladı.
O sırada Türkiye'nin ehli sünnet ve'l cemaat tarikatleri 1970'de Ankara'da İskenderpaşa cemaati önderi şeyh Mehmed Zahid Kotku hz'leri önderliğinde bir araya geldiler.
Ve bu toplantıda ortak kanaat şuydu; "biz müslümanlar Osmanlıdan sonra zayıfladık tekrar müslümanların aslına dönerek, birleşerek ümmeti Türkiye önderliğinde ayağa kaldıramamız lazım, buda görülüyor ki parlemantodan geçiyor, bu sebeple Milli Görüşü kuracağız ve siyasî partisi olup meclise girip hakkı hakim kılacağız..."
Peki kimler vardı Ankara kültür merkezindeki o toplantıda?
Mehmed Zahid Kotku hazretleri, Sami Efendi hazretleri, Mahmud Efendi hazretleri, Kayserili Hasan Efendi, Konyalı Ali Ulvi Kurucu bey, Bayburtlu Dede Paşa hazretleri ve Sultan Baba hazretleri, alimler, İslam ülkelerinden temsilciler, profesörler, devlet adamlarından oluşan 150 kişi ile bu toplantıda bulunup Millî Görüşü kurdular başınada ilkin Mehmet Emin Er hocaefendiyi seçmek istediler ama hocaefendi; "ben siyonizmin planlarını şeklini çok bilmiyorum o yüzden kabul edemem" diyerek Emir-el Müminin görevini geri çevirdi devamında Lütfü Doğan hocaefendiye teklif ettiler ama O'da aynı gerekçelerle kabul etmedi. Mehmed Zahid efendi hz'leri daha sonra talebesi Necmettin Erbakan'a teklif etti Erbakan iki defa reddettiysede üçüncüsünde hocasının baskısıyla kabul etmek zorunda kalmıştır.
Peki tarikatlerin kurduğu Milli Görüşü bugün aynı tarikatler şimdi çoğunluğu neden desteklemiyor?
Yoksa Erbakan önderliğindeki Milli Görüş kurulup oluşturulan tüzüğünden saptımı yoksa tarikatlermi siyasi yoldan saptırıldı?
Baktığımızda Erbakan hocamız davanın ilk gününden vefatına kadar olan kısımdan asla yoldan sapmadığı gibi İslama büyük hizmetleri oldu.
Peki Milli Görüşü temsil eden kadrolar davayı yoldan istikametten çıkarıp bozmadıysa tarikatlerimize ne oldu?
Tarikatlerimiz içerisine öncelikle kripto kimlikli ajanlar mürid olarak sızdalar bazıları hoca oldu ve cemaatte saygın konumlara ulaştı tabi maddi kaynak aktarımında bu kripto mürid ve hocaların cemaate cömert davranması konumlarını söz sahibi olacak şekilde yükseltti.
Bazı cemaatlerimizin maddi gücündeki gelişimlerinin holding seviyelerine ulaşması sanırım anlaşılır örnektir.
Zaten bu kripto kimlikli mürid+hocaların cemaatlere sızmasını Cübbeli Ahmed hocaefendi bir sohbetinde açıkca dile getirmiş ve cemaatini uyarmıştı.
Tabi bu kriptolardan hocalar vekiller çıkınca cemaatte parayı görünce bunlardan güce yöneliş oldu yani dünya metahına meyl kaçınılmaz oldu. Zira Osmanlı zamanında şeyh Hacı Bayram Veli hz'lerinin müridlerinin vergiden ve askerlikten muaf olma hakları Padişah tarafından cemaate lütfedilince cemaatin sayısı epeyce arttı o kıssayı bilirsiniz mesaj alındı o zaman!
İslamda tarikatler şeriat ile haktır, şeriatsiz tarikat batıldır.
Şeriatte ise cihad en büyük ibadettir çünkü Kur'anda namaz, oruç, zekat, gibi temel ibadetlerden çokca fazla olarak cihad emri ve ismiyle önemi telaffuz edilerek cihadın önemi Rabbimiz tarafından biz kullarına özellikle iletilmiştir.
Şimdiki tarikatlerimizin cihad ruhu adeta sökülerek yahudi kölesi müslüman profiline uyan şekle girmiştir.
Ne demek istiyoruz?
Diyoruz ki faiz düzenine karşı değiller, karşı olsalardı zamanında Anapı ve şimdi Akpartiyi desteklemezlerdi, Milli Görüşü desteklemeleri gerekirdi, amerikan işgallerine, israilin işgallerine karşı değiller, eğer karşı olsalardı Anapı ve Akpartiyi desteklemez Milli Görüşü desteklemeleri gerekirdi.
Vs. Vs. Vs.
Yahudi kölesi müslüman nedir?
Siyonizmin işgallerine engel olmaya çalışan Milli Görüşü desteklemeyen, sadece işgalleri kınayan işbirlikçi siyasileri destekleyen, zulümlere aldırmayan, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın kafası olan, faiz düzenine ses etmeyip düzenin parçası olmayı kabullenen, ayrıca cihad ibadeti hariç, namazını kılan, orucunu tutan dini diğer vecibelerini yerine getiren ve kurtulduğunu zanneden müslümanlara yahudi kölesi müslümanı denir.
Gelelim şeyhlerimize, istihbaratın raporlarına göre ülkemizde 600 civarında kendisine şeyh denilen kişi var.
Artık kaçı doğru kaçı yanlış siz karar verin.
Şeyhlerimizden ehli sünnet olanları elleri öpülesi biat edilmesi, saygı gösterilmesi gereken kimselerdir.
Ancak bir şeyh sizlere vahyi ön planda tutan Milli Görüşü işaret etmiyorsa havada uçsa bile o kimselere aldanmayın.
Gerçek şeyh vahyi ön planda tutanları işaret eder, cihadı sevdirir unutturmaz şuurlandırır.
Şeyh efendi vahyi ön planda tutan hareketi işaret etse dahi cemaatin içinden kripto mürid+hocaları ve menfaatçi müridlerin hoşuna gitmez ve etrafa şeyh efendileri adına söylentiler yayarak gitmeyi ateşlendirirler mesala şöyle bir söylentiye yabancı "Efendi hz'leri bu seçimde felanca partiyi destekleyin dedi." Smsler, sözlü bildirimlerle bu söylentileri yayarak fitneyi yapıyorlar.
İlmi siyaset bilmeyen alimlerimizde o kriptoların ve fitnecilerin iftiralarına inanıp cemaatleri yanlış yönlendirmektedirler.
Bu fitneler elbet bitecek ama çok fazla müslüman kardeşimiz bu imtihanları geçememektedirler.
İnşaAllah cemaatlerimiz tarikatlerine sızan mürtedlerden, münafıklardan, müfterilerden en kısa zamanda kurtuluşa erer ve siyonizmin işgalinden kurtulur.
O zaman tarikatlerimiz kendi davaları olan Milli Görüşü ayağa kaldırıp ümmetin kurtuluşuna vesile olacaklardır.
Cemaatlerdeki kardeşlerimize tenbih ediyoruz fitne büyük dikkatli olun düşman aramızda bizi birbirimize düşürmekle meşgul, hakkı bilip hakka ittiba, batılı bilip batıldan iştinap eylemeyi Cenab-ı Hak hepimize nasip eylesin.
Siyonizmin işgalinden kendini koruyan şeyhlerimizi ve cemaatlerini tenzih eder sevgilerimizi arz ederiz.
Zira bu yazımızda genel hali dile getirdik.
Vesselam
Ercan Tekin