Tarikatı inkar etmek

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
Allah cc istediği şekilde İBADET ini yapan & Farzlara vaciplere uyan Sünneti yaşayan Haramlardan sakınan bir kişi BİR TARİKAT a girmedi ise İMANI TEHLİKE demidir.

Elbette bu kimsenin İmanı tehlikede değildir.

Zaten yazılarda girmeyen demiyor reddeden diyor

İkisi farklı şeyler
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Eski mübarek zâtların ekser divanları ve ülemanın bir kısım risaleleri imanın ve marifetin neticelerinden ve meyvelerinden ve feyizlerinden bahsederler. Onların zamanlarında imanın esasatına ve köklerine hücum yoktu ve erkân-ı iman sarsılmıyordu. Şimdi ise köklerine ve erkânına şiddetli ve cemaatli bir surette taarruz var. O divanlar ve risalelerin çoğu has mü'minlere ve ferdlere hitab ederler, bu zamanın dehşetli taarruzunu def'edemiyorlar.

Bu satırlar Risaleden zannedersem...

Nursi merhumun yaşadığı ve Risalelerinin yazıldığı zulüm, baskı ve karanlık yıllarında onunla beraber pekçok alim ve meşayıh da eziyet görmüş zulme maruz kalmıştır. Hatta canını verip o yolda Şehid olanları da çoktur.

Fakat, hiç birisi, şu ilimleri, şu divanları, şu kitapları, şu terbiye işini, şu zikir fikir şükür metodunu, şu tedris işlerini bırakalım da topyekun imansızlıktan SAKINALIM dememiştir. İmanlarını ve imanları muhafaza ettikleri gibi, Ehli Sünnetin zahir batın geleneği ne ise, öyle ya da böyle aynen sürdürmüşlerdir. Zamanımızda da sürüp gitmektedir.

Nursi merhumun bu tespitleri kendisine aittir. Başkasını bağlamaz. O konularda kendi başınadır. Şahsi kanaati öyle olmuş, öyle bir tarz tutturmuş. Nursi merhumun bu kanaati, başka alim ve meşayıhı gölgelemeyeceği gibi, başka yöntemleri de haksız ve başarısız çıkarmaz. Siz de lütfen artık, dünya gerçeklerine uymayan bu kanaatleri bırakıp bizden başka eziyet çeken olmadı, bizden başka kimse kalmadı, bizden başka da yol tutturan olmaz, ancak bizim elimizdekidir havasından kurtulunuz.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Saidi Nursi gördüğüm kadarıyla kitap kıyası yapmış. Önceki kitaplar şöyle idi, bizim kitabımızda imani deliller var demiş. Kelam kitapları delillerle ile doludur. O sadece tasavvuf kitaplarına bakıverip, bunu söylemiş. Yani elma ile armut kıyası yapılmış. Tabi ki tasavvuf kitaplarının öncelikli hedefi imani deliller değildir. Biz İslami ilimlerin tasnifi ve tedvini sürecinde kelam, fıkıh, tasavvuf ayrışmalarını görürürüz. Müslüman bunların hepsinden istifade edecek. Tasavvuf kitabını okuyup, kelam bilgileri aramayacağız tabi ki. Bunları risalelerde ve sair kelam kitaplarında bulabiliriz.

Buradan nasıl bir tarikat inkarı çıkar hayret.
 

türkü

Kıdemli Üye
Katılım
18 Tem 2007
Mesajlar
4,973
Tepkime puanı
975
Puanları
0
sizler tabi tecrübelendiniz öyle niyetinizi açıktan ifşa etmezsinizde, allayıp-pullayıp şu başlık dahi gözümüzün içine bakar durur halde iken öyle degilde şöyledir der, olmadı topu nur yumaklarına atar, evirir- çevirir kendi sahanızda top sürersiniz :D zamanında toy bir ehl-i tarik şöyle demişti (kendinden konuşmuş degil ya ögretiliyor tabiki): bizler cennetin en güzel köşk ve saraylarında Allah'ın ikramlarını tadarken tarikat inkarcılıları, bir mürşide baglanmayan tipler yani bizlerde, misal olsun cennette gecekondu/baraka tipli hanelerde varlıklarını sürdüreceklermiş..aynı Allah'a, peygambere, kitaba inanıyoruz ya ona nispeten işte..lutfetmişler..hala gülüyoruz :D

şimdi hirahos'a hakikati tutan herkim olursa olsun itibarımız vardır demek beyhudedir.. o illaki kendi müntesibi oldugu anlayışın menfaat icabı dahi olsun ululanmasını diler..vahdetin önündeki en büyük engelde bu düşünce tarzıdır bilmez. ulen pırasa sevmeyen adama yemeklerin en güzelidir de dedirttiremezsiniz anlaşılamıyor mu bu kadarcıgı da? neyse hirahos tekrar tekrar ve şahidligimle belirtiyorum ki sen bu kibirle ölüp gideceksin :D
bitti. bu kadar. Allah hepimizi razı oldugu kullarından eylesin.
 
Katılım
14 Eki 2006
Mesajlar
1,777
Tepkime puanı
67
Puanları
0
ben okuduğum eserlerde ki mana ların sağlamasını yapıyorum.. Inkar dan bahseden olmadı..
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
MEVCUT olan sistemin SENARYOLARI ile Toplum TARİKAT lara negativ bakarken SİZ lerde bu yazxdıklarınızla Ilımlı bakanları veya az bilenleri SOĞUTUYOR ve uzaklaştırıyorsunuz.

BİLMEDİĞİNİZ ne zaman ne için söylendiğini bilmeden İSLAM alimlerin sözleriniz ULU ORTA getirmeyin.

ŞİMDİ

Allah cc istediği şekilde İBADET ini yapan & Farzlara vaciplere uyan Sünneti yaşayan Haramlardan sakınan bir kişi BİR TARİKAT a girmedi ise İMANI TEHLİKE demidir.

Yapmayın.

EHİL olmadığınız konularda AHKÂM kesmeyin.

TARİKAT : ALLAH cc giden bir yol dur REHBER dir Okul dur.Fakat siz diyorsunuz ki HERNEYSE

Elbette bu kimsenin İmanı tehlikede değildir.

Zaten yazılarda girmeyen demiyor reddeden diyor

İkisi farklı şeyler

Bakın

Tüm gerçek yaşamımda hep bilmeyenlerle veya bildim zannedenler veya öğrenmeye çalışanlarla ilgilendim ALLAH cc bana Hidayeti nasip etikten sonra.

Diğer anlamda o kişilerin NE DÜŞÜNDÜKLERİNİZ nasıl fikir ürettiklerini algılarım.

GEÇMİŞ te KUBİLAY olayı yakın zamanda ACZİMENDİ ve Ali Kalkancı olayları TARİKAT ın tehlikeli olduğunu enpoze etmeye çalışan SENARYOLAR dır.İRAN da bu j-konuda kullanılmaya çalışıyor.

BEN YAZILANLARI Hiç tarikatı bilmeyen veya kulaktan dolma veya eski enpozeler gözü ile okurum anlatmak istediğim bu.

Lütfen BİLEN olarak değil ÖĞRENMEK isteyen bir gözle okuyun BU KONULAR yazmak bana göre tehlikeli AHİRET için YANLIŞ ANLAMALARA meydan verebilir.

TARİKAT BİR İSLAM ın bugünkü sosyal deyimle ÜNÜVERSİTESİDİR

İlk , Orta , Lise öğrenimini bitirmeyen ne anlayabilir


Gerçi yazanlar da benim gözümde daha İlkokulu bitirmemişler BİLSELER TARiKATIN ruhunu BU FORUM larda ne bulunurlar benim gibi.

Yazmayayım dedim Forum dan Frumlardan uzak kalayım dedim ama FORUM daki İSLAM alimleri DÖKTÜRMÜŞLER yine.
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Bu satırlar Risaleden zannedersem...

Nursi merhumun yaşadığı ve Risalelerinin yazıldığı zulüm, baskı ve karanlık yıllarında onunla beraber pekçok alim ve meşayıh da eziyet görmüş zulme maruz kalmıştır. Hatta canını verip o yolda Şehid olanları da çoktur.

Fakat, hiç birisi, şu ilimleri, şu divanları, şu kitapları, şu terbiye işini, şu zikir fikir şükür metodunu, şu tedris işlerini bırakalım da topyekun imansızlıktan SAKINALIM dememiştir. İmanlarını ve imanları muhafaza ettikleri gibi, Ehli Sünnetin zahir batın geleneği ne ise, öyle ya da böyle aynen sürdürmüşlerdir. Zamanımızda da sürüp gitmektedir.

Nursi merhumun bu tespitleri kendisine aittir. Başkasını bağlamaz. O konularda kendi başınadır. Şahsi kanaati öyle olmuş, öyle bir tarz tutturmuş. Nursi merhumun bu kanaati, başka alim ve meşayıhı gölgelemeyeceği gibi, başka yöntemleri de haksız ve başarısız çıkarmaz. Siz de lütfen artık, dünya gerçeklerine uymayan bu kanaatleri bırakıp bizden başka eziyet çeken olmadı, bizden başka kimse kalmadı, bizden başka da yol tutturan olmaz, ancak bizim elimizdekidir havasından kurtulunuz.

YAZMAYI BIRAKIN artık AHİRETİNİZ için.

Her nekadar Zaman tarikat devri diyenler CAHİL se

Sizde bu yazdıklarınızla başka versionda konuşuyor CEMEAT ve TARİKATarasına FİTNE sokuyorsunuz.

Ne demekmiş

Nursi merhumun bu tespitleri kendisine aittir. Başkasını bağlamaz. O konularda kendi başınadır. Şahsi kanaati öyle olmuş, öyle bir tarz tutturmuş.

Nursi Hz lerinin TARİKATI ret ettiğini nerden okudunz nasıl bu yagıya vardınız.KENDİNİZE DİKKAT edin.
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Bu satırlar Risaleden zannedersem...

Nursi merhumun yaşadığı ve Risalelerinin yazıldığı zulüm, baskı ve karanlık yıllarında onunla beraber pekçok alim ve meşayıh da eziyet görmüş zulme maruz kalmıştır. Hatta canını verip o yolda Şehid olanları da çoktur.

Fakat, hiç birisi, şu ilimleri, şu divanları, şu kitapları, şu terbiye işini, şu zikir fikir şükür metodunu, şu tedris işlerini bırakalım da topyekun imansızlıktan SAKINALIM dememiştir. İmanlarını ve imanları muhafaza ettikleri gibi, Ehli Sünnetin zahir batın geleneği ne ise, öyle ya da böyle aynen sürdürmüşlerdir. Zamanımızda da sürüp gitmektedir.

Nursi merhumun bu tespitleri kendisine aittir. Başkasını bağlamaz. O konularda kendi başınadır. Şahsi kanaati öyle olmuş, öyle bir tarz tutturmuş. Nursi merhumun bu kanaati, başka alim ve meşayıhı gölgelemeyeceği gibi, başka yöntemleri de haksız ve başarısız çıkarmaz. Siz de lütfen artık, dünya gerçeklerine uymayan bu kanaatleri bırakıp bizden başka eziyet çeken olmadı, bizden başka kimse kalmadı, bizden başka da yol tutturan olmaz, ancak bizim elimizdekidir havasından kurtulunuz.

Bakın

Tüm gerçek yaşamımda hep bilmeyenlerle veya bildim zannedenler veya öğrenmeye çalışanlarla ilgilendim ALLAH cc bana Hidayeti nasip etikten sonra.

Diğer anlamda o kişilerin NE DÜŞÜNDÜKLERİNİZ nasıl fikir ürettiklerini algılarım.

GEÇMİŞ te KUBİLAY olayı yakın zamanda ACZİMENDİ ve Ali Kalkancı olayları TARİKAT ın tehlikeli olduğunu enpoze etmeye çalışan SENARYOLAR dır.İRAN da bu j-konuda kullanılmaya çalışıyor.

BEN YAZILANLARI Hiç tarikatı bilmeyen veya kulaktan dolma veya eski enpozeler gözü ile okurum anlatmak istediğim bu.

Lütfen BİLEN olarak değil ÖĞRENMEK isteyen bir gözle okuyun BU KONULAR yazmak bana göre tehlikeli AHİRET için YANLIŞ ANLAMALARA meydan verebilir.

TARİKAT BİR İSLAM ın bugünkü sosyal deyimle ÜNÜVERSİTESİDİR

İlk , Orta , Lise öğrenimini bitirmeyen ne anlayabilir


Gerçi yazanlar da benim gözümde daha İlkokulu bitirmemişler BİLSELER TARiKATIN ruhunu BU FORUM larda ne bulunurlar benim gibi.

Yazmayayım dedim Forum dan Frumlardan uzak kalayım dedim ama FORUM daki İSLAM alimleri DÖKTÜRMÜŞLER yine.

YAZMAYI BIRAKIN artık AHİRETİNİZ için.

Her nekadar Zaman tarikat devri diyenler CAHİL se

Sizde bu yazdıklarınızla başka versionda konuşuyor CEMEAT ve TARİKATarasına FİTNE sokuyorsunuz.

Ne demekmiş

Nursi merhumun bu tespitleri kendisine aittir. Başkasını bağlamaz. O konularda kendi başınadır. Şahsi kanaati öyle olmuş, öyle bir tarz tutturmuş.

Nursi Hz lerinin TARİKATI ret ettiğini nerden okudunz nasıl bu yagıya vardınız.KENDİNİZE DİKKAT edin.

HİRAHOS

Bedüüzaman Hz lerinin M.Esad erbili Hz lerinden ders aldığını bilmeyen yoktur vede M.Sami Ramazanoğulları ks ile Ali haydar efendi ile ilişkileri ortadadır.BU DURUMDA SİZ NASIL BEDÜZZAMANI tenkit edebilirsiniz ONUN GÖREVİ FARKLI idi
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
HİRAHOS

Yaşamda birtek bu Forum da karşımdasın.

Bu Forum da senin Halk deyimi Nurcular ile Tarikatçılar arasına fitne sokmana MÜSADE ETMEYECEĞİM.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
"Münkirliğin en zararlısı hasedlikten mütevellid olandır."

Elhamdülillah, dünyanın en büyük organizasyonu olan tarikatlar, bugün yeryüzüne hidayet nurunu ulaştırmada en birinci sıradadır. Dünyanın çeşitli yerlerinde küfre karşı sed çektikleri gibi, Hakk'a ulaştırmak bakımından da şeriat içerisinde hakikate giden yollardır.
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
"Münkirliğin en zararlısı hasedlikten mütevellid olandır."

Elhamdülillah, dünyanın en büyük organizasyonu olan tarikatlar, bugün yeryüzüne hidayet nurunu ulaştırmada en birinci sıradadır. Dünyanın çeşitli yerlerinde küfre karşı sed çektikleri gibi, Hakk'a ulaştırmak bakımından da şeriat içerisinde hakikate giden yollardır.

o ZAMAN bİR TARİKAT EHİL İNE UYGUN KONULAR AÇ MESAJLAR YAZ.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Sözlerin hepsi büyüklerin sözleri. Size soğuk geldi ise, derdiniz büyüklerledir. Bizi alakadar etmez. Konularımız da sizi alakadar etmez. Herkes herkesin konusunu okumak şartı yoktur.
 

sufi7007

Profesör
Katılım
24 Nis 2007
Mesajlar
1,161
Tepkime puanı
15
Puanları
0
"Tarikatı inkar etmek" bir hastalıktır; giderek kalbi öldüren...
 

yusufsaid

Profesör
Katılım
17 Şub 2011
Mesajlar
873
Tepkime puanı
407
Puanları
0
Konum
Ankara
selamunaleykum
Büyük büyük laflar etmicem. Ya da bişey iddia etmicem. Amacım bireysel bi gözlemimi paylaşmak.
Bi dostum vardı. Kendince hoş bi hayat yaşıyordu. Pek düşünmüyodu, yaşayıp gidiyodu. Sonra bi kız sevdi. Sevdi ama kavuşamadı, ilginç değilmi ben çok şaşırmıştım, onu hiç göremedi. yandı yandı tutuştu. Kavuşamama sebepleri tamamen kader dencek türden, ikisi de istedi ama ellerinden bişey gelmedi. Öyle ana baba istemedi falan da değil, diyorum ya Allahın takdiri yapcak bişi yok. Neyse efendim oğlanın eli ayağına dolaştı. Çaresiz hissetti kendini, ne yapacağını şaşırdı. Bu arada görmeden sevmek ne demekmiş, öğrendi. Sonra Rabbim lutfetti, oğlan Rabbim! kahrın da hoş lütfun da dedi ve Rabbisine sarıldı, gözyaşları ile inledi. Derken kalbinde bişeyler kıpırdamaya başladı. Sevdiceğimi kaybettim derken gerçek Aşkını buldu. Mecazi aşkın verdiği hüzün onu Rabbine yaklaştırdı. Hem de bu oğlanın bilgisi kıt, ibadeti 5 vakit idi o kadar başka yok.
Kıssadan benim hissem şu oldu: Adına ne derseniz deyin cemaat, tarikat, şeyh, hoca...Kişi sırf Rabbi adına samimi olur, sabır gösterir, tevekkül eder...se, bir kız arkadaş bile onun bu manada şeyhi olabilir, yani Allah dilediğini dilediği yöntemle hidayete erdirir. Kimi tasavvuf basamaklarını ağır ağır tırmanır, isterse sabah akşam zikir yapsın. Ama kimisi vardır ki çıkışı 90 derecedir hep dikine ve Rabbi ne kadar dilerse o kadardır. 1 saniyelik tefekkürün değeri meselesi. Ders almak isteyenin bir karınca bile -Allahın izni ve dilemesiyle- imanına vesile olabilir. Demem o ki, bazıları için tarikat vazgeçilmezdir, ilham almak için büyük şeyhler, ibretlik ve -Rabbim için herşey kadar olağan olmakla birlikte- olağanüstü haller gerektirir. Kimisi için ise bir söz, küçücük bir hadise, hatta bir bakış veya hal bile yeter: bakınız Hz Ebubekir, Hz Ömer gibi sahabelerin müslüman oluşları.
son olarak: Allah herkesi farklı zekada farklı duygusal kabiliyette... yaratmış. Allah bir sarhoşun yerde duran kelamına olan hürmetinden ve o kelamı alıp başının üstüne koymasından dolayı bile o kişiyi nice şeyhlere üstad edebilir. Tarikat sizi bi halkaya dahil eder, halkanın içinde olma emniyeti verir, o halkada kendinizi değerli ve ait hissedersiniz. Bir şeyhiniz vardır ve o anlattığını haliyle de yaşar, bu da sizi etkiler o şeyhi taklit edersiniz -iyi manada diyorum yanlış anlaşılmasın-. Ama görmeden sevmek, halka oluşturmamak, sınırlar çizmemek, araya basamaklar koymadan Rabbinin ve Peygamberinin dizinin dibinde Onların rahleyi tedrisinden geçmek. E bu da herkese nasip olmuyor. Tabi burdan tarikatler vs değersiz anlamı çıkmasın, ama bence ihlastan öte şeyh yok. Bu manalara tarikat vasıtası ile ulaşan çoktur, ancak en azından ben 1 kişi biliyorumki o buna ihtiyaç olmadan tırmandı inşaallah.
Vesselam...
 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
Aktardığım parça da üstadın yanlış beyan ettiği bir hüküm var mıdır.. Eğer yok ise tarikat meslegininin imanin esasati hakkında şüpheye düşmüş bir şahsa getirisi nedir.. Masum bir suâl...

Mâdem adâlet-i İlâhîyye böyle hükmeder ve hakîkat dahi bunu hak görür; tarikat, yâni Sünnet-i Seniyye dâiresinde tarikatın hasenatı, seyyiatına kat’iyyen müreccah olduğuna delil: Ehl-i tarikat, ehl-i dalâletin hücumu zamanında îmanlarını muhafaza etmesidir. Âdi bir samîmi ehl-i tarikat; sûri, zâhirî bir mütefenninden daha ziyâde kendini muhafaza eder. O zevk-i tarikat vâsıtasiyle ve o muhabbet-i evliyâ cihetiyle îmanını kurtarır. Kebairle fâsık olur, fakat kâfir olmaz; kolaylıkla zındıkaya sokulmaz. Şedîd bir muhabbet ve metin bir i’tikâd ile aktab kabûl ettiği bir silsile-i meşayihi, onun nazarında hiçbir kuvvet çürütemez. Çürütmediği için, onlardan i’timâdını kesemez. Onlardan i’timâdı kesilmezse, zındıkaya giremez. Tarikatta hissesi olmayan ve kalbi harekete gelmeyen, bir muhakkik âlim zât da olsa, şimdiki zındıkların desîselerine karşı kendini tam muhafaza etmesi müşkilleşmiştir.
Birşey daha var ki: Dâire-i takvadan hariç, belki dâire-i İslâmiyetten hariç bir sûret almış ba’zı meşreblerin ve tarikat nâmını haksız olarak kendine takanların seyyiatiyle, tarikat mahkûm olamaz. Tarikatın dîni ve uhrevî ve ruhânî çok mühim ve ulvî neticelerinden sarf-ı nazar, yalnız âlem-i İslâm içindeki kudsî bir râbıta olan uhuvvetin inkişafına ve inbisatına en birinci, te’sirli ve hararetli vâsıta tarikatlar olduğu gibi; âlem-i küfrün ve siyaset-i Hıristiyâniyenin, nur-u İslâmiyeti söndürmek için müdhiş hücumlarına karşı dahi, üç mühim ve sarsılmaz kal’a-i İslâmiyeden bir kal’asıdır.
http://www.nur.gen.tr/tr.html#leftm...pId=16&BolumId=5059&KitapAd=Mektubat&Page=447
 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
Evet nasılki velâyet ve tarikat, risâlet ve şerîatın hücceti ve delilidir; öyle de İslâmiyetin bir sırr-ı kemâli ve medâr-ı envârı ve insaniyetin İslâmiyet sırriyle bir maden-i terakkiyatı ve bir menba-ı tefeyyüzatıdır.
İşte bu sırr-ı azîmin bu derece ehemmiyetiyle beraber, ba’zı fırak-ı dâlle onun inkârı tarafına gitmişler. Kendileri mahrum kaldıkları o envârdan, başkalarının mahrumiyetine sebeb olmuşlar. En ziyâde medâr-ı teessüf şudur ki: Ehl-i Sünnet ve Cemâatin bir kısım zâhirî ulemâsı ve Ehl-i Sünnet ve Cemâate mensub bir kısım ehl-i siyaset gafil insanlar; ehl-i tarikatın içinde gördükleri ba’zı sû-i isti’malâtı ve bir kısım hatîatı bahâne ederek, o hazine-i uzmayı kapatmak, belki tahrib etmek ve bir nevi âb-ı hayatı dağıtan o kevser menba’ını kurutmak için çalışıyorlar. Halbuki eşyada, kusursuz ve her ciheti hayırlı şeyler, meşrebler, meslekler az bulunur. Alâküllihal ba’zı kusurlar ve sû-i isti’malât olacak. Çünkü ehil olmayanlar bir işe girseler, elbette sû-i isti’mal ederler. Fakat Cenâb-ı Hak âhirette muhasebe-i a’mal düstûriyle, adâlet-i Rabbânîyesini, hasenat ve seyyiatın müvâzenesiyle gösteriyor. Yâni hasenat racih ve ağır gelse, mükâfatlandırır, kabûl eder; seyyiat racih gelse cezalandırır, reddeder. Hasenat ve seyyiatın müvâzenesi, kemmiyete bakmaz, keyfiyete bakar. Ba’zı olur, birtek hasene bin seyyiata tereccuh eder, afvettirir.
http://www.nur.gen.tr/tr.html#leftm...pId=16&BolumId=5059&KitapAd=Mektubat&Page=447
 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
Tarikatın kendine göre bir usulü vardır. Bülent Bey'in de (Ecevit) ifade ettiği gibi, bizim kültürümüzde tarikatın kendine göre bir yeri ve önemi de vardır. Yasaklanmış olsa da, bugün kimse tarikatçılık yapmasa bile, tarikatı inkâr etmeye kalkmak, kendimize ait bir değeri inkâr olur. Bu konuda suiistimaller yaşanmış olabilir; ama –en hayati müesseseler dahil- suiistimal edilmemiş bir kurum göstermek mümkün müdür Türkiye'de?
http://tr.fgulen.com/content/view/8306/15/
Bilindiği üzere bu köşede Allah dostlarının hayranlık duyduğumuz hallerine, menkıbe ve davranışlarına sıkça yer vermekteyiz. Ne var ki, bu menkıbevi örnekleri beğenmeyip inkârla karşılayanların bulunduğu da bir gerçek.

Hocaefendi'nin, bu inkârcı bakışlara karşı çok değerli bir aydınlatıcı yazısı çıktı basında. Fevkalade faydalı bulduğum bu bilgilendirici yazıdan yerimizin aldığı kadarını arz ediyorum sizlere. Öyle ümid ediyorum ki, ufuk açıcı bu yazıyı siz de benim gibi istifade ile okuyacak, gerçek tasavvuf ve maneviyat büyüklerinin hayranlık uyandıran hallerine olan ilgi ve sevginizi daha da artırmış olacaksınız.
***
"Günümüz hastalıklarından biri de Allah dostlarına karşı tavır almaktır. Büyükleri küçük gösterme veya onları kendi seviyemizde insanlar olarak değerlendirme korkunç bir düşünce çarpıklığıdır. Böylelerinin hezeyanlarına kulak verirseniz şunları duyarsınız:
"İmam-ı Azam Ebu Hanife, İmam Şafiî, Ahmed b. Hanbel, İmam Mâlik, Gazalî, İmam Rabbanî, Şazilî, Abdülkadir Geylanî gibi zatlar da bizim gibi insanlardır. Dolayısıyla da onlara âit menkıbelerin aslı-astarı yoktur!.."
Böyle müfrit veli düşmanları, şunu kat'iyen bilmelidirler ki, onları küçültmeye çalışmakla onlar küçülmedikleri gibi, böyle bir gayretle kendileri de asla büyüyemezler. Böylelerinin kazandıkları başka değil sadece mahrumiyettir..
- İnsan bir neticeye inanmadıkça, onun yolunda olsa dahi, o neticeye ulaşamaz!.
Diyelim ki, bir insan evliyaya âit kerameti inkâr ediyor. Bu insan, velayet yoluna girmiş olsa bile, keramet ufkunu yakalayamaz. Çünkü o böyle bir şeye inanmamaktadır. Bu basit misali daha başka sahalara da teşmil etmek mümkündür.
Meselâ; rûh ve kalbin kendilerine göre birer derece-i hayatları bulunduğuna inanmayan insanın, kat'iyen o mertebelere çıkması söz konusu değildir. Bu bölüme dâhil mahrumiyetler çoktur. Biz birkaçına işâret edip geçelim:
1. Allah dostları velilere karşı takınılan menfî tavır, himmetin kolunu kanadını kırdığı için büyük bir mahrumiyettir. Zira onlar, İmam Rabbanî'yi, Abdülkadir-i Geylanî'yi kendi seviyelerine indirmekle, kendi ufuklarını kapatmış sayılırlar. Yani bu nasipsizler, onlarla aynı seviyede olduklarına göre, gidecek yol, alınacak mesafe kalmamış ve yolun sonuna varılmış demektir.
Eğer yolun sonu bu zavallıların vardığı yerse, bu ne kötü sondur! Çünkü insan herkesi kandırsa da kendini kandıramaz ve vicdanını aldatamaz. Vardığı yeri netice kabul eden bu insanlar, her şeye rağmen kat'iyen bilmektedirler ki, yolun sonu bu olamaz.
Ayrıca bir üst dereceyi kabul etmeme, ümide indirilmiş büyük bir darbedir. Ümidi mefluç bir insanın ise rûhî hayat adına en küçük bir kıpırdanışa dahi mecali yoktur!.
2. Büyükleri saran bunca İlâhî lütufları görmemezlikten gelmek, bir yönüyle Cenâb-ı Hakk'ın lütuflarına da göz kapamak demektir. "Kul Allah'ı nasıl bilirse Cenâb-ı Hakk'tan öyle muâmele görür." prensibinden hareketle, böyle bir göz kapamayı değerlendirecek olursak, o kişinin mahrumiyetinin büyüklüğü kendiliğinden ortaya çıkar...
Elbette menkıbelerle teselli olmak yetmez...
Menkıbelerle teselli olma, bir ölçüde menkıbe kahramanı olamamanın ifadesidir. Öyleyse bizler, sadece büyüklere âit menkıbeleri dinlemek ve okumakla yetinmemeli; himmetlerimizi âli tutarak onlar gibi olmaya çalışmalıyız.. Bu da ancak, büyüklerin yolunda yürünürse imkân dâhiline girecektir.. Onlarsız Allah'a yaklaşmak ve onlarsız büyüklere benzemek mümkün değildir..
İşte evliya menkıbelerinin nakledilmesini tenkîd edenlerden bir kısmı böyle bir ilerleme yolunu kapamaktalar. Onların tenkidlerinin temelinde, evliyayı inkâr ve kerameti tezyif vardır. Çıkış noktaları hata olduğu için de iddia ettikleri konularda da hatadan kurtulamamaktadırlar.."
Sözün özü: Geçmiş büyüklerinize hüsnü zanla bakınız, hüsnü zanda yanılırsanız vebali yoktur. Su-i zanla bakmayınız; su-i zanda yanılırsanız vebali vardır.
http://tr.fgulen.com/content/view/18372/12/
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Hakikat yolu tarikattan geçer; şeriat, tarikat, hakikat ve marifet birbirine bağlıdır. Bunları birbirinden ayırmak veya ayrı olarak düşünmek, fikri sapıklık içinde bulunanların düşüncesidir. (Mehmet Emre - Fetvalar s. 35, 1. Cilt)

"Kendi başına biten ağacın meyvesi olmaz. Nasıl anne ve baba olmadan çocuk dünyaya gelmiyorsa, bir mürşid-i kamilin terbiyesi altına girmeden de yeni alemlere doğuş mümkün olmayacaktır." (Ebu Ali ed-Dekkak)

"Mürşid-i kamili olmayan kimse herhangi bir ilim dalında binlerce kitap ezberlemiş bile olsa asli tedavi yolunu bulamaz. Böyle bir insan, tıp konusunda çok hacimli bir kitabı ezberlediği halde hangi hastalığa hangi ilacı kullanacağını bilmeyen kimseye benzer."

"İlim tahsili için yola düşen bir kimse, kamil bir mürşide bağlanmadıkça kemale eremez. Zira onu nefsin arzularından ancak kamil bir mürşid kurtarabilir." (Ali el-Havvas)
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
Mürşidi Kamil.?Derin ve uzun bir sorunun derin ve uzun cevabı.Bu gün her isme Mürşidi Kamil deniyor.O Kadar çokki.Halbuki çok kıymetli olan şey çok az bulunan şeydir.Bu kadar çokun içinden azı nasıl bulacağız,hem bulma kabiliyetimiz acaba varmı.?
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Nasibi olan buluyor. Azdır ama vardır inşaallah.
 
Üst