Tarikatı inkar etmek

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Evliyaullah kendi kafasına göre tasarrufta bulunmaz. Kainatın işleyişine müdahale etmez. Herşey emir iledir.

Meşhur Merkez Efendi kıssası vardır. Allah'ın düzeninde bir yanlış var mı ki benim tasarruf yetkim olsa şunu şöyle yapayım der. Gavs ya da Kutbul Aktab deyin, ve diğerleri.. Hepsinin manevi vazifeleri vardır. Konyada Ladikli Ahmet Ağa'nın kucağına yetişen bir zat var idi. Bir abimiz ziyarete gitmişler. Şimdi dünyada biz 3 kişiyiz buyurmuşlar. Biri Hindistan'da diğeri başka bir yerde demişler. Yani her veli de bir değildir. Hepsinin ayrı bir vasfı, fazileti olduğu gibi ayrı bir vazifesi vardır.

Velinin biri vazife gereği bir yere gönderilmiş. Vazifesini yapmış ve tayyi mekan yapıp geri gelecek. Yerde "Allah" yazılı bir kağıt görüyor ve alıyor cebine koyuyor. Bu işgüzarlığı yüzünden velilikten tard ediliyor. Vazifesini yapıp dönecekti ordan..

Şimdi yakın zamanda yaşamış çok değerli zatlar var. Sami Efendi'den tutun Ladikli Ahmeğ Ağa'ye, Bediüzzaman'a... Hepsi mi yalan be kardeşim :) Hayatlarını az okuyuverin. Halen yaşayan pek çok abilerden yaşadıklarını dinlemişizdir.

Ve işin aslına gelir isek keramet istenilecek bir şey değildir. Allah istediğine verir. Aslolan istikamettir. Gerisine bakılmaz. İstenmez.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Ama kadı , papazdan kötüdür ...
Munkir imansızdır ..
Neden niçin dersen adam olmazsın gibi tezleri savunabiliyorsnuz ki asıyorsunuz ?
Bİlmiyorsan sus demezlermi insana ...
Yapmayın , kaçaklıgı bu kadar ayaklara düşürmeyin ...

Tüm samimiyetimle söylüyorum , bakış açınızı anlamaya çalışıyorum , cidden kafa patlatıyorum ama yok oturtamıyorum ...
Sizin deyiminizle , nasipsizim ...
Allah affetsin ne diyelim ...

Akıllı ademsin vesselam...

Kadının kafirden kötü olduğunu o cümleden çıkardı isen sen, bu forum kapansın. Daha biz neler anlarız nelerden!? Ya Hu bu işi bir de izah edelim mi hakkatten?

Mürid daha çok zarar görür denmiş. Yoksa kadı daha şerlidir denmiyor. Kadı müslüman olduğu için mürid ondan etkilenir. Ben senden etkilenirim, sen benden. Kafirden kim etkilensin?
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Şu anda, müsait değilim. Meşguliyet var. İnşallah genişçe sonraya yazalım. Tasavvufu, Tarikatı, Velileri, Mürşidleri inkar edenlerin son nefeste imanlarının tehlikede olduğunu biz söylemiyoruz. Pek çok Alim ve pek çok Arif öyle haber vermiştir. Delilini de getirmişlerdir. Kitaptan ve Sünnetten... Biz amenna diyoruz. Siz ise keyfiniz bilir. Herkes kendi amelinden sorumludur.

Tavsiyemiz şu, kendimizde böyle bir inkar var ise, son nefes gelmeden, tevbe edip dönelim. Biz, mutlaka Mürşid-i Kamillerin eşiğine gelin demiyoruz. Gelsek iyi olurdu ama o da nasiplen demişler. Bizim dediğimiz, o eşiğe gelmeseniz de en azından Ehlullahı ve yolunu inkar etmeyiniz. Vardır ama biz kendi bildiğimize deyiniz.

Ayrıntıları sonra olsun, şimdilik müsaadenizle... Allah'a emanet.
 
K

Kaçak

Guest
Kadının yaydıgı anlattıgı söyledigi şey İslam dışımı ?
Bir İslam dışı unsurdan daha tehlikeli bir şey söylesin ?
Üstüne üstük kıssa da birde adına kadı demişsiniz yani , fıkıh makamı ...
E o zaman mürşid müridine şunu salık versin ...
Bırak kardeş islam toplumunu ...
Sen oldun , git küffar diyarına bozulmazsın nasıl olsa hepsi küffar ...
Bu tasavvufu inkar etmekse eğer ...
Ben bunu inkar ediyorum , baştan aşağı yanlış bir mantık ...
Ne kadar farklı düşünürse düşünsün , inancında samimi olan tüm müslümanlar başımın tacıdır ...
Ve ister Ehli Tasavvuf olsun , ister vahhabi bir tek saçlarının telini , kimselere degişmem ...
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Bu kadar anlamamazlığı iyi niyete yormaya çalışıyorum ama zorlanıyorum. Biraz yardımcı olsaydınız ya..

Kadı tarikat münkiri ise -ki tarikatı inkar eden pek çok insan vardır-, kadının İslam içi olması müridin inancını zedeleyebilir. Şeyhine olan muhabbetini sarsabilir. Bir de vehhabi, Yaşar Nuri'ci bir kadı ise müridi acaba şirke mi düşerim korkusuyla soğutabilir. Kafir ise değil tarikatı, İslam'ı reddeder, nasıl müride zararı olsun. Onun sapkın görüşleri nasıl müridi etkilesin. Yürü git kafir bozuntusu der kovar en azından bir cevabı yok ise dahi. Ama kadı ilim sahibidir. İlim sahibi olması her noktada Hak olmasını gerektirmez. Tarikat konusunda yanlış bir inancı var ise, yolun başında olan, hele bir de ilmi olmayan bir müridi yanlış yönlendirebilir. Olay bu kadar basit iken, anlamamazlıktan gelmeyi neyle izah etmek lazım, bizi de bu merak sardı.

Müridi etkileyebielcek olan kafir değil kadı olabilir ancak. Ve her kadı her meselede hak üzere olmayabilir. Al sana Yaşar Nuri, kocaa bir ilahiyat profesörü. Al ilmi olmayan bir müslümanı teslim et bakalım. Papaz mı daha çok etkiler yoksa o mu?

Tabi illa ki her kadının o kadar bozuk olması gerekmez. Ama tarikat noktası ele alınmış sadece. O konuda bir sıkıntı var ise, tesire en açık bir varlık olan insanın dikkat etmesi lazımdır.
 

sufi7007

Profesör
Katılım
24 Nis 2007
Mesajlar
1,161
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Biz bir gün Gavs ile beraber bir beldede misafir idik, yemek ikram edildi Gavs (k.s) dedi,"Bu yemeği sen (Abdurrahmân-ı Tâğî) ve Şeyh Bahâuddin yemeyecek, "biz yemedik; ama mübarek kendisi yedi. Sebebi şöyle imiş; şeyhler kendi münkirlerinin yemeğini yemekle, kendi varlıklarını inkar ederler. Bu inkar şeyhler için büyük faydadır. Müridin durumu ise değişiktir. Şöyle ki; mürid, münkirin yemeğini yemekle, mürşidini inkar ediyor sayılır. Bu durum ise müride çok büyük zarar verir.

Abdurrahmân-i Tâğî (k.s) hz.leri bir sohbetlerinde şöyle buyurdular:
-Büyüklerin hali çok değişiktir. Şöyle ki; bizlerce çok önemli olan şeylere bakarsınız onlar için hiç önem vermez. Bizce önemsiz olan şeylere ise çok önem verirler.


Çok güzel bir ölçü...
 
Katılım
14 Eki 2006
Mesajlar
1,777
Tepkime puanı
67
Puanları
0
Eski mübarek zâtların ekser divanları ve ülemanın bir kısım risaleleri imanın ve marifetin neticelerinden ve meyvelerinden ve feyizlerinden bahsederler. Onların zamanlarında imanın esasatına ve köklerine hücum yoktu ve erkân-ı iman sarsılmıyordu. Şimdi ise köklerine ve erkânına şiddetli ve cemaatli bir surette taarruz var. O divanlar ve risalelerin çoğu has mü'minlere ve ferdlere hitab ederler, bu zamanın dehşetli taarruzunu def'edemiyorlar.


Aktardığım parça da üstadın yanlış beyan ettiği bir hüküm var mıdır.. Eğer yok ise tarikat meslegininin imanin esasati hakkında şüpheye düşmüş bir şahsa getirisi nedir.. Masum bir suâl...
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
Kadının yaydıgı anlattıgı söyledigi şey İslam dışımı ?
Bir İslam dışı unsurdan daha tehlikeli bir şey söylesin ?
Üstüne üstük kıssa da birde adına kadı demişsiniz yani , fıkıh makamı ...

Elbette kadının söylediği şey islam dışı değil...

Burada anlatılan şey bence zarar görülen kişinin kadı olmasından dolayı değil...

Orada anlatılmak istenen şey bana göre şeriat ehlinin tasavvufu kabullenmesinin zor olması ...

Kabullenme zor olunca da ister istemez bazı sözler sarfedilip karşıya zarar verilebilir demek istiyor

Zarar görülmesi kadılıktan dolayı değil fikirlerinden dolayı yani...

Ne kadar farklı düşünürse düşünsün , inancında samimi olan tüm müslümanlar başımın tacıdır ...
Ve ister Ehli Tasavvuf olsun , ister vahhabi bir tek saçlarının telini , kimselere degişmem ...

Bu ümmetin en kötüsü hristiyanlarıni yahudilerin en iyisinden daha iyidir
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
Aktardığım parça da üstadın yanlış beyan ettiği bir hüküm var mıdır.. Eğer yok ise tarikat meslegininin imanin esasati hakkında şüpheye düşmüş bir şahsa getirisi nedir.. Masum bir suâl...

Üstadınızın yaşadığı dönemde Milli Şef (!) İsmet İnönü sayesinde

1. Ezanın Türkçe okutulması için Devlet baskısı vardı

2. Kuranı Kerimler zorla toplatılıyordu

3. Kuran okuyan/okutanlara baskı yapılıp hakaretler ediliyordu

4. Mürşidi kamiller eziyet gördüler, hapislere atıldılar. Bazıları idam edildi. Bazıları işkence gördüler.

Yani imanlı insanlara devlet eliyle baskı vardı

Her halikarda o zamanda tarikatlar kendi yetiştirdikleri müridler vesilesi ile islamın sonraki nesillere aktarılması konusunda üstüne düşen görevleri yaptılar.

Kendilerine sorulan soruları doyurucu, tatmin edici şekilde cevapladılar.

Belki sadece sorulduğunda söylediler ama sonuçta söylediler, cevaplarıyla karşıyı tatmin ettiler

Günümüzde ise

1. Ezan orjinal haliyle her yerde serbestçe okunuyor

2. İsteyen Kuranı Kerim okuyup/okutabiliyor. Hatta Kuran ziyafetleri bie düzenlendi. TV lerde Allah CC razı olsun hocalarımız Kuran okuyup, dini sohbetler ediyorlar

3. Herkes ibadetinde serbest. Camiye gidene kimse ses etmiyor, kuran okuyana kimse karışmıyor

4. TC Tarihinde ilk kez bir Genelkurmay başkanı Oruçluyum diye ikramı geri çevirdi TVlerde gazetelerde boy boy yazıldı

5. Devlet büyüklerinin namaz çıkışları TVlerde gazetelerde yazıldı

Yani ortamlar tamamen zıt.

Belki o dönemlerde bazı kimseler için iman kurtarma birinci planda olabilirdi.

Belki o zamanlarda imani konular ön plana çıkmalıydı

Ama artık zaman o zaman değil.

Elhamdülillah ülkemizde bir sürü müslüman var. Pırıl pırıl alimlerimiz var.

Artık bir kişinin birşeyin hakkını hakikatini anında öğrenebilmesi için her türlü ortam mevcut

Yani özetle artık defedilecek bir taarruz yok...

Ben de size 2 masum soru sorayım

1. Bir kişi başkasının imanından sorumlu olabilir mi? Mesela ben sizin imanınızdan sorumlu muyum?

2. İman etmiş bir kimseye okuduğunuz kitaplar (risaleler) ne verebilir? Nur mesleği imanlı birine ne kazandırabilir?
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Aktardığım parça da üstadın yanlış beyan ettiği bir hüküm var mıdır.. Eğer yok ise tarikat meslegininin imanin esasati hakkında şüpheye düşmüş bir şahsa getirisi nedir.. Masum bir suâl...

Söylediği yanlış değildir kalp bir konuda kararınca insanın söylediğinde hakikat olsa dahi götüreceği yer yanlış olacaktır. İmaları hatadır.

Az önce bir konuda paylaştık. Okuyabilirsiniz:

Dervişler Ülkesi Senegal

Tarikat mesleği imana hizmet eder. Siz müslümanım deyince hemen cennete girivereceğinizi mi zannedersiniz. Hakikate yol açar ve gerçek tevhidi hedefler. İmana hizmet budur.

Kafirlere ne der diyorsunuz siz. Linkteki yazıda da mevcut. Bir insanın Allah vardır, birdir demesi, Kur'an'dan ve kainat kitabından deliller getirmesi için illa tarikatsız mı olması gerekir? Bu yönde pek çok hakikat ve deliller de vardır tasavvuf kitaplarında. Ama tasavvuf kitaplarının asıl gayesi bu değildir tabi. Tarikatlar aynı zamanda büyük bir cemaattir ve insanlığın hidayetine vesile olmak için çalışmalar yapmaktadırlar.

Nasıl gözünüzü bu kadar kapatabiliyorsunuz da basit şeylerle meşgul edebiliyorsunuz hayret.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Şimdi bası saftirik tipler zannediyoarlar ki, bir kafir gelse bir ehli tarike "Allah var mıdır" dese, ehli tasavvuf diyecek ki, biz iman ettik, el alına şu tesbihi de zikret, bak gör, bizim gibi ol, anlayacaksın. Hakikaten pek çok saf genç böyle zannediyor. Bazı nurcu büyükleri de böyle yazıyorlar. Bu nasıl bir bozukluktur ve bozgunculuktur.

Okur yazar takımı sadece yazılı eserlerden bir şeyler elde etmeye çalışırken ehli tasavvufun bu konuda çok daha fazla kaynakları vardır. Gerek enfüste gerek afakta..

Ne tipler var ya Hu...
 
Katılım
14 Eki 2006
Mesajlar
1,777
Tepkime puanı
67
Puanları
0
talib bakın fedai kardeş farklı şeylerden bahsediyor.. Gözümüzü nasıl kapatıp ne gibi basit şeylerle meşgul oluyormuşuz anlayamadım.. Şimdi üstadımız doğru mu söylemiş yanlış mı hüküm vermiş onu söyleyin siz..
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Fedai ağabeyi bilemem, kendi yazımızdan mesulüz.
 
Katılım
14 Eki 2006
Mesajlar
1,777
Tepkime puanı
67
Puanları
0
Şimdi bası saftirik tipler zannediyoarlar ki, bir kafir gelse bir ehli tarike "Allah var mıdır" dese, ehli tasavvuf diyecek ki, biz iman ettik, el alına şu tesbihi de zikret, bak gör, bizim gibi ol, anlayacaksın. Hakikaten pek çok saf genç böyle zannediyor. Bazı nurcu büyükleri de böyle yazıyorlar. Bu nasıl bir bozukluktur ve bozgunculuktur.

Okur yazar takımı sadece yazılı eserlerden bir şeyler elde etmeye çalışırken ehli tasavvufun bu konuda çok daha fazla kaynakları vardır. Gerek enfüste gerek afakta..

Ne tipler var ya Hu...

Bu tasavvuf denilen şey size edep denen şeyden hiç koklatmamış mı acaba.. Insan gibi cevap verme yeteneğine sahip değilsiniz.. Kahvehane ağzı harici konuşamıyorsunuz anlaşılan.. Adam gibi cevap verecek bir insan evladı varsa soracağım çok soru var..
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Meşguliyet geçmiş değil. Ancak şu kadarını yazalım:

Mevlana Celaleddin Rumi Hazretleri buyurmuştur: "Ululuk sahibi Allah’ın kullarından, velilerden baş çeker, uzaklaşırsan bil ki onlar senden hoşlanmıyorlar, onlar seni istemiyorlar. Onların kehribarları vardır, meydana çıkarırlarsa senin saman çöpü gibi olan varlığını deliye döndürür, kendilerine çekerler. Kehribarlarını saklarlarsa derhal seni azgınlığa teslim ederler."

Ebul Fadl İbni Kayserani Hz.: “Tasavvuf ehlinin yolunu inkar edenlerin halini uzun uzun düşündüm. Ve anladım ki Sufilerin Tasavvuf yolunu inkar edenler iki gurupta toplanmış. Birincisi; cahillerdir. Cahile verilecek cevap duadan başka bir şey değildir. Diğer gurup ise ilim ehli olup da dinin sünnetleri ve adapları hakkında bilgileri az olanlar ve bu bilgileri asıllarını araştırmaya usullerini öğrenmeye ihtiyaç duymayanlardır. Bu gibi yarım alimler, din ilimlerinden Fıkıh ve Kelam'a, rey kıyas ve tefekküre ait bilgileri öğrenmeye ihtiyaç duymama cahilliğini gösterenlerdir." (Bu satırlar Safvetü’l Tasavvuf eserindedir; Safvetü’l Tasavvuf, Fatih Kütüphanesinde 2718 numara ile kayıtlıdır)

Yani bir grup bilgisiz cahil, diğer grup yarım bilgili cahil. Minah eserinde Seyyid Sıbgatullah Arvasi Hazretleri der ki: "Bu zamanda Mürşid-i Kamilere, Sadatlara (Şeyh Efendilere) karşı münkirlik edenler, Asr-ı Saadette yaşamış olsalardı, Peygamber Efendimize karşı da Allah muhafaza itiraz ederlerdi"


***

Zamanımız alim ve meşayıhından Mahmud Ofi hazretleri buyuruyorlar ki: "Tarikatı - Tasavvufu inkar edenin akıbeti vuslattan mahrum olmaktır." (müridanından naklen)

Tasavvufu inkar etmek, Kuran-ı Kerim’in yarısını, Hadisin yarısını inkar etmektir.” (Cennet Yolunun Rehberi - Şeyh Seyda Muhammed Konyevi, Özkevser Vakfı Yayınları, Konya 1997 sf. 119).

İmam Gazali rahimehullah, tasavvufun en az derecede varlığına iman etmek ile kişi küfürden kurtulur demekte. (Üstaz Fakih Şeyh İsmail Çetin. Şeyh Seyda Muhammed Konyevi).

Hak tarikatları inkar etmek küfürdür. (Üstaz Fakih Şeyh İsmail Çetin. Şeyh Seyda Muhammed Konyevi. Seyda Molla Kudbeddin).

Tevatür ile dinde sabit olanı inkar etmek küfürdür.” buyururlar. (Tarikatlar dinde tevatür ile sabittir). (İmam Rabbani -kuddise sirruh- Hazretleri, Mektubat-ı Rabbani).

Bir milyondan aşkın eser yazan tasavvuf ulemasını inkar etmek, aklın karı değildir. En azından tasavvufun varlığı tevatürle sabittir, temeli ayet ve hadistir. (Tahkim-i Sadat Şerhi Miskat c.3 s.73 Üstaz Fakih Şeyh İsmail bin Mahfuz el Abbasi rahimehullah)

Biri kalkıp da: Peygamberlerden veya velilerden birini seven ve onlara kalbini bağlayan müridin, iki kaşının ortasında onların suret ve şekillerini veya ruhaniyetlerini tahayyül etmesi, onların hareket, söz ve davranışlarını düşünüp, kendisine yön vermeye çalışması tabi ve zaruri iken, buna karşı çıkan birinin, “adı geçen şekilde yapılan rabıta puttur. Enbiya ve evliyaya muhabbet ve onlara kalbi bağlamak, bu irtibat ile onlardan feyz almaya çalışmak caiz değildir. Böyle rabıta yapanlar kafirdir” dese, böyle bir kimseye şer’an lazım gelen şudur: İtikadını yenilemesi gerektiği gibi, şeran tedibi ve imanını tazelemesi gerekir. Çünkü Bir Müslüman’a kafirdir diyen kafirdir buyrulmuştur. (Ömer Ziyauddin Dağıstani k.s. seha neşriyat s.163)

Abdülgani Nablusi hazretleri buyuruyor ki: Evliyayı inkar etmek, dinin herhangi bir hükmünü inkar etmek gibi küfürdür. ALLAH Teala, Peygamberlerini ve Evliyasını başkalarından üstün tutmuş, başkalarına vermediği keramet gibi harikaları bu zatlara ihsan etmiştir. (Hadika)

Nakşi tarikatını inkar eden, Din-i İslam’dan Müslümanlar büyük bir tehlike içerisindedir .” Şah-ı Nakşibend hazretlerinin kavlinin manası açık, olarak ortaya çıkmaktadır. Sah-i Nakşibend hazretleri: “Bizim tarikatimizi inkar eden, dini İslam olan Müslümanlar büyük bir tehlikenin içerisindedir.” (S.119 Cennet Yolunun Rehberi - Şeyh Seyda Muhammed Konyevi, Özkevser Vakfı Yayınları, Konya 1997)

***

İmam Malik radıyallahu anh: “Kim fıkıh ilmini anlamadan tasavvufu izhar ederse, gerçekte zındıklaşır. Ve kim tasavvuf ilmini anlamadan, fıkıh ilmini izhar ederse, gerçekte fasık olur.” buyurmuştur.

Abdestsiz namaz batıl olduğu gibi, fıkıhsız tasavvuf da batıldır. Çünkü fıkıh, tasavvufun şartıdır. Fakat tasavvufsuz bir fıkıh ile ne kadar muvaffakiyet olacağı malum değildir.

Zira tasavvuftan iman ve İslam’la alakalı olan kısmın inkarı küfürdür; ihsanla alakalı kısmın inkarı fısktır. İmam Malik bunu kastetmiştir...

Fakat İmam Gazali: “Tasavvufun en az derecesi, ona inanmak ve ehline havale etmektir.” demiştir. Bu takdirde, tasdikle fısktan kurtulmuş olunur.

(İkaz-ul-Himem fi Şerh-il-Hikem c.1 s.9, 11 ; El-Muhkem fi Şerh-il-Hikem c.1 s.74, 76; Ğays-ul-Mevahib-il-Aliyye c.1 s.127 ; İthaf-u Saddet-il-Muttakin c.1 s.148, 154, c.3 s.116)

İmam Gazali hazretleri buyuruyor ki: Her Müslüman, terbiye edici bir üstada muhtaçtır. Üstad onu terbiye ederek, kötü huylardan kurtarır. ALLAH Teala, insanlara doğru yolu göstermek için, Peygamber gönderdi. Peygamberden sonra ona vekil olarak evliyayı yarattı. [Eyyühel-veled]

İhya-u ulum’id-din adlı eserinde ise şöyle buyururlar: “Sakın anlamıyorum diye bu ilmi inkara kalkışma. Akli ilimleri kavradığını zannederek çizmeden yukarı çıkan alimlerin helak noktası burasıdır. Allah dostlarının bu hallerini inkar eden bir ilimden, cehalet çok daha iyidir. Kaynak bir olduğu için, velileri ve kerametlerini inkar, peygamberleri ve mucizeleri inkar demektir. Peygamberleri inkar ise tamamen dinden çıkmaktır.”

Şeyhülislam Hirevi Kuddıse Sırruhu Hazretleri: “Allah dostlarına gizli ve aşikar buğz etmek öldürücü zehirdir. Onlara taan etmek ebedi nimetten mahrumiyeti gerektirir.” Hirevi Hazretleri bir başka zamanda şöyle buyurdular: “Allah Teala, her kimin perişan olmasını dilerse, onu aleyhimize düşürür. Bizi ayıplamaya ve gıybetimizi etmeye başlar.” (Mektubat-ı Rabbani)

***

Mehmed Zahid Kotku Hazretlerinin tercüme ettiği Mevlana Halid Bağdadi Hazretlerinin Halidiye Risalesi'nde yazılıdır:

"Ehlullaha itiraz kapılarını açanların, sui hatime (kötü bir son) ile ahirete göçtükleri erbâb-ı keşif ve ehl-i hakîkat tarafından bildirilmiştir. Ehlullaha itiraz eden kimselerin muhakkak küfr üzerine ölecekleri bazı kitaplarda yazılmıştır Allah Teala cümlemizi nefsin ve şeytanın şerlerinden emin eylesin..."

"Tarikati ve Mürşid-i Kamilleri inkar edenlerin (Ehl-i inkârın) yemeği, kırk gün feyiz kapılarını kapar." (O yemeği yiyenin kalbine 40 gün feyiz girmez)
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Elhamdülillah..

Kim ne diye, tüm dünyanın en büyük organizasyonu olan, iman hizmetinde en birinci sırada olan, aynı zamanda kişiyi Hakk'a götüren bu yollara karışır?

Şu zamanı bu zamanı.. Ya Hu dostlar, mürşidi kamiller, Peygamber vekilleri bilmezler mi ne zamanı? Bu zamana uygun olan reçete ne ise onlar onu uyguluyor zaten. Bazı bozguncular neden lafa girer de, bu zamanda tarikatın ağır hükümlerini uygulamak zordur gibi alakasız laf edip, üçüncü şahıs olarak hep konunun etrafında olurlar. Zoru kolayı ne olurla olsun, asra uygun olanı mürşidler ictihadları ile tarikatlarına uygulamaktadırlar.

-Sözlerimizi Saidi Nursi hz.lerinin sözlerini hedef alarak demiyoruz. Biz onu büyüklerden biliriz. Onu kendilerine dayanak edip, abicilik oynayanlaradır sözümüz-
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
talib bakın fedai kardeş farklı şeylerden bahsediyor.. Gözümüzü nasıl kapatıp ne gibi basit şeylerle meşgul oluyormuşuz anlayamadım..

İmanı delillendirmek elbette basit bir iş değildir. Koskoca kelam ilmi var bu konuda. basit iş olsadı ilim olmazdı.

Tasavvuf ehli birinin imandan şüphesi yoktur ki imani delil arasın.

Kimin şüphesi varsa kendine baksın, delilini arasın

Şimdi üstadımız doğru mu söylemiş yanlış mı hüküm vermiş onu söyleyin siz..

Üstadınız kendi zamanı için kıemsn doğruyu söylemiştir. Ama artık o zaman geçmiştir. Bu zamanda daha başka şeyler lazımdır

Adam gibi cevap verecek bir insan evladı varsa soracağım çok soru var..

Buyur sor kardeşim...

Ama önce sen yukarıdaki 2 soruyu cevaplasan ya
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
MEVCUT olan sistemin SENARYOLARI ile Toplum TARİKAT lara negativ bakarken SİZ lerde bu yazxdıklarınızla Ilımlı bakanları veya az bilenleri SOĞUTUYOR ve uzaklaştırıyorsunuz.

BİLMEDİĞİNİZ ne zaman ne için söylendiğini bilmeden İSLAM alimlerin sözleriniz ULU ORTA getirmeyin.

ŞİMDİ

Allah cc istediği şekilde İBADET ini yapan & Farzlara vaciplere uyan Sünneti yaşayan Haramlardan sakınan bir kişi BİR TARİKAT a girmedi ise İMANI TEHLİKE demidir.

Yapmayın.

EHİL olmadığınız konularda AHKÂM kesmeyin.

TARİKAT : ALLAH cc giden bir yol dur REHBER dir Okul dur.Fakat siz diyorsunuz ki HERNEYSE
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Ayrıyeten yazmak zorundayım, mazur görülsün, çünkü çok önemli;

Bakınız, Tasavvufu ve Mürşidleri inkar etmek yanında onlara itiraz etmekle dahi ilgi pekçok alim ve meşayıh sözünden ancak az bir kısmı yukarıdadır. Ve bunlar Müslümanları tehlikeye düşmesinler diye uyarmaktadırlar.

Yabana atmayınız. Adam boş ver sen de, demeyiniz. Uyarı ciddi bir uyarıdır. En az derecesi inkar etmekten kaçınmalısınız.

Tarikatı inkar edenler, Mürşidler için nimettir ama, tazecik nispet ve muhabbet sabibi Müridan için zararlıdır. Muhabbetlerini söndürür. Terakkilerini engeller. Tarikat Mürşid inkarcıları, kişiyi Allah'a yakınlıktan ve şuğulsuz zikretmekten alıkorlar. Bu da bir zulümdür. O nedenle, inkarcının yemeği dahi zararlıdır demişlerdir.

Bunun nasıl bir şey olduğunu ancak nisbet sahibi olduktan sonra anlayabilirsiniz. Başınıza gelmeli yani... Yoksa, şimdi gazel dinliyormuş gibidir. Nisbet sahibi olup bir inkarcıyla mülaki olduğunuzda nisbetinizin nasıl söndüğünü, kalbinizin nasıl katılaştığını bizzat tadınca, haaaa bu yaylanın yolu burdan gidermiş dersiniz. O nedenle, Mürşid-i Kamillerin sözlerini boşa sanmayalım. Onlar boş ve boşuna konuşmazlar. İhtiyacı olana, ne olduğunu göstermek içindir o anlatılanlar. Bize düşen inkar ve alay yoluna sapmamak. Ves'selam.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Tarikatı inkar edenler, Mürşidler için nimettir ama, tazecik nispet ve muhabbet sabibi Müridan için zararlıdır. Muhabbetlerini söndürür. Terakkilerini engeller. Tarikat Mürşid inkarcıları, kişiyi Allah'a yakınlıktan ve şuğulsuz zikretmekten alıkorlar. Bu da bir zulümdür. O nedenle, inkarcının yemeği dahi zararlıdır demişlerdir.

Ağzın bal yesin abicim. Ne güzel demişsiniz.
 
Üst