Meşguliyet geçmiş değil. Ancak şu kadarını yazalım:
Mevlana Celaleddin Rumi Hazretleri buyurmuştur: "Ululuk sahibi Allah’ın kullarından, velilerden baş çeker, uzaklaşırsan bil ki onlar senden hoşlanmıyorlar, onlar seni istemiyorlar. Onların kehribarları vardır, meydana çıkarırlarsa senin saman çöpü gibi olan varlığını deliye döndürür, kendilerine çekerler. Kehribarlarını saklarlarsa derhal seni azgınlığa teslim ederler."
Ebul Fadl İbni Kayserani Hz.: “Tasavvuf ehlinin yolunu inkar edenlerin halini uzun uzun düşündüm. Ve anladım ki Sufilerin Tasavvuf yolunu inkar edenler iki gurupta toplanmış. Birincisi; cahillerdir. Cahile verilecek cevap duadan başka bir şey değildir. Diğer gurup ise ilim ehli olup da dinin sünnetleri ve adapları hakkında bilgileri az olanlar ve bu bilgileri asıllarını araştırmaya usullerini öğrenmeye ihtiyaç duymayanlardır. Bu gibi yarım alimler, din ilimlerinden Fıkıh ve Kelam'a, rey kıyas ve tefekküre ait bilgileri öğrenmeye ihtiyaç duymama cahilliğini gösterenlerdir." (Bu satırlar Safvetü’l Tasavvuf eserindedir; Safvetü’l Tasavvuf, Fatih Kütüphanesinde 2718 numara ile kayıtlıdır)
Yani bir grup bilgisiz cahil, diğer grup yarım bilgili cahil. Minah eserinde Seyyid Sıbgatullah Arvasi Hazretleri der ki: "Bu zamanda Mürşid-i Kamilere, Sadatlara (Şeyh Efendilere) karşı münkirlik edenler, Asr-ı Saadette yaşamış olsalardı, Peygamber Efendimize karşı da Allah muhafaza itiraz ederlerdi"
***
Zamanımız alim ve meşayıhından Mahmud Ofi hazretleri buyuruyorlar ki: "Tarikatı - Tasavvufu inkar edenin akıbeti vuslattan mahrum olmaktır." (müridanından naklen)
“Tasavvufu inkar etmek, Kuran-ı Kerim’in yarısını, Hadisin yarısını inkar etmektir.” (Cennet Yolunun Rehberi - Şeyh Seyda Muhammed Konyevi, Özkevser Vakfı Yayınları, Konya 1997 sf. 119).
İmam Gazali rahimehullah, tasavvufun en az derecede varlığına iman etmek ile kişi küfürden kurtulur demekte. (Üstaz Fakih Şeyh İsmail Çetin. Şeyh Seyda Muhammed Konyevi).
Hak tarikatları inkar etmek küfürdür. (Üstaz Fakih Şeyh İsmail Çetin. Şeyh Seyda Muhammed Konyevi. Seyda Molla Kudbeddin).
“Tevatür ile dinde sabit olanı inkar etmek küfürdür.” buyururlar. (Tarikatlar dinde tevatür ile sabittir). (İmam Rabbani -kuddise sirruh- Hazretleri, Mektubat-ı Rabbani).
Bir milyondan aşkın eser yazan tasavvuf ulemasını inkar etmek, aklın karı değildir. En azından tasavvufun varlığı tevatürle sabittir, temeli ayet ve hadistir. (Tahkim-i Sadat Şerhi Miskat c.3 s.73 Üstaz Fakih Şeyh İsmail bin Mahfuz el Abbasi rahimehullah)
Biri kalkıp da: Peygamberlerden veya velilerden birini seven ve onlara kalbini bağlayan müridin, iki kaşının ortasında onların suret ve şekillerini veya ruhaniyetlerini tahayyül etmesi, onların hareket, söz ve davranışlarını düşünüp, kendisine yön vermeye çalışması tabi ve zaruri iken, buna karşı çıkan birinin, “adı geçen şekilde yapılan rabıta puttur. Enbiya ve evliyaya muhabbet ve onlara kalbi bağlamak, bu irtibat ile onlardan feyz almaya çalışmak caiz değildir. Böyle rabıta yapanlar kafirdir” dese, böyle bir kimseye şer’an lazım gelen şudur: İtikadını yenilemesi gerektiği gibi, şeran tedibi ve imanını tazelemesi gerekir. Çünkü Bir Müslüman’a kafirdir diyen kafirdir buyrulmuştur. (Ömer Ziyauddin Dağıstani k.s. seha neşriyat s.163)
Abdülgani Nablusi hazretleri buyuruyor ki: Evliyayı inkar etmek, dinin herhangi bir hükmünü inkar etmek gibi küfürdür. ALLAH Teala, Peygamberlerini ve Evliyasını başkalarından üstün tutmuş, başkalarına vermediği keramet gibi harikaları bu zatlara ihsan etmiştir. (Hadika)
“Nakşi tarikatını inkar eden, Din-i İslam’dan Müslümanlar büyük bir tehlike içerisindedir .” Şah-ı Nakşibend hazretlerinin kavlinin manası açık, olarak ortaya çıkmaktadır. Sah-i Nakşibend hazretleri: “Bizim tarikatimizi inkar eden, dini İslam olan Müslümanlar büyük bir tehlikenin içerisindedir.” (S.119 Cennet Yolunun Rehberi - Şeyh Seyda Muhammed Konyevi, Özkevser Vakfı Yayınları, Konya 1997)
***
İmam Malik radıyallahu anh: “Kim fıkıh ilmini anlamadan tasavvufu izhar ederse, gerçekte zındıklaşır. Ve kim tasavvuf ilmini anlamadan, fıkıh ilmini izhar ederse, gerçekte fasık olur.” buyurmuştur.
Abdestsiz namaz batıl olduğu gibi, fıkıhsız tasavvuf da batıldır. Çünkü fıkıh, tasavvufun şartıdır. Fakat tasavvufsuz bir fıkıh ile ne kadar muvaffakiyet olacağı malum değildir.
Zira tasavvuftan iman ve İslam’la alakalı olan kısmın inkarı küfürdür; ihsanla alakalı kısmın inkarı fısktır. İmam Malik bunu kastetmiştir...
Fakat İmam Gazali: “Tasavvufun en az derecesi, ona inanmak ve ehline havale etmektir.” demiştir. Bu takdirde, tasdikle fısktan kurtulmuş olunur.
(İkaz-ul-Himem fi Şerh-il-Hikem c.1 s.9, 11 ; El-Muhkem fi Şerh-il-Hikem c.1 s.74, 76; Ğays-ul-Mevahib-il-Aliyye c.1 s.127 ; İthaf-u Saddet-il-Muttakin c.1 s.148, 154, c.3 s.116)
İmam Gazali hazretleri buyuruyor ki: Her Müslüman, terbiye edici bir üstada muhtaçtır. Üstad onu terbiye ederek, kötü huylardan kurtarır. ALLAH Teala, insanlara doğru yolu göstermek için, Peygamber gönderdi. Peygamberden sonra ona vekil olarak evliyayı yarattı. [Eyyühel-veled]
İhya-u ulum’id-din adlı eserinde ise şöyle buyururlar: “Sakın anlamıyorum diye bu ilmi inkara kalkışma. Akli ilimleri kavradığını zannederek çizmeden yukarı çıkan alimlerin helak noktası burasıdır. Allah dostlarının bu hallerini inkar eden bir ilimden, cehalet çok daha iyidir. Kaynak bir olduğu için, velileri ve kerametlerini inkar, peygamberleri ve mucizeleri inkar demektir. Peygamberleri inkar ise tamamen dinden çıkmaktır.”
Şeyhülislam Hirevi Kuddıse Sırruhu Hazretleri: “Allah dostlarına gizli ve aşikar buğz etmek öldürücü zehirdir. Onlara taan etmek ebedi nimetten mahrumiyeti gerektirir.” Hirevi Hazretleri bir başka zamanda şöyle buyurdular: “Allah Teala, her kimin perişan olmasını dilerse, onu aleyhimize düşürür. Bizi ayıplamaya ve gıybetimizi etmeye başlar.” (Mektubat-ı Rabbani)
***
Mehmed Zahid Kotku Hazretlerinin tercüme ettiği Mevlana Halid Bağdadi Hazretlerinin Halidiye Risalesi'nde yazılıdır:
"Ehlullaha itiraz kapılarını açanların, sui hatime (kötü bir son) ile ahirete göçtükleri erbâb-ı keşif ve ehl-i hakîkat tarafından bildirilmiştir. Ehlullaha itiraz eden kimselerin muhakkak küfr üzerine ölecekleri bazı kitaplarda yazılmıştır Allah Teala cümlemizi nefsin ve şeytanın şerlerinden emin eylesin..."
"Tarikati ve Mürşid-i Kamilleri inkar edenlerin (Ehl-i inkârın) yemeği, kırk gün feyiz kapılarını kapar." (O yemeği yiyenin kalbine 40 gün feyiz girmez)