- Katılım
- 30 Eyl 2013
- Mesajlar
- 6,183
- Tepkime puanı
- 473
- Puanları
- 83
Astronotlar uzay mekiğinin içinde havaya tuz serpiyorlar. Bu tuz taneciklerinin birbirine yakın olanları resmen birleşip küçük küçük kümecikler oluşturuyor.
Gravitasyon müthiş bir şey.. Uzay boşluğu dediğimiz mutalk boşlu bile bir varlık.. Çünkü büzülüyor, genleşiyor, ve hatta dalga dalga sarsılıyor. Boşluk nasıl büzülür arkdaş, bu nasıl bir şeydir yahu.. Müthiş.. Hiçbir şey olmayan, ölçülebilirliği olmayan bir şeyden bahsediyoruz. Bilim buna KARA MADDE diyor.. Var, çünkü dalgalanıyor. İki büyük gök cisminin çarpışması ile boşlukta meydana gelen dalgalanmayı ölçtüler resmen.. Şöyle ölçülüyor: Işık, bir kütlenin yanından geçerken bükülüyor. Buna maddenin çekim gücü deniyor. Aslında madde ışığı çekmiyor. Işığın geçtiği boşluğu kendine doğru büzüyor. O büzülen boşluktan geçtiği için ışık kayma yapıyor.. Şimdi iki gök cismi çarpışınca gravitasyonda bir değişme meydana geldiği için büzülmede de değişme oluyor. O büzülen boşluktan geçen ışık resmen dalgalandığı gözlendi.. Yani büzülüp sonra salınınca sabit kalmadı. Dalga dalga gidip geldi.. Boşluğu ölçemiyoruz, lakin boşluğun içinden geçen maddenin verdiği tepkiden burda bir şey olduğunu anlıyoruz..
Diyeceksiniz ki bu ne işe yarar.. Öyle demeyin. Düne kadar şu tartışılıyordu: Gravitsyon, yani çekim gücü ışıktan hızlı mıdır değil midir? Diyelim ki Güneş birdenbire yok oldu. Biz Dünya'da bu yok olmaya 8 dakika sonra haberdar oluruz. Çünkü Güneşin ışığı 8 dakika sonra bize ulaşacak.. Dolayısıyla o an orada olan olayın enformasyonu bize 8 dakikadan önce ulaşması mümkün değil.. Bilim adamlar şu soruyu sordular. Acaba Güneş yok olsa Güneşin Dünyaya olan çekim gücü hemen mi hissedilir yoksa bu çekim gücüde mi 8 dakika sonra kesilir? Yani çekim gücü, ışık hızından hızlı mıdır? Einstein, bu soryu kendisine ta o zamanlar sormuş. Ve demiş ki ışıktan hızlı olamaz, olsa olsa bir dalgalanma meydana getirir ve aynı ışık gibi 8 dakika sonra Dünyayı yönrüngesinden salar.. Bu uzun süre tartışıldı.. Sonunda 2 gök cisminin çarpışmasını gözlemleyerek çevresinden gelen ışık üzerinden gözlemlemeyi düşündüler. Yaptılar.. Ve Einstein haklı çıktı.. Gravitsyon denen şey resmen ışıktan daha hızlı değil.. Anlık enformasyonlar ulaştırmak için başka yollar aramamız lazım.
Mesela şu daha tam çözülemedi: Bir atomun elektronlarını ayırıp farklı yerlerlere alıyorsunuz. Birgirinden bağımsız gibi dursalarda aralarında ilginç bir bağlantı var. Birisinin elektronunun eksenini değiştirdiğiniz zaman ayrılan öbür parçanın elektronuda değişiyor. Oysa müdaheleyi ondan ayırdığınız parçaya yapıyorsunuz. Fakat öbürü eş zamanlı değişiyor. Dünyanın bir ucundan kapı kolunu indirince öbür ucunda onun eşi olan kapının kolunun eş zamanlı olarak inmesi gibi düşünün.. Bu niye böyle oluyor? Eğer bunu çözerlerse ışıktan daha hızlı eş zamanlı enformasyon ulaştırmak mümkün olacak.. Mesela galaksinin öbür ucunda ayrıştırılan elektronlardan müteşekkil bir bilgisayar koysanız buradan yapacağınız kodlamayı anında öbür tarafta gözlemleyebilirsiniz... Üstelik aralarında hiçbir kablo ve enerji akımı olmadan..
Gravitasyon müthiş bir şey.. Uzay boşluğu dediğimiz mutalk boşlu bile bir varlık.. Çünkü büzülüyor, genleşiyor, ve hatta dalga dalga sarsılıyor. Boşluk nasıl büzülür arkdaş, bu nasıl bir şeydir yahu.. Müthiş.. Hiçbir şey olmayan, ölçülebilirliği olmayan bir şeyden bahsediyoruz. Bilim buna KARA MADDE diyor.. Var, çünkü dalgalanıyor. İki büyük gök cisminin çarpışması ile boşlukta meydana gelen dalgalanmayı ölçtüler resmen.. Şöyle ölçülüyor: Işık, bir kütlenin yanından geçerken bükülüyor. Buna maddenin çekim gücü deniyor. Aslında madde ışığı çekmiyor. Işığın geçtiği boşluğu kendine doğru büzüyor. O büzülen boşluktan geçtiği için ışık kayma yapıyor.. Şimdi iki gök cismi çarpışınca gravitasyonda bir değişme meydana geldiği için büzülmede de değişme oluyor. O büzülen boşluktan geçen ışık resmen dalgalandığı gözlendi.. Yani büzülüp sonra salınınca sabit kalmadı. Dalga dalga gidip geldi.. Boşluğu ölçemiyoruz, lakin boşluğun içinden geçen maddenin verdiği tepkiden burda bir şey olduğunu anlıyoruz..
Diyeceksiniz ki bu ne işe yarar.. Öyle demeyin. Düne kadar şu tartışılıyordu: Gravitsyon, yani çekim gücü ışıktan hızlı mıdır değil midir? Diyelim ki Güneş birdenbire yok oldu. Biz Dünya'da bu yok olmaya 8 dakika sonra haberdar oluruz. Çünkü Güneşin ışığı 8 dakika sonra bize ulaşacak.. Dolayısıyla o an orada olan olayın enformasyonu bize 8 dakikadan önce ulaşması mümkün değil.. Bilim adamlar şu soruyu sordular. Acaba Güneş yok olsa Güneşin Dünyaya olan çekim gücü hemen mi hissedilir yoksa bu çekim gücüde mi 8 dakika sonra kesilir? Yani çekim gücü, ışık hızından hızlı mıdır? Einstein, bu soryu kendisine ta o zamanlar sormuş. Ve demiş ki ışıktan hızlı olamaz, olsa olsa bir dalgalanma meydana getirir ve aynı ışık gibi 8 dakika sonra Dünyayı yönrüngesinden salar.. Bu uzun süre tartışıldı.. Sonunda 2 gök cisminin çarpışmasını gözlemleyerek çevresinden gelen ışık üzerinden gözlemlemeyi düşündüler. Yaptılar.. Ve Einstein haklı çıktı.. Gravitsyon denen şey resmen ışıktan daha hızlı değil.. Anlık enformasyonlar ulaştırmak için başka yollar aramamız lazım.
Mesela şu daha tam çözülemedi: Bir atomun elektronlarını ayırıp farklı yerlerlere alıyorsunuz. Birgirinden bağımsız gibi dursalarda aralarında ilginç bir bağlantı var. Birisinin elektronunun eksenini değiştirdiğiniz zaman ayrılan öbür parçanın elektronuda değişiyor. Oysa müdaheleyi ondan ayırdığınız parçaya yapıyorsunuz. Fakat öbürü eş zamanlı değişiyor. Dünyanın bir ucundan kapı kolunu indirince öbür ucunda onun eşi olan kapının kolunun eş zamanlı olarak inmesi gibi düşünün.. Bu niye böyle oluyor? Eğer bunu çözerlerse ışıktan daha hızlı eş zamanlı enformasyon ulaştırmak mümkün olacak.. Mesela galaksinin öbür ucunda ayrıştırılan elektronlardan müteşekkil bir bilgisayar koysanız buradan yapacağınız kodlamayı anında öbür tarafta gözlemleyebilirsiniz... Üstelik aralarında hiçbir kablo ve enerji akımı olmadan..
