Suudi Arabistan'da iskambil şampiyonası

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,662
Tepkime puanı
2,338
Puanları
113
Konum
istanbul
Ege ve Akdeniz’deki adalarla ilgili olarak Demokrat Parti (DP) Yüksek Danışma Kurulu Üyesi ve Emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, önemli bir iddia ortaya attı.
Ümit Yalım, Türkiye’nin ihmali sonucu, Ege ve Akdeniz’deki 16 küçük adanın Yunanistan’a kaptırıldığını iddia etti. Yalım, “Türk hükümetinin Avrupa Birliği müzakerelerinde gün almak için adaların Yunanistan tarafından ele geçirilmesine göz yumduğunuâ€￾ söyledi.
Adaların Yunanistan tarafından ele geçirilmesinin 2004’te başladığını aktaran Yalım, ilk olarak da Türkiye açıklarındaki Eşek ve Bulamaç adalarının kaptırıldığını ifade etti. Emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, 2004’ten bu yana “Yunanistan tarafından Ege’deki 11 ve Akdeniz’deki 5 adanın ele geçirildiğini, Yunan askerlerinin de adalarda nöbet tutuklarınıâ€￾ dile getirdi.
Konu Davutoğlu'na Soruldu
Konu birkaç ay önce Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na parlamentoda soruldu.
Davutoğlu’nun ise Ege’de sahiplik konusu da dahil birkaç adayı ilgilendiren sorun olduğunu ve Türkiye’nin Yunanistan ile diyalog yoluyla çözüm bulmak için çaba sarf ettiği şeklinde cevap verdiği kaydedildi.
Adaların İsimleri Şöyle
Yunanistan tarafından ele geçirildiği iddia edilen 16 ada ise şöyle: Ege’deki Hurşit, Fornoz, Eşek, Nergizçik, Bulamaç, Kalolimnoz, Keçi, Sakarcılar, Koçbaba ve Ardacık adaları ile Akdeniz’deki Gavdos, Dhia, Dionisades, Gaidhouronisi ve Koufonisi adaları.
DP Yüksek Danışma Kurulu Üyesi ve Emekli Kurmay Albay Ümit Yalım ayrıca Yunanistan’ın adalarda yerleşim yerleri inşa edildiğini, asker yerleştirildiğini ve Yunan bayrağı dikildiğini ifade ediyor.
Yalım, Birinci Dünya Savaşı’nda sonra 1923’te imzalanan Lozan Anlaşması ile Ankara’nın Ege ve Akdeniz’de 9 adayı Yunanistan’a bırakmayı kabul ettiğini söyledi. Ümit Yalım, ayrıca anlaşmada adı geçen adalar arasında Yunanistan’ın 2004’ten bu yana ele geçirdiği 16 adanın olmadığının da altını çiziyor.Ege ve Akdeniz’deki adalarla ilgili olarak Demokrat Parti (DP) Yüksek Danışma Kurulu Üyesi ve Emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, önemli bir iddia ortaya attı.
Ümit Yalım, Türkiye’nin ihmali sonucu, Ege ve Akdeniz’deki 16 küçük adanın Yunanistan’a kaptırıldığını iddia etti. Yalım, “Türk hükümetinin Avrupa Birliği müzakerelerinde gün almak için adaların Yunanistan tarafından ele geçirilmesine göz yumduğunuâ€￾ söyledi.
Adaların Yunanistan tarafından ele geçirilmesinin 2004’te başladığını aktaran Yalım, ilk olarak da Türkiye açıklarındaki Eşek ve Bulamaç adalarının kaptırıldığını ifade etti. Emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, 2004’ten bu yana “Yunanistan tarafından Ege’deki 11 ve Akdeniz’deki 5 adanın ele geçirildiğini, Yunan askerlerinin de adalarda nöbet tutuklarınıâ€￾ dile getirdi.
Konu Davutoğlu'na Soruldu
Konu birkaç ay önce Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na parlamentoda soruldu.
Davutoğlu’nun ise Ege’de sahiplik konusu da dahil birkaç adayı ilgilendiren sorun olduğunu ve Türkiye’nin Yunanistan ile diyalog yoluyla çözüm bulmak için çaba sarf ettiği şeklinde cevap verdiği kaydedildi.
Adaların İsimleri Şöyle
Yunanistan tarafından ele geçirildiği iddia edilen 16 ada ise şöyle: Ege’deki Hurşit, Fornoz, Eşek, Nergizçik, Bulamaç, Kalolimnoz, Keçi, Sakarcılar, Koçbaba ve Ardacık adaları ile Akdeniz’deki Gavdos, Dhia, Dionisades, Gaidhouronisi ve Koufonisi adaları.
DP Yüksek Danışma Kurulu Üyesi ve Emekli Kurmay Albay Ümit Yalım ayrıca Yunanistan’ın adalarda yerleşim yerleri inşa edildiğini, asker yerleştirildiğini ve Yunan bayrağı dikildiğini ifade ediyor.
Yalım, Birinci Dünya Savaşı’nda sonra 1923’te imzalanan Lozan Anlaşması ile Ankara’nın Ege ve Akdeniz’de 9 adayı Yunanistan’a bırakmayı kabul ettiğini söyledi. Ümit Yalım, ayrıca anlaşmada adı geçen adalar arasında Yunanistan’ın 2004’ten bu yana ele geçirdiği 16 adanın olmadığının da altını çiziyor.

http://www.trthaber.com/haber/gundem/16-ada-yunanistana-gecti-68543.html
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,163
Tepkime puanı
3,186
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
ülkücü sofi olur vakidir ...
lakin Kemalist sofi nadir parçadır ...
kemalist mi olmuş bu ihvan kardeş ?
Bazı şeyleri korumayı devletin bekası için elzem sayıyor olmalı
Kafasına yerleşen tabuların refleksi sanırım
Adalar işgal altında diye düşünüyor

Merak etme ihvancım doğu seferimiz bitsin
Batı seferine başlayacağız (hem şaka hem ciddiyet hem ironi hem strateji barındırır)
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,115
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Bu konuya yorum yapacaktım unuttum -)
Sn @Kaçak yorumlarınız muazzam
Yönetim istifa dahil -)
Şapka çıkarmak istiyorum caiz midir?
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
Bu konuya yorum yapacaktım unuttum -)
Sn @Kaçak yorumlarınız muazzam
Yönetim istifa dahil -)
Şapka çıkarmak istiyorum caiz midir?

şapka dediniz de :)
şapkayı medeniyet sayacak ve halka bunu zorla dayatacak kadar ileri ve modern görüşlü çağın efsanesi bir kişiliğimiz var bizim ....
olay bu kadar basit ve anlaşılırdır ...
her ne kadar birileri aklımızın ermediğini söylesede ...
ersede bu ermesede bu ...

konumuza dönersek ...
şapka başa giyilen , ilk anlamı ile başı sıcak soğuk yağmur ve güneşten koruyan akabinde bir kıyafet aksesuarı olarak kişiye ihtişam ve statü kattığına inanılan en nihayetinde bir medeniyet / dünya görüşü anlamı atfedilen zavallı bir esbaptır ...
ilk anlamı ile kullanıyorsanız şapkayı , onu çıkarttıran şey onu gerektiren şeyin ortadan kalkmasıdır ki caizdir , ikinci anlamı ile kullanıyorsanız şapkayı bir saygı / ihtimam göstergesidir caizdir , üçüncü anlamı ile kullanıyor iseniz Allah belanızı vermesin emi :)
 

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
982
Puanları
113
ülkücü sofi olur vakidir ...
lakin Kemalist sofi nadir parçadır ...
kemalist mi olmuş bu ihvan kardeş ?

Bem hem kemalist hem sofiyim.
Ihvanın yazdıklarına ek olarak bu memlekette atatürkten sonra biri daha ağır sanayi hamlesi yapmak istedi. Ama atatürkü karalayan mahfil bu defa onuda karaladı. Atatürkten sonra ağır sanayi hamlesi yapmak isteyen. Merhum erbakan.

Diyorum ya işte. ingilizler gerçekten çok akıllı ve çok güçlü.

Biz hamasete tukaka edebiyatına devam.
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,163
Tepkime puanı
3,186
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Mustafa kemal zaten kendi sofidir.
İçkiden siroz olduğu söyleniyor
Böyle sofilik mi olur
Biri çarpıttığı kesin
Bence sevabıyla günahıyla onu kendi zamanına bırakmak
Burdan tam olarak ne döndü bilemeyiz

Devleti yeniden inşa ederken kimin etkisindeydi bilmek zordur
Bu yüzden kurcalamak yerine önümüze bakalım
Devleti yeniden revize edenlere haktan ayrılmamalarına yardımcı olmaktır, destek çıkmaktır
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
Bem hem kemalist hem sofiyim.
Ihvanın yazdıklarına ek olarak bu memlekette atatürkten sonra biri daha ağır sanayi hamlesi yapmak istedi. Ama atatürkü karalayan mahfil bu defa onuda karaladı. Atatürkten sonra ağır sanayi hamlesi yapmak isteyen. Merhum erbakan.

Diyorum ya işte. ingilizler gerçekten çok akıllı ve çok güçlü.

Biz hamasete tukaka edebiyatına devam.

Allah kabul etsin :)
nadide bir parçasın , yönetim özel korumaya alsın bence :)

Ah be güzel abim ...
Hep yaptığımız tipik hatalardan , kişileri döneminde değerlendirin. Döneminde tüm üretim araçları devlet kontrolündeydi , şimdi eğitim ve ordu bile özelleştirildi. Şimdi hiç bir üretim araçı devlette değil , bilakis devletler giriştiğinde şüpheyle bakılıyor ...
ve sen taze bir devletsin , devletliğini yeni ilan etmişsin istihdam edecek savaş mağduru bir halkın var vs vs

artı son şey ağır sanayi hamlesi yaparsak şimdi bittik demektir :)
nükleer uzay veya endüstri 4 diye ifade edilen bilişim devrimi kast ediyorsun sanırım :)

en nihayetinde ya valla benim konu ile alakam yok
ne işim olur reis kapıştırmasıyla ...
sizin reisiniz size , bizimki hakpi ye :)
 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,083
Tepkime puanı
1,923
Puanları
113
Bem hem kemalist hem sofiyim.
Ihvanın yazdıklarına ek olarak bu memlekette atatürkten sonra biri daha ağır sanayi hamlesi yapmak istedi. Ama atatürkü karalayan mahfil bu defa onuda karaladı. Atatürkten sonra ağır sanayi hamlesi yapmak isteyen. Merhum erbakan.

Diyorum ya işte. ingilizler gerçekten çok akıllı ve çok güçlü.

Biz hamasete tukaka edebiyatına devam.

Kendi tekkeni ne zaman kapatacaksın :)
 

Leylifer

Kıdemli Üye
Katılım
7 Ocak 2011
Mesajlar
5,987
Tepkime puanı
1,626
Puanları
113
Haberi okudukca uzuluyorum.
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
1-ankara fişek fabrikası (1924)
2-gölcük tersanesi (1924)
3- şakir zümre fabrikası (1925)
4-eskişehir hava tamirhanesi (1925)
5-alpullu şeker fabrikası (1926)
7-uşak şeker fabrikası(1926)
8-kırıkkale mühimmat fabrikası (1926)
9-bünyan dokuma fabrikası (1927)
10-eskişehir kiremit fabrikası (1927)
7LEcNVJrzjqglzE5-636064240362568088.jpg
11-kırıkkale elektrik santrali ve çelik fabrikası (1928)
12- ankara çimento fabrikası (1928)
13-ankara havagazı fabrikası (1929)
14-istanbul otomobil montaj fabrikası (1929)
15-kayaş kapsül fabrikası (1930)
16-nuri killigil tabanca, havan ve mühimmat fabrikası (1930)
17-kırıkkale elektrik santrali ve çelik fabrikası (1931- genişletildi)
18-eskişehir şeker fabrikası (1934)
19-turhal şeker fabrikaları (1934)
20-konya ereğli bez fabrikası(1934)
l3tB0DmDq7Fyt30l-636064240463192972.jpg
21-bakırköy bez fabrikası (1934)
22-bursa süt fabrikası (1934)
23-izmit paşabahçe şişe ve cam fabrikası (1934 temel atma)
24-zonguldak antrasit fabrikası (1934 temel atma)
25-zonguldak kömür yıkama fabrikası (1934)
26-keçiborlu kükürt fabrikası (1934)
27-ısparta gülyağı fabrikası (1934)
28-ankara, konya, eskişehir ve sivas buğday siloları (1934)
29-paşabahçe şişe ve cam fabrikası (1935 - tamamlandı)
30-kayseri bez fabrikası (1934 temel atma)
gcjtJPjN8Myw8SEI-636064240627102073.jpg
31-nazilli basma fabrikası (1935- temel atma)
32-bursa merinos fabrikası (1935 temel atma)
33-gemlik suni ipek fabrikası (1935 temel atma)
34-keçiborlu kükürt fabrikası (1935)
35- ankara çubuk barajı (1936)
36-zonguldak taş kömür fabrikası (1935)
37-barut, tüfek ve top fabrikası (1936)
38-nuri demirağ uçak fabrikası (1936- ilk türk uçağı nud-36 üretildi)
39-malatya sigara fabrikası (1936)
40-bitlis sigara fabrikası (1936)
DSaKJhdup817yRA2-636064241083507910.jpg
41-malatya bez fabrikası (1937 temel atma- bu fabrika hariç bütün bez ve dokuma fabrikaları atatürk'ün sağlığında açılmıştır.)
42-izmit kağıt ve karton fabrikası (1934- temel atma)
43-karabük demir çelik fabrikası (1937- temel atma)
44-divriği demir ocakları (1938)
45-izmir klor fabrikası (1938- temel atma)
46-sivas çimento fabrikası (1938-temel atma)
not: bu fabrikalar sayesinde 1929-1938 yılları arasında ağır sanayi üretimi %152 artarken toplam sanayi üretimi %80 artmıştır. kömürde %100, kromda %600, diğer madenlerde %200 artış olurken demir üretimi 0'dan 180.000 tona çıkmış, şeker üretimi 200 misli artmıştır. 1926'da başlayan şeker üretimi 1927-1930 arasında 5162 tondan 95.192 tona çıkmıştır. tekstil sanayi ülkenin tekstil ihtiyacının %80'ini karşılar duruma gelmiştir. tekstil ürünleri ithalatı 1927'de 51.000.000 türk lirası iken bu rakam 1939'da 11.900.000 türk lirasına düşmüştür. 1924-1929 arasında pamuk ürünleri üretimi 70 tondan 3773 tona, yün 400 tondan 763 tona, ipek 2 tondan 31 tona çıkmıştır.

alıntıdır...
Kalpleri mühürlüler anlamaz.
İçinde yaşadıkları nimete küfür edenler bunları okumaz bile.
Korkarlar akıllarının başlarına gelmesinden.
Onlar yanlarındakiyle mesutturlar hakikat umurlarında mı?
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Bende sana bir soru sorayım ozaman
Gel sarığı yada fesi mecbur yapalım
Takmayanı sallandıralım
ne didin, var mısın

Konu yeter miktar çığrından çıkmadan cevabımı yazayımda sonra kim ne derse diyebilir ...
Öncelikle aşağı yukarı aynı eğitim tedirsatını okuduğumuzu düşünüyorum ve gene üç aşağı beş yukarı aynı zeka seviyelerine sahip olduğumuzu hissediyorum ...
Bu anlamda engin anlayış yeteneğine güvenmezden evvel , Dünyanın bilmem kaç ülkesinde örgütlenip ,milyar dolarlık bütçeleri fonlayan , binlerle ifade edilen eğitim kurumuna sahip , ve uluslar arası diplomatik krizlere vesile olan bir örgüt ile Konyada Kapı cami imamı etrafında toplanmış "biz şapka giymeyük , biz şeriat isterük " diyen o güzide örgütü kıyaslamanı rica ederim ...

İnkilap tarihi kitaplarına inanmazdan evvel , çok basit düşünüşler ile cumhuriyet tarihi irdelemeni isterim ...
Misal onca isyan , kalkışma , çatışma !! olmasına karşın Aydın insan , cumhuriyet çocuğu Kubilaydan başka say bakalım kaç kahraman ismi sayabileceksin ...
Kubilay ve bekçi mehmet efendilerden başka verilen devrim şehitleri kimlerdir ...
Ama bu ülke evladı bilir ki binlerle ifade edilen sadece istiklal mahkemesi idamları vardır ...
Yüzbinlerle ifade edilen , Devrim kıyımları vardır ...

Hasılı güzel insan , ben bu tartışmalardan uzak duruyorum , kısır , sığ ve amaçsız ...
Atatürk bu ülkenin bir gerçeği diyorum , Lakin miyadı doldu , tarih sahnesinde birşeyleri sembolize etmeye devam edecek ...
Ben o sembolleri kanıksayamadım hiç bir zaman ...
Ve bundan ötesiyle de uğraşmak istemiyorum , lise yıllarım geçeli çok zaman oldu ...

Kanun maddesi ile korunan bir kişinin , kişiliğinin tartışılması bana komik geliyor ciddiyim :)
Zaten iyi birşey olsa kanunla neden koruyasın ki :)

Ne çok seviyorsunuz boş konuşmayı.
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
İçkiden siroz olduğu söyleniyor
Böyle sofilik mi olur
Biri çarpıttığı kesin
Bence sevabıyla günahıyla onu kendi zamanına bırakmak
Burdan tam olarak ne döndü bilemeyiz

Devleti yeniden inşa ederken kimin etkisindeydi bilmek zordur
Bu yüzden kurcalamak yerine önümüze bakalım
Devleti yeniden revize edenlere haktan ayrılmamalarına yardımcı olmaktır, destek çıkmaktır


İlginç...

Sirozdan, tütünden hatta esrardan ölen onlarca İslam Halifesi de mevcut, lütfen hakkaniyet adına, onları da dile getir.
Kaldı ki, Atatürk'ün İslam adına bir iddiası yok, skeptik biri, Türklük tarihini, Mezopotamya tarihini ve milletlerini derinlemesine araştırmış biri.
Milli mücadele döneminde birlik adına çok dile getirmese de, sonraları gerçek fikirlerini kendi kalemiyle bizatihi yazmış, biri,
bir deist sayılabilir, yazıklarına bakınca, demem o ki, İslam adına bir iddiası yok.

Ben İslamın halifesiyin, Allah'ın yeryüzünde gölgesiyim diyen İslam Halifelerinin, şarap,esrar alemlerinde, kadın kız alemlerinde gönül eğlendiren,
çok fazla alkol tükekmekten vefat eden onlarcası mevcut, biraz araştırıp bunları da bize anlatır mısın?
Allah kendi dinini nasıl böyle halifelere emanet etmiş, ilginç??

Konuya gelince, trajikomik olan şu ki,
bu adam bu kadar ustaca iskambil oynayabiliyorsa demek ki evveliyatı da var,
bizim hacılar gözyaşı döke döke peşinde teravih, sabah namazı kılarken bu şahısların peşinde,
adam belki de içinden bi dahaki oyunda Kupayı çekmeyeyim, şansımı sinekten deneyeceğim had bakalım falan diye düşünüyormuş :D

Onalarca, yüzlerce, binlerce ardı arkası kesilmeyen çelişki,tezat, münafıklık, maymunluklardan biri daha, çok şaşırmamak laızım.
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
Ne çok seviyorsunuz boş konuşmayı.

Sevgili Çelebiler , iyi kötü bir hukukumuz olduğunu anımsıyorum ...
Gerek yok bu kadar gerilimi taşımaya ...
Üzüldüm doğrusu ...
Esen kal kardeş ...


İlginç...

Sirozdan, tütünden hatta esrardan ölen onlarca İslam Halifesi de mevcut, lütfen hakkaniyet adına, onları da dile getir.
Kaldı ki, Atatürk'ün İslam adına bir iddiası yok, skeptik biri, Türklük tarihini, Mezopotamya tarihini ve milletlerini derinlemesine araştırmış biri.
Milli mücadele döneminde birlik adına çok dile getirmese de, sonraları gerçek fikirlerini kendi kalemiyle bizatihi yazmış, biri,
bir deist sayılabilir, yazıklarına bakınca, demem o ki, İslam adına bir iddiası yok.

Ben İslamın halifesiyin, Allah'ın yeryüzünde gölgesiyim diyen İslam Halifelerinin, şarap,esrar alemlerinde, kadın kız alemlerinde gönül eğlendiren,
çok fazla alkol tükekmekten vefat eden onlarcası mevcut, biraz araştırıp bunları da bize anlatır mısın?
Allah kendi dinini nasıl böyle halifelere emanet etmiş, ilginç??

Konuya gelince, trajikomik olan şu ki,
bu adam bu kadar ustaca iskambil oynayabiliyorsa demek ki evveliyatı da var,
bizim hacılar gözyaşı döke döke peşinde teravih, sabah namazı kılarken bu şahısların peşinde,
adam belki de içinden bi dahaki oyunda Kupayı çekmeyeyim, şansımı sinekten deneyeceğim had bakalım falan diye düşünüyormuş :D

Onalarca, yüzlerce, binlerce ardı arkası kesilmeyen çelişki,tezat, münafıklık, maymunluklardan biri daha, çok şaşırmamak laızım.

Ve sevgili Yayay ...
Atatürk konusunda karşılaşacağımı hiç ummazdım doğrusu ...
Ama artık şuna iman derecesinde ikna oldum diyebilirim ...
Sorgulama , akletme , soruşturma , derinlemesine düşünme bizim yaptığımız şey değil ...
Tüm değerleri dümdüz eden , münakaşa sınırlarını bile zorlayan bir usul ile din konuşulmamalı ...
Ki zaten şahsım adına kısır tartışmalardan kaçıyorum , Atatürk mevzusu da benim için yeter miktar kısır ...
Ama asıl üzüldüğüm nokta bu tartışmalarda hiç bir değer ayakta kalamıyor , dümdüz ediliyor herşey ...
Salt veri bilgi akıl yolu benim için tükenmiş bir yoldur , sonu şahsım adına çıkmaz sokaktır ...
Elbette kendi düşüncelerim ...
Konu hakkında ise son diyeceklerim ki zaten foruma bir süre veda ediyorum ...
Hilafet makamı ahlaksızlığı vaaz etmez ...
Kurumsal bir makamdır ve ister yazılı ister yazılı olmayan ne dersen de dine muhalif bir tutum içinde değildir ...
Lakin uygulayıcıları arasında ahlaksızlar, basiretsizler , beceriksizler çıkmıştır ...
Kötü devlet başkanları , kötü doktorlar , kötü imamlar , kötü polisler çıktığı gibi ...
Genel olarak da düşüncem öyle ezici bir çoğunluk değil , numunelik örnekliklerdir ...
Kötüler üzerinden kurumsal kimliğe eleştri getirmek ciddi bir usul hatasıdır ki ..
Karşısına koyduğunuz Atatürk ister kişi olarak isterse ikame ettiği ülke başkanlığı kurumsal kimliği olarak takipçileride dahil din ile herzaman sorunlu olmuşlardır ...
Bunu anayasal olarak da kurumsallaştırmış ve din ile sorunlarını kronik hale getirmiştir ...
Ki nitekim bugün dahi bu ülke bu gifrit tanımların/kurumların / kanunların sancısı çekiyor ve zaman kaybediyor/ bedel ödüyor ...

Beni asıl üzen , geçmişe / geleneğe dair bu öfke kin nefret neden ??
İmamken usulunu/okulunu/fetvasını/ tarzını saymadığın rehber edinmediğin yerden yere vurduğun adamı , şimdi kumar masasında görünce imamlığına atıf yapıyorsun ...
Kardeş zaten saymıyordun ki ?
Bu nasıl bir akıl ?
Cevabı bana yazma ben olmayacağım inşaallah :)
Ki uzun uzun polimik konusu farkındayım da ...
Ben gerçekten saygı duydgum birine bir sitemde bulundum o kadar ...
Hadi kalın sağlıcakla ...
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Sevgili Çelebiler , iyi kötü bir hukukumuz olduğunu anımsıyorum ...
Gerek yok bu kadar gerilimi taşımaya ...
Üzüldüm doğrusu ...
Esen kal kardeş ...
Böyle "esen kalın" deyince bir daha okuyum da yazdıklarını bir haksızlık yapmıyım dedim ama harbi boş konuşmuşsun kardeş
Sen de esen kal.
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Sevgili Çelebiler , iyi kötü bir hukukumuz olduğunu anımsıyorum ...
Gerek yok bu kadar gerilimi taşımaya ...
Üzüldüm doğrusu ...
Esen kal kardeş ...




Ve sevgili Yayay ...
Atatürk konusunda karşılaşacağımı hiç ummazdım doğrusu ...
Ama artık şuna iman derecesinde ikna oldum diyebilirim ...
Sorgulama , akletme , soruşturma , derinlemesine düşünme bizim yaptığımız şey değil ...
Tüm değerleri dümdüz eden , münakaşa sınırlarını bile zorlayan bir usul ile din konuşulmamalı ...
Ki zaten şahsım adına kısır tartışmalardan kaçıyorum , Atatürk mevzusu da benim için yeter miktar kısır ...
Ama asıl üzüldüğüm nokta bu tartışmalarda hiç bir değer ayakta kalamıyor , dümdüz ediliyor herşey ...
Salt veri bilgi akıl yolu benim için tükenmiş bir yoldur , sonu şahsım adına çıkmaz sokaktır ...
Elbette kendi düşüncelerim ...
Konu hakkında ise son diyeceklerim ki zaten foruma bir süre veda ediyorum ...
Hilafet makamı ahlaksızlığı vaaz etmez ...
Kurumsal bir makamdır ve ister yazılı ister yazılı olmayan ne dersen de dine muhalif bir tutum içinde değildir ...
Lakin uygulayıcıları arasında ahlaksızlar, basiretsizler , beceriksizler çıkmıştır ...
Kötü devlet başkanları , kötü doktorlar , kötü imamlar , kötü polisler çıktığı gibi ...
Genel olarak da düşüncem öyle ezici bir çoğunluk değil , numunelik örnekliklerdir ...
Kötüler üzerinden kurumsal kimliğe eleştri getirmek ciddi bir usul hatasıdır ki ..
Karşısına koyduğunuz Atatürk ister kişi olarak isterse ikame ettiği ülke başkanlığı kurumsal kimliği olarak takipçileride dahil din ile herzaman sorunlu olmuşlardır ...
Bunu anayasal olarak da kurumsallaştırmış ve din ile sorunlarını kronik hale getirmiştir ...
Ki nitekim bugün dahi bu ülke bu gifrit tanımların/kurumların / kanunların sancısı çekiyor ve zaman kaybediyor/ bedel ödüyor ...

Beni asıl üzen , geçmişe / geleneğe dair bu öfke kin nefret neden ??
İmamken usulunu/okulunu/fetvasını/ tarzını saymadığın rehber edinmediğin yerden yere vurduğun adamı , şimdi kumar masasında görünce imamlığına atıf yapıyorsun ...
Kardeş zaten saymıyordun ki ?
Bu nasıl bir akıl ?
Cevabı bana yazma ben olmayacağım inşaallah :)
Ki uzun uzun polimik konusu farkındayım da ...
Ben gerçekten saygı duydgum birine bir sitemde bulundum o kadar ...
Hadi kalın sağlıcakla ...

Okursun elbet geri dönersen.
Benim derdim şahıs bazında birini yüceltmek falan değil, kim olursa olsun, git gelleri olmuştur,
iradesinin idrakinin zayıf yahut güçlü olduğu dönemler olmuştur, normal vasıflı insanları bırak diyelim hadi,
ilahi görev v'az eden peygamberlerler bile yaşamıştır, nitekim vahyin kesildiği dönemde, Varaka 'nın vefat ettiği,
yıllara yaygın uzunca bir süre vahiy ile irtibatı kesilen peygaberin ölmek isteyecek, canına kıymak isteyecek kadar
daraldığı ve depresyona girdiği nakillerle ulaşmış.

Burada dile getirmek istediğim husus Atatürk özelinde konuşmak değil, kaldı ki konuşmak gerekse de hassaten severim, saygı duyarım kendisine,
ama mesele bu değil, mesele şu ki..
Kendi hizbini aidiyetinin söylemini, görüşünü insanın gönlüne hitap ederek, hikmetle, hilimle dile getirebilecek kalite ve vizyon sahip olmayan insanların,
münazara algısının saldırganlık ve salya saçmak olduğuna dikkat çekmek olduğunubu,
bunu yaparken de dönüp eleştirdiği hususta kendi evinin leş gibi olmuş bahçesine bakmadan komşusunun evine paldır küldür saldırması,
kendi acziyet ve çelişkileri gündeme getirildiğinde de yapay bir hikmet ve saçmasapan tevillerle karşısındakinin aptal olduğu varsayımıyla durumu kurtarma çabalarına bürünmeleri, tam bir rezalet, trajikomedi, bu ruh halleriyle yaşayan insanların kaybolan yıllarına, geçirdikleri her dakika ziyan, o prangadan kurtulamadıkları için sürekli patinaj içindeler ama kendi paradokslarından kurtulmaları mümkün değil, çünkü gerçeğe hakkını vermek yerine, kendi doğrularını delillendirip canhıraş savunma derdinler.

Mesele kişiler değil, mesele görüşler, stiller kardeş.
He bu arada, Atatürkün milli mücadele döneminde millet uğruna kımıldayıp geçirdiği bir günü, bir mollanın bir ömür boyu kıldığı nafileye,
tuttuğu oruca, çektiği tesbihe tercih ederim, deist, meist, kendi inandığı yaratıcısı ne ise işte, ona rahmet etsin, hakkıyla karşılığını versin.

Bugün bir adam yok cemaat evinde kaldı diye hayatını karartan,
dün Hocaefendi Türkiyenin en büyük değerlerinden biridir, susun saygı duyun hadsiz köpekler diye
vatansever adamlara şarlayan Akp tayfası, bugün bulsa lider tayfasının hepsini asar keser,
Bir milletin komple yok olma, çoluk çocuk bugün ortadoğuda olduğu gibi bir milletin mandası, köpeği
olma mücadelesine dil uzatıp, milli mücadeleye destek verenleri küfürle, katillerini emreden fetvalar veren,
ingiliz mandasına ve halifeye itaat etmeyene kafir fetvaları çıkaran o mehşhur meşhur şapkacı başı hocalara
o verdiği iğrenç fetvaları istiklal mahkemesinde uygulayan zalim oluyor, hadi oradan be....

Bu kadar.
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,163
Tepkime puanı
3,186
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Okursun elbet geri dönersen.
Benim derdim şahıs bazında birini yüceltmek falan değil, kim olursa olsun, git gelleri olmuştur,
iradesinin idrakinin zayıf yahut güçlü olduğu dönemler olmuştur, normal vasıflı insanları bırak diyelim hadi,
ilahi görev v'az eden peygamberlerler bile yaşamıştır, nitekim vahyin kesildiği dönemde, Varaka 'nın vefat ettiği,
yıllara yaygın uzunca bir süre vahiy ile irtibatı kesilen peygaberin ölmek isteyecek, canına kıymak isteyecek kadar
daraldığı ve depresyona girdiği nakillerle ulaşmış.

Burada dile getirmek istediğim husus Atatürk özelinde konuşmak değil, kaldı ki konuşmak gerekse de hassaten severim, saygı duyarım kendisine,
ama mesele bu değil, mesele şu ki..
Kendi hizbini aidiyetinin söylemini, görüşünü insanın gönlüne hitap ederek, hikmetle, hilimle dile getirebilecek kalite ve vizyon sahip olmayan insanların,
münazara algısının saldırganlık ve salya saçmak olduğuna dikkat çekmek olduğunubu,
bunu yaparken de dönüp eleştirdiği hususta kendi evinin leş gibi olmuş bahçesine bakmadan komşusunun evine paldır küldür saldırması,
kendi acziyet ve çelişkileri gündeme getirildiğinde de yapay bir hikmet ve saçmasapan tevillerle karşısındakinin aptal olduğu varsayımıyla durumu kurtarma çabalarına bürünmeleri, tam bir rezalet, trajikomedi, bu ruh halleriyle yaşayan insanların kaybolan yıllarına, geçirdikleri her dakika ziyan, o prangadan kurtulamadıkları için sürekli patinaj içindeler ama kendi paradokslarından kurtulmaları mümkün değil, çünkü gerçeğe hakkını vermek yerine, kendi doğrularını delillendirip canhıraş savunma derdinler.

Mesele kişiler değil, mesele görüşler, stiller kardeş.
He bu arada, Atatürkün milli mücadele döneminde millet uğruna kımıldayıp geçirdiği bir günü, bir mollanın bir ömür boyu kıldığı nafileye,
tuttuğu oruca, çektiği tesbihe tercih ederim, deist, meist, kendi inandığı yaratıcısı ne ise işte, ona rahmet etsin, hakkıyla karşılığını versin.

Bugün bir adam yok cemaat evinde kaldı diye hayatını karartan,
dün Hocaefendi Türkiyenin en büyük değerlerinden biridir, susun saygı duyun hadsiz köpekler diye
vatansever adamlara şarlayan Akp tayfası, bugün bulsa lider tayfasının hepsini asar keser,
Bir milletin komple yok olma, çoluk çocuk bugün ortadoğuda olduğu gibi bir milletin mandası, köpeği
olma mücadelesine dil uzatıp, milli mücadeleye destek verenleri küfürle, katillerini emreden fetvalar veren,
ingiliz mandasına ve halifeye itaat etmeyene kafir fetvaları çıkaran o mehşhur meşhur şapkacı başı hocalara
o verdiği iğrenç fetvaları istiklal mahkemesinde uygulayan zalim oluyor, hadi oradan be....

Bu kadar.
Deist meist tanrısı ona rahmet mi etsin
Allah tan başka tapınılan ilahlar cehennemde beraber yanacakları yakıt olacaktır

Atatürk ü sevip saydığını söylemişsin maşallah
Allah sizi beraber haşreylesin

Ataya gelince yok efenim gelgitleri olmuştur
Hz ömere gelince vay efenin şöyle zalim böyle zalim

Kendi içinde çelişkiler yumağısın
Yada sırf fikrini üstelemek için adaletten kopuyorsun

Bir de o hacılar ve hocalar neden mücadelede savaşta kongrede varlar sonrası kayıp
Yoksa ömerin kamçısı yerine mahkeme urganı mı çarptı onları

İnancı geçtim önce adil ol, fikrinde zikrinde
 
Üst