Şeriatı Kimler İstemez?

giriftar

Ordinaryus
Katılım
1 Ocak 2012
Mesajlar
2,599
Tepkime puanı
59
Puanları
0
Açık açık söylemek gerekirse;
içki üretenler,içki satanlar,meyhaneciler,kumarbazlar ve kumarhaneler,zengin fuhuşçular,zengin ve gününü gün eden işadamları,

uçkurcular,faiz ile beslenen patronlar,devleti dolandıranlar,rüşvetçiler,rüşvet ile beslenenler,büyük hırsızlar(yani malı büyük götüren patronlar),yalancılar,

karı tüccarları,vücudunu satılığa çıkaran süslü kokonalar,kafirler,mason ve yahudiler,her türlü dış güçler vs.. bunlardan bazıları...
 

Fecri sadık

Profesör
Katılım
27 Ara 2011
Mesajlar
1,232
Tepkime puanı
180
Puanları
0
Eline sağlık abi...
Paylaşımlariniz ilgi ile tarafımdan takip edilmekte
giriftar abi ye selam
tebrik etmeye devam
 

giriftar

Ordinaryus
Katılım
1 Ocak 2012
Mesajlar
2,599
Tepkime puanı
59
Puanları
0
Eline sağlık abi...
Paylaşımlariniz ilgi ile tarafımdan takip edilmekte
giriftar abi ye selam
tebrik etmeye devam

O senin gönlünün güzelliği can gönüldaşımız...
Rabbimize emanetsin...
O EN GÜZEL VEKİLDİR...
BESMELE...SELAM...DUA..
 

giriftar

Ordinaryus
Katılım
1 Ocak 2012
Mesajlar
2,599
Tepkime puanı
59
Puanları
0





  • Kıdemli Üye



  • ÇevrimDışı




  • kidemli.png





Üyelik tarihi03-11-2006

Mesajlar17.307

Konular901



Yeni
icon1.png
@giriftar

Adlı Üyenin

SİYONİZM fikirlerini paylaştığı KONU veya MESAJINI GÖREN VARMI ?

TÜRKİYE de halkın islam ı yaşamasını engelleyenleri irdeleyen veya pasifleştirmek için fikirlerini paylaştığı KONU veya MESAJINI GÖREN VARMI ?

BEN GÖREMEDİM YA SİZLERRRR

Çok iyi hatırlıyorum Cübbeli Hoca Tutuklanınca Hz Yusuf misali demişler o yönden hükümete saldırmışlardı Şimdi Mirzaoğlu için neden bu tür örnekler göstermiyorlar.İNANÇLI İSE O ZAMAN ALLAH cc Hz Yusuf gibi imtihana soktuğunu NİYE AKLINA GETİRMİYORLAR.


 

Dut_agaci

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
7,219
Tepkime puanı
330
Puanları
0
Web sitesi
www.Menzil.Net
Pirinçteki kara taş kolay seçilir, önemli olan beyaz taşı bulabilmekte...

Yukarıda sayılanlar kara taş, ya içimizdeki beyaz taşlar ?

Asıl onlar kimler ?

Habib-i Zişan Efendimizin (sav) münafik dedikleri olmasın mı ?
 

türkü

Kıdemli Üye
Katılım
18 Tem 2007
Mesajlar
4,973
Tepkime puanı
975
Puanları
0
hey gidi..istemek başarmanın yarısı idi..kafadan bir yarım aşılmış sayılır, öyle de heyecanlı konuşulur idi..geçmiş zaman..
 

reis

Kıdemli Üye
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
10,901
Tepkime puanı
414
Puanları
0
Konum
Karadeniz
İslam Şeriatı ya da Seküler Şeriat fark etmez.
Bütün iş yönetimin ve de yöneticilerin adil olmasında biter.
İslam Şeriatı diye insanları zulüm altında inim inim inletirsen kim n'etsin senin şeriatını!..
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
İslam Şeriatı ya da Seküler Şeriat fark etmez.
Bütün iş yönetimin ve de yöneticilerin adil olmasında biter.
İslam Şeriatı diye insanları zulüm altında inim inim inletirsen kim n'etsin senin şeriatını!..


Reis'in maksadını aşmış, kullandığı cümle..Tevbe etmesi gerekir..Evet senin maksadın uygulamadaki hataları ortya koymak ama, genelleme yapınca iş tehlikeli mecraya gidiyor...

İslam Şeriatı yada seküler şeriat farketmez demek Mazallah insanı küfre kadar götürür.Çünklü burda irade beyan ediyorsun...Beşeri hukuk ile İslam şeriatnı aynı düzeyde görmek kelimei şehadeti bozan hususlardandır..Bak. Said Havva İslam 1.2. ciltler...
 

reis

Kıdemli Üye
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
10,901
Tepkime puanı
414
Puanları
0
Konum
Karadeniz
Beşeri Hukuk ile İslam Şeriatı'nı aynı düzeyde gördüğümüzü de nereden çıkardın.
Biz diyoruz ki adalet yoksa şeriatın adı ne olursa olsun insanlar için fark etmez. Bu bir tespitten ibarettir.
Kaldı ki İslam Şeriatı'nı da yine Beşer düzenlemeyecek mi?
 

türkü

Kıdemli Üye
Katılım
18 Tem 2007
Mesajlar
4,973
Tepkime puanı
975
Puanları
0
çok sıkça duyuyorum: herkes için adalet saglansın da..yani yeter ki o çıtayı bir orta yerden tutmasını becerebilsin..görünen köy bir düzenlemeye ihtiyaç duyacak; ictihad yapılacak mı acaba bu alana dair. düşüncesi bile ürkütücü..kabuk mu kırılacak öze ulaşılacak, zarar/ziyan mı doguracak..müslümanların artık yüzyüze geldikleri..kaçınılmayan..
 

reis

Kıdemli Üye
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
10,901
Tepkime puanı
414
Puanları
0
Konum
Karadeniz
Geçen hafta dışı allı pullu portakal aldık, eve gittik ki içleri fos.
Tabi hatundan zılgıtı yedik.
"Bir daha ki sefer küçücük, ince kabuklu, çelimsiz portakallardan al" dedi. Dediğini yaptık, mübarekler sanki portakal suyu deposu gibi. :)

Bilmem anlatabildik mi!..
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Beşeri Hukuk ile İslam Şeriatı'nı aynı düzeyde gördüğümüzü de nereden çıkardın.
Biz diyoruz ki adalet yoksa şeriatın adı ne olursa olsun insanlar için fark etmez. Bu bir tespitten ibarettir.
Kaldı ki İslam Şeriatı'nı da yine Beşer düzenlemeyecek mi?

SubhanAllah!

reis ne yaptın?

İslam şeriatı adaletin ta kendisidir.

İslam Şeriatını elbette beşer düzenleyecek, herhalde Allah inip bizzat kendisi uygulamayacak.
Ancak beşer bunu yaparken kendinden değil İslam'ın hükümlerine göre yapacak. Allah'ın emirlerini uygulayacak. Ama siz ne yapıyorsunuz Allah'ı saf dışı bırakıp kafanıza göre kanunlar belirliyor ve mevcut düzenlerde icra etmeye çalışıyorsunuz. Allah'tan bağımsız bir adalet anlayışı adaleti de sağlayamayacağı için sürekli yeni yasalar çıkarıyor veya yasaları değiştirmek zorunda kalıyorsunuz. Hatta bir yasa koyuyor sonra adaletli olmadığını görüyor ve kanun hükmünde kararname çıkarıyorsunuz. O da olmuyor Anayasayı değiştirmeye kalkışıyorsunuz ve bu döngü ve deneme yanılma yöntemi böylece sürüp gidiyor. Neden? Çünkü Allah'ın şeriatını hüküm ve emirlerini uygulamıyorsunuz. Uygulamadığınız için ve yasaları kendiniz belirlediğiniz için adil ve tutarlı olamıyorsunuz.

Her iktidarın bir ideolojisi vardır.

İktidara gelen her yönetim yasa çıkarıyor, iktidar el değiştirdiğinde gelen yeni iktidar yine kendi ideolojisine göre bu yasaları kendisine göre ya revize ediyor ya da değiştiriyor. Bu kısır döngü böylece sürüp gidiyor ve insanlar mutsuz oluyor. Halbuki en adil yönetim Allah'ın şeriatıdır. Hiç bir değişiklik göremezsiniz. Duruma ve şartlara ve kişilere göre değişkenlik arz etmez. Faiz haramdır mesele bitmiştir, zina haramdır mesele bitmiştir, içki haramdır mesele bitmiştir.

Kulları için en iyi olanı, onlar için en adaletli olanı, onların mutluluğu ve huzuru için en iyi olanı bizleri Yaratan Allah'tan başka kim daha iyi bilebilir? Bizleri yaratan Allah aynı zamanda bizim için en iyi olanı, bizleri neyin mutlu ve neyin mutsuz edeceğini de bilmez mi? Bilir elbet, pekala sizlere ne oluyor da Allah'ın şeriatına sırtınız dönüyor ve Allah'ın asla hiç kimseyi hiç bir şekilde ortak kılmadığı ve bir pay vermediği egemenlik hakkını gasbedenlerin peşlerine düşüyor ve mutluluğu ve kurtuluşu oralarda arıyorsunuz?

Bunu anlamak mümkün değil. Hele hele ben Müslümanım diye ortaya çıkanları anlamakta gerçekten güçlük çekiyoruz. İslam'a rağmen helak olmak ne acı birşey.

Allah bu düşüncede olanları ıslah etsin.
 

reis

Kıdemli Üye
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
10,901
Tepkime puanı
414
Puanları
0
Konum
Karadeniz
Biz İslam Şeriatı'nın ne olduğunu gayet iyi biliyoruz merak etme. Sen sadece ne demek istediğimizi anla yeter.

Birileri bir şeyler yapıyor elbet.
Şunu yapıyorsunuz, bunu yapmıyorsunuz falan filan diyene kadar, ne yapılacaksa ya da ne yapılmayacaksa buyrun siz yapın ya da yapmayın da görelim.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Ben isterim tüm ruhumla, mevcudiyetimle :)

-safım belli olsun- :)
 

ŞehbaL

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
7,330
Tepkime puanı
643
Puanları
0
Konum
Ankara
Birbirimizin tam olarak ne dediğini anlayamazsak tek yaptığımız birbirmizi tekfir etmek olur.

Reis'in dediğine bakarsanız eğer İslam şeriatini küçümsemediğini Hz. Ömer gibi bir adil gelmezse eğer İslam şeriati adı altında haksızlık yapacağını söylemeye çalıştığını anlarsınız.

Suud güya şeriat ile yönetiliyor İran güya şeriat devleti olarak biliniyor.. Bana göre ne suud ne de İran İslam şeriatiyle yönetilmiyor. İslam şeriatı adı altında yapılmayanı bırakmıyorlar. Kendi tarafları ve karşısında olanlar..

İslam Şeriatini herkes-müslüman olan- ister/istemeli. Lakin islam şeriatı adı altında şeriatsizlik yapanlara sitem var. Ayrımı iyi yapmak gerek.
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Şehbal kardeş o kısmını biz de anladık
asıl siz diğer kısmını anladınız mı?
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
Müslüman oldugunu iddia edip Şeriata karsi olan insanlar aslinda seriattan degil,seriati tatbik edecegini iddia eden ahmaklarin islama aykiri yanlis tatbikinden korkuyorlar,
"seriat" maskesi altinda islenen zulümlerinden korkuyorlar.
Dolayisiyla seriat istemek veya seriat getirecegini söyleyenleri körü körüne desteklemek ölcü degildir.
Önemli olan serii hükümlerin tatbiki konusunda ehil olanlari desteklemek ve basa gelmesini istemektir.
Ben mesela konuyu acan kisinin bagli oldugu grubun (yanlis hatirlamiyorsam ibda-c) bu islerin ehli olmadiklarini düsünüyorum,seriat tatbiki konusundaki anlayislarina karsiyim.
Bu benim seriata karsi oldugum anlamina gelmez!

Şeriat denince kim ne anliyor,siz ne kastediyorsunuz???

Ilk basta bu acikliga kavusmali.
"Şeriat getirecegiz" diyerek islamdaki ceza hukukunu kastediyorsaniz,kusura bakmayin ama
bu anlayis eksiktir ve dinimizin dogru anlasilmasina ve tatbik edilmesine zarar vermektedir.

İSLÂM’da hükümler yasaklar helallar haramlar hepsi şeriâttır. Namaz kılma oruç tutmak zekat vermek zikretmek v.s. bunların hepsi şeriâttır.
islamiyetin tüm emir ve yasaklaridir.

Sevmek,sevdirmek, nefret ettirmemek,kolaylastirmak...bunlarda şeriâttır...
yemek yemeye baslarken Besmele çekmek,dua etmek, ALLAH’ı zikretmek...buda şeriâttır.
Ana babaya iyilik etmek, akrabaya deger vermek,dürüst ve alcak gönüllü olmak,yalan söylememek...buda şeriâttır.
"Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir" ölcüsüne göre yasamak,İyilik edene iyilik etmek, kötülük edeni affetmek...buda şeriâttır.
Adil olmak, zulüm etmemek,kimsenin hak ve hukukuna tecavüz etmemek,insan haklarini korumak,gayri müslimlere kendi dinlerini hürce yasama hakki tanimak...buda şeriâttır.
İslâm'da, bugünkü laik uygulamaların vermediği ölçüde insan hakları mevcuttur! Başkalarına bilfiil zarar verme söz konusu olmadıkça, İslâm kişiyi inancıyla baş başa bırakır ve zorlamaz; cezalandırmaz!

Şeriat ISLAMDIR.
Islam sadece ceza hukuku degildir,islam akaid-fikih-tasavvuf dengesidir,islam ayni zamanda baris ve huzur dinidir,ahlak dinidir,insanlara ahlaki receteler sunan, iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı, güzel ile çirkini bildiren, dünya ve ahiret mutluluğuna kavuşturmak için Allah tarafından peygamberler aracılığı ile insanlara ulaştırılan ilahi bir nizamdır.
islam , dünya ve ahiret hayatında huzur ve mutluluk veren, bir düzendir. Bu düzen, Allah’ın koyduğu emir ve yasaklar ile ölçülenir, Rasulunun uygulamaları ve tavsiyeleriyle desteklenir,
bunu kavrayanlar ve öğrenenler ile yayılır, öğretilir, ders alınır, yetiştirilir.

Şeriat kol bacak kesmek değildir.
Şeriat kanunları içerisinde bunlar olsada bunları tatbik son derece zordur.
Yani Bir kişinin hırsızlık sebebiyle kolu kesilmesi için en az onu canlı canlı gören 4 şahit bulunması ve bu 4 şahidin namaz ehli olması, hiç yalan söylememiş müslüman kardeşini aldatmamış
olması gibi şartların hasıl olması son olarakda kolunun kesilip kesilmeyeceğini kadı’nın karar vereceği bir durumdur.

Bütün bu yaptırım düzeni sağlamak içindir ki herhalde buna karşı çıkan kişinin hırsız olması lazımdır. Öyleki Buna itiraz etsin. Hırsız olmayan kişinin ise karşı çıkıp üzülmesine ne gerek vardır ?

Kaldiki, Şeriat kanunlarini devlet eliyle uygulamaninda sartlari var.
Misal, hayati boyunca islamdan habersiz bir sekilde yasamis,ögretilmemis ve ögrenme imkani bulamamis, dininden haberi olmayan,bilmeyen insanlar dinimizin emir ve yasaklarindan sorumlu tutulamaz.
Serii ölcülere göre yasak olan bir sucun suc oldugunu bilmeyenlere serii cezalari tatbik etmek caiz degildir, bunlara öncelikli olarak dinini ögretmek lazim.
Itikad,takva,helal ve haram ilimlerinin tahsili önceliklidir.

Misal ailesine dinini ögretmemis bir baba hidayete erip "bundan sonra ben seriata göre yasayacagim,
aileminde seriata göre yasamasi icin mücadele edecegim" kararini verip ardindan cocuklarini zor kullanarak dini emirleri uygulamalarini saglamaya calisirsa,kizina basini örtmeye zorlarsa,
uygulamadiklari takdirde onlari cezalandirirsa bu düpedüz ZULÜM olur ve nerticesi hüsran ve kaos olur,ya kavga cikar yada cocuklari evden kacar.
Şeriat bu degildir,insanlari dinden sogutur,nefret dogurur.
Böyle durumlarda egitim,ögretim yoluyla dinimizin emir ve yasaklarini sevdirerek ögretmek, insanlarin kalblerine hitab ederek gönüllerini feth etmek önceliklidir.

Türkiye'de sorun, "şeriat devleti" değil, gerçek "İslâm Dini" bilgisinin kasıtlı olarak örtülmesidir!

Tek bir anlayış, tek bir yorum insanlara ezberletilerek DİN öğretilmiş olmaz!

Kişinin imanı veya İslâm anlayışı, "İslâm devleti" veya "şeriat devleti" kapsamına bağlı olsaydı, bugün yeryüzünde imanlı veya İslâm'ı kabul etmiş tek kişi olmazdı! Oysa bugün binlerle evliyaullâh, "İslâmî olmayan rejimlerle" yönetilen ülkelerde yaşıyor yeryüzünde!

İSLÂM'ın yüceliği beşerî yanlışlar yüzünden karalanmaktan münezzehtir!

Kendi cemaatlerinden olmayanı olmayanı Müslüman kabul etmeyen; başı örtülü olmayan hanımı dinsiz, kâfir kabul edip, kendilerinden saymayan zihniyetler mi şeriat devleti kuracak da toplumları yönetecek elinde sopa ve satır ile?
Hangi mezhep ya da tarikat veya cemaat anlayışına göre şeriat devleti kurulacak?.. Böylece de, kaç kişi, kaç kişiye hükmedecek ALLÂH ve DİN ADINA, diyerek! Düşünebiliyor musunuz bunun sonucunu!

Bugün Müslümanlar, böylesine birbirini dışlayan veya arkasından kuyusunu kazan anlayış farklılıkları içinde kümelenmişken; kendi görüşünde olmayanların kitaplarını yasaklayan bir kafa yapısına sahipken; nasıl bir birlikten ve o birliğin yönetiminden söz edilebilir ki!

Gerçekçi olalım ve kendimizi aldatmaktan vazgeçelim. Köyümüz sınırları içinde düşünmekten arınıp, global bakmayı ve değerlendirmeyi öğrenelim!

İslâm yeryüzünde, dar kafalı, şekilci anlayışlı, robot beyinli, ezberlediğini tekrardan öteye gidemeyenlerle değil, işin hakikatini görüp yaşayan İmam Gazâli, Abdülkâdir Geylânî, İbrahim Hakkı Erzurumî, İmam Caferî Sadık, Hacı Bektaş Velî gibi "Tasavvuf" ve gönül ehliyle yayılmıştır!

Devleti değil, gönülleri fethetmeye çalışalım!

Allâh yolunda savaşmak demek, Din hakkında bilgi sahibi olup, insanları Rasûlullâh yolunda uyarmak demektir! İnsanların neye, neden, nasıl iman etmeleri gerektiğini onların anlayabileceği lisanla anlatmak, açıklamak; onları sürü olarak görüp gütmeye kalkışmamak demektir!

Yaşadığımız devir, insanların imanlarının kurtulmasına hizmet etme devridir! Onlara anladıkları dilden anladıkları tarzda hitap etme devridir! Ehlinin anlamakta zorlandığı lisanla yazılmış kitap veya hitaplarla topluma hiçbir mesaj verilemez!

Rasûlullâh, devrinde "kılık-kıyafet Müslümanlığı" yapmamıştır! "Gardıropçuluk" ilkel kafalara mahsus bir haslettir! İlkel insanlar birbirlerinin kıyafetlerine ambargo koymaya kalkarlar! Rasûlullâh, Din gerçekleriyle ilgili olmayan konularda, yaşadığı putperest toplumun örf ve âdetlerine saygı göstermiştir! Bu bize açık örnektir!

Mevcut yönetimlerin yanlış, haksız ve belki de inançsızlıkları doğrultusunda amaçlı uygulamalarını, yerinde bulmamak ve karşı çıkmak ayrı şeydir; onun yerine bir başka yanlışı uygulamak uğruna ömrü heba etmek ayrı şeydir!

Devlet toplumun neticesi otoriter bir varliktir.
Toplumu ise insanlar olusturur. Devlet yönetimi islami degilse
bu, toplumun islami bir hayat yasamadigini gösterir. Yapilacak yeni bir
devlet kurmak degil toplumu irsad etmektir. Zira toplum islam olursa devlet
islam olur. Toplumu islam olmayan bir islam devleti düsünülemez.

Yüce Allah: “Bir kavim kendini bozmadıkça Allah onları bozmaz” (Rad, 13/11) diyor. Eğer bir toplum sahip olduğu yüksek manevi değerleri korursa Allah Teâlâ onları çöküşten korur. O halde yapılacak şey müslüman toplumun kimliğini oluşturan manevi değerleri geliştirmek ve sağlamlaştırmaktır.

İnsanlar her zaman layık oldukları yönetim tarzıyla yönetilirler, kendileri iyi olurlarsa yöneticileri de iyi olur, kötü olurlarsa yöneticiler de kötü olur. Zira yöneticiler halkın içinden çıkarlar ve onların bir parçasıdırlar. Tikel tümelin niteliklerini taşır. Bunun için “Kemâ tekûnû yuvella aleyküm” (Siz nasıl olursanız yöneticileriniz de öyle olurlar). “A’malüküm ummalükum” (amalleriniz yönetcilerinizdir, onlar sizlerin eseridir) (bkz. Acluni, I, 146, II, 127) denilmiştir....

Müslümanın görevi toplumları ayakta tutan değerleri, özellikle ahlak kurallarını ve Allah korkusunu, hak ve hukuka saygıyı tabana yaymaktır. Toplumu düzlüğe çıkarmanın yolu budur. Düzelen bir toplumda ister istemez, yöneticiler de düzelir.

Yaşamlarında, şeriatın ne olduğunu fark etmemiş insanların, devlete şeriat isteme duyguları ne kadar enteresandır!
Bütün bu konularda yanlış anlamanın gerçekte tek bir sebebi vardır:

Kur'ân işaretleri ve uyarıları ile Rasûlullâh uygulamasının bir bütün olarak ele alınmayıp; içinden seçilen âyet veya hadis doğrultusunda meseleye bakılması!

İslâm'ı ve Kur'ân'ı iyi anlamak için, Kur'ân'a ve Sünnet'e bir bütün olarak bakabilmek, parçaları bu bütünün içinde mütalâa edip, her birini yerli yerine oturtmak şarttır.
Nasıl insan vücudunun teşekkülünde, anne karnındaki partiküller ve zerreler şaşırmadan yerlerine gidiyor, göze gitmesi gereken bir zerre kulağa gitmiyor; öyle de, İslâmî bir hayatın teşekkülünde de, böyle her parçanın yerli yerine oturtulması elzemdir. Bu da, Kur'ân'ı ve Sünnet'i bütünlüğü içinde ve her parçanın bütün fonksiyonlarını bilmeye bağlıdır. Yoksa ceninde anomali oluşumlar ve sakat doğumlar ya da anne karnındaki teşekkül safhalarının herhangi birinde boğulup gitmeler söz konusu olduğu gibi, bu mevzuda da çarpık yorumlar, hatalı içtihatlar, hatta tenakuzlar-tesakutlar kaçınılmaz olacaktır.

 

racim

Asistan
Katılım
10 Şub 2013
Mesajlar
335
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Gün gelir İslam ,Cihad ve Şeriat adına kullanılırsınız... Suriyede Afganistanda, Pakistanda veya El-kaide vb örgütlenmelerde...
 
Üst