şehadet eylemi

Şehadet eylemi doğru mu? Yoksa ?


  • Kullanılan toplam oy
    43

Zeynep Özmen

Kevok_84
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
3,306
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Harıs kardeşim gözden kaçan bir şey var bu eylemlerde masumlarda ölüyor.
 

HARIS

Asistan
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
406
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Masumların öldüğüne dair İlmi delillerinizi sunun ? İstişadiye Yapan kişi isimle aktarın ! Ayrıca masumların isimlerini de aktarınız ! Yada Deccali Medyalara inanmaya gıybet ve iftiraya devam edin !
 

XaberDar

Profesör
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
1,636
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Dünya/MERKEZ
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla

A'raf-179. Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.

Necm-11.(Gözleriyle) gördüğünü kalbi yalanlamadı.

En'am-104. (Doğrusu) size Rabbiniz tarafından basiretler (idrak kabiliyeti) verilmiştir. Artık kim hakkı görürse faydası kendisine, kim de kör olursa zararı kendinedir. Ben üzerinize bekçi değilim.

Fatir-19. Körle, gören bir olmaz.

Furkan-73. Kendilerine Rablerinin âyetleri hatırlatıldığında ise, onlara karşı sağır ve kör davranmazlar;

Hud-24. Bu iki zümrenin (müminlerle kâfirlerin) durumu, kör ve sağır ile gören ve işiten kimseler gibidir. Bunların hali hiç eşit olur mu? Hâla ibret almıyor musunuz?

isra-72. Bu dünyada kör olan kimse ahirette de kördür; üstelik iyice yolunu şaşırmıştır.

Maide-71. Bir belâ olmayacak zannettiler de kör ve sağır kesildiler. Sonra Allah tevbelerini kabul etti. Sonra içlerinden çoğu yine kör ve sağır oldu. Allah onların yaptıklarını görmektedir.

Neml-81. Sen körleri sapıklıklarından çevirip doğru yola getiremezsin. Ancak âyetlerimize inanıp da teslim olanlara duyurabilirsin.

Rum-53. Körleri de sapıklıklarından (vazgeçirip) doğru yola iletemezsin. Ancak teslimiyet göstererek âyetlerimize iman edenlere duyurabilirsin.

Yunus-43. Onlardan sana bakan da vardır. Fakat -hele (gerçeği) göremiyorlarsa- körleri sen mi doğru yola ileteceksin?

insan-24. Artık Rabbinin hükmüne (boyun eğip) sabret; onlardan hiçbir günahkâra, yahut hiçbir nanköre boyun eğme.

Tevbe-64. Münafıklar, kalplerinde olanı kendilerine haber verecek bir sûrenin müminlere indirilmesinden çekinirler. De ki: Siz alay edin! Allah o çekindiğiniz şeyi ortaya çıkaracaktır.

Yazdığın bunca ayetten sonra herhalde son olarak yazacağın bize kafirsiniz demek! (töwbe töwbe) En iyisi susmak! Çünkü heybetin bunu gösteriyor. Çok merak ettiğim birşey var sevgili HARIS: Bunca yazı vede videoyu sana KİM VERDİ vede Kimlerlesin yada nereden buluyorsun?
 

SeNoL

MUEYABYA
Katılım
16 Kas 2006
Mesajlar
4,867
Tepkime puanı
224
Puanları
0
Yaş
42
Konum
Kocaeli
Peygamber efendimiz (s.a.v.) ve ashabının onca savaşa rağmen yapmadığını yapıp bunu güzel doğru bir davranış gibi göstermek kimin haddine.. Sen git kalabalık bir çarşıda bomba patlat sonra orada suçsuz masum insan,çoluk çocuk yok de...neyse konu yeterince tartışılmış zaten...S.A
 

hamide

Profesör
Katılım
22 Eki 2006
Mesajlar
2,282
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Yaş
34
Konum
gaziantep
zaten doğru bildiğimiz doğru olmayabiliyor

şahsen ben müslüman yapıyosa doğrudur diyordum

yanılıyomuşum
 

MiHRiMaH

Son gülen... :/
Katılım
6 Ara 2006
Mesajlar
2,752
Tepkime puanı
769
Puanları
0
Konum
İstanbul...
Değerli kardeşim... Oradaki zulümler Rabbim korusun bizlerinde başına gelebilirdi veya gelebilir... Ancak herşeyin bir usulü ve adabı olduğu gibi savaşın ve mücadeleninde bir adabı vardır dinimizde!... Oradakiler çaresiz ve zulüm görenler evet... Rabbim yardımcıları olsun!... Yazdığınız ayetlerin asla konuyla alakası yoktur kardeşim... Rastgele yazılar yazmakla ve de galeyana gelmekle ne bir galibiyet elde edilir ne de muaffak olunabilecek bir iş yapılabilir!!!!... Canlı bomba olarak gidenlerin hiçbirnin geri dönemediğini biliyoruz! Öldürdüğü kişi sayısı??? Belki bazen masumlar daha fazla!... Ahirette herşeyin hesabı verilecekken... Ve fakir bir zatın yeni aldığı ipliğin hesabını veremediğini gören Peygamberimiz(s.a.v.) hüznünü de biliyorken... Nereye bu kör gidişat?!?!? Ve herzaman herşeyde ya öyle değilse yi düşünerek temkinli olmak lazım gelmezmi??? Canlı bomba olan kişinin bir ailesi varsa da cabası!!! Kime emanet ediyor karısını, çocuğunu??? Kendi ailesine mi? Eşinin tarafına mı? Yoksa öylece ortada mı bırakıyor şehadet aşkıyla!!!!!!!!!??????? Eşinden ve çocuğundan mesul değilmiydi oysa? Cihadı devlet ilan eder... Bir de tabii cihad dindeki önemli esaslardandır mesela bazı hadisler ve ayetler vardır cihadla alakalı... Ama bunların içerisinde hiç "kendinizi patlatın, kısa yoldan cennetlik olun" diye bir yer yoktur!!! Öyle olsa bizde gidelim hepimiz kendimizi patlatalım o zaman!!!! Oh ne ala memleket hem şehit oluruz hem de dünyada ne mümin kalır ne birşey!!!!! E ne de olsa patlarken yanımızda bir kafir, on mümin de götürüyoruz ya!!!!! Peygamberimizin(s.a.v.) yapmadığı, yaptırmadığı, bahsetmediği, hiçbir alimin kitabında meşru olduğu beyan edilmeyen bir fiile itibar etmek ancak büyük bir gaflet olacaktır... Tabii ki herşeyin en iyisini ve doğrusunu Allah bilir... Ancak temkinli olmak ve yoldan şaşmamak için de akıl verilmiş... Mücadele her daim doğru ve meşru yapıldı bu dinde!!! Yapamıyorsan, buradan yetişemiyorsan da kendini tut, hakiki mümin olmaya gayret et ki ağzın "Allah" desin ki duanda kabul olsun ve herşeye kadir olan Allahımız da belki göklerden yine bir kuş sürüsü göndererek, belki yerlerden insanlar haşrederek, belki de meleklerini yollayarak bu zulümleri kaldırsın onlardan!!! Ve unutmayın "Haşa kuluna zulmetmez Huda'sı, kulun çektiği kendi cezası" dır... Bİzler sadece görünenle muamele ediyoruz!!!!!!!!!!! Bİlmediklerimiz çokken susmak ve de duaya durmak en iyisidir... Allah, zalim ve de adaletsiz değildir haşa!!!!!!!!! Tevekkülü bir yan gelip yatma, bir beyhudelik olarak görmek yerine büyük bir ilim ve de gayret olarak görmeliyiz ki hakiki manaya erişelim!!!!... Öyle haldur huldur heryere dalmakla, saldırmakla, bağırışmakla ne biz ne de karşımızdaki birşey olmaz!... Mümin kimse akl-ı selim istemeli ve de yapabiliyorsa bu zamana göre mücadelesini sürdürmelidir! Bu zaman akıl ve çalışma zamanıdır!!! Uzaydan ordu yönetenleri patlatmaya çalışsanda başaramazsın!... Ama Allah'ın verdiği bu aklı yerinde ve zamanında kullanırsan, maddi manevi gücü veren Allah'ın o verdiği güçle iyi işler yapıp, adaletli ve de merhametli olursan öyle bir kalkınırsın ki, mümini de kalkındırırsın ve o zaman işte cihadın denk boyutuna gelirsin!... Onlarda ışın kılıcı sende tahta bıçakla bu işler çözülmez!!!! Allah tabii ki dilerse herşeyi biranda bizim lehimize de çevirir... Onları da yokeder... Ama hikmetler ve ilahi adaletin tecellisi çok farklıdır işte bu sebeple cennet ve cehennem var ve bu yüzden dinde birçok kavram var! Mümin, kafir, münafık, zındık, mürted, müşrik, sapık, dönme, mezhepsiz, Bİd'at ehli.......................................

Nasıl ki kimin ne olduğunu bilmiyoruz... Kime, neden, ne olduğunu da bilemeyiz... Selametler...
 

HARIS

Asistan
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
406
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Filistinlilerin ülkeleri yahudiler tarafından, güç ve şiddetin her çeşidi kullanılarak işgal edilmiştir, işgal edilmeyen yerlerde de Filistinlilerin devlet kurmalarına, hak ve özgürlüklerden yararlanarak yaşamalarına ve gelişmelerine engel olunmuştur. İsrail'in Filistinlilere karşı uyguladığı şiddet tam anlamıyla bir "devlet terörü"dür. Müslüman ve gayr-i müslim halklar tarafından -gösteriş ve slogandan ibaret olan desteklemeler dışında- Filistinliler yalnız bırakılmışlardır. Bu durumda onların önünde iki yol kalmıştır: Ya birer birer ve gurup gurup imha edilmelerini beklemek, yahut da güçleri neye yetiyorsa onu kullanarak ve yaparak kendilerini (canların, mallarını, yurtların, nesillerini, dinlerini, akıllarını, ahlaklarını...) korumak. Böyle bir durum karşısında kalan fertlerin ve gurupların, kendilerini korumak, savunmak ve zulmü ortadan kaldırmak amacıyla yapabilecekleri ve amaca ulaşmada yarar sağlayacağı sanılan her şey "meşru savunma hakkı"nı kullanma çerçevesine girer ve terör olarak değerlendirilemez; tam aksine bunlar, teröre maruz kalmış insanların kurtuluş için başvurduklar zorunlu (başka çaresi, seçeneği olmayan) eylemlerden ibarettir. Fıkıhta (İslam Hukukunda) bu eylemlerin meşru olmasının dayanağı "zaruret" ilkesidir. Zaruretler, bazı yasaklar ortadan kaldırır.
http://www.hayrettinkaraman.net/sc/00230.htm
 

HARIS

Asistan
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
406
Tepkime puanı
0
Puanları
0
[YT]d_t7P0WY9BY[/YT]

09 Eylül 2005
Yok "intihar komandosu", yok "intihar eylemi", vesaire...
Filistin'deki İstişhad operasyonları ve o operasyonların müsteşhidleri için
Türkiye medyası bu türden nitelemeler kullanıyor.
Sadece malum medya değil, onun dışındaki duyarlı medyada da bu türden yanlış
anlamaya açık bir dil sorunu yaşanıyor. Bu en azından istişhad
operasyonlarında hayatlarını feda eden Filistinlilerin hatırasına
hakarettir.
Çünkü bu gençlerin hemene hepsi de "intihar"ın haram olduğuna inanan,
islam'ın temel esaslarını bilen, bu haberleri çala kalem yazanları İslami
bilgi açısından ceplerinden çıkaracak kadar iyi bir donanıma sahip olan
gençler...
Onların İslami bilgi dağarcığı konusunda bir fikir verir diye söyleyeyim:
İlkokul mezunu bir Filistinli'nin Kur'an'î bilgisi, Türkiye'deki vasat bir
imamın fersah fersah ötesindedir. Yine aynı kişi, daha çocuk yaşta, asgari
300 hadislik bir dağarcığa sahip olur. Bu aldıkları eğitimin doğal
sonucudur.
Peki, bütün bunlara rağmen, hayatlarını imanlarına şahit kılmak için çok az
insanın becerebileceği bir fedakarlık sergileyen bu gençlere "intihar
komandosu" olarak nitelemek, en azından onların inançlarına "Fransız kalmak"
olmaz mı?
Bir kere onlar, topraklarını işgal eden, canlarına kasteden, mallarına ve
kutsal tüm değerlerine tecavüz eden saldırgan ve zalim bir güce karşı
mazlumiyeti, mağduriyeti, hakkı ve fedakarlığı temsil ediyorlar...
Onlara dil uzatanlara sorulacak tek soru var:
"Siz hiç öldünüz mü?.."
Türk-Yunan savaşında düşman cephaneliğine gizlice dalıp havaya uçuran ve bu
arada kendi canını da feda eden Küçük Ali'lerin, Zeyno'ların yaptığı neydi?
Onlara "intihar ettiler" diyebilir miyiz?
İstişhad, "şehadete davetiye çıkarmak", "kendi kendini şehid etmek" anlamına
gelir. Yani "şahid olacağını bile bile, ölüme gitmektir".
İntihar İslam'da cezayı, şehadet ise ödülü getiren bir eylemdir. İstişhad
ise, ödülü getiren şehadet eyleminin, en zor olanıdır.
Peki, mukaddeslerini canları pahasına savunan Filistinli gençlerin bu
eylemlerini, şu ayetle nasıl telif edebiliriz
"Kendi kendinizi öz ellerinizle tehlikeye atmayınız." (2.195)
Bu ayet, daha o zamandan yanlış anlaşılmış ayetlerden biridir.
Bu ayetin tefsiri sadedinde Tirmizi ve Ebu Davud'un naklettikleri şu olaya
bakın:
Emevi hanedanı döneminde Abdurrahman b. Velid komutasında bir islam ordusu
Konstantiniyye (İstanbul) üzerine bir sefer düzenledi. Sahabeden hayatta
olanlar ve onlardan biri olan Ebu Eyyüb el-Ensari de ordudaydı. İşte bu
savaş sırasında müslüman ordusundan bir kahraman kaleye sırtını dayamış olan
Rum ordusuna karşı tek başına taarruza geçti. Bu sonucu mutlak ölüm olan bir
saldırıydı. Ve tabi ki o zat şehid oldu. Bu durumu gören müslümanlar
içerisinden kimileri bu ayeti okuyarak "Vah vah! Kendisini elleriyle
tehlikeye attı!" dediler. Orada olan Ebu Eyyub el-Ensari, bu yanlışa anında
müdahale ederek dedi ki: "Ey müslümanlar, bu ayet biz Ensar hakkında indi.
Allah, Rasulüne fethi ve zaferi ihsan ettiği zaman, biz artık işimize
gücümüze bakıp, malımız melalimizle uğraşalım demiştik. Allah işte o zaman
bu ayeti indirdi. "kendini tehlikeye atmak" demek, mal sevdasıyla
cihadı/mücadeleyi terk etmektir." (Tüm tefsirler)
Bizans surları önünde kendini feda eden ilk nesle mensup o müslümanla,
İstişhad operasyonlarında can veren Filistinli gençler arasında hiçbir fark
yok.

Mustafa İslamoğlu
 

HARIS

Asistan
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
406
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Hadis No : 5007
Ravi: İbnu Ömer
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: "Yahudilerle savaşacak ve onları öldüreceksiniz. Öyle ki taş dahi: "Ey Müslüman, işte Yahudi, arkamda (saklandı), gel, öldür onu!" diyecek."

Kaynak: Buhari, Cihad 94, Menakıb 25; Müslim, Fiten 79, (2921); Tirmizi, Fiten 56, (2237)

Müslümanlar Yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bu savaşta müslümanlar Yahudileri öldürürler. Hatta bir Yahudî taşın, ağacın arkasına gizlenir. Bunun üzerine o taş, o ağaç, “Ey müslüman, Ey Allah’ın kulu! İşte arkamda bir Yahudi. Gel, onu öldür” der. Yalnızca garkad bir şey söylemez. Zira o, Yahudilerin ağaçlarındandır.”2

Kaynakları

Hadis-i şerif, “muttefakun aleyh” yani Buhârî(v. 256) ve Müslim’in (v. 261) Sahih’lerinde bulunan bir rivâyettir. Ayrıca Abdurrezzak b. Hemmam’ın (v. 211) el-Musannef’i,3 Ahmed b. Hanbel’in (v. 241) Müsned’i,4 Tirmizî’nin (v. 279) Câmi’i5, İbn Hıbbân’ın (v. 354) Sahih’i6, Taberâni’nin(v.360) el-Mu’cemü’l-evsat’ı7 gibi tasnif devri hadis kaynaklarında ya aynen ya da sonucu değiştirmeyen ve fakat hadisteki asıl mesajın anlaşılmasını kolaylaştırıcı biraz farklı ifadelerle yer almaktadır. Ayrıca pek tabiî olarak, bu kaynaklardan seçmelerle gerçekleştirilmiş olan el-Beğavî’nin (v. 516) Mesâbihü’s-sünne’si,8 ve Şerhu’s-sünne’si9, en-Nevevî’nin (v. 676) Riyâzü’s-sâlihin’i,10 M. Ali Nasıf’ın, et-Tâcü’l-câmi’i11 gibi sonraki dönem ve çağdaş hadis kitaplarında da hadisimiz yerini almış bulunmaktadır.

477/1. Kıyamet kopmaz, siz yahudilerle harp etmedikçe... Hatta taşlar bile, "Ey müslüman şu benim arkamdaki yahudidir, onu öldür." diye arkasındaki yahudiyi haber verir.

Hz. Ebû Hüreyre RA


256/6. Yahudilerle mukatele eder ve onlara musallat olursunuz. Öyle durum olur ki, onlardan biri bir taşın arkasına gizlendiğinde, taş şöyle der: "Ey Allah'ın kulu, şu arkamdaki yahudidir. Onu öldür!"

Hz. İbn-i Ömer RA


[YT]19mpJRq11Hg[/YT]
 

HARIS

Asistan
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
406
Tepkime puanı
0
Puanları
0
O günlerde araları bozuk olan müminler Deccalin hedefi olmaktan kurtulamazlar. (Hakim, Müstedrek, 4:529-530; Mehdi ve Deccal, s. 93)

“Deccal, Beytül Makdis’de müminleri muhasara altına alır ve onlara (müminlere) öylesine şiddetli bir açlık icabet eder ki açlıktan yaylarının kirişini bile yemek zorunda kalırlar.
Onlar bu halde iken, âniden karanlığın içinden bir ses işitirler ve: ‘Bu tok bir adamın sesidir!’ derler. Bir de bakarlar ki o, İsa bin Meryem’dir. Namaza kalkarlar, müslümanların imamı Mehdi geri çekilir. Bunun üzerine İsa bin Meryem; ‘Geç öne namaz senin için ikâme olundu!’ der. Mehdi de onlara namaz kıldırır ve bundan sonra İsa Aleyhisselâm imam olur.” (İmam-ı Suyûtî)
 

HARIS

Asistan
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
406
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İntihar Terorizminin Mantığı-R.Pape

Açık Gazete
Sharm al-Sheikh
27/07/2005

"Bu, köktencilik değil işgalin sonucu."

TAC: Amerikan seçimleri sırasında Bush'un politikalarını destekleyenler tarafından ileri sürülmüş bir iddia vardı. Teroristlerle burada savaşmamak için orada savaşmamız gerekiyor diyorlardı. Oysa, bulgularınız bu iddiaların tam aksini gösteriyor.
RP: İntihar terorizmi temelde İslamî köktenciliğe değil de yabancı işgaline bir cevapsa, oradaki Müslüman toplumları dönüştürmek için kullandığımız ağır askerî güç -tabii eğer dönüştürülebilirlerse- sadece bize karşı düzenlenen intihar saldırılarını artırmaya yarıyor gibi görünüyor.

1990'dan itibaren Birleşik Devletler (ABD) onbinlerce askerini Arabistan Yarımadası'nda konuşlandırıldı. Bu, Usame Bin Ladin ve El Kaide'nin seferberlik için temel çekim noktası oldu. Onların bize orada saldırmalarının daha iyi olduğu önermesini ileri süren insanlar, şunu gözden kaçırıyorlar: İntihar terorizmi tüm dünyada sayıları birkaç yüz kadar olan köktendincinin buna talip olduğu, kısıtlı insan kaynağına sahip bir olgu değil. Bu, talebe dayalı, itici gücünü talebin oluşturduğu bir fenomen.
Yani, teroristlerin anavatan olarak gördükleri topraklarda yabancı güçlerin varlığıyla harekete geçen bir süreç. Irak'taki operasyon, intihar terorizmini kışkırttı ve ona yeni bir yaşam kaynağı sağladı.

TAC: Irak'ın işgalinden biraz geriye, 11 Eylül saldırılarına dönecek olursak, Usame Bin Laden ve El Kaide'nin yaptığı ajitasyon ve propagandanın insanları çeken yönü neydi?
RP: Usame Bin Laden'in konuşma ve vaazları 40, 50 sayfa uzunluğunda olur.
Hepsinin girişinde de Arabistan Yarımadası'na savaşmak üzere gelmiş onbinlerce Amerikan askeri bulunduğunun altı kalın kalın çizilir.

Bin Laden 1996'da ABD'nin büyük bir planı olduğunu söylemeye başladı. Buna göre, Amerikalılar, savaş güçleriyle Irak'ı fethedecek, ülkeyi 3 parçaya ayırıp birini İsrail'e verecek, böylece İsrail topraklarını genişletecek, ardından aynı plan Suudi Arabistan'da uygulanacaktı. Gördüğünüz üzere, biz de onun öngörülerini yerine getiriyoruz ve bu durum, onun davasını yayma amacına muazzam fayda sağlıyor.

http://www.savaskarsitlari.org/arsiv.asp?ArsivTipID=1&ArsivAnaID=27841

[YT]eaUkfaAwWI8[/YT]
 

mustafa

Profesör
Katılım
8 Haz 2006
Mesajlar
1,972
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Konum
Ankara
Yani Haris kardeş alladın pulladın intihar etmeyi helal ettin. hem bu usame nin konu ile alakası nedir çözemedim.
 

MiHRiMaH

Son gülen... :/
Katılım
6 Ara 2006
Mesajlar
2,752
Tepkime puanı
769
Puanları
0
Konum
İstanbul...
Hiçbir zaman, hiçbirşey, """biz onu yapıyoruz""" diye, """biz istiyoruz""" diye helal kılınamaz!!!!!!!!!! Haşa, sen, Allah'ın takdirinden hesap mı soruyorsun kardeş?!? Bana bir tane asr-ı saadet canlı bombası ismi ver!!!! Yok!... "Zaman değişti, şindi bu lazım" mı diyorsun?!?!?! O zaman tüm kapalılar açılsın, birsürü haram ve günah değişsin, zamana uyalım!!!!!!!!!!!! Estağfurullah... Kardeşim, sen neyi savunduğunu dahi bilmiyorsun bence! Yazdığın ayetler, hadisler ne zaman, ne için indirilmiş biliyormusun?!?!?! Lütfen ya... Bakınız böyle kolay fetva vermeyelim!!!!! Böyle kolay dini konularda ahkam kesmeyelim lütfen!!!! Kur'an ayetlerini kendi kafamıza göre yorumlarsak, çıkamayız işin içinden!!!!!! Uyarıyorum son kez burdan sizi kardeşim... Artık bu konuda yazmayacağım... Olur ya bende yanlış bir ifade kullanırım, Allah korusun...
 

HARIS

Asistan
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
406
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Baştan Sona Okuyun, izleyin ! İlmi Delilleri İnceleyin ! Daha sonra Nefislerinizle Konuştuğunuzu fark edin ! İslam Fıkhında Zaruret İlkesi Vardır ! Düşman Maslahatına Zarar vermek için Kendini feda etmedir İstişadiye ! Şekil farkı Kıyası geçersiz kılmaz ! EĞER ÖYLE OLSA İDİ SİLAH YERİNE KILIÇLA SAVAŞMAK ZORUNDA KALIRDIK ! Yusuf El Karadavi, Mustafa İslamoğlu ve Hayrettin Karaman ve Diğer verdiğimiz Profosörler'den daha iyi bildiğini iddia eden var ise Buyursun Yok ise Edep Susmaktır !
 

MiHRiMaH

Son gülen... :/
Katılım
6 Ara 2006
Mesajlar
2,752
Tepkime puanı
769
Puanları
0
Konum
İstanbul...
Cihadında bir uslubu vardır... Kılıçla savaşmak örneğiniz çok manasız ve yersizdir... Doğru konuşulacak birşey yok... Söylememiz gerekeni söyledik... Selametler.......
 
Üst