Sakal bırakmak hakkında!!!

VARNA

Üye
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
42
Tepkime puanı
1
Puanları
0
İnsanları en güzel şekilde yaratan Cenab-ı Allah peygamberleri vasıtasıyla kulluk görevlerini onlara bildirdiği ve öğrettiği gibi, kılık-kıyafetlerini de belirlemiştir.

Allah Teâlâ, insanların bedenlerinde saç, sakal ve diğer kılları yaratmış, peygamberleri de bunlardan bir kısmının giderilmesini veya kısaltılmasını, bir kısmının da kesilmeyerek uzatılmasını tebliğ etmiş ve bu konuda insanları uyarmışlardır.

Allah Teâlâ (c.c), "Peygamber size neyi getirip verdi ise onu kabul edin, alın ve sizi yasakladığı şeyden de sakının" (el-Haşr, 59/7) ve "Allah'ın Rasulünde sizin için güzel örnekler vardır" (el-Ahzâb, 33/21) meallerindeki âyetlerinde buyurduğu gibi, mü'minlere sîrette, sûrette, ahlâkta, âdette ve hayatın bütün dallarında, Rasulu (s.a.s)'un sünnetine uymalarını emretmiştir. Rasulullah (s.a.s)'ın sünnetine uymak, İslâmiyet'i daha doğru anlamanın, daha doğru yaşamanın yegâne yoludur.

Allah (c.c)'ın: "Peygambere itaat eden, Allah'a itaat etmiş olur" (en-Nisa, 4/80) âyet mealinde buyurduklarından hareket ederek, Rasulullah (s.a.s)'a itaatin her şeyden önce farz hükmünü taşıdığını göz önüne alırsak, onun sünnetine sarılmanın önem ve ciddiyeti kendiliğinden ortaya çıkar.

Rasûlullah (s.a.s) ümmetini, kılık kıyafet ve dış görünüşleri bakımından müşriklere benzemekten alıkoymuş; "Kim bir kavme benzerse, onlardandır" (Ebu Davud, Libas, 4) hadisiyle de müslümanları uyarmıştır. Özellikle sakal bırakmaları hususunda mü'minlere tavsiyelerde bulunmuş, çeşitli hadisleriyle de sakalın müslüman için taşıdığı önemi belirtmiştir.

Hz. Aişe (r.anha)'den rivayet edilen bir hadislerinde "On şey fıtrattandır: Bıyıkları kesmek; sakalı salıvermek; misvak ile ağzı, dişleri temizlemek; su ile burnu temizlemek; tırnakları kesmek; kirlerin barınabileceği yerleri yıkamak; koltuk altındaki kılları gidermek, kasıkları tıraş etmek; necaset yolunu su ile pak eylemektir" (Müslim, Tahare, 56; Ebu Davud Tahare, 29; Nesâî, Zine, I) buyurmuşlardır. Diğer hadislerinde ise, "Bıyıkları Çok kısaltın, sakalları ise bırakın"; "Müşriklere muhalefet edin; bıyıkları kısaltın, sakalları çoğaltın"; "Bıyıkları kesin, sakalları bırakın. Böylece Mecusîlere benzemeyin " (Buharî, Libas, 64; Müslim, Tahare, 54) buyurmuşlar ve mü'minleri sakal bırakmaya teşvik etmişlerdir.

Sakal, hadiste de buyurulduğu gibi, yaratılış icabı erkeklerde bulunması gereken ve daha önceki peygamberlerin sünneti olan bir kılıktır. Müteaddid hadislerde sakalların tabii halleri üzere terk edilmesi ve uzatılması emredilmektedir. Kısaltılması konusunda herhangi bir cevaz görülmemektedir. Asırlardır her devirdeki İslâm âlimleri ile bütün mü'minler bu tabii hali benimsemişler ve kendilerinde uygulamışlardır.

Bu hadislerden anlaşıldığına göre, bütün peygamberlerle birlikte Rasul-i Ekrem de sakalını bırakmış ve sakal bırakmayı emretmiştir. Hz. Peygamber ve ashabının sakallarını traş ettiklerine dair hiç bir kayıt yoktur. Ancak Hz. Peygamber (s.a.s) sakalının ucundan ve yanlarından alırdı (Tirmizi, Edeb, 17). İmam Malik, "Müslüman, çoğunluk sakalını ne şekilde bırakıyorsa o kadar bırakmalı, fazlasını kesmeli, böyle yapmak menduptur. Çünkü bu fazlalığın kesilmemesi, çirkin görünmeye sebeb olur. Sakalı kısaltmanın bir sınırı yoktur. En uygunu, şekli güzelleştirecek biçimde kısaltmaktır" der. İmam Bâcî Abdullah İbn Ömer ve Ebu Hureyre'den nakledilen tatbikata dayanılarak bir tutamdan fazlasının kesilebileceğini söylemiştir.

Dürrül-Muhtar'da sakalın bir tutam boyunda olmasının sünnet olduğu ifade edilmektedir. Aynı şekilde, ekseriyetin görüşüne göre bir tutamdan fazlasını kesmek de sünnettir.

Sakal bırakmak ve buna bağlı olarak sakalı traş etmek konusunda âlimler değişik kanaatlere varmışlardır. Bu alimlerin bir kısmına göre sakal bırakmak farz, kesmek haram; bazılarına göre sakal bırakmak sünnet, kesmek mekruhtur, kimisine göre de müstehaptır. Bunların görüş ve delillerine gelince: Sakal bırakmak farz, traş etmek ise haramdır şeklinde olan birinci görüş, alimlerin cumhuruna aittir. Delilleri ana hatlarıyla şöyledir:

a) Hz. Peygamber (s.a.s) bir hadis-i şeriflerinde sakal bırakmayı emretmiştir. Emirler mendup veya mübah olduğunu ifade ettiğine dair bir delil bulunmadıkça vucub için olurlar. "Sakalları bırakın " emri de sakal bırakmanın farz olmasını gerektirir.

b) Aynı şekilde, Hz. Peygamber (s.a.s) müşrik veya mecusilere benzememeyi emretmiştir. Sakalı traş etmek onlara benzemektir. Bu da haramdır.

c) Sakal traşı, Nisa süresinin 119. ayetinde sözü edilen Allah'ın yarattığı şeyi değiştirmek demektir. Şeytana uyularak yapılân bu hareket de yasaktır. d) Sakal, erkekleri kadınlardan ayıran bir özelliktir. Sakalını traş eden erkekler kadınlara benzemektedirler. Erkeklerin kadınlara benzemesi de dinen yasaklanmıştır.

Sakal bırakmak sünnet, traş etmekse mekruhtur görüşünde olanlar Şafiî mezhebinden İmam Nevevi, Râzi, Gazzalî, Şeyh Zekeriyya el-Ensari, İbn-i Hacer, Remli, Hatib, Şirbini gibi zatlardır. Bu görüşü savunanlar şöyle demişlerdir.

a) Hadis-i şerifteki emir, sakal bırakmanın farz olmasını gerektirmez. Zira aynı şekilde Hz. Peygamber (s.a.s), Yahudi ve Hıristiyanlara benzememek için saçların boyanmasını emretmiş, fakat Sahabeden bazı kimseler saçlarını boyamamışlardır. Bu olay bu gibi emirlerin vücub için olmadığını gösterir.

b) Müşriklere din ve imanla ilgili konularda benzemek haramdır. Örf ve âdetlerle ilgili hususlarda ise haram değildir. Zira Rasûlüllah (s.a.s)'de rahiplerinkine benzer bir takunya giymiştir. Şayet bu gibi hususlarda benzemek kesin olarak yasak olsaydı, Hz. Peygamber bunu yapmazdı.

c) Örf ve âdetlerde bile olsa konu sadece müşriklere benzeme noktasından ele alındığı zaman aksine sakal bırakmanın haram olması gerektiği hükmüne varılır. Zira bugün birçok rahip ve gayr-i müslimler de sakal bırakmaktadırlar.

d) Peygamberlerin sünnetlerinden sayılan on şey alimlerin çoğunluğu tarafından sünnet veya müstehap olarak değerlendirilmektedir. Sakal da bunlardan biri olduğuna göre bu da öyle değerlendirilmelidir. Çünkü bunların hepsi temizlik ve iyi görünüşlü olmak gibi güzel âdetlerdir. Rasûlüllah (s.a.s) ümmetine en güzel âdetleri tavsiye etmiştir.

Sakal bırakmak müstehap, (sünnet-i zevaid) traş etmek ise mübahtır görüşünü savunanlar şöyle derler: Sakal bırakmak, yemek, içmek, oturmak, giyinmek gibi Hz. Peygamber'in insan olduğu için tabii olarak yapmış olduğu âdetleridir. Bu itibarla sakal bırakmak ibadetle ilgili sünnet değil, Hz. Peygamber (s.a.s)'in gelenek kasdiyle yapmış olduğu sünnetidir. Buna sünnet-i zevdid de denir. Mahmud Şeltut ve Muhammed Ebu Zehra gibi zamanımızın bazı âlimlerinin görüşü bu şekildedir. Buna göre sakal bırakmak faziletli olmakla birlikte, sakal traşı mübahtır. Sakal bırakılmadığı veya traş edildiği takdirde aleyhte bir hüküm terettüp etmez. İçinde bulunulan çevreye göre hareket etmek yerinde olur.

Sakalın adeta bir parçası olan bıyığa gelince; Hz. Peygamber (s.a.s)'den üst dudağının kenarları görünecek şekilde bıyığı kısaltmak veya tamamen kesmek şeklinde rivayetler vardır. Asıl alınan görüşe göre bıyığı kısaltmak da tamamen traş etmek de sünnettir: Mükellef dilediği şekilde hareket etmekte serbesttir.

Ancak bıyıkların yan taraflarından alıp ortada az birşey bırakmak caiz görülmemiştir. Şir'a şerhinde Hz. Ömer'in bıyıklarının iki ucunu uzattığından söz edilerek bunun bir sakıncası olmadığı açıklanmıştır.

(Sakal ve bıyığın hükümleri ve bu konudaki görüş ve ictihadlar için bk. İbn-i Abidin, II, 113, V, 261; el-Mehhel, I,183-189; Şevkânî, Neylül-Evtar, I, 137-138; el-Mezahibül-Erbea, II, 44-46; Şerhu'n-Nevevî (İrşadüşşarinin kenarında), II, 261-265; İânetü't-Tâlıbin, II, 340; Fethü'r-Rabbânî, XVII, 313-314;ş Mahmut Şeltut, el-Fetâvâ, 227-229; İslâmda Helal ve Haram, Yusuf el-Kardâvî, (Terc. Mustafa Varlı), 107-109; Muhammed Ebu Zehra, İslâm Hukuku Metedolojisi (Terc. Abdülkadir Şener), 51-52; Zekeriyya Kandehlevi, Vucübu ı'fail-Iihye).
 

kul emir

Profesör
Katılım
17 Haz 2006
Mesajlar
2,862
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Konum
yalnızlık ülkesinden
dayanamıyorum ya çıldıracağım. ne büyük bi saygısızlık.sakkal la günahın ne alakası var ki.tabi canım babadan oğula dededen toruna üff ya. Rasullahın sünnetini terk ha. Sen peki kardeşim ahirette kimden şefaat dileneceksin. Rasullah sana sen benim sünnetimi yerine getirmedin ki. niye sana sefaat ediyim diyecek lütfen bilgin yoksa yazma. ve bidaha bu tür şaçmalama.neyse konuya dönelim sevgili kardeşim bende üniv. de okuyorum. sakal da bırakıyorum elh. demişsin ki devlet işine girince keseceğim
1. si devle işine gireceğin ne malum
2. si okulun bitmeden ölmeyeceğin ne malum
3. sü sen yapabildiğin kadarından mesulsun. gerisiönemli değil.
kardeşim ben derim ki bırakacağın son ana kadar bırak. ruhun seni bırakmadan.
Sen ileride ne olacağını ne biliyosun belki İnş. allah daha hayırlı bi kapı açar ticarete atılşırsın. bu şekildede sakalınla kalırsın. onun için sakalını hiç kesme taki zorunlu kalıncaya kadar.
diğer arkadaştan da özür. uslubum sert se eğer. sünmne konusunu hafife almasından dolayı böyle sinirlendim. kırıldıysa hakkını helal etsin

kardeşim sende haddini bil söylemlerin hakaret boyutuna geliyor sen medyummusun peygamberim sav bana şefaat edip etmeyeceğini söylüyorsun sünnet deyince aklına sadece sakalmı geliyor
 

kul emir

Profesör
Katılım
17 Haz 2006
Mesajlar
2,862
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Konum
yalnızlık ülkesinden


Dostum kötüden örnek olmaz,
Bizim için örnek, Hz Muhammed ve ashabından başkası değildir...
Hem imam oruç tutmasa, namazda sünneti terk etse onun bu hareketleri haram ı helal, helal i haram yapmaz.... İçin rahat olsun...
Hem bu sözün demokrasiyi islam ile iç içe gibi gösterip savunanlarada bir şamar gibi gelsin inş... Hani sakal, sarık, cübbe ????

Başımdam sarığı alsınlar;elimden namazımı alamazlar,kalbimden imanı çalamazlar
inş...

Selametle

inşallah sözlerinle yaptıkların uyuşuyordur allah yardımcın olsun kardeşim
 

"haTTat"

Paylaşımcı
Katılım
18 Tem 2006
Mesajlar
356
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Konya-Ankara
dinde kesin hükümler olsaydı mezhepler olmazdı.
Mezhepler konusunda bir fıkıh aliminden biraz ders almanızı tavsiye ederim, zira İslam dininde mezhepler ancak %10 luk bir bölümde hüküm belirtir. Geri kalan %90 zaten kesin hükümlerdir, onlarda mezheplerin hükmü olmaz. Bizler günde 5 vakit namaz kılmakla mükellefiz değil mi? Mezheplerin bunda bir hükmü var mıdır acaba? Birisi hayır 4 vakit derken diğeri olmaz 5 kılacaksın veya bir diğeri 3 de yeter gibi birşey diyor mu?
Şer'i deliller 4 tür:
Kitap (Kur'an-ı Kerim)
Sünnet (Hz Peygamberin (A.S.M) yaşantısı)
İcma-ı ümmet (Alimlerin bir mesele hakındaki fetva veya hükümleri ki bunları yapanlar da sadece Allah rızası için yapıyorlar.)
Kıyas-ı fukaha (Diğer üçünden bir sonuca varılamayan meselelerde elde olan hükümlere bakarak yani onlara kıyas edilerek hüküm verme işidir. Bunu da ancak hakikaten alim olan kişiler yapar.)
Sonuçta birşey hakkında hüküm ararken Kur'an da böyle bir hüküm yok nereden çıkarıyorsunuz bunu demek kâr-ı akıl olmasa gerek...
Vesselam..
 

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83
hocam gelenelten kasıt o günün yaşam koşullarıdır sonuçta ebu cehilde ebu bekirde sakal bırakıyordu mesaja tek yönüyle bakma lütfen

la havle,

kardesim sakala nasil gelenek dersiniz Allah askina yapmayin,isde budur ben bilirim havasi,
bos konusuyorsunuz bos,

yahu sen ebu cehili birak,efendimiz(s.a.v)'e,ebu Bekr'e bak....

papazda sakal birakiyor sonucda ,boyle bir kurgu olabilirmi,

yapmayin etmeyin,biz Allah(c.c) kardeslerimizin ve kendimizin ahireti icin soyluyoruz,belki uslubumuz yerine gore sertlesmis olabilir ama,
bilmiyorsaniz birakin forumlari burdakileri,bir bilene sorun,sakal gelenek diyecek bir islam alimini gosterin bana,birakin bizlere itibar etmeyin,ama kafaniza gore ahkam kesmeyin,Vallahide bunlarin vebali cok buyukdur

sonradan demedi demeyin

selametle
 

kul emir

Profesör
Katılım
17 Haz 2006
Mesajlar
2,862
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Konum
yalnızlık ülkesinden
la havle,

kardesim sakala nasil gelenek dersiniz Allah askina yapmayin,isde budur ben bilirim havasi,
bos konusuyorsunuz bos,

yahu sen ebu cehili birak,efendimiz(s.a.v)'e,ebu Bekr'e bak....

papazda sakal birakiyor sonucda ,boyle bir kurgu olabilirmi,

yapmayin etmeyin,biz Allah(c.c) kardeslerimizin ve kendimizin ahireti icin soyluyoruz,belki uslubumuz yerine gore sertlesmis olabilir ama,
bilmiyorsaniz birakin forumlari burdakileri,bir bilene sorun,sakal gelenek diyecek bir islam alimini gosterin bana,birakin bizlere itibar etmeyin,ama kafaniza gore ahkam kesmeyin,Vallahide bunlarin vebali cok buyukdur

sonradan demedi demeyin

selametle


boş konuşuyorsunuz boş öylemi iyice bir okuyun isterseniz yazdıklarımı
 

"haTTat"

Paylaşımcı
Katılım
18 Tem 2006
Mesajlar
356
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Konya-Ankara
Sakalı müşrikler de bırakıyordu evet, hatta yahudi ve hristiyanlardan da vardı bırakan. Peki aradaki fark neydi? Rasulullah (A.S.M) 'ın ve sahabenin bıraktığı sakal onlarınkiyle aynı mıydı? Sakalın ve dahi bıyığın nasıl olması gerektiği husunda hadisler yok mudur? Sırf gayrımüslimlere benzememek için tırnaklarını bile farklı şekilde kesmiyor muydu Efendimiz (A.S.M)?
Bize düşense onun yaptığını yapmaya gayret etmek. Evimde dahi olsa sarığımı sarabiliyorsam ne mutlu bana. A evet sarığı müşrikler de sarıyordu değil mi?
Vesselam..
 
Katılım
9 Eki 2006
Mesajlar
54
Tepkime puanı
0
Puanları
0
sakal o günün geleneğiydi. farzdır veya değildir gibi katagorize edilemez. isteyen bırakır isteyen keser. zevkine bağlıdır kişinin.

Sakal nasıl bi zevk işi anlayamıyorum. Bu kadar baside indirgeyemezsiniz rasullahı. sünnetini.Bilmiyosunuz bari konuşmayın. da ADAM sansınlar.
Bu eleştiri şahsım adına yapılsa kızmazdım Ama Rasullaha saygısızlık yapılıncada susmam.

Susanlar Utansın
 
Katılım
9 Eki 2006
Mesajlar
54
Tepkime puanı
0
Puanları
0
kardeşim sende haddini bil söylemlerin hakaret boyutuna geliyor sen medyummusun peygamberim sav bana şefaat edip etmeyeceğini söylüyorsun sünnet deyince aklına sadece sakalmı geliyor

Bunun için medyum olmaya gerek yok. Rasullahın sünnetini yerine getirmeyen hangi yüzle şefaat umabilir. Medyum olmaya gerek yok yani. Sadece sakal gelmiyor. ama terk etmek manasınada gelmez dimi. Diyeceksin ki diğer sünnetleri yaptın da o kaldı. eğer ki böyle dersen hiç bi sünneti icra edemezsi. hakaret konusuna da gelince hep söylediğim gibi şahsıma yapılanlar önemli değil.Ama rasullaha yapılanlara karşı susmam.

hem bu arada sen ne diye karşı bi görüş sergiliyosun ki. Bu gelenek değil. ki toplumlara göre ayrılsın. Sünnet müslümanların yerine getirmesi gereken görev. onu seviyorsak onun gibi olmalıyız. Bu tabii Müslümanlar için geçerli
BİLMEM ANLATABİLDİM Mİ...!!!!!!!!!!!!!!!!!!11:thinking: :whistling[1]:
 

halimselim

Paylaşımcı
Katılım
27 Eki 2006
Mesajlar
378
Tepkime puanı
0
Puanları
0
sakal mübahtır diyorum kısaca. yani yapılmasında veya yapılmamasında herhangi bir emir veya men yoktur. peygamberimizin a.s. sevdiği yemeği illa bende sevecem diye bir şart yok.
 

Bedrin_Aslanı

Profesör
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
1,792
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Sakal bırakmayan şefaattan mahrum kalacak veya haram işlemiş olacak diye bir durum yok zaten kimsede böyle birşey yazmadı. Sakal bırakmayı hafife alırsan ve onu inkar edersen iş değişir. Aklı selim olan herkes bi düşünür, tüm Peygamberlerde Ashab-ı Kiramda ve alimlerde olan şey acaba sünnetmidir değilmidir. Niye onlarda bırakmışlardır. Madem şekilcilik! yoktu onlar niye yaptı?
Efendimiz S.A.V sakal bırakıyor ve 1400 sene boyunca onun izinden giden bütün alimlerimizde bırakıyor, Bediüzzaman Said Nursi sakal ve evlenme sünnetlerinden hesaba çekileceğim diyor, ama bizim 1 kitap okumaktan aciz kardeşlerimiz şekle değil öze önem verin diyor. Bunu o kadar alim düşünemiyor tabi sizler düşünüyorsunuz. Eğer bişeylerin özüne ulaşmak istiyorsan yol buralardan geçiyor.
Allah dostlarının sırtı yumuşak yatak görmez neden acaba hasırın üstünde yatarlar? Sünnettir. Bilirler ki bir faidesi vardır hasır üstünde yatmanın. Nitekim bir hadisi şerifde Efendimiz S.A.V uyurken bir sahabemiz onun altına yumuşak bir cübbe seriyor ve Efendimiz S.A.V gece ibadetine kalkamıyor.(Rahat olduğu için uyanamıyor.) Kalktığında sahabeye sen benim Allah'a ibadet etmemi engellemek mi istiyorsun diyor.
Az yemek az içmek ve az uyumak, bunlar birbirini tamamlayan şeyler ve hepsi insanı Allah C.C yaklaştırıyor. Buradan da az yemek yediğim için yaklaşıyorum sonucu çıkmasın. (çıkartacaklar var...) Az yemek yersen az uyursun, az uyursanda az konuşursun. İbadete zaman ayırırsın. vb...
Bilmeyerek dil sürçmesiyle yanlış şeyler konuşmaktan Allah a sığınırım. Söylediklerimize dikkat edelim...
 

BADUH

Asistan
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
506
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Bediüzzaman'ın sünnet ile ilgili (sünnetin çeşitleri, örneğin adat nevinden sünnet nedir?) risalesini aktarabilecek (copy-paste yapabilecek) bir arkadaş var mı?

Zira bildiğim kadarıyla adat nevinden sünnetlerle ilgili sevabın söz konusu olmadığı gibi bir açıklaması vardı. Sakal da sonuçta yemek-içmek gibi bu sınıfa giriyordu diye hatırlıyorum.

Tabi bunu belirtmemin nedeni de şu ki; Bediüzzaman ki 28 yıl bizzat hapis-sürgün hayatı yaşamış, dünya lezzetleri namına hiçbir lezzet tatmamış, sakal eğer vurgulandığı kadar önemli olsaydı ben şahsen onun duruşu doğrultusunda kesinlikle yerine getirmesi gerekirdi diye en basit mantıkla bir çıkarımda bulunuyorum. Ki en basitinden "Şeriatin bir emrine bin Sait feda olsun." sözü havada kalırdı.

Bu da farklı bir bakış (tümdengelim gibi oldu).

İyi çalışmalar.
 

nur_Sahra

Asistan
Katılım
26 Eki 2006
Mesajlar
552
Tepkime puanı
0
Puanları
0
sünnetler peygamber efendimiz (s.a.w.) yaptigi icin ona olan saygi ve sevgimizden dolayi yapildigi vakit ALLAH rizasi icin yapildigi vakit ibadet yerine gecer. sakal birakmakta; iftarda 2 tane hurmayla iftar yapmak gibidir v.s..... sünnet uygulanmadigi vakit günahi olmayan uygulandigi vakit sevabi olandir...
 

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83
sakal birakmakta; iftarda 2 tane hurmayla iftar yapmak gibidir v.s..... sünnet uygulanmadigi vakit günahi olmayan uygulandigi vakit sevabi olandir...

kim soyluyor bunu,senmi,yoksa akil aldigin bir hocan vs mi var,burasini belirt

sen soyluyorsunda senin fikrinse,bence de,din adina ahkam kesme,

yok kaynagin varsa belirt ona gore degerlendirelim,

sunnet uygulanmadigi zaman gunahi olmazmi,:)

isde bu kadar,diyecek hicbirsey bulamiyorum size....

neyse ....................
 

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83
Bediüzzaman'ın sünnet ile ilgili (sünnetin çeşitleri, örneğin adat nevinden sünnet nedir?) risalesini aktarabilecek (copy-paste yapabilecek) bir arkadaş var mı?

Zira bildiğim kadarıyla adat nevinden sünnetlerle ilgili sevabın söz konusu olmadığı gibi bir açıklaması vardı. Sakal da sonuçta yemek-içmek gibi bu sınıfa giriyordu diye hatırlıyorum.

Tabi bunu belirtmemin nedeni de şu ki; Bediüzzaman ki 28 yıl bizzat hapis-sürgün hayatı yaşamış, dünya lezzetleri namına hiçbir lezzet tatmamış, sakal eğer vurgulandığı kadar önemli olsaydı ben şahsen onun duruşu doğrultusunda kesinlikle yerine getirmesi gerekirdi diye en basit mantıkla bir çıkarımda bulunuyorum. Ki en basitinden "Şeriatin bir emrine bin Sait feda olsun." sözü havada kalırdı.

Bu da farklı bir bakış (tümdengelim gibi oldu).

İyi çalışmalar.


ustad birakmadiysa diger islam alimleride birakmistir,boyle bir kiyas olmaz,

boyle kiyas yapanada diyecek cok sey var lakin yanlis anlasilmasin diye susuyorum,

Allah(c.c) dostlari arasinda bu sekilde bir kiyas fitneye goturur,dikkat edelim vesselam..........
 

dré@m

...uzaklarda...
Katılım
24 Eki 2006
Mesajlar
1,980
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Kayseri
Web sitesi
www.ihvan-forum.com
şimdi benim kafam karıştı..sünnetler uygulanmadığı zaman günah mı oluyor? kusura bakmayın çok iyi değilim bu konularda:uzgunum[1]:
 

BADUH

Asistan
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
506
Tepkime puanı
1
Puanları
0
ustad birakmadiysa diger islam alimleride birakmistir,boyle bir kiyas olmaz,

boyle kiyas yapanada diyecek cok sey var lakin yanlis anlasilmasin diye susuyorum,

Allah(c.c) dostlari arasinda bu sekilde bir kiyas fitneye goturur,dikkat edelim vesselam..........

SA,

Kıyas değil bu daha ziyade basit bir tespit. Aslında da çok önemli bir tespit. Belki de konuyu daha bir açığa kavuşturacak bir tespit. Zira hiçbir islam alimi yoktur ki namazı terketsin veya herhangi bir farzı terketsin (tabiki zaruret halleri hariç ki zaten bu durumlarda farziyet de ortadan kalkıyor; örneğin hür olmayan bir insanın cuma namazı gibi).

Keşke bu konuda ehliyetli olduğuna inanan veya sorumluluk addeden bir arkadaş çıkıp da isteğimi yerine getirebilseydi ve Bediüzzaman'ın Sünnet konusundaki risalesini bize aktarabilseydi.

Dini konularda doğruları veya doğru olduğuna inandığın şeyleri söylemek gerekir. Zira bir takım endişelerle susmak tam tersine mesuliyet getirir. Fitne de doğrulardan çıkmaz. Tam tersine yalanlardan ve eksik bilgilerden ve de kasıttan çıkar.

Mümkünse niyet okumayın. Herkesi iyi niyetli addedin. Söylenilenden sonra şunlarda mutlaka söylenecektir yerine sadece söylenenleri değerlendirin. Eğer kişi iyi niyetli değilse zaten bir müddet sonra kendini belli edecektir.

Bir de eğer diyeceğiniz bir şey varsa çekinmeden deyin. Zira "boyle kiyas yapanada diyecek cok sey var lakin yanlis anlasilmasin diye susuyorum" dediğin zaman zaten bir şey demiş oluyorsun. Ya bunu dahi demiyeceksin veya diyeceğin çok şeyi diyeceksin. Zira demedinmi bu durumda su-i zan etmiş, niyet okumuş oluyorsun. Benim cevap verme hakkımı da elimden alıyorsun.

Tartışmak her problemin en basit ve en şart ve belki de tek çözümü. Susmak çözüm değil. Herkesin çekinmeden aklındakini söylemesi gerekiyor. Tabiki adabına uygun bir şekilde (ki ben şahsen kendim dışındakiler adına böyle konularda adabı kısmen bırakmalarında sakınca yok diye düşünüyorum).

İyi çalışmalar.
 

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83
niye susdum biliyormusun?

ustadin hangi niyetle sakal birakmamasi hakkinda bir bilgiye sahip olmadigim icin,
onu elestirecek niye birakmamistir diyecek ahmakligi ve salakligi yapmamak icin sustum

ustadin sakal birakmamasi ne kadar dogruysa(senin mantiginla)
diger islam alimlerinin sakal birakmasida o kadar dogrudur,(mantigida tez olarak sunulur)
su alim sakal birakmisdir dogrudur,bu alim birakmamisdir dogrudur diye bir kisir dongu icerisinde alimleri kiyaslamak fitneye sebebiyet verir,
bazi hususlarda susarsan birsey olmaz korkma,bak ben oyle yapiyorum:)

yoksa kimseden bir korkumuz yok elhamdulillah

insaAllah ne demek istedigim anlasilmistir

bu hususdada buraya bir konu ekledim,

http://www.ihvan-forum.com/showthread.php?t=7484

Allah(c.c) rizasi icin bir oku,

selametle
 
Üst