Referandumda ne oy vereceksiniz?

Referanduma ne oy vereceksiniz?

  • Evet diyeceğim

    Oy: 88 83.8%
  • Hayır diyeceğim

    Oy: 2 1.9%
  • Sandığa gitmeyeceğim

    Oy: 15 14.3%

  • Kullanılan toplam oy
    105

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
22 temmuz 2007 seçimlerinden önce,abdullah gülün cumhurbaşkanlığına karşı gelen chp'lileri gören, bir akp'lide bu sözü söylemişti.Bu ortamda akp'ye oy vermeyenin dininden imanından şüphe ederim demişti.

demekki bu laflar birileri tarafından üfürülüyor,seyyah gibilerde buraya yapıştırıyor.

Böyle din iman konusu açılınca ıraktaki 1,5 milyon ceset aklıma geliyor.Ya ergenekoncuyuz ya akp'li(güzel slogan)



Biz gençken de Selamet sonra Refah partisine oy vermeyenin küfre girdiği eMpoze edilirdi :)
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Güzel bir konu olmuş hirahoş kardeş..... bence siyasi polemiklere girmeden referandumda nelere EVET denildiğini daha kısa kısa ve okunacak şekilde sıralamaya devam edin derim belki parti görüşü ile hayır diyenlerin bir kısmı olaki görür de bakar feraseti açılıverir inşaallah :)
 

Özduygu

Doçent
Katılım
13 Ara 2006
Mesajlar
652
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Evetler Türkiye genelinde yüzde 60 olur sanırım.
 

|SEÇKiN|

Profesör
Katılım
25 May 2010
Mesajlar
812
Tepkime puanı
133
Puanları
0
Konum
İstanbuL
REFERANDUMDA EVET VEYA HAYIR DEMEK NASIL BİR ZİHİN YAPISINI TEMSİL EDER?

Referanduma giden Türkiye’nin yaşadığı süreçte toplumsal psikolojik arka planı nasıl okumalıyız?

Birinci bakış: Referanduma rövanşist duygularla baktığımızda “Benim partim senin partin” algısı dikkati çeker. Takım tutma kavgası gibi iyi futbolu değil egosunun düşünenlerin algısı bu algıdır. Her meseleyi ülkenin yararı değil partimin yararı penceresinden bakışı temsil eder. Olgunlaşmamış toplumların siyaset psikolojisi budur. Kısa vadeli düşünme sonucu ortaya çıkar. Referanduma gidecek maddeleri ve gerekçeleri sorgulamayan kolaycı zihin yapısı demokraside lobi etkisine en açık alandır. Halk popülistleri bu insanları çok kolay yanıltır.

Darbeciliğin DNA’sı değişiyor

İkinci bakış: Anayasa Mahkemesi herkesi şaşırttı. TBMM nin 411’le evet dediği kararı bozan ve parti kapatma gerekçesi olarak kullanan AYM bu defa aynı kadro ile DNA’sına uymayan bir şey yaptı. Yargı reformu niteliğindeki bu paketin özüne dokunmadı. AYM üyelerinin önyargılarının zorlandığı ve hatta değiştiğini söyleyebiliriz. Toplumsal etkinin lobilerin etkisini bozduğunun kanıtı olarak düşünmek gerekir.

Biyolojide çevrenin DNA’yı değiştirmesine genetik polimorfizm denir. Bugün toplumun Ankara’yı değiştirdiğinin belirtilerini görüyoruz. Aslında yargının toplumsallaşması yargının çağa ve zamanın ruhuna uymaya başlaması demektir. Toplumun Ankara’nın DNA’sını değiştirmesi Türkiye’nin Fransız ihtilalidir. Bugün bu siyaset toplumu okumasa yarın başkaları okuyacaktı. Fransa’nın kanla yaptığını İngiltere parlamento ile yapmıştı. Bugün TBMM’nin rüştünü ispat ettiğini söyleyebiliriz.

Üçüncü bakış; Militer aklın marjinalleşmesi dikkati çekiyor. Militer akıl ideolojiktir ve her şeyi tehdit algılaması içinde değerlendirir. Dogmaları ve tanrısal alanları vardır. Dış düşmana karşı ve savaş durumunda faydalı ve gerekli olan militer akıl yargı veya iç siyasette mevcutsa kavga ve şiddet yükselir. Bu aklın her zaman düşmana ihtiyacı vardır. Yüksek yargının toplumsallaşması olaylara askeri misyoner bakışın değiştiğinin ifadesidir. Yüksek yargıdaki toplumsallaşmanın askeri bürokraside yansımaları gereklidir.

Türkiyenin değil silah tüccarı darbecilerin ekseni kaymalı

Dördüncü bakış: Türkiye’nin ekseninin kayacağı korkusu tartışılması önemliydi. Dış politikada eksen kayması aslında silah tüccarlarının eksenlerinin kayma korkusundan kaynaklandığını biliyoruz. Bugün savunma sanayiimiz yıllık 5 milyar dolar ciroya sahip ve %90’ı İsrail’e akıyor. İç politikada da Ankara’da eksen kayması korkusu “Boğaziçi aşireti” denilen kolay kazanan İstanbul dükalığının menfaat ekseninin kaymasıdır. TÜSİAD’ın sessizliğinin başka bir açıklaması var mı?

Siyasetteki Düşünce Bozukluğu

Beşinci bakış: Sivil siyasetin diktalaşacağı korkusudur. “Cumhurbaşkanlığı, Hükümet ve TBMM başkanlığını kaybettik yargı ve askeri kadroları da kaybedeceğiz” korkusu ile niyet okumaya devam ediliyor.

Niyet okuma psikolojide düşünce bozukluğu türlerinden biridir. Herkesin kolayca içine düşebileceği bir yanılgıdır. Niyet okuyan kişiler gerçek kanıtlara sahip olmadan sonuçlara varırlar. Merhum Uğur Mumcu’nun “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar" sözü tam da budur. Herkesin sizin olumsuz düşüncelerinizi paylaştığı ve evrende herkesin size benzediği varsayımına dayanır. Böylece kuşkulandığınız kişiyi paranoyakça sorgularsınız. “Ben kadrolaşıp iktidarı ele geçirmeye çalıştığım gibi muhaliflerim de kadrolaşıp iktidarı elegeçiriyordur” kesin inancı böyle ortaya çıkar. Bu nedenle yorumlarınızın doğruluğunu kişi ile konuşarak araştırmaya engel olur. Böylece gerçek bir iletişim imkanını ortadan kaldırır. “Ben böyle şeyleri anlarım, içimden bir his böyle diyor” diyerek siyaset yapanlar paranoyak bir algılama ile niyet okuyorlar demektir.

Avrupa Birliği’ne girme konusunda en samimi çalışan kadrolara siyaseti diktalaştırıyorsunuz demek ancak niyet okumanın canlı bir örneği olabilir. Yüksek yargıçların böyle adaletsiz bir anlayışa sahip olmaları ancak düşünce bozukluğu olan niyet okuma ile açıklanabilir. Yahut imtiyazlarını korumak için niyet okumayı kesin bilgi gibi savunmalarını anlamak mümkün olmaz.

Sonuç olarak Türk toplumunun rüştünü isbat edip etmediğini Ankara’nın vesayatinden çıkıp çıkmayacağımızı referandum da göreceğimizi söyleyebiliriz. Bakalım hakimiyetin kaynağı olan halk mülküne sahip çıkabilecek mi? Niyet okuyanlara en büyük cevabı açık toplum uygulamaları verir. Bu nedenle referandum darbeci niyet okuyanlarla “hayır, yanlış yapıyorsun” demek için bir fırsattır.


Prof. Dr. Nevzat Tarhan - Haber 7
 

Rakaful

Asistan
Katılım
27 May 2008
Mesajlar
389
Tepkime puanı
56
Puanları
0
Web sitesi
www.tevhidkalesi.com
Müslümanlar kendi anayasaları olan "ummu'l kitâb"a sarılacakları yere, kendi türlerinden olan bir insanın ya da insan topluluğunun koyduğu kurallardan medet umuyorlar.Yazık, cidden çok yazık.Müslümanlar olarak nasıl bir zillet içinde olduğumuzu şurada yazılanlar gâyet iyi bir şekilde gösteriyor.
 

Duha

Profesör
Katılım
13 Ocak 2007
Mesajlar
794
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Web sitesi
www.risaletalim.com
@Rakaful

Kur'an'ın yasaları nelerdir?

Kur'an'a baktığımızda iki anayasa görürüz. Biri dünya işleri, diğeri ahirete aittir.

Mesela, dünya işlerinde öze ve söze bakılmaz iken, ahiret işlerinde öze ve söze bakılır. Daha bunun gibi pek çok zıtlık vardır.

Siz saatinizi bir Allah Dostuna tamir ettirseniz, muhtemelen yeni saat sipariş vermeniz icab ediyor. Ancak, ayyaş bir saat tamirci ustası adam ayyaş olmadığı bir vakitte saatinizi iyi tamir edebilir.
Tersten bakalım; Ahirete ait işlerinizde o ayyaşa danışsanız cehennemden bilet almaktır. Elbette Allah dostuna müracat edilecek.

Daha sair dünyevi ve uhrevi kaideleri aklına havale ediyorum.

Hz. Ali -mana olarak-demiş "akil adalet-i mahzı değil ehven olanı görebilendir."

Hem denmiş "Adalet-i mahzın mümkün olmadığı yerde ehvenüşşer ihtiyar edilir.
Hal-i hazırda Türkiye'de adalet-i mahz mümkün değildir. Hırsızın eli kesilmiyor, ama hapis cezası veriliyor. Elbete Allah'ın tekvini ve şariata ait kanunların muhalefettir.
Biz şu an "hırsızın hapis ile cezalandırılmasını istemiyoruz" dediğimiz vakit, bir cihada gireriz ki bu cihadda kardeş kanı akacaktır. Bu yüzden şimdilik hapis cezası ile yetinip, kardeşlerimizin kanını dökmek yerinde ikna etmeye gayret etmeliyiz. Bu devirde en büyük cihad budur.
Ayen öyle İslam'a muhallif gördüğünüz şu demokrasi ehvendir. Gitse geriye istibdat kalacak.
Bu sebebten "demokrasi için mücadele edilmez" demek istibdata hizmet olacaktır.

Adalet-i mahzın mümkün olmadığı yerde ehven için mücadele etmek -geniş dairede- en büyük bir cihadtır.
 

umeyme

...'SessizLik'...
Katılım
31 Eki 2007
Mesajlar
1,833
Tepkime puanı
883
Puanları
0
Hayır diyenlerde bi Hayr göremediğimiz için Evet :)
 

Rakaful

Asistan
Katılım
27 May 2008
Mesajlar
389
Tepkime puanı
56
Puanları
0
Web sitesi
www.tevhidkalesi.com
@Rakaful

Kur'an'ın yasaları nelerdir?

Kur'an'a baktığımızda iki anayasa görürüz. Biri dünya işleri, diğeri ahirete aittir.

Mesela, dünya işlerinde öze ve söze bakılmaz iken, ahiret işlerinde öze ve söze bakılır. Daha bunun gibi pek çok zıtlık vardır.

Siz saatinizi bir Allah Dostuna tamir ettirseniz, muhtemelen yeni saat sipariş vermeniz icab ediyor. Ancak, ayyaş bir saat tamirci ustası adam ayyaş olmadığı bir vakitte saatinizi iyi tamir edebilir.
Tersten bakalım; Ahirete ait işlerinizde o ayyaşa danışsanız cehennemden bilet almaktır. Elbette Allah dostuna müracat edilecek.

Daha sair dünyevi ve uhrevi kaideleri aklına havale ediyorum.

Hz. Ali -mana olarak-demiş "akil adalet-i mahzı değil ehven olanı görebilendir."

Hem denmiş "Adalet-i mahzın mümkün olmadığı yerde ehvenüşşer ihtiyar edilir.
Hal-i hazırda Türkiye'de adalet-i mahz mümkün değildir. Hırsızın eli kesilmiyor, ama hapis cezası veriliyor. Elbete Allah'ın tekvini ve şariata ait kanunların muhalefettir.
Biz şu an "hırsızın hapis ile cezalandırılmasını istemiyoruz" dediğimiz vakit, bir cihada gireriz ki bu cihadda kardeş kanı akacaktır. Bu yüzden şimdilik hapis cezası ile yetinip, kardeşlerimizin kanını dökmek yerinde ikna etmeye gayret etmeliyiz. Bu devirde en büyük cihad budur.
Ayen öyle İslam'a muhallif gördüğünüz şu demokrasi ehvendir. Gitse geriye istibdat kalacak.
Bu sebebten "demokrasi için mücadele edilmez" demek istibdata hizmet olacaktır.

Adalet-i mahzın mümkün olmadığı yerde ehven için mücadele etmek -geniş dairede- en büyük bir cihadtır.

Bu mantığa uygun olan bir açıklama. Ama biz Allâh'a teslîm olurken (Muslim), i'tikâd konusunda mantığımıza göre hareket etmemeyi akd ettik. Ehven-i şerrin, asıl şerrden hiçbir farkı yoktur gözümde. İkisi de imtihandır ve bana düşen, her şart, zamân ve zemînde, Allâh'a olan akdimi sâbit tutmaktır. Hz. Ali'ye (r.a) nisbet edilen sözlerin doğruluğunu bilemem. Ama önümde bir kitâb var ki, hem lafz hem de mânâ olarak vahyin kendisidir. Bu durumda vahye, yâni Allâh'ın buyruklarına uymak, mantığa ve teslîmiyete en uygun olanıdır. Kaldı ki, ehven-i şerri tercîh edenler yalnızca mantığa dayanarak amel edebilirler. Kur'ân, burada da belirttiğimiz üzere, kesin bir şekilde hükmünü bildirmiştir.
 

Duha

Profesör
Katılım
13 Ocak 2007
Mesajlar
794
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Web sitesi
www.risaletalim.com
Malesef bizim cenah yine kafasını devekuşu gibi kuma gömüyor. Gerçekleri görmesin, gerçekler de onu görmesin.

AKP alelacele bir Anayasa değişikliği paketi hazırladı. İçeriği hususunda muhtelif iddialar var. Bir cenah pek çok problemi çözecek derken, bir cenah AKP'nin diktatörlüğe bir adım daha narası atıyor.

Sokaktaki adam bu iddialara nasıl bakıyor?

Bir cenah teslimen paket yanlılarını destekliyor. Soruyoruz, değişikliklerden haberi yok. Sadece kendi cenahıına güvenmek ile yetiniyor.

Diğer cenah teslimen paket karşıtlarını destekliyor. Bağırıyor "AKP kendini yargılanmaktan kurtaracak". Soruyoruz, değişikliklerden haberi yok. Sadece kendi cenahına güvenmek ile yetiniyor.

Peki, yapılacak nedir?

İşin ehline sormak. Nihayetinde dünya işidir. İtimat ile değil, ehliyet ile karar vermek lazımdır.

Ehil olanlara bakıyoruz. Her biri bir cenaha kaymış, o cenahın bakış açısına göre değerlendiriyor. Tarafsız kimse kalmamış.

Bölünme her yere sirayet etmiş.

Hakikati öğrenmek mümkün değil. Kim haklı, kim haksız diye öğrenmek tarafgirlerden imkansız hale gelmiş.

Hadi diyoruz, değişiklikleri kendimiz okuyalım. Ehil değiliz ki ne anlarız?

O zaman ben şöyle demem:

Değişikliğe "hayır" diyene şüphe ile bakarım.
Değişikliğe "evet" diyen vatan hainidir.

Bir cenahın kandırılma ihtimali ile diğer cenahın kandırılma ihtimali olasılık olarak aynıdır.

İşte bu iki söylem statükoca istenilen durumdur.

Cahiliz. Ama bir kilo üzüm pay etsek, herbirimiz biribirimizi kandıracak kadar zekiyiz. Demek cehalet mazeret değil.

O zaman herkezde var olan ve Kur'anca 30' yakın yerde emredilmiş, "akletmek" hakikatine müracat ederiz.

İşte aklediyoruz:

Bir referandum paketi hazırlandı. 12 Eylül Anayasasında ne olduğunu hakikati ile öğrenemediğimiz değişiklikler yapıyor. Diyelim ki, AKP bu değişiklik ile kendine fayda sağlayacak ve yargılanamaz hale gelecek.

Referandumda "evet" çıktı. Hakikatten denildiği gibi oldu, AKP'liler artık dokunulmaz oldu.

Peki, hal-i hazırda cuntacılara dokunuluyor mu? Hal-i hazırda yargı siyasallaşmamış mı? Hal-i Hazırda yargı mensubları ideolojiden azade mi?

Yok.

Pek, hal-i hazırda onlardan kurutlma şansı var mı?

Peki, referandumda "evet" çıksa kendini dokunulmaz hale getiren AKP'den kurtulma şansı var mı?

Evet, sandık var. Başka bir hükümet seçeriz.

Denir, "Ne yani, AKP'nin yaptığı yanına kar mı kalacak?"

Peki, Türkiye'nin çivisini söken cunta zihniyetinin yaptıklarının yanına kar kalması ile farkı nedir?

Denir, ama değişiklik ile eski cunta zaten cezalandırılmıyor.

Ama, yeni gelecek farklı bir hükümete yeni anayasa değişikliği yapmak için güç veriyor.
Çünkü, yeni hükümet anladı ve bildi ki, "bu halk ne pahasına olursa olsun 12 Eylül'ü yok etmek istiyor."

İşte yeni paket sundu. Eski hükümete, yani AKP'ye ceza verecek değişiklik de içinde. 12 Eylülü mezara gömen değişiklik de içinde.

Ama "hayır" çıkarsa. AKP yargılansa , en büyük şer cezasız kalsa daha tehlikelidir.

Çünkü, yeni hükümet gelse daha 12 Eylül anayasasını değiştiremez. Çünkü der: "halk istemiyor"

şimdi kendinize sorun hangisi daha iyi ve hangisi daha ikna edicidir.
Hayırcıları itham etmek yerinde akli izahlar yapmak evla değil mi?

Siz böyle yapmak ile kaç hayırcıyı evetçi yaptınız?

Bir de bana sorun?
 

korakademik

Ordinaryus
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
2,236
Tepkime puanı
63
Puanları
0
duha daha önce de sana hak vermiştim.
söylediklerine aynen katılıyorum
kapatma davası akp yi kısırlaştırdı.

ama daha iyisini bulana kadar akp demekten başka da çözüm yok gibi
şu anki anayasa değişikliği bile birilerinin ite kaka yaptırması ile ancak yapılabildi.
 

Rakaful

Asistan
Katılım
27 May 2008
Mesajlar
389
Tepkime puanı
56
Puanları
0
Web sitesi
www.tevhidkalesi.com
Sevgili Duha, Allâh Kur'ân'ın muhtelif yerlerinde akledin demiş âmennâ.Amma, bu akletme işini Allâh'tan bağımsız bir şekilde yapın da demiş mi?Kendi aklınıza uygunsa, vahyi nesh edebilirsiniz demiş mi?Akıllı insan, ancak vahye uyan insandır.

Kaldı ki ben size bir link verdim ve açıp okuma zahmetinde bulunsaydınız, beşer siyâsetinden beri' olduğumu anlardınız. Tekrâren vereyim ki, Allâh'ın âyetlerinin nasıl anlaşılması gerektiğini daha iyi görün inşâallâh.Verdiğim meâller hoşunuza gitmezse, kendi ekolünüzün meâllerine de müracaat edebilirsiniz.

TIKLAYIN: Siyasi Otorite ve Hakimiyet

Daha ayrıntılı konuşmak isterseniz, msn adresim herkese açıktır.
 

Duha

Profesör
Katılım
13 Ocak 2007
Mesajlar
794
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Web sitesi
www.risaletalim.com
Bu mantığa uygun olan bir açıklama. Ama biz Allâh'a teslîm olurken (Muslim), i'tikâd konusunda mantığımıza göre hareket etmemeyi akd ettik. Ehven-i şerrin, asıl şerrden hiçbir farkı yoktur gözümde. İkisi de imtihandır ve bana düşen, her şart, zamân ve zemînde, Allâh'a olan akdimi sâbit tutmaktır. Hz. Ali'ye (r.a) nisbet edilen sözlerin doğruluğunu bilemem. Ama önümde bir kitâb var ki, hem lafz hem de mânâ olarak vahyin kendisidir. Bu durumda vahye, yâni Allâh'ın buyruklarına uymak, mantığa ve teslîmiyete en uygun olanıdır. Kaldı ki, ehven-i şerri tercîh edenler yalnızca mantığa dayanarak amel edebilirler. Kur'ân, burada da belirttiğimiz üzere, kesin bir şekilde hükmünü bildirmiştir.

Yuvarlak sözler ediyorsun kardeşim. Tasvirden başka hiç bir söz etmemişsin.

Mesela, şeriat nasıl bir şey hiç izah etmemişsin.


Herkez şeriat istiyor, herkez şeriata yemin ediyor. Ama pek çoğu önce kendi muhalefet ediyor. Yemine kefaret gerekmez mi?


Şeriatı istemek kafi değildir. Ne olduğunu bilmek de kafidir. Kur'an'ı lafzından okumak da kafi değildir, mana ve murad en mühimdir.

İşte Kur'an işte hadis, işte akıl. Gör bak şeriatın dünya ve ahirete bakan farklı farklı kanun ve kaideleri vardır.

Dünya işlerinde ahirete ait kanunlar uygulansa felakettir. İşte Alem-i İslam'ın hali buna delildir.

İşte işi ehline vermeyi emreden şeriat. İşte şeriat namına işi tanıdığına, yandaşına veren Müslümanlar. Netice, ehliyetsiz, sanatsız, ustasız kalmış bir İslam. Akıbet; gavur malına muhtaç kalmak. Zarar; hem dünyevi hem uhrevi.

İşte yazışmayı emreden Kur'an. İşte "itimat" üzere dönen tacari hayat. Netice, herkez ihanetten, kandırılmadan şikayetçi. Müslüman "emin" sıfatına sahipken, dolandırıcı, yalancı sıfatlarına sahip olmuş. Akıbet, Ticareti kaideye uygun yapan gavurun kucağına düşmek. Zarar, hem uhrevi hem dünyevi.

İşte siyaset: Siyaseten şeriat istiyenlere bir bakın. Nasıl şeriat namına şeriata muhalefet ediyor görün. siyaset dünya işi iken, dünya işlerine ait politika ve çözüm üretme ve idare etme sanatı iken ve elbette şeriatın dünya kanunlarına dahil bir konumda iken Müslüman ne yapıyor: Sözü ve Özü bir olanlara oy veriyor. Dindar olduğu için ehliyetsiz kişilere oy veriyor. Netice; bu kapıdan pek çok münafık kafir içeri girmiş. bizdenmiş gibi gözüküp ürün ve neslimizi heba etmiş. Akıbet; cehennem...
***

Ehvenüşşer meselesine gelirsek.

Parmağın kangren oldu. Kesmezsen koluna sireyet edecek, kolunu kaybedeceksin. Elbette akil isen parmağını feda edeceksin, kolunu kurtaracaksın.

Ehven tam adalet mümkün olmadığı halde tercihinde ruhsat olan durumdur. İki şerden daha az olanının tercih etmektir. Zira, eğer az olanını seçmez isen çok şerri başına musallat edeceksin. Elbette HZ. Ali, o sözü etmese bile aklen doğru olduğunu kabul edecekesin.

İşte CHP, halkın tüm değerlerine düşman, işte AKP... İkisi de şerdir.
Desen "Tam adalet ve tam hakikat istiyorum, şeriat isteriz" hiç birine oy veremesen CHP kazansa, sen CHP'yi, seçen oldun. Şerrin büyüğüne , küçük şerden korkmak ile taraf oldun.







 

Duha

Profesör
Katılım
13 Ocak 2007
Mesajlar
794
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Web sitesi
www.risaletalim.com
duha daha önce de sana hak vermiştim.
söylediklerine aynen katılıyorum
kapatma davası akp yi kısırlaştırdı.

ama daha iyisini bulana kadar akp demekten başka da çözüm yok gibi
şu anki anayasa değişikliği bile birilerinin ite kaka yaptırması ile ancak yapılabildi.

Değerli kardeşim, benim AKP ile bir derdim yok. Derdim Müslümanlardır.

Elbette, CHP, MHP, BDP'nin ve sairlerin yanında hal-i hazırda AKP'den daha iyisi yok. Elbete ehvendir

Peki, niye ehven ile iktifa etmek gerekiyor.

Ehven diye eleştirilmesin mi? Eleştirilmeyip, her icraatına ehven deyip, aman iktidardan düşer korkusu ile susmak veya kabul etmek AKP'yi şerr-i kesir diğer partilerden farksız hale getirmez mi?

Bak, Anayasa değişikliği yaptı. Elf ü elfü şükran. Peki, "oh daha isteriz" demek AKP'yi zayıflatır mı, güçlendirir mi?

AKP'den iyisi yok diye eleştirmemek demek, beyin ölümüne sebeb olduğumuz bir kişinin makina da bağlı kalamasına izin vermekten başka hiç bir mana ifade etmez.

AKP'yi seven, onu ehvenden adalet-i mahza getirmeye çalışandır. Ehvenden şerr-i kesire götüren veya hep ehven kalmasını isteyen değil.
Kim gerçek dostmuş?
Muhabbetle

****

Değerli kardeşim, yazdığım yazıda "Evet" taraftarlarının "hayır" diyecekleri nasıl ikna etmeye çalışması gerektiğine kendimce bir misal getirdim.

Elbette daha iyi bir metod olan var ise yazıversin.

Ama, bu metod asla hayırcıları tekfir etmek ile olmaz.

Yahu, niye her meselede dinen bölünüyoruz. Yeni ,yeni fırkaların zuhuruna sebeb oluyoruz.

Bak şimdi de "hayırcı" diye bir fırka icat edildi.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Yapılacak olan bu Referandumda, vaktiyle bundan önceki TBMM'de Cumhurbaşkanlığı seçimi dolaysıyla meclise girmeyen Mehmet Ağar gibi tuhaf ve ucube birini destekeleyenlerin --evet--- oylarına ihtyacımız yoktur. Bunlar da r, CHP ve MHP gibi -hayır- diyebilirler.
 

Rakaful

Asistan
Katılım
27 May 2008
Mesajlar
389
Tepkime puanı
56
Puanları
0
Web sitesi
www.tevhidkalesi.com
Duha, yuvarlak cevâb nedir yuvarlamak nedir bilmeyiz.Allâh'ın ilmini senin aklından üstün gördüğümüz için de Allâh'a îmân etmişiz ve güvenmişizdir.Allâh, kendi hükümleri ile hükmetmeyen kişi ya da sistemlere kâfir diyorsa, bizim onlara taraf olmamız beklenemez. Sizin bakış açınız o kadar dar ki, olayı CHP ve AKP olarak düşünüyorsunuz. Siz Allâh'ın düzenini kurmak için bir çaba sarf etmeyin, bedavadan kurulmuş şerr siyâseti üzerinden aklınızca siyâset yapmaya çalışın. Allâh size, Kur'ân'a dayanan bir düzen kurmazsanız cehennemliksiniz demiyor, bu uğurda çaba sarf edin, cihâd edin diyor. Siz hâlâ mevcûd düzenin üzerinizde mutlak hâkim olduğu zannıyla yazıp, bu düzenin hiç değişmeyeceğini sanarak yazıyorsunuz. Ben oy vermeyerek, Allâh'ın partisine oy vermiş oluyorum. İsterse CHP iktidar olsun, bu benim değil, mevcûd siyâsî düzenin değişmeyeceğini zanneden ehl-i zilletin sorunudur.

Bir daha cevâb yazmayacağım buraya ve söylediklerimi de anlamadığınızı ve hattâ umursamadığınızı düşünüyorum.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
İslam Anayasası gelinceye kadar iyi bir beşeri Anayasa ile Türkiye'yi yönetmekte fayda vardır. Hem de Müslümanlara hak ve layıktır. Beşeri anayasayı mı destekleyeceksiniz tarzındaki modern harici mantık, doğru bir sözle batıl bir mana kastetmektedir. Yine de kardeşlerimizdir. Evet, en iyisi oluncaya kadar mevcutun iyileşmesi evladır. Akıl ve izan bunu takip edebilir. Mevcutu iyileştirecek referanduma da evet demek akıllığın bir işaretidir.

Efendim Akp diktatoryasının yolu mu açılıyor? Bundan kastedilen zalim ve baskın bir Akp iktidarı ise, merak etmeyiniz millet onu sandığa gömmesini de bilir. Zalimlik yapanı gözü kör desteklemeyiz. (Fakat hizmet edeni siz desteklemezseniz sizin de vebaliniz olacak.) "Bu Anayasa Değişikliği paketi, Akp diktatoryasının yolunu açıyor" demek ulusalcı bir dildir; şaşırtmaya yöneliktir; çirkin bir siyasi propagandadır.
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
:D:p

Doğrusu bizim verdiğimiz link. Sizinkisi sonuçlar. İnsan sonuçlara bakmadan oy atınca daha heyecanlı oluyo :blink:


Sizin verdiğiniz de değil oradan başka bir yere tıklıyosunuz çünkü :)

SİZ DE ANKETE KATILIN GÖRÜŞÜNÜZÜ BELİRTİN... ANKETE KATILMAK İÇİN TIKLAYIN >>>> böyle bi şey diyor tıklama sayfası arada kalıyormuş :) yani ben iki kez olmasın bir yere gidiyorsunuz tekrar başka sayfa gerekiyor diye demiştim ama sistemi böyle oluşturmuşlar haber 7 de gezinilsin diye herehal :)
 
Üst