Rabitanin Sirk Oldugunu Söyleyenlere

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Katılım
17 Nis 2007
Mesajlar
50
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
neden? kadın erkegi düşünebiliyorda hayal edebiliyorda erkek neden düşünmesin

kadına helal erkeğe haram

haram helal dediğimi hatırlamıyorum.

sorunuza cevap ise:
yukarda izah edildi.

ayrıca ;
rabıtayı sadece düşünme olarak algılıyorsan bunun neresi şirk..?
 

zebih

Kıdemli Üye
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
4,033
Tepkime puanı
100
Puanları
63
Konum
kayseri
ayıp ediyorsunuz azizler,

bırakın milletin mahremini böyle sapmış bir bakış açısı ile irdelemeyi...

bir kadın rasulu muhterem aleyhisselam'ın hilyesini okurken, duygulansa, ağlasa 'aaah' çekse, 'sevdalınım ya Rasulallah' dese, yine mi aklınıza bu bel altı düşünceler gelecek?

yapmayın bunu lütfen ve konunun seyrini bir an önce değiştirin. çok ayıp çok...

muhabbetle
 

KuTeYBe

Doçent
Katılım
21 Nis 2007
Mesajlar
637
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Arz mesciddir..
lütfen kuteybe muhterem bir örnek veriniz.

bir örnek dediğiniz için bir örnek sadece : Ebân b. Ebi Ayyâş (140/757) zayıf ravileri toplayan kaynaklarda(1) nakledildiğine göre, gündüzlerini oruç, gecelerini ibadetle geçiren bir kimse olmasına rağmen, hadis uydurduğu tesbit edilmiştir. Enes b. Mâlik'e(93/711) e dayandırarak rivâyet ettiği hadislerden 1500 tanesinin gerçek anlamda isnadlarının bulunmadığı ortaya çıkmıştır.(2)

Şu'be bin Haccâc(160/776) onun hakkında : "Kişinin zinâ etmesi,Ebân'dan hadis rivâyet etmesinden çok daha hayırlıdır. değerlendirmesi (3)onun hadis râvisi olarak ne kadar güvenilmez olduğunun bir delili sayılmalıdır. Nitekim onun metrûk bir râ vi olduğu hususunda Yahya b. Main (234/848) Ahmed b. Hanbel(24/885) en -Nesai (303:/915) İbn Hatim er-Razi (327/938 ve ed-Darakutni (385/995) ittifâ k etmişlerdir.(4)

(1)Ukayli, ed-Duafa el-Kebir I,38-41
Ibn Hibban, el-Mecruhin I, 96-97
İbn Adiyy, el-Kamil I, 372-378
İbnu'l-Cevzi, ed-Duafa ve'l-Metrukin I,96
Zehebi,Mizan 10-15
İbn Hacer, Tehzibu't-Tehzib I, 97-101 ve et-TakribI,31

(2) İbn Hibban, El-Mecruhin I,96
Zehebi, Mizan I,12

(3)Ukayli, ed-Duafa el-Kebir I,38
Ibn Hibban, el-Mecruhin I, 97
Zehebi, Mizan I,10

(4) Nesai, ed-Duafa ve'l-Metrukin 45
Darakutni, ed-Duafa ve2l Metrukin 285
Ukayli, Ed-Duafa I,41
İbnu'l-Cevzi, Ed-Duafa ve'l-Metrukin I,19
Zehebi, Mizan I,11, el-Muğni ı,7, Divanu'd-Duafa I,40

Sadece bu değil . Tasavvuf tabakat kitaplarında nakledilen isimlerden de var.
 
Katılım
17 Nis 2007
Mesajlar
50
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
isabettesiniz..

(muhibbi ........)


yada şöyle diyelim
kadının fıtratı irşad vazifesine ehliyetliyse fıtraten bu kaabiliyetteyse neden kadın nebi yok..?
nübüvveti şüpheli olan hazreti meryem dışında..?
 
Katılım
17 Nis 2007
Mesajlar
50
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
kuteybe bu şahsı ilk defa duydum.
kimdir tasavvuf tarihindeki yeri nedir.
bende büyük bir isim bekliyordum.
 

zebih

Kıdemli Üye
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
4,033
Tepkime puanı
100
Puanları
63
Konum
kayseri
çok uzağa gitmeye luzum yok efendim, mesela gazali rahimehullah'ın ihya'sında 900 küsür mevdu söz olduğunu muhaddislertespit etmişllerdir.

lakin gazali rahimehullah'ın gram şerefinde bir noksanlık söz konusu olmamıştır.

zira, gazali bu mevdu sözleri hadis biliyordu, ya da benzerlerini biliyordu, ya da mevdulukları ictihadidir, ya da henüz kaynağına ulaşılamamıştır, ya da kaynak isnadı gazaliye özel bir yoldan gelmiştir v.s v.s

nitekim gazali rahimehullah eserini mahzende yazmıştır, kaynak eserler kullanmamıştır.

mevduat hadiste ictihadidir. ittifak edilmiş mevdu hadisler daha bugün bile zar zor tespit edilebiliyor.

abdulfettah ebu gudde rahimehullah'ın talebesi nureddin boyacılar hoca'mızın bu konuda güzel çalışmaları vardır.

toptan inkar iyi bir meziyetdeğildir.

muhabbetle
 

KuTeYBe

Doçent
Katılım
21 Nis 2007
Mesajlar
637
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Arz mesciddir..
cenk11' Alıntı:
İfadeleriniz birbirini pek tutmasa


Birbirini tutmayan ifadelerim nelerdir cenk11? siz anlamak istediğiniz gibi anlıyorsunuz. Soruyorsunuz cevap veriyoruz . Sizin cevaplarınız ya hakaret ya da kişisel sorgulama! Geldiğimden bu yana bir sizin bana yazdığınız mesajlara bakın. Bir de benim size ve diğerlerine yazdıklarıma . Nerede çelişki var! Delilsiz yine iftira atmışsınız.

Beni tekfir ettiniz, sonra yazmadığım bir şeyi ben yazmışım gibi alıntıladınız. Sonra beni mezhepsizlikle itham ettiniz. Ne diyebilirim bundan sonra.
 

KuTeYBe

Doçent
Katılım
21 Nis 2007
Mesajlar
637
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Arz mesciddir..
kuteybe bu şahsı ilk defa duydum.
kimdir tasavvuf tarihindeki yeri nedir.
bende büyük bir isim bekliyordum.

Açıkçası İmam Gazali'ye hürmetim vardır ama ben yazsaydım onlarca mesajla yine meseleyi anlatmaya çalışacaktım. ismailarslan kardeşin vermesi iyi olmuş. Ama anlattığım o değil, Gazali mazur orada. Açıkça yalan uyduran sufiler var.Bu yukarıdaki şahıs veli diye geçiyor. Bu tek bir örnekti. Bu konuda Kadı Darir'in eserinde de bir sürü mevzu hadis var. İsmin büyük olup olmaması önemli değil, önemli olan veli diye adlandırılıp adlandırılmaması, biz sizin büyük saydığınız bir çok ismi büyük saymıyoruz. Siz muhtemelen onları veli gördüğünüz için cennete yakıştırıyorsunuz biz bunun sapma olduğunu düşünüyoruz, çünkü peygamber ölen birinin ardından o cennette dendiğinde sahabisini uyarmıştı!
Bizim için kutsiyet sadece Allah'ın tesciliyle mümkündür! Ha bu demek değildir ki zahid saymıyoruz. Abdülkadir Geylani zahid bir insandı.(Allah rahmet eylesin)
 
Katılım
17 Nis 2007
Mesajlar
50
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
bir insanın yaptığı hatayı kendisini aşan bir boyutta bulunduğu dergaha temsil ettiği ekole izafe edebilmemiz için her ne kadar akli olmasa da bir bahane olarak revaç görebilmesi için o kişiliğin temsil ettiği ekolde bir mahsul veren eser veren kişi olması ve o ekolün büyüklerince hüsnü kabul görmesi lazımdır.

yoksa bir vehhabi zinakar diye vehhabiler zinakardır diyemeyiz.
vehhabilerin hocalarından biri dahi bunu yapsa bu hükmü veremeyiz.

yoksa mesele büyüklük değil yaptığı bilindiği halde o çevrece kabul görmesidir..
vesselam
 

KuTeYBe

Doçent
Katılım
21 Nis 2007
Mesajlar
637
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Arz mesciddir..
kardeşim ben üstte denen
hirahos' Alıntı:
Veliyim diyenin ya da Veli olduğu iddia edilenin haline, fiiline, ahlakına, yaşantısına bakılır.. Uyuyorsa öyledir.. Uymuyorsa değildir..


sözüne karşılık bir soru sordum ve hadis uyduruyorlarsa dedim yalan söylüyorlarsa. sufiler içinde çok var bu şekilde. mevzu hadis aktarmaya hiç girmeyelim o konu çok uzar.

imam gazali gibi bir kamet böyle davranmışsa diğerlerinden çok şey beklemiyoruz zaten. Sufi kaynaklar mevzu haberlerle dolu. Hele veli menkıbelerini anlatan tabakat kitapları isnadsız delilsiz her aklına gelen hakkında "veli" demiş.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Şu bir gerçek ki, İslâmdaki sapık itikadi sapmalar ve görüşler, hiçbir zaman mevzu hadislerden ve bu kaynaklar okunarak baş göstermemiştir. Yani, diğer bir deyişle bütün mezhepsizlerin ve sünnet-i seniyyeye şaşı bakanların kahir ekseriyeti bu mevzu hadislerin tehlikesinden bahsederler de, bunları okuyarak sapıtan ne bir ekol vardır ne de bir müslüman... Oysa, mevzu hadislere ve bu hadislerin kaynaklarına dikkat çekenlerin büyük bir bölümü ehl-i sünnet itikadına ters düşmekten kendilerini kurtaramamışlardır.
Dolayısyla, asıl tehlikeli durum mevzu hadislerin varlığı değil, kişilerin kendi irdeleri ile tutturmuş oldukalrı yolun doğru olup-olmadığıdır. Çünkü, müslümanlar hadis kitaplarını tetkik etmek ve sorgulamak için değil, amel etmek için okular.
Meselenin can alıcı noktası burasıdır.
 

KuTeYBe

Doçent
Katılım
21 Nis 2007
Mesajlar
637
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Arz mesciddir..
cenk11' Alıntı:
İslâmdaki sapık itikadi sapmalar ve görüşler, hiçbir zaman mevzu hadislerden ve bu kaynaklar okunarak baş göstermemiştir

Çok iddialı bir söz. Önce araştırın bakalım. Öyle mi olmuş olmamış mı?


Din isnaddır(isnada dayanır) , abdullah bin mübarek'in sözü. İsnad olmasa herkes istediğini din ve delil diye ortaya koyar. Hadislerin sıhhati çok önemlidir. Bu yüzden müslümanlar ilm-i hadisi önemsemişler ve bu konuda elhamdülillah çok büyük imamlar yetiştirmişlerdir. Mesela İhya'dan hadis aktaramazsınız ,Hafız Iraki İhya'daki hadisleri araştırmış ve çoğu için asıllarını bulamadım demiştir Gazali'ye hürmetinden ötürü bunlar mevzu dememiştir. Bu konuda aşırı giden Mağrib alimleri Gazali'nin tepetaklak düştüğü şeklinde aşırı yorumlarda bulunmuşlardır. Kadı İyad'ın eleştirileri de bu konuda meşhurdur(Onun gördüğü söylenen rüyanınsa hiç bir aslı yoktur) Ama İhya bütün bu duruma rağmen alanında eşsiz bir kitaptır.

Abdülkadir Geylani'nin değeri çok büyük olmasına rağmen ona atfedilen Gunye isimli kitapta da mevzu hadis çoktur.

Ehl-i sünnet itikadı dediğiniz tevillerinizse bir şey diyemiyorum. Bu konuda daha önce aktarımda bulunduk !
 

Minhac_

Profesör
Katılım
5 Şub 2007
Mesajlar
1,189
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Tevil meselesinde, selefi salihinin bu hususta tuttukları iki yol vardır. Biri, kısaca tevil edip çok anlamlara gelebilecek kelimelerin geçtiği müteşabih ayetler için “Bunlara keyfiyetsiz (nasıllık olmaksızın), benzetmeksizin inanırız” gibi sözler kullanıp tam olarak ne manaya geldiğine girmemektir. Diğer yol ise ayrıntılı tevil etmektir ki bu hem İbni Abbas gibi bazı sahabeler hakkında hemde Mücahid, İmam Ahmed bin Hanbel, Buhari ve Süfyan es-Sevrî gibi sonraki gelenlerden bazıları hakkında sabittir.

İbni Abbâsa gelince, İbni Hacer el-Askalânî sahih-i Buhari üzerine yaptığı şerhinde (Fethu’l-Bârî alâ sahihi’l-Buhârî, c.13, s. 428) şöyle demiştir: “(السَّاق) Es-sâk kelimesine gelince
İbni Abbâstan, Allâh’ın şu kavli hakkında: (يَوْمَ يُكْشَفُ عَنْ سَاقٍ)
(El-Kalem suresi, 42) şöyle bir söz gelmiştir: “Çetin durumlar ortaya çıkacaktır ve araplar der ki “Çetinleştiği zaman harp baldırın üzerinde başlamıştır”

İşte bundan anlaşılır kı baldır kelimesinin arapçadaki karşılığı olan (السَّاق) (sâk) kelimesi uzuv anlamında değil işlerin zorlaşması anlamında mecazen kullanıldığı da olur. Arapçada (السَّاق) (sâk) kelimesi çok manada kullanılır, mesela ağacın gövdesine de kullanılır.

İbni Abbâs’ın öğrencisi Mücahide gelince, hadis hafızı Beyhakî, “El-esmâu ves-sıfât” isimli eserinin 309. sayfasında Hadis hafızı Ebu Abdullâh ile Ebu Bekir el-Kâdî’nin şöyle dediklerini bildiriyor: Bize Ebu’l-Abbâs Muhammed b. Yakub haber vermiştir ki (ona da) Hasen ibnu Ali ibnu Affân (ona da) Ebu Usâme (ona da) Nadr, (ona da) Mücahidin Allâh Azze ve Cellenin şu kavli için: (فَأَيْنَمَاتُوَلُوا فَثَمَّ وَجْهُ اللهِ) (Manası: Nereye yönelirseniz yönelin Allâh’ın vechi orasıdır) şöyle dediğini haber vermiştir (yani Mücahid bunu demiştir): “Allâh’ın kiblesi (namaz kılacak kimsenin yöneleceği yön), o halde nerede olursan ol doğuda olsun veya batıda olsun ancak oraya (namaz kiblesine) yönelmiş olursun.”

İşte bu ayette manen “Allâh’ın vechi” diye geçen kısım, “Allâh’ın kiblesi” diye açıklanmıştır.

İmam Ahmed bin Hanbele gelince Beyhaki, İmam Ahmedin menkıbeleri hakkında Hanbelden duymuş olan Ebu Amr ibnu Semmâktan naklen Hakimden şunu rivayet etmiştir: İmam Ahmed bin Hanbel Allâh’ın şu kavlini: (وَجَآءَ رَبُّكَ) (El-Fecr suresi, 22) şöyle tevil etmiştir: “Allâh’ın sevabı (mükafatı) gelecektir” Bunun ardından Beyhaki şöyle demiştir: “Bu, üzerine toz konmamış bir isnad’dır” Bunu, İbni Kesir “El-bidaye ven-nihaye” isimli tarih kitabının 10. cildinin 327. sayfasında nakletmiştir.

Beyhaki şöyle demiştir: “Bunda İmam Ahmedin, Kitapta geçen geliş hakkında ve sünnette geçen nüzul (iniş) hakkında cisim olan zatların gelişleri ve inişleri gibi bir mekandan başka bir mekana geçiş anlamında olmadığına inandığına dair bir delil vardır. Bu ayet Allâh’ın kudretinin eserlerinin zuhur edeceğinde ibarettir. Onlar (İmam Ahmedin zamanında, kendisiyle anlaşamayan bir takım insanlar): “Kur’an Allâh’ın kelamı ve zatının sıfatlarından bir sıfatı olmuş olsaydı gelmesi mümkün olmazdı” diye iddia ettiklerinde İmam Ahmed cevaben şöyle demiştir: “Allâh’ın o günde belirmesini murad ettiği kıraatın (ayetlerin kıraatının) sevabı gelecektir. Dolayısıyla bunları belirteceğini, gelmesiyle tabir etmiştir” (İmam Subkinin Seyfus-sakil kitabı için Muhammed Zahid el-kevserinin yaptığı talikatı, s. 120-121)


Buna değinmişken tevile karşı olanları da belirtelim. Vehhabiler tevile karşı çıkarlar hatta tevil inkarcılık derler. Bundan dolayı da tevile eden eşariler ile maturidileri inkarcılar olarak nitelendirirler. Bunu demekle de yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı gibi farkına varmadan sahabelerin büyüklerinden kimine ve selefi salihinin büyüklerinden de kimine laf atmış oluyorlar.


alintidir.
 

KuTeYBe

Doçent
Katılım
21 Nis 2007
Mesajlar
637
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Arz mesciddir..
Bu son söylediğini belki ilk dönem katı vehhabileri yapıyorlardı.Bildiğim bu günün selefileri ve biz asla kimseyi tekfir etmiyoruz. İnkarcı demek çok büyük bir söz. Biz tekyif etmeyiz, tatil etmeyiz, iptal etmeden tevil etmeden inanırız. Bunların nasıl olduğundan ve açıklamasından mesul değiliz zaten.

İbn Abbas'a çok yalan isnad olunmuştur. Bu çok bilinen bir şeydir. Bize ağza alınmayacak sözler eden bizi haşviyye ile mücessime ve müşebbehe ile karıştıran zahidü'l-kevseri içinse sadece tansiyon yükselmesin diye yorumsuz diyorum.Delilleriniz sağlam olsun.

Biz size kesin olarak İmam Malik'in istiva hakkında dediği diyoruz, Ebu Hanife'nin istiva hakkında dediği diyoruz siz bize neler getiriyorsunuz.

Bu da diğer tarafa yazdığım gibi akaid hususundaki son yazılarımdan olsun.Dediğim gibi ne akaidimizi size dikte ettirebiliriz ne sizi değiştirebiliriz ne de başka bir şey. Her şey Allah'ın elindedir.
 

Minhac_

Profesör
Katılım
5 Şub 2007
Mesajlar
1,189
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Bu son söylediğini belki ilk dönem katı vehhabileri yapıyorlardı.Bildiğim bu günün selefileri ve biz asla kimseyi tekfir etmiyoruz. İnkarcı demek çok büyük bir söz. Biz tekyif etmeyiz, tatil etmeyiz, iptal etmeden tevil etmeden inanırız. Bunların nasıl olduğundan ve açıklamasından mesul değiliz zaten.

İbn Abbas'a çok yalan isnad olunmuştur. Bu çok bilinen bir şeydir. Bize ağza alınmayacak sözler eden bizi haşviyye ile mücessime ve müşebbehe ile karıştıran zahidü'l-kevseri içinse sadece tansiyon yükselmesin diye yorumsuz diyorum.Delilleriniz sağlam olsun.

Biz size kesin olarak İmam Malik'in istiva hakkında dediği diyoruz, Ebu Hanife'nin istiva hakkında dediği diyoruz siz bize neler getiriyorsunuz.

Bu da diğer tarafa yazdığım gibi akaid hususundaki son yazılarımdan olsun.Dediğim gibi ne akaidimizi size dikte ettirebiliriz ne sizi değiştirebiliriz ne de başka bir şey. Her şey Allah'ın elindedir.

Ehl-i sünnet itikadı dediğiniz tevillerinizse bir şey diyemiyorum. Bu konuda daha önce aktarımda bulunduk ! demisiniz biz de ehli sünnetin tevil hakkindaki görüslerini beyan ettik. Sizin kim oldugunuzu bilmiyoruz. Sizi vahhabilik ile de itham etmedik. Tevil meselesi hakkinda hazirlanmis bir yaziyi aktardim, baskalari istifade etsin diye.

Neden bunlar size uyan sifatlar degilse üzerinize aliniyorsunuz ki söylenenleri.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
alıntı-KuTeYBe
Mesela İhya'dan hadis aktaramazsınız ! Ama İhya bütün bu duruma rağmen alanında eşsiz bir kitaptır. Abdülkadir Geylani'nin değeri çok büyük olmasına rağmen ona atfedilen Gunye isimli kitapta da mevzu hadis çoktur.

Şu hâle bakınız ! Ya Rabbi sen bize sabır ver. Bu adamlar ne yüce bir şuur, bilgi, ilim ve anlayışa sahipler ki İmam-ı Gazalileri, Abdulkadir Geylânileri ve daha nice büyük şahsiyetleri geride bırakmışlar ve ilimde ebrar olmuşlar !!!! Fakat ne yazık ki belki bu forumdakilerden başka kimse onları tanımıyor !!!!
Yaw arkadaş, Senin bu yaptığın neye benziyor biliyor musun ? Bir insanı güzelce dayaktan bir benzetip ve başını gözünü yarıp ondan sonra da ; "Ben bu arkadaşı çok seviyorum" demen ne ise, yukarıdaki kitaplar için söylediğin "Alanında eşsiz bir kitaptır, Çok büyük bir eserdir." kelimeleri de buna benziyor.
Bırak olmaz olsun senin böyle meth-u senan!..
Övmen de senin olsun, sen de senin ol !
Ukala sen de !
 

KuTeYBe

Doçent
Katılım
21 Nis 2007
Mesajlar
637
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Arz mesciddir..
Cenk11 İhya'dan hadis aktaramazsınız. Eğer aktarıyorsanız bunu hadis mecmualarından sağlamasını yapmalısınız. Bunu herkes bilir.

İhya alanında -tecrübi zahidlik- eşsiz bir kitaptır.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Siz ne "ihya" hakkında ve ne de "gunye" konuşabilecek ve hüküm verebilecek ehliyete ve liyakata sahip değilsiniz. Eğer, sahip olduğunuza inanıyorsanız ; buyrun yazın reddiyelerinizi, o zaman görün boyunuzun ölçüsünü !
 

KuTeYBe

Doçent
Katılım
21 Nis 2007
Mesajlar
637
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Arz mesciddir..
ne reddiyesi yahuu ! Ben ne diyorum siz ne anlıyorsunuz. Ya sizde anlama sorunu olmadığına emin misiniz diyeceğim yine de kalp kırmak istemiyorum. Ya sabır! Ben red mi ediyorum. İhyadan hadis aktarılmaz. Açın okuyun !
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
alıntı- İhyadan hadis aktarılmaz. Açın okuyun !

Neyi okuyacaz ? Kim demiş hadis aktarılmaz ? Neden muğlak ifadeler kullanıyorsunuz ? Sizde açık olmak diye bir özellik yok mu ?
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst