Peygamber efendimizin saçı, sakalı ve bıyığı nasıldı? Amerikanvari tıraş olmak, .....

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
"..al sana bİr ayet daha!!!"

diyerek kuran ayetleri hakkında konuşmak hoş değil.mealcileri eleştiriyorsunuz ancak onlardan daha beter bir anlayışsızlık içindesiniz.

Bu ayetlerin hiçbirinin manası sizin anlattığınız mana değildir.



1-) "...al sana bİr ayet daha!!!" tabİrİ hoŞ deĞİl haklisin..
Fakat allah-u teala'nin salat-u selam getİrdİĞİ, alemlere rahmet olarak gÖnderdİĞİ efendİmİze en ufak bİr İmayi kabul edemİyorum. O nedenle Çok hİddetlenerek ve ÜzÜlerek yazdim. Fakat haklisin. O ekledİĞİm kelİmeler uygun kaÇmadi.allah'im affetsİn..

2-) fakat sana da Şu sorum var.bu ayetlerİn hİÇbİrİsİnİn manasi sİzİn anlattiĞiniz gİbİ deĞİl gİbİ bİr İthamda bulundun!! Hepsİnİ aÇiklamani İstİyorum.


bİz efendİmİzİ Çok severİz!!! KurtuluŞu da kuran-i kerİm ve sÜnnet-İ senİyesİnde buluruz!!!

allah-u teâlâ kullarına ona uymayı ve yolundan ayrılmamayı emir buyurdu:
“o peygamber’e uyun ki, doğru yolu bulasınız.” (a’raf: 158)
bu Âyet-i kerime, hazret-i allah ve resulü’ne uyanların doğru yolda olduğunu beyan ederken, ona uymayıp hafife alanların da doğru yolda olmadığını ilan ediyor.
Allah-u teâlâ Âyet-i kerime’sinde peygamber’ine itaati emretmektedir. Allah’ın emri esastır, mahlukun hükmü yoktur.

“peygamber’e itaat edin ki rahmete erdirilesiniz.”
(nûr: 56)
allah-u teâlâ ona her defasında itaat edilmesini bizzat emir buyuruyor. Ancak ve ancak bu suretle rahmete eriştireceğine vaad-i sübhanisi var. Buna aykırı hareket edenler bu rahmet-i ilahîden mahrumdurlar. Bu Âyet-i kerime’dir. Bu Âyet-i kerime’yi inkâr eden kâfir olur.
“eğer siz gerçekten müminlerseniz, allah’a ve peygamberine itaat ediniz.” (enfâl: 1)
bu Âyet-i kerimeler mucibince, hazret-i peygamber’e itaat etmeyen ona itaatı hafife alan, dalga geçer gibi sözler sarfeden rahmet-i ilâhi’den mahrum kalmıştır.

Allah-u teâlâ ona itaatı kendisine yapılacak itaatla birlikte emretti. Ona yapılan itaatı kendisine yapılan itaat, ona muvafakatı kendisine muvafakat gibi saydı. İsmini ismiyle birlikte zikretti.
“peygamber’e itaat eden, muhakkak ki allah’a itaat etmiş olur.” (nisâ: 80)
buradan da anlaşılıyor ki, ona itaat etmeyip sünnet-i seniyye’sine riayet etmeyen, hadis-i şerif’lerini hafife alan kimseler gerçek imandan mahrumdurlar. Çünkü ona itaat allah-u teâlâ’ya itaattir.


allah-u teâlâ ona yapılacak itaati kendine yapılacak itaati kendisine itaatin ön şartı olarak kabul ettiği gibi ona duyulacak sevgiyi kendisine duyulan sevginin ön şartı olarak ilan ediyor. Ona sevgi beslemeyenlerin allah'a sevgilerinin olamayacağını beyan ediyor.
Binaenaleyh muhammed aleyhisselâm'ı kabul etmeyen bir kimse kâfirdir. "allah'a inanıyorum." ya da "allah'ı seviyorum." şeklindeki beyanları hükümsüzdür.


"resulüm! Onlara söyle: ‘eğer allah'ı seviyorsanız bana tâbi olunuz ki, allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve merhamet edicidir.'" buyuruluyor. (Âl-i imran: 31)
karanlıklardan aydınlığa çıkmak iman ile mümkündür. İman ise allah-u teâlâ'nın "peygamber"ine tâbi olmakla mümkündür. Zira allah-u teâlâ başka bir yol tayin etmemiştir. Peygamber'ine -sallallahu aleyhi ve sellem- iman etmeyen allah-u teâlâ'ya iman etmemiş demektir. Kâfirdir. Karanlıktadır, necistir.

"İman edip sâlih ameller işleyenleri, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için, size allah'ın apaçık âyetlerini okuyan bir peygamber göndermiştir." (talâk: 11)
ona tâbi olup yolunda bulunanlar, allah-u teâlâ'nın zâtî tecellîsine kavuşurlar. İzinde ilerlemekle, bütün mertebelerin üstünde bulunan kulluk makamına ulaşırlar.

"sen olmasaydın felekleri yaratmazdım." buyuruyor. (k. Hafâ)
demek ki o feleklerden değil, felekler onun nûrundan yaratılmış. O sebeb-i mevcudattır, hem de ebul-ervahtır. Aynı zamanda âlemlere rahmettir.
Allah-u teâlâ Âyet-i kerime'sinde:

"biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik." buyuruyor. (enbiyâ: 107)
onun varlığı bütün varlıklara bir rahmettir. Kim bu rahmeti kabul eder, bu nimete şükrederse, dünya saadetine, ahiret selametine erer.


resulullah aleyhisselâm'ı İnciten,
allah-u teâlâ'nın salat ve sena ettiği, nurundan yarattığı efendimizi inkar eden ebedi ziyandadır!!!

Âyet-i kerime'sinde şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz allah ve melekleri peygamber muhammed'e çok salât ve senâ ederler." (ahzap: 56)
peygamberine allah-u teâlâ'nın salâtı; onu en yüce makamda yâdetmesi, onu rahmeti ile rızâsı ile tebcil ve tebrik etmesidir.
allah-u teâlâ onu ne kadar çok seviyor ki; ona çok çok salât-ü selâm getiriyor, habib-i ekrem'ine olan sevgisini beşeriyete duyurmuş oluyor. Bunun içindir ki onu hiçbir beşerin anlaması mümkün değildir.
meleklerin salâtı ise; onun için allah'a duâ etmeleri, istiğfarda bulunmalarıdır. İnsanlarınki de öyledir.
Allah-u teâlâ habib-i ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-ini çok sevdiği gibi meleklere de sevdiriyor. Bütün melekler ona hürmet ve tâzim gösteriyorlar.

Allah-u teâlâ iman edenlere hitap ederek, kendileri için en büyük rahmet olan peygamber'lerine salât-ü selâm getirmelerini, ona gönülden teslim olmalarını, saygı ve sevgi göstermelerini emir buyuruyor.
"ey inananlar! Siz de ona salât-ü selâm getirin ve tam bir teslimiyetle gönülden teslim olun." (ahzab: 56)




allah-u teâlâ onu ne kadar çok sevdiğini tüm beşeriyetine duyurur ve ona çok çok salât-ü selâm getirirken...
mahlukun lafina bakilmaz nokta!!!
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Allah razı olsun Kardeşim.

Bu ayetlerdeki "Resule uyun" emri Peygemberimize gelen vahiy sebebi iledir.Yani Peygambere uymak Kuran'a uymaktır.Kastedilen hadisler değil Kurandır vahiydir.Bu ayetlerin manası budur.

Allah'a ve Peygamber'e uymak Kuran'a uymakla olur.

"Sen olmasaydın felekleri yaratmazdım" hadisi uydurmadır.Bunun uydurma olduğunda kimsenin şüphesi yoktur.

Ahzab 56 daki "salat" salavat demek değildir.Salat ın pek çok manası vardır.Bunlardan biride destek olmaktır.Ayeti bu manada okuduğumuzda daha iyi anlaşılıyor.

"Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamberi destekliyorlar.Ey müminler siz de Ona destek olun."
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Allah razı olsun Kardeşim.

Bu ayetlerdeki "Resule uyun" emri Peygemberimize gelen vahiy sebebi iledir.Yani Peygambere uymak Kuran'a uymaktır.Kastedilen hadisler değil Kurandır vahiydir.Bu ayetlerin manası budur.

Allah'a ve Peygamber'e uymak Kuran'a uymakla olur.
."

Subhanallah, Allah'ın kitabı apaçıktır. Ayetler apaçık önümüzdedir. Kastedilen şudur, budur demek, siz aptalsınız, anlamazsınız, durun size ben izah edeyim demektir.
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Subhanallah, Allah'ın kitabı apaçıktır. Ayetler apaçık önümüzdedir. Kastedilen şudur, budur demek, siz aptalsınız, anlamazsınız, durun size ben izah edeyim demektir.

O zaman "Resule uyun" emrinin Peygamber'e vahyedilen Kuran sebebiyle olduğunu anlıyorsun demektir.Öyleyse neden bu yazıyı yazıyorsun?

O cevap soruyu soran arkadaşa idi sana değil.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
O zaman "Resule uyun" emrinin Peygamber'e vahyedilen Kuran sebebiyle olduğunu anlıyorsun demektir.Öyleyse neden bu yazıyı yazıyorsun?

O cevap soruyu soran arkadaşa idi sana değil.

Resule uyun. Olay bu kadar.

eğer resule uyun değil de Kuran'a uyun deseydi Rabbim, o vakit sen haklıydın.
 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
Getirdiği hükümler açısından Sünnet-i seniye üç kısımdır:

1. Kur’an-ı kerim’deki bir hükmü destekler:

Âyet-i kerime’lerin ortaya koyduğu, Resulullah Aleyhisselâm’ın da desteklediği ve her ikisinden delili olan emir ve yasaklardır. Haksız yere adam öldürmek, yalancı şahitliği yapmak, hırsızlık ve diğer yasaklanan hususlar Kur’an-ı kerim ve Sünnet-i seniye ile haram kılınmıştır.
Bu durumda o hükmün iki kaynağı ve delili olmuş olur:
a- Âyet-i kerime’ler.
b- Hadis-i şerif’ler.

2. Kur’an-ı kerim’deki kapalı bir hükmü açıklar:


Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir taraftan kendisine vahyolunan Âyet-i kerime’leri artırma ve eksiltme yapmadan bütünüyle tebliğ ederken, diğer taraftan da onlardan ne gibi mânâlar kastedilmiş olduğunu sözleriyle, işleriyle tefsir ve izah eder, kapalı hükümleri açıklardı.
Çünkü Allah-u Teâlâ ona Kur’an-ı kerim naslarını açıklama yetkisi vermiştir.
Âyet-i kerime’sinde şöyle buyurur:
“Resulüm! Biz sana da Kur’an’ı indirdik ki, kendilerine indirileni insanlara açıklayasın.” (Nahl: 44)
Allah-u Teâlâ Kur’an-ı kerim’inde namazın farz olduğunu bildirdi. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz ise Allah-u Teâlâ’dan aldığı vahiy ve ilham ile namazın vakitlerini, rekâtlarını, âdâb ve erkânını ve nasıl kılınacağını hem anlattı, hem de müslümanların gözü önünde kıldı. Sonra da:
“Beni namaz kılarken nasıl görmüşseniz, siz de öylece kılınız!” buyurdu. (Buhârî)

Oruç Âyet-i kerime’si nâzil olunca, müslümanlar Ramazan orucunun farz olduğunu anladılar ve oruçlarını tuttular. Fakat oruçlu olduğunu unutarak yenilen veya içilen bir şeyin orucu bozup bozmayacağı hakkında Âyet-i kerime’lerde açık bir hüküm yoktu.
Kur’an-ı kerim’de zekâtın farz olduğu bildirilmekteydi. Ancak ne kadar malı olana zekâtın farz olduğu, hangi mallardan zekât verileceği, nisab miktarları belli değildi. Hacc da böyledir.
Âyet-i kerime’lerde temiz olan şeylerin helâl, pis olan şeylerin de haram olduğu haber verilmiş, fakat bunların neler olduğu bildirilmemiştir.
Bütün bunları birer birer izah eden Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimizin Hadis-i şerif’leri ve Sünnet-i seniye’sidir.
İnsanları dünya saâdetine ve âhiret selâmetine ulaştıracak ne varsa hepsini açıklamış, geriye bir şey bırakmamıştır.


3- Kur’an-ı kerim’de yer almayan bir hükmü ortaya koyar:


Bir konu ile ilgili olarak Kur’an-ı kerim’de herhangi bir delil olmadığı zaman, o hüküm Sünnet-i seniye ile sâbit olur.
Bir kadını teyzesi veya halasıyla birlikte aynı anda nikâh altına tutmanın haramlığı, yırtıcı hayvan ve pençeli kuşların etlerinin haramlığı, erkeklerin ipek giymesi ve altın yüzük takmasının haramlığı... hep bu çeşit Sünnet-i seniye’nin misalidir.

“Doğumdan haram olan her şey sütten de haram olur.” Hadis-i şerif’i de böyledir. (Müslim: 1444)
Görülüyor ki Kur’an-ı kerim ve Sünnet-i seniye hükümleri arasında çelişki olması imkânsızdır.
Bir Hadis-i şerif’te şöyle buyurulmaktadır:
“Sakın sizden birinizi emrettiğim veya nehyettiğim hususlardan biri kendisine ulaşınca, koltuğuna yaslanıp: ‘Bilmiyorum! Biz Allah’ın kitabında ne buluyorsak ona uyarız.’ derken bulmayayım.” (Tirmizi)
Bütün bu izahlardan anlaşılıyor ki, Kur’an-ı kerim ve Sünnet-i seniye’yi birbirinden ayırmak mümkün değildir.



ALEMLERE RAHMET EFENDİMİZ!!!

“O Hakk’ın nûrudur
İlim-irfan kaynağıdır
Hakk’tır onun özü
Hakk’tan gelir onun sözü.”
 

gunduzalp

Kısıtlı Erişim
Kısıtlı Erişim
Katılım
26 Eki 2006
Mesajlar
2,954
Tepkime puanı
33
Puanları
0
O zaman "Resule uyun" emrinin Peygamber'e vahyedilen Kuran sebebiyle olduğunu anlıyorsun demektir.Öyleyse neden bu yazıyı yazıyorsun?

O cevap soruyu soran arkadaşa idi sana değil.

قُلْ أَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ فَإِن تَوَلَّوا فَإِنَّمَا عَلَيْهِ مَا حُمِّلَ وَعَلَيْكُم مَّا حُمِّلْتُمْ وَإِن تُطِيعُوهُ تَهْتَدُوا وَمَا عَلَى الرَّسُولِ إِلَّا الْبَلَاغُ الْمُبِينُ
Nur suresi 54. ayette iki kere itaat gecmektedir.

Allah'a itaat, "O'nun Kur'ân-ı Kerîm'de ve elçisinin tebliğ mahiyetindeki söz ve davranışlarında ortaya çıkan emir ve iradesine uymak" demektir. Resûlul-lah'a itaat, öncelikle tebliğ ettiği Kur'an'a ve vahye dayalı sünnete uymaktır. Ancak "ve" bağlacı ile yetinilmeyip "İtaat ediniz" emrinin "Resûlullah" için de tekrar edilmesi ona itaatin, "Kur'an'dan ibaret olan vahyin tebliğine uyma"yı aştığını, kaide olarak bütün davranışlarının örnek edinilmesini, bütün buyruklarının yerine getirilmesini İçine aldığını göstermektedir. Sahabe, Resûlullah'in "dinî veya bağlayıcı olmadığını bildirdiği, ya da karineler yoluyla böyle olduğunu anladıkları emirleri" dışındaki bütün emir ve isteklerini, "Ona itaat dinî bir görevdir" şuuru içinde yerine getirmişlerdir; bunu yaparken de itaat hakkındaki âyet ve hadislerle Allah elçisinin gönderiliş amacına, kendisine verilen vazifelere ve O'nun örnekliğini bildiren naslara dayanmışlardır.
 

maksut ibrahim

Kıdemli Üye
Katılım
6 Kas 2009
Mesajlar
5,889
Tepkime puanı
139
Puanları
0
Subhanallah, Allah'ın kitabı apaçıktır. Ayetler apaçık önümüzdedir. Kastedilen şudur, budur demek, siz aptalsınız, anlamazsınız, durun size ben izah edeyim demektir.

Önceden Allah'ın kitabı apaçık degildir

Peygamberimiz acikladi diyordun

simdi de tam tersini söylüyorsun
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
yine kafa kafaya gelmişsiniz inatcı keçiler gibi ulen biriniz ALLAH c.c.a uyun diyor diğeriniz peygambere uyun diyor pek iyide peygamber efendimiz sav kurana ALLAH c.c. uymuyormu?
yani ikinizde aynı şeyi söylüyorsunuz fakat yinede çekişiyorsunuz
 

mavera_agd

Doçent
Katılım
14 Ağu 2009
Mesajlar
734
Tepkime puanı
55
Puanları
0
Konum
MEKKE OLSAYDI..
yine kafa kafaya gelmişsiniz inatcı keçiler gibi ulen biriniz ALLAH c.c.a uyun diyor diğeriniz peygambere uyun diyor pek iyide peygamber efendimiz sav kurana ALLAH c.c. uymuyormu?
yani ikinizde aynı şeyi söylüyorsunuz fakat yinede çekişiyorsunuz

Mesele peygamberi devre dışı bırakmak onun hükmetmesini, ictihad etmesini yok saymak!

Kusura bakmayın bu sefihler yüzünden hakkı söylmktn çekinmeyiz inşALLAH..

Peygamber benim liderimdir ALLAHIN izni dahilinde hükmeder ve ictihad eder bitti!

Bu yazıyı her yaştan insan okuyr seviyeden bahsetmek aymazlık olur ilmi seviyeniz olsa batıl değil hakk konuşurdunuz kuran konuşurdunz haydi mealcilere takılın yolunuza devam edin herkes kendi hesabını verecek.(alıntı yaptığım kişi bu sözlerm mealcilere yanlış anlamyn)

Yok eğer devam ederm dersen mealci bizde hakkı söylemektn uslanmyz bunu bil..
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
Mesele peygamberi devre dışı bırakmak onun hükmetmesini, ictihad etmesini yok saymak!

Kusura bakmayın bu sefihler yüzünden hakkı söylmktn çekinmeyiz inşALLAH..

Peygamber benim liderimdir ALLAHIN izni dahilinde hükmeder ve ictihad eder bitti!

Bu yazıyı her yaştan insan okuyr seviyeden bahsetmek aymazlık olur ilmi seviyeniz olsa batıl değil hakk konuşurdunuz kuran konuşurdunz haydi mealcilere takılın yolunuza devam edin herkes kendi hesabını verecek.(alıntı yaptığım kişi bu sözlerm mealcilere yanlış anlamyn)

Yok eğer devam ederm dersen mealci bizde hakkı söylemektn uslanmyz bunu bil..

bak kardeş herkes mealci sizde mealcisiniz arap değilseniz veya arapcayı yutmadıysanız
fakat siz kızdığınız konuyu anlatamıyorsunuz
şöyle derseniz bizde anlarız sizde anlaşılır olursunuz insanlar sünneti yok sayıyorlarsa peygamberide yok saysınlar yok sünneti değilde sünet diye yuturulan yalan vede iftirayı ret ediyorlarsa onlar ALLAH c.c. vede onun resülünü seven müminlerdir
 

mavera_agd

Doçent
Katılım
14 Ağu 2009
Mesajlar
734
Tepkime puanı
55
Puanları
0
Konum
MEKKE OLSAYDI..
bak kardeş herkes mealci sizde mealcisiniz arap değilseniz veya arapcayı yutmadıysanız
fakat siz kızdığınız konuyu anlatamıyorsunuz
şöyle derseniz bizde anlarız sizde anlaşılır olursunuz insanlar sünneti yok sayıyorlarsa peygamberide yok saysınlar yok sünneti değilde sünet diye yuturulan yalan vede iftirayı ret ediyorlarsa onlar ALLAH c.c. vede onun resülünü seven müminlerdir

Ben yorumda açıkça belirttim mevzu hadisler olabilir.. Fakat her hadise mevzu gibi yaklaşılırsa kusra bakmynda ben o "Müslümana" hüsnü zanla yaklaşamam..

KUR'AN Sünnetsiz
Sünnet KURANSZ anlaşılmz

Mealciler ehlil Kuranın türkiye ayağıdır.. Mealcilerden kasıt meal okumak değil akım olmasıdır ayrca bir ilim olmadan bir hadise mevdu yahut sahih denemez anlıyrmsnz?
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
Allah razı olsun Kardeşim.

Bu ayetlerdeki "Resule uyun" emri Peygemberimize gelen vahiy sebebi iledir.Yani Peygambere uymak Kuran'a uymaktır.Kastedilen hadisler değil Kurandır vahiydir.Bu ayetlerin manası budur.

Allah'a ve Peygamber'e uymak Kuran'a uymakla olur.

"Sen olmasaydın felekleri yaratmazdım" hadisi uydurmadır.Bunun uydurma olduğunda kimsenin şüphesi yoktur.

Ahzab 56 daki "salat" salavat demek değildir.Salat ın pek çok manası vardır.Bunlardan biride destek olmaktır.Ayeti bu manada okuduğumuzda daha iyi anlaşılıyor.

"Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamberi destekliyorlar.Ey müminler siz de Ona destek olun."

Ayette destek olun manası yoktur."Teslim olun" manası vardır.Allah'a destek olun denilse ne anlamı çıkarırdınız o zaman?Destek olmak başka, teslim olmak baka şeydir.Allah resulüne destek olmak demek ona yardım etmek demektir.Oysa gönülden teslimiyet ise hem yardım hem de destek sağlanmış olur.Ayette ki "yusalline" kelimesinin anlamı; peygamberin adını anarak salat-ü selam ile tanzim etmek demektir.Salat kelimesinin anlamı çoktur ama ayetin mahiyetinde ki anlam destek olmaktan murad değildir.Zira peygamber efendimiz asırlar evvel terk-i dünya eylediğinden onun ne türlü desteğe ihtiyacı olabilir ki?Onu manen yaşatmak için sünnetine sımsıkı sarılıp yaşamak ve yaşatmakla neticeye varılır.

Asıl bu ayetin manası şudur:

AHZAB SURESİ-56. Muhakkak ki, Allah Teâlâ ve melekleri Peygamber üzerine selâtta bulunurlar. Ey imân edenler!. Onun üzerine selâtta, teslimiyetle selâmda bulunun.

Allah Teâlâ Yüce Peygamberine rahmet eder, onu meleklere karşı övgüde bulunur. Melekler de o Yüce Resul hakkında duada, istiğfarda bulunarak ona olan muhabbet ve hürmetlerini göstermiş olurlar. Artık (ey imân etmiş kimseler!.) 0 Allah Resulünün peygamberliğini kabul, kendisine mensup olmakla iftihar eden müslümanlar!. Siz de (onun üzerine selâtta, teslimiyetle selâmda bulunun) mesela: Onun mübarek ismi anılınca: "Ey Allah'ım! Muhammed Aleyhisselâm'a Selatüselâm buyur" diye temenniye devam edin. 0 kadri Yüce Peygamber'e olan muhabbet ve bağlılığınızı bu şekilde de göstermiş olan, bu sebeple de mükâfata nail olursunuz. Nitekim bir hadisi şerifte buyurulmuştur: Her kim bana bir selâtta bulunursa Allah Teâlâ ona on selâtta bulunur, ondan on hatasını düşürür, onun için on derece yükseltir.


NOT:Bazı mezhebsizler ve dinde reformcular,
Namaz kılmayan bazı kimseler, (Namaz, salat, yani, duadır. Tanrı’yı içten anıp selamlamaktır. Bunun da bir şekli, belli bir saati, zaman dilimi, yeri, kuralı yoktur. İnsan, istediği vakit, istediği dilde, istediği şekilde, istediği yerde dua edebilir"şeklinde beyanatta bulunurlar.Yani Kur'an'da ki "salat" kelimesi namaz anlamı taşımıyormuş gibi bir hüküm çıkarırlar.Yoksa siz onlardan mısınız?

Kur'an'da geçen "salat" kelimesi, ayetin o anda ki mevcut mahiyetine göre anlamı vardır.Bu vermiş olduğumuz Ahzab Suresi'nde ki bu ayette
يُصَلُّونَ kelimesi; namaz anlamı taşımaz.orada başında y harfi farklıdır.Eğer o "y" harfinin yerine mim" "harfi olsaydı kesinlikle namaz kılanlar anlamı olacaktı.Sizin anlayacağınız
يُصَلُّونَ ile مُصَلِّينَ ayetinin anlamları farklıdır.Musalline, "namaz kılanlar" anlamı taşımaktadır.Müddesir Suresinin 43.üncü ayeti buna delildir.Ayeti verelim İnşaallah.

قَالُوا لَمْ نَكُ مِنَ الْمُصَلِّينَ
Kâlû lem neku minel musallîn

Anlamı:
“Biz namaz kılanlardan değil idik"

Evet, arapçada kelimelerin başında ki en ufak bir değişiklik anlamı farklı olmaktadır.

يُصَلُّونَ manası: "salat ederler" anlamındadır...Elbete ki peygamberimizin üzerine namaz kılanlar anlamı taşımamaktadır.Zira bu ayetin kelimesi kısacası,tanzim etmek, salavat etmek anlamı taşımaktadır.Arapça da destek دعم kelimesidir.
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
ben sizi anlıyorum sizi öyle eyitmişler öyle hadislerle konuları süslemişler kurancılarıda öyle kötülemişlerki kafir bile demekten çekinmemişler

ama siz benim gibi kuran yolcusu bir kardeşinizi anlıyamıyorsunuz
biz diyoruzki hiç bir sahih hadis kuranla çelişkili olmaz
peygamber efendimiz sav hiç bir an bile kurana aykırı kelam veya fiil işlememiştir olay budur
 
Üst