Osman Nûri Topbaş Hoca Efendiden spot cümleler

hotaru

Profesör
Katılım
9 Haz 2006
Mesajlar
3,606
Tepkime puanı
443
Puanları
0
Konum
ankara
"Dünyadan zühd ve istiğnâ, kalbî bir tavırdır. Mü’minin vazifesi dünyadan el etek çekmek değil, kalbini ona esir etmemektir."

"Dünya ile meşgul olmak değil, onu Hakk’a kulluğa perde etmek mahzurludur. Yanlış olan, vâsıtayı gâye hâline getirmektir."

"İhtiyaçtan fazla harcamak israf, her şeyi kendi nefsine hasretmek de cimriliktir."
 

ŞehbaL

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
7,330
Tepkime puanı
643
Puanları
0
Konum
Ankara
"Dilinize fermuar çekin kızım.. Gemiler büyük fırtınalarda ne yapar? Limana sığınır. Siz de kalbî fırtınalardan sükut limanına sığının…"
 

ŞehbaL

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
7,330
Tepkime puanı
643
Puanları
0
Konum
Ankara
Bize emânet olarak verilen bu beden, can ve mal, elimizde ebedî kalacak değildir. Muhakkak bir gün âniden hepsi ile vedâlaşacağız ve her şey mülkün gerçek sahibi olan Allâh’a kalacak, yani O’na dönecektir. Dolayısıyla bir kere lûtfedilen hayat nîmetinde bu emânetleri Allah yolunda yerlerine teslim etmeliyiz ki ebedî mükâfâta nâil olabilelim.
 

ŞehbaL

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
7,330
Tepkime puanı
643
Puanları
0
Konum
Ankara
"Cenâb-ı Hak, bütün hayırlara tevessül edelim diye ilâhî af, rızâ ve muhabbetinin hangi hayırda olduğunu gizlemiştir. Rabbimizin rızâsı bâzen çok büyük bir amelde, bâzen orta, bâzense küçük gibi görünen bir amelde gizlidir. Bu sebeple hiçbir hayır küçük ve önemsiz değildir. Cenâb-ı Hak, gizli-açık, büyük-küçük, yapılan hiçbir hayrı zâyî etmez."
 

hotaru

Profesör
Katılım
9 Haz 2006
Mesajlar
3,606
Tepkime puanı
443
Puanları
0
Konum
ankara
"Faili Mutlak Cenabı Hak, herkes aciz."

"Peygamberler dışında kimsenin garantisi yok."

"Tesettürden gaye, kadının iffetini korumasıdır."
 

hotaru

Profesör
Katılım
9 Haz 2006
Mesajlar
3,606
Tepkime puanı
443
Puanları
0
Konum
ankara
"Düşünmüyor, düşünmek istemiyor, çünkü düşünürse rahatı kaçacak."

"İmandan, vahiyden ayrılınca zihin ahmaklaşıyor."

"İslam hâl ile tebliğ edilir. Kaba, hantal bir yürekten çıkan sözle değil."
 

ŞehbaL

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
7,330
Tepkime puanı
643
Puanları
0
Konum
Ankara
"Hizmet ehli, bir ırmak gibidir ki, uzun yollar boyunca binbir canlıya; insana, hayvanâta, ağaca, güle, sümbüle, bülbüle âdeta hayat vererek akıp gider. Bu ırmağın varacağı menzil de Cenâb-ı Hakk’ın ebedî vuslat deryâsıdır."
 

ŞehbaL

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
7,330
Tepkime puanı
643
Puanları
0
Konum
Ankara
"Kur’ân-ı Kerîm, Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in en büyük mûcizesi... Efendimiz’in ahlâkını okumak isteyen, Kur’ân okumalıdır... Kur’ân’ın kâmil mânâda hayata nasıl tatbik edileceğini öğrenmek isteyen; Fahr-i Kâinât Efendimiz’in hayatına, sünnet-i seniyyesine, sîret-i şerîfesine nazar etmelidir."
 

hotaru

Profesör
Katılım
9 Haz 2006
Mesajlar
3,606
Tepkime puanı
443
Puanları
0
Konum
ankara
"Dünya bir imtihan dershanesi. Kundakla kefen arasındaki med cezirlerden ibaret."

"En büyük nimet hidayet nimeti. Kul devamlı acizliğini düşünecek, Cenab-ı Hakk'a hamd halinde olacak."

"Kul İlahi kameranın altında olduğunun idrâki içinde olacak."
 

Kimya_ı Saadet

Ordinaryus
Katılım
1 Nis 2013
Mesajlar
2,052
Tepkime puanı
219
Puanları
0
Hatırlatma: ''tesettür, cinsiyeti evde bırakıp, şahsiyetle dışarı çıkmaktır.''
 

ŞehbaL

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
7,330
Tepkime puanı
643
Puanları
0
Konum
Ankara
"Tasavvuf, takvâya erebilme sanatıdır. Peki, takvâ nedir? En öz tarifiyle takvâ; nefsânî arzuları dizginleyip rûhânî istidatları inkişâf ettirmektir. Tasavvuf, îmânı ihsân ufkunda aşkla yaşamaktır. Dâimâ ilâhî kameraların müşâhede ve murâkabesi altında olduğunun kalpte idrak ve şuur hâline gelmesidir."
 

ŞehbaL

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
7,330
Tepkime puanı
643
Puanları
0
Konum
Ankara
"İnsan kendi zannıyla hareket ettiğinde, bâzen doğru yaptığını düşünerek hatâlara sürüklenebilir. Bu yüzden hiçbir zaman Allah ve Rasûlü’nün önüne geçmemek, yani Kitap ve Sünnet’in apaçık hükümleri dururken “bana göre” dememek gerekir."
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
İslâm kardeşliği; bütün mü’minleri gönlün muhabbet iklîmine alabilmek, samîmî ve candan bir dost olabilmek, kardeşinin sevinciyle sevinip derdiyle dertlenmek, zor zamanında tesellî kaynağı olup gerektiğinde nefsinden fedâkârlıkta bulunabilmektir.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Bir ömür kelime-i tevhîd ikliminde yaşayanlar, son demde onunla Hakk’a yolculuk ederler. Çünkü onlar, vakitlice kelime-i tevhîddeki «lâ» ile bütün fânî, izâfî ve nefsânî takıntıları ve putları gönülden silip atmışlar ve «illâ» ile kalbe yalnız Cenâb-ı Hakk’ın muhabbetini doldurmuşlardır.
 

ŞehbaL

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
7,330
Tepkime puanı
643
Puanları
0
Konum
Ankara
"Hiçbir bıçak kendi sapını kendi yontamaz. Hiçbir hâkim de kendini muhâkeme edemez, başka bir hâkime muhtaçtır. Bu sebeple mü’min, hiçbir zaman kendi kendine hâlini güzel görmemeli, kendi zannınca gidişâtını makbul saymamalıdır. Dâimâ bir istikâmet aynasında vaziyetini gözden geçirip hatalarını düzeltmeye çalışmalıdır. Bu istikâmet aynası ise, Kur’ân’ın fiilî bir tefsiri olan Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve O’nun nurlu izinden zerre kadar ayrılmama hassasiyetiyle yaşayan, peygamber vârisi mürşid-i kâmillerdir"
 

ŞehbaL

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
7,330
Tepkime puanı
643
Puanları
0
Konum
Ankara
"Tasavvuf erbabının, ilmi bütünüyle istiskâl etmesi, küçük görmesi nasıl hatalı ise; zâhirî ilim sahiplerinin de bâtınî fıkıh demek olan tasavvufu, onun kıymet ve lüzumunu inkâr etmeleri de aynı derecede hatalıdır. Cehli izâle etmek için ilim lâzım olduğu gibi; bâtında bulunan kibir, ucub, haset, kin, hubb-i dünya gibi kirleri izâle etmek için de tasavvuf terbiyesi lâzımdır."
 

ŞehbaL

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
7,330
Tepkime puanı
643
Puanları
0
Konum
Ankara
"Dünyâ hayatı, kâh sevinç kâh hüzün, binbir med-cezirler içinde devam edip gider.
Gönül öyle bir misafirhânedir ki, orada yaşanan elem ve ıztıraplar da, sevinç ve mutluluklar da birer misafir hükmündedir.
Hiçbiri dâimî ve kalıcı değildir. Bu yüzden mü’minin hâdiseler karşısında aşırı sevinç veya aşırı hüzne kapılarak fânî hayatın huzur ve îtidâlini gereksiz yere bozmaması îcâb eder."
 

ŞehbaL

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
7,330
Tepkime puanı
643
Puanları
0
Konum
Ankara
"Kur’ân ve Sünnet’e sımsıkı sarılıp emrolun*duğu gibi dosdoğru olabilmek, yani istikâmet üzere yaşayabilmek, bu zamanın en büyük kerâmetidir."
 

ŞehbaL

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
7,330
Tepkime puanı
643
Puanları
0
Konum
Ankara
"Feyz ve rûhâniyet dolu her sohbet; aslında Rasûlullah Efendimiz'in sohbet meclislerinden günümüze ulaşan bir rahmet esintisi ve asr-ı saâdet neşvesidir. Tıpkı bir mumla, başka mumların yakılması gibi... Mumları yakan ve onlar vâsıtasıyla etrâfı aydınlatan alev, aynı alevdir. Mü'min, bu mumların en sonuncusuyla da aydınlansa, esâsen ilk kaynaktan istifâde etmiş olur."
 
Üst