"Hakkʼa kul olan, Oʼnun mahlûkâtına kul olmaktan kurtulur, gerçek hürriyete kavuşur. Aksi hâlde insan, zâlim ve zorba insanların kulu-kölesi, malın-mülkün esiri, nefsânî arzuların zebûnu olmaktan kurtulamaz. Bu esâretlerden yegâne kurtuluş fidyesi ise, nefsini Cenâb-ı Hakkʼa râm ederek Oʼnun emirlerine tam teslim olmaktır."
Osman Nûri Topbaş Hoca Efendiden spot cümleler
- Konbuyu başlatan hotaru
- Başlangıç tarihi
Günümüzdeki pek çok hastalık ve buhranların sebebini teşkil eden ve nice azgınlık ve taşkınlıklara yol açan oburluk, yeme-içmede israf ve her canının çektiğini yemek; takvâ ehli sâlih zâtların tanımadığı bir hayat tarzıdır. Vücudu aşırı beslemek, insanın gönül âlemine kasvet verir, kalbi hantallaştırır, nefsâniyeti azdırır, rûhâniyeti zaafa uğratır.
Ashâb-ı kirâm ve evliyâullah hazarâtı, Peygamber Efendimiz’in bütün emir ve tâlimatlarına âşıkâne bir teslîmiyetle itaat etmişlerdir. Bizim de onları örnek alarak, günümüzde en çok düşülen hatâlardan biri olan “sünnetleri ihmal” hastalığından şiddetle sakınmamız gerekir.
Rasûlullah Efendimiz’i anlamak, Hakk’a kullukta en mühim basamaktır. O’nu tanımadan, O’nu anlamadan, O’nun izinden gitmeden ve O’nun gönül hassâsiyetlerinden hisse almadan, ne îmânımız tam bir îmân olur, ne Kur’ân-ı Kerîm’i tam olarak idrâk edebiliriz, ne de kulluğumuz tam bir kulluk olur…
İslâm kardeşliğin hakkını verebilmek, bugünkü gibi zor zamanlarda yapılacak fedâkârlıklara bağlıdır. Mazlum, mağdur ve muzdarip din kardeşlerimiz için yapacağımız duâlar, infaklar ve fedâkârlıklar, -inşâallah- Rabbimize hamd ve şükrümüzün de en güzel bir fiilî ifâdesi olacaktır.
Osman Nuri Topbaş Hocaefendi pek çok konuda cemaatin TV'lerinde vaz-u nasihatlarına devam ediyordu. Biz bu hususta kendilerine acizane bir uyarı yazısı göndermiştik... Yani, cemaati TV'lerinde sizin gibi, haza müslüman şahsiyetler vaz-u nasihatte bulunursanız bütün müslümanlar da bu TV'ler hakkında iyi ve doğru yayıncılar şeklinde doğru veya yanlış algılama yapar da müslümanlar yanlış yönlendirilmiş olurlar şeklinde...
Şu an itibariyle de yine aynı TV'lerin ekranlarına çıkıyorlar mı acaba ?..
Şu an itibariyle de yine aynı TV'lerin ekranlarına çıkıyorlar mı acaba ?..
" Susmak gerekirken konuşmak kadar, konuşmak gerekirken susmak da ayrı bir hatâdır. Zira hakkın zâyî olacağı durumlarda yanlışa müdâhale etmeyip sessiz kalmak, ağır bir vebâli mûcib olur. Nitekim Ebû Ali ed-Dekkâk Hazretleri şöyle buyurmuştur: 'Hakkı söyleme mevkiinde olup da susan, dilsiz şeytan gibidir.' "
kendisine birşey sorulduğu zaman her daim "Kur'an ve Sünnet mihengine vurun, eğer söylenenler Kur'an ve sünnet ile uyuşuyorsa kabul edin, yok uyuşmuyorsa söyleyen kişinin havada uçtuğunu görseniz kabul etmeyin, zira istidractır." der. Siyasi mevzulara girmemek şiarlarıdır. Bizim için esas olan Allah ve Rasulünün bizden ne istediğidir.
Ciddi manada fikirlerini merak için soruyorsanız yazılarını okumanızı tavsiye ederim. Zira yazılarını okursanız günümüzdeki olaylara da bakış açılarını net bir şekilde görebilirsiniz.
Havas
Kısıtlı Erişim
- Katılım
- 19 Ocak 2012
- Mesajlar
- 4,432
- Tepkime puanı
- 71
- Puanları
- 0
internetten izlediğim biri.Sevmediğim tarafı suya sabuna dokunan bir tip değil.Gönül adamıyım demek çevrende dolanan sapıklıklara dur dememekmi oluyor.Sanırım bu nedenle pek adapte olamıyorum denebilir.
Sünnet'e uymak konusundada pek uyuşamadığımı söyleyebilirim.nereye kadar sunnet?
her hadis doğrumu ?duygu ve düşüncelerine uygun düşen bir hadisi mevzu olup olmadığını değerlendirmeden kaynak göstermek ne kadar doğru?
Sünnet'e uymak konusundada pek uyuşamadığımı söyleyebilirim.nereye kadar sunnet?
her hadis doğrumu ?duygu ve düşüncelerine uygun düşen bir hadisi mevzu olup olmadığını değerlendirmeden kaynak göstermek ne kadar doğru?
İsr@
hizmet erbabı
Hocamız ve yolumuz daima siyasetten uzak durmuştur. Gündemle de ilgili yapıcı görüşlerini göreceksiniz asla suizanda bulunmaz kendileri dua eder sadece..
Bizlerde onun duasıyla hizmetlerimize devam ediyoruz inşallah kendisi tasavvuf ehlidir onu anlamak tasavvufu anlamaktır.
İncitmemektir, incinmemektir düsturumuz...
Bizlerde onun duasıyla hizmetlerimize devam ediyoruz inşallah kendisi tasavvuf ehlidir onu anlamak tasavvufu anlamaktır.
İncitmemektir, incinmemektir düsturumuz...
Tam olarak takip etmediğiniz aşikar. Zira takip etmiş olsanız bu sözleri söylemezsiniz. Gayet net yanlış olan ne varsa onların yanlış olduğunu söyler. Fakat fikirler üzerinden hareket eder. Şahıslar üzerinden değil. Hadisler ihtilaflı bir konu.. Bu sitede bile Buhari, Müslim, Tirmizi gibi alimlerin kitaplarında yer alan hadislere mevzu diyenler var -bilemiyorum siz de aynı safta mısınız? - . Her kitabında ve yazısında kullandıkları ayet, hadis ve menkıbelerin muhakkak kaynaklarını belirtirler.. Sorularınızda samimi olduğunuza inanarak en son çıkan "İslam Nazarında Akıl ve Felsefe" kitabını okumanızı tavsiye ederim.
"Kâmil bir müʼmine yakışan, sebeplere sarılarak sabırla gayrette bulunmak ve neticeyi Allâhʼa havâle etmektir. İşin sonunda maksadını elde edemese bile, bunun ilâhî takdir îcâbı olduğunu ve belki de kendisi için böylesinin daha hayırlı olacağını düşünüp isyan ve şikâyeti terk etmektir. Muvaffakıyete ulaştığında da, gurur, kibir ve şımarıklığa kapılmamaktır. Muvaffakıyeti, cüzʼî irâdesiyle gösterdiği gayretinden ve âciz nefsinden değil, Allahʼtan bilip Oʼna hamd ile şükretmektir."
" Müʼmin dâimâ Kitap ve Sünnetʼi kendisine kıstas almalı, kendi görüş ve ölçülerini Kitap ve Sünnetʼten öncelikli görme gaflet ve cürʼetine düşmemek için şu ilâhî îkâzı bir hayat düstûru edinmelidir:
'Ey îmân edenler! Allâhʼın ve Rasûlüʼnün önüne geçmeyin. Allahʼtan korkun. Şüphesiz Allah işitendir, bilendir.' (el-Hucurât, 1) "
'Ey îmân edenler! Allâhʼın ve Rasûlüʼnün önüne geçmeyin. Allahʼtan korkun. Şüphesiz Allah işitendir, bilendir.' (el-Hucurât, 1) "
"Bedenen namazda olup da, Hakkʼın huzûruna durmanın ruh mîrâcını yaşayacağı yerde, kalben ve zihnen dünyevî düşüncelerle meşgul olanlar, büyük bir gaflet içindedirler. Cenâb-ı Hak, namazı böyle kılanlar hakkında; “Yazıklar olsun!” buyurmaktadır. Allâhʼın biz kullarından beklediği tam ve noksansız bir namaz; “Gerçekten mü’minler kurtuluşa ermiştir; onlar ki, namazlarında huşû içindedirler.” (el-Müʼminûn, 1-2) âyetlerinde bildirildiği üzere, “haşyet”le kılınan namazdır."
İyi güzel de arkadaşım, bizim bir sorumuz olmuştu ! O da şuydu. Osman Nuri Efendi'nin nurcuların ve cemaatin TV'lerinden biri olan ve İslâm'a mugayir yayınlar yapan "berat TV'de" vaz-u nasihat verdiği vaazları çıkıyor. Şimdi, bilmeyen saf musluman kardeşlerimiz "Madem ki Osman Nuri efendi burada vaz-u nasihat veriyor, demek ki, bu TV çok musluman bir TV'dir" şeklinde bir zehaba kapıldığında bu aymazlık nasıl giderilecektir ?
lafons7275
Kıdemli Üye
Peygamber Efendimiz sav. müşriklerin toplanıp eğlendiği panayırlara İslam'ı tebliğ için gitmiştir.