Ortalama Evlilik Yaşını Aşmış, Henüz Evlenmemiş Erkekler ve Kızlar Hk.

can feda

Profesör
Katılım
11 Ocak 2015
Mesajlar
1,014
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Konum
dünya...
bu elestiri degil tesbittir ! ben kizimi 17 yasinda evlendirmem icin damat adayinda öyle artilar olmali ki , ben "bu damattan daha iyi bir adayi bulamayiz, bunu kacirmayalim.kizimiz önce Allaha sonra sana emanet güzel evladim" diyebilmeliyim
onun haricinde klasik ve siradan özellikleri olan bir damat adayina 17 yasindaki kizimi vermem !
cünkü bu yas evlilik icin cok
KÜCÜK !

ha kizim 17 yasinda illa evlenecegim diye tutturursa, o zamanda ona olabilecek olan herseyi güzelce anlattiktan sonra
arkasinda dururum. ama örf ve adete uygun olarak kizimi isteyen damat adayinda üstün vasiflar yoksa
17 yasindaki kizimida vermem !



Muhterem bu işin yaşla ilgisi yok...efendimiz hz.Hatice annemiz ile de evlendi...hz.Aişe annemiz ile de evlendi dimi...
Peki düşünelim kız tarafı değil de erkek tarafı olduğunuzu...17 yaşında muhtemelen ergenlik dönemlerinden yeni çıkmış...hayat tecrübesi az...ger-geçim bilmez...toy diye düşünebilir...di mi? Bu şekilde olaylara yaklaşırsak...işin bahanelerin mazeretlerin ardı arkası kesilir mi...

Efendimiz soy malı güzelliği ve dini seçeneklerinden sen dini güzel olanı seç diye...üstün vasıflardan ziyade dinen denklik önemli bence...kızın 5 vakit namaz kılıyor oğlan cumadan cumaya gidiyor...tabi ki denk olmaz...
Esnetilebilecek...esnetilemeyecek kriterler olmalı...namazdan...tesettürden taviz verilmemeli...helal kazançtan taviz verilmemeli...ama misal illa yeşil gözlü olacak diye de tutturmamak gerek :)
velhasılı kelam diyeceklerim bu kadar...
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
Aslında yaş büyüdükçe tahammül daha da kolaylaşır çünkü artık tahammül olmaktan çıkar alışkanlık olur. Peygamberimiz 25 yaşında ilk evliliğini yapmış 40 yaşında bir hanımla daha sonra da kendisinden çok küçük yaşta olan hz aişe ile evlenmiş. Bence bu işin yaş ile pek alakası yok. biraz gönül işi, biraz da fikir bütünlüğü akıllı olmak gerek ve temkinli... Ayrıca yöresine, çocuğun yetişme tarzına vs. göre de değişir. Allah'ın razılığı konusu da önemli tabi. nihayetinde "evlilik imanın yarısıdır" buyurmuş nebi. Ve Allah da çocuklarımızı evlendirmemizi buyuruyor. ama yaş konusu değişir... şahsen ben böyle düşünüyorum zaman neyi gösterir bilemiyorum Allah karşımıza hayırlı kısmetler (gelinler :) ) çıkarsın evlatlarımızıda hayırlı evlatlar, (nasipler :) )kılsın inş.


Yazınızda "evlilik imanın yarısıdır" buyurmuş nebi...sözünüz isabetli olmamış...

Doğrusu :Kişi evlendiği zaman dininin yarısını korumuş olur. Geriye kalan yarısı içinde Allah’a Karşı gelmekten sakınsın.’’ (Heysemi, Mecme’u’z Zevaid, No: 7310; Aclûnî, Keşfu’l-Hafa, 2/239)

şeklinde olacaktır...
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,663
Tepkime puanı
2,339
Puanları
113
Konum
istanbul
bu elestiri degil tesbittir ! ben kizimi 17 yasinda evlendirmem icin damat adayinda öyle artilar olmali ki , ben "bu damattan daha iyi bir adayi bulamayiz, bunu kacirmayalim.kizimiz önce Allaha sonra sana emanet güzel evladim" diyebilmeliyim
onun haricinde klasik ve siradan özellikleri olan bir damat adayina 17 yasindaki kizimi vermem !
cünkü bu yas evlilik icin cok
KÜCÜK !

ha kizim 17 yasinda illa evlenecegim diye tutturursa, o zamanda ona olabilecek olan herseyi güzelce anlattiktan sonra
arkasinda dururum. ama örf ve adete uygun olarak kizimi isteyen damat adayinda üstün vasiflar yoksa
17 yasindaki kizimida vermem !




Damadınız "en az" peygamber efendimizin ahlakında olacakta ( sanki daha ahlaklı bir kul yaratılmış gibi çıta direk oradan başlıyor ) kızınızı hz.hatice gibi yetiştirebilecek misiniz?

Erken evlilik en güzeli, akabinde seçicilik artıyor her insanda olan olması da normal olan kusurlar ve hatalar gözümüzde büyüyor, korkular artıyor, erteledikçe ertelemek için sebepler artıyor ve hakikaten yarım bir ömür geçiriliyor...
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
@ihvanistanbul ...
Cigara içene kız vermiyorlar haberin var dimi ...
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
şimdiki nesiller daha geç olgunlaşıyor. 17'sinde bir genç daha çocuk sayılır. internetten, oyunlardan başını kaldırıp dünyasını bile tanıyamadan, oyun oynar gibi onu başka birinin yanına göndermek akıl alır iş değil.

sadece olgunlaşmak değil, cinsel yönden de daha geç gelişiyorlar galiba. hormonlardan mı, cep telefonları ve internetin yaydığı radyasyondan mı, kim bilir neden?..
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
25,025
Tepkime puanı
1,505
Puanları
113
Belki kızlar evlenecekleri kişiden elektrik alamıyordur...

13541016786548.gif
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,170
Tepkime puanı
3,188
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
şimdiki nesiller daha geç olgunlaşıyor. 17'sinde bir genç daha çocuk sayılır. internetten, oyunlardan başını kaldırıp dünyasını bile tanıyamadan, oyun oynar gibi onu başka birinin yanına göndermek akıl alır iş değil.

sadece olgunlaşmak değil, cinsel yönden de daha geç gelişiyorlar galiba. hormonlardan mı, cep telefonları ve internetin yaydığı radyasyondan mı, kim bilir neden?..

mi acaba

bizim burda veledler
inanmadıkları bir şey ile karşılaşınca
"atma recep
yaz gelecek
çarşıya pivaz gelecek" derler :D

mugalata
senin sanatlarına hayran olduğun batı
kaç yaşında ilk deneyimlerini yaşıyorlar haberin var mı

sonra çıkmalar, randevuler kaç yaşlarında yapılıyor haberin var mı

böylelerin evliliklerini geç yapması normal
ardında boşanmalar olması ise kaçınılmaz

bırakın batı hayranlığını
ve batılı gibi yaşamayı

bu felsefenin sonundaki aile tipi ABD dir
bakın istatistiklere ve görün rezilliği

dini hiçe sayıyorsan anlarım
ama bari kürtlerin,türklerin kültürünü
aile yapısını batıya yedirmeyin

bir müslüman ilk uygun fırsatta evlenmelidir
dinini korumaya almalıdır
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir

mugalata
senin sanatlarına hayran olduğun batı
kaç yaşında ilk deneyimlerini yaşıyorlar haberin var mı

farklı konuları birbiriyle karıştırmamalısın. sanat ile günümüzdeki batı hayat tarzı farklıdır. günümüzdeki batı sanatını da pek beğenmem, hayat tarzlarını da beğenmem. ikisi farklı.
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Ohhh güzel olmuş konu limonlanmış :)
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Biri de bu konunun tersini açsın, henüz ortalama yaşın ne olduğunu bile anlamadan evlenmiş/evlendirilmiş erkekler kızlar diye.

Tüm buradaki varsayımlar ortalama Türk insanı için mi, yoksa tedebbür alt yapısını oturtmayı başarmış İslâm gibi düşünmeyi öğrenmiş azınlıktan bir birey için mi, karmakarışık?

Şöyle bir kısır döngü var burada, birinci tip insan hangi yaşında evlenirse evlensin mutsuz olma, ikincisinin de hangi yaşta olursa olsun mutlu olma olasılığı daha yüksek olacaktır. Bunun belirleyici parametresi yaş değil kişinin kendi hasletleridir.

Evliliği salt olarak iffeti koruma aracı olarak görmek ya da merkeze bunu koymakla, birarada yaşama
ve paylaşım kültürü, asgari insani saygı temelleri, sorumluluk, bilinçaltında hayatının hedefini doğru konumlandırma gibi olmazsa olmaz mefhumları oturmadan/gelişmeden, insanları aman iiffetleri zayi olmasın diye bir araya getirme çabası, kaldıramayacakları, belki farkında bile olamayacakları anlamsız yüklerle boğuşturup iki dünyasını da rezil etmekten başka bir eylem değil.

Yine ortalama bir Türk insanı için konuştuğumuzda, batı medeniyeni boşanma sayılarının fazlalığıyla vs eleştiririz ama, sadece kültür gerekliliği olarak yaşamaya devam eden, asla kimyasının uyuşmadığı, her günü ayrı piskolojik/fizyolojik eziyetle hemhal olan insanların sessiz haykırışlarını duymayız, daha doğrusu işimize gelmez görmeyiz, doğruya bizim kültürümüzde hep kol kırılır yen içinde kalır, kadın eziyette görse kocasının irinlerini dili ile temizlese hakkını ödeyemez, bir de bunun adını cenneti kazanma imtihanı koyduk mu, al sana on numara medeni sistem.
Ama kırılıp yen içinde kalan kol genelde kadının kolu olur, piskolojik olarak erkeklerinde kolu kanadı kırılır doğrudur, ama türk kültüründe ezilen ana rol kadına biçilmiştir.

Peki bu kadar hengame içerisinde yetişen çocuklar, kişisel gelişimini tamamlayamayan, anne babasından dolayı diyalog hasarlarına uğrayan çocuklar, kaygı bozuklukları ile yetişen çocuklar, özgüveni yerlebir çocuklar? Kimse işin bu tarafını görmez.

Avrupa'nın medeniyetini vs eleştiririz ama parametrelere baktığımızda suç oranında bizden çok daha düşük, hak hukuk kavramı bizden katbekat efektif olduğunu görmeyiz, bizim bin katımız patent alıyorlar, çalışıyorlar disiplinler, her konuda sistemlerini kurmuşlar nerden yetişiyor bu adamlar armut tarlasından değil herhalde, ahlaki olarak çökmüş denilen o medeniyetten. Tabi biz ahlâk kavramını etlere tenlere hapsettiğimiz için geri kalan herşey boşa çıkıyor. Sadece bilimsel üstünlüklüklerinin nedeni bile yüksek özgüvenle yetişmelerinden kaynaklanıyor, hata yaparak öğrenmenin gerçekliğini henüz ailede, ilkokullarında kişilik olarak alıyorlar, bugün iyi düzeyde bir kolejin devlet okulundan daha fazla çocuğa kattığı şey bilimsel derinliği falan filan değil, özgüvendir. Robert kolejinde vs türevi ecnebi okullarında önce bu özgüven oturtulur.

Tabi burada birçok kişi bir şekilde kültürü gereği evlenmiş, burada evlilik naraları atıyor ama aynı kadın olsun erkek olsun, belki aynı evde yaşadığı insanın sessiz çığlıklarını dahi duymaktan aciz, habersiz, geçiriyoruz işte diye geçiştiriyor.

Dünyaya taktığımız gözlüğün renginden bakıyoruz, her taraf yemyeşil gibi, ama her mevsimin ayrı rengi, her yaratılmışın farklı tonu var.

Hislerimizin üst sınırını belirleyen çıta kainat kitabı kadar büyük olmalı, yoksa lokal/yerel
bir kısıtlılığa hapsolmuş bayağı bir algı, bize hak kavramını türlü aldatmacalarla pazarlayabilir, çok da güzel yutturur.

Bu konuda çok daha uzunca yazılabilecek şeyler var, tek batında bu kadar :)
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Evlilik, her iki tarafın hamken birleşip birlikte olgunlaşacağı bir süreçtir.
 

Mahpeyker

Kıdemli Üye
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
4,456
Tepkime puanı
742
Puanları
0
Damadınız "en az" peygamber efendimizin ahlakında olacakta ( sanki daha ahlaklı bir kul yaratılmış gibi çıta direk oradan başlıyor ) kızınızı hz.hatice gibi yetiştirebilecek misiniz?

Erken evlilik en güzeli, akabinde seçicilik artıyor her insanda olan olması da normal olan kusurlar ve hatalar gözümüzde büyüyor, korkular artıyor, erteledikçe ertelemek için sebepler artıyor ve hakikaten yarım bir ömür geçiriliyor...





Bosanmalar neden artti sizce ? Bosananlarda mi erken evleniyor ? Erken evlenince bosanma orani dusuyor mu ?
Sorun aslinda evliligin iceriginin bosaltilmasi !
Bilincli evlilikler yapilmiyor artik. Her iki tarafta "hele bir evleneyim, ondan sonra degistiririm onu" gibi akilsiz ve mantiksiz hulyalara daliyorlar.

asil sorun iste bosanma oranlarini minimuma indirmek !!! Ve buna da evlilik yasi ile baslamak lazim. Es zamanda evlatlari islam terbiyesi ve anlayisi uzere yetistirmek gerekir ki, evliligin kutsalligini onemsesin.
karsisindki kisinin kendisine Allahin bir emaneti oldugunu unutmadan evlilik hayatini surdursun !

Bilincli evlenmek gerekir. Bu zamanda cocuklar bilincli yetistirilmedigi icin evlenecekleri kisileride bir omur hayat surmek icin secmiyorlar. Tamamen nefsi secimler , heves pesinde kosmalar icin oluyor.

kimisi yurt disina gidebilmek icin karsisindakine "evet" diyor
kimiside karsisindakinin guzelligine kapilip "evet" diyor....

sonucunu dusunen yok - ailelerde bir an evvel bas goz etmek icin herseye goz yumuyorlar, evlatlarini dogru yonlendirmiyorlar !!!!

Bu konuda muhalefet etmek icinde muhalefet etmeyin lutfen. Cunku meramimi acikca beyan ettim ve bu konuda hakliyim
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Peki bir tarafın olgunlaşana kadar diğer tarafa verdiği hasarın sorumlusu kim oluyor,
bunu sadece bu hasara sabret cenneti kazanla mı açıklayabiliyoruz.
Aslında kimsenin birbirine hasar falan verdiği yok. Sistem bizzat evliliğe hasar veriyor. Suçlu sistemdir. Eğitimden eğlencesine; sanatından sokağına; işinden ticaretine kadar bütün bu sistem evliliğe müsait değildir. Türk tip başkanlık düşüneceklerine önce temelden bir devrim yapıp her şeyi değitirsinler. Atatürk nasıl bozduysa düzeltmekte aynı yöntemlerle olur.

Demem odur ki sistem soyut olduğu için insanlar onu suçlayamıyorlar. Somut bir suçlu arıyorlar. Bu durumda ise herkes direk muhatabını suçluyor. Niçin boşandılar? El-Cevap: Şiddetli geçimsizlik..!
 

Takiyüddin

Yasaklı
Katılım
17 Kas 2014
Mesajlar
329
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Biri de bu konunun tersini açsın, henüz ortalama yaşın ne olduğunu bile anlamadan evlenmiş/evlendirilmiş erkekler kızlar diye.

Tüm buradaki varsayımlar ortalama Türk insanı için mi, yoksa tedebbür alt yapısını oturtmayı başarmış İslâm gibi düşünmeyi öğrenmiş azınlıktan bir birey için mi, karmakarışık?

Şöyle bir kısır döngü var burada, birinci tip insan hangi yaşında evlenirse evlensin mutsuz olma, ikincisinin de hangi yaşta olursa olsun mutlu olma olasılığı daha yüksek olacaktır. Bunun belirleyici parametresi yaş değil kişinin kendi hasletleridir.

Evliliği salt olarak iffeti koruma aracı olarak görmek ya da merkeze bunu koymakla, birarada yaşama
ve paylaşım kültürü, asgari insani saygı temelleri, sorumluluk, bilinçaltında hayatının hedefini doğru konumlandırma gibi olmazsa olmaz mefhumları oturmadan/gelişmeden, insanları aman iiffetleri zayi olmasın diye bir araya getirme çabası, kaldıramayacakları, belki farkında bile olamayacakları anlamsız yüklerle boğuşturup iki dünyasını da rezil etmekten başka bir eylem değil.

Yine ortalama bir Türk insanı için konuştuğumuzda, batı medeniyeni boşanma sayılarının fazlalığıyla vs eleştiririz ama, sadece kültür gerekliliği olarak yaşamaya devam eden, asla kimyasının uyuşmadığı, her günü ayrı piskolojik/fizyolojik eziyetle hemhal olan insanların sessiz haykırışlarını duymayız, daha doğrusu işimize gelmez görmeyiz, doğruya bizim kültürümüzde hep kol kırılır yen içinde kalır, kadın eziyette görse kocasının irinlerini dili ile temizlese hakkını ödeyemez, bir de bunun adını cenneti kazanma imtihanı koyduk mu, al sana on numara medeni sistem.
Ama kırılıp yen içinde kalan kol genelde kadının kolu olur, piskolojik olarak erkeklerinde kolu kanadı kırılır doğrudur, ama türk kültüründe ezilen ana rol kadına biçilmiştir.

Peki bu kadar hengame içerisinde yetişen çocuklar, kişisel gelişimini tamamlayamayan, anne babasından dolayı diyalog hasarlarına uğrayan çocuklar, kaygı bozuklukları ile yetişen çocuklar, özgüveni yerlebir çocuklar? Kimse işin bu tarafını görmez.

Avrupa'nın medeniyetini vs eleştiririz ama parametrelere baktığımızda suç oranında bizden çok daha düşük, hak hukuk kavramı bizden katbekat efektif olduğunu görmeyiz, bizim bin katımız patent alıyorlar, çalışıyorlar disiplinler, her konuda sistemlerini kurmuşlar nerden yetişiyor bu adamlar armut tarlasından değil herhalde, ahlaki olarak çökmüş denilen o medeniyetten. Tabi biz ahlâk kavramını etlere tenlere hapsettiğimiz için geri kalan herşey boşa çıkıyor. Sadece bilimsel üstünlüklüklerinin nedeni bile yüksek özgüvenle yetişmelerinden kaynaklanıyor, hata yaparak öğrenmenin gerçekliğini henüz ailede, ilkokullarında kişilik olarak alıyorlar, bugün iyi düzeyde bir kolejin devlet okulundan daha fazla çocuğa kattığı şey bilimsel derinliği falan filan değil, özgüvendir. Robert kolejinde vs türevi ecnebi okullarında önce bu özgüven oturtulur.

Tabi burada birçok kişi bir şekilde kültürü gereği evlenmiş, burada evlilik naraları atıyor ama aynı kadın olsun erkek olsun, belki aynı evde yaşadığı insanın sessiz çığlıklarını dahi duymaktan aciz, habersiz, geçiriyoruz işte diye geçiştiriyor.

Dünyaya taktığımız gözlüğün renginden bakıyoruz, her taraf yemyeşil gibi, ama her mevsimin ayrı rengi, her yaratılmışın farklı tonu var.

Hislerimizin üst sınırını belirleyen çıta kainat kitabı kadar büyük olmalı, yoksa lokal/yerel
bir kısıtlılığa hapsolmuş bayağı bir algı, bize hak kavramını türlü aldatmacalarla pazarlayabilir, çok da güzel yutturur.

Bu konuda çok daha uzunca yazılabilecek şeyler var, tek batında bu kadar :)

Bravo, seni tebrik ediyorum ne diyeyim başka işte maşallah, vs.:)

Bu konuya has değil, genel olarak söylüyorum senin gibi söz söyleyen birisi var deseydiler inanmazdım demek varmış. Maşallah.

Selamlar.
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
IŞİD, Terör Örgütü'dür derseniz bol bol evlilik yaşları yakın bir zamanda 20'ye, daha sonraları da 15, 16 yaşlarına kadar düşebilir.

:) :) :)

Sakın içersinde bulunduğunuz kapitalist düzenin değerlerini ayaklarınızın altına almaya çalışmayınız.

:) :) :)

İşe girecen, maaş alacan, birikim yapacan evlenecen. :) :) :)

Afedersin devlet ne yapacak. Yiyecek, içecek, sı.....cak öyle mi..???

Bekle bekle evlilik yaşı düşer, 40'lara falan...

:) :) :)

Işid'te evlilik yaşı "ERGENLİK" giriş çağı...

:) :) :)
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Bravo, seni tebrik ediyorum ne diyeyim başka işte maşallah, vs.:)

Bu konuya has değil, genel olarak söylüyorum senin gibi söz söyleyen birisi var deseydiler inanmazdım demek varmış. Maşallah.

Selamlar.


Estağfirullah, nezaketin için teşekkür ederim.

Sanırım Fıtratla ilgili bir yalınlık bu.
Fıtrata uygun ve hitap eder şekilde tefekkür edildiğinde,
Şeytanın Ademoğlunu saptırma adına Allah-ü Teâlâ'dan talep ettiği en orjinal izne takılmıyor, hatta bertaraf etmiş oluyoruz.

"Onlara emredeceğim ve senin yaratışını fıtratı değiştirecekler,
Onlara sağından, solundan türlü vesvese ile yaklaşacağım,
şükreden kullar olmalarını engelleyeceğim"

Allah'ın temiz yaratışına, fıtrata teslim olanlara selâm olsun!
Sağından solundan türlü türlü yuttuğu vesveselerini din kalıbının içine sokup,
bu Allah'tandır diye yüzleri kızarmadan zerkedenlerin de şerleri başlarına olsun!

Fazlından bol hayır ve inşirahlar dilerim sana...
 
Üst