YAŞANARAK KALEME DÖKÜLEN
HUSUSİ VE UMUMİ HÂL VE HATIRALAR
"Şimdi Yemek Dağıtmaya Başladınız!"
Bursalı kardeşler fakir-fukaraya, yoksullara, kimsesizlere, yetimlere hizmet etmek üzere sırf Allah rızası için "Aşevi" açıyorlar. Çok da gayretliler.
Kimseden en küçük bir yardım istemeden, karşılık beklemeden, verileni bile almadan belli günlerde kapı kapı gidilerek yemek dağıtıyorlar. Gücü yeten kendisi gelip aşevinden yemeğini alıp götürüyor, gelemeyenlerin ise ayaklarına kadar gidilerek evlerine yemekler servis yapılıyor. Bu hizmetleri senelerdir aksamadan sürdürüyorlar.
Aşevinin ilk açıldığı zamanlarda bir gün Vakfımıza gidiyorlar, huzura çıkıyorlar. Sordukları zaman;
"Efendim, himmet ve tasarruflarınızla yemek dağıtıyoruz" diyorlar.
"Hayır! Dağıtmıyorsunuz!" buyuruyorlar.
Kardeşler şaşırıyorlar. Düşünüyorlar, acaba bir yanlışlık mı yapıldı diye. Yemekler yapılıyor ve gerekli yerlere itina ile dağıtım yapılıyordu.
Yine bir müddet sonra ziyarete gidildiğinde, kardeşlere aynı soruyu soruyorlar, kardeşler de;
"Dağıtıyoruz" dediklerinde;
"Hayır efendim, dağıtmıyorsunuz, iyice araştırınız" buyuruyorlar.
Vakıftan üzüntü ile ayrılıyorlar. Elbette bu işte bir iş vardı. Öyle olmalıydı.
Bursa'ya döndüklerinde bir kardeşimizin annesi, çok yaşlı, kimsesiz, fakir ve garip bir kadıncağızla tanışıyor. Hiçbir şeyi yokmuş. Komşuların getirdiği yemeği yer, verdikleri ile kıt-kanaat geçinirmiş. Evde yakacak ne odunu ne kömürü, ne kullanabileceği doğalgazı yokmuş. Piknik tüpü bitmiş, ev eski, soğuklar bastırmış, evde soba yanmıyormuş. Battaniyesine sarılarak ısınmaya çalışırmış. Devamlı tesbih çekerek zikretmeye gayret edermiş. Hadise öğrenilince bu yaşlı nineye gidiyorlar, onunla görüşüyorlar;
"Bundan sonra kimseden bir şey almamasını, kömürünü alacaklarını, ilaçlarını temin edeceklerini, yemeklerini evine kadar getireceklerini, bir isteği olursa onu yerine getireceklerini" söyleyerek oradan ayrılıyorlar ve yemek listesine bu yaşlı nineyi de alıyorlar.
Aradan bir müddet geçtikten sonra yine Zât-ı âlileri'ni ziyarete gidiyorlar.
Efendimiz Hazretleri çalışmaları soruyor. Durum arz edildiği zaman;
"Şimdi yemek dağıtmaya başladınız" buyuruyorlar. İşin hikmeti çözülmüş oluyor.
O, kimsesiz, garip kadıncağızın hâli Zât-ı âlileri tarafından ilâhi bir lütuf olarak görülüyor, biliniyor, ona hizmet gitmediğinden ötürü, onun bulunması için tekrar tekrar işaret etmiş oluyorlar.
.../...