bi husben
Kıdemli Üye
- Katılım
- 7 Mar 2007
- Mesajlar
- 5,664
- Tepkime puanı
- 322
- Puanları
- 83
lafın altında ezildiğini bu kadar belli etmeseydin
Mustafa Kemal'i Sevmiyorum,Şeriat gelsin istiyorum!
- Konbuyu başlatan spesifik
- Başlangıç tarihi
lafın altında ezildiğini bu kadar belli etmeseydin
O videoyu doğru izleyin kadının söylediği evet edep sınırını aşıyor lakin orada muhatap aldığı kılıçdaroğlu ve ona söyleniyor... sen (yürüyen merdivenleri kastıyla) ters binersin ama kimseyi ters bindiremezsin ...v.s den sonra yine kılıçdaroğluna sen hiçbir şeysin manasına ......nın kılı diyor" kendisine söylemiyor önce iyi anlamak lazım...
Evet paralelci vatan hainlerinden ...nın kılıyım diyen çıkmadıysa da yalakası olan çoktu hakkını yememek lazım
Savcı silah kaçakçılığı yapan teröristlere silah taşıyan tırları nasıl durdururmuş
Öyle durdurur işte
Asıl ihanet devleti terörü beslemek için paravan olarak kullananların yaptığıdır
bugün güç onlarda
yarın devran döndüğünde neler yaşanır hiç bilinmez
Öyle durdurur işte
Asıl ihanet devleti terörü beslemek için paravan olarak kullananların yaptığıdır
bugün güç onlarda
yarın devran döndüğünde neler yaşanır hiç bilinmez
çelebiler
Kıdemli Üye
- Katılım
- 4 Ocak 2013
- Mesajlar
- 7,457
- Tepkime puanı
- 211
- Puanları
- 0
O zaman peygamberi ilah edinmişsin demektir.
salimabi
Kısıtlı Erişim
- Katılım
- 1 Kas 2011
- Mesajlar
- 0
- Tepkime puanı
- 1,396
- Puanları
- 0
FETHULLAH GÜLEN: ÇALINTI DEĞİL, ALINTI YAPTIM
Fethullah Gülen, "Buhranlar Anaforunda İnsan" adlı kitabında bazı bölümleri eski başbakanlardan Günaltay'ın eserinden aynen aldığı yönündeki iddiaya yanıt verdi: Yayınevi 'alıntı' ibaresini hata sonucu koymamış.
22.01.2005
BüyütKüçültYazdırArkadaşına Gönder
Fethullah Gülen, eski başbakanlardan Şemsettin Günaltay'ın bir kitabındaki bazı bölümleri kendi kitabına aynen aldı. Ama bundan hiç söz etmedi. Üstelik nedense Günaltay'ın yazdıklarında geçen her 'Türk' sözcüğü'mümin'oluverdi."
Hürriyet yazarı Murat Bardakçı'nın bu eleştirisiyle, gündeme yeni bir "intihal" (edebi hırsızlık) tartışması geldi. Tartışmanın asıl ilginç boyutu ise Fethullah Gülen'in yanıtı oldu. Gülen iddiayı doğruladı. Ancak "çalıntı değil alıntı" yaptığını savundu. Ve bu durumun yayınevinin hatası yüzünden kitapta belirtilmediğini söyledi. Fethullah Gülen'e göre olaya belki "alıntı" bile dememek gerekiyordu. Çünkü o etkilendiği ve hafızasında yer etmiş görüşleri "farkında olmadan kendi üslubu içinde anlatıvermişti".
Yanıtında şöyle diyordu Gülen: "Bizim derdimiz, o yazdı, sen-ben yazdık değildi; 'güzel bir düşünce, faydalı bir fikir varsa milletimiz bundan istifade etsin' diyor ve hoşumuza giden şeyleri herkesle paylaşma istediğiyle neşrediyorduk."
Bardakçı ne yazmıştı?
Hürriyet yazarı Murat Bardakçı, Fethullah ülen'in "Buhranlar Anaforunda İnsan" adlı kitabı yayınlandıktan hemen sonra eleştiri yağmuruna tutmuş, eserdeki bazı bölümlerin, Eski Başbakan Şemsettin Günaltay'ın 1915'te yazdığı "Zulmetten Nura" adlı kitaptakilerle aynı olduğunu iddia etmişti. Gülen'in, Günaltay'ın kitabının "Tanzimatçılık devri ve netayici (sonuçları)" başlıklı bölümünü günümüz Türkçesine uyarladığını ve makalenin adını "Aydınlık Kapıya Doğru" diye değiştirerek kendi adıyla yayımladığını belirten Bardakçı şöyle yazmıştı: 'Ama yayın sırasında bazı değişiklikler olmuş, mesela Günaltay'ın makalesinde geçen 'Türk' sözü, Gülen'de her nedense 'mümin' halini alıvermişti. İşin daha da garip tarafı, bütün bunlar olup biterken Günaltay'ın adı Gülen'in kitabında bir defa olsun geçmiyor."
Gülen'in yanıtı
Fethullah Gülen, Milliyet Gazetesi'ndeki röportajında işte bu iddialara yanıt verirken Günaltay'dan alıntı yaptığını, ancak yayınevinin bir hatası nedeniyle bunun kitapta yer almadığını söyledi.
Gülen'in iddialara yanıtı şöyle oldu: "Değişik zamanlarda farklı kimselerden istifade ettiğimi söylemiştim. Günaltay, Nurettin Topçu, Necip Fazıl, Mehmet Akif gibi. Çok meşgul olduğunuz insanlar bir yönüyle sizin zihin muhassalanız (birikim) haline gelir. Siz farkında olmadan, onlardaki mazmunu (anlam) kendi üslubunuzla sunarsınız, bazen hiç farkında olmadan şiirdeki tevarüdler (iki şairin birbirinden habersiz aynı şiiri söylemesi) gibi olur, belki de aynı şeyleri söylersiniz. Zihinlerde şüphe uyarmak için şemste (bahane) edilen yazıyı, 1984 senesinde bir arkadaşa dikte ettirerek yazdığımı ifade etmeliyim. O dönemde yazdığım yazılara ismimi koydurmuyordum; Sızıntı dergisindeki diğer yazar arkadaşlar da, kaleme alınanlarda bir güzellik varsa onun kendilerine mal edilmesini istemiyor, bir mahviyet duygusuyla müstear (takma) isimle ya da isimsiz yazıyorlardı. Derginin o sayısı ve sonrakilere de bakılınca görülecektir, herhangi bir isim yoktur başyazıların altında. Çünkü, bizim derdimiz, o yazdı, sen, ben yazdık, değildi; güzel bir düşünce, faydalı bir fikir varsa milletimiz bundan istifade etsin diyor ve hoşumuza giden şeyleri herkesle paylaşma istediğiyle neşrediyorduk. Ayrıca, kitapları basan yayınevi de bu konuda bir açıklama yapmış, tebyiz (yazı taslağını temize çekme) esnasında "ifadenin Günaltaycayla" kısmını hataen atladığını belirtmişti. Bir insan, bütün bu hususları görmezlikten gelerek yakışıksız ithamlarda bulunursa insafsızlık yapmış olur kanaati olur acizanemce."
Bir 'intihal' daha mı!
"İntihal" yani sözlük karşılığıyla "edebi hırsızlık" bilim ve sanat dünyası için yeni bir tartışma değil. Geçmişte Yahya Kemal, Ahmet Muhip Dıranas gibi ünlü şair-yazarlar için bile bu suçlamalarda bulunuldu. Yakın tarihin en çarpıcı iki örneği ise, bilimde Prof. Kemal Alemdaroğlu edebiyatta ise Orhan Pamuk'la yaşandı. Prof. Kemal Alemdaroğlu, İstanbul Üniversite Rektörü olarak görev yaparken, yazdığı "Laparoskopik Cerrahi" adlı kitabın İngilizce kitaptan çalıntı olduğu iddiası gündeme geldi. Ve Türk Tabipler Birliği, "intihal" nedeniyle Prof. Alemdaroğlu'na iki ay meslekten men cezası verdi.
Edebiyat dünyasındaki unutulmayan tartışmada ise, Orhan Pamuk "Beyaz Kale" romanı nedeniyle eleştirilerin hedefi oldu. Romanın, 16. yüzyılda Osmanlı'ya tutsak düşen bir İspanyol'un dilimizde Türkiye Seyahati'adıyla yayımlanan anılarından yararlanılarak yazıldığı iddia edildi.
İşte iki kitaptan benzer bölümler
* Günaltay'ın kitabından: ... Her millet kendi ruh ve kabiliyetiyle mütenasip teşkilat ister. Milletlerin teşkilat-ı idariyye ve ictimaiyyeleri asri ihtiyaçlarının, ruhi temayüllerinin mevludu değil midir? (Sayfa 158).
* Gülen'in kitabından: ... Her millet kendi ruh ve kabiliyetine uygun, kendi düşünce ve inancı çizgisinde müessese ve teşkilat ister. Rica ederim, milletlerin idari ve içtimai teşkilatları, maarif ve düşünce akımları, asrın ihtiyaçlarının ve milletin ruhi temayüllerinin neticesi değil midir? (Sayfa 2).
Günaltay'ın kitabından: ... Muhtelif milletlerin tarz-ı ıslahat ve tanzimatlarını teşrih eden sahaif-i tarih tedkik edilirse görülür ki bir milletin hayat-ı içtimai ve siyasiyesini tanzim, terbiyesini tekeffül, rehberliğini deruhte etmiş olanlar, kavanin-i tabiiyyeye teşvik-i hareket hususuna ne kadar gayret göstermiş, milletlerin ruhuna, asri ihtiyaçlarına ne kadar derinden nüfuz etmişlerse mesailerinden o derece feyyaz semereler istihsal etmişlerdir. (Sayfa 159)
Gülen'in kitabından: ... Dünden bugüne, muhtelif milletlerin ıslahat tarzları ve inkılapları araştırıldığında görülür ki, bir miletin içtimai ve siyasi durumunu tanzim, terbiye ve yükselmesini deruhte ve rehberliğini yüklenenler, hareketlerini fıtrat kanunlarına uydurma hususunda ne kadar titizlik göstermiş; milletlerin ruhuna ne kadar vâkıf olabilmiş ve çağın getirdiği ihtiyaçlara ne kadar nüfuz edebilmişlerse çalışmalarında o derece semereli olmuş ve milletlerine de o nispette ölümsüzlük vaadedebilmişlerdir.(Sayfa 3).
(VATAN)
http://www.habervitrini.com/gundem/f...yaptim-160096/
nursuz nurcu naaaabbberrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr
Fethullah Gülen, "Buhranlar Anaforunda İnsan" adlı kitabında bazı bölümleri eski başbakanlardan Günaltay'ın eserinden aynen aldığı yönündeki iddiaya yanıt verdi: Yayınevi 'alıntı' ibaresini hata sonucu koymamış.
22.01.2005
BüyütKüçültYazdırArkadaşına Gönder
Fethullah Gülen, eski başbakanlardan Şemsettin Günaltay'ın bir kitabındaki bazı bölümleri kendi kitabına aynen aldı. Ama bundan hiç söz etmedi. Üstelik nedense Günaltay'ın yazdıklarında geçen her 'Türk' sözcüğü'mümin'oluverdi."
Hürriyet yazarı Murat Bardakçı'nın bu eleştirisiyle, gündeme yeni bir "intihal" (edebi hırsızlık) tartışması geldi. Tartışmanın asıl ilginç boyutu ise Fethullah Gülen'in yanıtı oldu. Gülen iddiayı doğruladı. Ancak "çalıntı değil alıntı" yaptığını savundu. Ve bu durumun yayınevinin hatası yüzünden kitapta belirtilmediğini söyledi. Fethullah Gülen'e göre olaya belki "alıntı" bile dememek gerekiyordu. Çünkü o etkilendiği ve hafızasında yer etmiş görüşleri "farkında olmadan kendi üslubu içinde anlatıvermişti".
Yanıtında şöyle diyordu Gülen: "Bizim derdimiz, o yazdı, sen-ben yazdık değildi; 'güzel bir düşünce, faydalı bir fikir varsa milletimiz bundan istifade etsin' diyor ve hoşumuza giden şeyleri herkesle paylaşma istediğiyle neşrediyorduk."
Bardakçı ne yazmıştı?
Hürriyet yazarı Murat Bardakçı, Fethullah ülen'in "Buhranlar Anaforunda İnsan" adlı kitabı yayınlandıktan hemen sonra eleştiri yağmuruna tutmuş, eserdeki bazı bölümlerin, Eski Başbakan Şemsettin Günaltay'ın 1915'te yazdığı "Zulmetten Nura" adlı kitaptakilerle aynı olduğunu iddia etmişti. Gülen'in, Günaltay'ın kitabının "Tanzimatçılık devri ve netayici (sonuçları)" başlıklı bölümünü günümüz Türkçesine uyarladığını ve makalenin adını "Aydınlık Kapıya Doğru" diye değiştirerek kendi adıyla yayımladığını belirten Bardakçı şöyle yazmıştı: 'Ama yayın sırasında bazı değişiklikler olmuş, mesela Günaltay'ın makalesinde geçen 'Türk' sözü, Gülen'de her nedense 'mümin' halini alıvermişti. İşin daha da garip tarafı, bütün bunlar olup biterken Günaltay'ın adı Gülen'in kitabında bir defa olsun geçmiyor."
Gülen'in yanıtı
Fethullah Gülen, Milliyet Gazetesi'ndeki röportajında işte bu iddialara yanıt verirken Günaltay'dan alıntı yaptığını, ancak yayınevinin bir hatası nedeniyle bunun kitapta yer almadığını söyledi.
Gülen'in iddialara yanıtı şöyle oldu: "Değişik zamanlarda farklı kimselerden istifade ettiğimi söylemiştim. Günaltay, Nurettin Topçu, Necip Fazıl, Mehmet Akif gibi. Çok meşgul olduğunuz insanlar bir yönüyle sizin zihin muhassalanız (birikim) haline gelir. Siz farkında olmadan, onlardaki mazmunu (anlam) kendi üslubunuzla sunarsınız, bazen hiç farkında olmadan şiirdeki tevarüdler (iki şairin birbirinden habersiz aynı şiiri söylemesi) gibi olur, belki de aynı şeyleri söylersiniz. Zihinlerde şüphe uyarmak için şemste (bahane) edilen yazıyı, 1984 senesinde bir arkadaşa dikte ettirerek yazdığımı ifade etmeliyim. O dönemde yazdığım yazılara ismimi koydurmuyordum; Sızıntı dergisindeki diğer yazar arkadaşlar da, kaleme alınanlarda bir güzellik varsa onun kendilerine mal edilmesini istemiyor, bir mahviyet duygusuyla müstear (takma) isimle ya da isimsiz yazıyorlardı. Derginin o sayısı ve sonrakilere de bakılınca görülecektir, herhangi bir isim yoktur başyazıların altında. Çünkü, bizim derdimiz, o yazdı, sen, ben yazdık, değildi; güzel bir düşünce, faydalı bir fikir varsa milletimiz bundan istifade etsin diyor ve hoşumuza giden şeyleri herkesle paylaşma istediğiyle neşrediyorduk. Ayrıca, kitapları basan yayınevi de bu konuda bir açıklama yapmış, tebyiz (yazı taslağını temize çekme) esnasında "ifadenin Günaltaycayla" kısmını hataen atladığını belirtmişti. Bir insan, bütün bu hususları görmezlikten gelerek yakışıksız ithamlarda bulunursa insafsızlık yapmış olur kanaati olur acizanemce."
Bir 'intihal' daha mı!
"İntihal" yani sözlük karşılığıyla "edebi hırsızlık" bilim ve sanat dünyası için yeni bir tartışma değil. Geçmişte Yahya Kemal, Ahmet Muhip Dıranas gibi ünlü şair-yazarlar için bile bu suçlamalarda bulunuldu. Yakın tarihin en çarpıcı iki örneği ise, bilimde Prof. Kemal Alemdaroğlu edebiyatta ise Orhan Pamuk'la yaşandı. Prof. Kemal Alemdaroğlu, İstanbul Üniversite Rektörü olarak görev yaparken, yazdığı "Laparoskopik Cerrahi" adlı kitabın İngilizce kitaptan çalıntı olduğu iddiası gündeme geldi. Ve Türk Tabipler Birliği, "intihal" nedeniyle Prof. Alemdaroğlu'na iki ay meslekten men cezası verdi.
Edebiyat dünyasındaki unutulmayan tartışmada ise, Orhan Pamuk "Beyaz Kale" romanı nedeniyle eleştirilerin hedefi oldu. Romanın, 16. yüzyılda Osmanlı'ya tutsak düşen bir İspanyol'un dilimizde Türkiye Seyahati'adıyla yayımlanan anılarından yararlanılarak yazıldığı iddia edildi.
İşte iki kitaptan benzer bölümler
* Günaltay'ın kitabından: ... Her millet kendi ruh ve kabiliyetiyle mütenasip teşkilat ister. Milletlerin teşkilat-ı idariyye ve ictimaiyyeleri asri ihtiyaçlarının, ruhi temayüllerinin mevludu değil midir? (Sayfa 158).
* Gülen'in kitabından: ... Her millet kendi ruh ve kabiliyetine uygun, kendi düşünce ve inancı çizgisinde müessese ve teşkilat ister. Rica ederim, milletlerin idari ve içtimai teşkilatları, maarif ve düşünce akımları, asrın ihtiyaçlarının ve milletin ruhi temayüllerinin neticesi değil midir? (Sayfa 2).
Günaltay'ın kitabından: ... Muhtelif milletlerin tarz-ı ıslahat ve tanzimatlarını teşrih eden sahaif-i tarih tedkik edilirse görülür ki bir milletin hayat-ı içtimai ve siyasiyesini tanzim, terbiyesini tekeffül, rehberliğini deruhte etmiş olanlar, kavanin-i tabiiyyeye teşvik-i hareket hususuna ne kadar gayret göstermiş, milletlerin ruhuna, asri ihtiyaçlarına ne kadar derinden nüfuz etmişlerse mesailerinden o derece feyyaz semereler istihsal etmişlerdir. (Sayfa 159)
Gülen'in kitabından: ... Dünden bugüne, muhtelif milletlerin ıslahat tarzları ve inkılapları araştırıldığında görülür ki, bir miletin içtimai ve siyasi durumunu tanzim, terbiye ve yükselmesini deruhte ve rehberliğini yüklenenler, hareketlerini fıtrat kanunlarına uydurma hususunda ne kadar titizlik göstermiş; milletlerin ruhuna ne kadar vâkıf olabilmiş ve çağın getirdiği ihtiyaçlara ne kadar nüfuz edebilmişlerse çalışmalarında o derece semereli olmuş ve milletlerine de o nispette ölümsüzlük vaadedebilmişlerdir.(Sayfa 3).
(VATAN)
http://www.habervitrini.com/gundem/f...yaptim-160096/
nursuz nurcu naaaabbberrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr
lafons7275
Kıdemli Üye
Şeriat geldiği andan itibaren cehalet kalkar. 4 yaşına giren her çocuk kız olsun erkek olsun medreseye başlar.
Hırsızın elinin kesileceği bir sistemde hırsızlık, kısasa kısas uygulandığı bir düzende adam öldürme, recmin olduğu bir düzende zina kalmaz.
Bunlar uygulandığı anda Allah da yardımını gönderir ve çok kısa zamanda şeriat ile yönetilen ülkeler kalkınır. Aksini düşünen haşa Allah'ı bir nevi cehaletle suçlamış olur.
modest
Paylaşımcı
- Katılım
- 14 Haz 2013
- Mesajlar
- 122
- Tepkime puanı
- 2
- Puanları
- 0
ölümsüz mü olsun yani o sayın?
Kafirlerin aklını alsın gözlerine niye yapsın bunu? Yoksa bilmediğinimi biliyorsun akılmı veriyorsun! Birde allah ile lambadaki cini aynı kefeye mi koyuyorsun!
Ne dediğini bilmedikce salata kalkma!
adams77
Kanalizasyoncu
Selamunaleyküm
nursuz nurcu naaaabbberrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr
Ayak takımı ile işim olmaz ihtiyar. Gülen kitap yazmaz. bütün kitapları yaptığı sohbetlerin derlenmesi ile elde edilir. Dergilerde ki baş yazılarının toplanması ile oluşur. YALAN yazacaksın bari uyduruklu bir şey yaz ihtiyar
Şeriat gelince cehalet kalkar diyen insanlara söyleyecek bir söz yok. Batıda şeriat mı var ki cehalet yok orada?
İçi boş slogan müslümanları. 21 Yüzyıl dünyasından kopmuş lakırdı ve menkıbe Müslümanları
Bu tiplerden insanlığa ne fayda gelir ki..
lafons7275
Kıdemli Üye
Yani Allah bu işi bilmiyor demeye ısrarla devam edip batı yalakalığına devam ediyorsun. Patronun amerikada olduğu için kalbiniz gevurlaşmış artık sizin.
Şeriate rağmen insanlar cehaletlerini gideremeyecek ama ***ını yıkamayan batıyı örnek alınca ilerleyecek.
salimabi
Kısıtlı Erişim
- Katılım
- 1 Kas 2011
- Mesajlar
- 0
- Tepkime puanı
- 1,396
- Puanları
- 0
Şeriat insanın ahireti içindir
Medeniyet ise insanın dünyası içindir
Medeniyet inşasında "din" asıl faktör değildir
Dini ne olursa olsun çalışan üreten bir topluluk çağın gereğini yerine getiren bir topluluk medeniyetini inşa edebilir
Ama sizin beyniniz eğer hırsızın elini kesseydik marsa insan gönderebilirdik seviyesinde olduğu için bunları algılayamazsınız.
Medeniyet ise insanın dünyası içindir
Medeniyet inşasında "din" asıl faktör değildir
Dini ne olursa olsun çalışan üreten bir topluluk çağın gereğini yerine getiren bir topluluk medeniyetini inşa edebilir
Ama sizin beyniniz eğer hırsızın elini kesseydik marsa insan gönderebilirdik seviyesinde olduğu için bunları algılayamazsınız.
lafons7275
Kıdemli Üye
Şeriat insanın hem dünyası hem de ahireti içindir. Müslüman böyle inanır. Gevurun kucağından kalk artık.
Batı şeriattan dinden uzak yaşıyor oysa dünyalarını ise ihya etmişler, sebep? Gavur diyeceğine bir şeyler öğren
salimabi
Kısıtlı Erişim
- Katılım
- 1 Kas 2011
- Mesajlar
- 0
- Tepkime puanı
- 1,396
- Puanları
- 0
@lafons7275 manifesto doğru söylüyor, gavur deme onlar gavur değil bunların biricik dostları patronları yahudi,
öğren yani hakkaten Aponun Zerrab'ın kucağında dolaşanlar bize vatan haini diyor
ne günlere kaldık
Savcı silah kaçakçılığı yapan teröristlere silah taşıyan tırları nasıl durdururmuş
Öyle durdurur işte
Asıl ihanet devleti terörü beslemek için paravan olarak kullananların yaptığıdır
bugün güç onlarda
yarın devran döndüğünde neler yaşanır hiç bilinmez
Bî edeb sözler ile haklı çıkmaya çabalayanlar... Ben "pararlelci Vatan haini" diyorum ortaya, üstüne alınan fırlıyor meydane
lafons7275
Kıdemli Üye
Bakara 201: "Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ve güzellik ver, âhirette de iyilik ve güzellik ver ve bizi Cehennem azabından koru!"
dememizi Allah öğretecek ama şeriat sadece ahirete yarayacak. Şeriati yaşayanların burnu pislikten kurtulmayacak. Bu şekilde itikad edenin küfründen korkulur.
dememizi Allah öğretecek ama şeriat sadece ahirete yarayacak. Şeriati yaşayanların burnu pislikten kurtulmayacak. Bu şekilde itikad edenin küfründen korkulur.