MÜTEŞEKKÜR
Kıdemli Üye
- Katılım
- 17 Ağu 2009
- Mesajlar
- 6,938
- Tepkime puanı
- 198
- Puanları
- 0
Ne dersiniz,biraz da Mustafa Kemal'i müzakere edelim mi?!
Müzakere edersek neticede ne çıkacak bilemiyorum.Bir kimsenin iyi tarafını da görürsek tartışmalar yumuşayacaktır.
Yahu, el insaf! Mustafa Kemal ne adammış ki bu adamın adı anıldığında hemen polemikler başlıyor.Yahu tarihte iyi olanlar iyi anılıyor da neden sıra Mustafa Kemal'e gelince hemen tartışmalar başlıyor?.
Mustafa Kemal'i de müzakere etsek acaba neticede ne ortaya çıkar diye düşünüyorum.Lakin, Mustafa Kemal'in harplerden önce ki hali ile sonrasında ki halinde ki muazzam değişikliği onun ne kadarda bir ideoloji adamı olduğunu gösteriyor.
Mustafa Kemal, kendisine muhalif olan her kimler var ise, her ne şekilde olursa olsun bir şekilde ne yapıp edip cümlesini tasfiye etmesini başarmış olup cumhuriyeti kurduktan hemen sonra cumhurbaşkanı olmuştur.Yani onda 2 kişilik ruh yapısı vardı.O, ikincisini tercih etti.Yani harplerden önce asıl fikrini değiştirip harplerden sonra,İslam'a karşı devrim ve inkılap yaptı.Bu yüzden bu adam her zaman tartışılan biri olarak tarihe geçmiştir.
Kemalistler her zaman onun harplerden önce ki halini anlatırlar.Oysa bize asıl lazım olan harplerden sonra ki halidir.Yani son yaptığı icraatların ve işlerinin neticesidir.Biz, bunu bâza ve kaalaya alırız.Asıl mesele budur.
Mustafa Kemal'in en çok hoşuna gittiği ve örnek aldığı padişahın Fatih Sultan Mehmet olduğunu tarihçi yazar Mustafa Armağan kendi eseri olan "Paşaların Hesaplaşması" adlı eserinde belgeleriyle anlatıyor.Sonrasında ise Mustafa Kemal'i usulünce eleştiriyor.
Bir kimse bir kimseyi örnek alırsa ona benzemek istemez mi?İster tabii ki..Ee, peki Sultan Fatih'i örnek alan bu adam nasıl oluyor da İslam'a karşı inkılap ve devrim yapabiliyor?.Demek ki Mustafa Kemal'de "çoğulcu kişilik psikolojisi" var ki ne yaptığını bilmiyor.İşte ben bunu anlayamıyorum..
Mustafa Kemal'in nasıl birisi olduğu hakiki anlamda iyice tanınmazsa bu polemikler bitmek bilmeyecektir.Polemikler şu iki şey üzerinde oluyor."SEVGİ VE NEFRET!"..
Sakın yanlış anlaşılmasın.Sevgiden hiç nefret doğar mı dİyeceksiniz.Ben burada Atatürk'e olan sevgi ve nefretten bahsediyorum.Atatürk niçin seviliyor, niçin ondan nefret ediliyor?İşte bütün polemikler işte bundan doğmaktadır.
Kişi bir kimseyi niçin seviyor ona bakması lazım.Bir kimse diğer kimsenin sevdiğinden neden nefret ediyor ona da bakmak lazım.Yanı iki zıt kutup nerede anlaşamıyor işte asıl çözülmesi gerek mesele budur.
Ben şuna inanıyorum ki Atatürk'e olan nefret ve sevgi bize anlatılan yalan yanlış bilgilerden kaynaklanıyor.Yani asıl hak ve hakikat bizden gizlenmektedir.Biz de diyoruz ki, niçin bu cumhuriyet tarihinde olup bitenlerin arşivleri çıkarılıp bu millete gösterilmiyor?.İşte bizim nefretimiz bundandır.
Bize dev olanlar cüce gibi anlatıldı, cüce olanlar da dev gibi anlatıldı.Yani cumhuriyet tarihimizi çorba haline getirdiler.Bu yüzden zıt kutuplar oluşturuldu.Netice olarak, bizde diyoruz ki bilhassa kemalist arkadaşlara sözümüzdür:
GELİN HEP BERABER CUMHURİYET TARİHİMİZDE HER NE KADAR ARŞİVLERİMİZ VARSA, HEM DIŞARDAN HEM İÇERDEN OLMAK ÜZERE BUNLAR GÜN YÜZÜNE ÇIKARILSIN VE ARTIK BU HAKİKATLER ORTAYA DÖKÜLSÜN.VAR MISINIZ ŞİMDİ BU ARŞİVLERİ ÇIKARMAK İÇİN CESARET ETMEYE!.
HAZIR MISINIZ?..
HAZIRSANIZ BUYRUN TÜM ARŞİVLERİMİZİ İRDELEMEYE!.NE VAR NE YOK, KİM NE YAPMIŞ, HEPSİNİ BİRBİR DÖKTÜRELİM ORTAYA!..YOK EĞER "HAZIR DEĞİLİZ" DİYORSANIZ KUSURUMA BAKMAYIN SİZE "TAASSUP EHLİ OLMUŞ OLUP BİZİMLE TARTIŞMAYA HAKKINIZ YOKTUR" DİYEBİLİRİM...
Müzakere edersek neticede ne çıkacak bilemiyorum.Bir kimsenin iyi tarafını da görürsek tartışmalar yumuşayacaktır.
Yahu, el insaf! Mustafa Kemal ne adammış ki bu adamın adı anıldığında hemen polemikler başlıyor.Yahu tarihte iyi olanlar iyi anılıyor da neden sıra Mustafa Kemal'e gelince hemen tartışmalar başlıyor?.
Mustafa Kemal'i de müzakere etsek acaba neticede ne ortaya çıkar diye düşünüyorum.Lakin, Mustafa Kemal'in harplerden önce ki hali ile sonrasında ki halinde ki muazzam değişikliği onun ne kadarda bir ideoloji adamı olduğunu gösteriyor.
Mustafa Kemal, kendisine muhalif olan her kimler var ise, her ne şekilde olursa olsun bir şekilde ne yapıp edip cümlesini tasfiye etmesini başarmış olup cumhuriyeti kurduktan hemen sonra cumhurbaşkanı olmuştur.Yani onda 2 kişilik ruh yapısı vardı.O, ikincisini tercih etti.Yani harplerden önce asıl fikrini değiştirip harplerden sonra,İslam'a karşı devrim ve inkılap yaptı.Bu yüzden bu adam her zaman tartışılan biri olarak tarihe geçmiştir.
Kemalistler her zaman onun harplerden önce ki halini anlatırlar.Oysa bize asıl lazım olan harplerden sonra ki halidir.Yani son yaptığı icraatların ve işlerinin neticesidir.Biz, bunu bâza ve kaalaya alırız.Asıl mesele budur.
Mustafa Kemal'in en çok hoşuna gittiği ve örnek aldığı padişahın Fatih Sultan Mehmet olduğunu tarihçi yazar Mustafa Armağan kendi eseri olan "Paşaların Hesaplaşması" adlı eserinde belgeleriyle anlatıyor.Sonrasında ise Mustafa Kemal'i usulünce eleştiriyor.
Bir kimse bir kimseyi örnek alırsa ona benzemek istemez mi?İster tabii ki..Ee, peki Sultan Fatih'i örnek alan bu adam nasıl oluyor da İslam'a karşı inkılap ve devrim yapabiliyor?.Demek ki Mustafa Kemal'de "çoğulcu kişilik psikolojisi" var ki ne yaptığını bilmiyor.İşte ben bunu anlayamıyorum..
Mustafa Kemal'in nasıl birisi olduğu hakiki anlamda iyice tanınmazsa bu polemikler bitmek bilmeyecektir.Polemikler şu iki şey üzerinde oluyor."SEVGİ VE NEFRET!"..
Sakın yanlış anlaşılmasın.Sevgiden hiç nefret doğar mı dİyeceksiniz.Ben burada Atatürk'e olan sevgi ve nefretten bahsediyorum.Atatürk niçin seviliyor, niçin ondan nefret ediliyor?İşte bütün polemikler işte bundan doğmaktadır.
Kişi bir kimseyi niçin seviyor ona bakması lazım.Bir kimse diğer kimsenin sevdiğinden neden nefret ediyor ona da bakmak lazım.Yanı iki zıt kutup nerede anlaşamıyor işte asıl çözülmesi gerek mesele budur.
Ben şuna inanıyorum ki Atatürk'e olan nefret ve sevgi bize anlatılan yalan yanlış bilgilerden kaynaklanıyor.Yani asıl hak ve hakikat bizden gizlenmektedir.Biz de diyoruz ki, niçin bu cumhuriyet tarihinde olup bitenlerin arşivleri çıkarılıp bu millete gösterilmiyor?.İşte bizim nefretimiz bundandır.
Bize dev olanlar cüce gibi anlatıldı, cüce olanlar da dev gibi anlatıldı.Yani cumhuriyet tarihimizi çorba haline getirdiler.Bu yüzden zıt kutuplar oluşturuldu.Netice olarak, bizde diyoruz ki bilhassa kemalist arkadaşlara sözümüzdür:
GELİN HEP BERABER CUMHURİYET TARİHİMİZDE HER NE KADAR ARŞİVLERİMİZ VARSA, HEM DIŞARDAN HEM İÇERDEN OLMAK ÜZERE BUNLAR GÜN YÜZÜNE ÇIKARILSIN VE ARTIK BU HAKİKATLER ORTAYA DÖKÜLSÜN.VAR MISINIZ ŞİMDİ BU ARŞİVLERİ ÇIKARMAK İÇİN CESARET ETMEYE!.
HAZIR MISINIZ?..
HAZIRSANIZ BUYRUN TÜM ARŞİVLERİMİZİ İRDELEMEYE!.NE VAR NE YOK, KİM NE YAPMIŞ, HEPSİNİ BİRBİR DÖKTÜRELİM ORTAYA!..YOK EĞER "HAZIR DEĞİLİZ" DİYORSANIZ KUSURUMA BAKMAYIN SİZE "TAASSUP EHLİ OLMUŞ OLUP BİZİMLE TARTIŞMAYA HAKKINIZ YOKTUR" DİYEBİLİRİM...