Müslüman Dünyasında Yaşananlar...

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Türkiye ve Suudi Arabistan'ın, Suriye Esed rejimine karşı savaşan güçlere destekte işbirliği yapma konusunda anlaşmaya vardığı iddia edildi.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
İran'da Kürtler ayaklandı

İran'ın Kürt kenti Mahabad'da, istihbaratçıların tecavüzüne uğradığı için intihar eden Farinaz Hosravani'nin ölümü sonrası isyan çıktı.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
İran'da Kürtler ayaklandı

İran'ın Kürt kenti Mahabad'da, istihbaratçıların tecavüzüne uğradığı için intihar eden Farinaz Hosravani'nin ölümü sonrası isyan çıktı.

İran'ın Mahabad kentinde Kürt kızına tecavüz iddiasıyla çıkan olaylarla ilgili Hasan Ruhani güvenlik güçlerini geri çekme kararı aldı.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
İslami Ahraruş Şam Hareketi komutanlarından Ebu Hasan: “Esed düştü ama haberi yok
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Eski vekil Raşit: Mursi idama götürülüyor!

Mısır'daki İhvan Teşkilatı üyesi eski Milletvekili Adil Raşit, Mısır'da darbe sonrası yaşananlar ve Mursi’nin son durumu hakkında konuştu.

09 Mayıs 2015

Mısır'da yaşanan darbeyi değerlendiren Raşit,“Reis Muhammed Mursi ile birlikte hem Mısır halkı hem de İslam âlemi için büyük bir umut oluşmuştu. Türkiye ile bölgede sözü geçen ülke olması, Filistin davasının yanında olması haçlı ittifakını harekete geçirdi. Çünkü onlar için öncelik İsrail’in güvenliğidir. İsrail’in güvenliği için de İhvan’a darbe yaptılar ve Mısır’ın cumhurbaşkanlığına Sisi gibi bir İsrail komiseri atadılar dedi.

DARBE SONRASI ABD IŞİD’İ KURDU!

Ülkede darbe olduktan sonra haçlı ittifakının bölgeyi rahat bırakmadığını söyleyen Raşit, “ABD ve İsrail başta olmak üzere haçlı birliği Müslümanların başına IŞİD gibi bir belayı çıkardılar. ABD’li Başkan adayı Hillary Clinton “Zor Seçenekler” kitabında açıkça Müslümanları kendi aralarında parçalamak için ve Mursi benzeri yöneticilerin bir daha gelmemesi için IŞİD’i kurduklarını yazdı” diye konuştu.

SESSİZLİK MURSİ’Yİ İDAMA GÖTÜRÜYOR!

Yargılandığı ilk mahkemesinde 20 yıl hapis cezasına çarpıtılan eski Cumhurbaşkanı Mursi’nin son durumunu değerlendiren Raşit, “Aslında 20 yıllık hapis cezası Reis Mursi’yi idam etmeye hazırlanan Sisi yönetiminin Müslümanların nabzını yokladığı bir karardı. Müslümanlar bu karara karşı sessiz kaldılar. Bu Sisi’ye cesaret verdi ve idam için kolları sıvadılar” dedi.

HAPİSHANELER BİZİM İÇİN NİMET!

İHVAN üyelerinin hapishanelerde büyük işkenceler gördüğünü söyleyen Raşit, “İhvan üyeleri zor şartlarda ibadetlerini yapıyor ve her alandan tutuklu bulanan hocalarından dersler de alıyorlar. İhvan olarak geçmişte daha zor günler de yaşadık ancak Mısır ve İslam âlemi için çalışmaya hep devam ettik. Hapishaneler bizim için hem ceza hem yetişmek için nimettir. Küçük oğlum Yunus da bu sabah (geçtiğimiz Salı) tutuklanmış Mısır’daki binlerce oğlum gibi o da davasının bedelini ödeyecek” şeklinde konuştu.

Kaynak : Enes Babacan - Vahdet
 

levent48

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2012
Mesajlar
3,518
Tepkime puanı
142
Puanları
0
İran'da Kürtler ayaklandı

İran'ın Kürt kenti Mahabad'da, istihbaratçıların tecavüzüne uğradığı için intihar eden Farinaz Hosravani'nin ölümü sonrası isyan çıktı.



Biz asla Suud'u da desteklemiyoruz,İran'ı da desteklemiyoruz...

Birinin elinde Suriye ve Irak halkının kanı diğerinde ise Gazze ve Mısırlıların kanı var...Yesinler birbirlerini...Bu kadar zulüm ile çok bile ayakta kaldılar...Bundan sonra İran ve Suud'un parça parça oluşunu göreceğiz...

Ne Pers bozması İran ne de Necid bozması sapık Suud İslamı himaye edecek ayağa kaldıracak donanıma sahiptir..Biz 30 cepheye 5 milyon fidanı piknik yapmak için göndermedik yüz yıl önce...Medine Müdafii Fahrettin Paşalar,Kuttül ammare kahramanı Halil paşalar, Kasım Süleymani gibi çakallar zurnasını sallayarak Ortadoğu'da çetecilik oynasın diye o destanları yazmadı....

İran ve Suud'un Liderlik oyunları ve İmparatorluk hayalleri buraya kadar...Kuyrukları burada birbirine dolaştı...

Türkiye'nin son operasyonu desteklemesine gelince;

Şimdiye kadar İran Türkiye'nin suskunluğunu fırsat bilerek arkasına aldığı bir yanda İngiltere-İsrail ve ABD ile Öte yanda Çin ve Rusya ile "insan eti yiyeceğim" diyen kuvvetlerini ve generallerini Irak ve Suriye'de aleni gezdirmekte beis görmedi...Yalnız bırakılan Türkiye şimdiye kadar ses çıkarmadı...Uygun zaman ve zemini kollayarak her tuzaktan kendini korumaya çalıştı...Şalvarı tutuşan Suud ve Avaneleri Yemen'de çuvalayınca Türkiye açısından şartlar olgunlaştı..

Acem'in oyunu varsa Türk'ün de sabrı vardır...Bu sabrın ne kadar süreceğini Yavuz Sultan Selimhan'dan çok iyi bilir İran...Erdoğan'ın açıklaması bu sabrın sonuna gelindiğini dünyaya ilan ediyor...Pakistan'ın çıkışını da aynı adisyonda İran hesabına yazabilirsin ...Bakalım 290 milyarlık bütçe ile bu kadar cephede ne kadar dayanacak? ...Gerçekten Yemen son sıçrayışı oldu İran'ın ..Kötü tuzağa düştü...Çekirdeğimizi aldık,
İran baharını dört gözle bekliyoruz...

http://www.ihvanforum.org/showthread.php?154604-Yemen-e-on-ülkeden-operasyon/page5
 

levent48

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2012
Mesajlar
3,518
Tepkime puanı
142
Puanları
0
İran'ın Mahabad kentinde Kürt kızına tecavüz iddiasıyla çıkan olaylarla ilgili Hasan Ruhani güvenlik güçlerini geri çekme kararı aldı.

Endişeye gerek yok...

İki dessasın yaptığı anlaşmadan hayır gelmez....

İran Parça parça olacak...En ağır yumruğu sünni düyadan yiyacek hem de içeride can evine...Şimdi anlaştıkları şeytanları ise son pamuğu tıkayacak...

Şu unutulmamalı...Biz de birinci dünya savaşından hemen önce İngiltere ile anlaşmış hatta borç para bile almıştık...Sonra 30 cephede savaşa girdik....Bu adamlar elini sıkar,yüzüne güler bu aldatmasın.... İran'ın cenaze törenidir yaşananlar...

Rusya'ya gelince...Putin halen yalpalamaya devam ediyor...Rusya'nın ikinci bir hatası Putin iktidarının sonu olacak....

Bizim en zayıf noktamız alışılmış soğuk savaş dengeleri üzerinden okuma yapmamız...O dünya öldü...Kimse farkında değil...Yeni olan her hadise özgündür...Yeni arayışlar ve yeni ittifaklar demektir....Ummadıklarımızı ummadığımız rollerde ummadığımız işleri yaparken yakalamamız bunun en bariz göstergesi....Örnek içerde Fetö,dışarıda İran...

Hülasa maskeler indikçe eski metresler yarı yolda kalıyor...Kenara fırlatılan eski metresler (Suud-israil)koynuna gireceği yeni aşık peşinde...Türkiye dikkatli olmalı...Pakistan'ı tek geçerim....

http://www.ihvanforum.org/showthread.php?143489-Dünyadan-Haberler&p=1577609&highlight=#post1577609
 

levent48

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2012
Mesajlar
3,518
Tepkime puanı
142
Puanları
0
Rusya'ya gelince...Putin halen yalpalamaya devam ediyor...Rusya'nın ikinci bir hatası Putin iktidarının sonu olacak....

5 nisanda http://www.ihvanforum.org/showthread.php?143489-D%FCnyadan-Haberler&p=1577609&highlight=#post1577609

konusunda yazdığımız mesajda Rusya'yı da uyarmıştık...Ermeni fırıldağına Putin de iştirak etti...reis protestoyu yapıştırdı...Yakın bir zaman diliminde Rusya'da da iç karışıklıklar başlayacak...Dağıstan'a dikkat...Türkiye Putin için bu sefer parmağını kımıldatmayacak...
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Dimyat'ta olaylar büyüyor

Mısır’ın kuzeyindeki Dimyat kentindeki darbe karşıtı gösterilerde 25 köylünün gözaltına alınmasına tepkiler artıyor.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Suriye'de muhaliflerin çatı birliği Fetih Ordusu'na bağlı birlikler, İdlib'in Cisr el Şuğur ilçesindeki Vatan Hastanesi kompleksinin kuşatmasını kırmaya çalışan 70 esed rejim askerini öldürdü.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
İngiliz The Daily Telegrapf gazetesi, Suriye'de Muhaberat Başkanı Memluk'un MİT ile irtibatlı olduğu ve darbeye teşebbüs ettiği iddiasıyla ev hapsine alındığını iddia etti.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
BM'den flaş 'Kıbrıs' açıklaması

Kıbrıs sorununa çözüm aranan müzakerelerin 15 Mayıs'ta yeniden başlatılmasına karar verildiği açıklandı.

KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı ve Rum lider Anastasiadis, bir araya geldi. Müzakerelerin cuma günü başlayacağı açıklandı. Akıncı ve Anastasiadis müzakerelerin başladığı cuma akşamı tekrar görüşecek.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Yeni hedef: Halep'in tamamı

Suriye'nin Halep kentinde 21 esed muhalifi grup 'Fetih Ordusu' adı altında birleşerek kentin kontrolünü sağlamak için ortak operasyon merkezi oluşturdu.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Aktivistler Gazze'ye doğru yola çıktı

Gazze’ye yönelik ablukayı kırmayı amaçlayan İsveç ve Norveçli aktivistler, balıkçı teknesiyle İsveç'in Göteborg şehrinden yola çıktı.
 

Ebu-Zer-1

Doçent
Katılım
10 Kas 2014
Mesajlar
575
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Darfur'da Çatışmalarda 96 Kişi Öldü

64968.jpg


Afrika ülkelerinden Sudan kan gölüne döndü. Ülkenin batısında yer alan Darfur bölgesinde aşiretler arasında çıkan kanlı çatışmalarda 96 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi yaralandı.
Sudan'ın Darfur kentinin doğusundaki aşiretler arasında çatışma çıktı. Çıkan silahlı çatışmalarda onlarca kişi hayatını kaybetti. AFP'nin haberine göre, Sudan'da aralarında sık sık anlaşmazlıkların yaşandığı Rezeigat'lar ve Maaliya'lar arasında çıkan çatışmada onlarca kişi hayatını kaybetti.
Bölge yetkilisi Ebu Karinka yaptığı açıklamada, iki aşiretten toplam 96 kişinin hayatını kaybettiğini söyledi. Bölgede yüzlerce yaralı olduğu ifade ediliyor. Çatışmaların bugün sabah saatlerinde başladığı ve hala devam ettiği belirtiliyor.
Darfur, 2003 yılından beri büyük bir etnik kıyımın yaşandığı bölge. BM verilerine göre, 2003 yılından bu yana bölgeden 200 binden fazla kişi hayatını kaybetti, bir milyondan fazla insan da evini terk etmek zorunda kaldı.
AA
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Yemen'de yerel saatle dün 23.00'te başlayan 5 günlük ateşkesin kısa süre sonra açılan ateşlerle ihlal edildiği bildirildi.
 

Ebu-Zer-1

Doçent
Katılım
10 Kas 2014
Mesajlar
575
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Darbeciler Dr. Farid İsmail'i Cezaevinde Şehit Etti
65013.jpg


Mısır'da kanlı darbeden sonra tutuklanan İhvan liderlerinden Dr. Farid İsmail, cuntacıların hapishanesinde hayatını kaybetti.
Cezaevinde hayatını kaybeden Dr. Farid İsmail'in ağır hastalıkları olduğu ve buna rağmen darbeci Sisi cuntasının son aylarda ilaç kullanmasına müsaade etmediği biliniyordu. Dr. Farid'in hapishanede beyin kanaması geçirdiği ve buna rağmen ölene kadar müdahale edilmediği gelen bilgiler arasında.
Haber 10
 

Ebu-Zer-1

Doçent
Katılım
10 Kas 2014
Mesajlar
575
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Suriye Rejiminin Paralı Savaşçıları: Esed’in Afgan Askerleri

65001.jpg


Suriye diktatörü Beşar Esed güç kaybettikçe paralı akerlere yönelmek durumunda kalyor. Bunların arasında Afganlılar ise ilk sırada geliyorlar. Halep’te direnişçileirn esir aldığı Murat bunlardan biri.
Onun savaşı çok kısa sürdü. Afgan bir çiftçi olan Murad’ın Halep’te geçirdiği 2. günün sabahıydı. Ölümüne savunmaları için İranlı bir subaydan aldıkları emri yerine getirmek için bukunduğu binanın 2. katındaydı.
Buralara nasıl gelmişti? Tek isteği İran’da ikamet izniydi. Fakat kendisini bir anda Suriye savaşının ortasında bulmuştu. Etrafında ne olup bittiğinin bile farkında değilken, birden büyük bir patlama sesiyle irkildi. O anda aklına sadece kızı gelmiş ve boğulacağını zannetmişti.
Birileri gelip kendisini çıkardığında o hala ağlıyordu. Kendisini oracıkta öldüreceklerini sandığı direnişçiler ellerini bağlayıp karagaha götürdüler. Bir parça Farsça bilen birisi kendisine korkmamasını tenbihledi.
Aradan 7 ay geçmişti ve Murad bir başka Afgan esirle birlikte Şam Cephesi’nin cezaevi olarak kullandığı bir yerde tutulmakta. Esirler arasında İranlı ve Pakistanlıların da bulunduğu söyleniyor.
Sadece Halep’te değili Hama, Dera gibi şehirlerde de Afganların savaştığı biliniyor ve bunların büyük çoğunluğu da Afganistan’ın en yoksul etnik Şii topluluğu olan Hazara kökenli.
Esed rejimi güç kaybettikçe bu tür paralı askereler daha çok muhtaç duruma düşüyor. Başından itibaren Esed rejiminin aşmakta zorlandığı en büyük düşman: Suriye demografisi.
Bu zorluğu aşabilmek için 2012’de Lübnan Hizbullah’ı devreye sokuldu. Ardından İran’dan, Yemen’den, Pakistan’dan gelen Şiiler dahil edildiler. Hizbullah bu süreçte Kusayr’da olduğu gibi ağır darbeler aldı. Çoğu kez kayıplarını “trafik kazası” diye kayda geçirdi.
Iraklıların çoğu ülkelerine dönmek durumunda kaldılar. Hazaralar ise hala buradalar. Sadece Halep ve Dera’da 700’den fazla Hazara’nın öldürüldüğü söyleniyor. Ve bunların çoğu diğerlerinden farklı olarak kendi iradeleryiyle burada değiller.
Şu anda Halep cezaevinde tutulan 45 yaşındaki Murad Ali Hamidi Afganistan’ın kuzeyindeki Çaharzad Han adlı köyde çiftçilik yapan birsiymiş. Küçük bir arazisi varmış fakat köyde ne elektirik, ne de okul bulunuyormuş. Resmi olmayan yollardan İran’a çalışmak amacıyla gitmiş. Ve burada 2013 Eylülü’nde tutuklanmış. Kendisini uyuşturucu satıcılığı ile suçladıklarını ama bunun iftira olduğunu söylüyor. 15 gün boyunca elektirik kablosuyla dövmüşler. Sırtında söndürdükleri sigaranın izi söylediklerinin doğruluğunun bir kanıtı gibi. İranlıların ırkçı olduklarını, Afganlardan nefret ettiklerini söylüyor.
Altı yıl hapis cezasına çarptırılmış. Tahran’daki ünlü Evin cezaevinde geçirdiği 1 yılın sonunda bir gün bir Pasdar kendisini ziyarete gelmiş.
Kendisine kalan 5 yıl hapis cezasını bu ceaevinde geçirmek isteyip istemediğini sormuş.
Murad hayır demiş ve yetkilinin demesine bakılırsa iki aylığına ve basit görevler yapmak üzere Suriye’ye gönderilmeyi kabul etmiş. Ayrıca aynı kişi kendisine döndüğünde ikamet izni verileceğini de vaad etmiş. Diğer Afgan esir de iki aylık görev yapmak üzere buraya gönderildiklerini ve aylık 700 dolar maaş vaad edildiğini söylüyor.
Murad ile birlikte tutulan Said Ahmed Hüseyin adlı esir de aynı şeyleri yaşamış. Kuzey Tahran’daki bir inşaatta çalışırken, baskına uğradıklarını ve kendisi gibi tümü Hazara kökenli, 150 kaçak işçiye benzeri teklifte bulunulduğunu aktarıyor.
Cezaevinden çıkartıldıktan sonra Tahran’da silah eğitimi gördüklerini ve Suriye’de teröristlerle savaşmaya gönderildiklerini söylüyor. Tahran’daki İmam Humeyni Havaalanında tümü sivil kıyafetler içindeki insanlarla Şam’a uçtuklarını ifade ediyor. Yolcuların arasında çok sayıda aile bulunduğunu, bu uçağın savaşçılardan oluştuğunu tahmin etmenin imkansız olduğunu da ekliyor.
Şam’da 2 İranlı görevli kendilerini karşılamış ve önce Lazkiye’ye götürülmüşler, ardından Halep yakınlarındaki bir askeri üsse getirilmişler. Kendisi burada 10 gün kalmış.
Bir akşam üniforma ve silah dağıtımından sonra 300 Afgan kökenli kişi ile birlikte bir yerde toplanmışlar. Uzunca bir süre yürüdükten sonra çok katlı bir binaya gelmişler. Burada görevliler bu binanın korunması gerektiğini söylemiş. Ölümüne teröristlerle savşmaları gerektiğini, sağ yakalanırlarsa kellelerinin kesileceğini söylemişler. Ve arka arkaya defalarca sakın teslim olmayın diye vurgulamışlar.
Direnişçi komutanlardan ikisi bize Afgan savaşçıların makine gibi olduklarını çok hızlı hareket ettiklerini ve iyi savaştıklarını ama karagahla irtibatları koptuğunda ise paniğe kapıldıklarını anlatıyor.
Artık binayı koruyamayacakları belli olmasına rağmen Afgan savaşçıların teslim olmayı reddettikleri bunun üzerine binayı bütünüyle havaya uçurumaya mecbur kaldıklarını söylüyor. Bu patlama esnasında sadece Murad ve Said yıkıntılar arasında canlı kalmayı başarmışlar.
Şu anda tutuldukları cezaevi belki de dünyanın en tehlikeli cezaevi çünkü sürekli varil bombası tehdidi altında. Doğu Halep’te rejim askeri başarısızlığa uğradıkça varil bombası yağdırmayı hızlandırmış. 3 Mayıs’ta röportaj için belirlenen bölgeye gittiğimizde varil bombalarının patlama sesi kulaklarımızı deliyordu sanki. Buna rağmen Halepliler çok sakin görünüyorlar, koşuşturmuyorlardı. Sanki acele etmeye gerek yokmuş gibi bir hava vardı. Çünkü Halep’te ölüm adeta hızlı bir biçimde hedefini buluyor zaten.
Murad şu anda karamsarlık içinde. Direnişçiler pazarlıkla kendilerini teslim etmeyi düşünüyorlar, oysa o Suriye ordusuna teslim edilmekten de korkuyor. Tek isteği bir zamanlar yoksulluktan ötürü kaçtığı Afganistan’a evine dönebilmek.
Ne varki Afgan hükümeti de Suriye’de kaybolan binlerce vatandaşı ile pek ilgili görünmüyor.
Esir takası müzakerelerini yürüten Şeyh Abdulkadir Falas Suriyeli yetkililerin daha önce Hizbullah ve İranlı askerlerin takası noktasında çok istekli olduklarını ama Afganlıları hiç umursamadıklarını söylüyor. Kızılhaç da bir şey yapamamış ve muhtemelen bu 2 Afganlı esir savaşın soınuna dek direnişçilerin elinde kalacak gibi.
Ayrıca 6 Afgan esirle ilgili olarak da pazarlık yürütmekte olan Halepli bir komutan, telefonda temas kurduğu ünlü Suriyeli komutan, kaplan kalaplı, Süheyl Hassan’ın “Onlara istediğinizi yapabilirsiniz. Hepsini öldürebilirsiniz. Bunlar paralı askerler. Size onlar gibi daha binlercesini gönderebiliriz” dedidiğini söylüyor.
Christoph Reuter, HAKSÖZ HABER için Spiegel’den kısaltarak çev. Hasan Soylu
 

Ebu-Zer-1

Doçent
Katılım
10 Kas 2014
Mesajlar
575
Tepkime puanı
2
Puanları
0
“Esed Düştü Ama Haberi Yok”

64813.jpg


İslami Ahrar-uş Şam Hareketi komutanlarından Ebu Hasan: “Esed düştü ama haberi yok”

Erem Şentürk / Diriliş Postası

Cisr-i Şuğur’u fetheden Birleşik Devrim ordusuna bağlı Ahrar-uş Şam’ın komutanlarında Ebu Hasan Muhaciri ile görüşeceğimiz eve gitmek için Cisr-i Şuğur’a doğru yola çıktık. Etraftaki evler yıkılmış, caddelerde arabalar ters çevrilmiş, duvarlarda mermi ve şarapnel izlerinin olduğu hayalet bir şehirde ilerleyip röportaj yapacağımız adrese giderken şehirden yükselen yoğun bir siyah dumanı fark edip ne olduğunu soruyorum. Arabayı kullanan Ebu Fadıl, “Esed çekilirken tren istasyonlarını, yakıt depolarını ve hastaneleri uçakla vuruyor. Bu, istasyondaki tanker yangını” diyor.

Kendimizi tanıtarak geçtiğimiz birkaç kontrol noktasından sonra Ebu Hasan’ın beni beklediği adrese ulaşıyoruz. Kapıda bekleyen devrimcilere selam verip içeri girdikten sonra küçük bir odada diğer devrimcilerle toplantı halinde olan Ebu Hasan bizi karşılıyor.

Ebu Hasan’a, kendi memleketi olan Cisr-i Şuğur’u fethetmesinin nasıl bir his olduğunu ve bundan sonrası için beklentilerini soruyorum.

Hüzünlü bir ifadeyle Esed / Hamaney rejiminin şehri nasıl harabeye çevirdiğini anlatıyor. Sonra, “Esed düştü ama haberi yok” diyor. Gülüşüyoruz. Ebu Hasan “Şaka yaptığımı düşünüyorsunuz ama bu gerçek” diyor.

Olan biteni gayet anlaşılır bir dille şöyle özetliyor: “Beşşar düştü. Çoktan düştü ama İran onu kazanacağına inandırıp yanına milisleri gönderdiği için kendini hala güçlü sanıyor. Gökyüzünden pazar yerlerine, okullara, sokak aralarına bombalar yağdırıyor. Bebek ölülerine baktıkça buna da savaşmak diyor. Beşşar’in kendi savaşacak cesareti de yok gücü de yok. İran’ın dünyadan topladığı paralı çetelerle savaşıyoruz biz burada. Rusya’yla savaşıyoruz. Beşşar, Suriye’de İran’ın ve İsrail’in ortaklaşa kullandığı bir ayrıntı artık. Bunu bildiği için çok sinirli ve öfkesini bebekleri zehirleyerek çıkarıyor.”

Suriye’de kiminle konuştuysam biz burada İran’la savaşıyoruz diyor. Bu tam olarak ne demek? Resmi İran ordusu mu var Suriye de?

Resmi İran ordusundan subaylar eğitim ve silah getirmek için var. İran çok özel bir hedefi olmadığı sürece resmen savaşmıyor. Afganistan, Lübnan, Yemen ve İrandan topladığı milisleri sürüyor sahaya. Her yer İran’dan gelen savaşçılarla dolu burada. Bizim elimizde rejimin komutanları esir düştüğünde biz kiminle pazarlık yapıyoruz sanıyorsunuz. Rejimle mi? (Gülüyor) Biz Esed askerini esir alıyoruz ama pazarlığı İran'la yapıyoruz.

Türkiye’de en çok konuşulan konulardan biride burada devrimcilerin Alevileri öldürdüğü iddiası.

Bu saçma sapan bir iftira. Aynı cümlede üstü üste iki iftira hem de. Birincisi Suriye’ de bir tane bile Alevi yok. Suriye’de Nusayri var ve sizin bildiğiniz anlamda Alevilikle hiç bir ilgisi olmayan bambaşka bir inanış Nusayrilik. En başta bunu düzeltelim. İkinci olarak, biz rejimle savaşıyoruz ve eli silahlı düşman askerleri dışında hiç kimseyle savaşmıyoruz. Bunlar İran’ın rejime ezberlettiği politik yalanlar. Türkiye gibi ülkelerde bu tür yalanlarla şaibe çıkartıp kafaları karıştırarak zaman kazanmak istiyorlar.

Esed - Hamaney Rejim güçleri Cisr-i Şuğur’u havadan uçaklarla 70’den fazla kere bombaladı. Uçak bombardımanından sivil halkı biz kurtardık. Aralarında Nusayri siviller vardı. Hepsini biz kurtardık, güvenli bölgelere naklettik. Yiyecek, içecek barınma sağladık. Elimizde binlerce fotoğraf onlarca video var. Cisir’de devrimcilerin sivillere zarar verdiğini ispatlayacak bir tane bile delil gösteremezler. Hepsi iftira. Ama ben size rejimin katlettiği Müslüman olan olmayan binlerce siville ilgili dünya kadar delil gösterebilirim.

Suriye’de devrimci grup sayısının binden fazla olduğu söyleniyor. Parçalanmış bir hal görünüyor Türkiye’den bakınca. Bu parçalı halle, zafer elde etmek mümkün mü? Niye tek bir ordu olmuyorsunuz?


Evet söylediğiniz kadar ve belki daha fazla sayıda grup var. Ama bu bizim parçalanmış olduğumuz anlamına gelmez. Evvela hepimizin düşmanı ortak. Hepimiz bunun farkındayız. Bir diğer konu, bu savaş planlı ve önceden hesaplanmış bir savaş değil. Hepimiz uzun yıllardır süren işkencelere, tahakküme ve baskılara karşı savaşmaya başladık. Herkes kendi mahallesinde düşmana karşı savaşıyor ve mahallesini koruyor. Bu mahalli savunma hali bizim sivil ve meşru olduğumuzun ispatıdır. Her grup kendi bölgesini temizliyor ve düşmana karşı savunuyor. Bu ayrı olmak mıdır? Üstelik yeri geldiğinde birleşip birlikte savaşıyoruz, sonra tekrar bölgelerimize dönüyoruz. Osmanlı dağıldıktan sonra Antep’i Fransızlara karşı savunan Antepli ile Yunanla savaşan İzmirli nasıl ki ayrı olduğu halde aynı vatan için çarpışan aynı halksa, biz de aynı şekilde kendi mahallesinde vatanını savunan Suriye halkıyız. Tam da dediğiniz gibi düzenli ve tek bir ordu olduğumuzu düşünün bir an. Orduyu bahane ederek bir sabah aniden ortaya çıkacak, İtalyan, İngiliz, Rus ve İran uçaklarından bizi kim koruyacak?

Herkesin en çok sorduğu ve en çok tartışılan soru; savaş bitince ne olacak? Yeni devlet nasıl kurulacak? Nasıl bir devlet modeli olacak?

Kibirli batının küçük hesapları bunlar. Herkes Suriye’ye akıl verme telaşına düşmüş. Biz bütün devrimciler dün ne dediysek aynısını söylemeye devam ediyoruz. Savaş bitince Suriye halkı ne istiyorsa o olacak. Suriye’nin kimsenin vereceği akla ihtiyacı yok. Suriye halkı Suriye’ye yeter. Samimi olarak Suriye halkını düşünen birileri varsa bize Esed / Hamaney rejiminin sokakları yakan, kimyasal silahla bebekleri kadınları zehirleyen helikopterleri düşürecek silah versinler. Gerisini biz hallederiz. Savaşı da hallederiz, Suriye’yi de yeniden kurarız.
 

Ebu-Zer-1

Doçent
Katılım
10 Kas 2014
Mesajlar
575
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Esed Rejiminin Saldırıları ve Suriye


64537.jpg


Savaş başlamadan önce İngilizce öğretmeniydi. Şimdi ise muhalif bir silahlı grubun komutanı. Neredeyse bütün yakınlarını Esed rejiminin saldırılarında kaybeden Halepli Ebu Humam dört yıllık savaşın sonucunda kaybedenin Suriye olduğu görüşünde.
Yılmaz Bilgen/ Al Jazeera
Arap sokağında başlayan ayaklanma dalgasının son halkasını teşkil eden Suriye’de gösterilerin savaşa evrilmesinin üzerinden tam dört yıl geçti.
Bundan 50 ay önce, Mart 2011'de başlayan Suriye savaşı şehirleri harabeye çevirirken milyonlarca insan da yaşadığı mekânları terk etmek zorunda kaldı. Uluslararası kuruluşlar ölü sayısının 200 binden fazla olduğunu açıklıyor, ancak Suriye’nin yerel kaynakları şu ana kadar 500 binden fazla kayıpları olduğunu iddia ediyor.
Suriye’nin tarihi, sanayisi ve kültürü ile en önemli kentleri arasında yer alan Halep’te doğan Ebu Humam’ın (Akil el Salih) hikâyesi de dört yılı aşan savaşın adeta kısa bir özeti.
Birçok yakını rejimin saldırılarında öldü
İlk olarak 2012 yılı Mayıs ayında Halep’in Mesakin Henanu semtinde bulunan evlerinin rejim uçakları tarafından bombalandığını ve bu saldırıda babası ile birlikte üç erkek bir de kız kardeşini kaybetti. Aynı saldırıda çok yakın bir arkadaşı da kendisini evde beklediği sırada öldü.
Annesi ve bir kız kardeşini bu saldırıdan sağ olarak kurtaran Ebu Humam, aynı yıl kurduğu Ehli Sünnet vel Cemaat Tugayı’nın komutanı olarak Esed rejimine karşı savaşmayı sürdürüyor.
Savaştan önce Halep’te İngilizce öğretmenliği yapan Ebu Humam, Halep Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu.
36 yaşındaki Suriyeli komutan ‘Hayata beni bağlayan en büyük dayanağımdı’ dediği annesini de bir buçuk yıl önce yine bir saldırıda kaybetmiş.
Halen Suriye’nin Lazkiye bölgesinde savaşan Ebu Humam yaşadıklarını ve savaşa dair gözlemlerini Al Jazeera Türk’e anlattı.
‘Esed öldürerek kazanamayacağını anlamalı’
“İnsanlarımız mahvoldu, şehirlerimiz harabeye döndü, istikbalimiz karardı ve çocuklarımızın gözündeki ışık söndü” diyen Ebu Humam, “Bu savaşta kaybedenin topyekûn Suriye” olduğunu ifade etti ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“İletişimin bu denli yaygın olmadığı zamanlarda cahil bırakılan kitleleri baskıyla yönetmek mümkündü. Hafız Esed bunu 40 yıl boyunca başardı. Oğul Esed (Beşşar) ise dünyada yaşanan değişimi okuyamadığı için babasının uygulamaları ile ülkeyi rahat yönetebileceğine inandı ya da birileri onu buna inandırdı. Artık kimse babasının dünyasında yaşamıyor. Maalesef Beşşar bu fotoğrafı okuyamadı. Onu Suriye halkı seçmedi. Sadece Hafız Esed’in oğlu olduğu için başımıza getirildi. İstenmediğini anladığında ise şiddet yolunu seçerek halkı sindireceğini düşündü. Direnişin dozu arttıkça da öfkesi kabardı ve daha çok öldürmeye başladı. Yüzbinlerce insanı sadece iktidarda kalmak için öldürdü ve öldürmeye devam ediyor. Ama bu direniş Esed rejimi gitmeden bitmeyecek. Birileri Beşşar’a öldürerek bu halkı bitiremeyeceğini anlatmak zorunda.”
‘Çok şey istemedik’
“Halkların kendi istedikleri isimleri yönetici seçerek idare edildikleri bir dünyada bizi Beşşar Esed gibi bir diktatöre boyun eğmeye mecbur kılan hiç bir sebep yoktu” diyen Halepli direnişçi komutan 6 ay süren silahsız gösteri döneminde çok şey istemediklerini sadece özgür tercihlerin saygı göreceği bir seçim talep ettiklerini ifade ediyor.
Dört yıllık savaş sürecinde altı kez ciddi bir biçimde yaralandığını belirten Ebu Humam, 10 gün önce grubuyla birlikte gerçekleştirdiği bir sızma operasyonunda mayın patlamasına bağlı olarak yaralandığı için tedavi görüyor. İki savaşçısının ayaklarını kaybettiği mayın patlaması sonrası, Ebu Humam’ın da sağ ayağında kırıklar oluşmuş.
Anne ve babası ile birlikte dört kardeşini savaşa kurban veren komutan, ailesinden geriye kalan bir erkek, bir de kız kardeşi bulunduğunu, geçtiğimiz aylarda da kız kardeşinin eşinin öldürüldüğünü söylüyor. 14 ay önce evlenen Ebu Humam, dört ay önce doğan oğluna da öldürülen eniştesinin ismini vermiş.

 
Üst