Hem böyle bir soruyu sormamam gerekir, çünkü sol, solcu olmayan siyasi, dini bir hareketin örgüt/parti ve onun mensuplarını savunduğu görülmemiştir.
Burada benim kastım solun cicili sözlerinin içinin kofluğunu gündeme getirmektir.
Halkların kardeşliğini savunduğunu söyler, halkların düşmanlığını körüklediği görülür.
Ezilen halklar, sömürülen sınıfsal tabakalar vurgusunu hep işler ama o hareketin liderliğini yürüten organın dini siyasi niteliğine bakarak hareket eder.
Mısır'da halk oyu ile seçilen cumhurbaşkanı ihvanı müslim teşkilatı üyesi ise onu bir darbe ile devirten emperyalistlerle aynı söz ve eylem birliği içinde olmaktan ne sıkılır ne de utanır.
Filistin meselesinde de böyle. Solcuların anti-emperyalistlik ilkesi anti siyonizm ile tamamlanmadığı için siyonistlerin emperyalizmle sıkı ilişkilerini görmezden gelir. Veya emperyalist ülkeler siyonizmi sağına alıp halklar üzerinde soykırım ve sömürüyü dayattığında da sol bu ilişkileri görmemezlikten gelir.
Bu solun kaypak ve tutarsız, teorik bakımdan da siyasi ve ahlaki yönlerinden tam donanımlı olmamasından kaynaklıdır.
Sol evet doğrudur şurda yanlış yapmaktadır, burda hatalıdır, şu konuda eksiklikleri mevcuttur, bu konuda nicel ve nitel bakımdan yetersizdir şeklinde yapılan savunumların tümü kaypaklık ve tutarsızlık ile açıklanabilir.
Yoksa dünyanın gelişen ve değişen şartlarına uyum sağlayamamanın başka ca bir izahı da bulunamaz. Değişmeyi ve gelişmeyi mutlak gören solun ideolojisi değişimi ve gelişmeyi takip edememesinin mazereti mi olur?
Sol irdeleyicidir, şu bakımdan mesela Mısır'da ihvanı müslim mücadelenin öncüsüdür tespitinde bulunur ve hemen arkasından ihvanı mislim ile dayanışmaktansa emperyalistlerle siyonistlerle dayanışırım daha iyi.
Solun özellikle Türk solunun, tercihini hep zalim ve despotlardan yana kullanması kesinlikle bilinçlice kullanılan bir tercihtir.,
pkk ile müttefiklik ölçüsünde ilişkileri de yine bu çerçevede ele alınmalıdır.
Türk solu, filistinlilerle birlikte israile karşı savaşmış
Bekaa vadisinde teorik ve silahlı eğitim alırken örgütten belli sayıda militanın FKÖ'ya takviye verilmesi şartı koşuluyordu. Mecburiyetti yani.
Eee mecburiyet veya gönüllülük her iki durumda da Filistinlilere yardımda bulunulmuş mu diyeceksin