Minel AŞK

_Berceste_

bir tutam delilik...
Katılım
21 Eyl 2010
Mesajlar
6,798
Tepkime puanı
1,525
Puanları
0
Aşk:
belki Züleyha'nın yaptığı gibi iftiraya götürür..

Belki
Hz.Yusuf'u gören kadınların ellerini kanatan bıçağa götürür..
...
Belki
Hz. Aişe validemizin yaptığı naza götürür..

Aşktır,yolu
vardır;yordamı yoktur..

Hz.
Yakub'u elde gömlek bekletendir..

Hz.İsmail'i
emre razı edendir..

Hz
Fatıma'yı babasının peşinden götürendir...
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Sen Geliyorsun

Sen geliyorsun; kuşlar geliyor bahçelerden
Papatya kokusu bir de, sen gelmeden önce

Nasıl tanıyorum bilsen geçtiğin sokakları
Biraz mahmur oluyor bakışları, fersiz, çaresiz
Ölü kelebekler görüyorum sokak köşelerinde
Duvar diplerine bırakılmış acılar
Yorgun ihtiyarlar bir de, gençliğini arayan

Sen tüm sokaklardan geçmişsin meğer
Hangisine baktıysam rengi bembeyaz
Bir dokun bin ah işit pencereden
Bir asker ağlıyor kenarında sessizce
Yavuklusunun adını unutmuş gözlerinde
Ne zaman biteceğini askerliğinin
Nereye gideceğini, kim olduğunu

Aklının karıştığı mahzenlerde
Bir adam izlerine bakıyor delice
Şimdi sen geliyorsun, biliyorum
Hayallerim geliyor, umutlarım, mutluluğum
Hiçbir şeyi görmüyor gözlerim
Gireceğin kapıdan başka

Nurullah Genç
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Nokta-i Kübra

Şu canını alan yârsa,
Bal tatlı bir andır ölüm.
Vuslat denen bir şey varsa,
Tekliğe beyandır ölüm.

Sırtın kuru, karnın toksa
Dünyalığın epey çoksa,
Varacağın bir yâr yoksa
Akıla ziyandır ölüm.

Tepegözden bakanları,
İnsanlıktan çıkanları,
Gönül evi yıkanları,
Bil! Yola koyandır ölüm.

Nefs ile koyun koyuna,
Girdi bir çıkmaz oyuna,
Firavun ve kem soyuna,
Korkuyu yayandır ölüm.

Azrail koyulur cenge.
Seçmez cahil, âlim, bilge.
Bu mümkinat ancak gölge,
Gölge avlayandır ölüm.

Halk olundun sen evvelde,
Haşir, neşir var ezelde.
Evvel ezel bir güzelde,
Arife ayandır ölüm.

Nurdan gelen, nura döner
Yârdan gelen, yâra döner
Varlık, Vâr’dan Vâr’a döner.
Donmuş çağlayandır ölüm.

Ete kemiğe büründük,
Sudan toprağa süründük.
Rüyasında var göründük,
Varlıktan soyandır ölüm.

Menzil uzun, yol incedir
Yaklaş emri gelincedir,
Kul Rabbi’ni bilincedir.
Âlem yok sayandır ölüm.

Bitince zannın zulümü,
Her nefs tadacak ölümü.
Nihayet, zifaf bölümü,
O an haz duyandır ölüm.

Talibi hoşnut derdinden,
Sabır arıttı kurdundan.
Âlem-i berzah yurdundan,
Noktaya kayandır ölüm.



İ.Ertem
 

_Berceste_

bir tutam delilik...
Katılım
21 Eyl 2010
Mesajlar
6,798
Tepkime puanı
1,525
Puanları
0
/… içimde bir uktesin
renkler cansız, solmuşsa gözlerimde...
tenim kavruk duruyorsa sulietimde...
ve sen düşüncelerimde büyüyorsan hala...
bil ki vefasızsın...


sesin yankılanıyorsa kireç boyalı duvarlarımda…
korkulu titremeler salıyorsa nabızlarım uçurumlara
ve düşüyorsam baş aşağı,
bil ki eL sin…


bir sende kayboluyorsam, değişiyorsa tabiatım…
bende buluyorsa hayalin, tüm hoyratlığını…
konuşmuyorsa rüyalarım, düşlerim yetim kalmışsa…
bil ki elemimsin…

Özlemin kol geziyor, yokluğun doluyorsa içime,
kalbim katrelerini taşıyorsa, sızıların…
cağların birikmiş elemini, yaşıyorsam sende
bil ki dertsin…


tenini koklamadan, yeşili sende tanıdıysam…
ışığım, gözlerinde güneş oluyorsa kör karanlıkta…
bağlandıysa yürek ipliğim, gönül kafesine
bil ki celladımsın…
 

_Berceste_

bir tutam delilik...
Katılım
21 Eyl 2010
Mesajlar
6,798
Tepkime puanı
1,525
Puanları
0
Sevgili

Ben,bir sensizliğim,
Bir yanım hep mahcup sana
Bir yanım utangaç
Senden yegane an! saniyelere muhtaç …

Sevgili

Ben, bir sensizliğim …
Bir yanım uçuk gülüşler dağıtır
Bir yanım yetimkar …
Dokun şefkatinle kalbime! dokun gül’yar …

Sevgili

Ben, bir sensizliğim …
Bir yanım,uçsuz bucaksız uçurum
Bir yanım, sana tutulmuş
Artık eylüllerden geçtim! baharı unutulmuş …

Sevgili

Ben, bir sensizliğim …
Bir yanım çöl, tortusu dudaklarımda …
Bir yanım ateş …
Bir yangın ortasında! perişan ve keşme-keş …

Sevgili

Ben, bir sensizliğim …
Bir yanım sır, gizeminde boğulduğum
Bir yanım zindan …
Tutsaklığına adanmış bir ömür!
Tutuklu kalmış zaman …

Sevgili

Ben, bir sensizliğim …
Bir yanım İstanbul, henüz feth edilmemiş
Bir yanım sen …
Özlendikçe acıyan! sızlandıkça biriken …

Sevgili, ben bir sensizliğim …
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
alakası yok

"ne kadar uzun bir şiir diye otursam ne zaman o kadar kısa
ne zaman ne kadar ödemeler tutacaksa o kadar açık çıkar
ne kadar da kızlar var şiirlerimde baktım da
ne kadar zafer diye otursam o kadar sarhoşluk gibi bir şey bu da
ne kadar dava diyorsam bana o kadar ödeme yapıyorlar
seni seviyorum aslında bu çok yanlış biliyorum
bu yanlış biliyorum bu şiir yanlış bu sen ve bu seni seviyorum
uzatmak yanlış biliyorum kızlar yanlış ve ödemeler yanlış
buna şiirin sonunda değineceğiz geçelim çünkü
biz aslında yalınkat bir ordunun baldırı çıplak tayfası
firavunun ülkesindeki yahudilerdik
bizi kovacaklardı biz haklı ve zayıf olacaktık ne kadar yahudiysek
romada inat değil hıristiyanlar olarak
şimdi gümbür gümbür zikirde sağnak yağmurlar altında
biz toprakların üstünde kılıçlar gölgesinde
at binen kılıç kuşanan tef çalan şiir okuyan
kara adamlardık bayraklarımız bıyıklarımız karılarımız vardı
şimdi marşlarımız vardı zikrederdik hayydı şimdi ya kayyumdu
şimdi sallanırdı arşı ala aslında ama ne kadar uzun diye otursam bir şiir
işte ne kadar ne zaman otursam kalkıyorsunuz
ben gelince gidiyor herkes borsa kapanıyor ben satacakken kağıtları
evrakı yetiştirince ben mesai bitiyor televizyonu açtığımda
bir programın daha sonuna geliyoruz
ne zaman yüzümü çevirsem kızlar öpüyor hep bir ağızdan
ne zaman desem ki allahım burada bitti başlıyor allahım anlıyorum
ne zaman ben anlamıyorsam mevlana diyor ki
sevgili mevlana diyesim geliyor aslında ne zaman oturup kızlardan başlasam
sevgili mevlana evet sevgili ve çok ve sevgili
mevlana bunun altını çok açtık galiba
bu çünkü hamdı çünkü pişti bu çünkü yandı
ve mevlana ne zaman otursam mevlana diyor ki
yok ol ki diyor var olasın var ol mevlana e mi sen var ol
varol bravo helal sana şak şak şak mevlana
tek ol hatta ayrıl kop atak yap mevlana dıştan gel
mevlana özür dilerim bu çok yanlış biliyorum
şu kabak hikayesini anlatsana

komik şiirler yazayım ben aslında
yo acı çeken aslında palyaçolarınkinden değil
baya komik düpedüz yani komik ve trajik de değil
gülelim ve ha diyelim demek ki öyleymiş
güldüren ve düşündüren şiirler yazayım gülerken düşünelim
ama ne zaman otursam biliyorum memleket elden gidecek
ne zaman öpsem seni kapı çalacak ne zaman ayıp bir şey konuşsak
ne zaman ekmek yesek alamayanlar bakar ne zaman hırsızlığa çıksak
ay akşamdan doğar ay akşamdan ışıktır
ne zaman masal anlatsam mevlana bu moğollar başka moğol
ben ne zaman develerden tellallardan başlasam
nato geliyor istanbula altıncı filo geliyor
avrupa birliğine giriyoruz mevlana ve ortadoğuda barış dünyada sulh
mevlana bildiğin gibi değil ve çok ve sevgili
yani ne zaman kahveye gitsem ikindi kerahete kalıyor en iyi ihtimalle
ne zaman japon kale oynasak annem çağırırdı hani
babam ağzıma sıçardı arabayı kaçırsam
yani sevgili mevlana ne zaman bir kanadımı çırpsam hani
öteki kanadım çolak salih kadar
istanbullu imam kadar sevgili mevlana ama sen küçük ağayı okumamışsındır
seyretmişsindir en azından trtde vermişlerdi veriyorlar yine
ne diyorum işte ne zaman ne desem böyle oluyor mevlana bunun altını çok açtık

yine uzun uzun yazdım sildim sonra tahmin edersin
yine telefona baktım uzun uzun telefon bana baktı
yine arasam mı diye düşündüm yine o arar ikna ettim kendimi
yine sonra ikna ettim kendimi bunu bilmezsin gülünce dişlerin aslında ne çirkin
bunu bilmezsin aslında gülünce günah yazmasın ne kadar da bunu düşünürüm
günah yazmasın bereket versin hayırlı işler selamunaleyküm
aslında seninle de alakası yok bal gibi de var aslında
aslında ben bir daha asla ama aslında yine de yo aslında
şimdi yo mevlanadan bahsediyorum ben şiirlerden uzuuun upuzun
boş zamanlarımda kitap okumak müzik dinlemek"

Eren Safi
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Mürşidim Kocakarı

içinde sanki ömrün bütün pazarları,
koskoca ve dingin bir ev hayatı,
ılık ılık akan ve hayata dair alabildiğine şey gizlidir.
süte benzetirim bu şiiri, bir de güz öğledensonralarına.

i

kendimi çok ölü hissediyorum bugünlerde
bir güneş düşüyor bir yağmur damlıyor
kendini bıçaklıyor günler
çirkin bir kız güzel bir kızdan özür diliyor
kendimi katil hissediyorum

esmiyor diye hayıflanırdım fırtına var
yalnızım derdim insandan geçilmiyor
insandan geçilmiyor; yalnızım.
allahım hayretimi artır yok,
allah´ım hayret ver!
kendimi çok ölü hissediyorum

namaza durmalı, abdest de alınır
bir kızı öpmeli kahvaltı yapmalı
gazeteyi uzatır mısın? biraz yürüyelim mi? günaydın?
sigarayla oynarsın yakmadan önce ki
düşünmeli insan bazen kısa süreler
evet namaza durmalı bir kızı öperek uyandırmalı
insan çünkü düşünmemeli bazen

insan ellerini yüzünü yıkamalı
birlikte porselen bir çaydanlıktan
dışarıyı seyretmeli dışarıda pencereden yağmur
içerde, içerde olmanın sıcaklığı
içerde içeriyle evli kızlar dışarıda aşık
evet bir kız dışarıyı seyreder ama evde oturur
evet bir ev içeridedir dışarıda yağmur
yine de namaza durmalı
yine de bir kızı öperek uyandırmalı

insan evini bahşeder, dışarıyı da
öpüşünü bahşeder kendini bahşeder bahşı bahşeder
insan bahşetmeyi bilmeli cömertlik öğrenilir
insan ellerini yüzünü yıkamalı.


Eren Safi
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz

Ölünün Kiyilari

M.Akif Inan`a

Gök bosanarak üstümüze
Bizi islak saclarindan gecirir karanligin
Gece siyah bir at olur da ucar
Uykumuzun soluyan denizine.

Babalar ölümü dengede tutar
Secerek en saglam vakti arabasina.
Simdi o araba ucuyorsa
Bir asya cölünü kanat yaparak
Ey üstümüze gelen
Ey cocuklarin gözlerinden dökülen
Ölümü konusan damla damla
Ey bekledigimiz her an
Ey bize son sözü mustulayan
Bizi bulan sahdamarimizda
Ey sürücüleri babalarimiz olan.

Bir an dudaklariyla
Degen anlimiza masmavi
Bir güvercin kanadi gibi
Ey annelerin sesi
Icimizde savrula savrula
Yagan bir bahar yagmuru gibi
Cagirirdi ogullarini yola.

Ben iste o zaman
Saygi ile ve güvenerek
Selamlayacagim önden gideni
Yilanlar tüylerini dökerken
Egerken daglar baslarini önlerine
Birinin yesil yapragi kutsamasi gerek
Birinin akan suyu tutmasi
Altinda durarak gökten bosananin
Sonra yükselterek sesimi konusacagim.

Sen dur burda ey insan
Duy icimde tutusan ormani
Yakistirmasini bil üstüne ey ademoglu
Usta bir makasla bicilen topragi.


Erdem Bayezıt
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Ayrılık

Sessiz köşelerin arkadaşı ayrılık
Karanlık gecelerin sırdaşı ayrılık
Umutsuz kişilerin yoldaşı ayrılık
Ayrılmaz ayrılık, sadıktır sevdiğine

Anlamsız cümlelerin öznesi ayrılık
Zamansız bitişlerin gözdesi ayrılık
Oransız sevmelerin yüzdesi ayrılık
Ayrılmaz ayrılık, sadıktır sevdiğine

Zamansız ölüm kadar yakındır ayrılık
Hücum sözüyle kalbe akındır ayrılık
Kaşındıkça kanayan acındır ayrılık
Ayrılmaz ayrılık, sadıktır sevdiğine

Doğduğun gün yazılan kaderdir ayrılık
Nöbetini bekleyen askerdir ayrılık
En beterinden bile beterdir ayrılık
Ayrılmaz ayrılık, sadıktır sevdiğine

M. Aslan
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Ah Tamara

Zifir saçlarını bağladın yüreğime
Gözlerimin kuytusuna ışığını katarak
Ben ateşler içinde, sen sular ötesinde
Eyvah ki yandım sana kendimi unutarak

Sana gelmek çareyse bu yangına
Geldim işte
Tamara…

Sönmedi sulara düşsek de yangınımız
Gülmedi bahtımız yine ne fayda
Dalgalara gömüldü umutlarımız...
Demedim mi boğar bizi bu sevda
Ah Tamara…

H. Çalışkan
 

Gülzar-ı İrfan

..............
Katılım
24 Eki 2006
Mesajlar
6,736
Tepkime puanı
436
Puanları
0
Mâdem bu kırık dökük gönülden kaynar,
Mâdem o gönül aşk ile her lâhza kanar...
Çok yanmışı teskîn edecektir daha çok,
Bir yazda kurur denen bu sevdâlı pınar...


HARUN ÖĞMÜŞ

ALLAHA EMANET OLUN
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Hayde

Hayde gidelum hayde
Dağa k'arayemişa
Elun nişanlisina
Ben nasil deyim hayde

Çiktum çami budadum
Endurdum yarisina
Boyle sevdami olur
Girsun yerun dibina

K'izilağaç fidani
Tepeden budanur mi
İnsan sevduği yardan
Bu k'adar utanur mi

Endum dere duzina
Aşlamayi aşladum
Sevdaluk eyi şeydur
Ben da yeni başladum...
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Süvârî

Şu bakır zirvelerin ardından
Bir süvârî geliyor kan rengi.
Başlıyor şimdi melûl akşamda
Son ışıklarla bulutlar cengi!

Bir bakır tasta alev şimdi havuz,
Suya saplandı kızıl mızraklar.
Açılıp kıvrılarak göklerde
Uçuyor parçalanan bayraklar!

Ahmet Haşim
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Ateşten Sineler


Ateşten sîneleriz alev dokunmaz bize;
Kor kesilip gitmiştir gelenler semtimize...
Sararmıştı benizler yüzümüzü görmeden,
Dize gelmişti düşman murâdına ermeden.
Ruhlarına azâbız, onlar bilirler bizi,
Şimşeklerle yarıştık tanırlar hepimizi.
Azgınların başında sindirici cezâyız;
Dostlara dost isek de, düşmanlara ezâyız!
Kulaklarda çağıltı mâzî gibi ırmaktan,
Dize geldi bayraklar ay-yıldızlı bayraktan.
Hasımlara tûfândık; nûr etdik çevremizi,
İsterseniz bir sorun şanlı mâzîye bizi...
Şimdi dinmiş olsa da, ruhlarda heyecânlar,
Mutlaka tutuşacak, o eskiki akkorlar...
F. Gülen
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Kabül

Eski şairliklerim gitti gözümden
Gayridir başka bir hal kuşanıyorum

Azık yoldaş olmaz haydi geç toklukları
Az'la doymak yap deş insan zamanlarını

At al at bin at kuşan da ciğerin koş
Davran bre çocuk doyma ilk sulardan

Hehey gözüm hehey gözyaş odsuz kaldın
Nice hançer dürdün sabır balyaladın

Göğsümde bir küçücük derya buldum
Kabına sığmaz bir ceylan yoldaşım

Eteğini toplamış bir sevgili düştü kumsala
Ufacık kuru dudaklarında bir hasret sayhası

De Zarif inle. Ta ki huzra vardın
Nice yıl isyan durdun gurbet kaldın

Cahit Zarifoğlu
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz

Yan yana geçen geceler unutulup gider mi?
Acılar birden biter mi?
Bir bebek özleminde seni aramak varya
Bu hep böyle böyle gider mi?

Suya hasret çöllerde beyaz güller biter mi?
Dikenler göğü deler mi?
Bir menekşe kokusunda seni aramak varya
Bu hep böyle böyle gider mi?

Kendine iyi bak beni düşünme
Su akar yatagını bulur.

İçimdeki fırtına kör kurşunla diner mi?
Kavgalar kansız biter mi?
Bir mavzer çığlığında seni aramak var ya
Bu hep böyle böyle gider mi?

Şu kahpe dünya seni bana düşman eder mi?
Dostluklar birden biter mi?
Bir kardeş selamında seni aramak var ya
Bu hep böyle böyle gider mi?

Kendine iyi bak beni düşünme
Su akar yatağını bulur.
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
ZULMÜ ALKIŞLAYAMAM

Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.



Biri ecdadıma saldırdımı,hatta boğarım!...
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.



Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.



Doğduğumdan beridir aşkım istiklale,
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!



Yumuşak başlı isem, kim dedi koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!



Kanayan bir yara gördümmü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!



Adam aldırma da geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!



Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu?

Mehmet Akif Ersoy
 

Gülzar-ı İrfan

..............
Katılım
24 Eki 2006
Mesajlar
6,736
Tepkime puanı
436
Puanları
0
Buldun mu bir âşinâ gönül, gezdin de?
Hasret çekilen nerde, kimin nezdinde?
Sessizliği mûsıkîye tercîh ederiz;
Aşk ehline bîgânelerin bezminde.


MEMDUH CUMHUR

ALLAHA EMANET OLUN
 
Üst