Saçlarının uzunluğu
Bazı rivayetlerde belirtildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.s.) hicretten sonra saçlarını, birisi Hudeybiye senesi ihramdan çıkarken, diğeri umre haccını kaza ederken, üçüncüsü de "Veda haccı"ndan sonra olmak üzere, üç defa kestirmişti.(3) Kesilen saçları asla zayi edilmemiş, ashâb tarafından alınıp muhafaza edilmişti. Nitekim Hz. Enes, "Hz. Peygamber'in saçlarını berberin kestiğini gördüm. Ashâb da etrafında dolaşıyor, bir telinin bile, yere değil, mutlaka bir adamın eline düşmesini arzuluyorlardı."(4) der. Bunların yanında, Muhammed b. Abdullah'ın ustura ile O'nun başını traş ettiğini görmekteyiz.(5)
Hayatında çok az kere kestiği saçlarının uzunluğu hakkında farklı görüşler olmuştur. Bu görüşleri özetleyelim:
Bir rivayette, "saçları kulaklarının yarısına ulaşırdı"(6) denirken, başka bir rivayette de, "... kulaklarının memesine (yumuşağına) inerdi..." (7) denir. Hz. Âişe (r.a.) "saçlarının omuzlarına değmediğini ama, kulak yumuşağını geçtiğini..." (8) beyan ederken Hz. Enes, "Omuzlarına indiğini nakleder..."(9). Bu arada Ümmü Hânî de "Mekke'ye teşrif etlikleri zaman saçlarının dört örgü halinde olduğunu..." (10) söyler.
Farklı görülen bu rivayetlerde te'lifi esas alanlar, başının önünün saçlarının kısa, arkalarının uzun olması sebebiyle, kısalığından bahsedenler, saçlarının ön kısımlarını; uzunluğundan bahsedenler de arkasındakilerini kastetmişlerdir, demişlerdir.(11) Ancak bu le'lif tenkid edilmiştir. Zira saçlarını tavsif edenler, saçlarının bir parçasını değil, hepsini birden tavsif etmişlerdir. Öyle ise, parça parça tavsif edilmiştir demek, doğru değildir.
Şöyle de denmiştir: Hz. Peygamber, (s.a.s.) bazı meşguliyetleri sebebiyle bazen saçlarını kesememiş, onlar da uzamış, hattâ omuzlarına bile değmiştir. Ancak, kestiği zaman kulaklarının yarısında görülmüştür. Bu zaman zarfında her râvi uzayan saçlarından kendi gördüğünü anlatmıştır. Bu sebeple de farklı rivayetler ortaya çıkmıştır.( 12)
Bütün bu rivayetler, erkeğin başında bîr miktar saç bırakmasının müstehab olduğunu gösterir.(13) Ancak bırakılan saçların kısa olmasının daha hayırlı olduğunu bir başka hadîsten öğrenmekteyiz. Nitekim Vâil b. Hucr, Hz. Peygamber'in, uzun olan saçlarını gördüğünde, bunun hayırsızlık olduğunu, kısalttığı sırada da, evvelki sözle kendisinin kastedilmediğinin anlaşılmasına rağmen, bunun daha iyi sayıldığını, nakleder.(14)
3- Ali el-Karî, Cemu’l-vesail, I, 99.
4- Müslim, Fezâil, 75 (IV, 1812, h. No: 2325). (1S5) el-Heysemî, Mecmeu'z-Zevâid, III, 261.
5- Ebû Dâvûd, Tereccül, 9 (IV, 407, h. No: 41S6).
6- el-Buhârî, Bed'u'1-Halk, 88 (IV, 165).
7- İbn Mâce, el-Libâs, 36 (II, 1200, h. No: 3635).
8- Müslim, el-Fezâil, 95 (IV, 1819, h. No: 2338).
9- el-Tirmizî, el-Libâs, 39 (IV, 246, h. No: 1781).
10-Ali el-Kârî, a.g.e.. I, 98-99.
11- Ali el-Kârî, a.g.e., I, 99.
12- eş-Şevkânî, Neylü'l-Evtâr, I, 145-146.
13- en-Nesâî, ez-Zîne, 10 (VIII, 117).
14- Ebu Dâvûd, et-Tereccül, 4 (IV, 395, h. No: 4163).