Mevlid kutlamak Bid'at mıdır?

Fethul-Bâri

Kısıtlı Erişim
Katılım
19 Ağu 2013
Mesajlar
770
Tepkime puanı
8
Puanları
0


Seyyiduna Abbas Ebu Leheb’i ölümünden 1 yıl sonra rüyasında gördüğünü anlatır. Onu çok kötü bir halde görür ve o şu açıklamayı yapar:

‘Sizden ayrıldığımdan beri, pazartesileri hafiflemesi dışında azabım hiç dinmedi.’
Azabı ne sebeple pazartesileri azalıyordu?

Seyyiduna Abbas’ın açıklamasına göre:
Hakikaten the Peygamber(sallAllahu aleyhi vesellem) pazartesi günü doğmuştu. Ebu Leheb’in cariyesi Süveybe onu müjdelemişti ve o sevinçle cariyesini azad etti. Bu nedenle Allah her pazartesi azabını hafifletir.’ (Feth ul Bari Şer ul Buhari 9:145)



İbni Hacer, mevlid merâsiminin meşrûiyeti hakkında şu hadisi zikreder:

İbni Abbas’ın rivayetine göre, Resûl-i Ekrem Efendimiz (a.s.m.) Medine’ye hicret ettiklerinde Aşure gününde Yahudilerin oruç tuttuklarını öğrenir. Oruç tutmalarının sebebini sorduğunda Yahudilerden şu cevabı alır:

Bu çok büyük bir gündür. Bugünde Allah, Mûsâ ile kavmini kurtardı. Firavun ile kavmini suda boğdu. Mûsâ da buna şükür için oruç tuttu. İşte biz de bugünün orucunu tutuyoruz.

Bunun üzerine Peygamberimiz, ‘Öyleyse biz Mûsâ’ya sizden daha yakın ve evlâyız’ buyurdu. O günden sonra hem kendisi oruç tuttu, hem de tutulması için tavsiyede bulundu.” ( Müslim, Sıyam 127)

İbni Hacer bu nakilden sonra şöyle der: “Bundan anlaşılıyor ki, böyle bir günde, mevlid gecesinde Allah’a şükretmek tam yerindedir. Fakat mevlid merasiminin Peygamberimizin doğum gününe denk getirilmesi için dikkat etmek gerektir.” (el-Hâvî fi'l-Fetevâ, 1/190.)





Iktida’ es-sirât el-Mustakîm » eserinde (sayfa 269) Ibni Teymiyye Mevlîd-i Serîf hakkinda söyle buyuruyor :
« Mevlîd’i kutlamak ve onu her sene tekrarlayan dîni firsat olarak alinirsa, bazilarin yapigi gibi, iyi niyetinden ve Peygmaber’e seref verildigi için onda büyük bir sevâp var ''

İbn Hacer diyor ki :

Başka bir hadise bakarak mevlidin caiz olduğunu gördüm (yukarıdaki, aşure hakkındaki hadisten başka). Beyhaki’de, Enes’in (radiallahu anhu) naklettiği hadiste, Peygamberimiz (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) buyurduki: “Peygamberimiz kendisine peygamberlik geldikten sonra, kendisi için bir akika kurbanı kesti”. Dedesi Abdulmuttalib, doğumundan 7 gün sonra bir akika kurbanı kestiği söyleniyor, ve akika tekrarlanmaz. Bundan dolayı Peygamberimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) kurbanı kesmesinin nedeni şükürdür, ümmetinin şerefi içindir. Bizimde onun doğumunu kutlamamız önerilmiştir, O’nun doğumuna şükretemek için, kardeşlerimize yedirerek, salih amel işleyerek ve sevinerek. Bu hadis önceden bahsedilen hadisi doğruluyor (Pazartesi peygamberimizin doğum günüdür ve peygamberlik yıldönümüdür).

[Husnu’l-Maksad fi Ameli’l-Mevlid, s. 64-65]
 

Havas

Kısıtlı Erişim
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
4,432
Tepkime puanı
71
Puanları
0
mevlid kutlamak bidat değil..mevlidin zaten dinin bir gereği olmadığını biliyoruz..kutlanabilir..mevlid içinde resulullahın allahın aşık olduğu varlık gibi yüceltilmesi,şefaat beklenmesi.,,,,hoş değil..
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Rabbimiz, Habib-i edibine aşıktır. Nerden mi bilyorum?
Bütün müslümanların tasdik ettikleri gibi, Kelime-i Şehadet ve Ezan-ı Muhammedi ,
"Muhammedur-Rasulullah" keilime-i tayyibesi söylenmeden tamam olmuyor da ondan ! Hem tamam olmuyor, hem de bu ibareyi söylemeyenler "müslüman" olamıyor "müslüman" !
Yeryüzünde hiç başka bir beşer var mı bu emsâl?
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,897
Tepkime puanı
2,062
Puanları
113
Konum
Mars
Rabbimiz, Habib-i edibine aşıktır. Nerden mi bilyorum?
Bütün müslümanların tasdik ettikleri gibi, Kelime-i Şehadet ve Ezan-ı Muhammedi ,
"Muhammedur-Rasulullah" keilime-i tayyibesi söylenmeden tamam olmuyor da ondan ! Hem tamam olmuyor, hem de bu ibareyi söylemeyenler "müslüman" olamıyor "müslüman" !
Yeryüzünde hiç başka bir beşer var mı bu emsâl?

Ne büyük söz ediyorsun kardeşim farkındamısın
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,897
Tepkime puanı
2,062
Puanları
113
Konum
Mars
mevlid kutlamak bidat değil..mevlidin zaten dinin bir gereği olmadığını biliyoruz..kutlanabilir..mevlid içinde resulullahın allahın aşık olduğu varlık gibi yüceltilmesi,şefaat beklenmesi.,,,,hoş değil..

Dinin gereği olmayan şeyi dinin gereği olarak göstermek nedir acaba ?
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Ne büyük söz ediyorsun kardeşim farkındamısın

Evet ; hem ben ve hem de bütün Ümmet-i Muhammed farkındadır ve "Muhammedur-Rasulullah" kelime-i tayyibesi çok büyük bir sözdür.
Asıl sen, yukarıdaki absürd soruyu bize neden sordunuz ki?
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,897
Tepkime puanı
2,062
Puanları
113
Konum
Mars
Evet ; hem ben ve hem de bütün Ümmet-i Muhammed farkındadır ve "Muhammedur-Rasulullah" kelime-i tayyibesi çok büyük bir sözdür.
Asıl sen, yukarıdaki absürd soruyu bize neden sordunuz ki?

absürd :( abi hep üzüyorsun ama bizim ilmimizde bu kadar neden bizi hakir görüyorsun.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
absürd :( abi hep üzüyorsun ama bizim ilmimizde bu kadar neden bizi hakir görüyorsun.
Yi

Yine yanlış soru sormuşsun ! :blink:
Sizi hakir gören biz değiliz; bizatihi kendiniz hakirliği ve absürdlüğü tercih ediyorsunuz ! :confused1:
Biz de sizi bu durumdan kurtarmaya çalışıyoruz.
:good:
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,897
Tepkime puanı
2,062
Puanları
113
Konum
Mars
Yi

Yine yanlış soru sormuşsun ! :blink:
Sizi hakir gören biz değiliz; bizatihi kendiniz hakirliği ve absürdlüğü tercih ediyorsunuz ! :confused1:
Biz de sizi bu durumdan kurtarmaya çalışıyoruz.
:good:

ama sabırda gösterip bize zaman vermiyorsunuz ki hemen vurun abalıya diyorsunuz böylemi yapıyordu islam peygamberi taş atana gül atıyordu
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
sonradan çıkarılmış çıkar sağlanmış kafasına göre naatlar yazılmış çizilmiş işler kiminin yüreğine işler kiminin cebine işler
 

levent48

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2012
Mesajlar
3,518
Tepkime puanı
142
Puanları
0
@lafons7275, foruma "alim" bir arkadaş getireceğim demiştin, zannedersem Cübbeli Ahmed hocayı alıp gelmişsin. Maşallah. :)

@Ahmed1 hocam, hoş geldiniz şeref verdiniz.
 

Fethul-Bâri

Kısıtlı Erişim
Katılım
19 Ağu 2013
Mesajlar
770
Tepkime puanı
8
Puanları
0
@lafons7275, foruma "alim" bir arkadaş getireceğim demiştin, zannedersem Cübbeli Ahmed hocayı alıp gelmişsin. Maşallah. :)

@Ahmed1 hocam, hoş geldiniz şeref verdiniz.

Estağfirullah.İslama hizmet eden Ehli Sünnet bir hocanın bir tırnağı olamam.Bu forumdaki sünnet inkarcılarını,ayet ve hadisleri heva ve heveslerine göre yorumlayanları gördüm şimdi.

Hiçbir delil getirmeden yine inkar ediyorlar.Bu dünyanın her yerinde aynıdır.Sapık delilsiz olarak sapıklığına devam eder.Hak bellidir.Görebilene....Allah şuurlu görmeyi nasip etsin.
 

maksut ibrahim

Kıdemli Üye
Katılım
6 Kas 2009
Mesajlar
5,889
Tepkime puanı
139
Puanları
0
Rabbimiz, Habib-i edibine aşıktır. Nerden mi bilyorum?
Bütün müslümanların tasdik ettikleri gibi, Kelime-i Şehadet ve Ezan-ı Muhammedi ,
"Muhammedur-Rasulullah" keilime-i tayyibesi söylenmeden tamam olmuyor da ondan ! Hem tamam olmuyor, hem de bu ibareyi söylemeyenler "müslüman" olamıyor "müslüman" !
Yeryüzünde hiç başka bir beşer var mı bu emsâl?
USAME B.ZEYD anlatıyor:
“Resulûllah aleyhisselam bizi bazı kabilelere gönderdi. Onlar da bizim gelişimizden haberdâr olarak kaçtılar. Biz bu grubun içinden birisine yetiştik. Onu yakalayınca, ‘Lâ ilahe illâllah’ deyiverdi. Fakat biz kendisini öldürdük. Döndüğümüzde bu olayı Peygamber aleyhisselâm’a aynen anlattım.
Peygamber aleyhisselâm:
‘Kıyamet gününde o adamın söylediği bu tevhid kelimesinin kıymet ve büyüklüğünden dolayı sana kim yardımcı olacak?’ dedi.
Ben:
‘Ey Allah’ın Resûlü, o adam, bunu ölümden korktuğu için söyledi,’ diye cevap verdim.
Peygamber Aleyhisselâm:
‘Kalbini yarıp baktın mı ki, bunu başka bir sebepten dolayı söylemiş olduğunu bilesin! Kıyamet gününde ‘Lâ ilâhe illallah’ kelimesinin karşısında kim senin yardımcın olacak?’ buyurdu. Bu sözü o kadar çok tekrar etti ki, ‘keşke Müslümanlığa o günden sonra girmiş olsaydım,’ dedim.”
-Ebû Dâvut, Müslüm




Fakiri sen bu hadise inaniyormussun ?

 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,897
Tepkime puanı
2,062
Puanları
113
Konum
Mars
Peygamberin saçı uzun olduğuna dair hadisler duymuştum bu konu hakkında bilgisi olan var mı?
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
oooo hoş gelmişsin ahmet hoca hazretleri bu çocukların gözleri yollarda kaldı neredeydin biraz şeref ver bunlara yoksa yok gidecekler

buraya gelmeden kendine gel akıllı ol bizler kuran yolcuları kuran halkaları olarak inandığımıza delilleriyle inanır inanmadığımıza delilleriyle inanmayız tüm delillerimiz kurandır ya senin delilin nedir
gelir ken bir şey vermeyi bile bilmiyorsun selamsız sabahsız hadis inkarcıları falan
her getirdiğin hadis kurana uymazsa sende dışardasın kuranın dışında
 

Fethul-Bâri

Kısıtlı Erişim
Katılım
19 Ağu 2013
Mesajlar
770
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Peygamberin saçı uzun olduğuna dair hadisler duymuştum bu konu hakkında bilgisi olan var mı?

Saçlarının uzunluğu

Bazı rivayetlerde belirtildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.s.) hicretten sonra saçlarını, birisi Hudeybiye senesi ihramdan çıkarken, diğeri umre haccını kaza ederken, üçüncüsü de "Veda haccı"ndan sonra olmak üzere, üç defa kestirmişti.(3) Kesilen saçları asla zayi edilmemiş, ashâb tarafından alınıp muhafaza edilmişti. Nitekim Hz. Enes, "Hz. Peygamber'in saçlarını berberin kestiğini gördüm. Ashâb da etrafında dolaşıyor, bir telinin bile, yere değil, mutlaka bir adamın eline düşmesini arzuluyorlardı."(4) der. Bunların yanında, Muhammed b. Abdullah'ın ustura ile O'nun başını traş ettiğini görmekteyiz.(5)

Hayatında çok az kere kestiği saçlarının uzunluğu hakkında farklı görüşler olmuştur. Bu görüşleri özetleyelim:

Bir rivayette, "saçları kulaklarının yarısına ulaşırdı"(6) denirken, başka bir rivayette de, "... kulaklarının memesine (yumuşağına) inerdi..." (7) denir. Hz. Âişe (r.a.) "saçlarının omuzlarına değmediğini ama, kulak yumuşağını geçtiğini..." (8) beyan ederken Hz. Enes, "Omuzlarına indiğini nakleder..."(9). Bu arada Ümmü Hânî de "Mekke'ye teşrif etlikleri zaman saçlarının dört örgü halinde olduğunu..." (10) söyler.

Farklı görülen bu rivayetlerde te'lifi esas alanlar, başının önünün saçlarının kısa, arkalarının uzun olması sebebiyle, kısalığından bahsedenler, saçlarının ön kısımlarını; uzunluğundan bahsedenler de arkasındakilerini kastetmişlerdir, demişlerdir.(11) Ancak bu le'lif tenkid edilmiştir. Zira saçlarını tavsif edenler, saçlarının bir parçasını değil, hepsini birden tavsif etmişlerdir. Öyle ise, parça parça tavsif edilmiştir demek, doğru değildir.

Şöyle de denmiştir: Hz. Peygamber, (s.a.s.) bazı meşguliyetleri sebebiyle bazen saçlarını kesememiş, onlar da uzamış, hattâ omuzlarına bile değmiştir. Ancak, kestiği zaman kulaklarının yarısında görülmüştür. Bu zaman zarfında her râvi uzayan saçlarından kendi gördüğünü anlatmıştır. Bu sebeple de farklı rivayetler ortaya çıkmıştır.( 12)

Bütün bu rivayetler, erkeğin başında bîr miktar saç bırakmasının müstehab olduğunu gösterir.(13) Ancak bırakılan saçların kısa olmasının daha hayırlı olduğunu bir başka hadîsten öğrenmekteyiz. Nitekim Vâil b. Hucr, Hz. Peygamber'in, uzun olan saçlarını gördüğünde, bunun hayırsızlık olduğunu, kısalttığı sırada da, evvelki sözle kendisinin kastedilmediğinin anlaşılmasına rağmen, bunun daha iyi sayıldığını, nakleder.(14)

3- Ali el-Karî, Cemu’l-vesail, I, 99.
4- Müslim, Fezâil, 75 (IV, 1812, h. No: 2325). (1S5) el-Heysemî, Mecmeu'z-Zevâid, III, 261.
5- Ebû Dâvûd, Tereccül, 9 (IV, 407, h. No: 41S6).
6- el-Buhârî, Bed'u'1-Halk, 88 (IV, 165).
7- İbn Mâce, el-Libâs, 36 (II, 1200, h. No: 3635).
8- Müslim, el-Fezâil, 95 (IV, 1819, h. No: 2338).
9- el-Tirmizî, el-Libâs, 39 (IV, 246, h. No: 1781).
10-Ali el-Kârî, a.g.e.. I, 98-99.
11- Ali el-Kârî, a.g.e., I, 99.
12- eş-Şevkânî, Neylü'l-Evtâr, I, 145-146.
13- en-Nesâî, ez-Zîne, 10 (VIII, 117).
14- Ebu Dâvûd, et-Tereccül, 4 (IV, 395, h. No: 4163).
 

Fethul-Bâri

Kısıtlı Erişim
Katılım
19 Ağu 2013
Mesajlar
770
Tepkime puanı
8
Puanları
0
oooo hoş gelmişsin ahmet hoca hazretleri bu çocukların gözleri yollarda kaldı neredeydin biraz şeref ver bunlara yoksa yok gidecekler

buraya gelmeden kendine gel akıllı ol bizler kuran yolcuları kuran halkaları olarak inandığımıza delilleriyle inanır inanmadığımıza delilleriyle inanmayız tüm delillerimiz kurandır ya senin delilin nedir
gelir ken bir şey vermeyi bile bilmiyorsun selamsız sabahsız hadis inkarcıları falan
her getirdiğin hadis kurana uymazsa sende dışardasın kuranın dışında

Seni muhatap bile almıyorum.Dışarı...
 
Üst