Levlâke rivayeti ve Nur-u Muhammedî meselesi

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,670
Tepkime puanı
2,343
Puanları
113
Konum
istanbul

Mümin 55. Ayette Allah Günahınin bağışlanmasini dile buyuruyor..Ben söylemiyorum. ? Zenb geçiyor. ? Mahiyetini bilmem araştırın

Ben araştırdım fetih suresi ile ilgili kısmı .
Şifa-i Şerifde bu bahis geçiyor. Tam metin şöyle:

(1. Bab) : DOKUZUNCU FASIL
NEBİ’NİN (sallallahu aleyhi ve sellem) FAZİLET VE ŞEREFİNDEN FETİH SURESİNİN İHTİVA ETTİĞİ ŞEYLERİN BEYANI
Allahu Teala buyurdu:
“Biz muhakkak senin için apaçık bir fetih ihsan ettik.
Böylece Allah, senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlasın. Sana olan nimetini tamamlasın ve seni doğru bir yola ulaştırsın. (Bunlar için fetihler verdi)
Ve sana izzetli bir nusretle yardım eder.
İmanlarını daha arttırsınlar diye müminlerin kalplerine sekineti indiren O'dur. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah bilendir, her şeyi hikmetle yapandır.
(Bu ihsanlar) mümin erkeklerle mümin kadınları, içinde ebedî kalacakları, altlarından nehirler akan cennetlere girdirmesi ve onların günahlarını örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur.
Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah azîzdir, hakîmdir.
(Bütün bunlar) Allah hakkında kötü zanda bulunan münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah' a şirk koşan erkeklere ve şirk koşan kadınlara azap etmesi içindir. Mü’minler için bekledikleri kötülük çemberi kendi başlarına insin! Allah onlara gazap etmiş, lânetlemiş ve cehennemi kendilerine hazırlamıştır. Orası ne kötü varılacak yerdir!
Şüphesiz biz seni, şahit, müjdeleyici ve korkutucu olarak gönderdik.
Tâ ki (ey müminler!) Allah'a ve Resûlüne iman edesiniz, Resûlüne yardım edesiniz, O'na tazim gösteresiniz ve sabah akşam Allah'ı tesbih edesiniz.
Muhakkak ki sana biat edenler, ancak Allah'a biat etmiştirler. Allah'ın eli onların ellerinin üstündedir.” (Fetih: 110)


Şu ayetler, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem üzerine akıtılan fazilet ve keremin, övülmesinin, Allah katındaki değerinin yüceliği ve nimetlerinden olan şeylerin nihayetinin vasfedilmekten uzak olduğuna şamildir.
Mevla Teala (c.c.) kelamına, O’nun için hükmettiği fetihleri açıklayarak, düşmanlarına galip gelmesini, kelimesinin ve şeriatının yüceliğini, affedilmiş olduğunu, olan ve olacak şeylerden sorumlu olmadığını bildirerek başladı.
Bazıları derki; olan ve olacak olan bütün (zellelerin) affedildiğini kasdetti. Yani, sen affedilmişsin.
Mekki der ki; Allahu Teala bahşişlerini O’nun affına sebep yaptı. Nimetten sonra nimet, fazıl dan sonra fazıl. Hepsi (hidayeti, mağfireti, ikramı, fazlı) Allah katındandır, O’ndan başka ilah yok.


Sonra buyurdu: “Nimetini üzerine tamamlamak için.”
Denildi ki: Sana karşı kibredenlerin boynunu eğmekle.
Veya: Mekke ve Taif’in fethiyle. Veya: Dünyada zikrini yüceltir, sana yardım eder ve seni affeder.
Üzerine nimetinin tamam olacağını O’na haber verdi. O’na düşmanlık eden kibirlilere boyun eğdirmekle, çok önemsediği ve sevdiği beldeyi O’na fethettirmekle, zikrini yüceltmekle, cennet ve saadete ulaştıran dosdoğru yoluna O’nu ulaştırmakla, galib olan yardımla yardım ederek, kalplerine koyduğu sekinet ve huzurla iman eden ümmetine olan nimeti ile, onları bundan (dünyadan) sonra elde edecekleri (ahıret) nimetleri ve büyük kurtuluşla müjdelemekle, onların suçlarını (görmezlikten) gelerek affetmekle, günahlarını örtmekle, dünya ve ahırette düşmanlarını helak etmekle, düşmanlarına lanet edip rahmetinden uzak etmekle ve kötü bir sona dönüştürmekle (nimetini tamam ettiğini O’na bildirdi.)
Sonra şöyle buyurdu:
“Ey Peygamber! Biz seni hakikaten bir şahit, bir müjdeleyici ve bir korkutucu olarak gönderdik. Allah'ın izniyle, bir davetçi ve nûr saçan bir kandil olarak (gönderildin).” (Ahzap: 4546)
“Tâ ki (ey müminler!) Allah'a ve Resûlüne iman edesiniz, Resûlüne yardım edesiniz, O'na tazim gösteresiniz ve sabah akşam Allah'ı tesbih edesiniz.” (Fetih: 9)
Güzelliklerini ve özelliklerini saydı; ümmetine karşı risaleti tebliğ ettiğine dair şehadet etmesiyle.
Denildi ki: Onlar için tevhid ile şehadeti, ümmetini sevap ve mağfiret ile müjdelemesiyle, düşmanlarını da azap ile korkutmasıyla.
Veya: Sapıklıklardan sakındırarak Allah’a iman etmeleri için. Sonra Allah tarafından cennet vaadi yazılmış olanların O’na iman etmeleri.
O’na tazim etmeleri için. Veya O’na yardım etmeleri için. Veya son derece tazim göstermeleri için.
Bazıları burayı “yuazzizûhu” diye iki ze ile okumuş. İzzet kelimesinden gelir. Ekseri alimler derki; zahir olan Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem hakkındadır.
Sonra “O’nu tesbih etmeniz için” diye buyurdu. Burası, Allahu teala ya döner.
İbni Ata’ der ki: Nebi sallallahu aleyhi ve sellem için şu surede muhtelif nimetler toplandı. Açık fetih. Bu, duasının kabulünün alametidir. Mağfiret. Bu; sevdiğinin alametidir. Nimetin tamamlanması. Bu; hususi olmasının alametidir. Hidayet. Bu; velayetinin alametidir. Mağfiret, ayıplardan beri olmaktır. Nimetin tamam olması kamil dereceye ulaşmasıdır. Hidayet, (cemalini) müşahedeye davettir.


Caferi Sadık (r.a.) der ki:
O’nu Habibi (sevgilisi) yapması, hayatına yemin etmesi, O’nunla diğer şeriatları nesh etmesi, O’nu en yüce makama (mi’raç ile) yükseltmesi, Mi’raç’ta O’nu göz kaymasından ve haddi aşmaktan koruması, kırmızı siyah herkese göndermesi, O’na ve ümmetine ganimetleri helal etmesi, O’nu şefaat edici ve şefaatini kabul edilmiş yapması, Âdemoğullarının Efendisi yapması, zikrini kendi zikrine yakınlaştırması, rızasını O’nun rızası yapması ve O’nu tevhidin iki temelinden biri yapması, üzerine nimetinin tamamlanmasındandır.
Sonra buyurdu:
Muhakkak ki sana biat edenler, ancak Allah'a biat etmiştirler.”
(Fetih:10)
Rıdvan bey’ati. Onlar seninle bey’at etmekle, ancak Allah ile bey’at etmişlerdir.
“Allah'ın eli onların ellerinin üstündedir.” (Fetih:10)
Bey’at anını kasdediyor. Denildi ki: Allahın kuvveti. Veya: Sevabı. Veya: Nimetleri. Akti. Bunlar istiaredir, kelamı nevileştirmektir.
(Fesahat ve belağat ehli katında kelamın değişik şekillerde ifadeleridir.)
Ümmetinin O’na olan bey’at aktini tekittir, bey’at edilen Zat’ın (sallallahu aleyhi ve sellem)şanının yüceliğini bildirmedir.
Şu kavli şerifi de bu kabildendir:
“(Savaşta) onları siz öldürmediniz, fakat Allah öldürdü onları; attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı.” (Enfal: 17)
Her ne kadar evvelkisi (Allah’ın eli ayeti) mecaz kabilinden ise de, buradaki hakikat kabilindendir; zira söyleyen ve atan hakikatte Allahu teala’dır. Onun fiilini, sözünü ve işe kudretini yaratan Allahu teala’dır. Müsebbib O’dur. Ayrıca beşerin, kumları atılan yere ulaştırması, takatı altında değildir. Öyle ki (düşmanlardan) gözleri kumla dolmayan kimse kalmadı. Aynı şekilde meleklerin düşmanı öldürmesi de hakikat manasındadır.
Muhakkak şu son ayette mecazi Arabi (lügavi) olduğu söylendi. Lafızların, birbirine karşılıklı ve münasip olarak kullanılması vardır.
Yani: Onları öldürmediniz, onların yüzlerine karşı çakıl taşlarını ve kumları attığın vakitte sen atmadın, lakin Allah kalplerine korku attı. Yani kum atmanın menfaati, Allah tarafındandır. Allah, öldüren ve atandır, sen ise (görüntüde) isimlendirilensin.
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Biz de öyle; sever sayar ve hepsini Allah CC ın peygamberi kabul ederiz

Ama Hz. Rasulallah SAV başka; hem de bambaşka

Bu da kuranın, dünyanın, kainatın bir gerçeği

İster kabul edilsin, ister edilmesin

Diğer peygamberleri de severiz diye En üstün olanı aşağıya da çekmeyiz


Ya hu ben birşey araştırmayayım

Siz basitçe cevap verin
PEYGAMBERLERDE İSMET SIFATI VAR MIDIR, YOK MUDUR

Vardır veya yoktur

Bu kadar basit

Unutmayalim ki peygamberler de yaptiklarindan sorulacak kimselerdir (araf suresi). Yani masum yani gunahtan mecburi olarak korunmus kimseler degildir, tam tersi kendilerini gunahtan koruyan, alikoyan kimselerdir. Bunun icindir ki bizlere "ornek" olarak gosterilmistir. Masum olsaydi ornekliginin bir anlami kalmazdi.
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
Unutmayalim ki peygamberler de yaptiklarindan sorulacak kimselerdir (araf suresi). Yani masum yani gunahtan mecburi olarak korunmus kimseler degildir, tam tersi kendilerini gunahtan koruyan, alikoyan kimselerdir. Bunun icindir ki bizlere "ornek" olarak gosterilmistir. Masum olsaydi ornekliginin bir anlami kalmazdi.
Yani siz de mi "ismet sıfat yok" diyorsunuz
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul

Başka ayetlerde var melek olarak yaratsaydik erisilemez derlerdi. ? Tam hatırlamıyorum. ? Benzetmek istemem ama bu inanış aracı kildiriyor ne yazikki
Hadis nakillerine girdiğinizde Peygamberin kendini vahye uyan bir beşer ve Allah'ın kendine indirdiği ile hükmeden bir idareci sıfatı haricinde hiçbir yakıştırmayı uygun görmediğini görürsünüz.

Yoksa insan olarak elçi nasıl olur, İsa As Yahudilerden zulüm gördü, Musa As da kavminden, diğer tüm peygamberler de. Vahye tabi oldular ama hep bir beşeri mülahaza ile, yoksa biz örnekliğini nasıl okuruz Resulullah'ın.

Bakın aşağıdaki peygamber bu arkadaşların anlattığı peygamber tanımına uyuyor mu soruyorum?


“Ben ancak bir beşerim. Siz bana bazı davalarla geliyorsunuz. Mümkündür ki bazınız*(haksız olduğu halde)*savunmasını(karşı taraftan)*daha iyi yapabilir ve ben de duyduklarıma dayanarak*(isabetsiz)*bir hüküm verebilirim. Böyle bir durumda, kardeşinin hakkında kendi lehine bir şey hükmettiğim*(haksız)*bir kimse sakın onu almasın. Çünkü kendi lehine hükmettiğim(gerçekte)*ateşten bir parçadır onun için.”*(Muvatta: K:36, B:1; Buhari:K:46, B:16 ve diğer yerler Müslim: K:3O, hadîs:4 ve 5)


“Resulullah (s) Uhud şehitleri için ‘Bunların lehinde*(Allah katında)*şehadet ederim” deyince,*Ebu Bekr(r)*‘Ey Allah’ın Resulu, biz de onların kardeşleri değil miyiz?’ der. Bunun üzerine Resulullah (s) buyurur: ‘Doğru, *fakat benden sonra neler yapacağınızı bilmiyorum ki”*(Muvatta, K:21, B:14, hadis: 32).
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Ey son peygamberi küçümseyenler ve sıradanbir beşer olarak gören peygamber münkirleri ! !
Her şeyden önce hiçbir şey bilmiyorsanız "Muhammed ve Ahmed " ne demek zerre kadara beyine sahipseniz bu kelimelerin anlamını öğrenin !

 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,987
Tepkime puanı
2,085
Puanları
113
Konum
Mars
Ben arapça bilmiyorum. Meal yahut tefsir okuyorum. Kafama bir yer takılırsa başka tefsirlere de bakıyorum. Yahayy arapça biliyor mu bilmem.

fark etmez ki bilenlerin açık arapçasından iki farklı bakış. Peki sen arapça bilmiyor isen nasıl oluyorda bilmediğin bir şeyin ardına düşüyorsun?
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Yazık sana...

Boş şeylerle uğraşıp duruyorsun.

Bizleri de senin boş işlerinle uğraştırıyorsun

EN Sizin anlattığınız manada Zirvede, eşi benzeri bulunmayan demek değil midir?

Meallerde geçen YÜKSEK, EN YÜKSEK, AZİM de zaten sizin kastettiğiniz EN manasında hatta sizin kastettiğiniz EN in daha da ilerisini anlatmıyor mu?

Daha ne istiyorsunuz?

Kıvırmayın
Hadi kardeşim senin tıyniyyetin belli oldu.
Kıvırtma sözünü iade ediyorum sana, kendinde azıcık Allah saygısı olsa evet ayeti yanlış yazdım derdin, işi komediye döktün, inadında ısrar ettin yolum açık olsun.
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,670
Tepkime puanı
2,343
Puanları
113
Konum
istanbul
fark etmez ki bilenlerin açık arapçasından iki farklı bakış. Peki sen arapça bilmiyor isen nasıl oluyorda bilmediğin bir şeyin ardına düşüyorsun?


Arapça öğrenmemem benim eksikliğim. Sen arapça biliyor musun? kuran hakkında çok ahkam kesiyorsun?
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
Hadi kardeşim senin tıyniyyetin belli oldu.
Kıvırtma sözünü iade ediyorum sana, kendinde azıcık Allah saygısı olsa evet ayeti yanlış yazdım derdin, işi komediye döktün, inadında ısrar ettin yolum açık olsun.
Kimin ne tıyniyette olduğu belli

Daha peygamberini bile tanımıyorsun, Kuranda Allah CC ne demiş onu bile bilmiyorsun oturmuş ahkam kesiyorsun

Bakara 11. Bu kimselere: 'Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın' denildiği zaman: 'Biz yalnızca düzeltenleriz' derler.
Bakara 12. Dikkat edin, gerçekte onlar bozgunculardır ama anlamazlar.
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Yok abi. Peygamberler günahkarların önde gidenleriydi ( HAŞA ). Bak bedirde efendimiz sav. ganimete meyletmiş, parayı pulu tercih etmiş. Allah cc. çekmiş zılgıtı. ( Tövbe estağfirullah. ) Cidden böyle mi inanıyorsunuz?
Tövbe de.
Bunlar peygamberlerin haşa günahkar, şaşmış kişiler olduğunu değil, bilakis hata yapabilme olasılıkları olduğunu, ama hatanın dine tekabül edecek bie husus ise Rabbimiz tarafından düzeltildiğini gösterir.

Bunu anlamak bu kadar zor mu soruyorum sana?

Zılgıtı çekmiş ibaresini kullanan sensin, ben o kdar düşmem haşa.
Ama Kur'an mı okumayalım, aklımıza idrakimize set mi çekelim birileri kör olun dedi diye.

Nedir bu ayetler? Sen Zılgıt diyorsun, ben demiyorum, ben peygamberii örneklik diyorum.


Abese
*
Diyanet VakfıRahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.

Diyanet Vakfıl. (Peygamber), yüzünü ekşitti ve geri döndü.

Diyanet Vakfı2. Âmânın kendisine gelmesinden ötürü

Diyanet Vakfı3. Belki o temizlenecek,

Diyanet Vakfı4.Yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek.

Diyanet Vakfı5. Kendini (sana) muhtaç görmeyene gelince,

Diyanet Vakfı6. Sen ona yöneliyorsun,

Diyanet Vakfı7. Oysa ki onun temizlenip arınmasından sen sorumlu değilsin.

Diyanet Vakfı8. Fakat koşarak sana gelen ,

Diyanet Vakfı9. Ve (Allah'tan) korkarak gelenle ,

Diyanet Vakfı10.Sen onunla ilgilenmiyorsun.

Diyanet Vakfıll. Hayır! Şüphesiz bunlar bir öğüttür,

Diyanet Vakfıl2.Dileyen ondan (Kur'an'dan) öğüt alır,
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Yani siz de mi "ismet sıfat yok" diyorsunuz
Soyle ifade edeyim;

Peygamberimiz yalnizca vahiy konusunda korunmus yani masumdur. Aksi ornekligine aykiri olurdu. Dusunsene, kendisi gibi olamayacagimiz, yaptiklarini yapamayacagimiz bir insanin ornek gosterilmesi haksizlik olmaz miydi? Haksizlik ne zulum olurdu. Allah kullarina zulum etmez.
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Kimin ne tıyniyette olduğu belli

Daha peygamberini bile tanımıyorsun, Kuranda Allah CC ne demiş onu bile bilmiyorsun oturmuş ahkam kesiyorsun

Bakara 11. Bu kimselere: 'Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın' denildiği zaman: 'Biz yalnızca düzeltenleriz' derler.
Bakara 12. Dikkat edin, gerçekte onlar bozgunculardır ama anlamazlar.
Seninle diyaloğumuz bitti kardeş, bile bile hakkı gizleyip, bir ayete iki dakka bakmaktan erinip yalan yanlış sallayan biriyle bu kadar konuşma fazla bile.

Hadi Allah'ın selameti üzerine olsun.
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com

Soyle ifade edeyim;

Peygamberimiz yalnizca vahiy konusunda korunmus yani masumdur. Aksi ornekligine aykiri olurdu. Dusunsene, kendisi gibi olamayacagimiz, yaptiklarini yapamayacagimiz bir insanin ornek gosterilmesi haksizlik olmaz miydi? Haksizlik ne zulum olurdu. Allah kullarina zulum etmez.
Yani bir peygamber (HAŞA) yalan söyleyebilir, zina edebilir, içki içebilir, haram yiyebilir, kul hakkına girebilir vs vs vs

Öyle mi?
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Yani bir peygamber (HAŞA) yalan söyleyebilir, zina edebilir, içki içebilir, haram yiyebilir, kul hakkına girebilir vs vs vs

Öyle mi?
Ayip oluyor ama, ben oyle birsey mi dedim. Bak ne demisim;






Unutmayalim ki peygamberler de yaptiklarindan sorulacak kimselerdir (araf suresi). Yani masum yani gunahtan mecburi olarak korunmus kimseler degildir, tam tersi kendilerini gunahtan koruyan, alikoyan kimselerdir. Bunun icindir ki bizlere "ornek" olarak gosterilmistir. Masum olsaydi ornekliginin bir anlami kalmazdi.
 
Üst