Köklü değişim Dergisi

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
ayrıca veri yasal yolların ne kadar yasal olmadığına defalarca şahit olduk, yinede şiddet ve cebir hizbin
üslbu değildir...polis kardeşi ona taş atsa o elini bile kaldırmaz zira islam müslümana el kaldırmayı yasaklar isterseniz bu minvalde hizbin eylemlerine bakınız ... bunu hakimler bile itiraf ediyor...sizde biliyorsunuz da bilmem nedendir çekiniyorsunuz...artık rabbinize söylersiniz mazeretleriniz...ne diyelim...
aşk şairi kalemin gücü fikirden gelir eğer fikir yoksa kalem güçlü değildir, sadece yaldızlı söz söyler... hatırlamalıyızki rasul devrimini kuranın kelamıyla gerçekleştirdi...islami fikir ile islami olmayan fikir de siyah ve beyaz gibi bellidir... ne mutlu islami fikirlere tesim olanlara...
efendimize bile adil ol diye itiraz etmişlerdi:(
adaletin tam tesis etmemesi ayrı mesele adaleti başka yerde arama başka mesele
Rabbimle sıkıntım yok. sağol
hizbi niye takip edeyim ki:) eylemlerine bak diyorsun
kim takip ediyorsa gereğini yapar
haksızlık varsa yine başvuracağınız makambelli
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
sorun bizim başvurma şeklimizde filan değilki,sorun bizim üslüblarımıza rağmen haksızlığın devam etmesi.. ve senin onların haksızlıklarına itiraz etmek yerine dönüp hala bize sitem etmen sorun...yada sen gibi düşünenlerin...büşranın dediği gibi sistem yanında olmayanı ne yaparsa yapsın barındırmaz, ancak değişirseniz gömlek değiştirirseniz:) ...asıllarınızdan taviz verirseniz kucaklanırsınız!?... üzgünüm ama islam tarihinde böyle bir vakıa olmadığı için bizde gömlek değiştiremiyoruz:(
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
neyse artık aydınlar uyanıyor,islam camiasının kalemi güzel olanları hakkı konuşuyor bakalım kim kulak asacak bir ara hilal tv dede rıdvan kayanın yazısına benzer bir savunma yapıldı...bakalım mevlam neyler neylerse güzel eyler:)...inşaallah...hakkı savunan ve ayağa kaldıranlardan oluruz, ahiretimiz açısından...hizmetimiz hakka olsun selamet ile...
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0

“Yasalar değişti; ya kafalar?” diye soran Rıdvan Kaya, Hizbut Tahrir yargılamaları üzerinden “Yüce Türk Adaleti”nden keyfilik manzaralarına yer veriyor. Niyet okumakta, ciğer sökmekte uzmanlaşmış bir yargının zulümlerine Müslümanların kayıtsızlığını da eleştiriyor Kaya.
hak söz dergisi 247 ci sayı okuyunuz :)

dediğim gibi efendimizi bile haksızlık konusunda uyaranlara efendimizin sözünü hatırlatırım.
size göre masumiyet demek ki devlete göre değil.
öncelikle bu devlet aleyhine çalışmaktan vazgeçin
bu bakımdan zaten masum değilsiniz.
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
86. Sayı Takdim
Zilhicce 1432 / Kasım 2011
بسم الله الرحمن الرحيم
Kasım Ayı Takdim
Teröre kurban edilen onlarca delikanlı… Van’da meydana gelen deprem… ve Kurban Bayramı… Bayram sevinci, kaybedilen canların hüznüyle, tadıyla yaşanamayacak anlaşılan... Hâlbuki Müslümanlar, bir bayram sevinci yaşamaya öylesine açlar ki… Bir yanda kirli bir savaşın kurşunladığı evlatların acı haberini alarak yıkılan ana-babalar… Bir yanda altlarında nice yaşanmışlıklar, nice canlar bırakarak yıkılmış binalar… Acı… acı… acı… Son 80 küsur yıldır hep yudumladığımız bu: acı, maalesef…
Hak’tan gelene söylenecek söz yok, bilakis çıkarılacak dersler varşüphesiz… Böylesi vesilelerle zaman zaman unuttuğumuz azametini hatırlatan Rabbimizin rızası için, taate daha çok sarılmak, ittika ile Zatına yönelmek ve ihlas ile yapılan amelleri arttırmak gerekiyor… (Bu vesileyle KöklüDeğişim ailesi olarak Van depreminde terk-i dünya eyleyen canlara Allah’tan rahmet; mazlum ve mahzun yakınlarına ve tüm Müslümanlara da başsağlığı ve sabır diliyoruz… ٱلَّذِينَ إِذَآ أَصَابَتْهُم مُّصِيبَةٌ قَالُواْ إِنَّا للَّهِ وَإِنَّـآ إِلَيْهِ رَاجِعونَ “Onlar ki kendilerine bir musibet isabet ettiğinde şöyle derler: Allah'tan geldik Allah'a döneceğiz.” (el-Bakara 156))
Fakat kul(lar)dan gelene yapılacak ve söylenecek çok şey varşüphesiz. İster terör vesilesiyle olsun, ister deprem, vb. afetler vesilesiyle olsun; her türlü sömürü mekanizmasıyla insanımızı, hayatımızı sömüren bu beşerî nizamın, Cumhuriyet’in varlığının, hayırlı olanla, İlahî nizam Hilafet ile değiştirilmesi, geciktirilmemesi ve geçiştirilmemesi elzem olan amellerdendir. Bu hakikat, kendisini ortaya çıkartan her vesileyle karşımızda -adeta- bir dağmesabesindedir; görmezden gelmek mümkün değil artık…
Hilafet’in ilgasının ardından yaşananlar, Müslüman dünya halkları içinşıkları belirledi aslında: “Seçim Sizin! Ya Beşerî Nizam; Cumhuriyet, Ya İlahî Nizam; Hilafet…” Kısacası; ya beşerî nizamlarla zillet, ya da İlahî nizamla izzet…
Bu seçimi, Dergimizin kapağına birkaç konuyu kapsayacak şekilde resmetmeye çalıştık: •Hilâfet ilga edilerek yerine ikame edilen Cumhuriyet, •“Arap Baharı” etkisiyle yıkılan diktatörlüklerin (Tunus ve Mısır) -ki bunlar da Cumhuriyet rejimi uygulanan devletlerdir- ardından iş başına gelen yönetimlerinin hazırlıklarına başladıkları Anayasa süreci, •Yıllardır Türkiye’nin gündeminden düşmeyen Anayasa tartışmalarının ardından referandumla birlikte başlatılan yeni/sivil Anayasa hazırlıkları… İşte bu Kapak konularımıza ilişkin olarak Dergimizde okuyacağınız makalelerin başlıkları ve yazarları:
“Cumhuriyet; 7’sinde Neyse 87’sinde De O…” Ahmet Sivren, “Anayasa Ve Meşruiyet Sorunu” Ahmet Sadık Altınel, “Bize Kahveyi Kim Koklattı” Hakkı Eren, “Adil Bir Anayasa İçin, Kaynak Akıl Mı Yoksa Vahiy Mi?” Engin Uygun…
Ayrıca, “Terörle Mücadele’de Yeni Dönem”i irdeleyen M. Ekrem Mese’nin, “Bende Bir Babayım” nidasıyla İbrahim Er’in, “Filistin BM Üyesi Olursa…” başlığıyla Esma Sıddık’ın, “Tarihin Sonu Mu Yoksa Yeni Bir Tarihin Başlangıcı Mı?” sorgulamasıyla Mahmut Kar’ın makalelerini Gündem bölümümüzde okuyabilirsiniz…
Bu ay iki röportaj ile karşınızdayız… Yalçın Şimşek’in “Çeçen Komutan İmran Abdülazimov İle” ve Tûba Sivren’in de “Nuray Canan Bezirganİle” yaptıkları röportajları ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz.
İktibas’ta ise Özgür-Der Başkanı Rıdvan Kaya’nın “Hizbut Tahrir Yargılamaları” üzerinden Türk adalet sistemine yönelik haklı eleştirisi var. Tefekkür bölümümüzde geçen ay ilkini yayınladığımız Yasin ibnu Ali’nin “Emri Bil Maruf Nehyi Anil Munker” adlı eserinin ikinci bölümünü ve Fuad Hamidoğlu’nun “Gücünün Sırrını Keşfet”adlı eserinin son bölümünü okuyacaksınız… Tefsir de her ay olduğu gibi Derginizin sonunda sizleri karşılayacak olan makalelerimiz arasında…
Hazmetme kapasitesinin her geçen gün zorlandığı bu Ümmet, artık son raddeye gelmiştir; ne tahammülü ne de takati kalmıştır… Zaman, hırslarıbileme ve adımları hızlandırma zamanıdır! Haydi, ilkinde olduğu gibi yeniden köklü bir değişime, hep birlikte yürüyelim… Selametle...


dergi_1319635919.jpg
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Şimdilik Rıhle ve Müdafaa dergilerini düzenli olarak alıyorum..Tabi güzel dergiler vardır...Allah için çalışanların hepsine teşekkür ediyoruz...
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
KÖKLÜ DEĞİŞİM için

Önce kendimizde KÖKLÜ DEĞİŞİM yapmamız gerek.

Yoksa SLOGAN dan öte gitmez vede ancak NEFSİMİZİ tatmin ederiz.


Bir öneri

ÖNCE TASARRUF YAPIP KREDİ KARTLARINI PASİFİZE ETMELİYİZ.Değişim istemek kolay

Kolay olmayan yaşaöa geçirmektir.
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
87. Sayı Takdim
Muharrem 1433 / Aralık 2011
بسم الله الرحمن الرحيم
Aralık Ayı Takdim
Batılı ülke halklarının da ayaklanmalarıyla birlikte portre tamamlandı aslında… İnsanlık, yüzyıldır elinden çektiği Kapitalist ideolojiye, tarihindeki en ciddi tepkisini gösterdi kanaatimizce… Müslüman belde haklarının ateşlediği ayaklanmalara, Batılı halkların da eşlik etmesi… Yunanistan’ından Amerika’sına-sömürgeci olsun, olmasın- birçok dünya beldelerindeki ayaklanmalar gösteriyor ki, Kapitalizmin de artık sonu gelmiştir. Tıpkı hemcinsi Komünizm gibi tarihin karanlık dehlizlerine kendisini itecek bir gücü beklemektedir. Zira ideolojileri-ve onun temsilcisi birinci devletleri-, uzun müddet ayakta tutan şey, karşısında onu tökezletecek, bir boşluğunu bulup kendisine son darbeyi indirecek alternatif ideolojik devletlerin bulunmayışıdır.
Kapitalizm de, karmaşık ve pamuk ipliğine bağlı iktisadı, güven ve huzur vermeyen sair nizamları, menfaatçi ve ikiyüzlü toplumsal yapısı ile insanlığa -öncesinde olduğu gibi- bugünden sonra da huzur ve refah sunmaktan/vadetmekten çok ötedir. Komünizm... Kapitalizm… derken, dün de olduğu gibi bugün de, yeryüzünde insanlar arasında özlenen mutluluğu, huzuru, adaleti, barışı ve kalkınmayı tesis edebilecek yegâne namzet, İslam’dır; İslamî ideolojidir; İslamî nizamlardır…
Allah, Rasulullah, Sahabeler, Ulema ve geçmiş İslam toplumlarınca, biz günümüz Müslümanlarına tevdî edilmiş kutlu/kutsal bir vazife; bugün, tarih ve şartlar tarafından da bizlere adeta dayatılmaktadır. Bu sebeple Müslümanlar çok ivedi bir şekilde, zamanın ve şartların elverdiği bu müsait ortamı iyi değerlendirmeli ve Allahu Teâlâ’nın, Rasulullah’ın ve ecdadımızın razı olacağı İslamî Hilafet Devleti’ni bir an evvel yeniden ikame etmelidirler… Çünkü “Amerika Çatırdıyor, Kapitalizm Çöküyor, Diktatörler Devriliyor, Ümmet Kıyam Ediyor”… “Şimdi Hilafet’in Tam Zamanı!”
Bu sebeple, “Şimdi Hilafet’in Tam Zamanı” diyerek kapağımıza taşıdığımız bu hakikati destekler mahiyette Kapitalizmin tükenişini, sömürgeci kafirlerin İslamî beldelerdeki yerli işbirlikçilerinin halklarına karşı ihanetlerini, yine beldelerimiz üzerindeki plan, saldırı ve katliamlarını ortaya koyan, beşerî nizamların sorunlar karşısındaki acizliklerini gösteren, insanların huzur ve refaha duydukları özlemi hisseden ve Müslümanlar için ayrı bir değer ifade eden nusret kapılarının açıldığı Hicret’i anlamaya çalışan, tanıtan makalelerimizle bu ay da karşınızdayız: “Amerika Çatırdıyor, Kapitalizm Çöküyor...” Engin Uygun, “Kapitalizmin Dünü, Bugünü, Yarını” Nurol Karaca, “Üçlü Zirve Ve “Afganistan İçin İstanbul Konferansı” İbrahim ER, “Deprem Ve Göçün İzlerinde Hicret’i Nusret İle Beraber Okumak…” Mahmut KAR, gündem bölümünde sizleri karşılayacak olan makalelerimizden bazıları…
Cumhuriyet, Osmanlı bakiyesi üzerinde bu topraklarda kurulurken birçok garaibe imza atmıştı… Bunlardan belki de en trajikomik olanlarının başında dil alanında yapılan uydurukçaçabalar gelir. Cumhuriyet’in kurucu zevatının yaptığı bu dil alanındaki çılgınlıkları, Hakkı Eren “İşte Gerçek Çılgın Türkler!” başlıklı makalesinde sizler için derledi. Tunus en-Nahda Hareketi lideri Gannuşi’nin sözlerinden hareketle “Hilafet’e Giden Yolda Bir Set; “Ilımlı İslam” Cuma Canpolat, “Ekonomik Darboğazda Çırpınan İktidarın Sunî Teneffüslerini” Yunus BAYER kaleme aldı…
Hicret’in Müslümanlar için önemli bir gündem maddesi olduğunu söylemiştik. Basiret Dergisi Sahibi ve İlahiyatçı-Yazar Harun Ünal’ın Dergimiz için kaleme aldığı “Hicret... Ama Nereye?”başlıklı makalesini de Üstad’ın farklı üslubuyla zevk ve tefekkürle okuyacağınızı umduğumuzu ifade ediyor ve bundan sonra Hocamızın, KöklüDeğişim’e özel makalelerini de zaman zaman dergimizde okuyacağınız müjdesini de buradan vermek istiyoruz…
“Ayaklanmalara Yesrib’den Bir Işık” Esma SIDDIK, KöklüDeğişim İstanbul Temsilciliği’nde düzenlenen “Demokrasi Ve Laiklik” Paneli özet metni, “Kıbrıs’ta Petrol Kapışması” başlıklı siyasî analizimizi, Esad Mansur Hocamızın kaleme aldığı “Devrim ve Nusret” başlık makalenin birinci bölümünü ve diğer makalelerimizle birlikte ilgiyle takip edilen Tefekkür ve Tefsir bölümlerimizi de ilgiyle okuyacaksınız…
Hicrî yeni bir yıla girerken muhteşem bir yeniliğe/yineliğe imza atmanın da zamanının geldiğini/hatta geçmekte olduğunu söylüyor ve “Şimdi Hilafet’in Tam Zamanı” diyoruz.Şimdi değilse peki ne zaman… Selametle…
dergi_1322494123.jpg
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
TENKİT EDENLER Mİ ?

Sokakta & Kahvede & Görsel ve yazılı Medyada & Ev de & Sokakta HER YERDE BİNİ BİR PARA DERLER ya İŞTE ONLAR bunlar.

PEKİ TENKİT ETTİKLERİNE YASAL ALTERNATİF ÇÖZÜMLER getirip SOSYAL yaşama uygulayanlar İŞTE ONLARIN BİR i BİN para Malese HERYERDE GÖRÜNMÜYORLAR.



Hicrî yeni bir yıla girerken muhteşem bir yeniliğe/yineliğe imza atmanın da zamanının geldiğini/hatta geçmekte olduğunu söylüyor ve “Şimdi Hilafet’in Tam Zamanı” diyoruz.Şimdi değilse peki ne zaman… Selametle…

Peki NASIL olacak birde onlardan bahsetseniz.
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
TENKİT EDENLER Mİ ?

Sokakta & Kahvede & Görsel ve yazılı Medyada & Ev de & Sokakta HER YERDE BİNİ BİR PARA DERLER ya İŞTE ONLAR bunlar.

PEKİ TENKİT ETTİKLERİNE YASAL ALTERNATİF ÇÖZÜMLER getirip SOSYAL yaşama uygulayanlar İŞTE ONLARIN BİR i BİN para Malese HERYERDE GÖRÜNMÜYORLAR.



Hicrî yeni bir yıla girerken muhteşem bir yeniliğe/yineliğe imza atmanın da zamanının geldiğini/hatta geçmekte olduğunu söylüyor ve “Şimdi Hilafet’in Tam Zamanı” diyoruz.Şimdi değilse peki ne zaman… Selametle…

Peki NASIL olacak birde onlardan bahsetseniz.

ÖRNEK Takva ya göre Bir km bile BANKAYA yaklaşmanın HARAM olduğunu BİLMEYEN yokta bu sistemi nasıl kaldıracağız AHTOPOT gibiler

ÖRNEK K.K.İPTAL ETSEN İç Karışıklık çıkar.PEKİ NE YAPMALI ?


İlk önce kendi K.K.larımızı kapatmalıyız, TASARRUFA yönelmeliyiz vb.vb.
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
agbi bu soruları gerçekten soruyor ve cevabını gerçekten merak ediyorsan takip edersin köklü değişim yayınevini zira çözümsüz hiç bir nokta yok okuyunca görüyorsunuz:)şunu belirtmek isterim çürük bir ortamdan kurtulmak isterken etrafınızdaki çürük mazemelerden yararlanırsanız oluşturduğunuz şeyde çürük olcaktır, onun için alternatif üretirken daha dikkatli olmalı daha idealist(islami) daha samimi ve en önemlisi ortamın sizi etkilemesine müsade etmemelisiniz?!!!!
 

-Muhammed-

Profesör
Katılım
18 Kas 2010
Mesajlar
1,740
Tepkime puanı
234
Puanları
63
bu derginin kapağı bile sarsıyo beni :) köklü değişim yazısını görünce korkuyorum :)
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
şöyle bi etrafıma bakınca, haber dinleyince değişimin gerekliliğine kanaat getirdiğim için benide ismi daha çok çekiyor :)hele köklü değişim yazısı direnişime diriliş katıyor...bakış açısı işte :)
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
dergi_1324910711.jpg


88. Sayı Takdim
Safer 1433 / Ocak 2012
بسم الله الرحمن الرحيم
Ocak Ayı Takdim

•Ortadoğu kalkışmaları, üzerinde konuşulanlar ve beklentiler... Her türlü senaryo havalarda uçuşuyor. Siyasîler, stratejistler kalkışmaların sonunu, bu akıntının nerede ne zaman durulacağını kestirmeye çalışıyorlar. İdeolojik devletler de boş duruyor değil hani... İstihbarat birimleri ve saptırıcıları aracılığıyla sömürgeci kâfir devletler, bölge üzerindeki hegemonyalarının akamete uğramamasıiçin ellerinden geleni yapıyorlar, stratejilerini yeniden gözden geçirip plan üstüne plan yapıyorlar. Fakat sonuç Allah’ındır. Müslümanlar ve beldeleri üzerindeki her türlü sömürü planlarına rağmen yine, Allah’ın takdiri vuku bulacaktır. Lakin biz kullar bu takdiri bilmiyoruz. Allah’ın teslim olmuşkulları olarak bize düşen; Zatı’nın razı olacağı minvalde ve emrettiği şekilde ameller ortaya koymak ve nusretini celp edecek faaliyetlerde bulunmak; ihlasla, samimiyetle...
Dünya’nın kalbi (Ortadoğu) acayip kapışmalara, strateji savaşlarına sahne olurken, dünyanın geri kalanı da durulmuyor; krizler, istifalar, buhranlar... Avrupası, Amerikası... hemen hemen her yer bir krizle sarsılıyor.
Amerika, beldelerimizin birinden çıkarken(!) bir başkasına giriyor. Irak’tan çektiği askerleri, Kuveyt’te konuşlandırıyor. Kim bilir, Ortadoğu’da yeni bir cephenin ön hazırlıklarıdır tüm bunlar... Bakalım zamanla göreceğiz...
Her ne olursa olsun, Müslümanlar olarak bizim gündemimizde Allah’ın emir ve nehiyleri olmalı;bunların hayata tatbik edilmesi Müslümanların birincil gayesidir. Bizler, üzerimizde cereyan eden bu kirli savaşta bir devlet eliyle dahi temsil edilememenin garipliğiyle zaten kaybetmişler olarak başlıyoruz çatışmaya…korunmasız, kalkansız sade bedenlerimizle ölüm üstümüze üstümüze geliyor. Ağır zayiatlar veriyoruz maalesef, küfrün karşısında. Fakat sitemimiz ve durulmak bilmez öfkemizle zalim ve kafir tağutlar karşısında dualarımızı Rabbimize iletiyoruz: Allah’ım, Sen bize kalkanımızı nasip et. Sen bize Halifemizi gönder…
Her bir çığlık, her bir feryat, her bir haykırış şunu işaret ediyor ki: Müslümanlar, başlarındaki beşerî sistemlerin yıkılmasını istiyorlar. Onlar, hayatın her cüzünde Allah’ın hükmünün ikame edilmesini arzuluyorlar ve bunun için yaşıyor, savaşıyorlar…
Bu sayımızın kapağında bu arzuyu, resmetmeye çalıştık. Öfkeyle ayaklanmış toplulukların, beşerî nizamları alaşağı etme ve yerine İslamî nizamı tesis etme arzusunu…
Dergimizin gündeminde de yine ağırlıklı konu Ortadoğu kalkışmaları… Özelde ise Suriye’de yaşananlar… Dersim tartışmaları Başbakan’ın özrüyle bir başka mecraya kaydı.Biz de haklı olarak sorduk: Neden sadece Dersim? Sivil Anayasa/Sivil Devlet sorgulaması, Şike yasasıyla iyice gün yüzüne çıkan AKP’deki çatlak ve Afganistan’da 21 Türk mücahidin NATO tarafındanşehit edilmelerinin ardından Türkiye’nin NATO’daki konumu… bunlarla birlikte izzeti yanlış yerde arayan Türkiye Cumhuriyeti yöneticileri… bu konuları ve daha fazlasını içeren makalelerimizi gündem bölümümüzde okuyabilirsiniz…
Ayrıca Aralık ayıiçerisinde; Gazi Üniversitesi Ostim MYO.’nda verilen konferans ve İstanbul Temsilciliğimizce gerçekleştirilen panellerle ilgili haberlerimizi de Dergimizin sayfaları arasında bulacaksınız… (Konferans videosu için bkz.:http://kokludegisim.net/?kd=haberoku&id=5979)
İktibas ve devam eden makalelerimizle sizlere bu ay da dopdolu bir KöklüDeğişim sunmaya çalıştık. Rabbimiz, amellerimizi bereketlendirsin ve daha iyi ameller ortaya koymayı nasibetsin…
Selametle
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
89. Sayı Takdim
Muharrem 1426 / Şubat 2012
بسم الله الرحمن الرحيم
Şubat Ayı Takdim

Yeni ümitler yeşerten kutlu haberler…
Ümmet kulak kesilmiş, bekliyor; Müslümanların korku duvarlarını yıkmalarına vesile olan direnişlerin akıbetini…İslam Beldelerinde, özellikle Biladu’ş-Şam’da Kıyam Yiğitleri’nin meydanlarda haykırdıkları İslamî Devlet taleplerini gördükçe, ümitler daha da ziyadeleşiyor. Dualar ve eylemlerle desteklenen, yüreklendirilen Suriyeli kardeşlerin kıyamı, Müslümanlara unutturulmuş olan vahdetin emarelerini sunuyor.
İşte budur, beklenen ve özlenen birlik! İşte budur, Müslümanların kıyam bilinci… İşte budur, ayağa kalkmasından korkulan ‘Dev’in, düşman korkutan kıpırdanışı…
Çağrılar, seslenişler, haykırışlar…Allah’tan ve Müslümanlardan başkasından nusret beklemeyen izzetli duruş… Gözleri kırpmadan, kurşunlara, tanklara, roketlere siper edilen sineler… İşte budur, Müslümanlar için “hayaldi gerçek olan”kalkışma…
Tüm dünyaya ders veren bir tavırdır, bugün Şam Beldesi’nde yaşananlar. Zalimlerin ve kâfirlerin eteklerini tutuşturan, çıkarları adına tehlike çanları çaldıran, İslam Ümmeti’nin atlattığı badireler zincirinin son halkasıdır inşallah yaşananlar…Müslümanların geçirdikleri dört dalganın ardından, beşinci dalganın muştulandığı bir dönüm noktasıdır, inşallah şahit olunanlar…
“2012…Yeni bir yıl ve yeni beklentiler…”dedik ve Şam Diyarı’nın Yiğitlerinin şanlı kıyamından hareketle, Müslümanlarda yeniden yeşeren İslamî Hilafet Devleti’nin ikamesi talebini kapağımızda resmetmeye çalıştık.
Müslümanların, “fitnelerin yok edilip Din’in Allah’a has kılınacağı” günlerin şafağınıdoğuran ya da bunun mümkünattan olduğu mefhumunu zihinlerde oluşturan direnişhaberleri, tüm karartma operasyonlarına rağmen ulaşması gereken yerlere ulaştı,akması gereken mecraya aktı… Duamız odur ki; 2012 senesi, inşallah Müslümanlar için yeni bir milat ve izzetlerinin iade tarihi olarak takvimlerindeki yerini alsın…
İslam coğrafyasının ve hatta tüm dünyanın esas gündemi olan Ortadoğu Kıyam Hareketleri, beraberinde bir takım savrulmaları da getirdi şüphesiz. Kimi çevrelerin bu kıyam hareketlerini -özellikle Suriye kıyamını- mecrasından saptırma çabaları gözden kaçmadı. Müslümanlara bir kılavuz olması açısından bu kıyam hareketlerini ve saptırma çabalarına verilecek cevabı, Dergimizin ilgili makalelerinde okuyacaksınız…
Ayrıca, yine Türkiye gündemini oldukça meşgul eden, “(Ermeni) Soykırım(ı) yoktur” diyerek, Fransa’nın “varlığınıkabul ettiği soykırımların olmadığını iddia edenlere ceza verilmesini öngören”yasa tasarısı üzerinden yürütülen devletlerarası krize ilişkin makalelerimizi de yine bu sayfalar arasında bulacaksınız…
Uludere’de katledilen 35 kişinin üzerindeki sis perdesi hâlâ kesin bir şekilde aralanmış değil. Devlet içindeki etkin yapıların, “Âşık atışması”misali birbirlerinin hamlelerine karşılıklı cevap vermelerine sahne olan bu hadise, bakalım daha nelere gebe olacak? Sahi, “35 Kişiye Cevap, 1 Başbuğ” mu?
Çocuklarının çektikleri yetmezmişgibi annelerine de devlet tarafından yaşatılan başörtüsü zulmünde gelinen nokta, ABD ve İran arasındaki Hürmüz kapışması, ilim mekteplerinin ilmihali ve âlimlerin imtihanı ve devam eden makalelerimiz, Derginiz KöklüDeğişim’de…
“Zafer Allah’tandır.
Bismillahirrahmanirrahim
“Allah’ın yardımı ve fetih geldiğinde ve insanların bölük bölük Allah’ın dinine girdiğini gördüğünde, Rabbine hamd ederek tesbihte bulun ve O’ndan bağışlama dile. Çünkü O, tövbeleri çok kabul edendir.” (en-Nasr Sûresi)
Allah’ım! Senden başka kimsemiz yok!”Selametle…
dergi_1327421479.jpg


 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
dergi_1330372951.jpg

90. Sayı Takdim
Rebiulahir 1433 / Mart 2012
بسم الله الرحمن الرحيم
Mart Ayı Takdim
Mart ayı… Ümmet’in tarihindeki en karanlık günün yıldönümünü barındırır içinde… 3 Mart tarihi, 1924 yılında Osmanlı’ya ihanet edilerek Hilafet’in ilgasının gerçekleştirildiği gündür. Bir takım hile, desise ve entrikalarla mülga kılındığında işin vahameti anlaşılamamıştı ama daha sonraki yıllar, Ümmet’in geneline nasıl bir ihanetin altına imza atıldığını gösterecekti. Lakin iş işten geçmiş olacaktı. 3 Mart’tan bu güne, Müslümanların akıttıkları kan ve gözyaşı, bu sözümüzün şahididir. Zira o günün ardından belki de yeryüzünde en ucuz şey; Müslümanın canı, kanı, malı ve namusu olmuştur.
Sömürgeci kâfir devletlerin Ümmet üzerindeki tahakkümünün tasdiki mahiyetinde bir karara imza atan TBMM’nin 1924’teki milletvekilleri bile -hainler hariç- nasıl bir oldubittiye getirildiklerini anlayamadılar. Dönemin gözbağcıları, Batılı efendilerinin telkin ve talimatları doğrultusunda, müthiş bir illüzyonla, kendilerininyüzyıllardır dışardan yapamadıklarını yaparak sömürgeci kâfirlere elleriyle Ümmet’in istikbalini altın tepsi içinde takdim ettiler.
İşte o gün bugündür İslam Ümmeti kan ağlar; kadınlar, çocuklar ve hatta erkekler…
Bu meşum tarih, Ümmet nezdinde telafisi imkânsız yaraların açılmaya başlandığı bir tarih olarak takvimlerdeki yerini alırken; bir başka tarih de Demokratik-Laik zihniyetçe heder edilen kadına -sözde- bir değer addetmek için takvimlerdeki yerini alıyordu: 8 Mart; Dünya Kadınlar Günü…
Ümmet’in kadınlarının kanı, canı, namusu -üstelik kendi topraklarında- iç edilirken, mağduriyetin ve mazlumiyetin girdabında sağırlar dünyasına feryat ederek seslerini duyurmaya çalışırlarken; 8 Mart, Dünya Kadınlarına ait hürriyetlerinin ve haklarının bir sembolü olarak lanse ediliyor, bugün… Bu ne yüzsüzlük, bu ne ikiyüzlülük…
Bugün, yalanlarının ifşası, ikiyüzlülüklerinin afişe edilmesi suretiyle, Ümmet nezdinde kıl kadar kıymetleri kalmayan hain-işbirlikçi yöneticilerden bir hayrın gelmeyeceğini idrak eden Müslüman kadınlar, artık feryatlarını önce Rablerine, sonra da Allah’ın nusreti ile göndereceği Halifelerine yöneltmiş durumdadırlar. Tıpkı asırlar önce, hemcinsleri Umuriyeli Bacının yaptığı gibi: “Va Mutasımah!/Yetiş Mutasım!”, “Ey Halife! Neredesin?!”
Bu bağlamda içinde bulunduğumuz ayın gündemine de uygun olarak, Hilafet’in vakıasını ve gereğini sizlere Engin Uygun’un kaleminden “Hatırlatıyoruz!”. “3 ve 8 Mart Bağlamında Kadın” başlıklı Fatma Nur Şahin’in makalesi ise, kapağımızda resmetmeye çalıştığımız Kadınların feryadına, tercüman olacak diye düşünüyoruz. Ayrıca “Sorgulanması Gereken 27 Nisan Değil, 3 Mart 1924’tür!” başlıklı Murat Savaş makalesi ise darbe ve muhtıraların kökeninde Hilafet’in ilgasının olduğuna dikkat çekiyor. Hilafet özelinde diğer makalelerimizden bazıları ise şunlar: “Yıl 2012, İslamî Yönetim Tartışmaları ve Hilafet -1-” Mahmut Kar, “Hilafet Gücünü İdeolojisinden Aldı” Sümeyye Avcı…
Dergimizin sayfaları arasında, “Ayaklanmaların Ümmet’e Bedeli Şiî-Sünnî Çatışması Mı?”-İbrahim Er, “Ermeni Soykırımının İzi Müslümanların Katledilmesinde Gizli”-Hayreddin Karadağ, “Küfür Devam Eder Ama Zulüm Asla!”-Salih Akkılıç, “Refah Seviyesini Yükselten Yönetim, Başarılı Bir Yönetimdir...” -Esma Sıddık, “Hizmet Mi, Hezimet Mi?”-Esra Demir, “Ne Olur Kızımı Kurtarın!”-Abdullah Haktankaçmaz makalelerini de bulacaksınız.
Ayrıca Mevlid Kandili’nden hareketle bir Diyanet ve Laiklik eleştirisi olarak “12 Rabiu’l-Evvel, Diyanet ve Laiklik Üzerine”-Cuma Canpolat, yine Mevlid Kandili gibi günlerle asıl kastedilen şey nedir, bu hususun analizini Yakup Tosun’un “Siyasî Yönüyle Mevlid Kandili Kutlamaları” başlıklı makalesinde okuyabilirsiniz.
Devam eden makalelerimizle Mart sayımız, sizlerle… Bu sayımızın ardından Ümmet’in kadınlarının feryatlarının makes bulduğu müjdesinin verildiği bir KöklüDeğişim’le buluşmak duasıyla…
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara

91. Sayı Takdim
Cemaziyelevvel 1433 / Nisan 2012

بسم الله الرحمن الرحيم
Nisan Ayı Takdim

Amerika Birleşik Devletleri… Tüm dünyanın özellikle Müslümanların elinden çektiği sömürgeci kâfir devlet… Vahşi ideoloji Kapitalizm’in lideri ve taşıyıcısı… Dünya siyasetini, NATO gibi, BM gibi Uluslararası kurumları kendi buyruğu doğrultusunda yönlendirmeye çalışan/yönlendiren “süper güç”
Bir de Türkiye Cumhuriyeti var… Kapitalist ideolojik devletlerce inşa edilmiş sistemi, yönlendirilen siyaseti, taşeronluğa teşne muasır medeniyet tasavvuru ile güdülen, sömürülen, tâbi devlet; Türkiye Cumhuriyeti Devleti…
Malumunuz, Türkiye Cumhuriyeti, NATO’ya üyedir. Ve bu NATO kuvvetleri arasında yer alması hasebiyle de sömürgeci kâfir devletlerin siyasetleri doğrultusunda Somali’ye, Lübnan’a ve Afganistan’a gitmiştir. Buradaki sömürgecilerin cürümlerine ortak olmakta, onların zulümlerine maşalık yapmaktadır. Özellikle de Afganistan’da… Müslüman olmaları hasebiyle hem Türkiye hem de Afganistan halkları, kâfir Conilerin yaptıkları cürüm ve zulümlerden iyice yılmış ve bıkmıştır. Fakat bir türlü de Türkiye’nin Müslüman askerlerinin bu kâfirlerle aynı safta, Afganistan’da ne işleri olduğunu da anlayabilmişdeğillerdir. Şurası açıkça bellidir ki, sömürgeci kâfir ABD ve askerleri, İslam’a olan kinlerinden dolayı oradadırlar. 11 Eylül bahanesiyle başlattıklarıAfganistan işgali, giderek farklı bir boyut kazanmış; belde halkının kutsalı ne varsa ona saldırma ve onu aşağılama raddesine varmıştır. Zira kâfir Coniler, insanların hürriyetlerine kastetmekte, sivilleri katletmekte, katlettikleri mücahitlerin cesetleri üzerine bevletmekte hatta ve hatta Kur’an-ı Kerimleri ateşe vermektedirler… Tüm bunlar olurken bize asıl dokunan, canımızı asıl yakan ise, Türkiye’nin Müslüman evlatlarının, NATO adı altında Müslüman kardeşlerine yapılan bu aşağılamalara, katliamlara sessiz kalmaları ve hatta beldenin öfkeli çocuklarından kâfir Conileri korumalarıdır. Fakat yakındır ki Kur’an-ıKerimleri tutuşturdukları bu ateş, hem Conileri hem de sömürgeci kâfirlere taşeronluk yapanları yakacaktır…
İşte bu öfke, bu ayki Dergimizin kapak konusu… Gülen Cemaati ve AKP arasında yaşanan çatışma ise bir diğer gündem maddesi Dergimizin. Bu konuda iki makale okuyacaksınız. Bunlar, İbrahim Er’in “Cemaat, Hükümet Ve Devlet Üçgeni” ile Osman Yıldız’ın “AKP - Cemaat Çatışması”başlıklı makaleleri…
Kutlu ecdadın çetin mücadelesinin son halkasıydı belki de Çanakkale… Üstün bir ruhla mücadele eden ataların böylesine coşturan ve cepheye koşturan neydi? Bu sorunun cevabı için sizleri KöklüDeğişim’in sayfaları arasına davet ediyoruz: “Çanakkale Ruhu Asla Geçilmeyecek!” Hamza Arslan ve “Çanakkale Kimindir?” Mehmet Nazif Yıldırım’ın makaleleriyle yakın tarihle bugün arasına bir köprü kuracak ve Müslümanlara kurulan kumpasa şahitlik edeceksiniz…
Ayrıca Suriye’deki ayaklanmalara komplo planları hâlâ devam ediyor. Bu minvalde, Ubeyde Faruk’un kaleminden “Pak Suriye Devrimine Uluslararası Komplo”yu okuyacaksınız. Yine çok tartışılan yeni eğitim modelinin ne vaat ettiğini “4 + 4 + 4=Batılı / Bâtıl Kafa” başlıklı Bekir Kurtuluş’un makalesinde bulacaksınız… Abdulkadir Çimen’in “Greentree Zirvesi Üzerinden Kıbrıs Değerlendirmesi”, Esma Sıddık’ın “Egemenlik Mefhumu Ve 23 Nisan”,Mahmut Kar’ın “Yıl 2012, İslamî Yönetim Tartışmaları Ve Hilafet”, Sümeyye Avcı’nın “İslam’da Kadın” başlıklı makalelerigündem bölümümüzün diğer makaleleri…
“İlkeler Ve Değerler Işığında Siyaset ve Yönetim” başlığı altında, Prof. Dr. Vecdi Akyüz ile Yazarımız Mahmut Kar’ın gerçekleştirdiği röportajı okuyabilirsiniz.
İktibas, Dergimizce düzenlenen ya da Dergimiz yazarlarının konuk olduğu konferanslardan/panellerden kısaca sunumların yer aldığı KöklüDeğişim Panel, Tefekkür ve Tefsir bölümleriyle dolu dolu bir KöklüDeğişim sizleri bekliyor…


dergi_1333055815.jpg
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
92. Sayı Takdim
Cemaziyelahir 1433 / Mayıs 2012
بسم الله الرحمن الرحيم
Mayıs Ayı Takdim
Suriye, gündemdeki yerini hâlâ koruyor… Suriye halkının şanlı kıyamı, ABD’nin Suriye hakikatlerini saptırma ve alternatif oluşturma çabaları da sürüyor. Türkiye, bu çabalarında da Amerika’nın en sadık yardımcılarından maalesef… Bunu en son “Suriye Dostları”(!) adı verilen İstanbul toplantısında gördük.
İran, Arap Birliği Devletleri ve Türkiye… Halklarındaki samimi duygulara nazaran bu saydığımız devletler, maalesef Ümmet’e büyük bir ihanetin içerisindeler. Şöyle bakıldığında hepsinin de farklı farklı pozisyonlarda durduğu izlenimi veren bu tablodaki ayrıntı, ancak derinlemesine bakıldığında farkedilebiliyor. Zira bu üç farklı duruşu ikame eden güç, yine küfrün başı Amerika Birleşik Devletleri…
Suriye’de ikame edilecek bir İslamî rejime karşı topyekûn savunmaya geçen Batılı devletler ve yerli işbirlikçileri, artık güneşin balçıkla sıvanmayacağını görmelidirler. Bu sebepten olsa gerektir ki, Esad’ın yerine alternatif çıkarana kadar, çeşitli üslup ve desiselerle şanlı kıyamın yönünü, kendi arzuları doğrultusunda saptırmaya çalışıyorlar. Esad muhakkak gidici, evet de, yerine kim gelecek?Şimdi yeni gündem bu…
Kapak ve gündemimizin başlıca konusu Suriye… Suriye üzerine yazılmış makalelerimiz, ABD’nin ve yerli işbirlikçilerinin içinde bulundukları hali ve Suriye’de müstakbel Hilafet Devleti’nin yol haritasını sizlerin gözleri önüne serecektir.
Bir diğer gündem konumuz ise enerji… Enerji, devletler ve halklar için şüphesiz ki önemli bir konudur. Üzerinde yaşadığımız bölgenin, Allah’ın lütfuyla zengin enerji kaynaklarıüzerinde bulunuyor olması, bu kaynaklardan Müslümanların gereği gibi faydalandığı anlamına gelmemekte maalesef. Zira halkı Müslüman devletlerin başında bulunan hain yöneticiler eliyle bu kaynaklar, sömürgeci kâfir devletlere peşkeş çekilmekte, halk, dışa bağımlı enerji politikaları yüzünden kendi malı olan enerjiyi ancak ücret mukabilinde, üstelik pahalı olarak kullanabilmektedir. Enerjide dışa bağımlılığın sonuçları ile yine bir enerji türü olan nükleer enerji üzerindeki tartışmaları içeren makalelerimiz de Derginiz sayfaları arasında…
Tarihte, Mayıs ayıiçerisinde gerçekleşen bir takım hadiseler, insanlar üzerinde farklı etkiler bıraktı şüphesiz. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı(!) ve 29 Mayıs İstanbul’un Fethi… Bu üç tarihin Müslümanlarca nasıl algılanması gerektiğine ilişkin, her birine özel yazılmış makalelerimizi de Dergimizin gündem sayfalarında okuyacaksınız.
Süleyman Uğurlu…Dergimiz okurları kendisini iyi tanırlar. Kendisi, KöklüDeğişim’in kurucularından ve aynı zamanda Genel Koordinatörü… Malum olduğu üzere 3 yıllık bir tutukluluğun ardından geçtiğimiz ay ilgili mahkemece tahliye edildi. Sorgulanışı, tutuklanışı, mahkeme edilişi ve salıverilmesi, hepsi başlı başına bir takım aykırılıkları barındıran bu 3 yıllık süreci kendisi ile konuştuk. Süleyman Uğurlu ile yaptığımız röportajımızı ilgiyle okuyacağınızı düşünüyoruz.
Medrese-i Yusufiye’den Vahdet Ayseli’nin göndermiş olduğu “Zulüm mü Dediniz?”başlıklı makalesi, zulüm kavramını nasıl anlamamız gerektiği konusunda zihinlerimizde faklı açılımlar yaparken, Khilafah.com’dan yaptığımız “Valiİle Müşavirin Çay Sohbeti” başlıklı tercüme ile de hem Hilafet’e dair ümitlerinizi pekiştirecek, hem de tatlı bir tebessümü gayri ihtiyari yanaklarınıza konduracaksınız…
Devam eden yazılarımız, Kısa Gündem, Okuyucudan, Tefekkür ve Tefsirbölümleriyle, Hilafet’in kapısının inşaAllah aralanacağı Mayıs ayında da, KöklüDeğişim olarak sizlerle birlikteyiz…
dergi_1335611251.jpg
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
dergi_1338219643.jpg


93. Sayı Takdim
Recep 1433 / Haziran 2012
Dokuzuncu Yılında KöklüDeğişim!

Tam sekiz yıl önce, “Allah’ım düşmanlarımızı sevindirme, dostlarımıza karşı yüzümüzü kara çıkarma! Hak söz en kıymetli sözdür, acı da olsa, bedeli ağır da olsa, hak sözden bizleri ayırma! Yapamayacağımız şeyleri dilimizin söylemesine engel ol! Dilimizin söylediklerini de yapmamızda bize yardım et!” diyerek yola çıktık.
Belki Dergimizin kağıt, baskı,mizanpaj kalitesi beklenen seviyede değildi; belki yazarlarımızın yazılarında bazıimla hataları vardı; belki yazı dili ağır ya da basitti ama Allah’a hamdolsun ki yazılarımızda, “bize bir zararı dokunur mu acaba?” endişesiyle hakkın üstünü örtme, görmezlikten gelme teşebbüsü içinde olmadığımız gibi; doğruları eğip bükme, anlaşılmayan bir dil ve üslupla keskinlikleri yumuşatma üslubuna da tevessül etmedik… Demokrasiyi yüceltmenin prim yaptığı bir dönemde bizde, bâtılı övme ya da yöneticilere dalkavukluk etme de yoktu.
KöklüDeğişim’de yazı yazmanın bedelinin, bir sabah daha gün aydınlanmadan, ansızın kapınızın çalınması, evinizden apar topar alınıp götürülmek olduğunu bilerek kalemleri elimize aldık ve o günden bu güne kadar da bırakmadık… Tökezlememizi, geri adım atmamızı,susmamızı bekleyen gözlere inat…
Yine KöklüDeğişim adına konferans düzenlemek, konuşmacı ya da katılımcı olmak da benzer bir akıbetti… Nitekim çoğu zaman da öyle oldu. Yazarlarımızdan, konuşmacılarımızdan, katılımcılarımızdan olsun, haksız yere sorgulanan ve tutuklananlar oldu.
Geçen sekiz yılda özetle Türkiye’de “Müslüman” olmanın neticelerini yaşadık, ezmeye çalışanlara karşı ayakta durduk, susturmaya çalışanlara karşı susmadık, başımızıöne eğmedik, eğdirtmedik!
Biliyoruz ki söz söylemenin zor olduğu zamanlarda söylenen sözlerin kıymeti vardır. Zira Allah Rasulü, Cihad’ın en efdalini, “zalim bir yöneticiye karşı hak sözü söylemek” olarak nitelemedi mi? Bizler, Allah’a hamdolsun ki söz söylemek için hiçbir zaman “uygun zamanı” kollamadık! Aksine yerinde ve zamanında söylenmeyen sözün anlamını yitirdiğini bilerek “suskunluğun kırılma noktası” olma yolunda ilerledik, bedeli ne olursa olsun… Üstelik sadece söz söylemek değil, söylenen sözün takipçisi olmanın anlamlı olduğuna inandık ve sözlerimizin hep takipçisi olduk. Değişmeden değiştirebilmenin peşinden hiç ayrılmadık ve ayrılmayacağız inşaAllah.
Bundan sonraki dönemde de Allah’ın yardımı ve izniyle KöklüDeğişim sizlerle birlikte olmaya devam edecektir. Kuşkusuz değişiklikler, yenilikler olacaktır ama çizgimiz ve dik duruşumuz asla değişmeyecektir…
Bu vesile ile öncelikle bizlere dayanma gücü veren, bugüne kadar ayakta tutan Rabbimize şükür ve hamd ediyoruz. Sonra da bizleri zor zamanlarda yalnız bırakmayan, dualarıyla, fiilî yardımlarıyla hep bizlerin yanında olan siz kıymetli okuyucularımıza da şükranlarımızısunuyoruz.
Köklü Değişim Dergisi
Suskunluğun Kırılma Noktası…
 
Üst