İslamoğlunun Suriye Hutbesi

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Bulmuşlar bir adam, eski şeyhmiş, onu pazarlıyorlar ya :)

Beşik şeyhi imiş, ilk defa duydum. Doğuda şeyhin evlatlarına belki torunlarına dahi şeyh derler. Bu bildiğimiz manada şeyh demek değil yani. Maneviyata gözleri kapalı adamdan şeyh mi olurmuş? Olur ama müteşeyyih olur. Öylesi de çok. Bu adam da biraz bunu satmış, sonra gözleri zaten maneviyata kör, ben ne yapıyorum, ben bir şey görmüyorum ki demiş, görmediği yerlerin yokluğunu anlatmaya koyulmuş.
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
İslamoğlu:

"Aziz Kardeşim,
Rabıta konusunu hususi olarak kaynağından bilmek istiyorsanız, bu konuda eski bir Nakşi Şeyhi olan Ferit Aydın hocanın yazdığı Rabıta ve Nakşibendilik kitabını mutlaka okumalısınız."

Ferit Aydın denen şahıs burada müşrik olmakla itham etmiştir milyonlarca ehli tasavvufu ve binlerce belki yüzbinlerce evliyaullahı... İslamoğlu kendisinden bin kat daha müslüman insanların müşrik ilan edildiği kitabı tavsiye ediyor ki, kendisi edip, bir de tekfirci olarak anılmasın. Şark kurnazı ya!

Bir durumun "şirk" olarak ifade edilmesi farklı bir şeydir,

Bir insanın ismini kullanarak "sen kafirsin" demek çok daha farklı bir şeydir...

O kitaptan haberim var okudum da o meseleyi, o kişinin hayatını da okudum, zaten tasavvufun içinde de bulunmuş birisi,

Rabıta'nın, Kur'an ve Sünnet merkezli durumunu delillendiriyor...

Delilleriyle de o hal ve durumu "şirk" olarak tanımlıyor...

Zaten bu durumun şirk olduğunu o tanımlamıyor ki birçok ilim ehli de aynı kanaatte...

Lakin, İSLAMOĞLU'nun kendisi, şahsı "tekfir"e varan cümlelerle itham edilmiştir...

Adil olalım...
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,115
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
İnsandan en zor çıkan sevda, baş olma sevdasıdır derler. Hele bir de sizde o potansiyel var ve şartlar da bu noktada olgunlaşmış ise... Sizden daha çok sevilen insanlar sizin rakibiniz olabilir, İnsanı kâmiller sizin rakibinizdir, başka cemaat liderleri vs...

Vakti zamanında Turuncu dergisinin komisyon üyesiydik.. İlk sayısı çıkacaktı.. Müslüman bayanlar(!) bir araya gelmiş,alışverişi içki satan(!) marketten yapılan bir sofra etrafında kümelenmiştik... Tutanak gazetesinde kompozisyon birinciliği ile derginin komisyonuna davet edilmiştik. Bayanların icraatları ,derginin çıkış amacı Hülya Avşar'a ,Gülben Ergen'e rakip niteliğinde idi... Bunu anlayınca o masayı terk ettik bir kaç kelam ile...

Dergi hala çıkıyor bazen denk geliyor bazı platformlarda... Evet popülerize olmak nefsin hoşuna gidiyor..
Ama insan bunu gerçekten itebilir... Böyle vakıaları biz yaşıyor isek bu insanlar daha fazla yaşıyorlardır. Evladının adını 'Filistin' koyması beni çok etkilemişti mesela..

İnsan öncü olmak ister,iyilerin öncüsü olmak ister ama sizin tarifini verdiğiniz öncülük yargıdan ibaret...
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Bulmuşlar bir adam, eski şeyhmiş, onu pazarlıyorlar ya :)

Beşik şeyhi imiş, ilk defa duydum. Doğuda şeyhin evlatlarına belki torunları dahi şeyh derler. Bu bildiğimiz manada şeyh demek değil yani. Maneviyata gözleri kapalı adamdan şeyh mi olurmuş? Olur ama müteşeyyih olur. Öylesi de çok. Bu adam da biraz bunu satmış, sonra gözleri zaten maneviyata kör, ben ne yapıyorum, ben bir şey görmüyorum ki demiş, görmediği yerlerin yokluğunu anlatmaya koyulmuş.

Senin inandığın şeyhin kalp gözünün açık olduğunu sana hangi ayet ya da hangi hadis ifade etti ve dedi ki:

"Senin şeyhin olan Ahmed'in kalp gözü açıktır..."

Var mı ayet şeyihinin kalp gözü hakkında ya da hadis...

Yoksa sen öyle mi düşünüyorsun..???

Senin düşüncelerin ne zamandan beridir "VAHİY" oldu..??
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Senin inandığın şeyhin kalp gözünün açık olduğunu sana hangi ayet ya da hangi hadis ifade etti ve dedi ki:

"Senin şeyhin olan Ahmed'in kalp gözü açıktır..."

Var mı ayet şeyihinin kalp gözü hakkında ya da hadis...

Yoksa sen öyle mi düşünüyorsun..???

Senin düşüncelerin ne zamandan beridir "VAHİY" oldu..??

Doktora gidiyorsun, sana tedavi edecek. Var mı gittiğin doktor hüseyin hakkında bir vahiy? Bu nasıl bir mantık ya
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Bir durumun "şirk" olarak ifade edilmesi farklı bir şeydir,

Bir insanın ismini kullanarak "sen kafirsin" demek çok daha farklı bir şeydir...

O kitaptan haberim var okudum da o meseleyi, o kişinin hayatını da okudum, zaten tasavvufun içinde de bulunmuş birisi,

Rabıta'nın, Kur'an ve Sünnet merkezli durumunu delillendiriyor...

Delilleriyle de o hal ve durumu "şirk" olarak tanımlıyor...

Zaten bu durumun şirk olduğunu o tanımlamıyor ki birçok ilim ehli de aynı kanaatte...

Lakin, İSLAMOĞLU'nun kendisi, şahsı "tekfir"e varan cümlelerle itham edilmiştir...

Adil olalım...

Ahmet kafir deyince olmuyor ama ehli tasavvuf milyonlar kafir deyince sorun yok yani.

Say bakalım hangi alimler rabıta şirk demiş, bir de say bakalım hangileri dememiş? Bir şirk diyenin karşısında, ondan daha büyük ilme ve ahlaka sahip onbin alim bulamazsan, ondan sonra konuşalım.
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,115
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Ahmet kafir deyince olmuyor ama ehli tasavvuf milyonlar kafir deyince sorun yok yani.

Say bakalım hangi alimler rabıta şirk demiş, bir de say bakalım hangileri dememiş? Bir şirk diyenin karşısında, ondan daha büyük ilme ve ahlaka sahip onbin alim bulamazsan, ondan sonra konuşalım.

Tasavvuf ile rabıtayı -ki şeyh rabıtasını- aynı kefeye koyma ...
Bu konu da hadis dahi yok ... tabiun uygulaması bile yok...
 

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0
Bulmuşlar bir adam, eski şeyhmiş, onu pazarlıyorlar ya :)

Beşik şeyhi imiş, ilk defa duydum. Doğuda şeyhin evlatlarına belki torunları dahi şeyh derler. Bu bildiğimiz manada şeyh demek değil yani. Maneviyata gözleri kapalı adamdan şeyh mi olurmuş? Olur ama müteşeyyih olur. Öylesi de çok. Bu adam da biraz bunu satmış, sonra gözleri zaten maneviyata kör, ben ne yapıyorum, ben bir şey görmüyorum ki demiş, görmediği yerlerin yokluğunu anlatmaya koyulmuş.

Sizin aranizdan ayrıldığı icin mi bu kadar nefret ve hakaret?!

Ferit hoca oldukça donanimli bir bilgiye sahiptir..
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul


Tasavvuf ile rabıtayı -ki şeyh rabıtasını- aynı kefeye koyma ...
Bu konu da hadis dahi yok ... tabiun uygulaması bile yok...

Buluttan yağmur geldiğine inanıyorsunuz bu şirk olmuyor da şeyhten feyiz geldiğine inanmak mı şirk oluyor? Feyzi ne zannediyorsunuz ki siz onu anlamadım :) Allah ateş ile yakar, su ile söndürür, buluttan yağdırır, şeyhten de feyiz gönderebilir. Elmayı size istediğiniz anda ol deyip de yaratmıyor, topraktan veriyor. Yani kalpten kalbe de yol vardır ve feyiz akışı olur. Esası da bundan ziyade ruhi bir beraberliktir. Hal transferi elde etmeye çalışmaktır. Rabıta şirktir diyenler gerizekalılardır bana göre :) Zira müthiş anlayışsız olmak lazım. Bunu anlamak için de dini bilmeye çok gerek yoktur. Güneşten yağmur yağar mı, yağmaz. Bana göre şeyhten feyiz gelmez diyebilir bir insan en fazla, ama en fazla budur. Şirk mirk ne alaka? Birisi neden şirk bana anlatabilse ya!
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Beğenemedin mi..???

Falancanın kalp gözü kapalı demişsin... Nasıl anladın..?

Falancanın da kalp gözü açık demişsin... Nasıl anladın...?

Benim elim kırılmışsa, kırık bilgisini bilen ve onun üzerinde eğitimini alan birine gider tedavi olurum.

Kırık elim somuttur.

Bu ilmi bilen de somuttur.

İşlem de somuttur, gözle görülür...

Kesin yani, duyu organlarım buna vakıftır...

Bilmeyenin bilene müracaatı vahiydir...

Ama bir şeyhin kalp gözünün açıklığı ve kapalılığı somut olarak nasıl belgelenir?
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Sizin aranizdan ayrıldığı icin mi bu kadar nefret ve hakaret?!

Ferit hoca oldukça donanimli bir bilgiye sahiptir..

Hakaret nerede?

Aksine samimi dedim. Zira kendi kör olunca, yok saymış ve gerçekten yok sandığının yokluğunu anlatmaya koyulmuş.

Şimdi hakaret olarak değil hakikat olarak anlayın, şirk diyenleri nasıl nitelediğim yukarıda yazılıdır.
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,115
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Ben Allah'a ulaşamam, şeyhim daha muhterem Allah'a ulaşma da benim aracımdır inancı
Mekke müşriklerinin lat menat vb taşlara karşı bel bağladığı inançla eş değer ve tehlikeli ...

Yağmurun yağması ve feyz ...cansız varlıklarla canlı varlıkları kıyaslayarak hakaret ediyorsunuz bilmem farkında mısınız... Feyz yaşanarak ruhta yeşeren bir olgu... Resme ve iki kaş arasına bakarak sirayet edecek bir şey değil
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
İslamoğlu:

"Aziz Kardeşim,
Rabıta konusunu hususi olarak kaynağından bilmek istiyorsanız, bu konuda eski bir Nakşi Şeyhi olan Ferit Aydın hocanın yazdığı Rabıta ve Nakşibendilik kitabını mutlaka okumalısınız."

Ferit Aydın denen şahıs burada müşrik olmakla itham etmiştir milyonlarca ehli tasavvufu ve binlerce belki yüzbinlerce evliyaullahı... İslamoğlu kendisinden bin kat daha müslüman insanların müşrik ilan edildiği kitabı tavsiye ediyor ki, kendisi edip, bir de tekfirci olarak anılmasın. Şark kurnazı ya!
İnsaf kardesim insaf.

Mustafa İslamoglu'nu ben de sevmem. Bircok sebepler arasinda en onemlisi itikadi sapmalari olmasi, ancak tekfirci...?? asla .

Vahyin Penceresinden adl programinda, hakli olarak İbn'i Arabi'nin butun kufurlerini tek tek sayar ancak tekfir etmez. Hatta bir yazisinda der ki; Siz İbn'i Arabi'yi tekfir etseniz onu savunmak zorunda hissederim kendimi. :)

İste en buyuk samimiyetsizligi budur, son vurusu asla yapmaz. Sebebini bir vesileyle anlatirim ins.

Bunun disinda, kendi sitesini acin bakin, bircok yerde sunu soyler;

"Ben tekfire karsiyim. Kisiyi hedef almak ve tekfir etmek yerine fiili hedef alir ve kisiyi Allah'a havale ederim"


Velhasil; hakkaniyetli olalim.
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Buluttan yağmur geldiği somuttur ve hakkında vahiy de vardır...

Falan şeyhten "feyz" aktığı ise mechuldür...

Sadece bağlananlar tatmin olurlar...

Öyle de olmak zorundadırlar...

Eğer onlar tatmin olmazlarsa, şeyh olur o zaman bir "insan.."

Şeyh hiç insan olur mu..???

Değil mi ama???
 

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0
Hakaret nerede?

Aksine samimi dedim. Zira kendi kör olunca, yok saymış ve gerçekten yok sandığının yokluğunu anlatmaya koyulmuş.

Şimdi hakaret olarak değil hakikat olarak anlayın, şirk diyenleri nasıl nitelediğim yukarıda yazılıdır.

Evet samimi bi şekilde hakaret ve bunu da hala normal görüyorsun nefret de insanin gözünü kör edebilire güzel örnek
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Beğenemedin mi..???

Falancanın kalp gözü kapalı demişsin... Nasıl anladın..?

Falancanın da kalp gözü açık demişsin... Nasıl anladın...?

Benim elim kırılmışsa, kırık bilgisini bilen ve onun üzerinde eğitimini alan birine gider tedavi olurum.

Kırık elim somuttur.

Bu ilmi bilen de somuttur.

İşlem de somuttur, gözle görülür...

Kesin yani, duyu organlarım buna vakıftır...

Bilmeyenin bilene müracaatı vahiydir...

Ama bir şeyhin kalp gözünün açıklığı ve kapalılığı somut olarak nasıl belgelenir?

Birisi yok diyor, ben görmedim diyor anlatıyor. Bu adama görüyor diyebilir miyiz bu konuda? Kendisi diyor zaten görmüyorum diye.

Birisi için de gördüğüne dair çeşitli insanlardan çok örnekler var. Ben görüyorum demese de, bazen ikaz babında gördüğünden anlatıyor, bazen de hatta çoğunlukla görülenler kendileri anlatıyor.

Her iki durumun da şahitleri kendisi ve çevresindekiler.

Ben iki çevreye de inanıyorum.

Yok, görmedim diyenin körlüğü de doğru, evet görüyor diyenlerin görüyor demeleri de doğru.

Do you understand (Ethem Hoca'nın kulakları çınlasın bazen böyle derdi :) )
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,115
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
RedveKabul samimiyetsizlik ? Katılmıyorum...
Nebevi duruştur,peygamber kimseyi tekfir etmedi.. Bizim işimiz tekfir değil....
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Ben Allah'a ulaşamam, şeyhim daha muhterem Allah'a ulaşma da benim aracımdır inancı
Mekke müşriklerinin lat menat vb taşlara karşı bel bağladığı inançla eş değer ve tehlikeli ...

Yağmurun yağması ve feyz ...cansız varlıklarla canlı varlıkları kıyaslayarak hakaret ediyorsunuz bilmem farkında mısınız... Feyz yaşanarak ruhta yeşeren bir olgu... Resme ve iki kaş arasına bakarak sirayet edecek bir şey değil

Şifanın doktordan gelmesi nasıl şirk olmaz bu mantıkla? Şafi Allah diyoruz sonra şifa verecek diye doktora gidiyoruz. Canlı bir varlığa. Ben acizim, dua ederim, Allah beni iyi etmez, doktora gideyim de o etsin demek gibi oldu rabıta tanımlamanız.

Eş değer demek aynı demek. Size göre müşrik yani milyonlarca gelmiş geçmiş müslüman :)

Şeyhim beni Allah'a kavuşturacak demek, ona ibadet edeyim de, o aracı olsun manasında anlamak için büyük bir düşmanlık içerisinde olmak lazım. Namaz beni Allah'a ulaştırır, aç bir kediye bir şeyler vermek ulaştırabilir, yolda bir dikeni, taşı kaldırmak ulaştırabilir vs. Şeyhim de bana rehber olacak, zira ilmi ile ahlakı ile bana göre tam bir varisi Rasüldür, onu örnek alırsam Allah'a ulaşırım inşaallah diyorum. Şeyhe tapan insan ben göremedim. Sözünü tam manası ile tutabilen bile az iken bu zamanda. Nasıl tapıyorlar mesela şeyhe insanlar?

Feyz ne ki, gönülden gönüle yol bulamasın? Ve Allah vesile kılmasın?
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Ferit Hocaefendi, kendisinden el alan birine: "Falanı git sebepsiz yere öldür dersem öldürür müsün?" diye sorar.

Kendisinden el alan da:

"Ne demek, anında gider öldürürüm" der...

Ferit Hocaefendi de, bunun üzerinde düşünür. "Neden emrettiklerimiz sorgulanmaz" şeklinde...

Açıkçası bu halde olmaktan korkmuştur Ferit Hocaefendi ki, isabetlidir...

Bugün şeyhler hakkında öyle şeyler ifade ediliyor ki, bir şeyh çıkıp da,
"Sizin inandıklarınızdan bizler beriyiz" demiyorlar...

Deseler tılsımları bozulur... İnsan olurlar... Normal hale gelirler... Vs...

Ama şu da unutulmasın, tasavvufun özelleri noktasında hiçbir şeyhin özelliği yoktur... Asla..!!!

Lakin şeyhlere bağlananlar onlara la yüs'el özellikler giydirmişlerdir...

Bu da ayrı bir sorundur ama şeyh gene de halinden memnundur...


 
Üst