İslamoğlu'ndan Bediüzzaman Ve Mevlana'ya : Edep Ve Tevazudan Uzaklar

Havas

Kısıtlı Erişim
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
4,432
Tepkime puanı
71
Puanları
0
Merhum Said Nursi bir yerde kendisini Bidatuz Zaman olarak nitelemiştir, risalelerinde harika tesbitler olduğu kadar, yaşadığı hayatın acı-tatlı meyveleri olarak da problemli metinleri vardır...Muttaki bir alimdir...Ömrü mücadele ile geçmiştir...Hakkını yememek gerek, nursuzlara bakıpta Said Nursi'yi ve nurunu görmemek insafsızlık olur...Kusurları kendine, hakikatleri bize...

bir adam kurandan hokkabazlıkla kendini çıkarıyor ,kuranın kendini ve eserini işaret ettğini söylüyor,şahsına hadisde uyduruyor,senin gibi ilahıyat tahsil eden biri ,onu yermekten imtina ediyor .
tasavvuf konusunda biri senden kaynak istiyor rabbaninin mektubatını öneriyorsun?
ahi evran bizi çok şaşırtıyorsun?:blink::swoon:sebebini açıklarımısın?

böyle adamlara asla yüz verilmez .övülmez ,takdir edilmezler.

hezerattan buyuk alim islamoğlu çok doğru demiş..
 

Havas

Kısıtlı Erişim
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
4,432
Tepkime puanı
71
Puanları
0
Hem kitabi hem de kalbi ilimlerde üstad olanlara "Mevlana" denir. Yalnız kalb ilimlerinde bahir olanlara ise "Hace" (hoca) denir. İlim sahibine "alim" dendiği gibidir.

İslamoğlu'nun Mevlana Hz.lerine dil uzatması şaşırtmadı. O ki Rasulullah efendimizi haşa küçültme uğruna kitaplar döşenmiş bir dall ve mudill... Mevlana Hz.lerine hakaret etmiş çok görmeyiz.

ilimlere yeni tasnif geldi..bu tasnifin sebebi cehaleti örtme ...KALBİ İLİMLER???:D:p

kalbi ilmlerde bahir(deniz) olanlar:D:p



YÜCELTME HASTALIĞINA YAKALANMIŞ BİR ZAVALLI BUNLAR.


cellaledin dersen ne eksilir..mevlana eklesen ne sevab alırsın?
 

Ahi Evran

Profesör
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
1,695
Tepkime puanı
14
Puanları
38
Yaş
45
bir adam kurandan hokkabazlıkla kendini çıkarıyor ,kuranın kendini ve eserini işaret ettğini söylüyor,şahsına hadisde uyduruyor,senin gibi
ilahıyat tahsil eden biri ,onu yermekten imtina ediyor .
tasavvuf konusunda biri senden kaynak istiyor rabbaninin mektubatını öneriyorsun?
ahi evran bizi çok şaşırtıyorsun?:blink::swoon:sebebini açıklarımısın?
böyle adamlara asla yüz verilmez .övülmez ,takdir edilmezler.
hezerattan buyuk alim islamoğlu çok doğru demiş..

sözlerim çok anlaşılır, merhum Said Nursi (rh.a)'yi orada yerdim, o doğu geleneğinden gelen bir alimdi, hayatı çilelerle geçti, bunların bir sonucu olarak tatlı meyveler de verdi, acı meyvelerde verdi, kusurları ona, hakikatleri bizedir...oysa o dönemlerde Elmalılı, Bilmen vb bir çok alimde vardı, ancak Said Nursi o dönemin çilesini çekti, eğer Said Nursi'nin mücadelesi olmasaydı, iman nedir, kitap nedir bilen bir nesil kalmacayaktı...

Tasavvufi eserler okunsun diyoruz, en azından tarikatçı hokkabazların tasavvuf alimlerini nasıl istismar ettiklerini göreceksiniz...ne diyor İmam Rabbani, tarikat matluptur diyor, farz değil, vacip değil, sünnet değil, herhangi bir fıkhi cevazı yok, sadece matluptur...

M.İslamoğlu'nun meselesi bunlar olmamalı, üslup hataları yapıyor, ve benim Allah için sevdiğim kimselerdendir, okuduklarımdan biridir...
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
O ki Rasulullah efendimizi haşa küçültme uğruna kitaplar döşenmiş bir dall ve mudill...

Vehhabiler de mevlâna, seyyidina kelimelerinin kullanımını yasaklıyorlar. İnsanlara seyyid ve mevlâ demek şirktir diyenleri duyuyoruz. Halbuki Kur'an-ı kerimde ve sahih hadis-i şeriflerde geçiyor.

Bu zat bazen Vehhabi görüşlerini, bazen Şia taifesinin sapıklıklarını, bazen "yalnız Kur'an" diyen zındıkların görüşlerini, bazen Mutezile, bazen Cehmî fikirleri öne sürüp yaymaya çalışmaktadır.

Meselâ, Cennet ve Cehennem'in sonlu olacağı görüşü Cehm bin Safvan'a aittir. İslamoğlu'nun bunu benimsediğini artık hepimiz anladık:

http://muratyazici.blogspot.com.tr/2014/01/cennet-ve-cehennemin-ebedi-oldugunu.html

Bu görüşün küfür olduğu hususu iyi biliniyor.

Bu gibi çağdaş din adamları, hep eski ulemayı kötülüyor ve küçültmeye çalışıyorlar. Böylece, kadim ulema (mezheb imamları, müctehidler, müfessirler, hadis imamları, fıkıh âlimleri, evliya) yerine kendilerine itibar edilecek! Eden nasipsizler de var maalesef. Bu insanlar Cehennem'e sürükleniyorlar.

Seneler önce yazmıştım: "Adet halindeyken oruç tutabilir miyim, dinen bir sakıncası var mıdır?" diye soran birine verdiği cevabı şöyle tahlil etmiştim:

http://muratyazici.blogspot.com.tr/2008/12/mustafa-islamolunun-saptrc-yazlar.html

Şimdi, İslamoğlu'nun şurada söylediklerine bir bakınız. Bunlardan anlaşılan:

1. Tüm imamlar yanılmış(mış),
2. Kendisi konuyu "Kur'an ekseninde" yeniden değerlendirmiş,
3. Kendisi, Kur'an-ı kerime uygun cevap vermiş(miş),
4. Haşa, tüm imamlar ve hatta Hazret-i Âişe validemiz radıyallahü anhâ Kur'an-ı kerimi doğru anlamamışlar, doğrusunu İslamoğlu anlamış!

Bunlar aklı başında bir insanın söyleyeceği şeyler değildir.


***

Aslında belki "aklı başında", ama serde şeytanlık var.
 

Ahi Evran

Profesör
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
1,695
Tepkime puanı
14
Puanları
38
Yaş
45
Evvelâ itikadı (inancı) tashih etmek (doğrultmak) ve Din-i Mübin-i İslâm’ın zarurî, yani kat’î delilleriyle sabit olan meselelerini tasdik etmek (doğrulamak) lâzımdır. Sonra fıkıh ilminin, beyanını tekeffül ettiği (ayrıntılı bir şekilde açıklamasını üzerine aldığı) meseleleri öğrenip, amel etmek (ona göre yaşamak) ta zarurîdir (kuvvetli delillerle açıkça sabittir). Doğru bir inanca ve amele sahip olduktan sonra sofiye tarikine sülûk etmek (meşayıhın yoluna girmek) de matlup (arzu edilen) dir, …

…sofiye tarikine (tasavvuf yoluna) girmekten maksat mutekadat-ı şeriyeye (dinî inançlara) karşı, yakînin (şüphesizliğin) artmasını kazanmaktır, ta ki o inançlar istidlal (deliller vasıtasıyla inanma) darlığından keşif fezasına (gözle görür gibi olma genişliğine) ve icmalden tafsile (kısalıktan ayrıntılı bir hale) çıksın…

Tarikat’dan diğer maksat da, ahkâm-ı fıkhiyyeyi (amele ait hükümleri) yerine getirmekte kolaylık kazanmak ve nefs-i emmare (son derece kötülüğü emreden nefis) tarafından (ibadete karşı) gelen zorluğu (ağırlığı) gidermektir. Bu fakirin kat’î inancı şudur ki, sofiyenin yolu şer’î ilimlere hizmetçidir, yoksa şeriat’a muhalif (ters düşen) bir iş değildir.

İmam Rabbani, mektubat, cilt:1, sayfa:182, mektup 210’dan…
Ruhu’l-Furkan cilt 1 s.160-161
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Evvelâ itikadı (inancı) tashih etmek (doğrultmak) ve Din-i Mübin-i İslâm’ın zarurî, yani kat’î delilleriyle sabit olan meselelerini tasdik etmek (doğrulamak) lâzımdır. Sonra fıkıh ilminin, beyanını tekeffül ettiği (ayrıntılı bir şekilde açıklamasını üzerine aldığı) meseleleri öğrenip, amel etmek (ona göre yaşamak) ta zarurîdir (kuvvetli delillerle açıkça sabittir). Doğru bir inanca ve amele sahip olduktan sonra sofiye tarikine sülûk etmek (meşayıhın yoluna girmek) de matlup (arzu edilen) dir, …

…sofiye tarikine (tasavvuf yoluna) girmekten maksat mutekadat-ı şeriyeye (dinî inançlara) karşı, yakînin (şüphesizliğin) artmasını kazanmaktır, ta ki o inançlar istidlal (deliller vasıtasıyla inanma) darlığından keşif fezasına (gözle görür gibi olma genişliğine) ve icmalden tafsile (kısalıktan ayrıntılı bir hale) çıksın…

Tarikat’dan diğer maksat da, ahkâm-ı fıkhiyyeyi (amele ait hükümleri) yerine getirmekte kolaylık kazanmak ve nefs-i emmare (son derece kötülüğü emreden nefis) tarafından (ibadete karşı) gelen zorluğu (ağırlığı) gidermektir. Bu fakirin kat’î inancı şudur ki, sofiyenin yolu şer’î ilimlere hizmetçidir, yoksa şeriat’a muhalif (ters düşen) bir iş değildir.

İmam Rabbani, mektubat, cilt:1, sayfa:182, mektup 210’dan…
Ruhu’l-Furkan cilt 1 s.160-161

Sen yukardaki mektuptan aşağıdakini anlıyorsan harikasın.

Ahi Evran Nickli Üyeden Alıntı

ne diyor İmam Rabbani, tarikat matluptur diyor, farz değil, vacip değil, sünnet değil, herhangi bir fıkhi cevazı yok, sadece matluptur...
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
bu arada ahi evranın 72 fırkanın cennetlik olduğunu söyleyen hadisi hala getiremediğini belirtelim.
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Tarikat içerisinde rüya ve ilhamlarla beyni iğdiş olanların lisanından çıkan "Mevla" farklıdır,

Sade bir müslümanın lisanından çıkan "Mevla" farklıdır...

Bunu hepiniz çok iyi biliyorsunuz...

Biliyorsunuz da "ilah" kıldıklarınızın sevgisi iyi bildiğinizin önüne geçiyor...

İSLAMOĞLU'nun buna matuf eleştirileri elbet isabetli ama bence çok da sade kalıyor,

Çok daha ileri düzeylerde tenkit etmesi gerekiyor...
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
bu arada ahi evranın 72 fırkanın cennetlik olduğunu söyleyen hadisi hala getiremediğini belirtelim.

Kur'an, hiçbir şekilde müslümanı "cehennem"le yan yana koymaz...

Bir tek numune yoktur...

Neden, Kur'an harici diğer kaynaklarda neredeyse Kur'an ayetlerinden fazla geniş dökümanlar bulabiliyoruz..???

Enterasan değil mi..?

Hadis münkiri falan değilim sadece soruyorum...

Hadisle de benim sorunum yok, şöyle ki,

Kimlerin 72 fırkadan olduğunu bilmek imkansızdır...

Hadislerin de bu yönüne bayılıyorum...

Şia müntesipleri dahi, sadece kendilerinin "fırka-ı naciye"den olduğunu ifade ediyor...

Doğru mudur..???

100'de 100 yalan diyemem... 100'de 100 doğru da diyemem...

Kesin bilgi ancak Kıyamet'te...

Yiyin birbirinizi...

Siz müslümanlara ancak bu yakışır...

Beğenmediğiniz kafirlerin techizatlı askerleri İslam diyarlarında öldürüyor temiz namusları da kirletiyor...

Siz fırka-ı naciye olsanız ne yazar, ölmüşsünüz de haberiniz yok...
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Kur'an, hiçbir şekilde müslümanı "cehennem"le yan yana koymaz...

Bir tek numune yoktur...

Amellerimiz tartıldığında günahı ağır gelen müslüman cennete mi girer yoksa belli bir süre cehenneme konulduktan sonra cennete mi girer yoksa ebedi cehennemde mi kalır?
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
Nakşibendi kahramanının şu sözü altın harflerle yazılsa değerdir:

''Bu fakirin kat’î inancı şudur ki, sofiyenin yolu şer’î ilimlere hizmetçidir, yoksa şeriat’a muhalif (ters düşen) bir iş değildir.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Hangi mektubunda diyor?

Ahi evran her zamanki gibi sallıyor işkembeden...

İmam Rabbani Hz., Tarikatı Şer'i emirler arasındadır der.

Takke, tespih, cübbe giymekle TAKVA olunamayacağı gibi, Ahi evran ismini almakla da... Gerisi hayalinize kaldı. :)
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Yaw beyler,


İnsanların gerçek niyetlerini bir türlü ya anlamak istemiyorsunuz , yahutta anlayamıyorsunuz !

M.İ.oğlu adındaki şahıs “mevlâna” kelimesinin ne manâya geldiğini ve gelebileceğini belki de bütün dünyadaki insanlardan daha iyi bilir ve anlar ! Bunu kesin olarak biliniz. Ama, Onun bu absürd eleştirisinin gerçek sebebi bu anlamama değildir. Gerçek sebep Mevlâna Hz.lerinin edinmiş olduğu sevgi, saygı, ve itibar’ın beyimiz tarafından henüz edinilmiş olmaması ve asla da edinilecek olamayacağıdır. Buradak, eleştirini özü budur. Bu şahsın Üç Muhammed adlı kitabını da okuyanlar çok iyi bilirler ki, orada da asıl amaç Peygamberimizi anlatmak değildir ! O kitapta hassaten eleştiri okları “Şifa-ı Şerif” kitabının müellifi Kadı İyaz’a ve “Hasais” kitabının müellifi İmam Suyûti’ye çevrilmiştir. M.İ.Oğlu’nun “Üç Muhammed” adlı k,itabı yazmadaki asıl hedefi İslâm Aleminde çok sevilen ve itibar gören bu iki isme salvo atışlarda bulunmaktır. Yani, herif-çolu bütün-işini gücünü bırakmış İslâm Dünyasında ne kadar itibar yapmış ve saygı ve sevgi görmüş isim varsa onları çekememezlik yapmaktadır. Meselenin özü budur diye düşünüyorum.
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
Kuran kalbi hastalıklardan bahsetmektedir.Mesela enam-10 vb. gibi...Nedir kalbi hastalıklar örneğin kibir, riya, hased....Bu hastalıklardan kurtulmak nasıl vacib ise, bu hastalıkların tabiblerine gitmekte aynı şeydir...acaba kaç kişi bende hiç bir kalbi hastalık yok diyebilir..Böyle bir babayiğit varsa o zaman tarikat ona sadece ''matlub'' olur..:)Yani keyfine kalmıştır!
 

Havas

Kısıtlı Erişim
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
4,432
Tepkime puanı
71
Puanları
0
Nakşibendi kahramanının şu sözü altın harflerle yazılsa değerdir:

''Bu fakirin kat’î inancı şudur ki, sofiyenin yolu şer’î ilimlere hizmetçidir, yoksa şeriat’a muhalif (ters düşen) bir iş değildir.

bunlar nedense söylemde kalıyor..hemen hakikat marifet denizine atlayıp şeriatı aşağılamayıda çok iyi biliyorlar..

konuyu dağıtmayalım..

bir insan kendine takılan bir ulvi lakabla yazı yazarmı?

siz hiç fatih terimin bir makalesinin altında "İMPARATOR fatih terim " diye imza attığını gördünüzmü?

said nursi imzasına bakın"BEDİUZZAMAN said nursi"..:D....evet abi çokda takva sahibiki nedense böyle övgü ile bezenmiş imzalara bayılıyor..
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir



siz hiç fatih terimin bir makalesinin altında "İMPARATOR fatih terim " diye imza attığını gördünüzmü?

said nursi imzasına bakın"BEDİUZZAMAN said nursi"..:D....evet abi çokda takva sahibiki nedense böyle övgü ile bezenmiş imzalara bayılıyor..

Said Nursi nerede kendisi için böyle bir imza kullanmış?
 

Havas

Kısıtlı Erişim
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
4,432
Tepkime puanı
71
Puanları
0
Said Nursi nerede kendisi için böyle bir imza kullanmış?

aslında sen bakma ona tabi olanlar böyle bir lakabı ona takmışlar diyorlar hiç alakası yok.kendisi kendisi için kullanıyordu..
Ek2 – Kurtuluş Savaşı sırasında basılan Hutuvat-ı Sitte isimli eserin kapağı. Eserin isminden başka sadece Bediüzzaman yazılı.

Ek3 – Bediüzzaman’ın Yeşilay’da ilk toplantılardan beri toplantılara katılıp, görüş belirtip imza attığını gösteren belgeler.

Ek4 – Yeşilay’ın ilk toplantı günlerine ait imza ve hüviyet defterinden birinde Bediüzzaman’ın imza ve hüviyeti

Ek5 -22 Şubat 1336-22 Şubat 1920 tarihli İkdam Gazetesi’nde, Kürt ve Ermeni ittifakını protesto eden Bediüzzaman Said Nursi ve iki arkadaşının ortak yazıları

Ek6 – Sebil’ür Reşad Gazetesi’ndeki ilgili sayfa​
 

Havas

Kısıtlı Erişim
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
4,432
Tepkime puanı
71
Puanları
0
bir nurcu tartışmaz.tartışmaya girmez.yeterki onların takdis ettiği adam takdis edilsin övülsün.bu onlar için yeterlidir.bütün sermayenin ana kayanığını bu manevi zevat ve kitabı oluşturuyor çunku..

F.gülen bu takdis edlien nur ağacının sadece bir meyvesidir .ziyan olsa çok sorun değil.

bizden değil dersin atarsın çöpe..
 
Üst