İlginç Haberler!

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45


Uyanık İspanyol 'güneşi' zimmetine geçirdi


İspanya'da yaşayan 49 yaşındaki bir kadın "güneşin sahibi" oldu... Nasıl mı? İşte sorunun cevabı...


İspanya'da yaşayan 49 yaşındaki bir kadın "güneşin sahibi" oldu... Galiçya bölgesinden Angeles Duran, bölgelerindeki notere giderek güneş üzerindeki tüm hakların kendisine ait olduğunu onaylattı.
Duran, uluslararası hukuka göre hiçbir ülkenin güneş üzerinde hak sahibi olamayacağına dikkat çekiyor. Ancak hemen ekliyor... "Bu kurallar arasında "bireyler" ile ilgili bir belirleme yok"...
Duran, "Güneşin sahibi olmam konusunda hiçbir engel yok. Bu talebimi yasal olarak hakettim. Ben çılgın biri değilim. Bunu dünya üzerinde yaşayan her birey yapabilirdi. Ama ilk olarak benim aklıma geldi."

ntvmsnbc




İkametgahı olmayana mezar da yok

Bir süre önce mahalle statüsüne kavuşan Satılmışoğlu köyü muhtarı Ahmet Tuna AA muhabirine yaptığı açıklamada, son zamanlarda köyde kaydı bulunmayan, köyle ilişkisi olmayan kişilerin mezarlığa defnediliğini söyledi.
Köy mezarlığının dolmak üzere olduğunu ifade eden Tuna, ''Yeni mezarlık yeri yok. Yabancı kişilerin defnedilmesini önlemek gerekiyor. Sözlü uyarılarımıza kimse aldırış etmedi. Vatandaş Bursa'dan evlenmiş. Kayınpederi vefat edince getirip köy mezarlığına defnetmek istiyor. Başka biri Erzurum'da yaşayan teyzesini gömmek istiyor. Uyarımızı yaklaşık 2 ay önce yazıya döktük. Cami, kahvehane ve bazı yerlere astık. Bunu elbette caydırıcı olsun diye yaptık. Yoksa köye kadar gelen cenazeyi geri çeviremeyiz. Mahalle sakinlerinden biraz daha duyarlı olmalarını bekliyoruz. Önceliği kendi insanımıza vermeliyiz'' dedi.
Tuna'nın hazırladığı ve üzerinde ''Satılmışoğlu mahallesinde kaydı ve ilişkisi olmayan şahısların cenazeleri mezarlığa kabul edilmez'' yazılı duyurular mahallenin çeşitli yerlerine asıldı.
AA
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Resim_1291886596.jpg


Bu hocanın arkasında 3. gözü var


New York Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde fotoğrafçılık dersi veren Irak asıllı Bilal, Katar’ın başkenti Doha’daki bir müze tarafından finanse edilen bir proje kapsamında ABD’deki bir “piercing”cide kafasının arkasına başparmak büyüklüğünde bir kamera taktırdı.

“Üçüncü Ben” isimli proje kapsamında Bilal’ın kafasına yerleştirilen kamera bir yıl boyunca dakikada bir fotoğraf çekecek.

Katar’daki Mathaf müzesi ayrıca 30 Aralık’taki açılış gecesinde, Bilal’ın kafasındaki kameradan canlı fotoğraf yayını yapacak.

Titanyumdan yapılmış bir tabaka üzerine yerleştirilen kamera, Bilal’in omzunda taşıdığı bir çantaya kabloyla bağlanmış durumda. Bu sayede ABD‘li öğretim üyesinin nerede olduğu internet sitesinden takip edilebilecek.

Bilal söz konusu projenin “gözetleme hakkında bir diyalog kurmak için” bir fırsat olduğunu söyledi.

“Üçüncü Ben” çalışması, Irak asıllı akademisyenin tartışma yaratan ilk projesi değil. Bilal, 2008′de kendini “Sanal cihadcı” adlı video oyununa karakter olarak eklemiş ve bu şekilde ABD eski Başkanı George W. Bush’un peşindeki intihar eylemcisi olmuştu.

Erkek kardeşini 2004 yılında bir Irak kontrol noktasına yapılan saldırıda yitiren Bilal, bir başka sanat çalışmasında, Amerikan kamuoyunun, Iraklıların ölümlerinden ne derece habersiz olduğunu resmetmişti.

haberşok.com
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45


İcradan satılık tezek!

İcra memurları hacze gittikleri evde beyaz eşya, mobilyayla yetinmedi, ailenin ısınmak için depoladığı tezeklere de el koydu



Ardahan'da gerçekleşen icra 'pes' dedirtti. Çiftçilik yapan Güven Toptaş hayvan alım satımında imzaladığı 30 bin TL'lik senedin karşılığını ödeyemeyince alacaklısı tarafından mahkemeye verildi. Ardahan İcra Müdürlüğü borcun tahsili için Toptaş'ın evine gelerek haciz işlemi başlattı. Memurlar evde bulunan buzdolabı, çamaşır makinesi, televizyon, halılar ve mobilyaları bedellerini belirleyip tutanakla haczetti. Evdeki tüm eşyalara el koyan icra memurlarının dikkatlerini yöre halkının ev halkının ısınmak için kullandığı tezekler çekti.

Tezekleri tutanakla haczeden icra memurları 11 adet 4 metre uzunluğunda 1.5 metre yüksekliğindeki tezeğe toplam 650 TL değer biçti. Haczedilen eşyalarla birlikte tezekler de açık artırmayla Ardahan İcra Müdürlüğü tarafından satışa sunulacak.

BU KADARINA PES
İcra memurlarının evdeki tezekleri bile haczetmesine çok şaşırdığını belirten Güven Toptaş, 'Bu kadarını beklemiyorduk. Kış günü ısınmak için kullandığımız tezekler bile alındı' dedi.
(Akşam)
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
26126.jpg


Arabesk müzikle tavuklarda zirve yapan verim


AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Merkez Meram ilçesi Alakova köyündeki Ersal Tavukçuluk A.Ş'ye ait bir çiftlikte, tavuklarda panik yaratan uçak sesi, gök gürültüsü ve şiddetli dış sesler gibi durumların önüne geçmek için düzenli olarak müzik yayını yapılıyor.
Çiftlikte çalışan işçiler, sabah saat 08.00 ile 17.00 arasında her gün 9 saat düzenli olarak radyo aracılığıyla işletmedeki tavuklara müzik dinlettiriyor.
İşletmede ustabaşı olarak çalışan Ahmet Özcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, olağan dışı seslerden etkilenen tavukların çok çabuk paniklediğini, yumurtaları kırdıklarını ve imalat kaybına yol açtıklarını söyledi.
Tavukların dış sesleri duymamaları için işletme içinde uzun süredir müzik yayını yaptıklarını ifade eden Özcan, ''Radyodan müzik yayını veriyoruz. Her türlü müzik dinlettiriyoruz ama özellikle arabesk müzik yayını yapan radyo kanallarını açık tutuyoruz. Tavuklar, arabesk müzikte daha sakin oluyor, birbirlerine daha az zarar veriyor. Farklı türlerde müzik yayını da yapıyoruz ancak biz de, tavuklar da arabesk müziği seviyoruz'' dedi.
Özcan, müzik yayını ile birlikte kırık yumurta sayısında büyük azalma olduğunu ve işletmenin bu durumdan karlı çıktığını belirtti.
-YAYGIN ŞEKİLDE YAPILIYOR-
Konya Yumurta Üreticileri Birliği Başkanı ve firma sahibi Ali Aydoğan da, tavuklara müzik dinlettirilmesinin çok eski bir uygulama olduğunu ancak son yıllarda Konya'daki çiftliklerde yaygınlaştığını bildirdi.
Müzik yayınının tavuktaki stres faktörünü en aza indirmek için yapıldığını dile getiren Aydoğan, ''Tavuk çok ürkek bir hayvan, en ufak sesten ürküyor. Küçük kafeslerde ani ve yüksek seslerde panikleyen tavuklar, yaralanmalara neden oluyorlar. Yine bu panik sırasında çok sayıda yumurta kırılıyor'' diye konuştu.
Aydoğan, bunu engellemek için bir çok tavuk çiftliğinde tavuklara müzik dinlettirildiğini kaydederek, ''Sadece biz değil, Konya'daki bir çok çiftlik tavukları sakinleştirdiği için işletmelerinde müzik yayını yapıyor'' dedi.
Müzik yayını sayesinde hastalık nedeniyle kabuk kalitesinin gelişememesi dışında tavukların paniklemeleri nedeniyle kırılan yumurtalarda yüzde 90 oranında azalma sağladıklarını anlatan Aydoğan, müzik türünün işletmelere ve çiftlikte çalışan işçilerin müzik zevklerine göre değişebildiğini sözlerine ekledi.
AA
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45


Bunun adı da Polis Sular İdaresi (POSKİ)


Uyanık girişimci, cami süsü verdiği binada beş yıl, kaçak kaynak suyu çıkarıp sattı. İhbar üzerine el konulan kaçak projeye emniyet kondu. Araziyi tel örgüyle çevirerek teşkilatı kuran emniyet, tanker tanker su çıkartıp satıyor.

Ercan ÖZTÜRK'ün haberi
AKŞAM'ın haberi üzerine duruma el konuldu. Cami kapatıldı, borular yıkıldı, kaynak kapatıldı. Şimdi Beylikdüzü Emniyet Müdürlüğü, araziyi tel örgüyle çevirerek yeniden teşkilatı kurdu. Tanker tanker su çıkartıp satıyor.
Beylikdüzü Kavaklı'da Serdil Nişancı tarafından civardaki inşaat ve fabrikalara satılan su, el değiştirdi. AKŞAM'ın geçtiğimiz yıl 'Minareyi çaldı kılıfına uydurdu' başlıklı haberinin ardından kaçak olarak satılan suyun bulunduğu yer mühürlendi. Suyu tankerlere aktaran borular yıkıldı.
PROJEYE EMNİYET KONDU
Kaynak suyunun çıktığı arazi, Tarım İl Müdürlüğü tarafından Beylikdüzü Müftülüğü ve İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne tahsis edilecekti. Tahsis işlemleri daha gerçekleşmeden Emniyet, arazinin etrafını tel örgülerle çevirdi. Yıkılan borular eski haline getirildi. Emniyet Müdürlüğü'ne gelir getirmesi için kurulan Polis Hizmetleri Derneği, buradan çıkan suyu satmaya başladı. Su alacak tankerlerin üzerine de 'Beylikdüzü Polis Hizmetleri Derneği' yazısı yazıldı. Üzerinde bu yazı olmayan tankerlerin su almasına izin verilmiyor. Tankerler suyu fabrika ve inşaatlara satıyor. Polisin işletmeden yaklaşık 9 bin TL kazandığı iddia edildi.
İZLENİYOR
Kaçak yapının etrafı tel örgüyle çevrilerek 'Burası kameralarla izleniyor' levhaları asıldı. Arazinin bir diğer bölümüne de 'Bu arazi Beylikdüzü Emniyet Müdürlüğü'ne tahsis edilmiştir' tabelası yerleştirildi. Böylece yabancı tankerlerin kaçak olarak su almalarının önüne geçilmiş oldu. Arazi üzerinde kaçak olarak duran iki katlı mescit ve minaresinin halen eskisi gibi durduğu gözlenirken, imamın da geçtiğimiz yıl buradan ayrıldığı öğrenildi.
'ALAKAMIZ YOK'
Beylikdüzü Emniyet Müdürü Hasan Hüseyin Şahinkaya da arazinin kendilerine henüz tahsis edilmediğini, buradaki suyu da emniyetin satmadığını savundu. Şahinkaya, şunları söyledi: Araziye talip olduk. Henüz tahsis edilmedi. İki yıl önce çekilen fotoğraflarla haberler yapılmış. Böyle bir şey yok. Tankerlerin üzerindeki yazılardan haberim yok. Konuyu araştıracağım. Polisin su satması mümkün mü? Böyle bir şey olamaz.
ACİL CAMİYE İHTİYACIMIZ VAR
Kavaklı Mahalle Muhtarı Necip Özhan, mahalle olarak acil camiye ihtiyaçlarının olduğunu belirterek: 'Burada önceden cami bulunuyordu. Kaçak su satışı yapılıyordu. Şimdi de polis satıyor. Değişen bir şey olmadı. Biz işin orasıyla ilgilenmiyoruz. Burada cami olsun, bir imam olsun istiyoruz' diye konuştu.
AKŞAM GÜNDEME GETİRMİŞTİ
AKŞAM, Beylikdüzü'nde yıllarca inşaat ve fabrikalara kaçak olarak satılan su ve arazi üzerindeki kaçak yapıyla ilgili olarak 24 Nisan 2009 tarihinde 'Minareyi dikmiş kılıfına uydurmuş' başlığıyla konuyu gündeme getirmişti. Haberde 'Uyanık girişimciden şeytani plan! Serdil Nişancı, Beylikdüzü'ndeki su yatağının üzerine kaçak ev yaptı. Kimse uyanmasın diye minare ekleyip cami süsü verdi' denildi.
AKŞAM
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Yok böyle bir vaaz !


aksama-maca-gidiyorum.jpg


İmam Trabzonspor'a destek istedi



İmam Trabzonspor'a destek istedi

Trabzon'da Uzunsokak caddesindeki Sarılar Camii fahri emekli imamı Ömer Oskay, bugünkü cuma vaazında Trabzonspor'a sevdasını cemaati ile paylaştı.
http://www.beyazgazete.com/video/2010/12/17/yok-boyle-bir-vaaz.html

İmam Oskay, Erzurumspor'a verdiği destekle geçmişte gündeme gelen Erzurumlu Naim hoca gibi Trabzonspor'a vaazı ile destek verdi.

Bugünkü Cuma Vaazı'nın sonunda Erzurumlu Naim hocayı örnek gösteren Ömer Oskay, "Erzurumlu Naim Hoca'yı duydunuz mu ? Duymayan yok onu. Allah rahmet eylesin, mekanını cennet eylesin. Bu Erzurumspor dediğin zaman akla gelen isimdir. Ya o 60 bin seyirci ile yapılan 61. dakika şovu neydi, beni çok mutlu etti, gururlandırdı. Bizim için her yer Trabzon diyorlar ya. Tabi olacak 26 yılın özlemi var. Ben bu akşam maça gidiyorum isteyen gelir, isteyen gelmez. Biz bu sene bu şampiyonluk özlemini gidereceğiz. Ne derseniz deyin. İsterseniz bunları burada konuştum diye işime son verin. Ben bu çocukları tanıyorum, bunlar namazında niyazında çocuklar. Cenabı Allah ne muratları varsa versin. Bugün akşam maçı alalım, inşallah yolun sonu görünüyor" dedi.

Konuşmasında Trabzonspor Yönetimi'ne 3 adak kesmesi tavsiyesinde de bulanan Ömer Hoca "Tehlikeli gözlerden korunmak için bunu kessinler. Takıma nazar değmesin" derken, cemaatten birinin "Bu akşam Jaja yok" demesi üzerine "Bırak gitsin, nereye giderse" demesi gülüşmelere neden oldu.

 

YagmuR

Üye
Katılım
18 Ağu 2006
Mesajlar
2,504
Tepkime puanı
586
Puanları
0
Yaş
35
Konum
¤´ UnuTuLu§taN `¤
Web sitesi
www.gencislam.com
Şişedeki mesaj 147 yıl sonra çözüldü

20101228124508_bottle.jpg


Amerika'daki iç savaş sırasında Güney Eyaletlerinin bağlı olduğu müttefik güçlerine gönderilmek üzere nehre bırakılan şişedeki mesaj, 147 yıl sonra çözüldü.

Bir şişenin içine yerleştirilen mesaj, 4 Temmuz 1863 tarihinde Vicksburg'un, ittifak güçlerinin eline geçtiği zaman nehre bırakılmıştı. Eski bir müttefik askerinin eline geçen mesaj, 1896 yılında Richmond'daki müzeye bağışlanmıştı.

Müzenin Koleksiyon yöneticisi Catherine Wright, mesajın şifreli olduğuna karar vererek araştırmaya başladı. Müttefik güçlerinin Mississippi nehrinin batı kısımındaki komutan tarafından gönderilen mesajı, CIA'in emekli kripto uzmanlarından David Gaddy, birkaç hafta üzerinde çalışarak çözdü. 6 satırlık mesajda, "Sana yardım edemem. Askerlerim, malzemem yok. Oraya gelebilecek bir yolum yok" yazılı olduğu belirlendi.
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45


Bu da Türk işi televizyon anteni


Hakkari'de bir vatandaş; kavak ağacı, tahta, alüminyum tel, teneke parçası ve CD ile yaptığı ilkel antenle televizyon izliyor.
Kıran Mahallesi'nde 3 odalı toprak bir evde yaşayan 6 nüfuslu Ant ailesi, Türkiye ve dünya gündemini yaptıkları ilkel bir anten sayesinde takip ediyor. Konuyla ilgili basın mensuplarına bilgi veren baba Hüseyin Ant, yıllar önce Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Ortabağ köyünden göç ederek Hakkari'nin Kıran Mahallesi'ne yerleştiğini söyledi.
Yaklaşık 5 yıl boyunca çanak anten tamirciliği yaptığını, şu anda ise duvar ustası olarak serbest çalıştığını belirten Ant, ''Maddi durumumuz iyi değil, bu yüzden televizyon izleyebilmek için çanak anten ve dijital cihaz alacak gücüm yok. Daha önce çanak anten tamirciliği yaptığım için aklıma böyle ilkel bir anten yapmak geldi. Kavak ağacı dalı, tahta parçaları, alüminyum tel, teneke parçası ve CD'den bir anten yaptım. Kavak ağacı dalı ve tahtadan antenin çerçevesini yaparak televizyonun arkasından evimin damına çektiğim kabloyu iletken görevi yapan çerçevedeki alüminyum tele bağladım.
Televizyon kanallarının net bir şekilde çekmesi için de alıcı olarak çerçeveye CD'ler taktım. Bu CD'ler televizyon kanallarının net çekmesini sağlıyor. Teneke parçası ise rüzgarlı havalarda antenin dengesini sağlıyor. Yaptığım bu ilkel anten sayesinde ailece televizyon izleyerek Türkiye ve dünya gündemini takip ediyoruz. Yaptığım anten 13 televizyon kanalını net bir şekilde gösteriyor'' şeklinde konuştu.



İHA
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Bu sokaktan geçmek ücrete tabi




Selin Sokak’ın bir bölümüne, birkaç gün önce bariyer yerleştirildi, üstelik iddialara göre sokağa girip çıkmak isteyenlerin para ödemesi gerektiği açıklandı.
İTİRAZ ETTİLER AMA...
İyi ama böyle bir şeyi kim, neden yaptı? Çevre sakinlerinin söylediğine bakılırsa, bir binanın sahipleri, evlerinin hemen önündeki yolu, ‘tapulu malımız’ diyerek kapattı. Tabii herkes ‘olmaz böyle şey’ diyerek ayaklandı, ne var ki sokağı kapatanlar geri adım atmadı.
Vatandaş da Kadıköy Belediyesi’nin yolunu tuttu. ‘Sokağı göz göre göre kapattılar’ dediler ancak günlerdir hiçbir değişiklik olmadı. Onlar da çareyi Acil Şikayet Hattı’na başvurmakta buldu ve bakın neler neler anlattı...
“Selin Sokak, uzun yıllardır kullandığımız, çok da işlek olan bir sokaktır. Bölge, yakın bir zamanda Kadıköy Belediyesi tarafından yenilendi. Sonra bir baktık ki sokağın bir bölümüne bariyer yerleştirilmiş. Neler olup bittiğine bir anlam veremedik. Ve öğrendik ki binanın sahipleri ‘Sokağın bir bölümü bizim malımız. Kapatmak hakkımız’ diyerek bariyeri yerleştirmiş. Durun... Daha bitmedi... İşin en tuhaf yanı ise, sokağa bariyer koyanların bu işten para kazanmaya çalışması...”
AYLIK ABONE ÜCRETİ!
Bölge halkı, bina sahiplerinin kendilerinden para talep ettiğini söylüyor... “Sokağı kapatanlar, yolun bu bölümünü kullanabilmemiz için bize elektronik anahtarlık satacaklarını söylediler. Yani sokağın birkaç metrelik bölümünü kullanabilmek ve evimize ulaşabilmek için para vermek zorunda kalacağız. Aylık abone ücreti belirleyeceklermiş, birkaç gün sonra da bize ayda ne kadar ödememiz gerektiğini söyleyeceklermiş. Ayda belli bir ücreti ödemeyen de buradan geçemeyecekmiş. Elbette bu uygulamayı kabul etmemiz mümkün değil. Sorunu Kadıköy Belediyesi’ne ilettik, sıkıntılarımızı anlattık, bu işe el konulmasını istedik. Yetkililerin çözüm bulmasını bekliyoruz fakat henüz olumlu bir gelişme yok. Nasıl olur da kırk yıldır vatandaşın sokak olarak kullandığı yer özel mülk sayılır ve paralı geçiş yapılır? Akıl alır gibi değil...”
Kadıköy Belediyesi: Kimse para alamaz
İşte Caddebostan sakinleri böyle isyan ediyor. Peki ya Kadıköy Belediyesi ne diyor? Konuyu sorduğumuz basın danışmanlığından şu açıklama yapıldı:
“Sözkonusu sokağın bir kısmı özel mülk. Caddebostan İskele Sokak yapılınca sokaktaki bir binanın sahipleri de ‘Burası bizim özel mülkümüz geçiş yapılamaz’ diyerek yıllarca sokak olarak kullanılan ama aslında özel mülkleri olan araziyi kapatmışlar. Burası özel mülk olduğu için yasal yollar olmadan, yani belediye olarak burayı açma, kapama, yıkma, bariyeri kaldırma yetkimiz yok. Konudan biz de haberdar olduk ama özel mülkiyet olduğu için buraya girip herhangi bir yaptırımda bulunamayız.
Çünkü sonuçta yasal olarak haksız duruma düşeriz. Buradaki problemi çözmeye çalışacağız. Öncelikle tarafları bir araya getirip uzlaştırmaya çalışacağız. Uzlaşma olmazsa, belediye olarak kamulaştırma yoluna gidebiliriz. Kadıköy’de buna benzer yerler var. Yıllarca yol olarak kullanılmış ancak sonra mülk sahiplerinin kapattığı yerler var. Çoğunun amacı zaten belediyeden kamulaştırma parası almak. Konuyu en kısa zamanda uzlaşma ile çözmeye çalışacağız. Bu arada da kimsenin kumanda satmasına, para toplamasına izin vermeyeceğiz.”
HABERTÜRK
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45


3 katlı evi dut ağacının üzerine yaptı

Rizeli, baba yadigarı dut ağacını kesemeyince 3 katlı evi dut ağacının üzerine kurdu.
Rize’nin Çayeli İlçesi Yenipazar köyünde ikamet eden 85 yaşındaki Hasan Safi, 80 yıl önce babası tarafından dikilen dut ağacını kesemeyince 10 yıl önce dut ağacının üzerine 3 katlı bir bina inşa etti. Safi, ağacı binanın duvar ve balkonlarına ustalıkla açtığı kanallardan geçirdi. 80 yıllık dut ağacı üç katlı binanın içerisinden geçerek çatısına ulaştı.
Konuyla ilgili açıklama yapan Safi, “Bu ağacı 80 yıl önce babam dikti. 20 yıl önce kendisini kaybettik. Bu ağaç bana ondan bir hatıradır. Dikildiği günü hayal mayal hatırlarım. 10 yıl önce evimiz yanınca burada bir ev yapmak zorunda kaldık. Ancak ağaç eve mani oluyordu. Baba hatırasını kesemezdim. Ağacı bu şekilde evin içerisinden geçirdim” dedi.
Hasan Safi, babasının kendisine böyle bir mirası olmadığını ancak bu ağacın da kendisinden oğullarına miras kalmasını istediğini belirterek, “Oğullarıma tembih ettim. Ben öldükten sonra da bu ağaç kuruyana kadar kesilmeyecek dedim. Kurumaması için de ağacın köklerini sardım” diye konuştu.


İHA
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Balkondan mı geçirmiş ağaççığı...
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Av köpeği dinlenmek isteyen avcıyı vurdu!

Bilecik'te; 'ava giden avlanı' tabirini haklı çıkaran ilginç bir olay yaşandı. Av köpeği, bir ağacın dibine oturup dinlenmek isteyen avcıyı vurdu.


Kuyubaşı köyü civarında avlanan Y.M, bir müddet avlandıktan sonra yorulunca bir ağacın dibine oturdu. Y.M, av tüfeğini dolu vaziyette ağaca dayadı. Ancak, avcının yanında getirdiği köpekler, ağacın yanından geçerken tüfeği devirdi.

Ateş alan silahtan çıkan saçmalarla sol omzundan ağır yaralanan Y.M, arkadaşlarının fark etmesi üzerine Bilecik Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Olayla alakalı tahkikat devam ediyor.



İHA
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
2.5 aylık Kübra bebek açlıktan öldü!

Samsun'da rahatsızlanması sonucu hastaneye kaldırılan 2,5 aylık bebeğinin ölümünün besin yetersizliğinden kaynaklandığı bildirildi.

Tekkeköy ilçesi Cumhuriyet Mahallesi Cumhuriyet Sokak üzerinde bulunan bir evde ikamet eden Murat ve Nejla Bakırcı' nın 2,5 aylık Kübra isimli bebeklerinin rahatsızlanması sonucu 112 Acil Servis ambulansıyla Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'ne kaldırılırken yolda hayatını kaybetti.
Polis olayla ilgili soruşturma başlatırken, çocuğun ölümünün şüpheli bulunması üzerine bebeğe otopsi yapıldı. Yapılan otopsi sonucunda, Kübra bebeğin fiziksel olarak çok zayıf olduğu ve midesinin boş olduğu tespit edildi.

Öte yandan, adli yönden soruşturma devam ederken, bebeğin hastalıktan dolayı mı besin alamadığı yoksa gıda verilmediği için mi öldüğünün netleştirilmesi için incelemenin devam ettiği belirtildi.

328820110119084324464.jpg


ANNE: BUZDOLABIMIZ HİÇ DOLMADI

Samsun'un Tekkeköy ilçesinde, besin yetersizliğinden hayatını kaybeden 2.5 aylık Kübra bebeğin annesi Nejla Bakırcı, bebeğinin açlıktan öldüğünü söyledi.
Anne Nejla Bakırcı, mama bile alamadığını ifade ederek, "10 lirayla evimin harçlığını mı göreceğim, çocuğumun bezini mi alacaktım, mamasını mı? İyi gıda alamadı, anne sütüm yeterli değildi zaten. Evde sulu yemeğim yok ki yeseydim de sütüm gelseydi. Çayla ekmek ne kadar olursa o kadar. Bebeğimi tam besleyemedim. Bizi fakülteye sevk ettiler. Buzdolabımız hiç dolmadı. Kaymakamlıktan aldığımız 3 ayda bir yardımla et yedirebiliyordum." dedi.
Geçirdiği iş kazası sonucu bedensel engelli duruma düşen baba Murat Bakırcı ise "Sigortasız çalıştırıyorlarmış beni haberim yok. Sabaha karşı limanda geminin içinde vinç kaptı beni. Çocuklarıma bakamıyorum. Madden hiç bir şeyim yok. Komşuların yardımıyla geçiniyoruz. Gün oluyor aç yatıyoruz. Öyle geçinip gidiyoruz. Çocuklarıma bakamıyor, bir ekmeği bile alıp gelemiyorum. " ifadelerini kullandı.
Rahatsızlanması ardından, 112 Acil Servis ambulansıyla Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'ne kaldırılan 2.5 aylık Kübra bebek, yolda hayatını kaybetmişti. Polis olayla ilgili soruşturma başlatırken, yapılan otopsi sonucu Kübra bebeğin fiziksel olarak çok zayıf olduğu ve midesinin boş olduğu tespit edildi. Öte yandan, adli yönden soruşturma devam ederken, bebeğin hastalıktan dolayı mı besin alamadığı yoksa gıda verilmediği için mi öldüğünün netleştirilmesi için incelemenin devam ettiği belirtildi.
CİHAN
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Dana için kreş yaptılar süt verimi patladı




Dana için kreş olur mu demeyin, oluyor. Konya'da faaliyet gösteren dana kreşine 2007'de verilen Gözde isimli dana, ilk doğumundan sonra verdiği sütü 2010 yılında 3'e katladı.

Konya Şeker Dana Kreşi'nde ''iyi bakım, çok verim'' sloganıyla yürütülen çalışmalar sonucunda ''Gözde'' ismini verilen inekten bir günde 63,2 litre süt alındı.
Çumra Patates ve Zirai Ürünler Pazarlama A.Ş. (ÇUMPAŞ) Yönetim Kurulu Başkanı Dede Ülker, yaptığı yazılı açıklamada, dana kreşine 9 Şubat 2007 tarihinde katılan ''Gözde'' ismini verdikleri ineğin o tarihten sonra yaptığı her doğumda süt veriminin katlanarak arttığını belirtti.
İlk doğumunu yaptığı 2007 yılında pik verimi 28,85 litre olan Holstein ırkı ineğin, 2008 yılındaki pik veriminin 43,55 litreye, 2009 yılı pik veriminin ise 49,40 litreye çıktığını dile getiren Ülker, şunları kaydetti:
''O bizim kreşimizin yıldızı. 12 Aralık 2010'da yaptığı doğumdan bu yana geçen bir buçuk aylık sürede günlük ortalama süt verimi 60,4 litre olarak gerçekleşti.
12 Ocak 2011 tarihindeki sağımda 63,2 litre süt verdi. Bu süt verimi bölgemiz ölçeğinde karşılaştığımız bir durum değil. Hatta bu verime yaklaşan bir örnek bile yok.
Bu verim, ÇUMPAŞ bünyesindeki dana kreşinde iyi bakımın sonucu alınmıştır. Çiftliğimiz süt verimi açısından Konya'da bir rekora imza atmıştır.
Ancak, bu rekor verimden daha çok bizi sevindiren husus ise aynı ineğin 3 yılda gösterdiği aşamadır. Çiftliğimize ilk dahil olduğundaki pik verimini, aynı inek hemen hemen üçe katlamıştır.''
Çiftçilerin genelde ahırlarına bağladıkları üç beş hayvanla hayvancılık yapmaya çalıştığını dile getiren Ülker, onların bakımına ayırdıkları zamanın kısıtlı olduğunu, genelde de bu bakım yükünün hanımların üzerine kaldığını bildirdi.
Ülker, bu tür bir hayvancılığın aileye ek geçim kaynağı olmaktan da öteye geçemediğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
''3-5 hayvanlık ahırdan alınan toplam sütün, bakımı iyi yapılan sadece bir inekten alınabileceğini biz gösterdik. Aynı ırk, aynı yaşta ineği olan üreticilerimiz, verim açısından karşılaştırmayı yapacaklardır.
İyi bakımın farkı şudur; geleneksel süt hayvancılığında aldığınız süt parası masrafları ya karşılar ya karşılamaz. Bu işi bilimsel yaparsanız sütten kazanacağınız farkla yılda bir inek sahibi daha olacak kadar gelir elde edersiniz.
Biz kreşimizdeki diğer ineklerde de aynı seyri gözlüyoruz. Çiftliğimize dahil olan her ineğin süt verimi ilk yılın sonunda dikkat çekici şekilde artıyor.
Mesela bölgemizdeki süt verimi ortalaması günlük yaklaşık 15-20 litre civarında. Dana Kreşindeki randımana oturttuğumuz sağmal ineklerin ortalaması ise 37-38 litre civarındadır.''

''DANA KREŞİNDE BİRKAÇ YIL İÇİNDE DÜNYA REKORU BEKLİYORUZ''
PANKOBİRLİK, Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi, AB Holding ve Konya Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Recep Konuk ise dana kreşi projesini üreticilerin benimsediğini ve yeni çiftliklerle yaygınlaşacağını bildirdi.
Çiftlikte çalışan personelin artık tecrübe kazandığını dile getiren Konuk, dana kreşinden birkaç yıl içinde dünya rekoru beklediğini, bu işletmenin dünya rekortmeni bir inek çıkardığı zaman hedefine ulaşılmış, kuruluş gayesini gerçekleştirmiş olacağını belirtti.
AA
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Donmamak için ATM kabinine sığındı

979220110124120602641.jpg


441920110124120607522.jpg


Komşusu açken hadisini donarken diye okusak...
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Telefon yutan timsahın dünyası kaydı






Ukrayna'daki bir hayvanat bahçesinde cep telefonunu yutan timsah, yemek yiyemiyor. Timsahın midesinde çalan telefon onu etkiliyor. Ancak cep telefonunun sahibi sim kartının verilmesini istiyor.



Dnipropetrovsk şehrinde hayvanat bahçesine giden Rimma Golovko isimli bir kadın, timsahın ağzını açtığı sırada fotoğrafını çekmek için elini kafesin içine uzatınca telefonu timsahın ağzına düşürdü.
Hayvanat bahçesi çalışanları cep telefonu timsah tarafından yutulan kadının uyarılarını ilk başta dikkate almadı. Ancak, kendi numarasını arayan kadının telefonu timsahın karnında çalınca olay ortaya çıktı.
Gena isimli 14 yaşındaki timsah, geçen ay yaşanan olaydan beri yemek yemeyi reddediyor.
Golovko olaydan sonra "çok güzel bir fotoğraf olacaktı, ama şanssızlık yaşadım" dedi.
Şanssız kadının cep telefonunun içinde fotoğraflar ve numaralar bulunan sim kartını talep ettiği belirtildi.
Hayvanat bahçesinin baş veterineri durumdan emin olmak için timsahın röntgeninin çekilmesini istediğini açıkladı.
Telefonun çıkarılması için ameliyatın en son seçenek olduğunu söyleyen veteriner, timsah gibi büyük hayvanlarda operasyon yapma tecrübesine sahip olmadıklarını belirtti.
Timsah Gena'nın cep telefonu yutmasında bu yana daha az hareket ettiği açıklandı.

ntvmsnbc
 
Üst