Zümer 38: And olsun ki, onlara, «Gökleri ve yeri yaratan kimdir?» diye sorsan: «Allah'tır» derler. De ki: «Öyleyse bana bildirin, Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, O'nun verdiği zararı giderebilir mı? Yahut bana bir rahmet dilerse, O'nun rahmetini önleyebilir mi?» De ki: «Allah bana yeter; güvenenler O'na güvenir.»
Abim aslında asıl mesele, olduğu gibi iman edip arkasını ardını çok da soruşturmamak; "En doğrusunu Allah ve Resulü bilir" demektir.. Kur'an'a da Peygamber Efendimizin bütün bildirdiklerine de kuşkusuz iman etmek, kabul etmektir..
Hadi tamam Nuzul-i İsa ile ilgili Kur'an'da açık bilgi bulamadık diyorsunuz.. (Halbuki onun kıyamet saatinin alameti olduğuna dair ayet vardır) Bak Kur'an'da açık olarak bildirilmiş başka bir kıyamet alameti mevzu var: Dabbetül Arz.. Yani yerden çıkacak bir hayvan, bir canlı ya da bir kurt..
[027.082] [IK] Kendilerine söylenmiş olan, başlarına geldiği zaman; yerden bir canlı (Dabbe) çıkarılır ki insanların ayetlerimize kesin olarak inanmadıklarını söyleyerek konuşur.
Bakınız bu Ayetin Tefsirine, Razi Tefsiri:
Dâbbetu'l-Arz
Bil ki Allah Teâlâ, bazan Kıyametin kopmasına alâmet olan şeyleri, bazan da Kıyamet koptuğunda meydana gelecek işleri zikretmiştir. Böylece Cenâb-ı Hak, Kıyamet alâmetlerinden olarak önce, "dâbbetü'l-arz"dan bahsetmiştir. İnsanlar bu hususta birkaç açıdan izah yapmışlardır:
1) Bunun cisminin miktarı (büyüklüğü) hususunda... Bir hadis-i şerifte, onun yetmiş zira uzunluğunda olduğu ifade edilmiştir. Yine onun başının bulutlara değdiği de rivayet edilmiştir. Ebu Hureyre (r.a)'den, onun iki boynuzu arasındaki mesafenin, bir süvarinin bir fersahta (konakta) alabileceği kadar olduğu rivayet edilmiştir.
2) Bunun, yaratılışı (şekli şemaili) hususunda... Onun dört ayağı, yumuşak tüyleri, kanatları olduğu rivayet edilmiştir. İbn Cüreyc onu şöyle anlatmıştır: "Başı, öküz başı; gözü, domuz gözü; kulağı, fil kulağı; boynuzu, deve boynuzu; göğsü, aslan göğsü; rengi, kaplan rengi; böğrü, sığır böğrü; kuyruğu, koç kuyruğu; ayakları da deve ayağı gibidir."
3) Bunun, nasıl çıkacağı hususunda... Hz. Ali (r.a)'den, onun üç günde çıkıp büyüyeceği, insanların ona bakıp seyredeceği ve sadece üçte birinin (yer üstüne) rivayet edilirken
Hz. Peygamber (s.a.s)'e, onun nereden sorulduğunda Hz. Peygamber (s.a.s) onun, Allah katında en kıymetli olan yerden, yani Mescid-i Haram'dan çıkacağını söylemiştir. Yine bunun Safa tepesinden çıkıp, insanlara Arapça konuşacağı da ileri sürülmüştür.
Bil ki Allah kitabı Kur'ân'da, bu anlatılanlardan hiçbirine açık bir delâlet yoktur. Eğer bu konuda Hz. Peygamber (s.a.s)'den sahih bir hadis var ise kabul edilir, aksi halde bunlara iltifat edilmez.
------
Yani Kur'an'da açıkça bildirilmiş bir hususun dahi bakar bakmaz anlaşılması mümkün değildir.. Onun izahı anlaşılması için de Peygamber Efendimize ihtiyaç vardır.. Bence bu Dabbe mevzusu en az Nüzul-i İsa kadar acayip ve anlaşılması zordur! Mahiyeti bize meçhuldür ve üstelik Kur'an'da açıkça bildirilmiştir.. Eğer açıkça bildirilmeseydi, muhtemelen bu haberin de sahih olmadığını söylemeye kalkışanlar olacaktı..
En iyisi bütün bildirilene bildirildiği gibi iman etmek.. Anlıyamasak, çözemesek de can u gönülden itibar etmektir..
Hz. İsa'yla ilgili Ayetlere gelince:
[003.046] [IK] (İsa AS.) Beşiğinde de, yetişkinlik halinde de insanlarla konuşacaktır ve salihlerdendir.
Bu Ayetin tefsirinde, Kurtubi Tefsirinden:
"Müslim'in Sahihinde ise şöyle denilmektedir: 'O (Deccal) bu halde iken yüce Allah Meryem oğlu Mesih'i gönderecektir. O da, iki elbiseye bürünmüş, iki elini iki meleğin kanatları üzerine koymuş olarak Dımaşk'ın (Bugünki Şam şehri) doğusunda el-Me-nartu'l-Beydâ (Beyaz Minare)nin yakınında nazil olacaktır. Başını eğdiği vakit damlar, yukarı kaldırdığı vakit ondan inciyi andıran gümüş taneleri saçılacaktır. Onun nefesinin kokusunu alan bir kâfir mutlaka ölür. Onun nefesi ise gördüğü son noktaya kadar ulaşır. (İsa) onu (Deccal'i) takip edecektir ve sonunda ona Babu Lüd denilen yerde yetişecek ve onu öldürecektir" diye*rek hadisi bütünüyle nakleder."
Bakınız Sahih Hadis ile böyle açıklanmış.. Yani Nüzul edeceği açıkça bildirilmiş.. Taberani Tefsirine bakalım bir de:
Âyet-i kerimede, Allah tealanın, Hz. Meryemi hem bebek iken hem de yetişkin iken insanlarla konuşacak olan bir oğul ile müjdelediği zikredilmektedir. Hz. İsanın, bebek iken konuştuğu, yukarıda zikredilen âyetlerde izah edilmiştir. Yetişkin iken konuşmasından maksat ise, bir kısım âlimlere göre onun, ergenlik çağına geldikten sonra kendisine Peygamberlik verilmesi üzerine, Peygamberliğini insanlara tebliğ etmesidir.
İbn-i Zeyde göre ise İsanın yetişkin iken insanlarla konuşmasında maksat, dünyanın sonuna yakın zamanda, Deccal ile savaşmak için tekrar dünyaya döndüğünde, çevresindeki insanlarla konuşmasıdır.
Âyet-i kerime, Hz. İsanın hayatta olduğuna açık bir delildir. Çünkü onda Hz. İsa'nın kemale ermiş yaşlı bir insan olarak diğer insanlarla konuşacağı ifade edilmektedir. Bu durum âhir zamanda Hz. İsanın gökten inmesinden sonra mümkün olacaktır. Ayrıca âyet-i kerime Necran Hristiyanlan heyetinin "batıl iddialarına" bir cevaptır. Zira âyet, Hz. İsa'nın da diğer insanlar gibi hayatın çeşitli aşamalarından geçmiş olduğunu belirtmiştir.
Daha Başka Ayet-i Kerimeler de var ama bu yetişmeli..
Netice: Ahbar olarak Hz. İsa'nın nüzulu ile Dabbetül Arz Kıyamet alameti olarak Sahih Kaynaklarda yerini almıştır; Hem Kur'an'da hem Hadislerde bildirilmiştir.. Bunları red etmek doğru değildir.. Olduğu gibi inanılmalı; keyfiyetini ve nasıl olacağını ancak Allah ve Resulü bilir demeli; çekişme konusu edilmemelidir..
Aksi bir tavır ilmi değil, çok kesin ve açık bir şekilde indi ve şahsi olacaktır..