Hz. İsa Gelecek Mİ ?????

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
İş karışık anlaşılan.

Hz.İsanın romalılar veya yahudiler tarafından öldürülmemiş olması ölmediği anlamına da gelmez.
Diyelimki ölmedi "teveffa" kelimesinden kast edilen nedir?Bir nevi uyku hali mi?Başka bir hal mi?
Tekrar dönerse ne sıfatla dönecek?Peygamber olarak mı? (Peygamberimizin son peygamber olduğu ayetine ters düşeriz.)
Değilse Hz.İsanın peygamberlik sıfatı ne olacak?
Tabi "refea" kelimesi de ayrı bir problem.

Bu sorunu hadisleri karıştırmadan çözebilirmiyiz acaba?:confused1[1]: .Zira ben ortada kaldım.

(Hadiste Kurandaki gibi kesinlik yoktur.Hadisi kesin kabul etmemek rivayet zincirinde bir yanlış anlama,yanlış aktarma ihtimali olabileceğindendir.Yanlış anlaşılmasın.)

Evet, bir kaynakta "teveffa" nın ölüm anlamı yanında dünyadan ayrılma gibi başka bir anlamı olduğuna dair bilgiler okumutum.. "Nuzul-i İsa Meselesi" diye yazarını hatırlamadığım bir kitap idi.. Hz. İsa öyle ya da böyle dünyadan ayrılmış ve semaya yükseltilmiştir..

Ayrıca bu "vefatın" ahir zamanda olabileceği de aşikardır.. Netice'de İsa AS. da ölüm şerbetinden içecektir.. Onun ölümden kurtulması diye bir şey mevzu bahis olamaz..

Fakat, ben başka bir şeye işaret edeyim.. Mir'aç Hadisesinin Mescid-i Aksa'ya kadar olan kısmı Kur'an'dadır.. Mir'acın diğer bütün ayrıntılarını ise Peygamber Efendimiz bildiriyor.. Mir'ac hadisesinde müşrikler Peygamber Efendimizi yalanlamışlardı evet ama, Ashab içinden de tereddüte düşenler olmuştu.. Bunlara yönelik olarak Hz. Ebu Bekir Sıddık Efendimiz ne dedi:

"O, söylüyorsa doğrudur!"

Yani tam bir iman ve tam bir ihlas.. Sormadan.. Soruşturmadan..

Hz. İsa'nın nuzülüyle ilgili Sahih Hadisler vardır.. Buhari'de de geçer..

Öyleyse bize düşen:

"Amenna, O buyruyorsa doğrudur!" demek..

Mahiyetini, nasıllığını, neliğini bilmesek, anlamasak da amenna..

 
U

ummuhan

Guest
"O, söylüyorsa doğrudur!"

Yani tam bir iman ve tam bir ihlas.. Sormadan.. Soruşturmadan..

Hz. İsa'nın nuzülüyle ilgili Sahih Hadisler vardır.. Buhari'de de geçer..

Öyleyse bize düşen:

"Amenna, O buyruyorsa doğrudur!" demek..

Mahiyetini, nasıllığını, neliğini bilmesek, anlamasak da amenna..

[/COLOR][/QUOTE]



Amenna ve saddakna......
 

zeygue

Aktifleşmemiş
Katılım
17 Kas 2006
Mesajlar
1,262
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Ankara
"O, söylüyorsa doğrudur!"

Öyleyse bize düşen:

"Amenna, O buyruyorsa doğrudur!" demek..

Mahiyetini, nasıllığını, neliğini bilmesek, anlamasak da amenna..
Amenna "O,söylüyorsa doğrudur!" .Problem O'nun söyleyip söylemediğndedir.Bu konuyu tartışmak istemiyorum.
Hz.İsanın tekrar gelip gelmeyeceğini ayetler ışığında açıklığa kavuşturabilirmiyiz?
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Amenna "O,söylüyorsa doğrudur!" .Problem O'nun söyleyip söylemediğndedir.Bu konuyu tartışmak istemiyorum.
Hz.İsanın tekrar gelip gelmeyeceğini ayetler ışığında açıklığa kavuşturabilirmiyiz?

Peki, yalnız Kur'an demek İslam açısından ne derece doğrudur abim?

Peygamberimiz emretmiş: "Bana Kur'an ve misli verildi".. Ayet-i Kerime'de geçiyor: "Onlara Kitabı ve hikmeti açıklayasın diye.."

İşte "misli" Sünnet-i Resulullah'tır.. İşte "Hikmet" Sünnet-i Resulullah'tır..

Hadis ilmine ve alimlerine güvenemeyen, hiç bir kitaba güvenemez.. Hatta iddia ediyorum; Kur'an'a dahi güvenemez.. Çünkü Hadislerin geldiği yol ile Kur'an'ın nüsha olarak geldiği yol aynıdır.. Birine güvenen öbürüne de güvenir.. Birine güvenmeyen; hiç birine güvenemez..

Halbuki Hz. İsa'nın nüzulu ile ilgili Sahih Hadis vardır demiştim.. Sahih Hadis ne demektir?
 

islamveinsan

Doçent
Katılım
28 Eyl 2006
Mesajlar
1,360
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Suvas
Amenna "O,söylüyorsa doğrudur!" .Problem O'nun söyleyip söylemediğndedir.Bu konuyu tartışmak istemiyorum.
Hz.İsanın tekrar gelip gelmeyeceğini ayetler ışığında açıklığa kavuşturabilirmiyiz?

Her "Hadis-i şerif" bir "ayet" gibidir bizim için...

Selametle...
 

zeygue

Aktifleşmemiş
Katılım
17 Kas 2006
Mesajlar
1,262
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Ankara
zeygue kardeş yanlış anlama beni merak ettiğim için soruyorum

gelmeyeceğine dair ayet var mı?

Hz.İsanın vefat ettirildiği ayetlerle belirtiliyor.

Şu sorularında cevabını alamadım:
Diyelimki ölmedi "teveffa" kelimesinden kast edilen nedir?Bir nevi uyku hali mi?Başka bir hal mi?
Tekrar dönerse ne sıfatla dönecek?Peygamber olarak mı? (Peygamberimizin son peygamber olduğu ayetine ters düşeriz.)
Değilse Hz.İsanın peygamberlik sıfatı ne olacak?

Ayrıca dönmeyecek fikrine daha yakınsam da bunda ısrar da etmiyorum.Sadece gerçek hangisi onu anlamaya çalışıyorum.Bununda ayetlerle olmasını tercih ediyorum.Hadis delil olurmu olmazmı tartışmasına girip konunun sapmasını açıkcası istemiyorum.
 

MiHRiMaH

Son gülen... :/
Katılım
6 Ara 2006
Mesajlar
2,752
Tepkime puanı
769
Puanları
0
Konum
İstanbul...
Hz.İsanın vefat ettirildiği ayetlerle belirtiliyor.

Şu sorularında cevabını alamadım:


Ayrıca dönmeyecek fikrine daha yakınsam da bunda ısrar da etmiyorum.Sadece gerçek hangisi onu anlamaya çalışıyorum.Bununda ayetlerle olmasını tercih ediyorum.Hadis delil olurmu olmazmı tartışmasına girip konunun sapmasını açıkcası istemiyorum.

Hadisler delil olurmu olmazmı sorusu bile abestir ve zaten tartışılması mümkün olmayan bir durumdur, dedikten sonra şöyle bir soru sormakta fayda görüyorum!... Rabbimiz herşeye kadir değil midir??? Sakın bana "ne alakası var konuyla" demeyin kardeşim... O Rabbimiz ki, kuru ağaçtan yeni filizler ve meyveler veriyor, o Rabbimiz ki, anne karnında çocuk yaratıyor, onu besliyecek techizatı yaratıyor... Rabbin herşeye kadirken, bir Hz. İsa'yı göğe çekip doyurması, saklaması mı fazla geldi? Bİlemiyorum, bu yetmiyorsa sana rüyanda bir mesaj alman gerekebilir aman dikkat!... Herşeyde Kur'an dan delil bekleme çünkü açıklamaları ve detayları Kur'andan takip etmen güç... Ki meallerde yazıyor diye de ilk sayfada verdiğimiz cevapta görebilirsin...
 

zeygue

Aktifleşmemiş
Katılım
17 Kas 2006
Mesajlar
1,262
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Ankara
Hadisler delil olurmu olmazmı sorusu bile abestir ve zaten tartışılması mümkün olmayan bir durumdur,
Neden abes oluyor?Hadislere güvenmeyen biri neden sanki peygamberimize güvenmiyor,inanmıyor muamelesi görüyor.Peygamberimizin getirdiği kitaba inanıp onun sözlerine inanmamak çelişkidir,anlamsızdır.Hadislere güvenmeyen onları delil saymayan kimse onları rivayet eden ve derleyenlere güvenmiyor,güvenmesi için de bir sebep yoktur.İnsanın dünyasını ve sonsuz ahiret hayatını ilgilendiren konularda asırlarca sonra derlenmiş söylentileri delil kabul etmek,bu konuları hafife almaktır.Böylesine ciddi,sonsuz hayatımızın şeklini belirleyecek konularda matematik kesinlik aramamız lazımdır.

Rabbimiz herşeye kadir değil midir??? Sakın bana "ne alakası var konuyla" demeyin kardeşim... O Rabbimiz ki, kuru ağaçtan yeni filizler ve meyveler veriyor, o Rabbimiz ki, anne karnında çocuk yaratıyor, onu besliyecek techizatı yaratıyor... Rabbin herşeye kadirken, bir Hz. İsa'yı göğe çekip doyurması, saklaması mı fazla geldi? ....

Yüce Rabbimizin sonsuz kudretini tartışmak mı?:confused1[1]: :confused1[1]: :confused1[1]:
Haşa....
 

HARIS

Asistan
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
406
Tepkime puanı
0
Puanları
0
55 - Mikdâm İbnu Ma'dîkerib (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Haberiniz olsun, rahat koltuğunda otururken kendisine benim bir hadisim ulaştığı zaman kişinin: "Bizimle sizin aranızda Allah'ın kitabı vardır. Onda nelere helâl denmişse onları helâl biliriz. Nelere de haram denmişse onları haram addederiz" diyeceği zaman yakındır. Bilin ki, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın haram kıldıkları da tıpkı Allah'ın haram ettikleri gibidir"
Ebu Dâvud, Sünne, 6, (4604); Tirmizî, İlm 60, (2666); İbnu Mace, Mukaddime 2, (12).
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Zümer 38: And olsun ki, onlara, «Gökleri ve yeri yaratan kimdir?» diye sorsan: «Allah'tır» derler. De ki: «Öyleyse bana bildirin, Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, O'nun verdiği zararı giderebilir mı? Yahut bana bir rahmet dilerse, O'nun rahmetini önleyebilir mi?» De ki: «Allah bana yeter; güvenenler O'na güvenir.»


Abim aslında asıl mesele, olduğu gibi iman edip arkasını ardını çok da soruşturmamak; "En doğrusunu Allah ve Resulü bilir" demektir.. Kur'an'a da Peygamber Efendimizin bütün bildirdiklerine de kuşkusuz iman etmek, kabul etmektir..

Hadi tamam Nuzul-i İsa ile ilgili Kur'an'da açık bilgi bulamadık diyorsunuz.. (Halbuki onun kıyamet saatinin alameti olduğuna dair ayet vardır) Bak Kur'an'da açık olarak bildirilmiş başka bir kıyamet alameti mevzu var: Dabbetül Arz.. Yani yerden çıkacak bir hayvan, bir canlı ya da bir kurt..

[027.082] [IK] Kendilerine söylenmiş olan, başlarına geldiği zaman; yerden bir canlı (Dabbe) çıkarılır ki insanların ayetlerimize kesin olarak inanmadıklarını söyleyerek konuşur.


Bakınız bu Ayetin Tefsirine, Razi Tefsiri:

Dâbbetu'l-Arz

Bil ki Allah Teâlâ, bazan Kıyametin kopmasına alâmet olan şeyleri, bazan da Kıyamet koptuğunda meydana gelecek işleri zikretmiştir. Böylece Cenâb-ı Hak, Kıyamet alâmetlerinden olarak önce, "dâbbetü'l-arz"dan bahsetmiştir. İnsanlar bu hususta birkaç açıdan izah yapmışlardır:

1) Bunun cisminin miktarı (büyüklüğü) hususunda... Bir hadis-i şerifte, onun yetmiş zira uzunluğunda olduğu ifade edilmiştir. Yine onun başının bulutlara değdiği de rivayet edilmiştir. Ebu Hureyre (r.a)'den, onun iki boynuzu arasındaki mesafenin, bir süvarinin bir fersahta (konakta) alabileceği kadar olduğu rivayet edilmiştir.

2) Bunun, yaratılışı (şekli şemaili) hususunda... Onun dört ayağı, yumuşak tüyleri, kanatları olduğu rivayet edilmiştir. İbn Cüreyc onu şöyle anlatmıştır: "Başı, öküz başı; gözü, domuz gözü; kulağı, fil kulağı; boynuzu, deve boynuzu; göğsü, aslan göğsü; rengi, kaplan rengi; böğrü, sığır böğrü; kuyruğu, koç kuyruğu; ayakları da deve ayağı gibidir."

3) Bunun, nasıl çıkacağı hususunda... Hz. Ali (r.a)'den, onun üç günde çıkıp büyüyeceği, insanların ona bakıp seyredeceği ve sadece üçte birinin (yer üstüne) rivayet edilirken

Hz. Peygamber (s.a.s)'e, onun nereden sorulduğunda Hz. Peygamber (s.a.s) onun, Allah katında en kıymetli olan yerden, yani Mescid-i Haram'dan çıkacağını söylemiştir. Yine bunun Safa tepesinden çıkıp, insanlara Arapça konuşacağı da ileri sürülmüştür.

Bil ki Allah kitabı Kur'ân'da, bu anlatılanlardan hiçbirine açık bir delâlet yoktur. Eğer bu konuda Hz. Peygamber (s.a.s)'den sahih bir hadis var ise kabul edilir, aksi halde bunlara iltifat edilmez.


------

Yani Kur'an'da açıkça bildirilmiş bir hususun dahi bakar bakmaz anlaşılması mümkün değildir.. Onun izahı anlaşılması için de Peygamber Efendimize ihtiyaç vardır.. Bence bu Dabbe mevzusu en az Nüzul-i İsa kadar acayip ve anlaşılması zordur! Mahiyeti bize meçhuldür ve üstelik Kur'an'da açıkça bildirilmiştir.. Eğer açıkça bildirilmeseydi, muhtemelen bu haberin de sahih olmadığını söylemeye kalkışanlar olacaktı..

En iyisi bütün bildirilene bildirildiği gibi iman etmek.. Anlıyamasak, çözemesek de can u gönülden itibar etmektir..


Hz. İsa'yla ilgili Ayetlere gelince:

[003.046] [IK] (İsa AS.) Beşiğinde de, yetişkinlik halinde de insanlarla konuşacaktır ve salihlerdendir.

Bu Ayetin tefsirinde, Kurtubi Tefsirinden:

"Müslim'in Sahihinde ise şöyle denilmektedir: 'O (Deccal) bu halde iken yüce Allah Meryem oğlu Mesih'i gönderecektir. O da, iki elbiseye bürünmüş, iki elini iki meleğin kanatları üzerine koymuş olarak Dımaşk'ın (Bugünki Şam şehri) doğusunda el-Me-nartu'l-Beydâ (Beyaz Minare)nin yakınında nazil olacaktır. Başını eğdiği vakit damlar, yukarı kaldırdığı vakit ondan inciyi andıran gümüş taneleri saçılacaktır. Onun nefesinin kokusunu alan bir kâfir mutlaka ölür. Onun nefesi ise gördüğü son noktaya kadar ulaşır. (İsa) onu (Deccal'i) takip edecektir ve sonunda ona Babu Lüd denilen yerde yetişecek ve onu öldürecektir" diye*rek hadisi bütünüyle nakleder."

Bakınız Sahih Hadis ile böyle açıklanmış.. Yani Nüzul edeceği açıkça bildirilmiş.. Taberani Tefsirine bakalım bir de:

Âyet-i kerimede, Allah tealanın, Hz. Meryemi hem bebek iken hem de yetişkin iken insanlarla konuşacak olan bir oğul ile müjdelediği zikredilmektedir. Hz. İsanın, bebek iken konuştuğu, yukarıda zikredilen âyetlerde izah edilmiştir. Yetişkin iken konuşmasından maksat ise, bir kısım âlimlere göre onun, ergenlik çağına geldikten sonra kendisine Peygamberlik verilmesi üzerine, Peygamberliğini insanlara tebliğ etmesidir.

İbn-i Zeyde göre ise İsanın yetişkin iken insanlarla konuşmasında maksat, dünyanın sonuna yakın zamanda, Deccal ile savaşmak için tekrar dünyaya döndüğünde, çevresindeki insanlarla konuşmasıdır.

Âyet-i kerime, Hz. İsanın hayatta olduğuna açık bir delildir. Çünkü onda Hz. İsa'nın kemale ermiş yaşlı bir insan olarak diğer insanlarla konuşacağı ifade edilmektedir. Bu durum âhir zamanda Hz. İsanın gökten inmesinden sonra mümkün olacaktır. Ayrıca âyet-i kerime Necran Hristiyanlan heyetinin "batıl iddialarına" bir cevaptır. Zira âyet, Hz. İsa'nın da diğer insanlar gibi hayatın çeşitli aşamalarından geçmiş olduğunu belirtmiştir.


Daha Başka Ayet-i Kerimeler de var ama bu yetişmeli..

Netice: Ahbar olarak Hz. İsa'nın nüzulu ile Dabbetül Arz Kıyamet alameti olarak Sahih Kaynaklarda yerini almıştır; Hem Kur'an'da hem Hadislerde bildirilmiştir.. Bunları red etmek doğru değildir.. Olduğu gibi inanılmalı; keyfiyetini ve nasıl olacağını ancak Allah ve Resulü bilir demeli; çekişme konusu edilmemelidir..

Aksi bir tavır ilmi değil, çok kesin ve açık bir şekilde indi ve şahsi olacaktır..
 

zeygue

Aktifleşmemiş
Katılım
17 Kas 2006
Mesajlar
1,262
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Ankara
vefat nedir kardeş

hz isa ölmemiştir nasıl okuyorsun ayetleri

zira öyle bi yazı okumadım ben ayetlerde

bana gösterir misin o ayetleri

MAİDE SURESİ-117- "Ben onlara bana emrettiklerinin dışında hiç bir şeyi söylemedim. (O da şuydu) : 'Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin.' Onların içinde kaldığım sürece, ben onların üzerinde bir şahidim. Benim (dünya) hayatıma son verdiğinde (tevefa), üzerlerindeki gözetleyici Sen'din. Sen her şeyin üzerine şahid olansın.”

Diyelimki ölmedi "teveffa" kelimesinden kast edilen nedir?Bir nevi uyku hali mi?Başka bir hal mi?
Tekrar dönerse ne sıfatla dönecek?Peygamber olarak mı? (Peygamberimizin son peygamber olduğu ayetine ters düşeriz.)
Değilse Hz.İsanın peygamberlik sıfatı ne olacak?
 

MiHRiMaH

Son gülen... :/
Katılım
6 Ara 2006
Mesajlar
2,752
Tepkime puanı
769
Puanları
0
Konum
İstanbul...
MAİDE SURESİ-117- "Ben onlara bana emrettiklerinin dışında hiç bir şeyi söylemedim. (O da şuydu) : 'Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin.' Onların içinde kaldığım sürece, ben onların üzerinde bir şahidim. Benim (dünya) hayatıma son verdiğinde (tevefa), üzerlerindeki gözetleyici Sen'din. Sen her şeyin üzerine şahid olansın.”

Diyelimki ölmedi "teveffa" kelimesinden kast edilen nedir?Bir nevi uyku hali mi?Başka bir hal mi?
Tekrar dönerse ne sıfatla dönecek?Peygamber olarak mı? (Peygamberimizin son peygamber olduğu ayetine ters düşeriz.)
Değilse Hz.İsanın peygamberlik sıfatı ne olacak?


Ne kadar kısır bir döngü yahu... Değerli kardeşim anlamıyormusunuz??? Hz. İsa geri geldiğinde Peygamberimizin. ümmeti olarak gelecek!!!!!!! Bunu kendisi dualarında istediği için, Allah duasını kabul buyurdu!!!!... Hem Allah'ın kudretinden bahsediyorsunuz, hem de "olur mu canım öyle şey" diyorsunuz?!?!?!? Anlam vermek de güç!
 

yenibeyin

Asistan
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
712
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Web sitesi
www.yenibeyin.com
nasıl düşündüğünüzü bilmiyorum ama şu var ki her yaşayan ölecek ve her ölen hesap vermek üzere dirilecek....

Hz. isa da zamanı gelince ölecek kimse ayetin zıddını söyleyemez ama ehli sünnet inancı olarak biz inanıyoruz ki hz isa allahın izni ile allah katına yükselmiştir ve kıyamet kopmasına yakın bi zamanda hz peygamberin ümmeti olarak dünyaya inecek ve mümin bir ordu ile kafirlere karşı duracaktır. buna inanmayan inanmasın ama siz neden buna inanıyorsunuz gibi bi soru sormasın herşey aşıkar olarak yazıyor

biz onu katımıza yükselttik diye yazıyor ayette
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Zümer 40: Kendisine rüsvay edici bir azab gelecek olan kim, üzerine sürekli azab inecek olan kim?


Tabi insanlar açıkça diyemiyorlar da meseleri çeşitli itiraz kapıları açarak sürdürmeye çalışıyorlar..

Açıkça deseler ki:

"Biz, Hadislere inanmıyoruz.. Hadis ilmini, Tefsir ilmini muteber kabul etmiyoruz.. Alimlerimizin bu konudaki görüşleri de bizi zerre ilgilendirmiyor.. Biz kendi akıl ve mantığımızla meselelere yaklaşırız! !"

Bunu deseler, insanlar kimlerle muhatab olduklarını kavrayıp ona göre vakit israfından kurtulacaklar..

Halbuki mesele hakkında Sahih Hadisler vardır.. Meseleyi Alimlerimiz de çeşitli şekillerde işlemişler; Tefsirlerine kaydetmişler bizlerin nasıl düşünmesi ve anlaması gerektiği hususunda boşluk bırakmamaya çalışmışlar.. Bu konuda bir kaç örnek vermeye de çalıştık.. Gerekirse yüzlerce de örnek verebilecek durumuz vardır..

Bunları görüp de halen "benim aklım, benim mantığım" diyenlere de "uğurlar olsun"; "kendi akıl ve anlayışlarını kendine sakla" demek düşüyor.. Üzgünüm.. İlim bu kadar rencide edilmemeliydi.. Hele İslam dininde..:uzgunum[1]:
 

zeygue

Aktifleşmemiş
Katılım
17 Kas 2006
Mesajlar
1,262
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Ankara
Halbuki mesele hakkında Sahih Hadisler vardır.. Meseleyi Alimlerimiz de çeşitli şekillerde işlemişler; Tefsirlerine kaydetmişler bizlerin nasıl düşünmesi ve anlaması gerektiği hususunda boşluk bırakmamaya çalışmışlar.. Bu konuda bir kaç örnek vermeye de çalıştık.. Gerekirse yüzlerce de örnek verebilecek durumuz vardır..

Bunları görüp de halen "benim aklım, benim mantığım" diyenlere de "uğurlar olsun"; "kendi akıl ve anlayışlarını kendine sakla" demek düşüyor.. Üzgünüm.. İlim bu kadar rencide edilmemeliydi.. Hele İslam dininde..:uzgunum[1]:

Aklını bırakta öyle gel mi demek istiyorsun?
Kusura bakma ama Allah :...akletmezmisiniz?.....ey akıl sahipleri.....düşünen bir kavim için....vs. şeklindeki hitapları varken ben aklımı bırakıp hiç kimsenin aklına uymam,ancak başkalarını aklından faydalanmaya çalışırım.Ben tüm gücümle anlmaya çalıştığum halde aklımı aşan konular varda onları anlıyamazsam Allah beni bu sebeple cezalandırmaz.Ama verdiği aklı kullanmayıp başkalarının aklına uyarsam bunun hesabı sorulur diye düşünüyorum.

Sahih hadis diyip duruyorsunuz ama hangi ölçüyle onların sahih olduğuna karar veriyorsunuz onu açıklamıyorsunuz?
Tabi ölçünün objektif olması lazım,ben inanıyorum benim ölçüm budur denemez.Veya Allah hadislerin hiç bir delil olmadığı halde Kuran gibi korunduğunu savunmak temelsiz iddialardır.

Ben de size önyargılarınızı bırakmanızı tavsiye ediyorum.
Allahın kitabı Kuran bütün insan ve cinler alemine meydan okuyor,bir yanlışlık,bir çelişki bir eksiklik yok diyor.Neden bütün sorularımızın cevabını bu kitapta aramıyoruzda kırk tane ravinin kulaktan kulağa aktardığı kasıtlı kasıtsız yalanın yanlışın bulaşabileceği söylentilere kutsal metin muamelesi yapıyoruz.

Bir insan bütün hadisleri inkar etse ne olur?Hiç bir şey olmaz.
Kuranın bir harfini inkar etse ne olur?Kafir olur.
İşte hadisle Kuran arasında böyle bir fark var.Kaldıki ben toptan hadisleri yok sayalım diye bir şey savunmuyorum.
Ben sadece Hz.İsanın gelip gelmeyeceği hakkında (ayetler ışığında) "fikirlerinizi " sormuştum.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
ben aklımı bırakıp hiç kimsenin aklına uymam,ancak başkalarını aklından faydalanmaya çalışırım.

Ama verdiği aklı kullanmayıp başkalarının aklına uyarsam bunun hesabı sorulur diye düşünüyorum.

Sahih hadis diyip duruyorsunuz ama hangi ölçüyle onların sahih olduğuna karar veriyorsunuz onu açıklamıyorsunuz?

hadislerin hiç bir delil olmadığı halde Kuran gibi korunduğunu savunmak temelsiz iddialardır.

kırk tane ravinin kulaktan kulağa aktardığı kasıtlı kasıtsız yalanın yanlışın bulaşabileceği söylentilere kutsal metin muamelesi yapıyoruz.

İşte hadisle Kuran arasında böyle bir fark var.Kaldıki ben toptan hadisleri yok sayalım diye bir şey savunmuyorum. (Yani sizin Hadis saydığınz makbul, diğerleri hava!)

Zümer 43: Yoksa putperestler Allah'tan başka şefaatçılar mı edindiler? De ki: «Onlar bir şeye sahip olmadıkları, akıl da edemedikleri halde mi şefaat edecekler?»

Hah şöyle, açıkça deyin de biz de kimle muhatabız bilelim.. Tebrik ederim..

Şimdi size "sadece Kur'an diyen yalancıların" durumlarıyla ilgili Hadis nakledeceğim de, Allah bilir siz onu da yalandan sayarsınız..

Evet, akıl pek büyük bir nimettir ama, sizin aklınız ve aklınızın eseri olan sözleriniz dinde bir kaynak değildir.. Ancak siz ve sizin gibileri bağlar.. Bizde önce Dini asıl kaynaklar, sonra alimlerin görüşleri, sonra kendi aklımız gelir.. Hatta sizin aklınızdan önce de kendi aklımız kabulumuze daha şayandır.. Netice de sizin tavsiye ettiğiniz yol da bu değil midir? Kendi aklına güvenmek.. Yani sizin aklınız ve fikirleriniz sıralamada sonlarda yer alır..

Tekrar edeyim: Biz, Hadis ve Tefsir dahil bütün İslam ilimlerine itibar eder ve aziz tutarız..

Size ise hayırlı akıllar ve mantıklar..

(Bir de kendi aklınızla şu "Dabbetül arz" meselesine bir el atsaydınız da maharetlerinizi göstermiş olsaydınız.. Halbuki o meselenin Kur'an'da yer aldığını göstermiştim.. Yani Kur'an sağlamdır demek yetmez; bize gösterin bakalım aklınızı, ilminizi, marifetinizi..)
 
Üst