Hem Laik’im Hem Müslüman’ım Diyen Kafirdir!

garip70

Ordinaryus
Katılım
30 Kas 2009
Mesajlar
2,779
Tepkime puanı
309
Puanları
0
Galiba bu satırları yazan arkadaş üstad M. Zahid el _kevseri haz. fetvasını ve gerekçesini tam anlamamış...
Beni eleştiren arkadaş... Ben o şahıstan ve fetvasından haberim yok..
O muhterem şahıs fetva verdi diye dinden çıkacak halimde yok. Sonuçta akaidi bir konu değil...

Laiklik bütün çeşitleri/nev ile devletin din konusunda nör /tarafsız olmasını öngörür.
Herkes böyle anlamıyor. Laiklik adı altında resmen islam düşmanlığı yapılıyor. Diğer dinler özgür, müslümanlık yok edilsin anlayışı hakim... En azından eskiden öyle idi...

..üstad ne diyordu fetvasında :'

'Kur’an ve Sünnet nassları, İslam dininin hem dünya, hem de ahiret maslahatlarını topladığına ve bunların ahkamına, açık bir şekilde delalet etmektedir. Bu itibarla, dini devletten ayırmaya çalışmak açıkça küfürdür.”
Bu fetvaya göre dünya üzerinde müslüman yok... Şeriatle yönetilen bir tek ülke gösteremezsiniz...

Yani demek isteniyorkidevletin dinden soyutlanması veya her çeşitdin(islamda dahil) karşısında bi taraf olması açıkça küfürdür....
Fetva anlaşılmıştır. Açıklamanıza gerek yok. Yine de teşekkürler.

..İster Avrupa laikliği isteranglosakson laikliği hepside küfürdür..Yani bu kadar açık gerçekleri burda anlatma ihtiyacı duymamaız ne kadar acı..
İslam şeriatı geldi de biz mi karşı çıktık...
Biz de kabul etmiyoruz onun bunun laikliğini şeriatını... Biz de isteriz Kuran şeriatını...
Ama yapabileceğimiz bir şey var mı onu söyleyin.
Laiklerin, laikliğin islam düşmanlığı olmadığını, EN AZINDAN ÖYLE GÖRÜP DE İSLAM DÜŞMANLIĞI YAPMAYIN dememizi çok gördüyseniz eyvallah...

Susalım sonsuza kadar... Sizde bizi kafir olarak istediğiniz cehenneme yuvarlayın... Ben razıyım...
Eyvallah...
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83



Ne dediğimi anlayamadınız galiba husben efendi :

DİYORUM Kİ :

Şu forumda İNSAN EVLATLARI olarak adam gibi konuşalım tartışalım.
Birbirimize KÜFREDEREK, HAKARET EDEREK, AŞAĞILAYARAK....
TERBİYEYE, AHLAKA VE EDEBE AYKIRI yazılar yazmayalım.....

Çünkü ÇOCUK TERBİYESİ HAKKINDA YAZDIĞIM YAZIDA BELİRTTİĞİM GİBİ...

Çocuklara terbiyeyi ANNELERİ verir.
ÇOCUKLARIN TERBİYESİNDEN ANNELERİ SORUMLUDUR.
Bu bir gerçektir dünyanın her yerinde herkes tarafından bilinen bir gerçektir....

Şimdi senden ricam :

O avatarının üzerindeki cengizhanındedesi ifadesini kaldır.....!!!!

Allah muminleri tarif ederken kendi aralarında merhametli kafirlere karşı şedittirler diye tarif etmiştir

bende Allahımın beni tarif ettiği şekilde sana yaklaşıyorum sen benim için kafirsin cengizhan. nedenini soracak olursan

Beşer kanunlarını Allahın emir ve yasaklarından üstün görenler kafirlerin ta kendileridir bunuda rabbimiz ayetle bildirmiştir ki sen laikliği şeriata tercih ettiğin için kafir olmaktasın

ha keza evrimide destekliyorsun ve hayvandan geldiğini idaa ediyorsun

o Bahsettiğin erdem ahlak edeb terbiye vs hepsi insalara insanlardan türeyenlere ait olan değerlerdir. senin gibi, hayvanlardan türediğine inananlar için değildir
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya

Beni eleştiren arkadaş... Ben o şahıstan ve fetvasından haberim yok..
O muhterem şahıs fetva verdi diye dinden çıkacak halimde yok. Sonuçta akaidi bir konu değil...


Herkes böyle anlamıyor. Laiklik adı altında resmen islam düşmanlığı yapılıyor. Diğer dinler özgür, müslümanlık yok edilsin anlayışı hakim... En azından eskiden öyle idi...


Bu fetvaya göre dünya üzerinde müslüman yok... Şeriatle yönetilen bir tek ülke gösteremezsiniz...


Fetva anlaşılmıştır. Açıklamanıza gerek yok. Yine de teşekkürler.


İslam şeriatı geldi de biz mi karşı çıktık...
Biz de kabul etmiyoruz onun bunun laikliğini şeriatını... Biz de isteriz Kuran şeriatını...
Ama yapabileceğimiz bir şey var mı onu söyleyin.
Laiklerin, laikliğin islam düşmanlığı olmadığını, EN AZINDAN ÖYLE GÖRÜP DE İSLAM DÜŞMANLIĞI YAPMAYIN dememizi çok gördüyseniz eyvallah...

Susalım sonsuza kadar... Sizde bizi kafir olarak istediğiniz cehenneme yuvarlayın... Ben razıyım...
Eyvallah...


hERKESİN LAİKLİĞİ nasıl anladığıyla ilgilenmiyoruz..Şu anda dünyada cari olan ve literatürde anlatılan laikliği nazara alıyoruz ve laikliğin bütün varyasyonlarında/nev'i ortak özelliğin ,devletin dinler konusunda nötr davranış göstermesi olduğu bilinmektedir..

Büyk islam alimi Muhammed Zahid el-Kevserinin fetvasıyla ilgili ''Bu fetvaya göre dünya üzerinde müslüman yok... Şeriatle yönetilen bir tek ülke gösteremezsiniz...'' demenizi anlayamadım...bu fetva müslümanları tekfir için değil , laiklik /sekülerizm konusunda müslümanları uyaran bir fetvadır..Niçin bu fetvayla dünyada müslüman olmasınki../kalmasın ki, ...Müslümanlardan bu konuyu bilenler olduğu gibi , aldıkları eğitim sonucu yanlış düşünenlerde olabilir..zaten bu fetvada yanlış düşünen kardeşleimizi uyramaktadır....ayrıca bu fetvayla şeriatla yönetilen ülkeler arasındaki ilgiyide anlayamadım...

Bu fetvayla ilgili olarak kimseyi küfürle suçlamıyoruz...Sadece konuyu bilmeyen kardeşelrimizi uyarıyoruz....Buda kardeşlik görevimidir..Sizn bundan rahatsızlık duymanız garib bir davranışdır
..
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
Müslüman, laik,demokrat,sosyal demokrat,liberal,kapitalist,kominist olamaz...
Müslümanlığın koltuk değneklerine ihtiyacı yokki...
Allahcc herşeye hakimdir...
Ya İslam,Ya Hiç...
Tek Yol İslam.
Allahın indirdiğiyle hükmetmeyenler kafirlerin ta kendileridir...
Allahın indirdiğiyle hükmetmeyenler kafirlerin ta kendileridir..

İmam-ı Kurtubi hazretleri buyuruyor ki:
Allah’ın hükmü ile hükmetmeyenler hakkındaki ayet-i kerimenin manası şöyledir: Kur’an-ı kerimi reddederek ve Resulullahın sözünü inkâr ederek Allah’ın indirdiğiyle hükmetmeyen kâfirdir. (Cami-ul-ahkâm)


Kuran-ı kerimi rettetmeyip,Resulullah (Sallallahüaleyhivessellem)sözünü inkar etmediği halde Allah'ın hükmüne göre hareket etmeyen kafir olmaz.Günah işlemiş olur.
 

Muminaga

Yeni
Katılım
19 Ara 2006
Mesajlar
8,208
Tepkime puanı
989
Puanları
0
Allah muminleri tarif ederken kendi aralarında merhametli kafirlere karşı şedittirler diye tarif etmiştir

bende Allahımın beni tarif ettiği şekilde sana yaklaşıyorum sen benim için kafirsin cengizhan. nedenini soracak olursan

Beşer kanunlarını Allahın emir ve yasaklarından üstün görenler kafirlerin ta kendileridir bunuda rabbimiz ayetle bildirmiştir ki sen laikliği şeriata tercih ettiğin için kafir olmaktasın

ha keza evrimide destekliyorsun ve hayvandan geldiğini idaa ediyorsun

o Bahsettiğin erdem ahlak edeb terbiye vs hepsi insalara insanlardan türeyenlere ait olan değerlerdir. senin gibi, hayvanlardan türediğine inananlar için değildir
:)
cengizhan evrim teorisini savunuyor.
evrim teorisine göre insanlar maymundan türemiş canlı sınıfı.
maymunlarla hısım akraba,
orangutan'ın teyzesi oğlu, şebek'in halası oğlu, makak'ın torunu

kendi hısım ve akrabalarını aşağılayan bir hain. nasıl mı?
imza olarak kullandığı Mevlanan'ın bir deyişini okuyun ne demek istediğimi anlarsınız..
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
Laiklik adı altında İslam düşmanlığı yapan olduğu gibi
İslam adı altında fuhuş yapan da var
Ne yapağız şimdi?
İslam adı altında Türlü Türlü haltları yiyenler yok mu?
Bu benim LAİKLİK ile uyum içinde olduğum anlamına da gelmesin
Hareket mantğının tutarsız ve kendi içinde sağlam olmayan bir iddia olduğuna işaret ediyorum
Bu tür menfilikleri sergileyenler kişisel bazda değerlendirilir.
Laikliği demode gereksiz ve artık geri kalmış ülkelerin işe yaramaz bir modeli olarak görüyorum
Ama insanları Kafir yada Müslüman olarak tasnif edeceksek
Bunun için Laiklik kavramı işinize yaramaz.
 

garip70

Ordinaryus
Katılım
30 Kas 2009
Mesajlar
2,779
Tepkime puanı
309
Puanları
0
zaten bu fetvada yanlış düşünen kardeşleimizi uyramaktadır......
Eyvallah


Bu fetvayla ilgili olarak kimseyi küfürle suçlamıyoruz...Sadece konuyu bilmeyen kardeşelrimizi uyarıyoruz....Buda kardeşlik görevimidir..
..
Eyvallah


..Sizn bundan rahatsızlık duymanız garib bir davranışdır
..
Rahatsızlık duymamızda bir gariplik yoktur kardeşim.
Paylaşmış olduğum bir yazıyı alıntı yaptıktan sonra, sarfettiğiniz cümleler üzerine haliyle rahatsızlık duydum.
İğneleyici üslupla konuşunca haliyle alındık ve de incindik.
Özür dilerim.
Ne demişler: Ne kimseyi incit, ne kimseden incin...

Biz incindik. Onun için özür dilerim...
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya

Eyvallah


Eyvallah


Rahatsızlık duymamızda bir gariplik yoktur kardeşim.
Paylaşmış olduğum bir yazıyı alıntı yaptıktan sonra, sarfettiğiniz cümleler üzerine haliyle rahatsızlık duydum.
İğneleyici üslupla konuşunca haliyle alındık ve de incindik.
Özür dilerim.
Ne demişler: Ne kimseyi incit, ne kimseden incin...

Biz incindik. Onun için özür dilerim...

Kardeşim neden inciniyorsunuz..Müslümanlar , alimlerimizin görüşlerinden son derece mutlu olurlar.Burada kişisel bir durum yokki..Bilakis sizde mutluluk duyun..:)
 

ŞehbaL

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
7,330
Tepkime puanı
643
Puanları
0
Konum
Ankara
Şahsen ben pek laik bir insan değilim. "Laik" kelimesinin tam olarak -pratikte- manası da konulabilmiş değil bana göre. Fakat laik olduğunu söyleyen bir insana "Kafir" demek de haddi aşmak olmuyor mu!?

Kâfir: Allah'ı ve Hz. Peygamber'in Allah'tan getirdiği kesin olarak bilinen hükümlerden birini veya birkaçını inkar eden kimse.

diye tarif yapıyorsak ve "laik"im dediğinde eğer Kesin hükümleri inkarı kastetmiyorsa kafir değildir aslında..

Ama ben müslümanları anlayamadım gitti =/ Ve bu durumlarda hep Yusuf İslam'ın sözünü hatırlıyorum:

"Rabbim bana müslümanları tanıtmadan önce İslam'ı tanıttığın için şükürler olsun"
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
Şahsen ben pek laik bir insan değilim. "Laik" kelimesinin tam olarak -pratikte- manası da konulabilmiş değil bana göre. Fakat laik olduğunu söyleyen bir insana "Kafir" demek de haddi aşmak olmuyor mu!?

Kâfir: Allah'ı ve Hz. Peygamber'in Allah'tan getirdiği kesin olarak bilinen hükümlerden birini veya birkaçını inkar eden kimse.

diye tarif yapıyorsak ve "laik"im dediğinde eğer Kesin hükümleri inkarı kastetmiyorsa kafir değildir aslında..

Ama ben müslümanları anlayamadım gitti =/ Ve bu durumlarda hep Yusuf İslam'ın sözünü hatırlıyorum:

"Rabbim bana müslümanları tanıtmadan önce İslam'ı tanıttığın için şükürler olsun"


Hayır haddi aşmak olmuyor..Laikliği savuna biri devletin dinden tamamaen nötr olmasını savunduğu ve Rabbimizin bu konudaki yani devleti ilgilendiren buyruklarının pratiğe yansımasını reddettiği için mazallah küfre girer.Koskoca allame el Kevseri bu konuda fetva verdikten sonra hla haddi aşmaktan söz edemeyiz..Doğrusu haddi aşanlar laik olduğunu idida edenlerdir..
 

ŞehbaL

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
7,330
Tepkime puanı
643
Puanları
0
Konum
Ankara
Hayır haddi aşmak olmuyor..Laikliği savuna biri devletin dinden tamamaen nötr olmasını savunduğu ve Rabbimizin bu konudaki yani devleti ilgilendiren buyruklarının pratiğe yansımasını reddettiği için mazallah küfre girer.Koskoca allame el Kevseri bu konuda fetva verdikten sonra hla haddi aşmaktan söz edemeyiz..Doğrusu haddi aşanlar laik olduğunu idida edenlerdir..


Devletin kesin ve net olarak şeriatle hükmedilmesi gerektiği ile ilgili ayet, hadis ya da icma var mı?


not: Bilmediğimden soruyorum, sert değil güzel bir uslup ile cevap verecekseniz soruyu kale alın. yoksa tınlamayın :gl
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya



Devletin kesin ve net olarak şeriatle hükmedilmesi gerektiği ile ilgili ayet, hadis ya da icma var mı?


not: Bilmediğimden soruyorum, sert değil güzel bir uslup ile cevap verecekseniz soruyu kale alın. yoksa tınlamayın :gl

Doğrusu Şehbalden böyle bir soru beklemiyordum.Benim için şaşırtıcı oldu.:)..Mesela Mecelledeki 1851 madde tamamen kuran ve hadis dayanaklı kurallardır...mesela Mevrid-i nasda içtihada mesağ yoktur” yani mesela miras hakkında açık hükümler olduğu için bu meselede devlet adamalrı aykırı bir düznleme yapamazlar.İslam hukuku nassa dayanır.Laiklik ise tam tersine bütün meselelrde dinden tecrid edilmiş olarak sadece insan aklını esas alır..Laiklikte kanunlarda din asla nazara alınmaz, ama islamda ölçü nassdır..mesele bu kadar açık ve nettir...Laiklik tanımı gereği devletin işleyişinde bütün dinlere aynı mesafede yaklaşması ve dinin hiç bir düzenlmede ölçü alınmamasıdır..

Laiklik :

Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine değil, akla ve bilime dayandırılması, fakat kimsenin inancına ve vicdan hürriyetine karışılmamasıdır

 
halbuki islami bir düzende kanunların dayanağı ayet ve hadislerdir..

Kur'ân-ı Kerim'de, meselâ miras hükümlerine, evlenme ve boşanmalara, alışverişe ve diğer akidlere, savaşa, suç ve cezalara dair açıklamalar, sözgelimi namaza ve hacca dair açıklamalara göre daha ayrıntılıdır. Ama hepsine riâyet etme gereği, aynı titizlik ve tâvizsizlikle vurgulanmaktadır. Kur'an'ın en azından bir defa, başından sonuna kadar ciddî bir şekilde anlamıyla birlikte okunması, bu sözün isbatı için yeterlidir

İslâm'da Lâiklik Yoktur:

Lâiklik, geniş ve basit tanımı ile, dinin siyasal hayatın dışına itilmesi, din adamları sınıfının devletin siyasal hayatında din adına etkin olmalarının engellenmesi diye ifade edilecek olursa, peşinen şunu hatırlatmamız gerekmektedir: Evvelâ İslâm'da batıda bilinen şekliyle bir "din adamları" sınıfının varlığı sözkonusu değildir. Dolayısıyla böyle bir sınıfın din adına siyasal etkinliklerde bulunmalarından ve devletin siyasetinde aktif bir rol oynamaların-dan söz edilemez. Çünkü böyle bir sınıf yok ki, bu sınıfın icrâ edeceği fonksiyon kabul veya redde konu olsun.

 
 
 
Elbette İslâm, bu hükümler arasında lâik bir düşünüşün etkisi ile ayırım yapmaz, dünya işi, âhiret işi; din işi, devlet işi gibi ayırmaları kabul etmez. Çünkü Kur'an, bunların hepsinin aynı şekilde ve hepsine ayırım gözetmeksizin müslümanların aynı önemi vermelerini ve aynı gayreti göstermelerini istemiş ve hepsini birlikte uygulamaya geçirmelerini emretmiştir. O yüzden İslâm'da dünya işi, âhiret işi yoktur. Her şey ibâdet ve cihaddır; ya Allah'a ya da tâğuta kulluk. Siyâseti ibâdet, ibâdeti siyâset olan bir dindir İslâm. Dini devletten ayırdığınızda devlet dinsiz; devleti dinden ayırdığınızda din, devletsiz ve güçsüz olur. Dinle devlet, etle kemik gibidir. Devlet, vücut ise, din de o vücudun canıdır, ruhudur. Bu ikisini birbirinden ayırmak, insanı/insanlığı katletmektir,
cinâyettir

"Onlar Allah'ı bırakıp hahamlarını ve rahiplerini, bir de Meryem oğlu Mesih'i rabler edindiler. Halbuki tek bir ilah'tan başkasına ibâdet etmekle emrolunmamışlardı..." (9/Tevbe, 31)

Haham ve râhiplerini nasıl rabler edindiler? Onları rabb edinmeleri sonucunda onlara ibâdet şekillerinden herhangi birisiyle ibâdet etmedikleri muhakkaktı. Çünkü herkesin de bildiği gibi, yahûdiler de hıristiyanlar da din adamlarının önünde secdeye kapanmıyorlardı. İşte Adiy bin Hâtem-i Tâî (r.a) böyle bir şey bilmediğini söyleyince, Hz. Peygamber: "Allah'ın hükümlerine aykırı olarak bilginlerinin helâlı haram, haramı helâl yapmalarına rağmen onlara tâbi olmalarının, bunu kabul etmelerinin onlara ibâdet etmeleri demek olduğunu" (Tirmizî, Tefsir (9. Sûre) 10) açıklamıştı.
 
 



 

reis

Kıdemli Üye
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
10,901
Tepkime puanı
414
Puanları
0
Konum
Karadeniz
O miras hukukunu müslüman olmayan vatandaşların için nasıl uygulayacaksın kardeş?
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
Şahsen ben pek laik bir insan değilim. "Laik" kelimesinin tam olarak -pratikte- manası da konulabilmiş değil bana göre. Fakat laik olduğunu söyleyen bir insana "Kafir" demek de haddi aşmak olmuyor mu!?

Kâfir: Allah'ı ve Hz. Peygamber'in Allah'tan getirdiği kesin olarak bilinen hükümlerden birini veya birkaçını inkar eden kimse.

diye tarif yapıyorsak ve "laik"im dediğinde eğer Kesin hükümleri inkarı kastetmiyorsa kafir değildir aslında..

Ama ben müslümanları anlayamadım gitti =/ Ve bu durumlarda hep Yusuf İslam'ın sözünü hatırlıyorum:

"Rabbim bana müslümanları tanıtmadan önce İslam'ı tanıttığın için şükürler olsun"

mesele anlattıgınız gıbı basit değil

kafir:Gerçeği örtendir her kim Allahın gerçeklerini örtmeye çalışıyorsa Rabbin tarifiyle kafirdir.Bu tanımı red etseniz bile dusuncenız sızı baglar islamı baglamaz

laikim diyen kesin kes kafirin ta kendisidir bu 2*2=4 ten dahada gerçektir

laikim diyen insan müslüman olamaz laikim diyen insan Allahın hükümlerini toptan red edendir
Allahın ahkamını kabul etmeyip kendi ahkamlarını Allahın ahkamlarından üstün tutan ve uygulayan elbetteki kafirdir

kısaca bu şu demek oluyor

Haşa Allaha diklenmek ona karşı durmak ona isyan etmek anlamı taşıyor.senin kanunların beni bağlamaz ben hayatıma kendı düşünceme uyan beşer sistemin kanun ve nızamını koydum ona gore davranıyorum senin emir ve yaskların beni bağlamaz anlamı taşımaktadır

la ilahe illalahın anlamına bakacak olursak la demek senden baska kanun kural koyucu yoktur demektır .sız buna uymadıgınız surece isterseniz akşama kadar la ilahe illallah deyin sizin için hıc bır anlam ifade etmez ancak diliniz yorulur .
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Fakat laik olduğunu söyleyen bir insana "Kafir" demek de haddi aşmak olmuyor mu!?

Kâfir: Allah'ı ve Hz. Peygamber'in Allah'tan getirdiği kesin olarak bilinen hükümlerden birini veya birkaçını inkar eden kimse.

diye tarif yapıyorsak ve "laik"im dediğinde eğer Kesin hükümleri inkarı kastetmiyorsa kafir değildir aslında..


Kuranı açın içinde iman zikredilen bütün ayetlerin hemen akabinde iman ile amelin bir arada zikredildiğini göreceksiniz. İman edenler ve Salih amel edenler… şeklinde. Kuran iman ile ameli asla ayrı zikretmez.

Düşünün kişi Allah’a ve Peygambere iman ediyor ve hiçbir şeyi inkar etmiyor ama Namaz’da kılmıyor? Keza aynı şekilde bunların hepsini kabul ediyor ama başkası adına kurban kesiyor, başkasına dua ediyor, başkasından medet umuyor ve bu insan hala Müslüman olarak kalıyor? Allah aşkına bu mümkün mü?

Düşünebiliyor musunuz biri çıkıyor “Ey Allah’ım sana iman ediyorum, senin getirdiğin hiç birşeyi inkar etmiyorum ama dediklerini de yapmıyorum” diyor belki bunu sözlü olarak dile getirmiyor ama zımmen amel etmemekle lisan-ı hal ile bunu söylüyor. Böyle Müslümanlık olur mu?

Halbuki bir insan sırf bir şeyi inkar etmekle değil aynı zamanda farzın terki ile de küfre düşebilir. Ben Namazı inkar etmiyorum ama kılmıyorum da. Böyle şey olur mu? Ben faizi inkar etmiyorum ama faiz alıp veriyorum. Ben zekatı inkar etmiyorum ama vermiyorum da. Hz Ebubekir Zekat vermeyenlerle savaşmadı mı? Örnekleri çoğaltın

Laikliğe gelecek olursak. Ben Allah’ın hakimiyetini inkar etmiyorum ama hakimiyeti millete vermekte de bir sakınca görmüyorum.

Velhasıl küfürde inkar şartı aranmaz. Bu Mürcie’nin görüşüdür.

“Ehli Kıble olan hiç kimseyi, helal kılmadığı müddetçe, herhangi bir günahından ötürü tekfir etmeyiz” sözü de küfre düşürmeyen günahlar için söylenmiştir. Bir insan içki içebilir, zina edebilir, hata edebilir vs. Bu onu imandan çıkarmaz. Hariciler bunları da tekfir eder. Ama Kuran'da zikredilen yapılmadığı takdirde küfre düşüren ameller buna dahil değildir. Mesela en büyük ibadet olan Namaz gibi.
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
O miras hukukunu müslüman olmayan vatandaşların için nasıl uygulayacaksın kardeş?

Yahu dert edindiğin şeye bak reis. Laikler Müslümanların miras hukukunu gözetmiyorken sen çıkmış gayr-i müslimleri dert ediniyorsun.
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
O miras hukukunu müslüman olmayan vatandaşların için nasıl uygulayacaksın kardeş?





Devletin idaresi altında yaşayanlar sadece nikâh, talak ve veraset gibi dini ve ailevi meselelerde değil ticâri, cinâî ve diğer medeni meselelerde bağımsız idiler. Şayet herhangi bir davada tarafların her ikisi de Yahudi olursa başkanı bir Yahudi olan mahkemeye müracaat ederler; mahkeme Yahûdi kanunu ile amel eder, devlet reisine müracaat etmeksizin hükmünü bizzat tatbik ederdi.



/İslam Anayasa Hukuku,Hamidullah


Bazı İslam hukukçuları ise onların hukûkî hürriyetinin sadece hukuk davalarında olup, cezâî sahada söz konusu olmadığı görüşündedir
Ayrıca, Medine sözleşmesinin Yahudilere hukûkî muhtariyet getirdiği konusunda günümüz müelliflerinin hemfikir olduğu da görülmektedir27F. Bunun dışında Peygamber (sav) zamanında Bahreyn, Yemen, Hecer Mecusileri, Necran Hıristiyanları, Ezruh, Makna, Hayber ve Eyle gayrimüslim topluluklarıyla yapılan çeşitli zimmet akitleri de bulunmakta dır../Özel, İslam Hukukunda Milletler, s. 334. ;

 
 
 
 
İslam hukukuna göre, İslam ülkesinin gayrimüslim vatandaşları olan zımmîler, aile ve miras gibi özel hukuk alanında isterlerse kendi kânun ve hâkimleriyle çalışan mahkemelerini kurarak hukûkî davalarına burada bakabilirler. Bunun yanında gayrimüslimler kendi istekleriyle kendi mahkemeleri yerine Müslümanların mahkemelerini de tercih etme hakkına sahiptirler.

Zimmîler bazı hak ve sorumluluklar açısından (askerlik görevinden ve zekâttan muaf olmaları, cizye ile sorumlu olmaları vb.) Müslüman vatandaşlardan farlılık taşımakla birlikte devlet hizmetinde idari göreve tayin edilebilir ve memuriyet görevinde bulunduklarında aynı şekilde Müslümanlar gibi maaşları ödenir.

Bu durumdan farklı olarak doğrudan doğruya dînî ve egemenlikle ilgili devlet başkanlığı, ordu komutanlığı, İslâm mahkemesi hâkimliği, imamlık gibi görevlere seçilememekte ve atanamamaktadırlar

/Eryılmaz, Bilal, Osmanlı Devleti'nde Gayrimüslim Teb’ânın Yönetimi, İstanbul, Risale Yayınları, 1990, s. 20; Ayengin, Tevhit, İslâm ve İnsan Hakları, İstanbul, Ravza Yayınları, 2007, s. 78–90, 186–197.

el-Maverdî, Ebü'l-Hasan Ali b. Muhammed Habib, el-Ahkâmü's-sultâniyye ve'l-vilâyâtü'd-dîniyye, Beyrut, Dârü'l-Kütübi'l-ilmiyye, 1985, s. 31; Hamidullah, İslâm’da Devlet İdâresi, s. 139.

Eryılmaz, Osmanlı Devleti'nde, s. 18 vd.

 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Cevaplardan ikna olmadim...

Ben "Laikim" diyen biri ne demek istemistir de kafir olmustur..?

Önce bunu bir acin...

Soru baska cevap baska... Komiksiniz ya...
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Yani hala anlamadıysan gerçekten de asıl komik olan sensin meftun

bozuk plak gibi aynı şeyleri tekrar tekrar mı anlatacağız

üşengeçlik yapma da yazılanları oku ve anlamaya çalış
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
Cevaplardan ikna olmadim...

Ben "Laikim" diyen biri ne demek istemistir de kafir olmustur..?

Önce bunu bir acin...

Soru baska cevap baska... Komiksiniz ya...



Yani bu kdar açıklamadan sonra ikna olmamamnız sizin meselenizdir...Ama bir kez daha şu yalın hakikati tekaralayalım:


Laikliğe göre din, “yok” hükmündedir. Kaale alınmaz.İslâm’a göre laiklik nedir peki?..
İslâm’a göre de laiklik, İslâm dışı ve din dışı olmaktır.
Laiklik de zaten kendisinin “din içi” gösterilmesini kabul etmez.
O yüzden, Muhammed Zahid el-Kevserî, laiklik hakkında şu fetvayı vermiştir:

“Kur’an ve Sünnet nassları, İslâm dininin hem dünya hem de ahiret maslahatlarını câmi olduğuna ve bunların ahkâmına açık bir şekilde delalet etmektedir. Bu itibarla, dini devletten ayırmaya çalışmak açıkça küfürdür.” (Zâhid el-Kevserî, Makalât, s. 453; Ebubekir Sifil, “Makâlâtu’l-Kevserî’nin Değerlendirilmesi”, Muhammed Zahid el-Kevserî: Hayatı - Eserleri - Tesirleri – Sempozyum Bildirileri içinde, İstanbul: Seha N., 1996, s. 167.)

Şeyhüslam Mustafa Sabri Efendi de şöyle demektedir: “Eğer ümmet böyle (lâik) bir hükümeti seçip hoşnutlukla kabullenirse, bana göre kesinlikle dinden çıkar. Bundan [dinden çıkıldığından] şüphe eden de dinden çıkar. Tevbe edip, dinî hüküm ve dinî yönetime dönmedikleri [dönmek gerektiğini kesin olarak kabul etmedikleri] sürece müslüman sayılmazlar.” (Şeyhu’l-İslam Mustafa Sabri Efendi, Hilafetin İlgasının Arka Planı, çev. Oktay Yılmaz, İstanbul: İnsan Y., 2010, s. 176.)


(Bu noktada söz konusu alimlere şöyle bir itiraz gelebilir: "Biz görüyoruz ki, bazı insanlar hem laikliği savunuyorlar, hem de ibadetlerini aksatmıyorlar, başkalarını da ibadete teşvik ediyorlar. Onlar nasıl müslüman sayılmazlar!" Böylesi bir itiraz, Yahudi ve Hristiyanların dindarlarını akla getirmektedir. Rahiplerin çokça ibadet ettikleri, görünüşte de olsa dünyayı terk etmiş bulundukları, kendilerini İncil okumaya vermiş oldukları vs. görülmektedir.

Bu rahiplerden istenen şey çok basit, Hz. Muhammed s.a.s.'in Allah'ın resulü olduğunu tasdik edecekler. Laiklik konusu da aynı şekilde çok basit. Laiklik kelimesinin anlamını bile doğru dürüst bilmeyen bir Anadolu köylüsü için durum karışık olabilir, fakat dünyaya nizamat vermeye kalkışanlar için mesele son derece açık ve basittir. "Zira, nice müslüman isimlerini taşıyan dinsizler vardır ki, sayılarını bilmek de mümkün değildir.

Çünkü Çin ve Rus gibi kâfirler malumdurlar. Fakat Ali, Veli gibi isimleri olan kâfirleri bilmek pek de kolay değildir. Bunlar bazen camiye de gelir, namaz da kılarlar. Ama ne abdestleri vardır, ne de niyetleri. Yalnız gösteriş olarak veya görmek için gelirler. Yine bunlar arasında vaaz eden, hutbe okuyan, dualar yapan hilekârlar da yok değildir." [Mehmed Zahid Kotku, Nefsin Terbiyesi, s. 180.])

Laiklik konusunda bilgisizlik ya da dikkatsizlik sonucu yalan yanlış ifadeler serdetmiş olanların, konuyu anlar anlamaz ifadelerini düzeltmeleri, yaptıkları hatayı telafi eden açıklamalarda bulunmaları gerekir. Aksi takdirde mazur görülemezler. (Bir organizasyonun üyeleri veya sözcüleri böylesi açıklamalarda bulunduklarında, onları yönetme mevkiinde olanlar ses çıkarmıyorlarsa, o beyanların altına imza atmış sayılırlar.

Nitekim İmam Serahsî, İmam Muhammed'in Siyer-i Kebîr'ine yazdığı şerhte, bir topluluğun üyelerinin beyanlarına müdahale yetkisi bulunanların, onların kişisel olmayıp bütün topluluğu bağlayan açıklamalarına karışmamaları durumunda, onaylamanın da ötesinde, bizzat o yönde emir vermiş sayılacaklarını söylemektedir.)

Bu laik sistemde bile, herhangi bir parti, tüzüğünde ve programında açıkça laiklik vurgusu yaptığı, İslâm’ın adını bile ağzına almadığı halde, üyelerinden birkaç kişi din vurgusu yaptığı veya Başbakanlık’ta iftar yemeği verildiği için kapatılabilmektedir. Yöneticileri “laikliğin kâfirleri ya da mürtedleri” olarak siyaset yapma yasağı ile cezalandırılabilmektedir.

(Tıpkı, şer’î düzende müslüman olmayanların siyaset yapamaması gibi. Ancak şer’î düzen, laik rejim gibi müsamahasız ve acımasız değildir; açık ve dürüsttür, sahte özgürlükçülük yapmaz. Bir topluluk tüzük ya da program türünden resmî metinlerinde müslüman olduklarını belirttikleri zaman, onların içinden birkaç kişinin bazı hatalı laflar sarfetmeleri ya da amel bakımından kusur sergilemelerinden dolayı bunlar topluca tekfir edilmezler ve cezalandırılmazlar.)

Laiklik meselesi, bazılarının göstermeye çalıştığı gibi basit bir mesele değildir.

“Bir de ‘Allah'a ve Resulüne inandık ve itaat ettik’ diyorlar da, sonra bunun arkasından yan çiziyorlar; bunlar mümin değillerdir.

“Aralarında hükmetmesi için Allah’a ve Resulü'ne çağrıldıkları zaman, bakarsın ki, içlerinden bir kısmı yüz çevirip dönerler.

“Ama, eğer (Allah ve Resulü’nün hükmettiği) hak kendi lehlerine ise, ona, gönülden bağlı olarak saygı ile gelirler.

“Kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa şüphe ve tereddüt içinde midirler? Yoksa Allah ve Resulü’nün kendilerine haksızlık ve zulüm edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, asıl zalimler kendileridir!

“Aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Resulü’ne davet edildiklerinde müminlerin sözü ancak ‘İşittik ve itaat ettik’ demeleridir. İşte bunlar kurtuluşa erenlerdir."
(Nur, 24/47-51)
 
Üst