Hem Laik’im Hem Müslüman’ım Diyen Kafirdir!

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
Cevaplardan ikna olmadim...

Ben "Laikim" diyen biri ne demek istemistir de kafir olmustur..?

Önce bunu bir acin...

Soru baska cevap baska... Komiksiniz ya...

metfun sizin en buyük sıkıntınız bu bir yerlere geliyorsunuz ve direk balıklama ucurumdan aşağı atlıyorsunuz
laikim diyen insan evvela la ilaheyi inkar etmiş olduğundan küfre düşmektedir
La ilahe illallah'ın manası:Allah-u Teâlâ'dan başka ibadet edilenleri tanımamak, onlara ibadet edenleri tekfir edip reddetmek ve bütün ibadetleri Allah-u Teâlâ'ya has kılmak şeklinde kesin bir söz ve bir ahid vermektir

Nitekim şu ayet buna işaret ediyor:
"Kim tağutu inkar edip, Allah'a iman ederse işte o kimse, kopmak bilmeyen sağlam bir kulpa tutunmuştur." (Bakara: 256)

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem gelecek olan bir taifeye işaret ederken; onların çok namaz kıldıklarını, oruç tuttuklarını ve La ilahe illallah'la yüklü Kur'an'ı çok okuduklarını buna rağmen okun yaydan çıktığı gibi dinden çıktıklarını, küfürde olduklarını haber veriyor. Ve onlar hakkında şöyle buyuruyor:
"Eğer onlara yetişebilseydim onları, Ad kavminin mahvoluşu gibi mahvederdim." (Buhari - Müslim)

la ilahe illallahın manası kuran ve sünnetle muhakeme olmayı kabul edip uygulamaktır
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
metfun sizin en buyük sıkıntınız bu bir yerlere geliyorsunuz ve direk balıklama ucurumdan aşağı atlıyorsunuz
laikim diyen insan evvela la ilaheyi inkar etmiş olduğundan küfre düşmektedir
La ilahe illallah'ın manası:Allah-u Teâlâ'dan başka ibadet edilenleri tanımamak, onlara ibadet edenleri tekfir edip reddetmek ve bütün ibadetleri Allah-u Teâlâ'ya has kılmak şeklinde kesin bir söz ve bir ahid vermektir

Nitekim şu ayet buna işaret ediyor:
"Kim tağutu inkar edip, Allah'a iman ederse işte o kimse, kopmak bilmeyen sağlam bir kulpa tutunmuştur." (Bakara: 256)

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem gelecek olan bir taifeye işaret ederken; onların çok namaz kıldıklarını, oruç tuttuklarını ve La ilahe illallah'la yüklü Kur'an'ı çok okuduklarını buna rağmen okun yaydan çıktığı gibi dinden çıktıklarını, küfürde olduklarını haber veriyor. Ve onlar hakkında şöyle buyuruyor:
"Eğer onlara yetişebilseydim onları, Ad kavminin mahvoluşu gibi mahvederdim." (Buhari - Müslim)

la ilahe illallahın manası kuran ve sünnetle muhakeme olmayı kabul edip uygulamaktır


Gene anlasilmadi...

Ben "laikim" diyen biri ne demek istemistir...

Ayet yazmana gerek yok, önce bir Laik terimini acikla, ben degil sen baliklama atliyorsun...

Ben laikim derken ne kastediyorum... Bu kelime nasil bir tilsimli kelime ki beni kafir kiliyor...
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
Gene anlasilmadi...

Ben "laikim" diyen biri ne demek istemistir...

Ayet yazmana gerek yok, önce bir Laik terimini acikla, ben degil sen baliklama atliyorsun...

Ben laikim derken ne kastediyorum... Bu kelime nasil bir tilsimli kelime ki beni kafir kiliyor...

Küfrü gerektiren bir sözü söyleyenin ne demek istediğine bakılmaz...Sözün zahirde kasdettiğine bakılır...Öyle olmasaydı Ulema Hallacı mansurun katline fetva verirmiydi...
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Benim "Laiklik"le bir ilgim yoktur...

Burada bazı arkadaşlar mes'eleyi anlayamıyorlar... Onları aydınlatın demek istedim...

Laiklil nedir ki "Ben laikim" diyen biri, "Ben dinsizim" demek istemiştir...

Yani açıklamalarınız akim, kısır ve bilgilendirici değildir...

Laikliğin ne demek olduğunu bilmeyen birine "Laikim diyen kafirdir" diyorsunuz...

:)
 

ŞehbaL

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
7,330
Tepkime puanı
643
Puanları
0
Konum
Ankara
Kuranı açın içinde iman zikredilen bütün ayetlerin hemen akabinde iman ile amelin bir arada zikredildiğini göreceksiniz. İman edenler ve Salih amel edenler… şeklinde. Kuran iman ile ameli asla ayrı zikretmez.

İman ile amel ayrı zikredilmez diyerek hata etmiş oluyorsunuz. Zira farkındaysanız ikisi de ayrı ayrı zikredilmiştir. Siz "Ali geldi" derken Ali'nin kolunu, ayağını da kastedersiniz değil mi? Ali'nin kolu, ayağı onunla beraber olduğu için ekstradan onları zikretmezsiniz. Oysa "Ali çantasıyla geldi" dediğinizde çantayı ayrıca zikrediyor olmanız, çantanın Ali'nin bir cüz'ü olmamasından kaynaklanır. Aynen bu pencereden olaya bakarsanız eğer "İman edenler" ve "Salih amel işleyenler" şeklinde zikredilmesinin ayrı olduğunun bir göstergesi olduğunu kavrarsınız.

Ayrıca Taha Suresi 112. ayette "Her kim de mümin olarak salih amelleri işlerse, artık o, ne bir haksızlıktan ve ne de çiğnenmekden korkar." buyrulur. Farkındaysanız mü'min olmak salih amel işlemenin şartı kılınmıştır. Şart ile meşrutun aynı olduğunu iddia edemezsiniz.


Düşünün kişi Allah’a ve Peygambere iman ediyor ve hiçbir şeyi inkar etmiyor ama Namaz’da kılmıyor? Keza aynı şekilde bunların hepsini kabul ediyor ama başkası adına kurban kesiyor, başkasına dua ediyor, başkasından medet umuyor ve bu insan hala Müslüman olarak kalıyor? Allah aşkına bu mümkün mü?


Hiçbir şeyi inkar etmiyorum diyor fakat başkası adına kurban kesiyorsa başkasından "bana şunu ver bunu ver" vs diye medet umuyorsa tabii ki şirke düşmüştür. Lakin Namazın farz olduğunu kabul ediyor ama kılmıyorsa kafir demek için namaz kılmayanın kafir olacağına dair ayet, mütevatir hadis ya da alimlerin ittifak ile icma etmesi gerekir ki ben 3'üne de rastlamadım. Sizin gözünüzden kaçmış buyrun ayet-hadis-icma şu diyecekseniz de buyrun getirin.

Düşünebiliyor musunuz biri çıkıyor “Ey Allah’ım sana iman ediyorum, senin getirdiğin hiç birşeyi inkar etmiyorum ama dediklerini de yapmıyorum” diyor belki bunu sözlü olarak dile getirmiyor ama zımmen amel etmemekle lisan-ı hal ile bunu söylüyor. Böyle Müslümanlık olur mu?

Halbuki bir insan sırf bir şeyi inkar etmekle değil aynı zamanda farzın terki ile de küfre düşebilir. Ben Namazı inkar etmiyorum ama kılmıyorum da. Böyle şey olur mu? Ben faizi inkar etmiyorum ama faiz alıp veriyorum. Ben zekatı inkar etmiyorum ama vermiyorum da. Hz Ebubekir Zekat vermeyenlerle savaşmadı mı? Örnekleri çoğaltın



İmam maturidi, Eşari, Gazzali, Bakıllani, Şehristaniye göre İman kalp ile tasidktir. Bir kimse kalbiyle inandığı takdirde mü'mindir.

Ebu hanife ve hanefi fıkıhçılarına göre kalp ile tasdik, dil ile ikrardır.

Ameli imanın cüz'ü sayanlar ise Hariciyye, mutezile, Zeydiyye, İmam Ahmed Bİn hanbel, İmam MAlik, ibn hazm, ibn teymiyye gibi selef ve hadis alimleridir hariciyye amel yapmayanı kafir ilan eder, mutezile fasık-küfür ile iman arası-, selef ve hadis alimleri ise günahkar mü'min olarak kabul etmiştir.

ayrıca ridde olaylarına gelecek olursak; zekât vermeyenler mürted oldukları ve isyancı konumuna düştükleri için öldürülmüşlerdir.



Laikliğe gelecek olursak. Ben Allah’ın hakimiyetini inkar etmiyorum ama hakimiyeti millete vermekte de bir sakınca görmüyorum.

Velhasıl küfürde inkar şartı aranmaz. Bu Mürcie’nin görüşüdür.

Ama Kuran'da zikredilen yapılmadığı takdirde küfre düşüren ameller buna dahil değildir. Mesela en büyük ibadet olan Namaz gibi.


Laiklik hususuna son anda gelmişsiniz teşekkür ediyorum =) Lakin Ahter'in ve bihusbenin dediği hususları ayrıntılı araştırmadan net birşey dememeye karar verdim. Diğer yazdıklarınızın cevabı da yukarıda zaten. Uzun oldu biraz ama daha fazla kısaltamadım :gl


Hayırlı günler
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83


İman ile amel ayrı zikredilmez diyerek hata etmiş oluyorsunuz. Zira farkındaysanız ikisi de ayrı ayrı zikredilmiştir. Siz "Ali geldi" derken Ali'nin kolunu, ayağını da kastedersiniz değil mi? Ali'nin kolu, ayağı onunla beraber olduğu için ekstradan onları zikretmezsiniz. Oysa "Ali çantasıyla geldi" dediğinizde çantayı ayrıca zikrediyor olmanız, çantanın Ali'nin bir cüz'ü olmamasından kaynaklanır. Aynen bu pencereden olaya bakarsanız eğer "İman edenler" ve "Salih amel işleyenler" şeklinde zikredilmesinin ayrı olduğunun bir göstergesi olduğunu kavrarsınız.

Ayrıca Taha Suresi 112. ayette "Her kim de mümin olarak salih amelleri işlerse, artık o, ne bir haksızlıktan ve ne de çiğnenmekden korkar." buyrulur. Farkındaysanız mü'min olmak salih amel işlemenin şartı kılınmıştır. Şart ile meşrutun aynı olduğunu iddia edemezsiniz.





Hiçbir şeyi inkar etmiyorum diyor fakat başkası adına kurban kesiyorsa başkasından "bana şunu ver bunu ver" vs diye medet umuyorsa tabii ki şirke düşmüştür. Lakin Namazın farz olduğunu kabul ediyor ama kılmıyorsa kafir demek için namaz kılmayanın kafir olacağına dair ayet, mütevatir hadis ya da alimlerin ittifak ile icma etmesi gerekir ki ben 3'üne de rastlamadım. Sizin gözünüzden kaçmış buyrun ayet-hadis-icma şu diyecekseniz de buyrun getirin.







İmam maturidi, Eşari, Gazzali, Bakıllani, Şehristaniye göre İman kalp ile tasidktir. Bir kimse kalbiyle inandığı takdirde mü'mindir.

Ebu hanife ve hanefi fıkıhçılarına göre kalp ile tasdik, dil ile ikrardır.

Ameli imanın cüz'ü sayanlar ise Hariciyye, mutezile, Zeydiyye, İmam Ahmed Bİn hanbel, İmam MAlik, ibn hazm, ibn teymiyye gibi selef ve hadis alimleridir hariciyye amel yapmayanı kafir ilan eder, mutezile fasık-küfür ile iman arası-, selef ve hadis alimleri ise günahkar mü'min olarak kabul etmiştir.

ayrıca ridde olaylarına gelecek olursak; zekât vermeyenler mürted oldukları ve isyancı konumuna düştükleri için öldürülmüşlerdir.






Laiklik hususuna son anda gelmişsiniz teşekkür ediyorum =) Lakin Ahter'in ve bihusbenin dediği hususları ayrıntılı araştırmadan net birşey dememeye karar verdim. Diğer yazdıklarınızın cevabı da yukarıda zaten. Uzun oldu biraz ama daha fazla kısaltamadım :gl


Hayırlı günler

Konu Laik ile ilgiliydi ama sizler de mecburen konu dışına çıkmışsınız...

Arkadaşlar, sağolsunlar, konu ile ilgili açıklamalardan ziyade farklı hususlar üzerinde durunca sizler de onları aydınlatmış oldunuz...

İyi de etmişsiniz...

Arkadaşların ifade ettikleri konu içersinde sizler çok daha tutarlı şeyler söylemişsiniz gayet açık ve bariz...

Ben gene buradan arkadaşlara sesleniyorum:

"Ben Laikim" diyen biri ne demek istemiştir...

Sorduğum terimin manasından, açıklamasından ve bilgisinden ziyade uzaksınız gibi görünüyorsunuz...

Terimin manasından haberli olmayan sizler, bilmediğiniz şeyle muhataplarınızı nasıl kafir kılıyorsunuz, şeytan dahi buna münasip yeriyle gülmez ya...

Bana ya da buradaki arkadaşlara şu terimi bir açıklayın, terimin bilgisini arzedin, ondan sonra biz de karar merciinde olalım...

Bekliyorum...
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
Konu Laik ile ilgiliydi ama sizler de mecburen konu dışına çıkmışsınız...

Arkadaşlar, sağolsunlar, konu ile ilgili açıklamalardan ziyade farklı hususlar üzerinde durunca sizler de onları aydınlatmış oldunuz...

İyi de etmişsiniz...

Arkadaşların ifade ettikleri konu içersinde sizler çok daha tutarlı şeyler söylemişsiniz gayet açık ve bariz...

Ben gene buradan arkadaşlara sesleniyorum:

"Ben Laikim" diyen biri ne demek istemiştir...

Sorduğum terimin manasından, açıklamasından ve bilgisinden ziyade uzaksınız gibi görünüyorsunuz...

Terimin manasından haberli olmayan sizler, bilmediğiniz şeyle muhataplarınızı nasıl kafir kılıyorsunuz, şeytan dahi buna münasip yeriyle gülmez ya...

Bana ya da buradaki arkadaşlara şu terimi bir açıklayın, terimin bilgisini arzedin, ondan sonra biz de karar merciinde olalım...

Bekliyorum...

metfun sıze kaç kez açıklama yapacaz acaba?

İslam= Allahın indirdiği kıtabı ve peygamberi ve peygamberin şeriati bulunan kural ve kanun koyucunun Allah olduğu Allahın hükümleriyle hukumedilmesi gereken Bu dinin kitabında Allahın haram ve yasaklarını Yine Allahın ceza verdiği şekilde kabul edilmesi gereken Allahın tek ilah tek Hakim Tek hesap verilmesi gereken otorite olduğunu iman edilmesi gereken Allahın yap dediğini emir telaki eden yapma dediğinden kaçınan müntesipleri müslüman ,mumin olrak nitelendirilen daima hakkı hakim kılmak için mucadele edilmesi gereken hayatını Allah rızasını kazanmak için idame etrmesi gereken islam dının mensupları bu ve daha bir çok madde sıralayabıleceğimiz konularda sadece ve sadece Allaha ibadet edilmesi gereken dindir

Laiklik:Laiklik beşer düşüncenin ürünü olan hakimiyete Allaha değil halka daha doğrusu kişileri bağlayan heve ve heveslerine göre kanun ve kural koyan bu kanun ve kurllara uyulmas ıcın bireyleri zorlayan gerektiğinde en buyuk zulumleri bireylere reva goren Allahın emir ve yasaklarını goz ardı eden ALLAHIN HARAM DEDİĞiNE HELAL HELAL DEDİĞİNE HARAM damgası vurabilen her turlu fuhşiyatı hoş karşılayan içki kumar zina gibi yasakları serbes bırakan fazi tefecılıgı arttran tesvık eden İnsanları ALLAHIN İNDİRDİĞİYLE DEĞİLDE KENDİ KURALLARIYLA MUHAKEME EDEN Allahın yasakladığı butun haramları helal ilan eden Allahın kanunları burda gecmez benim kanunlarım gecer diye anayasa hazırlayan ve bu yasaya uyması ıcın muslumanları zorlayan sistemin adı LAİKLİKTİR
BUNUN ADIDA KÜFÜRDÜR


 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Maal esef gene olmadı...

Be mübarek laikliğin ilmen ne demek olduğunu bir açıkla be mübarek bilmiyorsan kalsın daha ne diyeyim...

La havle...

Laikliği kıyas yapma sadece tarif et anlamını ifade et yenir mi yenmez mi vs...?
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Neyse kalsın istemiyorum...

Şehbal Hanım zaten olması gerekeni ifade etmiş...
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
Maal esef gene olmadı...

Be mübarek laikliğin ilmen ne demek olduğunu bir açıkla be mübarek bilmiyorsan kalsın daha ne diyeyim...

La havle...

Laikliği kıyas yapma sadece tarif et anlamını ifade et yenir mi yenmez mi vs...?

ekmek üstü sürülür metfun tatmin oldunuzmu olmadıysanız siz acıklayın


ben laikliği kısaca acıkladım
siz ineğin rengini soruyorsunuz
ayrıca klasik anlamdaki anlamını soruyorsanız abesle iştigal ediyorsunuz
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
Neyse kalsın istemiyorum...

Şehbal Hanım zaten olması gerekeni ifade etmiş...


Şehbal hanımın görüşü düşüncesi ancak kendisini bağlar müslümanı bağlamaz
anlaşılan bu laiklik teriminin ucu bir yerlere dokunuyor kanımca ondan böyle ineğin renginin peşinden koşuyorsunuz
 

CENGİZHAN

Yasaklı
Katılım
15 Ara 2011
Mesajlar
4,261
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Konum
Ankara
:)
cengizhan evrim teorisini savunuyor.
evrim teorisine göre insanlar maymundan türemiş canlı sınıfı.
maymunlarla hısım akraba,
orangutan'ın teyzesi oğlu, şebek'in halası oğlu, makak'ın torunu

kendi hısım ve akrabalarını aşağılayan bir hain. nasıl mı?
imza olarak kullandığı Mevlanan'ın bir deyişini okuyun ne demek istediğimi anlarsınız..

he birde ahlak ve edeb evrim geçirmiştir iddiasını da üstüne koyun.
karşınıza katıksız soytarı, maymun soylu çıkıyor ortaya.




ÇOCUK TERBİYESİ HAKKINDA


Çocuklarımızın kusursuz olmasını istiyorsak, kusursuz anne-baba olmaya gayret etmeliyiz.

Aileler çocuk terbiyesinde ne gibi hususlara dikkat etmelidirler?

Evvelâ şunu ifade etmelidir ki, çocuklar, bizlere ilâhî birer emânet ve öz varlığımızdan boy vermiş kıymet filizleridir. Duygulu gönüllere göre; evlerin ilk saâdet mûsıkîsi, doğan çocukların gönüllere huzur veren sesleri ile başlar.Hadîs-i şerîflerde beyân buyurulduğu veçhile çocuklar; “cennet çiçekleri”, “kalp meyveleri”, “ilâhî ihsân ve rızıklar”dır.
Bu itibarla çocuklar, Rabbimizin ne güzel lütuf ve ihsânıdır. İlk çocuğumuz dünyaya geldiğinde ana-baba olmanın o derin hazzı hiç unutulur mu?
Onların gülüşlerindeki zevk ü safâ ışıkları cennet parıltılarına benzer. Bir anne için en güzel meşgale onu yetiştirmek ve terbiye etmek, topluma armağan etmektir. Zira anne yüreği, bir çocuğun eğitim ve terbiyesini aldığı ilk mekteptir. Emek verilip yetiştirilen sâlih evlâtlar, âhirette anne-baba ile cehennem arasında perde olacaktır.

Âilelerin en önemli vazîfelerinden birisi de Cenâb-ı Hakk’ın, İslâm fıtratı üzere lütfettiği yavrularını hayır ve fazîletle donatmaktır. Îmanlı, istikâmet ehli ve vatanperver çocuklar yetiştirmek, bir anne-babanın en büyük mes’uliyetidir.
Peygamber Efendimiz, bir hadîs-i şerîflerinde insanların mes’uliyetlerini şöyle beyân buyurmuşlardır:
“Hepiniz çobansınız ve hepiniz güttüklerinizden sorumlusunuz…

Allah Rasûlü bu âyet-i kerîme hakkında şöyle açıklamada bulunmuştur:
“Onları, Allâh’ın sizi nehyettiği şeylerden uzaklaştırır ve emrettiği şeylere de teşvik edersiniz. İşte bu, onları cehennemden muhâfaza etmektir.” (Âlûsî, XXVIII, 156)
Çocuk terbiyesine nereden başlamak lâzımdır? Dayak bir terbiye çeşidi midir? Âilenin çocuk terbiyesindeki rolü ve dikkat etmesi gereken hususlar nelerdir?
Çocuk terbiyesine, evvelâ ana-babanın terbiyesinden başlamalıdır. Zira bu yüce terbiye, mürebbî (terbiye edici) sıfatını kazanabilen olgun anne ve babaların gerçekleştirebileceği bir eğitimdir. Şâirin:

Kendisi muhtâc-ı himmet bir dede,

Nerede kaldı gayriye himmet ede!..

şeklinde tarif ettiği, kendi eğitimi noksan bir anne ve babanın evlâtlarına verebileceği terbiye ne olabilir ki?!.


Kısacası çocuğumuzun kusursuz olmasını istiyorsak, kusursuz anne-baba olmaya gayret etmeliyiz.

Çocuk terbiyesi, evvelâ anne-babanın yüreğindeki çocuk sevgisinden başlamalıdır. Onları Allah’ın bir emâneti olarak sevmeli; bu sevgiyi de, dünya ve âhiret saâdetini kazanmaya vesîle kılmalıdır. Eğer arkamızda güzel bir nesil yetiştirmez isek, mezarımız tenha kalır. Yarınki gerçek konağımızın ise mezar olduğunu unutmamak gerekir.

Bir atasözünde “el-ümmü medresetün: anne mekteptir/okuldur.” denilmektedir. Kadın, evde çocuklarıyla daha çok birlikte olduğu için çocuklara güzel örnekler sergileyerek, onların rûhunda kalıcı izler bırakmak sûretiyle “ilk ve en büyük terbiyeci” olacaktır.

Annenin ağzından çıkan her kelime, çocuğun şahsiyet binasına konulan tuğlalar gibidir. Anne yüreği çocuğun eğitim gördüğü bir sınıftır. Şefkatin en büyük menbaı annelerdir. Anne terbiyesinden mahrum çocukların terbiyesi güçleşir. Yüksek karakterli kişiler, daha ziyade sâliha annelerin yetiştirdiği çocuklardır.

çocuklar, birer video kaseti gibi anne ve babalarındaki bütün davranışları eğrisini doğrusunu hiç ayırt etmeden, olduğu gibi kaydetme ve taklit etme meyli içindedirler.
Çocuk eğitiminde bilhassa dikkat edilmesi gereken husus ise, dayak meselesidir. Bu, aslâ kabul edilemeyecek yanlış bir davranıştır. Kötü alışkanlıklar kazanmasın diye çocuğa caydırıcı usûller uygulanabilir, ancak bunların arasında dayak aslâ olmamalıdır. Çünkü o, istikbâlin gencini korkak ve ürkek, yahut da arsız ve yüzsüz bir hâle getirir.

ALINTI : http://huzurluaileyuvasi.darulerkam....yesi-hakkinda/



Yukarıda alıntı yaptığım güzel yazıda iki nokta dikkatimi çekti :

1)
kendi eğitimi noksan bir anne ve babanın evlâtlarına verebileceği terbiye ne olabilir ki?!.



2)
Kadın, evde çocuklarıyla daha çok birlikte olduğu için çocuklara güzel örnekler sergileyerek, onların rûhunda kalıcı izler bırakmak sûretiyle “ilk ve en büyük terbiyeci” olacaktır.



Bu çok doğru tesbitlerden anlıyoruzki, sağlam ve iyi eğitimli olmayan anne babaların çocuklarına gerekli değerde terbiye veremeyeceği açıktır.

İkinci önemli nokta ise babanın sabahtan akşama kadar işinde olması, kadının ise gün boyu çocukla beraber ve ona muhatap olması nedeniyle bir çocuğun terbiyesinin annesinin mahsulü olduğunu ifade edebiliriz.
Bu nedenle çocuk terbiyesinin ilk sorumlusu annedir...

Aklımıza şöyle bir soru geliyor...

Neden toplumumuzda, gençlerde ve yetişkinlerde çok sayıda terbiye,ahlak ve edep yönünden büyük bir zafiyet vardır..?
Neden gençlerimiz yetişkinlerimiz en küçük anlaşmazlıklarda
birbirlerine ağır hakaretler, küfürler eder hatta tekme tokat
kavgaya başlarlar. ?

Bunun nedeninin çocukların yetersiz aileler içinde yetiştirilmelerinin olduğu anlaşılmaktadır.Zaten topluluk içinde bir kişinin bir terbiyesizliği görüldüğünde ,söylenen laf :

AİLE TERBİYESİ GÖRMEMİŞ Kİ.....olmaktadır.

Kişisel kanaatim toplumdaki terbiye,edep ve ahlak dışı hareket ve davranışların sorumlusunun ANNELER olduğudur.
Toplumumuzda 35 milyon kadınımız var....
Bu 35 milyon kadınlarımız içinde ne yazık ki, ve maalesef ahlaken zayıf ve düşük kadınlarımız da vardır.
Bu yapıdaki kadınlardan terbiyeli,ahlaklı ve edepli çocuklar yetiştirmelerini bekleyemeyiz....​


 

CENGİZHAN

Yasaklı
Katılım
15 Ara 2011
Mesajlar
4,261
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Konum
Ankara
Arkadaşlar,

Bu tartışmanın daha başlarında bir açıklama yaptım. O açıklamam:

Laikliğin ne olduğunu bilmeyen, tutucu müslümanların bir ifadeleri var :

BEN LAİKİM diyen

LAİKLER...

Bu ifadeleri laikliğin ne olduğu konusunda zerre bilgisi olmayanlar kullanır.
Sosyoloji ve laikliği bilen eğitimi yeterli insanlar bilirler ki :
LAİKLİK devlete ait bir sıfattır, insanlar için,kişiler için kullanılamaz..

Hani derler ya:

KİŞİLER LAİK OLMAZ, DEVLETLER LAİK OLUR DİYE...

Anlamı işte budur.

Kişiler için LAİK SİTEME TARAFTAR olanlar ifadesi kullanılabilir...
LAİK SİSTEMİ beğenenler, LAİK SİSTEMİ isteyenler denebilir...

Önce bunu bir bilelim de......
:D

Diye yazmıştım...

'' Ben laikim diyen kişi '' böyle bir İFADE yoktur.
Bu ifade eğitimsiz, bilgisiz, cahil ve de softa müslümanların uydurmasıdır.

Ancak görüyorum ki....

BU CAHİLANE TERİM ÜZERİNDE HALA TARTIŞMALAR YAPILABİLİYOR....:D

Müsadelerinizle ben bu boş ve anlamsız tartışmadan çekiliyorum.
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Sevgili Şehbal bu nazik üsluba alışık değiliz :) öncelikle bu anlamda siz tebrik etmek istiyorum.
Bana da diğer kardeşler de örnek olsun.

Şimdi sevgili kardeşim,

iman-amel meselesini alimlerin konuya yaklaşımları üzerinden değerlendiremeyiz. Şayet böyle yaparsak sizin de yazınızda belirttiğiniz gibi falancı alimlere göre amel imandan değildir filancı alimlere göre de amel imandandır demek zorunda kalırız ki İslam asla böyle belirsizliği kabul etmez. Yani bu husus birilerin içtihadına bırakılmış değildir.

Ayrıca meseleyi bir bütün olarak ele almak gibi bir zorunluluğumuz var.

Bakınız Rabbimiz Mülk Suresi 2. ayetinde ne buyuruyor;

"O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır."

Yani insan imtihan için yaratılmıştır. Biz de İslam iddiasında isek bunu kanıtlamak zorundayız. Kuran teoriye değil sürekli pratiğe vurgu yapar. İmandan sonra ameli zikretmesi de bundandır. Yani iman ve amel etle tırnak gibidir birbirini tamamlayan ve birbirinden bağımsız değildir. Nasıl ki imansız amel kabul değilse amelsiz bir iman iddiası da asla kabul değildir. Bakın aşağıdaki ayet bunu çok güzel bir şekilde ortaya koyuyor. Ankebut 2;

"İnsanlar 'iman ettik' demekle, sınanmadan bırakacaklarını mı sandılar?"

Demek ki salt kuru bir iman yetmiyor. Keza Bakara suresi 155. ayet;

"Andolsun, sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz, sabredenleri müjdele."

Yani iman iddiası pratikte ispatlanmaya muhtaçtır. Öyle iman ettim iş bitti nasılsa cennete gireceğim yok.

Siz diyorsunuz ki iman ve amelin ayrı zikredilmesi ikisinin bağımsız olduğuna delildir. Yukarıda verdiğim etle tırnak örneğinde olduğu gibi etle tırnak da ayrı şeylerdir. Fakat ikisinden birinin yokluğu işlevselliğini yitirir. Et yoksa tırnakta yoktur tırnak yoksa etten söz edilemez. İman ve amel ilişkisi de böyle birşeydir. Birinin yokluğu diğerini iptal eder.

Keza Kuran bize "kitap yüklü eşeklerden" bahseder. Yani bilgi amele dönüşmüyorsa hiç bir kıymeti yok demektir bu.

Meseleyi bir de bu zaviyeden bakarsanız aslında haksız olmadığımız anlaşılacaktır. Aslında çok şey söylenebilirdi ancak kısa olsun istedik.

Selam ediyorum
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
Zannediyorum mesele anlaşılmıştır...Laiklik devletle ilgili bir sıfatttır sözü doğrudur..Bizde daha önceki yazılarımızda bunu ''devletin bütün dinler konusunda nötr kalması'' şeklinde açıkladık...lakin Haz. Peygamber efendimizin camide İmam, savaşta komutan, muallim, devlet başkanı olması bize islamda devletin islamın emrinde olduğu başka ifadeyle devletin İslam boyasıyla boyandığını gösteriyor...Dolayısıyla tarihi gelişimi içerisnde avrupanın siyasal ,toplumsal şartlarının bir ürünü olan bu sistemin biz müslümanlara dayatulmasının haksız ve haddi aşan bir tutum olduğunu bir defa daha ifade edelim... :)
 

ŞehbaL

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
7,330
Tepkime puanı
643
Puanları
0
Konum
Ankara
Sayın @RedveKabul alimlerin görüşü sizin için çok önplanda olmasa da alimlerin bu görüşleri beyân ederken delil olarak kullandıkları ayetler ve hadisler umarım değerli olur;

"Allah kendisine ortak koşmayı elbette bağışlamaz, bundan başkasını dilediğine bağışlar. Allah'a ortak koşan kimse, şüphesiz büyük bir günahla iftira etmiş olur." Nisâ 48

"Eğer müminlerden iki topluluk birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltiniz" Hucurat 9 -Allah, büyük günah arasında yer alan adam öldürmek fiilini işleyenlerden mü'min olarak bahsetmiştir.-

"-Buhari ve Müslim’de Ebu Zerr radiyallahu anh’dan rivayet edilen bir hadisi şerifte-

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

- "Allah’tan başka ilah yoktur deyip sonra bu hal üzere ölen kul cennete girer."

Ebu Zerr radiyallahu anh:

- "Zina etse de ve hırsızlık yapsa da mi? Diye sorunca;

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem cevaben:

- "Zina etse de hırsızlık yapsa da" dedi ve bunu üç kez tekrarladı.

Dördüncüsünde ise:

- "Ebu Zerr’in hoşuna gitse de gitmese de cennete girecektir!" buyurdu.



Sİz diyorsunuz ki-hal dili ile- " Bırakın alimlerin ayet ve hadisleri o şekilde yorumladığını ben bu şekilde yorumluyorum siz de bunu kabul edin."

Oysa ben sizin dediğinizi kabul etmektense Gazzali'nin, Maturidi'nin, Eş'arinin görüşlerini kabul etmeyi yeğlerim. Farkında değilsiniz ama mukallit olduğumuzu ve alimlerin görüşlerini takip ettiğimizi düşünürken, siz de insanların sizin -ve sizin görüşlerinizi kabul eden kimselerin- fikirlerinde ittifak etmelerini bekliyorsunuz..


konu hayli uzun aslında. Laiklik konusunda ise konuşulması gereken bir bahis değil. lakin fikirlerinizi o şekilde açıklayınca cevap vermek zorunda hissettim kendimi. Konunun daha fazla uzamayacağını umuyorum.

hayırlı akşamlar :gul
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Uzamaz uzamaz merak etmeyin. Herkes söyleyeceğini söyledi, gerçi ben tam söyleyemedim ama... :D

sizin de akşamınız hayırlı olsun
 
Üst