lafons7275
Kıdemli Üye
Hicretin Altmışüçüncü Senesi
Bu senede Harre vak'ası meydana geldi. Bu vak'anm meydana geliş sebebi şuydu: Medineliler, Muaviye oğlu Yezid'i hal ettiklerinde yerine Kureyşlilerin başına Abdullah b. Muti yi, Ensârîlerin başına da Abdul*lah b. Hanzele b. Ebu Amirî'yi vali olarak geçirdiler.
Minberin yanında toplandılar. Onlardan bi*risi: "Şu sarığımı başımdan çıkardığım gibi Yezid'i de yöneticilik maka*mından çıkarıp attım." diyor ve başındaki sarığı çıkarıp atıyordu. Diğeri birisi de: "Şu ayakkabımı ayağımdan çıkarıp attığım gibi Yezid'i de hila*fet makamından çıkarıp attım." diyordu. Böylelikle orada birçok sarık ve ayakkabı yığıldı. Sonra Yezid'in tayin ettiği vali Osman b. Muhammed b. Ebu Süfyan'ı kendi aralarından çıkarıp kovmaya, Ümmeyye oğullarını da Medine'den sürgün etmeye karar verdiler. Bunun üzerine Ümeyye oğulları, Mervan b. Hakem'in evinde toplandılar. Medineliler, bu evin çevresini çembere alıp onları kuşattılar. Hz. Hüseyin'in oğlu Ali Zeynelabidin bunlardan uzak durdu. Abdullah b. Ömer de uzak durdu. Bu ikisi, Yezid'i hal etmediler. îbn Ömer'in ailesindende hiç kimse Ye*zid'i hal etmedi. İbn Ömer, kendi aile halkına şöyle dedi: "Sizden hiçbiri*niz Yezid'i hal etmesin. Aramızda kesin hükme varırız ya da aramıza kı*lıç girer."
Abdülmuttalib oğullarından da hiçbiri Yezid'i hal etmedi. Muhammed b. Hanefiyye'den, Yezid'i hal etmesi istenildiğinde kabul etmedi ve buna şid*detle karşı koyup tartışmaya başladı. Yezid'i savundu ve Yezid'in içki iç*tiğine, bazı namazları terk ettiğine dair yaptıkları suçlamaları da kabul etmedi.
Ümeyye oğulları, Yezid'e bir mektup göndererek kuşatma altında tutulduklarını, ihanete uğradıklarını, aç ve sussuz kaldıklarını, kendi*lerini bu durumdan kurtaracak birini göndermediği takdirde son adamlarına kadar Öldürüleceklerini bildirdiler. Bu mektubu bir ulakla Ye*zid'e gönderdiler. Yezid, mektubu okuyunca üzüldü. Rahatsız oldu ve ulağa şöyle dedi:
- Vay sana! Ümeyye oğulları içinde 1000 erkek yok mu?
- Evet var.
Gündüzün bir saatinde savaşamazlar mıydı?
Bundan sonra Amr b. Said b. As'a haber gönderip yanına çağırttı. Amr gelince Yezid mektubu ona okudu. Kuşatma altında bulunan Ümeyye oğullarını kurtarmak için kimi göndereceğini ona sordu. Ken*disini göndermek istediğini söyleyince Amr itiraz edip şöyle dedi:
- Mü'minlerin emiri, orada düzen sağlamken, işler yolunda gitmek*te iken beni oradaki valilikten azlettin. Şimdi ise Kureyşlilerin kanları orada toprağa akmaktadır. Bu durumda onlara valilik yapmak iste*mem. Bu işi onlara benden daha uzak biri üstlensin.
Bunun üzerine Yezid, habercisini yaşlı ve güçsüz bir adam olan Müslim b. Ukbe el-Müzenî'ye gönderdi. O, bu görevi kabul etti. Yezid, onu 10.000 süvarinin (Başka bir rivayete göre 12.000 veya 15.000 süva*rinin) komutanı olarak Medine'ye gönderdi. Bu süvarilerden herbirine 100 dinar (veya 400'er dinar) verdi. Sonra onları kendi atına binmiş va*ziyette resmi geçitten geçirdi.
Numan b. Beşir:
- Ey müminlerin emiri! Beni onlara vali tayin et. Seni onların bela*sından kurtarayım, dedi.
Numan, Abdullah b. Hanzele'nin ana bir kardeşi idi. İkisinin annesi de Amre binti Revaha idi.
Ancak Yezid:.
- Hayır olmaz, onlara ancak şu zalimi vali olarak göndereceğim. Allah'a yemin 3derim ki, onlara ihsanda bulunduktan ve defalarca onla*rı af ettikten sonra şimdi de öldüreceğim, dedi. Numan da şu karşılığı verdi:
- Ey mü'minlerin emiri! Allah aşkına, aşiretine ve Rasûlullah'm ensânna zarar verme.
Abdullah b. Cafer de Yezid'e şöyle dedi:
- Eğer onlar tekrar sana itaat ederlerse, bu itaatleri kabul edilir mi?
- Eğer tekrar bana itaat edecek olurlarsa onlara ilişilmeyecektir. Yezid, Müslim b. Ukbe'ye şu talimatı verdi: "Onları üç kez itaata davet et. Eğer itaata dönerlerse kabul et ve onlara ilişme, ama itaata dön*mezlerse onlara karşı Allah'tan yardım dile ve onlarla savaş. Eğer onla*rı mağlup edersen Medine'yi üçgün süreyle mubah say. Onları öldür. Bu süre dolduktan sonra da insanlardan el çek. Hüseyin'in oğlu Ali'ye dik*kat et, ona zarar verme, ona iyi davran, onu meclisine yaklaştır. Çünkü o, diğerlerinin girdiği kapıdan girmemiştir. Onların yaptıkları bozgun*culuğu yapmamıştır."
Yezid, Abdullah b. Ziyad'a da İbn Zübeyr'in üzerine gidip onu Mekke'de kuşatma altına alması için mektup gönderdi. Ancak o bunu yap*maya yanaşmadı ve şöyle dedi: "Hayır, Allah'a yemin ederim ki, o fasıkın hatırı için ben önceki günahıma ikinci bir günahı eklemeyeceğim. Hem Rasûlullah'm kızının oğlunu öldüreyim, hem de bundan sonra Beyt-i Haram'a gidip savaşayım! Bu olacak şey mi?"
Hz. Hüseyin'i öldürdüğü zaman annesi Mercane, Abdullah b. Ziya'da: "Yuh sana! Sen ne yaptın? Nasıl bir günah işledin?" diyerek şid*detle azarlamıştı.
Anlatıldığına göre İbn Zübeyr'in hutbesinde şöyle dediğini insanlar Yezid'e haber vermişlerdi: "Maymunların Yezid'i, içki içen, namazı terk eden, şarkıcı cariyelerle başbaşa kalan Yezid."
Müslim, beraberindeki askerlerle Medine'ye doğru yola çıktı. Ora*ya yaklaştığında Medineliler, Ümeyye oğullarını kuşatma işine girişti*ler ve bu hususta çaba sarfedip onlara şöyle dediler: "Allah'a yemin ede*riz ki, ya bize-şu gelen Şamlılara bizi teslim etmeyeceğinize, bize karşı onlarla işbirliği yapmayacağınıza ve açığınızı onlara vermeyeceğinize dair kesin söz ve teminat verirsiniz ya da sizi baştan sona öldürürüz." Ümeyye oğulları da onlara bu hususta kesin söz ve teminat verdiler. Şam ordusu Medine'ye vardığında Ümeyye oğulları onları karşıladılar. Müslim b. Ukbe, onlardan her ne soruyorsa onlar hiçbir şey söylemiyor*lardı. Müslim, bu durumdan sıkıldı. Mervan oğlu Abdülmelik, ona gelip şöyle dedi: "Eğer zafer istiyorsan Medine'nin doğusuna, Harre'ye gidip konakla, eğer sana karşı gelirlerse güneş sizin ensenize, onların da yüz*lerine vurur. Onlan itaate davet et, eğer bu davetine icabet ederlerse ne alâ! Aksi takdirde Allah'tan yardım dileyip onlarla savaş. Allah onlara karşı- imama muhalefet edip itaattan çıktıklarından - sana yardım ede*cektir."
Müslim b. Ukbe, bu konuşma ve tavsiyesinden dolayı ona teşek*kür etti ve tavsiyesine uydu, gidip Medine'nin doğusuna, Harre'ye ordu*gah kurdu. Üç gün süreyle Medinelileri itaata davet etti. Her davetinde Medineliler icabetten kaçtılar. Sadece savaşmaya razı oldular. Üç gün*lük süre geçince dördüncü günde ki o günde hicri altmışüçüncü senenin zilhicce ayının yirmisekizinci günü olan çarşamba idi. Onlara şöyle de*di:
- Ey Medine halkı! Üç günlük süre doldu. Mü'minlerin emîri bana şöyle demişti: "Medineliler, benim aslım ve aşiretimdir. Onların kanla*rının akıtılmasını istemiyorum." Mü'minlerin emiri, size üç günlük sü*re vermemi emretmişti. Bu süre geçip gitti. Şimdi ne yapacaksınız? Ba*rış mı yapacaksınız, yoksa savaşacak mısınız?
- Savaşacağız.
- Böyle yapmayın, barış yapın. Gücünüzü ve kuvvetinizi şu dinsiz İbn Zübeyr'e yöneltelim.
- Ey Allah'ın düşmanı! Eğer amacın buysa sana bu amacı gerçek*leştirme imkanını vermeyeceğiz. Çekip gidesiniz ve Allah'ın kutsal Beyt'inde dinsizlik yapasınız diye bırakmayız. Böyle dedikten sonra Medineliler savaşa hazırlandılar. Kendileri ile Müslim b. Ukbe arasına hendek kazmışlardı.
Bundan sonra Medineliler şiddetlice savaşmaya başladılar. Sonra hezimete uğ*radılar. İki taraftan da önde gelen şahsiyetlerden birçoğu öldürüldü.
Sonra selef ulemasının kendisine Müsrif b. Ukbe dedikleri Müslim b. Ukbe - Allah onu kahretsin, o ne cahil ve ne kötü bir ihtiyardı - Yezid'in emri üzerine Medine'yi üç gün mubah kıldı. Saygınlığını hiçe say*dı. Allah ona hayır mükafat vermesin. Medine eşrafının kurrâlarının çoğunu öldürdü, çok miktarda mal yağmaladı.
Müslim, Hz. Hüseyin'in oğlu Ali'yi çağırttı. Ali, Yezid'in kendisine iyi davranmasını Müslim'e tavsiyede bulunduğundan haber*sizdi. Müslim b. Ukbe, ona şöyle dedi: "Eğer mü'minlerin emiri Yezid sana iyi davranmamı tavsiye etmiş olmasaydı, mutlaka senin boynunu vura*caktım. Haydi gel, şuraya otur." dedi ve onu tah*tına oturttu, bel*ki de şimdi ailen senin için korkmuştur." dedi. Ali de: "Vallahi öyledir." diye karşılık verdi. Müslim de bineğinin hazırlanıp eğerlenmesini em*retti. Sonra Ali'yi bineğine bindirdi ve evine gönderdi.
Sonra da Ümeyye oğullarıyla birlikte çıkmamış olan Hz. Osman'ın oğlu Amr'ı yanına çağırttı. Ona şöyle dedi: "Eğer Medineliler galib olsalardı, onlara ben de sizinle beraberim diyecektin, eğer Şamlılar galip olsalardı onlara ben mü'minlerin emirinin oğluyum, diyecektin." Bundan sonra emir verdi. Amr'ın gür sakalı onun huzurunda yolundu.
Medainî dedi ki: "Müslim b. Ukbe, Medine'yi üç gün süreyle mubah saydı. Saygınlığını hiçe saydı. Askerleri rastladıkları herkesi öldürü*yorlar, malları yağmalıyorlardı. Müslim'in askerleri, Medineli kadınlara tecavüz ettiler, öyle ki o günlerde 1000 kadar kadın evlilik dışı hamile kaldı, denilmektedir. Doğrusunu Allah bilir.
Medainî, Hişam b. Hassan'm şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Harre vakıasından sonra Medineli olup bekar olan 1000 kadın ço*cuk doğurdu." Aralarında Cabir b. Abdullah'ın da bulunduğu Önde gelen sahabeler; Müslim b. Ukbe'nin askerlerinden gizlendiler. Ebu Said el-Hudrî de Medine'den çıkıp dağdaki bir mağaraya yönelmiş, oraya sığın*mak istemişti. Ancak Şamlı askerlerden biri onun peşine takıldı. Ebu Said diyor ki: "Ben onu görünce kılıcını sıyırdı ve üzerime hücum etti, beni Öldüreceğini kesin olarak kafasına koyduğunu anlayınca ben de kı*lıcımı kınına soktum ve ona şöyle dedim: "Ben, hem benim hem de kendi günahım yüklenip cehennemliklerden olmanı isterim. Zulmedenlerin cezası budur."(ei-Mâide, 29.)
O adam bu durumu görünce bana sordu:
- Sen kimsin?
- Ebu Said el-Hudrî'yim
- Rasûlullah (s.a.y)'ın ashabından mısın?
- Evet.
Bundan sonra adam beni bırakıp gitti."
Medainî dedi ki: "Müslim b. Ukbe'ye Said b. Müseyyeb'i getirdiler. Müslim ona: "Bey'at et" deyince o: "Ben Ebu Bekir ile Ömer'in yolundan gidecek emire bey'at ederim," dedi. Bunun üzerine Müslim, Said'in boy*nunun vurulmasını emretti. Orada bulunanlardan birisi, Said'in deli ol*duğuna şahidlik edince Said serbest bırakıldı.
Medineliler, Harre savaşında yenilgiye uğradıklarında kadınlar ve çocuklar çığlık attılar. îbn Ömer: "Ka'be'nin Rabbine yemin ederim ki, bu olanlar, Osman'a yapılanların intikamıdır. "dedi.»
Medainî, Medineli bir ihtiyarın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Zührî'ye sordum: Harre gününde Medinelilerden kaç kişi öldürüldü?" O da bana şu cevabı verdi: "Muhacir ve Ensâr'dan önde gelen 700 kişi öldü*rüldü. Ayrıca mevalinin önde gelenlerinden tanıdığım, tanımadığım kür ve kölelerden ve diğerlerinden de 10.000 kişi kadar öldürüldü.
Bu senede Harre vak'ası meydana geldi. Bu vak'anm meydana geliş sebebi şuydu: Medineliler, Muaviye oğlu Yezid'i hal ettiklerinde yerine Kureyşlilerin başına Abdullah b. Muti yi, Ensârîlerin başına da Abdul*lah b. Hanzele b. Ebu Amirî'yi vali olarak geçirdiler.
Minberin yanında toplandılar. Onlardan bi*risi: "Şu sarığımı başımdan çıkardığım gibi Yezid'i de yöneticilik maka*mından çıkarıp attım." diyor ve başındaki sarığı çıkarıp atıyordu. Diğeri birisi de: "Şu ayakkabımı ayağımdan çıkarıp attığım gibi Yezid'i de hila*fet makamından çıkarıp attım." diyordu. Böylelikle orada birçok sarık ve ayakkabı yığıldı. Sonra Yezid'in tayin ettiği vali Osman b. Muhammed b. Ebu Süfyan'ı kendi aralarından çıkarıp kovmaya, Ümmeyye oğullarını da Medine'den sürgün etmeye karar verdiler. Bunun üzerine Ümeyye oğulları, Mervan b. Hakem'in evinde toplandılar. Medineliler, bu evin çevresini çembere alıp onları kuşattılar. Hz. Hüseyin'in oğlu Ali Zeynelabidin bunlardan uzak durdu. Abdullah b. Ömer de uzak durdu. Bu ikisi, Yezid'i hal etmediler. îbn Ömer'in ailesindende hiç kimse Ye*zid'i hal etmedi. İbn Ömer, kendi aile halkına şöyle dedi: "Sizden hiçbiri*niz Yezid'i hal etmesin. Aramızda kesin hükme varırız ya da aramıza kı*lıç girer."
Abdülmuttalib oğullarından da hiçbiri Yezid'i hal etmedi. Muhammed b. Hanefiyye'den, Yezid'i hal etmesi istenildiğinde kabul etmedi ve buna şid*detle karşı koyup tartışmaya başladı. Yezid'i savundu ve Yezid'in içki iç*tiğine, bazı namazları terk ettiğine dair yaptıkları suçlamaları da kabul etmedi.
Ümeyye oğulları, Yezid'e bir mektup göndererek kuşatma altında tutulduklarını, ihanete uğradıklarını, aç ve sussuz kaldıklarını, kendi*lerini bu durumdan kurtaracak birini göndermediği takdirde son adamlarına kadar Öldürüleceklerini bildirdiler. Bu mektubu bir ulakla Ye*zid'e gönderdiler. Yezid, mektubu okuyunca üzüldü. Rahatsız oldu ve ulağa şöyle dedi:
- Vay sana! Ümeyye oğulları içinde 1000 erkek yok mu?
- Evet var.
Gündüzün bir saatinde savaşamazlar mıydı?
Bundan sonra Amr b. Said b. As'a haber gönderip yanına çağırttı. Amr gelince Yezid mektubu ona okudu. Kuşatma altında bulunan Ümeyye oğullarını kurtarmak için kimi göndereceğini ona sordu. Ken*disini göndermek istediğini söyleyince Amr itiraz edip şöyle dedi:
- Mü'minlerin emiri, orada düzen sağlamken, işler yolunda gitmek*te iken beni oradaki valilikten azlettin. Şimdi ise Kureyşlilerin kanları orada toprağa akmaktadır. Bu durumda onlara valilik yapmak iste*mem. Bu işi onlara benden daha uzak biri üstlensin.
Bunun üzerine Yezid, habercisini yaşlı ve güçsüz bir adam olan Müslim b. Ukbe el-Müzenî'ye gönderdi. O, bu görevi kabul etti. Yezid, onu 10.000 süvarinin (Başka bir rivayete göre 12.000 veya 15.000 süva*rinin) komutanı olarak Medine'ye gönderdi. Bu süvarilerden herbirine 100 dinar (veya 400'er dinar) verdi. Sonra onları kendi atına binmiş va*ziyette resmi geçitten geçirdi.
Numan b. Beşir:
- Ey müminlerin emiri! Beni onlara vali tayin et. Seni onların bela*sından kurtarayım, dedi.
Numan, Abdullah b. Hanzele'nin ana bir kardeşi idi. İkisinin annesi de Amre binti Revaha idi.
Ancak Yezid:.
- Hayır olmaz, onlara ancak şu zalimi vali olarak göndereceğim. Allah'a yemin 3derim ki, onlara ihsanda bulunduktan ve defalarca onla*rı af ettikten sonra şimdi de öldüreceğim, dedi. Numan da şu karşılığı verdi:
- Ey mü'minlerin emiri! Allah aşkına, aşiretine ve Rasûlullah'm ensânna zarar verme.
Abdullah b. Cafer de Yezid'e şöyle dedi:
- Eğer onlar tekrar sana itaat ederlerse, bu itaatleri kabul edilir mi?
- Eğer tekrar bana itaat edecek olurlarsa onlara ilişilmeyecektir. Yezid, Müslim b. Ukbe'ye şu talimatı verdi: "Onları üç kez itaata davet et. Eğer itaata dönerlerse kabul et ve onlara ilişme, ama itaata dön*mezlerse onlara karşı Allah'tan yardım dile ve onlarla savaş. Eğer onla*rı mağlup edersen Medine'yi üçgün süreyle mubah say. Onları öldür. Bu süre dolduktan sonra da insanlardan el çek. Hüseyin'in oğlu Ali'ye dik*kat et, ona zarar verme, ona iyi davran, onu meclisine yaklaştır. Çünkü o, diğerlerinin girdiği kapıdan girmemiştir. Onların yaptıkları bozgun*culuğu yapmamıştır."
Yezid, Abdullah b. Ziyad'a da İbn Zübeyr'in üzerine gidip onu Mekke'de kuşatma altına alması için mektup gönderdi. Ancak o bunu yap*maya yanaşmadı ve şöyle dedi: "Hayır, Allah'a yemin ederim ki, o fasıkın hatırı için ben önceki günahıma ikinci bir günahı eklemeyeceğim. Hem Rasûlullah'm kızının oğlunu öldüreyim, hem de bundan sonra Beyt-i Haram'a gidip savaşayım! Bu olacak şey mi?"
Hz. Hüseyin'i öldürdüğü zaman annesi Mercane, Abdullah b. Ziya'da: "Yuh sana! Sen ne yaptın? Nasıl bir günah işledin?" diyerek şid*detle azarlamıştı.
Anlatıldığına göre İbn Zübeyr'in hutbesinde şöyle dediğini insanlar Yezid'e haber vermişlerdi: "Maymunların Yezid'i, içki içen, namazı terk eden, şarkıcı cariyelerle başbaşa kalan Yezid."
Müslim, beraberindeki askerlerle Medine'ye doğru yola çıktı. Ora*ya yaklaştığında Medineliler, Ümeyye oğullarını kuşatma işine girişti*ler ve bu hususta çaba sarfedip onlara şöyle dediler: "Allah'a yemin ede*riz ki, ya bize-şu gelen Şamlılara bizi teslim etmeyeceğinize, bize karşı onlarla işbirliği yapmayacağınıza ve açığınızı onlara vermeyeceğinize dair kesin söz ve teminat verirsiniz ya da sizi baştan sona öldürürüz." Ümeyye oğulları da onlara bu hususta kesin söz ve teminat verdiler. Şam ordusu Medine'ye vardığında Ümeyye oğulları onları karşıladılar. Müslim b. Ukbe, onlardan her ne soruyorsa onlar hiçbir şey söylemiyor*lardı. Müslim, bu durumdan sıkıldı. Mervan oğlu Abdülmelik, ona gelip şöyle dedi: "Eğer zafer istiyorsan Medine'nin doğusuna, Harre'ye gidip konakla, eğer sana karşı gelirlerse güneş sizin ensenize, onların da yüz*lerine vurur. Onlan itaate davet et, eğer bu davetine icabet ederlerse ne alâ! Aksi takdirde Allah'tan yardım dileyip onlarla savaş. Allah onlara karşı- imama muhalefet edip itaattan çıktıklarından - sana yardım ede*cektir."
Müslim b. Ukbe, bu konuşma ve tavsiyesinden dolayı ona teşek*kür etti ve tavsiyesine uydu, gidip Medine'nin doğusuna, Harre'ye ordu*gah kurdu. Üç gün süreyle Medinelileri itaata davet etti. Her davetinde Medineliler icabetten kaçtılar. Sadece savaşmaya razı oldular. Üç gün*lük süre geçince dördüncü günde ki o günde hicri altmışüçüncü senenin zilhicce ayının yirmisekizinci günü olan çarşamba idi. Onlara şöyle de*di:
- Ey Medine halkı! Üç günlük süre doldu. Mü'minlerin emîri bana şöyle demişti: "Medineliler, benim aslım ve aşiretimdir. Onların kanla*rının akıtılmasını istemiyorum." Mü'minlerin emiri, size üç günlük sü*re vermemi emretmişti. Bu süre geçip gitti. Şimdi ne yapacaksınız? Ba*rış mı yapacaksınız, yoksa savaşacak mısınız?
- Savaşacağız.
- Böyle yapmayın, barış yapın. Gücünüzü ve kuvvetinizi şu dinsiz İbn Zübeyr'e yöneltelim.
- Ey Allah'ın düşmanı! Eğer amacın buysa sana bu amacı gerçek*leştirme imkanını vermeyeceğiz. Çekip gidesiniz ve Allah'ın kutsal Beyt'inde dinsizlik yapasınız diye bırakmayız. Böyle dedikten sonra Medineliler savaşa hazırlandılar. Kendileri ile Müslim b. Ukbe arasına hendek kazmışlardı.
Bundan sonra Medineliler şiddetlice savaşmaya başladılar. Sonra hezimete uğ*radılar. İki taraftan da önde gelen şahsiyetlerden birçoğu öldürüldü.
Sonra selef ulemasının kendisine Müsrif b. Ukbe dedikleri Müslim b. Ukbe - Allah onu kahretsin, o ne cahil ve ne kötü bir ihtiyardı - Yezid'in emri üzerine Medine'yi üç gün mubah kıldı. Saygınlığını hiçe say*dı. Allah ona hayır mükafat vermesin. Medine eşrafının kurrâlarının çoğunu öldürdü, çok miktarda mal yağmaladı.
Müslim, Hz. Hüseyin'in oğlu Ali'yi çağırttı. Ali, Yezid'in kendisine iyi davranmasını Müslim'e tavsiyede bulunduğundan haber*sizdi. Müslim b. Ukbe, ona şöyle dedi: "Eğer mü'minlerin emiri Yezid sana iyi davranmamı tavsiye etmiş olmasaydı, mutlaka senin boynunu vura*caktım. Haydi gel, şuraya otur." dedi ve onu tah*tına oturttu, bel*ki de şimdi ailen senin için korkmuştur." dedi. Ali de: "Vallahi öyledir." diye karşılık verdi. Müslim de bineğinin hazırlanıp eğerlenmesini em*retti. Sonra Ali'yi bineğine bindirdi ve evine gönderdi.
Sonra da Ümeyye oğullarıyla birlikte çıkmamış olan Hz. Osman'ın oğlu Amr'ı yanına çağırttı. Ona şöyle dedi: "Eğer Medineliler galib olsalardı, onlara ben de sizinle beraberim diyecektin, eğer Şamlılar galip olsalardı onlara ben mü'minlerin emirinin oğluyum, diyecektin." Bundan sonra emir verdi. Amr'ın gür sakalı onun huzurunda yolundu.
Medainî dedi ki: "Müslim b. Ukbe, Medine'yi üç gün süreyle mubah saydı. Saygınlığını hiçe saydı. Askerleri rastladıkları herkesi öldürü*yorlar, malları yağmalıyorlardı. Müslim'in askerleri, Medineli kadınlara tecavüz ettiler, öyle ki o günlerde 1000 kadar kadın evlilik dışı hamile kaldı, denilmektedir. Doğrusunu Allah bilir.
Medainî, Hişam b. Hassan'm şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Harre vakıasından sonra Medineli olup bekar olan 1000 kadın ço*cuk doğurdu." Aralarında Cabir b. Abdullah'ın da bulunduğu Önde gelen sahabeler; Müslim b. Ukbe'nin askerlerinden gizlendiler. Ebu Said el-Hudrî de Medine'den çıkıp dağdaki bir mağaraya yönelmiş, oraya sığın*mak istemişti. Ancak Şamlı askerlerden biri onun peşine takıldı. Ebu Said diyor ki: "Ben onu görünce kılıcını sıyırdı ve üzerime hücum etti, beni Öldüreceğini kesin olarak kafasına koyduğunu anlayınca ben de kı*lıcımı kınına soktum ve ona şöyle dedim: "Ben, hem benim hem de kendi günahım yüklenip cehennemliklerden olmanı isterim. Zulmedenlerin cezası budur."(ei-Mâide, 29.)
O adam bu durumu görünce bana sordu:
- Sen kimsin?
- Ebu Said el-Hudrî'yim
- Rasûlullah (s.a.y)'ın ashabından mısın?
- Evet.
Bundan sonra adam beni bırakıp gitti."
Medainî dedi ki: "Müslim b. Ukbe'ye Said b. Müseyyeb'i getirdiler. Müslim ona: "Bey'at et" deyince o: "Ben Ebu Bekir ile Ömer'in yolundan gidecek emire bey'at ederim," dedi. Bunun üzerine Müslim, Said'in boy*nunun vurulmasını emretti. Orada bulunanlardan birisi, Said'in deli ol*duğuna şahidlik edince Said serbest bırakıldı.
Medineliler, Harre savaşında yenilgiye uğradıklarında kadınlar ve çocuklar çığlık attılar. îbn Ömer: "Ka'be'nin Rabbine yemin ederim ki, bu olanlar, Osman'a yapılanların intikamıdır. "dedi.»
Medainî, Medineli bir ihtiyarın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Zührî'ye sordum: Harre gününde Medinelilerden kaç kişi öldürüldü?" O da bana şu cevabı verdi: "Muhacir ve Ensâr'dan önde gelen 700 kişi öldü*rüldü. Ayrıca mevalinin önde gelenlerinden tanıdığım, tanımadığım kür ve kölelerden ve diğerlerinden de 10.000 kişi kadar öldürüldü.