Harre olayı

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Hicretin Altmışüçüncü Senesi

Bu senede Harre vak'ası meydana geldi. Bu vak'anm meydana geliş sebebi şuydu: Medineliler, Muaviye oğlu Yezid'i hal ettiklerinde yerine Kureyşlilerin başına Abdullah b. Muti yi, Ensârîlerin başına da Abdul*lah b. Hanzele b. Ebu Amirî'yi vali olarak geçirdiler.

Minberin yanında toplandılar. Onlardan bi*risi: "Şu sarığımı başımdan çıkardığım gibi Yezid'i de yöneticilik maka*mından çıkarıp attım." diyor ve başındaki sarığı çıkarıp atıyordu. Diğeri birisi de: "Şu ayakkabımı ayağımdan çıkarıp attığım gibi Yezid'i de hila*fet makamından çıkarıp attım." diyordu. Böylelikle orada birçok sarık ve ayakkabı yığıldı. Sonra Yezid'in tayin ettiği vali Osman b. Muhammed b. Ebu Süfyan'ı kendi aralarından çıkarıp kovmaya, Ümmeyye oğullarını da Medine'den sürgün etmeye karar verdiler. Bunun üzerine Ümeyye oğulları, Mervan b. Hakem'in evinde toplandılar. Medineliler, bu evin çevresini çembere alıp onları kuşattılar. Hz. Hüseyin'in oğlu Ali Zeynelabidin bunlardan uzak durdu. Abdullah b. Ömer de uzak durdu. Bu ikisi, Yezid'i hal etmediler. îbn Ömer'in ailesindende hiç kimse Ye*zid'i hal etmedi. İbn Ömer, kendi aile halkına şöyle dedi: "Sizden hiçbiri*niz Yezid'i hal etmesin. Aramızda kesin hükme varırız ya da aramıza kı*lıç girer."



Abdülmuttalib oğullarından da hiçbiri Yezid'i hal etmedi. Muhammed b. Hanefiyye'den, Yezid'i hal etmesi istenildiğinde kabul etmedi ve buna şid*detle karşı koyup tartışmaya başladı. Yezid'i savundu ve Yezid'in içki iç*tiğine, bazı namazları terk ettiğine dair yaptıkları suçlamaları da kabul etmedi.

Ümeyye oğulları, Yezid'e bir mektup göndererek kuşatma altında tutulduklarını, ihanete uğradıklarını, aç ve sussuz kaldıklarını, kendi*lerini bu durumdan kurtaracak birini göndermediği takdirde son adamlarına kadar Öldürüleceklerini bildirdiler. Bu mektubu bir ulakla Ye*zid'e gönderdiler. Yezid, mektubu okuyunca üzüldü. Rahatsız oldu ve ulağa şöyle dedi:
- Vay sana! Ümeyye oğulları içinde 1000 erkek yok mu?
- Evet var.
Gündüzün bir saatinde savaşamazlar mıydı?


Bundan sonra Amr b. Said b. As'a haber gönderip yanına çağırttı. Amr gelince Yezid mektubu ona okudu. Kuşatma altında bulunan Ümeyye oğullarını kurtarmak için kimi göndereceğini ona sordu. Ken*disini göndermek istediğini söyleyince Amr itiraz edip şöyle dedi:
- Mü'minlerin emiri, orada düzen sağlamken, işler yolunda gitmek*te iken beni oradaki valilikten azlettin. Şimdi ise Kureyşlilerin kanları orada toprağa akmaktadır. Bu durumda onlara valilik yapmak iste*mem. Bu işi onlara benden daha uzak biri üstlensin.

Bunun üzerine Yezid, habercisini yaşlı ve güçsüz bir adam olan Müslim b. Ukbe el-Müzenî'ye gönderdi. O, bu görevi kabul etti. Yezid, onu 10.000 süvarinin (Başka bir rivayete göre 12.000 veya 15.000 süva*rinin) komutanı olarak Medine'ye gönderdi. Bu süvarilerden herbirine 100 dinar (veya 400'er dinar) verdi. Sonra onları kendi atına binmiş va*ziyette resmi geçitten geçirdi.



Numan b. Beşir:
- Ey müminlerin emiri! Beni onlara vali tayin et. Seni onların bela*sından kurtarayım, dedi.
Numan, Abdullah b. Hanzele'nin ana bir kardeşi idi. İkisinin annesi de Amre binti Revaha idi.

Ancak Yezid:.
- Hayır olmaz, onlara ancak şu zalimi vali olarak göndereceğim. Allah'a yemin 3derim ki, onlara ihsanda bulunduktan ve defalarca onla*rı af ettikten sonra şimdi de öldüreceğim, dedi. Numan da şu karşılığı verdi:
- Ey mü'minlerin emiri! Allah aşkına, aşiretine ve Rasûlullah'm ensânna zarar verme.
Abdullah b. Cafer de Yezid'e şöyle dedi:
- Eğer onlar tekrar sana itaat ederlerse, bu itaatleri kabul edilir mi?
- Eğer tekrar bana itaat edecek olurlarsa onlara ilişilmeyecektir. Yezid, Müslim b. Ukbe'ye şu talimatı verdi: "Onları üç kez itaata davet et. Eğer itaata dönerlerse kabul et ve onlara ilişme, ama itaata dön*mezlerse onlara karşı Allah'tan yardım dile ve onlarla savaş. Eğer onla*rı mağlup edersen Medine'yi üçgün süreyle mubah say. Onları öldür. Bu süre dolduktan sonra da insanlardan el çek. Hüseyin'in oğlu Ali'ye dik*kat et, ona zarar verme, ona iyi davran, onu meclisine yaklaştır. Çünkü o, diğerlerinin girdiği kapıdan girmemiştir. Onların yaptıkları bozgun*culuğu yapmamıştır."


Yezid, Abdullah b. Ziyad'a da İbn Zübeyr'in üzerine gidip onu Mekke'de kuşatma altına alması için mektup gönderdi. Ancak o bunu yap*maya yanaşmadı ve şöyle dedi: "Hayır, Allah'a yemin ederim ki, o fasıkın hatırı için ben önceki günahıma ikinci bir günahı eklemeyeceğim. Hem Rasûlullah'm kızının oğlunu öldüreyim, hem de bundan sonra Beyt-i Haram'a gidip savaşayım! Bu olacak şey mi?"


Hz. Hüseyin'i öldürdüğü zaman annesi Mercane, Abdullah b. Ziya'da: "Yuh sana! Sen ne yaptın? Nasıl bir günah işledin?" diyerek şid*detle azarlamıştı.


Anlatıldığına göre İbn Zübeyr'in hutbesinde şöyle dediğini insanlar Yezid'e haber vermişlerdi: "Maymunların Yezid'i, içki içen, namazı terk eden, şarkıcı cariyelerle başbaşa kalan Yezid."




Müslim, beraberindeki askerlerle Medine'ye doğru yola çıktı. Ora*ya yaklaştığında Medineliler, Ümeyye oğullarını kuşatma işine girişti*ler ve bu hususta çaba sarfedip onlara şöyle dediler: "Allah'a yemin ede*riz ki, ya bize-şu gelen Şamlılara bizi teslim etmeyeceğinize, bize karşı onlarla işbirliği yapmayacağınıza ve açığınızı onlara vermeyeceğinize dair kesin söz ve teminat verirsiniz ya da sizi baştan sona öldürürüz." Ümeyye oğulları da onlara bu hususta kesin söz ve teminat verdiler. Şam ordusu Medine'ye vardığında Ümeyye oğulları onları karşıladılar. Müslim b. Ukbe, onlardan her ne soruyorsa onlar hiçbir şey söylemiyor*lardı. Müslim, bu durumdan sıkıldı. Mervan oğlu Abdülmelik, ona gelip şöyle dedi: "Eğer zafer istiyorsan Medine'nin doğusuna, Harre'ye gidip konakla, eğer sana karşı gelirlerse güneş sizin ensenize, onların da yüz*lerine vurur. Onlan itaate davet et, eğer bu davetine icabet ederlerse ne alâ! Aksi takdirde Allah'tan yardım dileyip onlarla savaş. Allah onlara karşı- imama muhalefet edip itaattan çıktıklarından - sana yardım ede*cektir."


Müslim b. Ukbe, bu konuşma ve tavsiyesinden dolayı ona teşek*kür etti ve tavsiyesine uydu, gidip Medine'nin doğusuna, Harre'ye ordu*gah kurdu. Üç gün süreyle Medinelileri itaata davet etti. Her davetinde Medineliler icabetten kaçtılar. Sadece savaşmaya razı oldular. Üç gün*lük süre geçince dördüncü günde ki o günde hicri altmışüçüncü senenin zilhicce ayının yirmisekizinci günü olan çarşamba idi. Onlara şöyle de*di:
- Ey Medine halkı! Üç günlük süre doldu. Mü'minlerin emîri bana şöyle demişti: "Medineliler, benim aslım ve aşiretimdir. Onların kanla*rının akıtılmasını istemiyorum." Mü'minlerin emiri, size üç günlük sü*re vermemi emretmişti. Bu süre geçip gitti. Şimdi ne yapacaksınız? Ba*rış mı yapacaksınız, yoksa savaşacak mısınız?
- Savaşacağız.
- Böyle yapmayın, barış yapın. Gücünüzü ve kuvvetinizi şu dinsiz İbn Zübeyr'e yöneltelim.
- Ey Allah'ın düşmanı! Eğer amacın buysa sana bu amacı gerçek*leştirme imkanını vermeyeceğiz. Çekip gidesiniz ve Allah'ın kutsal Beyt'inde dinsizlik yapasınız diye bırakmayız. Böyle dedikten sonra Medineliler savaşa hazırlandılar. Kendileri ile Müslim b. Ukbe arasına hendek kazmışlardı.



Bundan sonra Medineliler şiddetlice savaşmaya başladılar. Sonra hezimete uğ*radılar. İki taraftan da önde gelen şahsiyetlerden birçoğu öldürüldü.


Sonra selef ulemasının kendisine Müsrif b. Ukbe dedikleri Müslim b. Ukbe - Allah onu kahretsin, o ne cahil ve ne kötü bir ihtiyardı - Yezid'in emri üzerine Medine'yi üç gün mubah kıldı. Saygınlığını hiçe say*dı. Allah ona hayır mükafat vermesin. Medine eşrafının kurrâlarının çoğunu öldürdü, çok miktarda mal yağmaladı.


Müslim, Hz. Hüseyin'in oğlu Ali'yi çağırttı. Ali, Yezid'in kendisine iyi davranmasını Müslim'e tavsiyede bulunduğundan haber*sizdi. Müslim b. Ukbe, ona şöyle dedi: "Eğer mü'minlerin emiri Yezid sana iyi davranmamı tavsiye etmiş olmasaydı, mutlaka senin boynunu vura*caktım. Haydi gel, şuraya otur." dedi ve onu tah*tına oturttu, bel*ki de şimdi ailen senin için korkmuştur." dedi. Ali de: "Vallahi öyledir." diye karşılık verdi. Müslim de bineğinin hazırlanıp eğerlenmesini em*retti. Sonra Ali'yi bineğine bindirdi ve evine gönderdi.


Sonra da Ümeyye oğullarıyla birlikte çıkmamış olan Hz. Osman'ın oğlu Amr'ı yanına çağırttı. Ona şöyle dedi: "Eğer Medineliler galib olsalardı, onlara ben de sizinle beraberim diyecektin, eğer Şamlılar galip olsalardı onlara ben mü'minlerin emirinin oğluyum, diyecektin." Bundan sonra emir verdi. Amr'ın gür sakalı onun huzurunda yolundu.


Medainî dedi ki: "Müslim b. Ukbe, Medine'yi üç gün süreyle mubah saydı. Saygınlığını hiçe saydı. Askerleri rastladıkları herkesi öldürü*yorlar, malları yağmalıyorlardı. Müslim'in askerleri, Medineli kadınlara tecavüz ettiler, öyle ki o günlerde 1000 kadar kadın evlilik dışı hamile kaldı, denilmektedir. Doğrusunu Allah bilir.



Medainî, Hişam b. Hassan'm şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Harre vakıasından sonra Medineli olup bekar olan 1000 kadın ço*cuk doğurdu." Aralarında Cabir b. Abdullah'ın da bulunduğu Önde gelen sahabeler; Müslim b. Ukbe'nin askerlerinden gizlendiler. Ebu Said el-Hudrî de Medine'den çıkıp dağdaki bir mağaraya yönelmiş, oraya sığın*mak istemişti. Ancak Şamlı askerlerden biri onun peşine takıldı. Ebu Said diyor ki: "Ben onu görünce kılıcını sıyırdı ve üzerime hücum etti, beni Öldüreceğini kesin olarak kafasına koyduğunu anlayınca ben de kı*lıcımı kınına soktum ve ona şöyle dedim: "Ben, hem benim hem de kendi günahım yüklenip cehennemliklerden olmanı isterim. Zulmedenlerin cezası budur."(ei-Mâide, 29.)
O adam bu durumu görünce bana sordu:
- Sen kimsin?
- Ebu Said el-Hudrî'yim
- Rasûlullah (s.a.y)'ın ashabından mısın?
- Evet.
Bundan sonra adam beni bırakıp gitti."


Medainî dedi ki: "Müslim b. Ukbe'ye Said b. Müseyyeb'i getirdiler. Müslim ona: "Bey'at et" deyince o: "Ben Ebu Bekir ile Ömer'in yolundan gidecek emire bey'at ederim," dedi. Bunun üzerine Müslim, Said'in boy*nunun vurulmasını emretti. Orada bulunanlardan birisi, Said'in deli ol*duğuna şahidlik edince Said serbest bırakıldı.


Medineliler, Harre savaşında yenilgiye uğradıklarında kadınlar ve çocuklar çığlık attılar. îbn Ömer: "Ka'be'nin Rabbine yemin ederim ki, bu olanlar, Osman'a yapılanların intikamıdır. "dedi.»


Medainî, Medineli bir ihtiyarın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Zührî'ye sordum: Harre gününde Medinelilerden kaç kişi öldürüldü?" O da bana şu cevabı verdi: "Muhacir ve Ensâr'dan önde gelen 700 kişi öldü*rüldü. Ayrıca mevalinin önde gelenlerinden tanıdığım, tanımadığım kür ve kölelerden ve diğerlerinden de 10.000 kişi kadar öldürüldü.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
@redyellow @Ercan Tekin ve @abdullahbirisi kardeşlerim yukardaki olayı ibni kesirin el bidaye adlı eserinden aldım.


aynı eserin devamında deniyor ki:

Darekutnî, Cabir b. Abdullah'ın oğulları Muhammed ile Abdurrahman'ın şöyle dediklerini rivayet etmiştir:
"Harre gününde babamızla birlikte dışarı çıktık. Babamızın gözleri kör olmuştu, şöyle dedi: "Rasûlullah (s.a.v.)'ı korkutan helak olsun."

Kendisine: "Baba hiçbir kimse Rasûlullah'ı korkutabilir mi?" diye sor*duğumuzda şöyle cevap verdi: Ben, Rasûlulah (s.a.v.)'m şöyle buyurdu*ğunu işittim.

"Şu Ensâr kabilesini korkutan şurayı korkutmuş olur (böyle derken elini alnına koydu)."




Bu hadisi ve benzerlerini delil olarak ileri sürenler, Muaviye oğlu Yezid'i lanetlemenin caiz olduğunu söylemişlerdir.

Ebu'l-Ferec b. el-Cevzî de Yezid'i lanetlemenin caiz olduğunu söylemiştir.


Ancak başka âlimler, onu lanetlemenin caiz olmadığını söylemişler ve bu hususta eserler tasnif etmişlerdir ki Yezid'i lanetlemek, babasını ve sahabeler*den birisini lanetlemeye vesile olmasın. Onun yaptığı kötülükleri de yanlış tevil yaparak ve yanılarak yaptığı şeklinde yorumlamışlar ve şöyle demişlerdir: "Bununla beraber Yezid, fasık bir imamdı. İmam fasık olduğu zaman sırf fasıklığı sebebiyle görevden azledilemez. Âlimle*rin bu husustaki iki kavlinden doğru olan budur. Aksine ona karşı ayak*lanmak da caiz olmaz. Çünkü bu nedenle fitne kopar, anarşi doğar, ma*sum kanlar akıtılır, mallar yağmalanır, kadınlarla ve diğerleriyle fuhuş yapılır. Daha da kat kat fesatlar ortaya çıkar ki, bunların günahı daha fazladır."




Bu olaydan günümüze ders çıkarmak lazım. Fasık da olsa başımızdaki lidere karşı halkı ayaklanmasına vesile olacak işler yapılmamalı. Onların yanlışları ikide bir gündeme getirip insanları kışkırtmamalı aksine idarecilerimiz için hayır dua etmeliyiz.
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
@redyellow @Ercan Tekin ve @abdullahbirisi kardeşlerim yukardaki olayı ibni kesirin el bidaye adlı eserinden aldım.


aynı eserin devamında deniyor ki:

Darekutnî, Cabir b. Abdullah'ın oğulları Muhammed ile Abdurrahman'ın şöyle dediklerini rivayet etmiştir:
"Harre gününde babamızla birlikte dışarı çıktık. Babamızın gözleri kör olmuştu, şöyle dedi: "Rasûlullah (s.a.v.)'ı korkutan helak olsun."

Kendisine: "Baba hiçbir kimse Rasûlullah'ı korkutabilir mi?" diye sor*duğumuzda şöyle cevap verdi: Ben, Rasûlulah (s.a.v.)'m şöyle buyurdu*ğunu işittim.

"Şu Ensâr kabilesini korkutan şurayı korkutmuş olur (böyle derken elini alnına koydu)."




Bu hadisi ve benzerlerini delil olarak ileri sürenler, Muaviye oğlu Yezid'i lanetlemenin caiz olduğunu söylemişlerdir.

Ebu'l-Ferec b. el-Cevzî de Yezid'i lanetlemenin caiz olduğunu söylemiştir.


Ancak başka âlimler, onu lanetlemenin caiz olmadığını söylemişler ve bu hususta eserler tasnif etmişlerdir ki Yezid'i lanetlemek, babasını ve sahabeler*den birisini lanetlemeye vesile olmasın. Onun yaptığı kötülükleri de yanlış tevil yaparak ve yanılarak yaptığı şeklinde yorumlamışlar ve şöyle demişlerdir: "Bununla beraber Yezid, fasık bir imamdı. İmam fasık olduğu zaman sırf fasıklığı sebebiyle görevden azledilemez. Âlimle*rin bu husustaki iki kavlinden doğru olan budur. Aksine ona karşı ayak*lanmak da caiz olmaz. Çünkü bu nedenle fitne kopar, anarşi doğar, ma*sum kanlar akıtılır, mallar yağmalanır, kadınlarla ve diğerleriyle fuhuş yapılır. Daha da kat kat fesatlar ortaya çıkar ki, bunların günahı daha fazladır."




Bu olaydan günümüze ders çıkarmak lazım. Fasık da olsa başımızdaki lidere karşı halkı ayaklanmasına vesile olacak işler yapılmamalı. Onların yanlışları ikide bir gündeme getirip insanları kışkırtmamalı aksine idarecilerimiz için hayır dua etmeliyiz.
aynen seyid kutup gibi halkı devlete isyana sürüklememeli
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
Yezid lazım size ...
Allahım bunların başına bir yezid gönder ...
 

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0
:yn:


Uslubunuza dikkat edin !
 

alanyali07

Kıdemli Üye
Katılım
11 May 2008
Mesajlar
6,968
Tepkime puanı
845
Puanları
0
@redyellow @Ercan Tekin ve @abdullahbirisi kardeşlerim yukardaki olayı ibni kesirin el bidaye adlı eserinden aldım.


aynı eserin devamında deniyor ki:

Darekutnî, Cabir b. Abdullah'ın oğulları Muhammed ile Abdurrahman'ın şöyle dediklerini rivayet etmiştir:
"Harre gününde babamızla birlikte dışarı çıktık. Babamızın gözleri kör olmuştu, şöyle dedi: "Rasûlullah (s.a.v.)'ı korkutan helak olsun."

Kendisine: "Baba hiçbir kimse Rasûlullah'ı korkutabilir mi?" diye sor*duğumuzda şöyle cevap verdi: Ben, Rasûlulah (s.a.v.)'m şöyle buyurdu*ğunu işittim.

"Şu Ensâr kabilesini korkutan şurayı korkutmuş olur (böyle derken elini alnına koydu)."




Bu hadisi ve benzerlerini delil olarak ileri sürenler, Muaviye oğlu Yezid'i lanetlemenin caiz olduğunu söylemişlerdir.

Ebu'l-Ferec b. el-Cevzî de Yezid'i lanetlemenin caiz olduğunu söylemiştir.


Ancak başka âlimler, onu lanetlemenin caiz olmadığını söylemişler ve bu hususta eserler tasnif etmişlerdir ki Yezid'i lanetlemek, babasını ve sahabeler*den birisini lanetlemeye vesile olmasın. Onun yaptığı kötülükleri de yanlış tevil yaparak ve yanılarak yaptığı şeklinde yorumlamışlar ve şöyle demişlerdir: "Bununla beraber Yezid, fasık bir imamdı. İmam fasık olduğu zaman sırf fasıklığı sebebiyle görevden azledilemez. Âlimle*rin bu husustaki iki kavlinden doğru olan budur. Aksine ona karşı ayak*lanmak da caiz olmaz. Çünkü bu nedenle fitne kopar, anarşi doğar, ma*sum kanlar akıtılır, mallar yağmalanır, kadınlarla ve diğerleriyle fuhuş yapılır. Daha da kat kat fesatlar ortaya çıkar ki, bunların günahı daha fazladır."




Bu olaydan günümüze ders çıkarmak lazım. Fasık da olsa başımızdaki lidere karşı halkı ayaklanmasına vesile olacak işler yapılmamalı. Onların yanlışları ikide bir gündeme getirip insanları kışkırtmamalı aksine idarecilerimiz için hayır dua etmeliyiz.

Alıntı için teşekkürler..
Yalnız benim aklıma bazı sorular geldi..
Yezide ayaklanmak caiz değilse yani öyle kabul edeceksek o zaman Hz. Hüseyin (as)'in ve yanındakilerinin ayaklanmasına nasıl bir tevil yapılacak ?
ya da son devirlerde atıyorum Şeyh Said isyanı zaman zaman meşru gibi gösteriliyor, bu duruma nasıl yorum yapacağız ?
M. Kemale ve o zamanki yönetime isyan etmek meşru muydu ?
bu durumları nasıl izah edebiliriz..?
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Alıntı için teşekkürler..
Yalnız benim aklıma bazı sorular geldi..
Yezide ayaklanmak caiz değilse yani öyle kabul edeceksek o zaman Hz. Hüseyin (as)'in ve yanındakilerinin ayaklanmasına nasıl bir tevil yapılacak ?
ya da son devirlerde atıyorum Şeyh Said isyanı zaman zaman meşru gibi gösteriliyor, bu duruma nasıl yorum yapacağız ?
M. Kemale ve o zamanki yönetime isyan etmek meşru muydu ?
bu durumları nasıl izah edebiliriz..?

Tabi kardeşim haklı olarak bu soruyu sordun.

Şöyle ki, Muaviye ölünce Şamda bulunanlar Yezid'e biyat etti ve onu halife seçti, Mekke ve Medine tarafındaki müslümanlar da Hz. Hüseyin'e biat etti ve onu halife seçti.

Yani Hz. Hüseyin Muaviye ölmeden önce hiçbir ayaklanma veya biat alma işine girişmedi.



Zaten yukarda açtığım konuda dikkatli okursan Hz. Hüseyin'in oğlu Medinedeki ayaklananlara uymadı ve geri çekildi.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir


M. Kemale ve o zamanki yönetime isyan etmek meşru muydu ?
bu durumları nasıl izah edebiliriz..?

Evet M. Kemal'e isyan etmek vacip idi. Çünkü o dini değerlere saldırdı. Tayyip ise dini değerlere saldırmıyor. Kimsenin namazına, orucuna karışmıyor.
 

alanyali07

Kıdemli Üye
Katılım
11 May 2008
Mesajlar
6,968
Tepkime puanı
845
Puanları
0
Evet M. Kemal'e isyan etmek vacip idi. Çünkü o dini değerlere saldırdı. Tayyip ise dini değerlere saldırmıyor. Kimsenin namazına, orucuna karışmıyor.
ama burada yorumlar ve görüşler devreye girmiyor mu ? Göreceli bir yoruma mahal vermez mi ?
"M. Kemal dini değerlere saldırıyor" diye ona silahlı isyanı doğru kabul edersek, Yezide isyan edenler de "Yezidin dini değerlere,ehli beyte,veya kendilerine göre dini değer saydıkları kutsalları hiçe saydığı" görüşüyle isyan etmişlerdi..
Bu göreceli durumu nasıl açıklayacağız ?

ki M. Kemale silahl isyanı meşru göre Şeyh Said hariç bildiğimiz muteber bir alim veya tasavvuf büyüğü var mıydı o zamana dair ? bilmediğim içn soruyorum..
Şeyh Saidin isyanını yanlış bulan alimler de vardır Bediüzzaman gibi mesela..
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
ama burada yorumlar ve görüşler devreye girmiyor mu ? Göreceli bir yoruma mahal vermez mi ?

"M. Kemal dini değerlere saldırıyor" diye ona silahlı isyanı doğru kabul edersek, Yezide isyan edenler de "Yezidin dini değerlere,ehli beyte,veya kendilerine göre dini değer saydıkları kutsalları hiçe saydığı görüşüyle isyan etmişlerdi..




Hayır, Yezide isyan edenler, onun içki içmesine ve şarkıcı kadınları etrafında toplamasından dolayı isyan ettiler.
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
Zahar sende Yezidi ondan seviyorsun sanırım ....
Yönetime sığın sen değil ama onla Türk aile yapısına önem veriyor :)
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
neden adam kayırsınlar ki ?
yorumuna yapılmış bir yorum ...
senin yaran olduğu için sen mesajdan anlam çıkartıyorsun ...
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
Evet M. Kemal'e isyan etmek vacip idi. Çünkü o dini değerlere saldırdı. Tayyip ise dini değerlere saldırmıyor. Kimsenin namazına, orucuna karışmıyor.
aqklıma şu soru geldi imamı rabbani zamanundaki babür hükümdarı islamdan çıktı ve yeni bir din kurdu islama savaş açtı hatta imamı rabbani hazretlerini hapse attı talebeleri savaşalım dedi imam hazretleri caiz değil diye karşı çıktı
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
aqklıma şu soru geldi imamı rabbani zamanundaki babür hükümdarı islamdan çıktı ve yeni bir din kurdu islama savaş açtı hatta imamı rabbani hazretlerini hapse attı talebeleri savaşalım dedi imam hazretleri caiz değil diye karşı çıktı

Hangi mektup, hatırında mı, beraber bakalım.
 

alanyali07

Kıdemli Üye
Katılım
11 May 2008
Mesajlar
6,968
Tepkime puanı
845
Puanları
0
aqklıma şu soru geldi imamı rabbani zamanundaki babür hükümdarı islamdan çıktı ve yeni bir din kurdu islama savaş açtı hatta imamı rabbani hazretlerini hapse attı talebeleri savaşalım dedi imam hazretleri caiz değil diye karşı çıktı

ben de böyle birşey hatırlıyorum sanki..
ama bakmak lazım..

M.kemale isyanın vacip olduğu görüşüne katılmıyorum şahsen..Zira o zamanda birçok muteber alim ,tasavvuf büyüğü,fıkıh alimi de vardı..böyle bir fetvaları olduğunu bilmiyorum şahsen..
 

alanyali07

Kıdemli Üye
Katılım
11 May 2008
Mesajlar
6,968
Tepkime puanı
845
Puanları
0
Milli mücadelede talrbeleriyle beraber savaşa katılan Abdurrahman TAgi (ks) vardı sanırım, M. Kemalden madalya bile almıştır..
Öyle bir vacip durumu olsa biran duracaklarını sanmıyorum..
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
ben de böyle birşey hatırlıyorum sanki..
ama bakmak lazım..

M.kemale isyanın vacip olduğu görüşüne katılmıyorum şahsen..Zira o zamanda birçok muteber alim ,tasavvuf büyüğü,fıkıh alimi de vardı..böyle bir fetvaları olduğunu bilmiyorum şahsen..
caiz olsaydı ilk önce o döndemdeki din adamları seferber olurdu sultan vahdettin cihad bayrağı açardı
 
Üst