Bu konuda hayır dua edemeyecegim ..
12 eylül askeri darbesini yapanları cennetlik ilan ettimi etmedimi ?
bense tam aksine, bütün kalbimle size hayır dua ettim...
çünkü her ne olursa olsun, siz bir müslümansınız ve siz benim din kardeşimsiniz...
***
size bir itirafta bulunayım mı?
bugün bütün nefretime rağmen, o gün (12 eylül '80) kenan evren denen adama bende dua etmiştim!
çünkü o günler öğrenciydim ve akşam yatağa yatarken, "bugün de sağ salim paçayı kurtardık, sağ salim olarak yatağa uzanabildik, postu deldirmeden!" diye düşünürdüm. çünkü işin perde arkasını o günlerde görebilme şansımız yoktu... ki, bunu ancak uzun yıllar sonra farkedebildik... üstelik ben bu adamlara kendimi mihnet borçlu olduğum günlerde ekmek almağa giderken yakalanmış ve tam üç boyunca binbir türlü işkencelerden geçmiş, hayatımın en zor günlerini yaşamıştım. ama hiç olmazsa hayattayım, artık kör bir kurşun paranoyasından kurtuldum diyebiliyordum... inan bana güzel kardeşim, o günleri yaşamayan hiç kimse bunu anlayamaz. fethullah hocanın bunu hangi şart ve ahval ve şerait içinde söylediğini kavrayamaz. tabii eğer gerçekten söylemişse!
şimdi ben size sahabeden ammar bin yasir'in durumunu hatırlatsam bilmem ki bu size bu durumu anlatmaya kifayet eder mi? biliyorsunuz, bu büyük sevgili efendimize gelerek, "ben müşrik oldum, ben müşrik oldum!" diyerek yüreğindeki cehennemi volkanı boşaltıvermişti adeta... sevgili efendimiz de ona ne olduğunu sorduğunda, "müşrikler tarafından yakalandığını, ancak sevgili efendimize sövme karşılığında bırakıldığını" anlatınca efendimiz de ona, "şu an kendini nasıl hissediyorsun, ya ammar?" diye sormuştu. o da, "Allah ve Resulunu her zamankinden daha çok seviyorum!" demişti. sevgili efendimiz de o'na, "öyleyse sen müşrik olmadın ya ammar, eğer bir daha başına böyle bir durum geldiğinde kalbinde Allah ve Resulunun sevgisi olduğu halde, yine onların dediğini yapabilirsin" diye buyurmuştu...
şimdi size şunu sorsam, "eğer fethullah hoca erbakan muhabbeti yapmış olsaydı, samimiyet, sevgi ve yakınlık izhar etmiş olsaydı bu gün onun ve hizmetlerinin durumu ne ahval'de olabilirdi?" hiç tasavvur edebildiniz mi? bakın size bir anekdot daha hatırlatayım. vakti zamanında rahmetli özal cumhurbaşkanlığına adaylığını koyduğunda en şiddetli muhalefeti yapan kişi erbakan hoca idi... bu durum çok zorumuza gitmişti, anlayamamıştık bi türlü... sora şifahi olarak şu bilgiyi edindik. yakın dostlarından biri erbakan hocaya, "yahu ne istiyorsun, iyi ya işte alnı secdeli, müslüman bir adam cumhurbaşkanı olacak, bu kadar karşı çıkmanın alemi ne?" diye sorduğunda şu cevabı veriyor hocamız... "eğer ben karşı çıkmamış olsam, onu desteklesem peki onu cumhurbaşkanı yaparlar mı?"
evet kaçak kardeşim, hayatta herşey göründüğü olmayabiliyor... bazı hususlarda salt gönünene değil, biraz da işin perde arkasına, künhüne, özüne bakamaz mıyız? bu insanlara insafsızca, merhametsizce vururken, onun etrafında halelenmiş binlerce mü'min muhibbinin yüreklerini kanatmadan evvel böyle bir haslet geliştiremez miyiz içimizde?! çok mu zor?
***
bir önceki mesajımda belirttim, ben hiçbir cemaat ya da tarikate bağlı değilim. sade, sıradan ve basit bir müslümanım sadece... ama bunların hepsini seviyorum ve kendimden hissediyorum. siz eğer bu söylediklerinizi mesela süleyman efendi cemaati yahut ehli sünnet olan herhangi bir oluşum için söylemiş olsanız da ben yine aynı şeyleri yazacaktım. samimiyetine hiç inanmadığım bir iki kişi haricinde tabii... çünkü müslümanın bir biriyle kavga etmesi, yaralaması beni de daha çok yaralıyor, üzüyor, derinden hem de... yine de kırdımsa özür dilerim.