Gülen Hareketi siyasallaştı mı?

Her zaman siyasetin içindeydiler, fakat AK PARTİ döneminde siyasette zirve yaptılar..

Kaçak' Alıntı:

12 eylül askeri darbesini yapanları cennetlik ilan ettimi etmedimi ?
Ecevit ve Baykal hakkında bir kere olsun olumsuz beyanat verdimi vermedimi ?
Ecevit ve Baykal hakkında kaç kere müsbet beyanat verdi ?
Lafı gevelemeden yukarıdaki sorulara cevap verebilirseniz çıkacak manzaraya yapılabilecek bir yorum yaptıgımı anlarsınız ...
Anlamak isterseniz şayet ...

Genişletmek için tıkla ...

HİÇ KİMSEYE 'FALAN PARTİYE GİRİN' DEMEDİK

Biz hâlâ her partiye karşı aynı mesafede duruyoruz. Hiç kimseye "Falan partiye girin; mitinglerinde boy gösterin; çarşıda pazarda alkışçısı olun!" demedik. Mesafeli durmak, milletimizin kaderi adına isabetli bulduğumuz bir kısım meselelerde bazı kimselere oy vermemize mani değildir. Güzel şeyler sergileyen ve iyi işler yapan kim olursa olsun, bu millet onu desteklemiştir; desteklenen aslında şahıs ya da parti değil, icraattır. "Şeytandan sığındığım gibi siyasetten de Allah'a sığınırım." diyecek kadar politikaya mesafeli ve dünyaya uzak duran Hazreti Bediüzzaman, vakti gelince oyunu kullanmış ve hem de "falan yere kullandım" demiştir. Evet, biz bütün partilere karşı mesafeli duruyoruz; ne var ki, mesafeli durmak başka, oyumuzu Türkiye'nin geleceği adına isabetli işler yapacağına inandığımız bir yere postalamak daha başka bir meseledir.

ÜLKEMİZE HİZMET EDEN HERKESİ HAYIRLA ANARIM

Güzellik, hayır ve iyilik adına, ister harekete, ister size, ister Müslümanlığa ve isterse de ülkemizin istikbal ve ikbaline hizmet etmiş herkesi (kim olursa olsun) takdir eder ve hayırla anarım. Merhum Turgut Özal'ın iyiliklerini görmezlikten gelemem. Bülent Ecevit Bey'e "makamı Cennet olsun" diyorum; sözden anlayanlar bunun ne demek olduğunu bilirler. Hazreti Üstad diyor ki; "Her mü'minin her sıfatı mü'min olmadığı gibi; her kâfirin her sıfatı da kâfir değildir." (Yanlış anlaşılmasın) Ben kimseye kâfir demiyorum. 12 Eylül bir kötülüktür; fakat o darbeyi gerçekleştiren ve kötülük yapan bir insanın da iyi yanları olabilir; ben güzel bulduğum bir davranışı takdir ettim.

Kenan Evren mekteplerde seçmeli olan din ve ahlak derslerini mecburi hale getirdiğinden dolayı, bir röportajda dedim ki; "Eğer bunu gönlünden gelerek samimiyetle yaptıysa, Allah bu yüzden onu affeder." Bugün de şu ya da bu partiden birileri yine ülkemizin istikbali ve ikbali adına olumlu şeyler söyler ve yaparlarsa, ben onlar için de Firdevsî gibi bir destan yazarım. Bu, Hakk'ın hatırınadır; Hakk'ın hatırı ise âlidir.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1011291&title=bfethullah-gulenden-referandum-degerlendirmesi-izleb&haberSayfa=1

Kaçak' Alıntı:

Bu konuda hayır dua edemeyecegim ..
12 eylül askeri darbesini yapanları cennetlik ilan ettimi etmedimi ?

Genişletmek için tıkla ...

bense tam aksine, bütün kalbimle size hayır dua ettim...
çünkü her ne olursa olsun, siz bir müslümansınız ve siz benim din kardeşimsiniz...
***
size bir itirafta bulunayım mı?
bugün bütün nefretime rağmen, o gün (12 eylül '80) kenan evren denen adama bende dua etmiştim!
çünkü o günler öğrenciydim ve akşam yatağa yatarken, "bugün de sağ salim paçayı kurtardık, sağ salim olarak yatağa uzanabildik, postu deldirmeden!" diye düşünürdüm. çünkü işin perde arkasını o günlerde görebilme şansımız yoktu... ki, bunu ancak uzun yıllar sonra farkedebildik... üstelik ben bu adamlara kendimi mihnet borçlu olduğum günlerde ekmek almağa giderken yakalanmış ve tam üç boyunca binbir türlü işkencelerden geçmiş, hayatımın en zor günlerini yaşamıştım. ama hiç olmazsa hayattayım, artık kör bir kurşun paranoyasından kurtuldum diyebiliyordum... inan bana güzel kardeşim, o günleri yaşamayan hiç kimse bunu anlayamaz. fethullah hocanın bunu hangi şart ve ahval ve şerait içinde söylediğini kavrayamaz. tabii eğer gerçekten söylemişse!

şimdi ben size sahabeden ammar bin yasir'in durumunu hatırlatsam bilmem ki bu size bu durumu anlatmaya kifayet eder mi? biliyorsunuz, bu büyük sevgili efendimize gelerek, "ben müşrik oldum, ben müşrik oldum!" diyerek yüreğindeki cehennemi volkanı boşaltıvermişti adeta... sevgili efendimiz de ona ne olduğunu sorduğunda, "müşrikler tarafından yakalandığını, ancak sevgili efendimize sövme karşılığında bırakıldığını" anlatınca efendimiz de ona, "şu an kendini nasıl hissediyorsun, ya ammar?" diye sormuştu. o da, "Allah ve Resulunu her zamankinden daha çok seviyorum!" demişti. sevgili efendimiz de o'na, "öyleyse sen müşrik olmadın ya ammar, eğer bir daha başına böyle bir durum geldiğinde kalbinde Allah ve Resulunun sevgisi olduğu halde, yine onların dediğini yapabilirsin" diye buyurmuştu...

şimdi size şunu sorsam, "eğer fethullah hoca erbakan muhabbeti yapmış olsaydı, samimiyet, sevgi ve yakınlık izhar etmiş olsaydı bu gün onun ve hizmetlerinin durumu ne ahval'de olabilirdi?" hiç tasavvur edebildiniz mi? bakın size bir anekdot daha hatırlatayım. vakti zamanında rahmetli özal cumhurbaşkanlığına adaylığını koyduğunda en şiddetli muhalefeti yapan kişi erbakan hoca idi... bu durum çok zorumuza gitmişti, anlayamamıştık bi türlü... sora şifahi olarak şu bilgiyi edindik. yakın dostlarından biri erbakan hocaya, "yahu ne istiyorsun, iyi ya işte alnı secdeli, müslüman bir adam cumhurbaşkanı olacak, bu kadar karşı çıkmanın alemi ne?" diye sorduğunda şu cevabı veriyor hocamız... "eğer ben karşı çıkmamış olsam, onu desteklesem peki onu cumhurbaşkanı yaparlar mı?"

evet kaçak kardeşim, hayatta herşey göründüğü olmayabiliyor... bazı hususlarda salt gönünene değil, biraz da işin perde arkasına, künhüne, özüne bakamaz mıyız? bu insanlara insafsızca, merhametsizce vururken, onun etrafında halelenmiş binlerce mü'min muhibbinin yüreklerini kanatmadan evvel böyle bir haslet geliştiremez miyiz içimizde?! çok mu zor?
***
bir önceki mesajımda belirttim, ben hiçbir cemaat ya da tarikate bağlı değilim. sade, sıradan ve basit bir müslümanım sadece... ama bunların hepsini seviyorum ve kendimden hissediyorum. siz eğer bu söylediklerinizi mesela süleyman efendi cemaati yahut ehli sünnet olan herhangi bir oluşum için söylemiş olsanız da ben yine aynı şeyleri yazacaktım. samimiyetine hiç inanmadığım bir iki kişi haricinde tabii... çünkü müslümanın bir biriyle kavga etmesi, yaralaması beni de daha çok yaralıyor, üzüyor, derinden hem de... yine de kırdımsa özür dilerim.

siyaset ne ola ki şimdi bunu ekleyip yine ceza alıcam

siyasete bulaştığmızı söyleyenler bi siyasetin tarifini yapsınlar.

sonra da benim tabi olduğum Üstad'ın siyasetten ne anlattığına bi bakın
siyaset ile parti siyasetini karıştırmayın.

Aslında siyasete bulaşanlar kendilerinin içinde bulunduğu durumdan dolayı herkezi ve cemaatları da siyesette sanıyorlar..

Kendileri bulaşmışlar bulaşmayanlara da siyaset içinde demeye çalışıyorlar..

Bazı meslek ve meşrebden olan bilindik kişilerin hangi partiden milletvekili olduğu ve siyasette rol aldığı görülebilir...

Sayın Seyyah ...
Öncelikle hayır dua kısmını tek başına ele almayınız , öncesiyle okuyunuz ..
Hakarette mahir olmanız noktasında hayır dua edemem demişim ..
Bunun anlamı şudur , Allah hakaret yeteneginizi arttırsın diyemem ..
Sanırım bu bile kendi başına bir hayır dua olsa gerek ...
Geçtim ...

O sözü söyledimi söylemedimi tartışmaya gerek yok , medya önünde tartışılıp inkar edilemeyen bir gereck o konuda rahat olabilirsiniz ...
12 eylül , 28 şubat gibi "Müslümanların" zor durumda kaldıgı dönemlerde , belki "müslümanların" menfati icabı bazı gerçekleri haykırmadan sukut etmek gerekebilir kanaat önderleri tarafından ..
Bunu anlarım siyasete veririm , daha dik durmaları için hayır dua ederim ...
Güçlerinin buna yettigini düşünürüm ..
Veya kendimde üzerime düşeni yapmakta gevşeklik gösterdigimi düşünerek , bu konuda onları yargılamam ...
Fakat övgü ve methiyeler düzmeyi anlayamam ...
Ve ben kimsenin gizli gündemini , niyetini bilmekle hükümlü değilim ..
Gizli gündemleri noktasında kimseye anlayışla yaklaşmak zorundada degilim ..
Hüküm zahire göredir esası geregi , ben bana ulaşan ile hükmederim ...
Gün gelir kendilerince gerekli şartlar oluştugunda , yapıp ettikleri gercekten müslümanın izzetine ve faydasına dokunur olur, verdikleri tavizlerin hakkından fazlasını müslümanlara sunarlarsa..
O zaman cahillik etmişsiz , anlamamışız , haklılarmış demeyide kendime çok görmem ...
Ama bu durum üzerine ölür giderlerse ben bildiklerimle amel etmeye devam ederim ..
Ve tavandan gelen bu açıklamaların ardından , tabandan açıklamaların bir ruhsat bir takkiye oldugu mesajı verilse ...
Taban müslümanın izzetine şerefine yakışır şekilde , durum geregi bunların söylenmesi gerektigini anlatsa o zaman son sözlerinizde haklı olabilirsiniz ...
O zaman bunların birer siyaset oldugunu söyleyen o tabanın kalbini kırmamak gerektigini , izlenen bir yol oldugunu ve inşallah yollarının dogru ve düzgün oldugunu düşünür söylerdik ...
Ama tavandan gelen bir açıklamayla ,tabanın tepkisi , izzet ve şerefleriyle mücadele eden binlerce müslümana "terörist" "israil işbirlikçisi" gibi yaftalar yapıştırmak olursa ...
Mücadele eden müslümanlara kol kanat germek degilde, onları karalamak ve kötülemek olursa ..
Kusura bakmayın kimsenin kalbini düşünecek durumda degilim ...
Sırf hocaefendilerini haklı göstermek adına , edilen bunca söze , aşılan bunca hadde , anlayış ve müsahama ile bakmak saflık olur kanımca ...
SOnuç olarak , bende hiç bir cemaat ve tahrikada baglı degilim ..
Anlamaya ve anladıgımı yaşamaya çalışan biriyim ...
Selamlar ...

Harekti siyasallaştı diye eleştirenler her ne hikmetse dinin siyasetle veya siyasetsiz olamayacağını iddia edenler.Siyasallaştı demek AKP ile ilgili.Bugün AKP ye yakın durduğu aşikar.Bir duruşu olması kadar doğal bir şey yok.Hareketin bir duruşu olması ayrı şey siyasete doğrudan müdahil olması ayrı şey.Referandumda EVET için fikir beyan etti Gülen ama onu sevenlere gidin evet mührü basın deyip onları organize etmedi..

Cemaatlerin üç mühim vazifesi vardır. Birincisi dar dairede ki İman ve İslam vazifesidir ki insanların ahiretlerinin kurtulmasına vesile olmaktır.

Diğer ikisi içtimai ve siyasi hayata dair Kur'ani ölçüleri halka öğretmek vazifesidir. Cemaat namına dahalet yoktur.

Eğer, bir cemaat ister iftira ister hakikat olsun ikinci ve üçüncü vazifesi ilk vazifesinden önde görünüyorsa sorun vardır. Yani, bir Cemaatten bahsedildiğinde önce siyasi fikri ve içtimai amelleri sorgulanıyorsa suçlu olmasa bile kusurludur.

Gülen Cemaatini bu nokta-i nazardan tetkik ettiğimizde, algılanan, tamamen siyasi ve ticari yapı oluşudur. Cematten ziyade cemiyet gibi farz edilmektedirler.
Peki, bu bir propoganda mıdır? İftira kampanyası mıdır? Bilemiyoruz(!)

O zaman biz de amele bakarız.

Denilen şu:Cemaat, bizzat ticari faaliyetlere katılamaktadır. Ticarette iltimas , yani yandaş politikası gütmektedir. Kendi taraflarına daha kolay iş imkanı ve ticari fırsatlar sunmaktadır.

Ben de derim: Külli midir bilmem? Lakin, bu iddaiyı teyit eden hadiseler yaşamışım.

Sırf ticari çevre için gazeteye abone olduğunu söyleyen kişiler vardır.
"İşlerin nasıl?" dendiğinde, Gülen Cemaatini kast ederek "bizim işler iyi, sırtımızı Nurculara dayadık" diyenler mevcuttur. Bizzat ben duydum.

Peki, bu hal münferid midir. Külli bir ölçü olabilir mi?

Elbette hayır.

O zaman o kardeşleri ikaz için deriz.

Cemaatiniz çok büyük olduğu için, içinize ehl-i dünya (niyeti dünyevi olanların) girmesi ve o kalabalığı ticari fırsata dönüştürme arzusu taşıması olağandır. Yapılması gereken şey cemaat namına, ticaret yapmayı, yardım kuruluşu işletmeyi ve siyasi faaliyetii,men etmektir.
İnsanlar cemaatinize sadece uhrevi bir dava ile girmelidir. Dünyevi vazifeniz ise sadece Kur'ani kaideleri ihtar ve nasihattır. Din namına ticaret ve siyaset yapılmaz.

Aksi halde cemaat kemiyette çok, kalitede düşük bir hal arz-ı endam edecektir. Gazete abonelerinin kahir bir kısmının Bediüzzaman ismini duymamış olması buna delildir.

Bu halinizde dindarlar istiskal ediyor, ehl-i dünya çıkarcıları memnun, dünyasını sizler ile paylaşmak istemeyn muarızlar ise düşmanınız olmuş ve asıl vazife olan İman vazifesi akim kalmış bulunmaktadır.

İşte umum cemaatlerin Gülen Cemaatine istiskali bu görünüş sebebi iledir. Kıskançlık değil kızgınlıktır.

Bu halleriniz ile pek çok ehl-i dünyayı memnun edip, ehl-i ukbayı ise müteessir ediyorsunuz.

İftira olsun olmasın, bu algılanma biçminden kurtulamazsanız, tarih sayfalarında yerinizi alacaksınız. Nihai zafer size verilmemiş olacak. İhlasınıza ödül olarak böyle geçici zaferler elde edeceksiniz. Oysa geçici zafer ehl- dünyaya aittir.
Omuzudaki akrebi gösterdim.
Muhabbetle

hirahos kardeşim

hangi cemaat ten bahsediyorsunuz.
buişlere yıllarını veren ağbi ve ablalar mı
yoksa belli bir menfaat için de olsa aramıza katılan misafirlere mi?

resmi kurumlarımızın açıklamaları size kafi olmalı.
farklı niyetle aramıza katıldığını düşünenler zaten çok kısa sürede aramızdan ayrılıyorlar.

cemaat için de görev almak isteyen bir kişiye görev vermedik o da ayrılda sonra süleyman efendi cemaatine katıldı bir süre orda takıldı bir yıl sonra ise nakşilerde karşılaştık.

hangi grup olursa olsun hayır ile şer bir arada barınmaz diğeri ayrılır.