Selamunaleyküm kardeşlerim,
Bendeniz bir katılım bankasında çalışmakta iken faiz korkusuyla ayrılmış bir günahkarım. Malesef şu anki sistemde dindar tacirler güçlü olabilmek ve hızlı büyümek için "kredi" denen illeti kullanmak durumundadırlar.
Katılım bankaları bankalardır arkadaşlar, bankacılık yapmak isterler. Diğer bankalardan farkı sonucu aynı olan işi, hocaların fetvayı verebilmek için gerekli gördüğü operasyon maliyetlerine katlanarak yaparlar. Sonuç olarak ürüne&hizmete ek hiçbir katkı yapmadan "zaman bağlı olarak" fazlalıklarını alırlar. Bana göre bu faizdir deyip sizlere buna innanmaya davet etmiyorum, fakat ben bu tip bir kurumdan yaptıkları işten mutmain olmadığım için ayrıldım ve yaklaşık 800 lira daha az ücret veren bir işe girdim.
İmdi, size para verirken kullandıkları sistemde bir sıkıntı yoktur; varsada bu faizden değil . Sistemde fazlalık(kar) ya da "eksiklik"(zarar)(çok zor bir ihtimal, zira zaten zarar etse parayı çekecek hacılardan anında batarlar. Bankadır çünkü..); ne diyorduk kar ya da zarar parayı yatıran muminler arasında paylaşılır. Bu sistem tam uygundur, zira bankanın da işine gelmektedir, işine gelen tarafını tam uygun yapmaktadırlar. Çünkü konvansiyonel bankalar, mevduat bankaları siz parayı vadeye koyduğunuzda size önceden bir para akitleşmekte ve yükümlülük altına girmektedirler.
Ne ala memleket, neden yapmayalım değil mi? Fakat iş tacirlere finansman kullanmaya geldiği zaman böyle olmamaktadır. İşte ben bu yazımda özellikle bu kısmını açmaya çalışacağım. Tamamen bankacılık işlerinin aynını hocalarımızın fetvalarına uydurmak için ek operasyon yaparak tamamlamaktır. Yani; mesela yahudilere vakti zamanında cumartesi günü balık tutmak yasaklanmıştı ve bunlar cuma günü ağı salıp pazar günü çekiyorlar ve işi FIKHINA uyduruyorlar ya. Hah! tamda böyle yapıyorlar. Şimdi genişçe neredeyse bütün faaliyetlerini aşağıda açıyorum; inanıyorum faizin katılım bankacılığındaki "kar payı" nasıl oluyor öğreneceksiniz. Mutmainseniz mutmain olarak kullanınız, fetvası bulunmakta;
1. Murabaha- Herşey murabaha ile başladı. Yaptıkları işlemler arasında en beyazı budur ve kardeşlerim size kar paylarınızı bundan dağıtırlar. Sizin bankadaki paranızı kullanarak tacirlere ve ihtiyaç sahipleri kredi olarak çekerler. İhtiyaç sahibi gelir, ben filanca evi arabayı alacağım der; banka sana kefalet verdim der veya telefonla arayarak aldım-sattım der. Ödemeyi satıcıya verirler, satıcı emtiayı üzerinize yapar. Bu arada siz 100.000 lira evi, vade farkıyla 150000 liraya 12 taksitle alırsınız mesela. Aradaki 50.000 farkı üstünde alimlerin ihtilafta olduğu vade farkıdır, işte kar payı da budur. 50.000 lirayı ve bankalarının karlılıklarını tamamen faiz formülü kullanarak hesaplarlar. Bu işlem yeterince gri ve şüpheli iken;
1.1. Erken Ödeme İndirimleri:Erken ödeme yaptığınızda tacir karından normalde vazgeçmez. Ama katılım bankaları karından vazgeçerler. Bunu da yine faiz formülünü tersine işleterek hesaplarlar. Halbuki ticari akit sabittir.
1.2. Gecikme Cezaları: Eğer normal bankalarda geç öderseniz temerrüte düşersiniz ya, aynısının tıpkısının fotokopisinin yanmışı katılım bankalarında da vardır. Yanlız tam temerrüt gibi hesaplanmaz, banka karlılığı göz önüne alınarak hesaplanır. Banka derki sen bu parayı bana 10 gün önce verseydin, şu kadar para kazanacaktım bundan, senin yüzünden kardan zarar ettim. Bu parayı bana ver. Geç ödemenin olması ticarin risklerinden birisidir. Mumin borcunu vaktinde ödemekle yükümlüdür, parası olup da ödemediği hergün için zulüm günahı alır. Ancak bu borç verenin faizin faizini işletebileceği anlamına gelmemeli.
1.3. Yeniden Yapılandırma:Bankaya borcunuzu ödeyemediğinizde yeniden yapılandırma talep edebilirsiniz. Yani borcunuzu daha geniş bir parçaya yayarsınız. Katılım Bankaları bunu yapmak zorunda bırakılmadan yapmamalıdırlar. Yaptıkları zamanda tavarruk(sonra anlatacağım) yoluyla (ki düpedüz faizdir) bunu yaparlar. Sonucunda borcunuzu kapatarak, faizin üstüne faiz bindirirler ve sizi daha uzun vadeli.. borçlandırırlar.
Sıkıntılı işlemler bununla sınırlı değil...
2- Icara Sukuk: Fazla yaygın değil fakat yapılmakta. Özellikle yurtdışında İslam ülkelerinde tahvil/bono yerine kullanılıyor. Tahvil/Bono'nun yaptığı işin aynısını görüyor. Peki farkı nedir? Şöyle ki, ben herhangi bir tacire gidiyor ve diyorum ki gayrimenkulünü alayım sana kiralıyayım. Sonra bu gayrimenkul bedelini hisselere bölüyor, bunlara sukuk sertifikası deniyor. Bu sertifika sahiplerine de kar payı veriyor. Bu sukuk işlemi. Peki nedir Icara Sukuk; bizimkiler(katılım bankaları) yapmaz diğer ülkelerin ya da bizim ülkemizin ithal ettiği (Icara Sukuk) sertifikaları kullanırlar. Icara Sukuk, icara satışta olduğu gibi tacire gideriz; gayrimenkulünü alacağız aynı fiyattan vade ile(1 sene, 5 sene, 10 sene) yine sana satacağız. Satış işlemi belli olduğu için teminatlarını da alırlar paşa paşa, ödemezse tacirin ocağını yakarlar(bankalar gibi!). Sonuçta ne oldu? Tahvil/Bono oldu.
3- Sendikasyon Murabaha:Bankacılıktaki sendikasyon kredisinin katılımcasıdır. Sendikasyon kredisi nedir? Sendikasyon kredisi; herhangi bir finans kurumundan başka bir finans kurumunun düşük faizle kredi almasıdır. Çok büyük paralardır bunlar; mesela Italya'da işler kötü gidiyor fakat faizler hala düşük, Italyan bankasının parası çok bizim bankalara para aktarır ve faizini gene yer. Şimdi bizimkiler bunu nasıl yapıyor diye düşünüyorsunuz? TAVARRUK Yoluyla!
4-TAVARRUK: Bunu direk finansman olarak sadece bir katılım bankası askerlik ücreti finansmanı olarak kullandı. Diğerleri yukarıda anlattığım bankacılık işlemlerini yapabilmek için kılıf olarak kullanırlar. Azıcık komplekstir, dikkatli okuyun kardeşlerim. Sizin mesela bir borcunuz var yeniden yapılandırılacak, ya da katılım bankası dışardan para almak istiyor(hatırlayın Sendikasyon Murabaha). Sizden vekalet alır ve size vekalet verir. Sonra bütün işlemi kendisi yapar.
4.1. Borcun yeniden yapılandırılması: Önce kendi adına gider İngiliz Metal Borsasından borcunuz kadar metal alır. Bu arada İngilizlere verilen komisyonu ve masraflarını borcunuza ekler. Vade farkını da faiz formülüyle hesaplar, yeni vadesiyle sizi tekrar borçlandırır. Nasıl mı? Aldığı demiri size vade farkıyla satar, sonra sizin adınıza tekrar satar. Ha ben demiri satmıyorum vazgeçtim gibi birşey yok, akitleşilmiştir.
4.2. Sendikasyon Murabaha: Katılım Bankamız için işler çok iyi gidiyor, Türkiye büyüyor, müslümanların mezhebi de artık kar paylı krediyi benimsemiş gani gani kredi veriyor. Fakat bir sorun var, aynı müslümanlar paralarını katılım bankasında tutmayabiliyorlar. Ve Katılım Bankasının parası yok, İtalya'da işler kötü ve burada faizler yüksek: İtalya'daki banka parayı Türkiye'ye vermek istiyor. (İtalya örnektir, bu Suudi Arabistan da olabilir.) Bunun için Katılım Bankacılığı bir önceki alt maddeye benzer; ilgili faizli bankaya vekalet veriyor ya da işlemi kendi yapacaksa alıyor. Gidiyor, ilgili banka adına İngiliz Metal Borsasından borsasından metal alıyor, bu sefer haracını kendisi veriyor. İtalyan Bankasının olan metali kendisine satıyor, sonra da metali tekrar İngiliz Metal Borsasına satıyor. Gene Haraç veriyor. Tabii ki anlaşılmış vade farkı...FAİZi de zamanla veriyor Burdaki yegane teselli kaynakları antlaşmada bu para murabaha işlemlerinde kullanacaktır ibaresi. Bunun içinde buna Sendikasyon Murabaha deniyor. Şimdi anladınız mı, Yiğit BULUT abimiz neden hergün televizyonlarda İngiliz Metal Borsasına alternatif bir borsa kuralım, kuralım da kuralım dediğini. Esas nedeni budur.
5- Geri Alım/Satım Vaadli Sözleşme: Anlattığım "enstrümanlardan" en kirlisi tavarruk, ikincisi de budur. Repo/Ters Repo'yu bu yolla yapıyorlar. Herhangi bir banka, herhangi bir bankadan(genelde merkez bankası) sukuk sertifikasını teminat göstererek para alıyor. Bir faiz oranında anlaşıyorlar ve küçük vadelerle nakit ihtiyacı karşılanıyor. Peki olayı nedir? Borç olan parayı ödemek zorunda olmadığını antlaşmaya yazdırıyor. Böylece karz-ı hasen gibi oluyor, o fazladan verilen para da müstehap olan "fazladan para ödemek" GİBİ olduğunu düşünülüyor. Ha tabii ki.. yok öyle bir terane paşa paşa ödüyorlar. Geciktirirlerse temerrütünü de ödüyorlar.
Kardeşlerim, genel olarak sistemde yapılan işler yukarıdaki gibidir. İslamda tek faizden bari finansman aracı Muşaraka(Ortaklık) ve Mudaraba(Emek-Sermaye Ortaklığı)'dır. Bildiğim kadarıyla sadece 1-2 katılım bankası şu an inşaat ortaklıklarıyla bu işi yapmaktadırlar. Fakat Getirisi çok fazla olduğundan bunu sadece özkaynaklarıyla yaparlar. Yani sizin paranız 1. maddedeki (murabaha) işlerde kullanılıyor. 1. maddedeki işi yapabilmek için diğer bütün maddelerdeki işleri de yapıyorlar.
Burada genelde toplumda bir yanlış algı var, onu da düzeltmek isterim. Hem Katılım Bankaları Özel Cari Hesapları, Hem de Mevduat Bankaları Vadesiz Mevduat Hesaplarını kredi vermek için kullanıyorlar. Yani sizin faizsiz hesaplarda duran paralarınız var ya, işte o paralar şu an bankada değil. Sadece %20 gibi bir tutarı, devlete veriyorlar size ödeme yapabilmek için. Bu kredilerden elde edilen faiz ise tamamen bankaya kalıyor. Yani sizin anlayacağınız siz yeter ki faiz almayın bankada duran paranızdan, bankalar bu işten çok memnun.
Kardeşlerim! Umarım kimilerin gönlünü mutmain etmişim, kimilerin gönlünü de şüpheden kurtarmışımdır. Yapılan iş yukarıda olduğu gibidir. Bu uzun yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Fakat müslümanların iş yapabilmesi, güçlenebilmesi için de finansmana ihtiyaç vardır. Ben sadece yaptıkları işlerden dolayı katılım bankasından ayrılmadım, ben 2.5 sene bu işe bir çare düşündüm ve geliştirdim. Bunun için bir konu açacağım ve sistemi özet olarak anlatıp bir anket yapacağım. Bunun için beni takip eder ve yapacağım ankete katılırsanız memnun olurum.
Selamunaleykum ve Rahmetullahi ve Berakatuhu