Erbakancılar Saadet'in iftarını bastı
- Konbuyu başlatan AynAlı
- Başlangıç tarihi
olayları tasvip etmemekle birlikte her iki tarafın açıklamalarınıda okuyorum
her halukarda bu olayı gerçekleştirenleri kınıyorum
ve okuduğum bir açıklamayı paylaşıyorum
Protesto gayet düzeyli başladı
İstanbul il iftarının protesto edileceği günler öncesinden kamuoyu ile paylaşılmıştı. Yani konuyla alakalı hem genel merkezin hem de İstanbul il başkanlığının haberi vardı. Hatta konuyla ilişkili olduğu düşünülen isimlere de çeşitli yollardan tehditler de gönderilmişti.
Gençler protestoyu otelin girişinde ellerinde kırmızı kartlarla, düdüklerle ve istifa afişleriyle gerçekleştirdiler. Buradaki protesto herhangi bir taşkınlık olmadan gayet neşeli bir şekilde devam etti. Zaten iftar öncesinde de sonrasında da dışarıda hiçbir şekilde bir tatsızlık yaşanmadı ( İftar sonrasında da protestolar devam etmiş olmasına rağmen).
İçeride misafirler darp edildi
İftar programı davetiyeli olması nedeniyle içeriye davetiyesiz giriş mümkün değildi. Ayrıca da içeriye davetiyesiz girişi önlemek amacıyla yüksek güvenlik önlemleri de alınmıştı. Kısacası içeride 144 ve 145 no'lu masalar dışında davetiyesiz misafir yoktu. Bu iki masaya oturtulan 20 genç İstanbul gençlik kolları teşkilat başkanı İhsan Sorar tarafından Esenler ilçesinden özel olarak getirtilmiş kişilerdi. Özel görevleri olayların detayı anlatılırken anlaşılacaktır.
Salondaki ilk kargaşa İstanbul İl Başkan Yardımcısı Türker Saltabaş'ın yaklaşık 10 kişilik grupla birlikte salona girmesiyle yaşandı. Türker Saltabaş Fatih ilçesinden tanıdığı ve muhalif olduğunu düşündüğü bir kısım misafirlere "niye geldiniz, ben size gelmeyeceksiniz demedim mi?" demesi ve sözlü birkaç atışmadan sonra Türker Saltabaş'ın yanındaki "Nail" isminde birinin masadaki misafirlerden birine yumruk atması olayların fitilini ateşledi. Bir süre devam arbede Genel Başkan Yardımcısı Akif Gürdoğan'ın araya girmesiyle yatıştırıldı.
Ancak Türker Saltabaş'ın ekibinin bir türlü uslanmaması neticesi Kur'an-ı Kerim okunurken tekrardan yaşanan kısa süreli arbede misafirlerin sağduyusu neticesinde tekrardan yatıştırıldı. Bu arada olayları görüntülemek isteyen basın mensuplarına il yönetiminden bazı isimler müdahalede bulundu. Ezan okundu, oruçlar açıldı, İl Başkanı Erol Erdoğan konuşmasını yaptı. Daha sonra program sunucusu programa gönderilen telgrafları okumaya başladı.
Son okunan telgrafın Efsane Başbakan Prof.Dr. Necmettin Erbakan tarafından gönderildiği söylenince salonun büyük bir kısmı Erbakan lehinde tezahüratta bulundu. Tezahürat sırasında ön masalarda oturan Üsküdar ilçesinden Şevki Yılmaz tezahürat eden gruba karşı çatal fırlattı. Atılan çatal Hüseyin Erikçi isminde bir misafirin kafasından yaralanmasına sebep oldu.
Bu sırada 144 ve 145 no'lu masalara yerleştirilen davetiyesiz grup tezahüratta bulunanlara ve Erbakan'a açıkça küfürler savurmaya başladı. Bunun üzerine salon karıştı ve ortaya bu istenmeyen görüntüler çıktı.
Bu yaşanan olaylar neticesinde şu soruları sormak gerekir?
1-) Türker Saltabaş hangi hakla davetiyeli misafirlere hesap sormaya kalkışmış ve onları darp etmiştir?
2-) Türker Saltabaş neden Kur'an-ı Kerim'e dahi saygısı olmayan bir grupla salona girme ihtiyacı hissetmiştir?
3-) Basına müdahale edenler İstanbul il yönetim kurulu üyeleri olmalarına rağmen bunu tezahürat eden misafirler yapmış gibi göstermeye çalışmaktaki amaç nedir?
3-) İstanbul gençlik kolları teşkilat başkanı İhsan Sorar o 20 kişilik grubu neden davetiyesiz içeri almış ve bunlara nasıl bir görev vermiştir?
4-) Erbakan lehine tezahüratta bulunan misafirlere ön masalardan çatal, bıçak ve tuzluk atmayı başlatan Şevki Yılmaz davetiyeli bir misafir midir? Ya da davetiye kim tarafından finanse edilmiştir?
5-) Erol Erdoğan kendi ekibinde bulunan Türker Saltabaş, İhsan Sorar ve il yönetim kurulu üyelerinin yapacaklarından haberdar mıydı? Bu yapılanlar önceden tasarlanmış mıydı?
İstanbul il iftarının protesto edileceği günler öncesinden kamuoyu ile paylaşılmıştı. Yani konuyla alakalı hem genel merkezin hem de İstanbul il başkanlığının haberi vardı. Hatta konuyla ilişkili olduğu düşünülen isimlere de çeşitli yollardan tehditler de gönderilmişti.
Gençler protestoyu otelin girişinde ellerinde kırmızı kartlarla, düdüklerle ve istifa afişleriyle gerçekleştirdiler. Buradaki protesto herhangi bir taşkınlık olmadan gayet neşeli bir şekilde devam etti. Zaten iftar öncesinde de sonrasında da dışarıda hiçbir şekilde bir tatsızlık yaşanmadı ( İftar sonrasında da protestolar devam etmiş olmasına rağmen).
İçeride misafirler darp edildi
İftar programı davetiyeli olması nedeniyle içeriye davetiyesiz giriş mümkün değildi. Ayrıca da içeriye davetiyesiz girişi önlemek amacıyla yüksek güvenlik önlemleri de alınmıştı. Kısacası içeride 144 ve 145 no'lu masalar dışında davetiyesiz misafir yoktu. Bu iki masaya oturtulan 20 genç İstanbul gençlik kolları teşkilat başkanı İhsan Sorar tarafından Esenler ilçesinden özel olarak getirtilmiş kişilerdi. Özel görevleri olayların detayı anlatılırken anlaşılacaktır.
Salondaki ilk kargaşa İstanbul İl Başkan Yardımcısı Türker Saltabaş'ın yaklaşık 10 kişilik grupla birlikte salona girmesiyle yaşandı. Türker Saltabaş Fatih ilçesinden tanıdığı ve muhalif olduğunu düşündüğü bir kısım misafirlere "niye geldiniz, ben size gelmeyeceksiniz demedim mi?" demesi ve sözlü birkaç atışmadan sonra Türker Saltabaş'ın yanındaki "Nail" isminde birinin masadaki misafirlerden birine yumruk atması olayların fitilini ateşledi. Bir süre devam arbede Genel Başkan Yardımcısı Akif Gürdoğan'ın araya girmesiyle yatıştırıldı.
Ancak Türker Saltabaş'ın ekibinin bir türlü uslanmaması neticesi Kur'an-ı Kerim okunurken tekrardan yaşanan kısa süreli arbede misafirlerin sağduyusu neticesinde tekrardan yatıştırıldı. Bu arada olayları görüntülemek isteyen basın mensuplarına il yönetiminden bazı isimler müdahalede bulundu. Ezan okundu, oruçlar açıldı, İl Başkanı Erol Erdoğan konuşmasını yaptı. Daha sonra program sunucusu programa gönderilen telgrafları okumaya başladı.
Son okunan telgrafın Efsane Başbakan Prof.Dr. Necmettin Erbakan tarafından gönderildiği söylenince salonun büyük bir kısmı Erbakan lehinde tezahüratta bulundu. Tezahürat sırasında ön masalarda oturan Üsküdar ilçesinden Şevki Yılmaz tezahürat eden gruba karşı çatal fırlattı. Atılan çatal Hüseyin Erikçi isminde bir misafirin kafasından yaralanmasına sebep oldu.
Bu sırada 144 ve 145 no'lu masalara yerleştirilen davetiyesiz grup tezahüratta bulunanlara ve Erbakan'a açıkça küfürler savurmaya başladı. Bunun üzerine salon karıştı ve ortaya bu istenmeyen görüntüler çıktı.
Bu yaşanan olaylar neticesinde şu soruları sormak gerekir?
1-) Türker Saltabaş hangi hakla davetiyeli misafirlere hesap sormaya kalkışmış ve onları darp etmiştir?
2-) Türker Saltabaş neden Kur'an-ı Kerim'e dahi saygısı olmayan bir grupla salona girme ihtiyacı hissetmiştir?
3-) Basına müdahale edenler İstanbul il yönetim kurulu üyeleri olmalarına rağmen bunu tezahürat eden misafirler yapmış gibi göstermeye çalışmaktaki amaç nedir?
3-) İstanbul gençlik kolları teşkilat başkanı İhsan Sorar o 20 kişilik grubu neden davetiyesiz içeri almış ve bunlara nasıl bir görev vermiştir?
4-) Erbakan lehine tezahüratta bulunan misafirlere ön masalardan çatal, bıçak ve tuzluk atmayı başlatan Şevki Yılmaz davetiyeli bir misafir midir? Ya da davetiye kim tarafından finanse edilmiştir?
5-) Erol Erdoğan kendi ekibinde bulunan Türker Saltabaş, İhsan Sorar ve il yönetim kurulu üyelerinin yapacaklarından haberdar mıydı? Bu yapılanlar önceden tasarlanmış mıydı?
Alıntı
__________________
her halukarda bu olayı gerçekleştirenleri kınıyorum
ve okuduğum bir açıklamayı paylaşıyorum
Protesto gayet düzeyli başladı
İstanbul il iftarının protesto edileceği günler öncesinden kamuoyu ile paylaşılmıştı. Yani konuyla alakalı hem genel merkezin hem de İstanbul il başkanlığının haberi vardı. Hatta konuyla ilişkili olduğu düşünülen isimlere de çeşitli yollardan tehditler de gönderilmişti.
Gençler protestoyu otelin girişinde ellerinde kırmızı kartlarla, düdüklerle ve istifa afişleriyle gerçekleştirdiler. Buradaki protesto herhangi bir taşkınlık olmadan gayet neşeli bir şekilde devam etti. Zaten iftar öncesinde de sonrasında da dışarıda hiçbir şekilde bir tatsızlık yaşanmadı ( İftar sonrasında da protestolar devam etmiş olmasına rağmen).
İçeride misafirler darp edildi
İftar programı davetiyeli olması nedeniyle içeriye davetiyesiz giriş mümkün değildi. Ayrıca da içeriye davetiyesiz girişi önlemek amacıyla yüksek güvenlik önlemleri de alınmıştı. Kısacası içeride 144 ve 145 no'lu masalar dışında davetiyesiz misafir yoktu. Bu iki masaya oturtulan 20 genç İstanbul gençlik kolları teşkilat başkanı İhsan Sorar tarafından Esenler ilçesinden özel olarak getirtilmiş kişilerdi. Özel görevleri olayların detayı anlatılırken anlaşılacaktır.
Salondaki ilk kargaşa İstanbul İl Başkan Yardımcısı Türker Saltabaş'ın yaklaşık 10 kişilik grupla birlikte salona girmesiyle yaşandı. Türker Saltabaş Fatih ilçesinden tanıdığı ve muhalif olduğunu düşündüğü bir kısım misafirlere "niye geldiniz, ben size gelmeyeceksiniz demedim mi?" demesi ve sözlü birkaç atışmadan sonra Türker Saltabaş'ın yanındaki "Nail" isminde birinin masadaki misafirlerden birine yumruk atması olayların fitilini ateşledi. Bir süre devam arbede Genel Başkan Yardımcısı Akif Gürdoğan'ın araya girmesiyle yatıştırıldı.
Ancak Türker Saltabaş'ın ekibinin bir türlü uslanmaması neticesi Kur'an-ı Kerim okunurken tekrardan yaşanan kısa süreli arbede misafirlerin sağduyusu neticesinde tekrardan yatıştırıldı. Bu arada olayları görüntülemek isteyen basın mensuplarına il yönetiminden bazı isimler müdahalede bulundu. Ezan okundu, oruçlar açıldı, İl Başkanı Erol Erdoğan konuşmasını yaptı. Daha sonra program sunucusu programa gönderilen telgrafları okumaya başladı.
Son okunan telgrafın Efsane Başbakan Prof.Dr. Necmettin Erbakan tarafından gönderildiği söylenince salonun büyük bir kısmı Erbakan lehinde tezahüratta bulundu. Tezahürat sırasında ön masalarda oturan Üsküdar ilçesinden Şevki Yılmaz tezahürat eden gruba karşı çatal fırlattı. Atılan çatal Hüseyin Erikçi isminde bir misafirin kafasından yaralanmasına sebep oldu.
Bu sırada 144 ve 145 no'lu masalara yerleştirilen davetiyesiz grup tezahüratta bulunanlara ve Erbakan'a açıkça küfürler savurmaya başladı. Bunun üzerine salon karıştı ve ortaya bu istenmeyen görüntüler çıktı.
Bu yaşanan olaylar neticesinde şu soruları sormak gerekir?
1-) Türker Saltabaş hangi hakla davetiyeli misafirlere hesap sormaya kalkışmış ve onları darp etmiştir?
2-) Türker Saltabaş neden Kur'an-ı Kerim'e dahi saygısı olmayan bir grupla salona girme ihtiyacı hissetmiştir?
3-) Basına müdahale edenler İstanbul il yönetim kurulu üyeleri olmalarına rağmen bunu tezahürat eden misafirler yapmış gibi göstermeye çalışmaktaki amaç nedir?
3-) İstanbul gençlik kolları teşkilat başkanı İhsan Sorar o 20 kişilik grubu neden davetiyesiz içeri almış ve bunlara nasıl bir görev vermiştir?
4-) Erbakan lehine tezahüratta bulunan misafirlere ön masalardan çatal, bıçak ve tuzluk atmayı başlatan Şevki Yılmaz davetiyeli bir misafir midir? Ya da davetiye kim tarafından finanse edilmiştir?
5-) Erol Erdoğan kendi ekibinde bulunan Türker Saltabaş, İhsan Sorar ve il yönetim kurulu üyelerinin yapacaklarından haberdar mıydı? Bu yapılanlar önceden tasarlanmış mıydı?
İstanbul il iftarının protesto edileceği günler öncesinden kamuoyu ile paylaşılmıştı. Yani konuyla alakalı hem genel merkezin hem de İstanbul il başkanlığının haberi vardı. Hatta konuyla ilişkili olduğu düşünülen isimlere de çeşitli yollardan tehditler de gönderilmişti.
Gençler protestoyu otelin girişinde ellerinde kırmızı kartlarla, düdüklerle ve istifa afişleriyle gerçekleştirdiler. Buradaki protesto herhangi bir taşkınlık olmadan gayet neşeli bir şekilde devam etti. Zaten iftar öncesinde de sonrasında da dışarıda hiçbir şekilde bir tatsızlık yaşanmadı ( İftar sonrasında da protestolar devam etmiş olmasına rağmen).
İçeride misafirler darp edildi
İftar programı davetiyeli olması nedeniyle içeriye davetiyesiz giriş mümkün değildi. Ayrıca da içeriye davetiyesiz girişi önlemek amacıyla yüksek güvenlik önlemleri de alınmıştı. Kısacası içeride 144 ve 145 no'lu masalar dışında davetiyesiz misafir yoktu. Bu iki masaya oturtulan 20 genç İstanbul gençlik kolları teşkilat başkanı İhsan Sorar tarafından Esenler ilçesinden özel olarak getirtilmiş kişilerdi. Özel görevleri olayların detayı anlatılırken anlaşılacaktır.
Salondaki ilk kargaşa İstanbul İl Başkan Yardımcısı Türker Saltabaş'ın yaklaşık 10 kişilik grupla birlikte salona girmesiyle yaşandı. Türker Saltabaş Fatih ilçesinden tanıdığı ve muhalif olduğunu düşündüğü bir kısım misafirlere "niye geldiniz, ben size gelmeyeceksiniz demedim mi?" demesi ve sözlü birkaç atışmadan sonra Türker Saltabaş'ın yanındaki "Nail" isminde birinin masadaki misafirlerden birine yumruk atması olayların fitilini ateşledi. Bir süre devam arbede Genel Başkan Yardımcısı Akif Gürdoğan'ın araya girmesiyle yatıştırıldı.
Ancak Türker Saltabaş'ın ekibinin bir türlü uslanmaması neticesi Kur'an-ı Kerim okunurken tekrardan yaşanan kısa süreli arbede misafirlerin sağduyusu neticesinde tekrardan yatıştırıldı. Bu arada olayları görüntülemek isteyen basın mensuplarına il yönetiminden bazı isimler müdahalede bulundu. Ezan okundu, oruçlar açıldı, İl Başkanı Erol Erdoğan konuşmasını yaptı. Daha sonra program sunucusu programa gönderilen telgrafları okumaya başladı.
Son okunan telgrafın Efsane Başbakan Prof.Dr. Necmettin Erbakan tarafından gönderildiği söylenince salonun büyük bir kısmı Erbakan lehinde tezahüratta bulundu. Tezahürat sırasında ön masalarda oturan Üsküdar ilçesinden Şevki Yılmaz tezahürat eden gruba karşı çatal fırlattı. Atılan çatal Hüseyin Erikçi isminde bir misafirin kafasından yaralanmasına sebep oldu.
Bu sırada 144 ve 145 no'lu masalara yerleştirilen davetiyesiz grup tezahüratta bulunanlara ve Erbakan'a açıkça küfürler savurmaya başladı. Bunun üzerine salon karıştı ve ortaya bu istenmeyen görüntüler çıktı.
Bu yaşanan olaylar neticesinde şu soruları sormak gerekir?
1-) Türker Saltabaş hangi hakla davetiyeli misafirlere hesap sormaya kalkışmış ve onları darp etmiştir?
2-) Türker Saltabaş neden Kur'an-ı Kerim'e dahi saygısı olmayan bir grupla salona girme ihtiyacı hissetmiştir?
3-) Basına müdahale edenler İstanbul il yönetim kurulu üyeleri olmalarına rağmen bunu tezahürat eden misafirler yapmış gibi göstermeye çalışmaktaki amaç nedir?
3-) İstanbul gençlik kolları teşkilat başkanı İhsan Sorar o 20 kişilik grubu neden davetiyesiz içeri almış ve bunlara nasıl bir görev vermiştir?
4-) Erbakan lehine tezahüratta bulunan misafirlere ön masalardan çatal, bıçak ve tuzluk atmayı başlatan Şevki Yılmaz davetiyeli bir misafir midir? Ya da davetiye kim tarafından finanse edilmiştir?
5-) Erol Erdoğan kendi ekibinde bulunan Türker Saltabaş, İhsan Sorar ve il yönetim kurulu üyelerinin yapacaklarından haberdar mıydı? Bu yapılanlar önceden tasarlanmış mıydı?
Alıntı
__________________
Peki siz ordamı idiniz ?
orda değildim
ordaymışım gibi bir ifadeylede yazmadım
getirdiğim alıntıların alıntı olduğunuda belirttim
gerçekten sizinle uğraşacak halim yok sadece size dua ediyorum
şu mesajları yazarken gölünüzde ne varsa Allah size iki katını versin
amiiin
ordaymışım gibi bir ifadeylede yazmadım
getirdiğim alıntıların alıntı olduğunuda belirttim
gerçekten sizinle uğraşacak halim yok sadece size dua ediyorum
şu mesajları yazarken gölünüzde ne varsa Allah size iki katını versin
amiiin
Lütfen alıntılarıönce okuyun ve sonra da DÜŞÜNÜN
bakın geirdiğiniz alıntıdan.
Protesto gayet düzeyli başladı
İstanbul il iftarının protesto edileceği günler öncesinden kamuoyu ile paylaşılmıştı. Yani konuyla alakalı hem genel merkezin hem de İstanbul il başkanlığının haberi vardı. Hatta konuyla ilişkili olduğu düşünülen isimlere de çeşitli yollardan tehditler de gönderilmişti.
Gençler protestoyu otelin girişinde ellerinde kırmızı kartlarla, düdüklerle ve istifa afişleriyle gerçekleştirdiler. Buradaki protesto herhangi bir taşkınlık olmadan gayet neşeli bir şekilde devam etti. Zaten iftar öncesinde de sonrasında da dışarıda hiçbir şekilde bir tatsızlık yaşanmadı ( İftar sonrasında da protestolar devam etmiş olmasına rağmen).
GETİRDİĞİNİZ Alıntılar birbiriile çelişiyor
Lütfen birde yazdıklarınız çelişiyor.
Önce getireceğiniz alıntıyı okuyun aklınızla istişare edin sonra Forum a yapıştırın.
Yoksa birbiri ile çelişen birbirini yalanlıyan mseajşarınız tek tek buraya getiricem.
uslubunu tasvip etmemekle birlikte orada bulunan birinin ağzından
http://www.ivedihaber.com/haber/1666-siyaset-numanistler-milli-gorus-gencligi39ne-o-c-diye-kufr.html
http://www.ivedihaber.com/haber/1666-siyaset-numanistler-milli-gorus-gencligi39ne-o-c-diye-kufr.html
Lütfen getirdiğiniz alıntıları iyiokuyun.
ÇEVREDE NE BULDU iseniz getiriyorsunuz.
Yeterin artık.
Bir getirdiğiniz diğer getirdiğinizle çelişiyor.
Madem Numan bey in karşıtısınız
o zaman neden Günlerce önceden bilinen protesto İslam uygun değildirdiye ENGELLENMEDİ ERBAKAN cılar tarafından.
Lütfen
Hadiiçerideki olayları Numan bey in çirkefliği kabuledelim.
PEKİ BAŞLATANLARIN HİÇ Mİ GÜNAHI YOK.
ORAYA NEDEN GELDİLER belli.
BİR MÜSLÜMAN a yakışıyormu.
Sizde Çifte standart yapıyorsunuz.
Hem başlatanları tasvip etmiyorsunuz bunu ruhunuz söyliyor.
Sonra da Siyasi tarafgirlik nefsiniz bu alıntıları getiriyor.
YETERİN ARTIK
KARAR VERİN.
alanyali07
Kıdemli Üye
- Katılım
- 11 May 2008
- Mesajlar
- 6,968
- Tepkime puanı
- 845
- Puanları
- 0
Olaylar gerçekten üzücü ve bir o kadar da ürkütücü..Şeytanların zincire vurulduğu bir ayda ve bir iftar davetinde ve bir iftar saatinde ve Kuran ın okunduğu bir ortamda..Böyle manevi duygular içermesi gereken bir ortamda "düzeyli bir protesto yapmak için ordaydık" demek kadar abes ve vahim bir hata yapılamaz..Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz..Hem de Numan Beyin eşi ve diğer hanımların bulunduğu bir ortamda, bu "düzeyli protestocular" tarafından son derece "düzeyli" küfürler edildiği de ne kadar düzeyli, insaf sahipleri akleder..
http://www.milligorusportal.com/showthread.php?t=29085 sitesinden olayların içinde olan birisi de şöyle cevap vermiş, "biz suçlu değiliz" diyen protestoculara :
"
Dün gerçekleşen İstanbul İftarında bende vardım lakin yaşanan bazı olaylar çarptırılarak ve aslı olmayan bir şekilde yazılmıştır. Bu yanlış algıları ve yanlışlıkların doğrusunu anlatmak üzerimize bir borçtur.
1. Olayın Kuran-ı Kerim okunduğunda gerçekleşmediği söylenmiştir bu bilgi tamamen yanlıştır. Yaşanan kargaşanın videoları izlemek en doğrusu olacaktır.
http://video.8sutun.com/video.asp?vid=6577
http://video.8sutun.com/video.asp?vid=6578
http://video.8sutun.com/video.asp?vid=6579
2. Fatih İlçe Gençlik Başkanımız Mehmet Emin Ertaş'tır. Burada da bilgi eksikliği söz konusudur.
3. Yaşanan ilk kargaşa bir basın mensubunun (dha) çekim yaparken masalarında oturan bir kaç kişinin görüntü almaması gerektiğini söylerek uygunsuz bir tavır sergilemesidir.
4. Öncelikli olarak bir basın mensubunun görüntü alması kadar doğal bir durum yoktur. Bende bir basın mensubuyum orada farklı davranış sergileyen teşkilat mensuplarımıza bir şey söylememeleri ve basının işini yapmasına müdahele etmemelerini rica ettim. Kendi işini yapan bir insana kimsenin orada müdahale etmesi elbette söz konusu değildir. Bir kaç provaktör insan olayı körüklemek için elinden geleni orada sergilemiştir. Görevlilerde gereken uyarıları ve müdahaleyi yapmışlardır.
5. Kuran okunurken, dua edilirken protesto yapılmıştır. Hatta durum öyle bir boyuta taşınmıştır ki masalar kaldırılıp atılmış, çatal, kaşık, tuzluklar protokol bölümüne kadar gelmiştir.
6. Erbakan Hocamızın telgrafı gerçek olmadığı iddia edilmiştir. Kesinlikle ve kesinlikle yalandır. Onursal Genel Başkanımız Recai Kutan, Süleyman Arif Emre, Prof. Dr. Necmettin Erbakan faxları vardı. Aksini iddia eden varsa neye göre bunu savunduğunu ispatlasın. Programın sonuna kadar faxlar bendeydi.
7. Numan Kurtulmuş olaylar gerçekleştiğinde koruma ve polis'in yönlendirmesi üzerine salondan çıkartılmıştır. Kesinlikle Otel'den ayrılmamıştır en son Salonun çıkış kapısında basın mensuplarının sorularına cevap vermiştir. Bazı katel medya da bunu "Kurtulmuş Kaçtı" olarak yazmıştır.
8. Hocamızın faxı okunduktan sonra TEK YÜREK şekilde hocamıza olan sevgi sunulmuştu ki... Kapının önünde bir hareketlilik ve dışarıdan içeri giren insanlar salonun hemen ortasında toplandı ardından ufak çaplı bir organizasyon... Ve sonra "Hocayı satanı bizde satarız", "Erbakan nerede biz oradayız" akabinde iftar sabote edilen bir ortama dönüştürüldü. Elinde bardak, tuzluk olan eylemci kişiler protokol kısmına fırlatmaya başladı, yürümeye çalıştı. Bu tuzluklardan birtanesi de sel felaketi ile sular altında kalan Pakistan'ın büyükelçisinin alnını sıyırıp geçti.
9. Hakaret ve küfürler... Bu kısmı üzülerek yazıyorum böyle bir iğrençlik hayatımda görmedim... Numan Bey'în eşine ve kendisine küfür eden kendini teşkilatçı sanan mahlukatlar... ALLAH ISLAH ETSİN.
10. Masalarından da Mücahit Erbakan sloganları atan insanlar vardı. Ama onlar masaları dağıtmadılar, kalkıp davetlileri rahatsız etmediler, hakaret küfür etmediler, tuzluk, bardak fırlatmadılar, şuursuzca slogan atmadılar.
11. Protestoyu gerçekleştirip, hiç bir şey yapmamış gibi gayet güzel ve sorunsuz eylem gerçekleştirdik diyenlere sesleniyorum. Gören, İşiten ve hesap günü sorguya çekecek ALLAH var...
NOT: Bu mesajı yazmamın tek bir sebebi vardır. Yazılan ve iddia edilen bazı yanlışlıkları düzeltmek içindir. Bu konuyla alakalı ilk ve son mesajımdır. Kardeşlik hukukumuzu zedeleyecek hiç bir cümleyi kimsenin kullanmamasını tavsiye ederim. Selametle.
"
Alıntı tamam oldu.
http://www.milligorusportal.com/showthread.php?t=29085 sitesinden olayların içinde olan birisi de şöyle cevap vermiş, "biz suçlu değiliz" diyen protestoculara :
"
Dün gerçekleşen İstanbul İftarında bende vardım lakin yaşanan bazı olaylar çarptırılarak ve aslı olmayan bir şekilde yazılmıştır. Bu yanlış algıları ve yanlışlıkların doğrusunu anlatmak üzerimize bir borçtur.
1. Olayın Kuran-ı Kerim okunduğunda gerçekleşmediği söylenmiştir bu bilgi tamamen yanlıştır. Yaşanan kargaşanın videoları izlemek en doğrusu olacaktır.
http://video.8sutun.com/video.asp?vid=6577
http://video.8sutun.com/video.asp?vid=6578
http://video.8sutun.com/video.asp?vid=6579
2. Fatih İlçe Gençlik Başkanımız Mehmet Emin Ertaş'tır. Burada da bilgi eksikliği söz konusudur.
3. Yaşanan ilk kargaşa bir basın mensubunun (dha) çekim yaparken masalarında oturan bir kaç kişinin görüntü almaması gerektiğini söylerek uygunsuz bir tavır sergilemesidir.
4. Öncelikli olarak bir basın mensubunun görüntü alması kadar doğal bir durum yoktur. Bende bir basın mensubuyum orada farklı davranış sergileyen teşkilat mensuplarımıza bir şey söylememeleri ve basının işini yapmasına müdahele etmemelerini rica ettim. Kendi işini yapan bir insana kimsenin orada müdahale etmesi elbette söz konusu değildir. Bir kaç provaktör insan olayı körüklemek için elinden geleni orada sergilemiştir. Görevlilerde gereken uyarıları ve müdahaleyi yapmışlardır.
5. Kuran okunurken, dua edilirken protesto yapılmıştır. Hatta durum öyle bir boyuta taşınmıştır ki masalar kaldırılıp atılmış, çatal, kaşık, tuzluklar protokol bölümüne kadar gelmiştir.
6. Erbakan Hocamızın telgrafı gerçek olmadığı iddia edilmiştir. Kesinlikle ve kesinlikle yalandır. Onursal Genel Başkanımız Recai Kutan, Süleyman Arif Emre, Prof. Dr. Necmettin Erbakan faxları vardı. Aksini iddia eden varsa neye göre bunu savunduğunu ispatlasın. Programın sonuna kadar faxlar bendeydi.
7. Numan Kurtulmuş olaylar gerçekleştiğinde koruma ve polis'in yönlendirmesi üzerine salondan çıkartılmıştır. Kesinlikle Otel'den ayrılmamıştır en son Salonun çıkış kapısında basın mensuplarının sorularına cevap vermiştir. Bazı katel medya da bunu "Kurtulmuş Kaçtı" olarak yazmıştır.
8. Hocamızın faxı okunduktan sonra TEK YÜREK şekilde hocamıza olan sevgi sunulmuştu ki... Kapının önünde bir hareketlilik ve dışarıdan içeri giren insanlar salonun hemen ortasında toplandı ardından ufak çaplı bir organizasyon... Ve sonra "Hocayı satanı bizde satarız", "Erbakan nerede biz oradayız" akabinde iftar sabote edilen bir ortama dönüştürüldü. Elinde bardak, tuzluk olan eylemci kişiler protokol kısmına fırlatmaya başladı, yürümeye çalıştı. Bu tuzluklardan birtanesi de sel felaketi ile sular altında kalan Pakistan'ın büyükelçisinin alnını sıyırıp geçti.
9. Hakaret ve küfürler... Bu kısmı üzülerek yazıyorum böyle bir iğrençlik hayatımda görmedim... Numan Bey'în eşine ve kendisine küfür eden kendini teşkilatçı sanan mahlukatlar... ALLAH ISLAH ETSİN.
10. Masalarından da Mücahit Erbakan sloganları atan insanlar vardı. Ama onlar masaları dağıtmadılar, kalkıp davetlileri rahatsız etmediler, hakaret küfür etmediler, tuzluk, bardak fırlatmadılar, şuursuzca slogan atmadılar.
11. Protestoyu gerçekleştirip, hiç bir şey yapmamış gibi gayet güzel ve sorunsuz eylem gerçekleştirdik diyenlere sesleniyorum. Gören, İşiten ve hesap günü sorguya çekecek ALLAH var...
NOT: Bu mesajı yazmamın tek bir sebebi vardır. Yazılan ve iddia edilen bazı yanlışlıkları düzeltmek içindir. Bu konuyla alakalı ilk ve son mesajımdır. Kardeşlik hukukumuzu zedeleyecek hiç bir cümleyi kimsenin kullanmamasını tavsiye ederim. Selametle.
"
Alıntı tamam oldu.
ukubat
Profesör
- Katılım
- 9 May 2007
- Mesajlar
- 1,942
- Tepkime puanı
- 103
- Puanları
- 0
- Konum
- istanbul,fatih
- Web sitesi
- www.ismailaga.org.tr
Milli görüş içindeki erbakancı grubun sayıları az ama sesleri çok çıkıyor...
Bu menfur olaydan sonra özür dileyip özeleştiri yapacaklarına hala kendilerini haklı çıkarma gayretindeler...
Bu adamlar yakında el-azize katılırlar bence...
Numan beye Allah yardım etsin bu holiganlara karşı...
Ellerde düdük iftar sofrası basan bir kişi ve bunu islam adına yapıyor...
Holiganizmin ve fanatizmin geldiği nokta gerçekten ürkütücüdür...
Bu menfur olaydan sonra özür dileyip özeleştiri yapacaklarına hala kendilerini haklı çıkarma gayretindeler...
Bu adamlar yakında el-azize katılırlar bence...
Numan beye Allah yardım etsin bu holiganlara karşı...
Ellerde düdük iftar sofrası basan bir kişi ve bunu islam adına yapıyor...
Holiganizmin ve fanatizmin geldiği nokta gerçekten ürkütücüdür...
milli görüş çetesi iş başındaydı iftar sahatinde..bu nasıl bir kinmiş hocayı çok seviyor ve şerefi ona sadakatta buluyorsanız bir parti daha kurarsınız orada siyasete devam edersiniz.Yada yeni kongreye kadar adam gibi durursunuz.Türk siyasetinden pek örneği yok.Hem kongrede karşısına aday dahi çıkarmayacaksınız hem kongeden sonra bebek gibi zırlayacaksınız.Olacak iş değil.
Bu seferde Bursa'da protesto!
Saadet Partisi'nin dün İstanbul'daki iftarından yaşanan olayların benzeri Bursa'da da yaşandı. Saadet Partisi Bursa İl Örgütü tarafından düzenlenen iftar yemeğinde bir grup protesto gösterisi yaptı. Polis, gruba müdahale ederek dağıttı.
Saadet Partisi Bursa İl Başkanlığı tarafından Sukaypark'ta düzenlenen iftar yemeğinde Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan yanlısı bir grup, iftarın ardından konuşma yapan Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'u protesto etti.
Parka alınmaya yaklaşık 20 kişilik grup, 'Mücahit Erbakan' diye bağırmaya başladı. Bu sırada iftar alanında bulunan bir kişi de ayağa kalkarak 'Mücahit Erbakan' diye bağırdı.
Kurtulmuş'u dinleyen partililer bağıran şahsın üzerine yürüdü. Polis, şahsı dışarı çıkardı.
Kapı önünde bekleyen grup da, Çevik Kuvvet tarafından dağıtıldı. Ayrılmak istemeyen 6 kişi gözaltına alındı.
İftarın ardından gazetecilerin protesto ile ilgili soruları üzerine Kurtulmuş, "Ben konuşma yapıyordum. Dışarıda ne oldu bilmiyorum." dedi.
Saadet Partisi'nin dün İstanbul'daki iftarından yaşanan olayların benzeri Bursa'da da yaşandı. Saadet Partisi Bursa İl Örgütü tarafından düzenlenen iftar yemeğinde bir grup protesto gösterisi yaptı. Polis, gruba müdahale ederek dağıttı.
Saadet Partisi Bursa İl Başkanlığı tarafından Sukaypark'ta düzenlenen iftar yemeğinde Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan yanlısı bir grup, iftarın ardından konuşma yapan Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'u protesto etti.
Parka alınmaya yaklaşık 20 kişilik grup, 'Mücahit Erbakan' diye bağırmaya başladı. Bu sırada iftar alanında bulunan bir kişi de ayağa kalkarak 'Mücahit Erbakan' diye bağırdı.
Kurtulmuş'u dinleyen partililer bağıran şahsın üzerine yürüdü. Polis, şahsı dışarı çıkardı.
Kapı önünde bekleyen grup da, Çevik Kuvvet tarafından dağıtıldı. Ayrılmak istemeyen 6 kişi gözaltına alındı.
İftarın ardından gazetecilerin protesto ile ilgili soruları üzerine Kurtulmuş, "Ben konuşma yapıyordum. Dışarıda ne oldu bilmiyorum." dedi.
Garip Mecnun
Üye
- Katılım
- 23 Tem 2010
- Mesajlar
- 23
- Tepkime puanı
- 3
- Puanları
- 0
Ellerinde dinamit, Milli Görüş'ü patlatıyorlar.
Bunun adına da Milli görüşe hizmet derler sorsan.
Yazık ki çok yazık.
Necmeddin Erbakan hoca bu ülkeye ne kadar hayırlı ise gördük ki, Erbakancılık anlayışı da bir o kadar hayırsız.
Sözüm Erbakan hocaya değil. Bende de var olan ruh milli görüş ruhudur.
Lakin, Kurtulmuşa sataşanların ruhları bende mevcut değil maalesef.
Bunun adına da Milli görüşe hizmet derler sorsan.
Yazık ki çok yazık.
Necmeddin Erbakan hoca bu ülkeye ne kadar hayırlı ise gördük ki, Erbakancılık anlayışı da bir o kadar hayırsız.
Sözüm Erbakan hocaya değil. Bende de var olan ruh milli görüş ruhudur.
Lakin, Kurtulmuşa sataşanların ruhları bende mevcut değil maalesef.
alıntı getirirken her iki tarafın açıklamaları diye belirtmiştim aynı olması abes olurdu
birde okumuş olmak için değil anlamak için okuyun der durursunuz
önce kendiniz deneyin isterseniz
Lütfen
İşte Bursa İftarı
Hatırlarmısınız BİR ZAMAN İDDİA ETMİŞTİM
MİLLİGÖRÜŞe sızmalar SP ne sızmalar var diye İTİRAZ etmiştiniz.
İşte görün
GERÇEK MİLLİGÖRÜŞRUHUNU TAŞIYANLAR BUNU YAPMAZ.
MÜCADELELERİNİ İSLAM sınırlarında yaparlar
arifan yolcusu
Profesör
hocayı savunanları eleştirenlerin kafasına hoca kadar taş düşsün...
Oysa Bahçeli'nin MHP'si CHP'ye kaymıyor bile.
Bahçeli'nin MHP'si CHP'nin düpedüz kölesi ve tetikçisi durumunda..
Bakalım Bahçeli MHP'yi nasıl kurtaracak...
Ha bu arada biz "Milli Güreşçi" derken yalan mı diyoruz arkadaş... Bunlara bundan sonra "Milli Çirkefçi" diyeceğuk haberiniz ola...
Vay beeee
İftar olayından sonra da SİZ mi Forum baskını yapmakistediniz.
Ne demekistiyorsunuz ?
Hoca kadar Taşdüşsün BEDDUA dikkat et sana dönmesin.
Bu alıntı yaptığım mesajınız ne islam a uygun nede MİLLİ GÖRÜŞ ruhuna uygun
arifan yolcusu
Profesör
niye alındın ki
yoksa taş mı geliyor
yoksa taş mı geliyor